5 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

5 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Plâk kırıldı diya w Kime Körpe bir Rum kızı, bir gramofon plâkı kırıldığı için intihar etme- ğe kalkışim, kurtarmışlar. Zevallı kız, 16 yaşının verdiği toyluk ve acemilikle kırılan bir plâk yüzünden bu kadar teesstire düşmüşsün . «Bir gün serpileceksin . O zaman bir plâk değil, gözü- nün önünde yüz kâlp kırılacak, aldırmıyacak,keyfine bakacaksın, Toplu İğne ve Dahiliye o vekâletlerinden, matbuat umumi müdüriyetinden gezetemiz hakkında çok takdir- kâr muamele gördüğüm ve ben ölmeden mecmuamın ölmemesi temin olunduğu için çok min- nettarım, Kemali iftiharla söyliyebilirim ki “bizde bir şey devam etmez, diye tekerlenen sözün, biz, aley- hine açık bir ispatız. Sebatla çalışmak ve doğru düşünceler- den ayrılmamak, her türlü müş- külleri yikar bir kuvvettir. Ben, buna iman etmiş bir adamım, Sizin de bunları benden soruşu- muz, bir kadirşinaslık alâkasıdır. Beni çok mütehassis eden bir şeydir, tasavvur ettiğim en büyük mükâfattır. Ben, yanımda çalışanları üçe ayınyorum. Üç ekol, biri Recai zadenin riyasetinde Tevfik Fik- retin kurduğu “ Edebiyatı cedi- de,, , ikincisi Hamdullah Suphi beyin tiyasetinde “Fecri âti,, mektebi, üçüncü olarak da bir kaç gençler guruplarını tecrübe ettik. gelecek, büyüyüp Henüz bir mnktep kuramadık amma kurmadan gözlerimi ka- pamamağı ümit ediyorum. Benim gazetecilikle beraber matbaacılığa da çok merakım vardır. Eski harflerimizle mat- baacıhk san'atının terakkilerini takip etmek mümkün olmadığı için tereddütsüzce nankör diye- ceğim. Arap harflerinin eskiden- beri düşmanı idim. Onlarla ilmi fenni ismi hasları bile yazmak kabil değildir ve temiz bir ki- tap ta hasılamaz. Kırk senelik hayatımm otuz sekizincisinden sonra Lâtin harfleri kabul olun- duğu gibi kurunu vustal uyku- dan hakikaten uyandığımıza ka- ni olduğum için «Serveti Fünun» isminin yanıma «Uyanış» ismini ilâve ettim. Bu henim kat'i ve yürekten kanaatimdir. Yeni harf- lerle Türk matbuatının ve maft- baecılığının ilerisini çok iyi gö“ rüyorum. Yazık ki yaşım yirmi sene eksik değildir. Onun için sizin gibi gençlere gıbte ediyorum. ,, Ahmet İhsan Beyi karkıncı yıl dönümünde tebrik eder, da- ha uzun seneler yaşamasını ve emektar mecmuasını yaşatmasını temenni ederiz. İtizar “Cennet Fedayileri,, tefrikamız mündericatımızın çokluğuna meb- ni bugün dercedilemedi. Karile- şimizden özür dileriz. Bir siyasi terbiye nümunesi Birik Millet Meclisinde te- kaüt kanunu (müzakere edilirken İstiklâl harbı esnasında orduya, veya kol orduya, veya- hüt büyük cepheye filen ku- manda etmiş olanlardan tekaüt edilmiş bulunanların (oalmakta oldukları tekaüt tahsisatlarına yüz ellişer lira zamım hakkında İsmet Paşa Hazretleri tarafından yapılıp meclisşçe kabul edilen teklif efkâr umüumiyede alâka ile karşılanmıştır. Bu teklif mu- vacehesinde gösterilen alâkanın sebebi isimleri mevzüu balisolan zevatın Lozan sulhundan sonra- ki siyâsi hayatlarıdır. Filhakika Kâzım Kara Bekir, Ali Fuat ve Rafet Paşalar Halk firkasına ve tabii olarak İsmet Paşa hü- kümetine karşı siyasetç& muhasim bir vaziyet almışlar idi. Bu mu- hasemenin tezahüratı ve safahatı ile tevlit ettiği neticeler her- kesin malümudür. Böyle olmak- la beraber bizzat İsmet Paşa Hazretleri dünkü hasimlerinin aldıkları tekaüt maaşlarına yüz ellişer lira zammedilmesini tek- Hf etmiştir. İşte butun içindir ki bazı kimseler bu teklif karşı sında hayret eder gibi görün müşlerdir. Fikrimizce Başvekil paşanm teklifi karşısında lâzım olan şey bâyret değildir; bu hareket an cak takdir edilir. Netekim İsmet Pş. Hz.leri Mecliste tekliflerini yaparken bu işin mantikini ve Manâsını ifade edebilmek için şöyle demiştir : «Bâzı vazifeler vardır ki bun- İsyi her Omülâhazatın © fevkinde olarak icra mevkiinde bulunan- ların ifa etmeleri lâzımdır.» Anlaşılıyorki Başvekil Pş. te- kaüt kanunu ile yardıma muh- taç olanların espabı maişetlerini tetkik ettiği sırada Mücadelei Milliye harbında büyük koman- da mevkiinde bulunmuş olan üç dört zatın, vaziyetlerini nazan dikkate almak lüzumunu hisset- mişlerdir ve her türlü şahsi ve husüsi mülâhazaları bertaraf ede- rek bu lüzumun icabatını icraya karar vermişlerdir. Bu noktai nazardan İsmet pa» şa hazretlerinin meclise verdiği takrir çok yüksek bir siyasi ter- biye nümunesidir. Bugün artık açık bir hakikat- tır ki en büyük, en insafsız düş- manlarımız bile memleketimizin kuvvet ve kudretini, nizam ve intizamını itiraf etmektedir. Yal nız bir kısım düşmanlarımızın istikbale matuf tek bir ümitleri kalmıştır. Bu imitte ileride ber hangi müsait bir vaziyet hulır lünde memleketi idare eden kim- seler arasına yeniden siyasi re- kabetler girmesi, bu rekabetlerin ihdas edeceği mücadeleler ara- sında memleket omüdafaasının unutulması, veya ikinci plâna düşmesi ihtimalidir. Yeni Türkiyenin düşmanları hiç bir vakit ümitlerinin tahak- kuk ettiğini görmiyeceklerdir ; bunun birçok delilleri arasında İsmet paşa hazretlerinin dünkü ve hatta bugünkü siyasi basım- ları hakkında gösterdiği bu yük- sek tesamuh misal gösterilebilir. Bu kadar yüksek bir siyasi ter- biye seviyesine varmış olan bir memlekette idare iktidarım pay- SEYAHAT | Tarihin alın yazısı on gelen frenk gazeteleri, Ss yeni bir haber veriyorlar. Hint ihtilâl, kansız, silâhsız mukavemetten sonra, artık bazı yerlerde Gandinin tutuşturduğu mukaddes meş'ale, kıvılcımlar bırakmağa başlamış, Gene ajans- ların çektiklerine göre, bu kıvıl- cımlar, şimdi yer yer o toprak- larda kavga yangınları çıkarıyor- muş. Daha ihtilâf başlarken, biz işin bu neticeye varacağını kes- tirmiştik. Bu hökmü vermek için kâhin olmıya lüzum yoktur. Esaretin demir saçaklı kırbacı ile şahlanan milletler, er, geç silâh kullanmak zaruretini duyar- lar. Bu tarihin silinmez bir alın yazısıdır. Şimdiye kadar hangi ırk © muzlarını yaralıyan boyunduruğu silkip atmak istemişse hep ayni yoldan yürümüştür. Esirlik zin- ciri, yalnız silâhla kırılır ve hür- riyet şafakları, ancak o silâh- ların ağzından fışkıran alevlerle doğar. Hint, İhtiyar Asyanın bu es rarlı, harikalar beldesi, asırlar- dir zulmün çizmesile çiğnendi. Paryaları, Mecusileri, Müslüman- ları bu ıstırâpta ortaktır. Hep- sinin böğürlerinde ağır düşman mahmuzlarının derin yarası vardır. Bu acı ve azap Ortaklığı onlarda kuvvetli bir gönül bir- liği yarattı, Devirler (içinde yanıp sönen izlerini gördüğü- müz isyan hamleleri, hep bu birlik havasında çakan şimşek- lerdi. Fakat her şimşek çakma- sından yağmur dökülmediği gibi her isyan hamleside muvaffak olmaz. Müstevli kavi yaşadıkça, mazlumun her atılışı ufuklar da yalancı sabahların süreksiz ay- dınlığından başka bir iz bırak- maz. Fakt zulüm gergin bir koldur. Zaman geçtikçe küvveti azalır, mafsalları acır ve sinir- leri gevşer. Bu zaaf başlayınca esirin iğilmiş başı kalkar. Hint bu tecrübeleri kaçtır ge- çiriyor. Son ibtilâle tüfek sesi karışması da gösteriyor ki artık Gandinin ümmeti ondan sade aşkı almışlar ve © sevdanın he- yecanından eriyerek kendi bil- diklerine yürümeye başlamışlar- dır. Ne çare sülhü sevmek, kav- gâdan kaçınmak mübarek bir bis olmakla beraber, (yalçın hakikatin simasıni değiştiremez. Cihanın her noktasında hürriye- tin bedeli kanla ödenmiştir. Bu tarihin değişmez bir alın ya- zısıdır. Seyyak —an sam Burhan B. gidiyor Galatasaray müdafii Burhan B. pederinin rahatsızlığı dolayı- sile takımla beraber gidememiş- ti. Bugün tayyare ile Bükreşe gidecek, oradaki maça iştirak , edecektir. po ŞI laşmak için vatan müdafaasının ihmal edilmesini hatıra getiren- ler olabilir mi? Ve şayet bunu hatıra getirenler olsa bile Türk milleti içinde o seviyedeki kim- selerin müzaheret görebileceği bir muhit bulunabilir mi? Mehmet Asım UTUNLAD DAŞ | YAKI Büyük harptan sonra ruhan canjan sanın cenupta 'canlı ve genç bir komşu Bugünkü Fransa Fransa ile İtalya arasındaki rekabetler, bugünkü siyaset âle- minin en mühim meselelerinden biridir. Baltıktan Orta Ameri- kaya, Cebelüttarık boğazından Moskovaya kadar birçok nok- talar üzerinde temas eden bu iki devletin menfaatları hep çar- . Bu çarpışma, kıs- men maddi sebeplerden ileri geliyorsa da onun ruhi münafe- retlere istinat ve aradaki reka- beti teşdit eden sebepleri de vardır. Büyük harp Fransız ruhunu canlandırmağa saik olmuştur. Geçmiş asırlara Odayânan ve sonraki devirlerde on dördüncü Lei, Napoleon gibi isimler etra- fında toplanan askeri mazisini unu- tan Fıransa, yirminci asrı, ken dine emniyet edemiyecek bir halde karşılamıştı. Sedan ile Alzas Lorenin ziya, Fransız halkının artması Ookomşularına nisbetle Fransiz sanayiinin ehemi- miyetsiz bir halde kalması, Fran- sanın Panamada muvaffakıyet- sizliği, Fransız siyasetinin darlığı bunların hepsi bir araya gelerek Fransanın inhitata yüz tuttuğunu ifade ediyor. Buna mukabil 1918 zaferi Fransayı Avrupanın askeri nok- tai nazardan en kuvvetli devleti haline getirmişti. Fransa, insan- ca birçok zayiat vermiş, en gü- zel vilâyetlerinden (birkaçının harap olmasıle karşılaşmış ol- masina Fransiz iktısa- diyatı, harpten evvelki halini bulmuş gibidir. Alzas Lorenin istirdadı, Fransanın ağır sana- yiine yeni bir kuvvet vermiştir. Muahedelerle bağlanan Almanya harpten evvelki çekingenliğine dönen İngiltere karşısında Fran- sa Avrupanın en büyük askeri ve iktısadi kuvveti olmştur. Bu suretle son ön beş senenin ıstı- raplarma tahammülu mukabilinde Fransa eski ateşini istirdat et- miştir. Bu sayede Fransa, ma- zisinden daha parlak bir atiyi istihdaf etmekte ve hedefini ta- hakkuk ettirebilecek derecede kuvvetli bulunmaktadır. Fransanın hedefleri M. Briyan, Avrupa sulhünün en belli başlı simasıdır. Fakat M. Briyan, herkesten fazla Fran- sızların beynelmilel meseleleri daha fazla milli kudret ve milli prestij noktai nazarından ölçer- ler. Bundan dolayi Vaşington konferansı, Fransanın içinde bir yara bırakmıştı. Vaşington mua- hedesi, Fransayı ikinci derecede belki üçüncü derecede bir dev- let mertebesine indirir gibi ol- muştu. Halbuki Fransızlar, hiç bir milleti mafevk tanımak iste- mezler. Dünyanın her bir tara- fında, ve ister karada, ister de- nizde, ister havada hiç bir bey- nelmilel meselede fen ve san'at aleminde, Fransa ilk safta mevki alıncaya kadar, yahut ilk safta görününceye kadar mutlaka uğ- raşır. Fakat bu sırada, Fransanın cenuptan komşuşu olan İtalyan da ruhan (o gençleşmiş bulunu- yordu. Fransız - italyan rekabe ae Fraf yali Façistlik, İtalyanlara, *“ rine varmak için irade V w yet vermişti, İtalya da Fransa gibi, yahut tutuyordu. Fransayı alâkadar etmek tayı nazarından, de .. bir amil ver. amil, İtalyada gençliği galeyanıdır. İtalya püyüs genişlemek ateşile Fransa İse istediğini olduğundan eline geçeni faza vazifesile müki nüyor. İtalya, Avrupadaki devletlerin en genci ancak 1870 makka iy “coğrafı bir tabir» “g4 çıkmıştır. Bu memleki bayrağı altında birl birden bire ruhen saik olmamıştır. İtalya tarafından bir çok dahili mes. İtalyanların milli kudret halline a bar ile Ken meşgul olmalarına imkâ8*. Bundan dolayı diğelii ler müstemlekeleri p#f. İtalyanın hisesine küçü isabet etmişti. Bu his? ahmer üzerinde çıplâk kalmıştı, | Alman orduları B tlâ ettikleri zaman vaziyeti bu merkezde | / pm NA Çılgın bir bi”; Cuma ovası nahiye: iV diköy karyesinde Hab isminde bir adam sözü © miyor diye yedi yaşınd NE. İİ nu bıçaklamıştır. bir haldedir. p Kadriye H. meseiesi j bir sual o “Hizmet, refikimizin bir habere göre şehri” müfettişliğinden İzmir © umumiliğine gelen bir © Kadriye Hanımın tah nasında İstanbulda Pa$9”. mukim bahriye kayn , mail Hakkı Beyin zevce! 4 hanımın müstanliklikçe ”* 4 alınıp alınmadığı sorul” İzmir müddei umum”. riye hanımın dosyasını miş ve Zehra hanım alarak İstanbul adliye “ tiğiğime yönet g 1930 a Güneşin doğuşu; 4,30 ei N Ayın doğuşu : 14.02 — Bugün rüzgör hafi dvi olacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: