2 Nisan 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

2 Nisan 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1930 — ——— maş 3 N'san N > VAKIT 2 - Yarıda kalan bir iş uslar portakalcılarımızalDu seter de.. müşkülât gösteriyorlar | vaki Bu hal bütün tekziplere rağmen va- kidir ve el'an devam etmektedir Ruslar son günlerde ihracat By, arımıza gene İğ niye başlamışlardır. Rus Cİ ticaret mümessilliği Rus- sevkedilen © portakal'arın bk, 2, çürük, sandıklarının n olduğunu ileri sürerek tedi- tta mühim miktarda iskonto | Pimak iy a& istemekte, portakal ta- İ Kerimiz de bittabi bundan t etmektedir. ticaret mümessili bu is- Hr. 'en yapıldığını, bununla be portakal tacirlermizin ih- hal için kendisine müra- €tmediğini söylemekterdi. mesele etrafında dün bir iri portakal t'ecar- sf rimiz zla görüşmüş ve fikirlerini tüccarlarımız 111 li » Portakal r ki; (0 N Mümessillik bize müracaat N diyor, Halbuki mümessil tay üşmek kabil değil.. Ne m görüşmek istesek ya ta Zuldür, yahut burada yok- f li “€vabını aliyoruz. Mümessil İhtilatı esaslı sürette tetkik Demir, Yoksa Dörtyol por- Le tüccarlarına hak verme- elin değidir. Sâsilik beyamatında Ode- X Zönderilen o portakallârm Si rının kâğıtsiz gittiğini, tar sandığın kırık ol- aki Odesadaki memur'arın ederek buraya bildirece- “öyliyor. Halbuki Odesaya ka portakal sevkedilmemiş» ti ğıtlara sârılarak gönde- yor takalların, Odesa güm- Ne muayene edilirken çü- ile kâğıtları çıkarılmış, müşkülât | un bir mukave'leye müs- | fakat çürük olmadığı görülen portakallar tekrar kâğıtlarına sarılmıyarak çıplak bırakılmıştır. İşte bu portakallar için yüzde 25 iskkonto yapılmak isteniliyor. Halbuki potakalın kâğıdı hiç bir zaman bedelinin yüzde 25ini değil ya, yüzde İini bile teşkil edemez. Esasen portakalların kâğıtlı gönderi'mesi hakkında mukave- lemizde bir kayıt yoktur. Farzı muhal olarak böyle bir fıkra bu- lunduğunu kabul edelim. Zaten portakallar kâğıtlı gönderilmiştir. Kâğıtsız olduğu söylenilen por- takallar Odesada muayene es- nasında soyu muşlardır. Rusya- daki amelenin ıhmal ve tekâsü- lünden Dörtyol tüccararı niçin zarar görsün” Başka bir mesele daha: Odesada mallara yapılacak masraf Döriyol tüccarlarına ait, fakat bu masrafın kontrat mu- bince Biliç Vustok tarafından tediye, ve bilâhare satıcılardan alınması bizim gelirken, ve mal- ların tesellâmü esnasında mü- messilliğin oDörtyola (telgrafla Odesadaki masarifatın ödenme- sini bildirmesine rağmen bu gün tediye edilmek istenen bir mas- rafı Odesa kabul etmemektedir. Bu suretle portakal bedellerin- den, bir ruple 110 kuruş üze- rinden hesap edilmek şartile, 50 küsur bin lira tevkif ediliyor. Dünyanın neresinde 300000 lira- hk malın gümrük masrafının 50000 lira olduğu görülmüştür. Hasili, muayene masrafı, kâ- ğıtların iskontosu, sigorta, nav- lon, sair masraflar hesap edilince kâr etmek şöyle dursun, zarar ediyoruz. İki dost devlet arasındaki ticari münasebatta mühim bir rol oynıyan bir kaza halkını müstahsil vaziyetten çıkarmakta, bilmeyiz ne menfaat vardır.,, Türk — Fransız mahkemssinde Abdülhamit veresesi Davasına dün devam edildi va kümetimiz Abdülhamidin oğullarile kızla- n Türk tabiiyetinde olmadıklarını bildirdi “e Türk - Fransız muhtelit tü yaş, Akemesinde Abdülha- " *sesinin Fransız, Suriye bükümetleri aleyhine NN davaların © rüyetine i olunmuştur, Sabahleyin yaşa ger müdeeilerin Türk Tü ©n iskat edildikleri Türk olamıyacaklarını ve z bakılarEranmz mahkeme- Yacağını söylemiş- ği i aya oya müddei ve- aa ifat ve Nesim NX tabi, €yler müekkillerinin ç “etinden iskat edilme- a ——— diklerini, ancak hudut haricine çıkarıldıklarını, dolayisile Türk vatandaşlık sıfatını haiz bulun- duklarını söylemişlerdir. Bundan sonra hükümetimiz namına ajan Naşit bey bir be. yanname okumuştur. Hükümeti- miz bu beyannamede, Abdülha- midin oğulları ile kızlarım Türk tabiiyetinde tanımadığını, zevce- lerini Türk tabiiyetinde tanıdı- dığını, bunların bir sene müd- detle haklarını müdafaa etmeği tanıyacağını ve bunlar hakkında söz söylemek hakkını muhafaza ettiğini bildirmiştir. Muhakeme karar için talik edilmiştir. mü 20 mi? küresi üzerinde yeni bir müşkül İstanbul saatlerinin ayarlarını te- min etmek üzere Galata kulesine konacak o'an vakit küresinin in- şaatı tamamen bittiğini evvelce yezmıştık, Buna rağmen kürenin hâlâ işiiyememesine sebep, ortaya İ çıkan yeni bir mes'eledir. Yapılan tertibata göre direğin | tepesinden tam 27de düş:cek olan küre (20) saniyede bu ha- reketi O yapmaktadır. e Ha'buki Emanet (20) saniyeyi çok bulmak- ta ve kürenin 3 saniyede düş- mesini istemektedir. İnşaatı ya- pan mühendisler ise bunun üç saniyede kabil olamıyacağını söy- lüyorlar. Dün sabah Emanet fen heyetinden iki mühendis mahal- linde tetkikat yapmışlardır. Bundan maada zeval vaktinin tam olarak tanzimi de kabil ola- mamakta ve bu hususta da müş- külâta tesadüf o edilmektedir. Emanet fen heyeti tetkikata baş- lamıştır. fn Her erkeğe nazaran kadın nedir? Kıymetli O hukukçu (avukat Haydar Rıfat B, in tipi, Ame- rika ayan öazasından en kibar tavurlusunu ha- di tırlatır. Fakat onu Nevyorkta ayan (meclisi koridorunda de ği, o İstanbul adliye daires n- de bulduk. Engin ve kıv- rak söz söy. liyen O Haydar “X Rıfat B., sual Dak karşısında gür Haydır Rift £, lümsedi; : — Ne söyliyeyim? Yaşa göre Bazen mabut, bazen anne... Ba- Haydar Rıfat B., -Bilmem, iyi işittik mi?- bir kelime sar- fetti ki bu, bir ibtiyacın ifadesi oluyordu. — Efendim? — Görüşürüz, görüşürüz! Çağırıldığı bir muhakemeye gidiyordu. Acele uzaklaştı.. Aradan günler geçti. Üstat, çok meşgul görüp görüşemedik. Bu kısa cevapla iktifa ettik. Müsellâh motötler Rüsumat idaresi tarafından getirilen 7 müsellâh motör Ak- deniz ve adalar denizi gümrük muhafaza müdürlükleri emrine verilmiştir. Bu motörlerden 3 tane daha ısmarlanacaktır. Darülbedayi san'at- kârları Darülbedai san'atkâları dün saat 14 trenile Ankaraya gitmiş- lerdir. Tamaşa san'atkâlarımızın Ankaradan sonra Anadoluda bir turne yapacaklar , Kıbrısa kadar gideceklerdir . İhsan Rifat B. Gümrük umum müdürü İhsan Rifat bey dün Ankaraya git- miştir. olacak. Bir daha | Berberler mektebi kapandı Mektep hocaları bütün bilgilerini alebeye öğretmek istemiyormuş.. 3 Berber mektebinin ilk kadın felebeleri Bundan üç ay kadar evvel berberler cemiyeti Beyoğlunda bir mektep tesis etmişti. Burada mütehassıs ustalar tarafından berberlik san'atma ait bilgiler ve incelikler öğretilecek ve kursu ikmal edenlere vesika verilecekti. Dün haber aldık ki berberler arasında çıkan barı ihtilâflar yüzünden mektep kapanmıştır. İşittiğimize göre mektebe meccanen alman bir talebe mektebi ikmal etmiş, fakat mektep idaresi bu talebeye vesika vermemek istemiştir. Cemiyet idare heyeti bunu kabul etmemiş ve bu talebe- nin de diğerleri gibi vesika almaya hakkı olduğunu, ancak mek- tebe meccani talebe kaydı muvafık olmadığına göre bu talebeyi kim meccanen kabul ettise lâzım gelen ücretin kendisinden tahsil J edilmesi icap ettiğini bildirmiştir. Diğer rivayetlere göre de ihtilâf yalnız bundan ibaret değildir. Güya mektep, kursu ikmal edenlerin bir heyet huzurunda yapılacak imtihanı müteakip vesika almadıklarına taraftar olmuyormuş. Buna mektep idaresinin kurs talebesine san'ata ait bütün bilgileri oğret- memesi sebep olarak gösterilmektedir. Mektep hocaları bildikleri bütün şeyleri öğretmekten istinkâf ediyorlarmış. Maahaza buda bir rivayetten ibarettir. Malüm olan vaziyet mektebin kapandığıdır. Cemiyet işe müfettişlerin vaziyet etmesini beklemektedirler. Metozadelerin iflâsı istenilmiş C.H.F. Adana müfettişi Hilmi B. —i bu hususta izahat veriyor Dün Adanada bir ticaret mü- essesesinin iki milyon liralık bir açık vererek sarsıldığını yaz- mıştık. Metozadeler (firmasını taşıyan bu müessesenin vaziyeti hakkında Adanada çıkan Türk- sözü arkadaşımız C. H. F. Ada” na müfettişi Hilmi Beyle yaptığı mülâkatı neşrediyor. Hilmi B. arkadaşımızın muhtelif suallerine verdiği cevaplar arasında Şun- ları da söylemiştir: z — Adanaya gelince ilk işitti- ğim baber Meto zade Osman B. ticarethanesinin sarsıldığı ve pe- şinden bir çok müesseseleri de sürüklemek istdadını gösterdiği oldu, görüştüğüm Meto zade Fazlı bey; vaziyetlerinin endişe- ye değeri olmadığını, bir banka» ya merbun olan koza mağazala- nınm başka bir bankaya rehin edildiği gibi haberlerin, karşı'ık- sız, çek çekmek gibi muamele- lerin uydurma olduğunu ifade etmiş, vaziyetlerini İstanbula gi- derek hemen ıslah edeceklerini temin eylemişti. Müteakıp gün- lerde alacaklıların Meto zadelere müşterek imzası olanlar hakkın- da harekete geldiğini ve Meto zadelerin İstanbuldan Adanaya ancak teselli haberleri gönder- mekle iktifa ettiğini görünce işi Adana mes'elesi halinden çıkar- mayı düşündük. Çünkü Meto zadeler bütün tüccari defterlerini de İstanbula nakletmiş, ona mu- kabil o zamana kadar İstanbulda ikamet eden en küçük birader- lerini buraya göndermiş bulunu- yorlardı. Bu zat biraderlerinin Adana vaziyeti hakkında hiç bir şey söyliyememek mevkiinde idi, Binnetice Osman beyle müş- terek imzası olanlar imzalarının şerefini muhafaza etmek için İ hakiki borçlarının fevkindeki dü- yunu da kabul etmek mevkiinde kalmışlar ve alacaklılarla anlaş- mıştır. Bu iptidai anlaşma bozul- masa Osman bey müessesesinin düçar olduğu sarsıntının memle- kette bir buhran tevlit edebil- mek istidadı kalmamıştır. Adana çiftçileri başta meto zadelerin en büyük alacaklıs olan “ Kommerçiyale bank,, ol mak üzere diğer bankalarla mu- tabık kalmışlardır. Adanada Meto zade'erin en büyük alacaklısı olarak meyda- na çıkan Osmanlı bankası ile Kommerçiyale bankası olmuştur. Kommerçiyale bank, kendisine YAŞ Lülen sayılayı çeviriniz N

Bu sayıdan diğer sayfalar: