6 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

6 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Urla cinayeti Muhakeme devam ediyor, şa- hitler mühim ifadeler veriyorlar A an Urla cinayeti davası çok mü- him bir safhaya girmiştir. Çar- #amba günü muhakemeye devam ve dinlenen bir çok #ahitler mühim ifadelerde bulun- Muhakemenin safahatım “Ana- w refikimizin verdiği tafsi- Mttan bülâsaten alıyoruz: “Urla hâkimi İhsan Ziya beyi öldürmekle mazmun değirmenci Mehmet ile Muharrem, Arif ve bünlari teşvik etmekle maznun Girit; Zeynel zade Hüseyin *fendinin mubakemesine gene Ün şehrimiz Ağır ceza mahke- Mesinde devam edilmiştir. Müzriunlardan değirmenci Meh- Medin kendisinin kırk bip lira Vk adam olduğunu söyliyerek bir şahide karşı istibfafkârane üre alması görülecek şeydi, *kat mahkeme reisi : — İkiniz de müsavisiniz, birer "atandaşsınız | Cevabını vererek münakaşayı kestirmiştir. Dünkü muhakeme celsesinde eti örten esrar perdesi bir Parça daha sıyrılmıştır. Mahkeme salonu fevkalâde kalabalıktı. Şahitlerden Ismail oğlu Beh- zat Efendi şunları söylemiştir: — Hakim Ihsan Ziya Beyi ve maznunları tanırım. Hadiseden Şiki gün sonra köprü başında iü Ibrahim, Nail ve Hamiş ile be raber oturuyordum. Hamiş çok düşünüyordu. — Ne düsünüyorsun ? Diye sordum. — Gece Hâkim Ihsan Ziya Kevin evinin önünde bir (nara) i bir (of!) sesi işittim. Hükü- sal haber verdim. Beni tektir er, dövdüler. edi, çok müteessirdi, fazla Söyliyemedi. Şahidi bu ifadesine karşı Maznyn, değirmenci Mehmet: iz, Be ifade yalandır, çünkü emiştir. Ded Şahit sözüne şöyle devam et- miştir. e A —> Haşim Efendi Halk fırkası Mutemedile - müddei umumiye karakolda dayak atıldığını söy- <MİŞ, ona: ”— Hükümet aleyhine dava “m. Onların vazifesini" işkâl a faillerini mey- armak için böyle ha- teket ediyorlar. ii i Demişler, he maktul hâkim a vere ili aya als karık. se vekili ayağa — Zeynelzade Hüseyin Bey; m Srhum İhsan Ziya Beyin hiz- #tcisi Kâmili yanına almıştır. Ziya Beyin ölümünden on gün sonra Hüseyin (Beyin alınmış ve bırakılma: Dağtar. Hâlâ orada çalışmakta” Ür. Banon sebebi sorulsun. Dedi, seyıglirmenci Mehmet atılarak — Çünkü parasile çalıştır Yor. Onun Sd a e ye şahit Toyranlı Mind Urlada Ibrahim Efendi is- & bir tanıdığın vardır. Bir miş jandarmaya böyle ifade | gün dükkânma gitmiştim, Urla belediye reisi Atıf Bey de ora- ya geldi. Yanında avukat Feh- mi Bey bulunmakta idi. Fehmi Bey belediye reisine dedi ki; — Jhsan Ziya benim davala” nmı geri bırakıyor. Ona bura- da hâkimlik ettirmem, Bu sözler o vakit bende çok rip tesir bıraktı. #9 ahit Osman oğlu Salih: — Hâkim Beyi dövmüşler.. Bilâhare vefat etmiş. Haşim ça- vuş yanıma geldi : — Hâkimi öldürdüler. Öldürenler Giritli Muharrem ile değirmenci Mehmettir. Dedi. Sonra jandarmalar gel- di, Haşim çavuşu yakaladılar. Urlada o hapisanede (kendisini ziyarete gitmiştim: — Ne oldu? Diye sordum: — İki gündenberi hapiste ya” tıyorum. o Doğruyu ( söylersem öldürecekler. Bunlar yalan söy- lemeyi öğretiyorlar. Çok bili yorlar. Dedi. Fazla hiddetli idi. Şahit Osman Çavuşta şu suretle ifade vermiştir. — Bir gece Türkocağında eğlenti tertip edilmişti. Hâkim İhsan Bey, Belediye reisi Ahf | * B., Doktor Kemal B., Ethem B. vesaire arkadaş'arı orada idiler. Rakı . içiyorlardi. Beni «meze “almağa yolladılar. "Bu sirada İbsan B. beni çağırdı: — Şu kâğıdı al! Diyerek bar İ na bir kâğıt verdi. — Elektrik fabrikasına götür, Türkocağında o sabaha (okadar eğlenti var, Elektrikler sönmi- yecek. Gençlik eğlensin. Dedi.. ; Elektrik fabrikası ; hâkim ih- san Beyin evinin yanında idi. Mektubu koşa koşa fabrikaya götürüyordum. Saat dört buçuk vardı, yor da İhsan Ziya Beyin evi yanın- da değirmenci Mehmede rast- ladım. Koştuğum için ürkmüş silâhıni çıkarmıştı —Sen kimsin ne koşuyorsun? Dedi, ben de silâhımı çektim. Beni tanıdı. Yanında daha iki arkadaşı vardı. Üç gün sonra | duyduk, Ihsan beyi evinin yaki- ninde dövmüşler. Değirmenci Mehimetten (o herkes korkardı, yüzbinlerce lirası olan bir adam- | dır. Hergün çarşıda birkaç ki- şiyi döverdi. Jardırmalan ve adliyeden na- sıl o kurtulduğuna O şaşıyorduk. Ondan ben de korkarım. Şaht, Osman çavuşun kardeşi Mustafa da hadiseden bir iki gün sonrâ değirmenci Mehmedin geldiğini ve Haşim çavuşa; — Sen hadise akşamı hâkimi öldürenleri gördün, gördüklerini söyle. Sana 500 lira bahşiş ve- receğiz. Dediğini ve Haşim çavuşun: — Ben bir şey bilmiyorum. Diye cevap verdiğini söyle- | miştir. Manisa müddel umumisi Kâ- mil Bey; İhsan Ziya Beyi yara- a e i landığı vakit İzmir Memleket hastanesinde gördüğünü ve ken- disinin hâdise ile doğrudan doğ- ruya teması olmadığını, bir dok- tor tarafından hastanede tanış" tırıldığım söyliyerek: — Hâkim İhsan Ziya Bey bana şu sözleri söylemişti — Mücrimler bulunmalı ve yakalanmalıdır. “Bir gürmün ya- pıldığı anda cürmün tahlili icap eder, Yalnız mücrimin neler ya- pacağını nazarı itibara alarak onu tutmak abestir, Ihsan Ziya Bey bu maalde daha birçok şeyler söyledi. Vak'a faillerinin başkası tarafından teşvik o edildiğine emin idi. Mu- harrik ve müşevvikler olduğunu ısrarla söyliyordü. Urla sabık tapu memuru Ö- mer Beyde dinlendikten sonra Urla polislerinden Kemal Efendi şahit sıfatile dinlenmiş ve ifa- desinde demiştir ki: — İbsan Ziya Bey yaralı iken kendisini Kimin “vuyduğunu sor- duk. Bize: — İki kisa boylu, birisi uzun boylu üç kişi idi, Kısa boylu olanlardan birisi tıknazca idi. Dedi Tahkikatg devam edili- yordu. kir gün değirmenci Meh: met geldi: —Banpa bak! - dedi - buraya İ pois müdürü Ömer Beyle daha başka kimseler cc gelecek imiş. i Onlara benim namuslu, iy. bir adam olduğumu söylersin. Dedi. Ben hay,et ettim. De- ğirmenci Mehmet; vaktile emva- i i-metruke işlerinde evli vukuf bulunuyordu. Mamur birçok bağ, zeytinlik: ve snireyi' harap diye satlırnıştır. Hazineyi izrer et m ştir. Hükümet memurlarından şahit Kemal Elendi svak'adan sonra evinde rabatsz O yatan. İhsan Beyi ziyaret ettiğin, İhsan Be- yin iyi olduktan sonra dövenleri | bileceğini ifade “tmiytir, İ Mubasebel bususive memuru Selânikli Recep Ef. “son şatitti, ço'. mühim ifade vererek şunları i söylemiztir: Hadisenin o Yukubulduğu | g:ce Türsocağıma Silerken yo * da beş kişi gördüm. Ocağa gitt m. - Hüseyin “Avni Bey | biri- sipi (o bekliyordu. Değirmenci Mehmet geldi. Hüseyin - Ayai Beye göz işareti elti, yukarı çıktılar. Arif te yukarda idi. Bir. müddet gör'ştüler. | Arif yukarda kaldı, ölekier gtti- İ ler. Ayni gece dayak hadisesi | olinuş'ur. Şahit söz'n? devam etti, —Ocaktan çıklıktan sonra evi» me gidiyorlum. Evimin yanında oturan Urla müddei umumisi Şev- ket B. o akşam erkenden evine gek mişti, halbuki her akşam sabah- İara kadar poker Oynar, eğle- nirdi. Gülecek (celsede | şahitlerin ifadelerini tebdil için çalışanlar hakkında yapılan tahkikat evrakı celbedilecek: ve şahitler dinle" necektir. Muhakeme 10 Haziran Salı gününe talik edilmiştir. | Doğum ve Kadın hastalıkları mütehassısı Doktor Hüseyin Naşit Türbe, eski Hilâliahmer binası İC No.-10 Telefon; İst. 2622 i tedir. Eger Nadi Beyin hücümleri 7 — VAKIT 6 Haziran 1330 — Adliye Vekili dür cevap verdi (Üst tarafı 1 inci savıfamızda | Yunus Nadi B. en hassas mukaddesatımıza tecavüz cür'e- tinde bulunmuş. Size şikayet ediyorum. Nadi B. mademki bu nakil dayalarnı yolsuz gö- rüyormuş, teşkilâtı esasiye en- cümeni reisi sıfatile şmdiye kadar bizi sorguya çekmedi. Matbuat hürriyeti çok kutsi bir şeydir. Fakat ku hürriyet, bugün adı geçen gazete sütunlarında bir namus harabesi yığını halinde ve her gün saldınlan devlet otoritesine bir komplo demek değil ir Fakat emin olabilirsiniz k' Gümbhuriyet kanunlarının - adli yenize verdiği kuvvetle ve ken- dimde gördüğüm inkı âpçı kuv- | vetile bu hareketleri darmadağın | edecek vaziyetteyiz. Nadi B. iki aydır mütemadiyen İ yazdı. Şurada, burada adalet cihazı (etrafında odedikodular yaptı. Takdir buyurursunuz ki ben kendisini sokak sokak ara- yıp cevap veremezdim Ben owu aradım, o kaçtı ve uzaktan ba- gırdı. Türk adaletini gatlet ile itti- | bam citi. Kendisinde samimi bir | vaz fe duygusu varsa işte ben karşısındayım. Yalnız sual değ), isrizah değil | anket parlemavter değil, beni isterse divanı âliys kadar sev- ketsin, hesaplaşalım. Türk mile ti de hakikatin nerede olduğu- nu görsün. Bunu kend'sinden ,tekrar. rica ederim. 2. aydır der vamlı aücumlara maruz kaldım. içim kan ağladı. Fakat ideal yolundea çekilen ıs'ıraplar olsa olsa benim başıma birer çelenk kovar. Bugünkü tecavüzler o hücumlar karşısında bir Mahmut Esat vardır. Fakat Türk milletinin saadeti uğrunda nihayetsiz Mahmut Esat- lar feda edilir. Bugün erde Bursa makkemesi karar verm k üze- mahkeme üzerine tesr yapmak maksad.le ise bunda çok »lda- vıyorlar. Yılacak ve bir adi,e vekil: ne de kulak asıcak tek kâximim'z yoktur,, dedi ve indi, Res, irfan Ferit beye sordu: “Bir şey söyliyecek msiniz?,, fan B. hayır,dedi. Reis “Yunus Nadi Beyin şahsı mevzu aks olduğu için söz söylemeğe hakkı vardır., diyerek evelez söz istemiş olan | Nadi Beyi kürsüye davet etti, | Yunus Nad: B. “Cümburiyet ga- zetesinde ogazeteer davasının Burtayı naklini muhakeme eden makalede Mahmut Esat Beyin şöyleyişine göre ben kaunia- rımızı, mahkemelerimizi hakir görmek istemişim. Ben zannedi- yorum ki o makale kanurlarımızı, ma'ikemeler.mizi daha muhtcrem görmek için yazılmıştır. 30 ilâ 37 bin metre kışlık elbiselik | 25 ilâ 29 bin metre kaputluk 25 iâ 30 bin çift kundura 1500 çift çizme | 12000 takım mamul çamaşır ) Yukarda cinsi mikdarı yazılı ge kapalı zarfa munakasa usulile İstanbulda jandarma imlâtanı Mİ İğ ilmi Okuyanların vicdanlarına hitap ediyorum. Okumiyanlar da Jüt- fen bulup okusunlar. Mahmut Esat B. beniittiham etmek istiyor. Adliyeyi tahkir etmekle ittiham etmek istiyor. Bir devletin bütün teşkilâtı içinde adliyenin ne ka- dar mu iterem olduğunu hepimiz biliriz, Lozanda kazandığımız en bü- yük şey mahakimin istiklâlinden ibarettir, Mahakimin istiklâline son nakil ile yalnız benim naza- rımda değil, efkârı umumiye nazarında, belki dünya nazarın- da ufak bir şüphe gelebilir di- ye o mekale yazılmıştır.» Nadi B. notlarına bakarak nakli dava için gösterilen es- babi mucibeyi aynen okudu ve dedi ki ; «Temy'7. müddei umuminin bu talebini sureti işarı kaydile tas- dık etmiştir. Ben Türkiyede Lozanda istiklâli temin edilen Türk adliyesinin her hangi bir makalenin tesiri altında kalabileceğine inananlar- dan değilim. Türk mahkemeleri tesir altında kalamaz bunu söy- leyecek adam yoktur. Makalede İ bürmetle yadolunan mahkemei temvizin tasdikinde hata vardır. Bu hatayı bağırmak benim vazi- femdir... Nadi B. ce'a usulü muhake- me'erinin on dördüncü maddesi- ni okudu ve izab etti ve “Mah- mut Esat B. bizzat makamı id- dianın açmış olduğu bir davanın nakli davadaki yüksek makama- tım tesiri şaibesini bir zühul olarak kabul etsin. oAflarına mağruren iddia ve ifade ederim ki Türkiye Cümhuriyetinde dev- İet ve kanun mevcuttur. — at böyle komplo ve namus hâra- besi olursa hanun ve devlet va- zitesini yapabilir. Cürüm yaptığıma kani deği- Jim ki Bussa ma'ikemesinin ka- rarından korkum olsun. Ancak iddiam daya nakinin böyle bir esbabı mucibe ile yapılmış olmasının hata ve usulsüz oldu- ğu esasındadır. “Neşriyat bu msksatla yapılmıştır ve ebediyen yapılacaktır. ,, diyerek kürsüden indi. Mahmut Esat B. tekrar kürsiye gelerek Istanbul müddei umumisinin nakli dava ta'ebi hakkında mütemmim izabat verdi ve maruzalım bundan ibarettir, diyerek Kürs den indi Mütcaki- ben res Kâzım Paşa celsenin hitam bulduğunu tefhim etti. Doktor insan Şükrü Sinir hastalıkla mütehamım Cuma ve pazardan masdı 2 den'6 « kadar Tepebaşı 73 Tel Beyoğlu B62, Kadıköv 49 İ yandarma imalâtanesi ilânları Tarihi münakası saat: günü , Kumaş 21.€-9309 cumartesi 14 “14 14 226-930 pazar 23-6-930 pazartesi satın almacaktır. Münakasa İ zamanları hizalarında yazılıdır. Şartname jandarma imalâthanesinden | verilir. Teklifnamenin tarzı imlâsı şarinamede münderictir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: