N 2 - - Yeni anketim e il NE OKUYACAĞIZ ? Her şeyden evvel Tmütemeddin ve mütefekkir mi ü i yeniden vücude Uğsaki zade Halit Ziya Beyin —— an “lan kütüpaney zade Halir Ziyn Beyelendinin Verdikleri cevabı dünkü sayımızda May m Bir bacim meselesi yüzük” ez, Şu HH / İkiaci ve son kemını bugün takdim # halde birinci sınıfa ait olan ihtiyacını kim bilir ne bir zamanda tahakkuk ede- ümide talik edelim. a ait olan ihtiyacın medarını da tabiatı ah- lâtfuna terkederek bizi etmesi lâzım gelen, yani tetkikimizin o mevzuubahsi arasında bulunan zümreye ait olan ibti- SEÇ /f gi gi £ ; ever zümre bugün diger temeddün in- nisbet ( edilecek bizi mutmain edecek bir ir. Mekteplerimiz hatta i kalem ve belki Garp olan münasebatları- bu sınıfı ikdar etmiştir. kette 4 hi : €ğer Garp Jisanlarından | ££* edilmiyecek okuma ibtiya- bir tatmin edecek hemen hiç >” istihzaratta bulunulmamılşır. a NK “kmağa alıştıran, i gibi vesaitin fiktanına rağ- a essiri tek bea , WMehmet Ata beyg'bı va bir tarihi tek başına eden, hele Hüseyin ba ii memleketinden li ları Mecbur olduğu zaman- »efahete b gibi zevka, safaya, etin iy astedeceğine memle- ani İçin hizmete tahsis en mühim en müfit eser- mürekkep - bir “oğlu- tiren kütüphanesi , — vücuda Mleee himmet erbabı istisna dek Fİ geti müh a ve mutena bir eser iğini tahattür etmiyo- ie yolda eserlere muhtacız. anlamak için acaba ne #serlere muhtaç değiliz? düşünmelidir. Edebiyattan *£ henüz elimizde mu- iye di tetkikatı amika ve müştenit bir tarihi e Kikiden bahsederiz , © diğer mütemeddine gibi bizde mefahiri milliyeden adde- vE 777 EEŞE okumak istersek » Ne Nef'i, ne Baki edimin de alınabilecek yatı yok. Yenilerden ecek olsak Namık Kema- m bir, kat'i munta- kün le basılmış bulmak Piro ## if ; biya & İngiliz, m > istesek dl ii bula, in milletlerinde bile fi İM Ayırmak zareretinde kaldığımız bu | Halik Ziya Bin cevapları şöyle devam le mi Şemsettin olursa işte yarım asır | i Türk kütüpanesine az | Yahut hiç olmazsa şayanı | Biraz rüyet ufku- 2 İpe bangisi var. — Hügplar, İ Şekspirler, Götelerden bahso- lunur, o velât edip ve hekim İ Abdullâh (o Cevdetin (o himme- tine medyun olduğumuz bir kaç tercümeden başka bunların İ nelerini tanırız. Kaç senedir Darülfünunda ede- biyatı garbiye tarihi tedris olu- nur, acaba bu zeminde bir eser mi meydana geldi? Edebiyatı bıraksak ta fen âle- mine irca nazar etsek, mektep | kitaplarının fevkinde addoluna- bilecek kimyaya, hikmeti tabii- yeye, riyaziyata, heyete müteallik kaç eser tanırsınız? Hele en zi- yade bize intibah dersi vermesi lâzım gelen tarih zemini bizde baştan başa boştur. Bizi tatmin edebilecek bir Türk tarihine bile malik değiliz. Bugün tarihimizin beraber yürü- düğü Rus, Avusturya ve ingil- tere tarihlerine ait bir'eser ta- nıyor musunuz? San'at zeminle- rnden misal almağa hiç lüzum yok. Ne resme, ne heykeltıraşiye, | ne mimari ve musikiye ait hiç esere malik değiliz. 1 “etmiş kütüpanesini - dolduran O asarın ne kadar şayan “hayret bir bolluğa malik olduğunu iha- ta etmek, .bizim fakrü halimizin içinde; mümkün değildir. Bunu yi anlatabilmek için ; meselâ her- hangi. bir kamusu ulümün her- | dikten sonra «bu faslın ansiklo- kitapların esamisini gözden nk kâfidir! Z vii Daha kolay bir tarik var; me- selâ bizde en ziyada tanılar Fransızca da, bugün mütedavil eserlerin bolluğuna vukuf hasıl | etmek için büyük tabilerden bi- rinin fihristini ,özden geçirmek kâfidir. Bu tabilerden İermun Bayyer, Feliks Âlkan, Faskel, i Haşet kabilinden birkaç tabiin fehristleri yoklanırsa acı bir uk- te ile insanın kalbi burkulur. #en daima bu fihristleri haset ve bicran bislerile kaparım. İşte beyefendi; size noksani- mızın acı, fakat doğru bir lev- hasını çizdim. Bunu daha ziyade tafsile ne sizin sütununuz, ne de zamanımız müsait değildir. Bir an evvel istihracı lâzim gelen hangi: bir faslını gözden . geçir- | pedide müracaat edilmesi lâzım | neticeye vasıl olalım. Bir kere yazı inkılâbı, okumak meselesine kat'iyyen haizi tesir | değildir. Bugün ufak bir tevak. | kuf anı geziriliyorsa bile bu ça- | buk geçecektir ve elbette kısa bir zaman sonra okumak hem | daha kolay, hem daha umümi | olacaktır. | Yazı inkılâbı meselesini bu işte! alâkadar görmüyorum. Eski yazı ile yazılmış olanları yeni yazıya kalbetmek lâzim mıdır, değil midir? bu'da za- mann halledeceği bir meseledir. Bence her şeyden evvel düşü- nülmesi icap eden, yeniden bir . ilk defa Memleketimizde ebe olmıyari şehir ve kasaba kalmadı Memleketimizin sıhhi teşkilâ- tı günden güne büyümekte, te- kemmül etmektedir. £ Verilen malümata göre Türkiyede ilk defa olarak ebe noksanı ikmal edilmiş ve ebesiz hiç bir şehir ve kasaba kalmamıştır. Istanuul Sıhhat işleri müdür- lüğü ötedenberi muhtelif yer- lerde münhal ebelikler bulun duğunu ilân etmekte idi. Ahiren bu liste bulunduğu yerden te- mamen kaldırılmış, yerine «mün- hal ebelik yoktur» levhası asıl mıştır. Bu ilân kösteriyor ki, artık memleketin her tarafına diplomalı ebeler dağılmış ve kadınlarımız cahil ebelerin elin- de kalmaktan kurtulmuştur. Bu sene kabile mektebinden her sene olduğu gibi 75 genç ebe hanım mezun olacaktır. Beş sene, evvel açılan bu mektep şimdiye kadar 100 kadar ebe | yetiştirmiştir. getirmektir. Bu nasıl olur? Evvelâ bir usul dairesinde ba- reket etmek lâzımdır, Fazla değil | | meselâ beş kişiden fakat ihtısas ve vukuf sahibi beş kişiden müteşekkil bir heyet her nevi şüâbatı fikri san'attan Türkçede mevcudiyeti müfit ve lâzım olan eserleri intihap ©der ve bunların ya aynen ya telhisen tercüme ve | iktıbasım ehline tevdi eder. Bu- raya kadar gâyet kolay.. Fakat bundan sonrası sermaye “işidir. Meselâ farzedelim; bugün Sezar kantönun tarihi umumisini, ya- hut Savisin tarihini, yahut Miş- lenin Fransız ibtilâli kebiri tari- hini tercüme ve neşretmek lâ- zım gelse. biraz daha mühim bir misal alalım gremel ansiklo- pedi kadar değilse bile ona yakın bir cesamet ve ehemmi- yette bir kamusu ulüm tertip etmek icap etse Yalnız şu say- dığım üç beş eser için öyle mühim bir sermaye vazet- mek icap eder ki bizim tabilerin mecmuunu bir araya getirsek öyle zannediyorum ki bu işi deruhte edemezler. Siz benden iyi bilirsiniz ki biz- de iyi olsun kötü olsun satılmı- yarak ihrakı binnar edilmeğe mahküm kitap hemen yok gibi- dir. Bir kitap, nasıl olsa ergeç satılır ve ergeç yemiş olduğu sermayeyi öder. Şu halde bütün mesele vazedilecek sermayenin velev nema vermiyerek rücuua kadar sabru intizara kudretyap wii yeğ ? ag lâzım olan kütüphaneyi vücuda Altın kuma masrafla ğe plâj ü Yaz İçindeyiz. Cuma olmuyor mu hepimizi | bir düşüncedir kaplıyor! tatil gününü zerede, nasıl geşirmeli? itiraf etmek ldzım: hepimiz Istanbulluyuz,yahur bu şehre geleli seneler olduğu halde mesire yerlerini tanımaz, nasl, Bengi | saatlerde gidileceğini bilmeyiz . kaç pars haresnacağını tahmin edemeyiz. Bu vakufsuzluk bizi Sanatlerce boş ! yere düşündürür. Nihayet gelişi güzel bir yer seçer, yola çıkamz Bu intihap ekseriya issbedi değildir. Ya manzarayı beğenmez, ya masrafı çekmez, yahut tâ gidip gelmenin uzunluğna tahammül edemeyiz. Karilerimize bu hususta arzı hizmet etmeyi düşündük, Boğaziçinden başlıyarak Yarını, korularım yazacık, nasi gidile- ceğini, neye malolncağı kaydedeceğiz. Boğiz mesirelerini aşağıdaki kısımla- za ayırabiliriz: 1 Altunkum ve Altuntaş gazino ve banyoları 2 — Rumelikavağı : Iskele başı ga- giso. 31 suyu Yenimahallede Fırıldak bahçesi 3 — Mesarburnu : Hünkâr. Çırçır. Şifa, Kestane. Fındık suları. 4 — Büyükdere Bentler Fsuk Sul- tan sulan, Kara kâhyanın. Ali ağanın bağlamı. Büyükdere çayırı. 5 — Büvüldere tariki ile bentler. Bet- grad ormanı, 6 — Emirgin korusu. Kanlıkavak suy. İ. 7 — Bebek: Hisarlar, Bebek bahçesi. İ 8 — Üaküdar yolundaki mesireler; Çamlıca, kısıklı, Bulgurlu. oLiyadI. 'Tömrukağası Su başı 9 — Alem dağ mesireleri: Taşdelen. Kayışdağı suları (0 — Vani köy. icadiye. | Rasatıne tepeleri. indi —- Anadolu Hisarında Göksu. Kü. çüksu çayırları. Hayat Korusu. 19 — Çubuklu gazinosu. 1g — Paşabuhçesi Sultaniye. çayın. 18 — Pelenez. Polenez köyü. 16 — Beykoz Kurukaymak dondur- | ma. Soğuk su başı. Akbaba tepesi, Ka” ra Kulak suyu. hayırkâr müteşebbis çıkar, me- selâ ürkütecek bir rakam söyle- memek, İçin milyon demiyeyim fakat üç beş yüzbin lirayı bu işe tahsis eder mi? Ve bayırkâr müteşebbis zuhür etmezse vesait fiktanına rağmen yüzlerce ha. yati ihtiyaçlara göğüs geren Cümburiyet hükümeti bu vazife- yide üstüne alabilir mi? Bunları bilmiyorum. Fakat o kanaatte- yim ki bu iki suretten biri tat- bik edilmiyecek olursa biz hep böyle mutlaka fikir ve ilim ih- tiyacımızı tatmin edebilmek için bir Garp lisanına ibtiyaç mec yakm komşu memleketlere bile bakarak göğsümüz bir husran NE 1 e İ/ — * 3 — VAKIT 14 Mayıs 1930 << Cuma günlerini nasıl geçirmeli: 1 nasıl ve ne gidilir ? Vapur saatleri, yemek, gazino ve ücretleri ne kadar ? sa Ba rağ» “ Altın Kum,,dan bir manzara 90 — Anadolukayağında Abıhayat, bir ay evvel yapılan südüce p'âjları ve Yuşa tepesi. Bu sayılan yerlerin her birinin kendi- ne mahsus bir vasfı, kendine has güzel- liği, rengi, eğlencesi vardır. Altın kum Altınkum haritalarda sera taşlar nüâ- mile işaret edilen mevkide ve Rumelika- yağından beş dakıka mesafede 926 se- nesinde ihdas edilmiştir. Üst tarafında (Mavromolo) denilen ve bügün Alön taş İsmine tahvil edilen İkinci bir mesire mahalli ile temas eder. Köprüden Şirketihayriye vapnrile sa hilden deBebek tarikile otomobille gidi- HE Şirketi hayriyenin bu mevkie olen seferleri haziranın biriüden itibaren beş- layacak vapurlar atideki tarife mucibince hareket edecektir. Köprüden Alınkumdar Altankuma Köprüye : 9.58 9s 1135 10,5 1405 nr 1436 315 1100 1430 1k 150 10,80 30 Muhtelif iskelelere oğrayarak iki #aat devam eden bu sefer ücreti şirketin ye- nl tarefesi mncibince gidip gelme birinci mevki 46,5 ve ikinci meyki de 1,5 kuruştur. Altnkum Karadeniz boğanınm en Matif bir pilâjı olup boğazdan içeri giren temiz suların ilk uğradığı banyo mahal- lidir. Burasının şimdiye kadar mesire olarak açılmaması bu havalinin vaktile menatkı memnusi askeriye dahilinde bulunmasından ileri gelmiş ve nihayet Şirketi hayriye tarafından bü müstesna mevki ihya edilerek sahile husust banyo odalarile süslü zarif bir plijis yukarı tepede get set kameryelerle örülü asri bir gazino yaptırılmıştır. Gazino ve banyo ücreti bir çift için 7 lira kadar tutar, bunun içinde yemek te dahildir. (Alan kum) a giden bir kimse iyi bir tatil günü geçirmek imkânına her zaman için mâliktr, Halük Cemal Bolu yolunda bir otomobil kazası — Mayısın yedinci günü Boludan Düzceye hareket eden Ankara operet heyeti Adapazarına ait 67 No, şoför Kâmilin idaresin- deki otomobille Boludan hare- ket etmişler, fakat yarım saat kadar yol almadan otomobil devrilmiştir. Bu kaza neticesinde heyet rejisörü oSalâhi B. ağır surette yaralanmıştır. Otomobil- de bulunan diğer operetçi — gişi d e yaralanmıştı ği