14 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

14 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—i— VAKIT 14 Haziran 1730 WEEK Kredi tehlikesi undan evvelki makalemde Ziraat bankası kanununa zeyl olmak Üzere hükümetçe tek- lif edilip Millet Meclisince tas- dik edilen yeni bir kanunun krediye muhtaç olan çifçiler için büyük suhuletler temin et- tiğini izah etmiştim. Bugün bu teshilâta mukabil çifçiler için nazarı dikkate alınması icap eden bir nokta bulünduğunu da söylemek isterim. Mevzuubabs kanun Büyük Millet Meclisinde müzakere edi- lirken Adana meb'usu Kemal ve Zamir beyler söz aldılar ve | yeni kanunun ziraate gösterdiği büyük subuletlere mukabil ibtiva ettiği çok sıkı ahkâm üzerine hükümetin ve meclisin nazarı dikkatini celbettiler Filhakika yeni kanun köylüler için Ziraat bankasından para almayı kolay- laştırmıştır ; fakat diğer taraf tan da bankadan para alanları | da vadesi bululünde borçlarını vermeğe mecbur edecek bazı tedbirler koymuştur. Asıl Ziraat bankası kanunun- da ipotekli ikrazatın vadesi gel- diğizaman borçlu deynini tediye etmezse banka kendisine bir ih- barname gönderirdi. Bu ihbar- namenin (tebliğinden itibaren borçlu gene iki ay içinde deyni- ni tesviye etmezse bu defa bor- ca karşı teminat gösterilmiş olan emlâk ye arazi satışa çıkarılırdı. Fakat bu suretle satışa çıkarıla- cak emlâk ve arazinin kıymeti. takdir ettirilirdi. Şayet müzaye- de esnasında talipler tarafından verilen "kıymetten aşağı görülür- se emlâk ve arazi satılmazdı; bu emlâk ve araziyi banka ken- disi tefevvüz ederdi ve eğer bu tefevvüz muameles'nden bir se- nesonraya kadar borçlu deynini tediye ederse banka malini iade ederdi ve şayet gene bir sene sonra banka mali satarda bedeli köylünün borcundan fazla tutar- sa bu fazlayı da köylüye verirdi. Fakat yeni kanun bu usulü değiştirmiştir : Yeni usule göre borcunu vaktinde vermiyen köy- lünün emlâk ve erazisi takdiri kıymet yapılmaksızın açık art- tırma - suretile satılacaktır. Bir buçuk ay müddeti nihayetinde talip var ise muvakkat ihalesi yapılacaktır veyahut indelicap banka tarafından tefevvuz olu- nacaktır.. Binaenaleyh yeni usul- *de takdiri kıymet olmadığı için malin hakiki fiyatmi bulup bul- madığını tetkik etmek İâzimgel- dikten başka bilâhara mal sa- tıldığı zaman köylünün borcun- dan fazla tutarsa bankaca faz- lâsının iadesi de mevzuubahs ol- mıyacak demektir. Bu itibar ile yeni - usul &ski © usüle nazâran köylüye daha az müsait görü- nüyor, Binaenaleyh yeni usulde banka parayı köylünün ayağına kadar götürüp vermekle ve-onu birçok masraflardan ve zahmetlerden kurtarmakla beraber borcunu vaktinde ödeyemiyenlere karşı eskisinden fazla şiddetli hareket , edecektir. Bu itibar ile ziraat bala yeni usulü para almak için çok kolaylık gösteriyor diye herkesin | kredi almıya koşması doğru de- ğildir. Bankadan para istiyen Mü ONE DİN e VE İki kath bir gaf! Bi kaç gön evvel kadın bir- liğinin yıllık kongresi var- mış. Olabilir, her cemiyetin tabii haklarından sayılan bu müzake- re, elbette kadınlardan esirge necek (o değildir. (Gazetelerde klişeler ve irili ufaklı serlavha- larla bu mesele anlatıldı. Ben evvela resimlere baktım. Peşin den bütün havadisi okumağa cesaret — edememiştim. Sonra başlıklardan biri gözüme ilişince dikkatim arttı, okudum. Kadın birliği, çok ciddi işlediğini gör- mek istediğimiz, hatta çalışma- sından faydalı neticeler bekledi- ğ.miz bir yurttur. Fırsat düştük- çe nasıl çalıştıklarını, hangi ga- yelere, ne gibi yollardan yürüye- bildiklerini araştırırız, Dün de. böyle oldu. Senelik raporun tafsilâtını okumak için iğildiğim gazeteden bir kaç cümle sonra başım hayretle kalktı. Bu rapor, gazetelere tarizle baş- lıyor ve bütün gazeteleri yalan- cılıkla ittiham ediyordu. Söz, hüküm doğru olsaydı bile bunu kadınlarımızın meşhur nezaket ve inceliklerine yakıştıramazdık. Kaldı ki rapor, bir yalanla bir hakikati sıvamak istiyordu. Erkek kalemlerinin bu gazete- lerde onlar için kadınlarınkin den çok işleyip çalışdığı inkâra sığar bir şey değ'ldir. Erkek meclislerinde müsavi hak istiyen fakat kendi kongre- lerinde erkek azayı rey. sahibi saymıyan bu hanımlar, acaba düştükleri tenakuzun derinliğini | görmüyorlar mı? Gazateler,' şimdiye kadar on- ların <ılız sesleri için bir «opar- lör» olmuştu. Eğer bu kubbede bir ses kalmış, daba doğrusu bir tarları, bunu gazetelere borçlu- (5 durlar. Ne yazık ki kendilerine o kadar hizmet eden müesseseye, sivri topuklarile birçın hırçın vuruyorlar. Gazete aleyhdarlığı, kalemle- re hücum bazan bir hak ve va- zife olur. Bu demlerde hic kim- se onlardan ayrılmaz. Fakat ayni yerde ayni günde ve daha bu hakareti alkışlıyan şakırtılar sönmeden, kırılan po- tun büyüklüğünü sezen “br ha- nım: “O cümle yanlışlıkia ya- zıldı |,, demiş ve bühtanı sildir- miş. İnsaf canm bir raporda böyle çam değil baobaplar dev- * rilir mi? Devrildikten sonra bir “ yanlışlık oldu!,, ile kaldın dığına inanılır mı ? Hanımlar, yarm. eğer biri çı- kar da size: “ Ciddi işleri ba- şaracağınızdan şüphe ediyoruz |,, derse sakın gücenmeyiniz 1... Seyyah köylü vâkti geldiği zaman bor- cunu mutlaka ödemek icap etti- ğini hiçbir vakit unutmamalıdır. Şayet borcunu vaktinde vermez ise neticede elinden emlâk ve arazisinin gideceğini iyi bilmelidir.|£ Mâamafih bankadan para al- mış olan köylülerin vadesi ge- lince borçlarını ödememeleri her vakit şahsi hata ve taksirden mütevellit olamaz. Adana meb'u- su Kemal beyin meclis müzake- ratı esnasında hatırlattığı gibi MEN AR RK ae bazan bir kuraklık, bazan bir çekirge afeti köylülerin ellerini böğürlerinde bırakabilir, Bu gibi -T Çenet, EE İ KEŞ Bir biletçi yew biletçisi, ikinci mevki arabalardan birisinde otu- ran yaşlı bir Türk hanımına İ bangır bangır bağırıyor: — Ben sana gösteririm; zaten ben seni bilirim. V.S. V.S. Bu ihtiyar kadın, orduya bir kaç asker yetiştirmiş olabilirdi. Seneler sırtına yığılmış, çeh- resne çizgiler halinde inmişti. Küstah biletçi bir az daha de- vam etse, kadını yakasından i tutup silkecekti. Sordum: — Ne var, bilet mi almıyor? — Hayır! — Parâ mı' vermiyor? — Hayır! “© — Para vermiyorsa ben 0 reyim! .. — Hayır istemez.. ”—O balde anan yaşındaki kadına ne bağırıyorsun ? Bu sual cevapsız kalıyor. Mutlaka bu biletçi artık ma- ziye karışan köprü tahsildar- larına taş çıkartmak, rahmet okutmak niyetindeydi.. » Viran binalar Gm viran evlerin yıkılmasına karar vermiş. Bu karar tatbik edilecek olursa İstanbulda kuvvetli bir sükna buhranı baş gösterecektir diye korkulur. Sonra, ev yıkanın hanesi viran olur, şeklindeki -darbı meseli de artık. de; k lâzım ü bu elli sonra ya düyunu umümiye binasına taşı- nacak | Toplu İğne ama YA gimme —” | — 1930 baki ŞAmçiYOn Musabaka şartları Daktilo şampiyonluğu mü- sabakasının icra sureti ve 'ne zaman yapılacağı bu müsaba- kayı idare ile iştigal eden he- yet tara'ından kar urlmiş- tır. Kararlaştırılan esasat şun- lardır: 1 — Şampiyonluk müsa“ bakası Ticaret mektebi âlisin- de icra edilecektir. 2 — Müsabaka temmüzun ılk haftasında yapılacaktır. 3 — Müsübakaya : iştirak edenlerin hangi makine ile zmıya -alıştıklarımı . evvelden a ylertirmeleri lâzımdır, 4 — Müsabaka günü ve sâati bilâhare iştrak edenlere bildirilecektir. 5 — Müsabakaya erkekler de iştirak edebilir. Her memlekette daktilo şampıyonu müsabaka ile anla- şılmıştır. Memleketimizde bu- nün tesbiti için ilk teşebbüs : “ VAKIT ,, şampiyon- i luğu kazanacak olana ve di- muyaffakıyet gösterenlere # rna Gİ ae e al Ny e et bire kıymettar hatıra vere : ) cektir; Psy ink afetlerden mütevellit zaruretler muvacehesinde kükümetin diğer zamanlardan hassas olmksı' ve lüzumu halinde köylü lehinde iktıza Mehmet Asım müdahalede bulunması edecektir. Fedailer ağaçların Muharriri : eri Rızs eolayil Ömer altına serilmişl€ Yüzleri örtülü kadınlar bunlara şarap veriyorlardı Bir lahza da kadekler doldu; ve Şeyhül Cebel bağırdı : —Siz ey şeybül Cebelin köleleri| ve bendeleri! -heph'ze emrediyo- rum, bu güzeller güzeli, çiçeek- ler çiçeği, ve Sultan Salabatti- nin yiğeni cihan Melikesinin şerfine içeceksiniz! Bu. sözlerden sonra Sinan | kadehini (o dikmiş, O boşaltmış, sönra onu Melikeye uzatımıştı. Bütün cemaat te Şeyha uyarak sayhalar, nareler içinde içmiş, | sonra hepsi de bir ağızdan; — Melikemiz, melikimiz, efen- dimizin ve ve bütün danyanın m«elicesi !* diye bağırmışlardı. Sısan bu saybaları meserretle karşılamış, sonra elinin bir işa- retile bütün. cemiyeti birden- bire susturmuş, elini uzatarak Melikenin “elini öpmüş, ve dailer ile, muhafızlarile birlikte hareket ederek salondan çık- mışlı . Zeydun ile kardeşi bu fırsat- tan istifade ederek Melikenin yanına koşmak istediler, fakat Mesrure karşılarına dikilmiş ve: — Yasak! demişti. Haldun, Zeydunu kolulundan çekti ve: — İtaat dedi. “5 Bakisdu Wekaç KIŞI Külüryii Haldun 'ile “kardeşi bunların ara- sından geçerek bshçeye indiler. Gecenin saf ve temiz havasını tsneffüs ettiler, ağaçlar ve çi- çekler arasında dolaştılar. Bulut- suz bir sema içinde yüzen ay bedri tam olmağa yaklaşmış- tı, Onun ifşa ettiği manzara çok garipti. Bazı ağaçların altında halılar serilmiş, ziyafette sarhoş olanlar bunların üstüne serik mişlerdi. — Acaba bunlar sarhoşmu? — Öyle olacak. Fakat bunlar sarhoştan fazla | delirmişe benziyorlardı. Çünkü bahçede yürüyenler dimdik yü- | rüyor ve halılara serilerilerin uyumadıkları anlaşılıyordu. Bun- lar gözlerini semaya dikiyor ve | dudaklarını mütemadiyen oyna- tıyorlardı. Bazen bunlar yerle- lerinden (o kalkıyor, kollarını uzatarak bikaç adım atıyor, son- ra, sanki görünmiyen bir şeyi ya- kalamış gibi kollarını kavuşturu- | yor ve üzerinde yattıkları hal ya dönüyorlardı. Bunlar yatıyorken yüzleri be- | yaz ve şeffaf peçelerle örtülü | ka'ınlar (o görünüyor, (bunların başlarında çömelerek kulaklarına bir şeyler fısıldıyor, yatanlar he- men Kalkıp oturuyor, onların sundukları kadehleri içiyor, ve tekrar dalıyorlar. Arasıra bu kadınlar Zeydun ile kardeşine de yaklaşıyor, on. lar da kadeklerini uzatıyor, fakat | Mesrurenin nasihatlerini bir lâhza ! unutmıyan kardeşler bu teklifleri reddediyorlardı. Kızlar önların bu muamelesini (kahkahalarla karşılıyarak ya “yarın görüşürüz, yahut “yakında siz de içer ve | cennete ğirersiniz,, diyorlardı. İki kardeş bu ığfalkâr manza- edelim, birader Ii —Oh, dedi, bu su | şaraplamdan bin kerre payı nz bu kadın ve için uzaktan şırıltılara doğru yürüdüle” radan, kaçmak İ rası bir ırmaktı. İki karde$ ig 27 ve yüzlerini yıkadılar. kana kana içtikten sonr& çel” deği pir Fakat burası da boş di Gene bir takım a haylet gibi gözüküp kaybol ta ları görünüyordu. Kadınla” gide açık bir yere var! orada "oturuyorlardı. di Iki kardeş bir kenara rek biraz konuşmak istiy! yol Nihayet ırmağın herkeste, Se | bir Kenarı bunu temin zü Zeydun açtı; — Birader, bu zin manası ne?l,.. — Sen ne kör ne de bir adamsın. ağam ii manası apaşikârdır. Melikeye ilânı aşk vi v avlamak ve almak istiyor. y — O halde ilk fırsatif herifi mahvetmeliyiz. b — İsabet olur, fakat vk Melikeyi o ku; ig gönde “ reket ! belki bu hareket bem mahvınıza sebep olur, beğ | Melikenin daha fena bir düsmesini intac eder. — O halde mukaddı ihsan edeceği bir fırsatı mi! e sliyelim 2... — Vaziyet gerçi bunu riyor, fakat ben senden çok 'niikbinlm, — Neden?.,. ij — Çünkü dikkat ettim. seler arasında onun murassa bir hançer Melike icabında bu bamya | lanabilecek bir insandır. O de birimizinde şerefsiz mevzuu bahs olamaz. Haldun ile Zeydun böyle” nuşuyorlarken ilerde bir altından beyaz bir haylat İ dü. Zeydun kardeşine: — Kalk gidelim, dedi, çi terassut altındayız. yi Haldun ona mutavasi İkisi de kalktılar. Fakat * hareket etmeden beyaz onlara yaklaşmış ve onlar# malarını söylemişti. iy Gk Br C çul İs 1930 Güneşin doğuşu: 4.28 — m V Ayın doğuşu : 23,30 bah Bugünkü hava Bugün rüzgâr hafif i049* iyi olacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: