Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SER Çi ; P UCR U 9 2/1/1941 Va h j HAYAT ve SIHAT Nş - ; Yarısı venüs, Venüs'ün, kolları kırık meşhur heykelini görmüş olanlar pek de çok bulunmamakla beraber onun güzellik perisi olduğunu herkes bi- lir ve her kadının en tatlı emeli Ve- nüs gibi güzel endamlı olmaktır. Yalnız, bütün bir müze değerinde olan o heykelin vaktiyle bizim yur- dumuzdan, bir avuç bile doldura - mıyacak kadar altına satm alına- yarısı çirçe... ki bir vücudun yukarı tarafı Çir- çe olunca Venüs'ünkilere benziyen tatlı muvazeneli kalçalarla bacak- lara kıymet vermek pek güç sanat olur! Bu türlü zayıflığın bir aksiliği de yüzde ve başta başlamasıdır. Hastalık adalelere dokunmaz, yal- nız cildin altında ve adalelerin a- rasındaki yağlar erir. Sırayla, yüz- de, enıede, boyunda, omuzlarda, rak Paris'e götürülmüş olduğunu bilenler Venüs'ün adı l yü-|g reklerinde sızı duyarlar, ancak Ve- nüs'ün halis bir Anadolu kızınım heykeli olduğunu düşünerek, gü - zellik perisinin de bizim yurd de, arkasında ve yan- lırmda, kollarda ve ellerde bulu - nan yağlar yavaş yavaş kaybolur. İnsıunı yarı helınden yukarısı u, adaleleri çıkık kalır. Yarı da yetişmiş olmasından teselli bu- lurlar. Büyücülerin perisi olan Çirçe hiç de meşhur değildir. Sebebi, onu kara kuru ve kocakarı şeklinde tas- vir etmiş olan ressamlarla heykel - traşların hatasıdır. O perinin adını ilk defa yazmış olan Omirus ;ııı', hayalindeki kahraman Ülis perının linden uzun kurtul d için onun büyücü olduğuna hül metmişse de bundan dolayı Çirçe'- nin kara kuru bir kocakarı olduğu- nu tasavvur etmek doğru olamaz, çünkü erkekleri gerçekten büyüle- yip kendilerine bağlıyanlar Venüs gibi güzel kadınlardır. Ressamla - rın ve heykeltrasların tasavvur et- tikleri gibi, kara kuru kocakarıla- 'rın yaptıkları büyüler hiç Iumıeyo tesir etmez, yalnız fazlaca saf y'u- rekli olanlara korku verir. Onun i- çin Ülis kahramanı uzun zaman kendisine bağlamış olan Çirçe'nin de güzel bir kadın olduğunda şüp- he yoktur... Bununla beraber, eski zaman ar- tistlerinin gafleti neticesi olarak, Venüs güzelliğe, Çirçe de kara kuru kocakarı şekline timsal olarak kal- mışlardır. Onun için bugün anlat - mak istediğim zayıflık hastalığını da yarısı Venüs, yarısı Çirçe diye târif ederler, bu hastalığın can sı- kan tarafı hemen yalnız kadınlara musallat olması, hem de yarı belin- den yukarısını Çirçe'ye, yarı belin- den aşağısını Venüs'e benzetmesi - dir. Bu hastalık biraz insaf göste- rıp de işini aksine görseydi Çırçe- eteklerle | tmak ter- ıılıı- için pek kolay olurdu. Halbu- «|bir kâğıt yahut muşamba parçası belmden aşağısı da — aksine — gittikçe daha mütenasip olur. Bu zayıflık hastalığına tutulan kadınları teselli etmek için bazı hekimler onların yüzünü Volter fi- lozofun çehresine benzetirler: bü- tün dünya ile alay ediyormuş gibi buruşuk bir sima. Bu da gene has- tayı bir büyücüye benzetmektir. Fakat kara kuru kocakarılar gibi üzerine acayip şekiller çizerek saf yüreklileri korkutan büyücü değil, herhangi bir eserini okumıya başlı- yan insanı derhal kendisine bağlı- yarak bir daha elinden bırakmıyan bir büyücü, hastalık erkeklere mu- sallat olsaydı o büyücü filozofa beneztmesi teselliye medar olurdu. Fakat kadın fikirce Volter kadar yükselmeyi istese de gene kadınlı- ği unutamaz ve bütün vücudunun Venüs gibi güzel olmasını ister. Bu acayip hastalığın, kadınlara güzellik veren tiroit — guddesinin mârifeti olduğu şüphesizdir. Fakat onun bozulması üzerine başka gud- deler de işe karıştıklarından yarı belden yukarı kalan zayıflığın ge - çirilmesi bütün hormonların tetki- kine bağlı olur. Yalnız, eriyen yağ- ların yerlerini doldurmak fikriyle yağlı yemekleri fazlalaştırmıya gel- mez, o vakit yağlı gıdalar yarı bel- den aşağıda toplanır ve üst tarafı gene Çirçe kalır. Bereket versin ki bu türlü zayıf- lık hem nâdir görülür, hem de in- sanın hayatını tehlikeye koymaz. Yarısı Çirçe'ye benzemek deniz kı- zına benzemekten hafif gelir. G.A. Bir Alman korsanı batırdığı gemilerin yolcü ve fayfasını küçük bir adaya boşaltti Wellington, 1 a.a. — Yeni Zelanda başvekili B. Frazer demiştir ki : — Bir düşman korsan gemisi, 21 ilk- kânunda Bismarck adalarından Eme- ran'a 500 ingiliz, fransız ve norveçli çıkarmıştır. Bunların arasında 70 ka- dın ve yedi çocuk vardır. Bunlar Kompta, Rangitane, Holmwood, Tri- ona, Vinni, Triaster ve Triadic adında ki yedi vapurun mürettebat veya yol- cularıdır. Diğer üç vapurun, Turakina, Noton, ve Ringwood mürettebatından kurtarılanların ne olduğu tamamiyle bilinmiyorsa da bunların halâ korsan Ukranya için yeni bazı tedbirler alındı Moskova, 1 a.a, — (D.N.B. ) Gaze- teler, Stalin ve Molotof ımzasıyle bir emirname neşrediyorlat. Bu emirname Ukranyada kolkoz köylülerinin çalışmaları, ziraat mah - sulâtının arttırılması ve hayvan yetiş- tirilmesinin inkişafı için yeni bazı ni- zamlar koymaktadır. Emirnamede eski nizamnamenin pek nazari olduğu ve vaziyeti karşı - lıyamadığı, istihsalin artmasına mâni olduğu, işin kalitesini nazarı itibare almadığı ve iyi ve kötü iş aynı gün - delik verdiği tafsil edilmektedir. Yeni nizamname ile mecburi istih - sal miktarının üstündeki istihsallere köylüler bir barem mucibince iştirak ettirilmektedir. gemisinde bulunduğu diliyor. Turakina vapurunun batmadan e - vel korsan gemisine üç saat mukave- met ettiği söyleniyor. 8.700 tonluk bir ingiliz vapuru olan Turakinadan ancak 23 kişi kurtulmuştur. Rangi - tane 16.000 tonluk, Komata 3.900 ton- eee — o auaua Vilmoş, hiç sesini çıkarmadan babasının yüzüne baktı. — Yavrum, ben şimdi gidiyorum. Hemşireye tenbih adeceğim, Eğer gece uyuyamazsan, sana uyutacak bir ilâç versin, Haydi şimdilik Allahısmarladık ! Vilmoş'un yanağını okşadı, öptü. Gizella'nın da eli- ni sıktı. Kapıdan çıkarken, bir defa daha geri dönüp oğluna baktı. Genç kadın, perişan bir halde yatağın yanında duru yaz kesilmişti, yordu. Dudakları luk ve Triadic 6.000 tonluk idi. Yukarda zikredilen 10 vapurun ye- disi ingiliz olup bunlar Turakina, Rangitana, Holmwood, Triona, Tri - astea, Komata ve Triadic'dir, Ring - wood ve Vinni Norveçlidir, ,, Yugoslavyada bazı maddelere vesika usulü tatbik edilecek Belgrad; 1. a.a. — Bu sene mahsülünün altı milyon kental açığı vardır. Fazla mik. darda ihracat ve bazı maddeler üzerinde ihtikâr yapılması memleketin dahili sükü- nünü ihlâl edebilecek müşkül bir vaziyet doğurmuştur. Bazı muzir unsurlar bu va- ziyeti istismar ederek bütün Yugoslavya'da tertip etmişlerdir. Hükümet şiddetli tedbirler nümayişler gasp ve ihtikâra karşı almağa karar vermiştir. İhtikâr yapan fırıncıların tevkifi bu ted- birin başında gelmektedir. Diğer taraftan bazı gıda maddeleri hakkında vesika usülü tatbik edilecektir. Ekmek vesikalarının 15 kânunsaniden itibaren meriyete gireceği ve adam başına günde 500 gram ekmek veri- leceği ve vesika usülünün yakında şekere tuza ve yağa da teşmil edileceği söylen - mektedir. Bazı mıntakalarda petrol satışı esasen vesikaya tâbi bulunmaktadır. İngiliz imparatorluğunun münakalatlı içcin Amerikadan fayyareler salın alındı Vaşington; r. a.a. — İngiliz tayyare ima- lât nezaretinin mümessili B. Morris Vil - son, Atlantic Clipper tipinde üç büyük de- niz tayyaresinin Amerika'dan mübayaa e- dilmiş olduğunu haber vermiştir. Birkaç hafta sonra teslim edilecek olan bu tayya- reler, ingiliz imparatorluğunun münakalâ - tını temin etmek üzere satın alınmıştır. Siyamlılarla Kamboçlular arasında son hâdiseler Hanoi; 1. aa. — (Havas) : 26, 27, 28 kânunuevel tarihlerinde hudut muhafazasını temin eden Siyam devriye kollariyle Kamboçlular a-asında yeni hu - dut hâdiseleri , Bu hâdiseler son haftalar içinde cereyan eden hâdiselerden daha ehemiyetsizdir. 26 Kânunevelde bir Siyam keşif müfre- zesi Poipeti'nin şimalinde' bir motosiklet koluna hücum etmiştir. Siyamlılar müsa- deme meydanında ikisi subay olmak üzere 15 ölü ve yaralı bırakarak tardedilmiştir, Fransızlardan yalnız bir hafif yaralı vars dır. a7 Kânunevelde bir Siyam kıtası Poipe- ti'nin 150 kilometre şimalişarkisinde Kam- boçlulara hücum etmiştir. Kamboçlular za- yiat vermeden çekilmişlerdir. 27/28 Kânunevel gecesi Siyam tayyare- leri Mekong'un fransızlara ait sahili üze- rinde birkaç defa uçarak propaganda be- yannameleri atmışlardır. Macar - Yuğoslav dostluk muahedesinin mahiyeti nedir ? Budapeşte, 1 a.a, — Bazı Balkan mahfil- leri, Macar - Yugoslav dostluk muahede- sine, her ne bahasına olursa olsun, alman aleyhdarı bir mahiyet atfetmek istemekte- dir. Budapeşte siyasi mahfilleri, Almanya ve İtalya'nın cenubuşarksinin iki mühim devleti arasındaki dostluğu, anlayış zihni- yeti ve tam bir sempati ile karşılamış ol- duğunu tebarüz ettirmektedir. Macar - Yu- goslav dostluğu, Avrupa'nın bu — kısmında sulhün idamesini temin etmektedir ki bu, mihyer devletleri tarafından da lüzumlu telâkki olunmaktadır. KÜÇÜK DIŞ HABERLER Helsinki, 1 âa. — (D.N.B.) Nazırlar meclisi, iaşe maddelerinin vesika ile tevzii tedbirdir. Du;man bombalarına kurban git- memek için kurbanlarımızı Hava kurumuna vermek en akıllıca bir T ÜREİYE (Radyo Difüzyon Postaları) işlerine dair bir takım tedbirler almıştır. halkı Spitfire tipinde avcı tayyareleri s: tın almak üzere 5000 ingiliz lirası teberrü etmişlerdir. Bu tayyareler fransız Kame - ronu'nun müdafaasında kullanrlacaktır. doğüu Anadolu'da kın — Nahid ret kanunu ve muhakemat usulü kanununun meriyete girmesi gayrimuayyen bir tarihe talik edilmiştir. Budapeşte; 1. a.a, — (D, N. B.) : Dahiliye nezareti, memleketin menfaat- Mez Köprülü), Köylü B. Dornierin ikamet Türkiye'de- hayva müddetini temdit etmedi Vaşington; 1. a.a. — Adliye nezaretin - den bildirildiğine göre, tanınmış alman | tayyare fabrikatörünün oğlu B. Claudius Dornier'nin, Birleşik Amerika'da ikameti- ni temdit talebini reddetmiştir. B. Clau - dius Dornier, temmuz 1939 tarihindenberi yal tukları —. Parti ti — lara muayene olacaktır. Başvekil bir Ş İçindeki yazılar şunlardır : .. £ Sonkânun sayısı çıktı ğ Millt Şef'in gençliğe oğlu, Bir delinin şiirleri — Fethi Tevet, Anohin (Rusça'dan çev: Abdül- de Nusret Zorlutuna, Ankara'ya ya - da Chili'nin güzide iş adamlarıyla temas |— etmişlerdir. Z Altay Şamanlığına ait Bükreş; I. aa. — (D. N. B.) : - v V. 1 Kânunsani 1941 tarihinde tatbik edil. |E Ktdir İnan), Güz mesi beklenilen yeni medeni kanunla tica- |£ Sırrı, Ceyhun Atuf Kansüu, Orta zaman türk - islâm dünyasında din — (Almancadan Naki Tezel, Bugünkü Almanya'da fel- LARI ÇALIŞMALARI Milli iktısadiyatımızda X kânları (Dr. Cemal Arıtman) —. So dim — (Dr. Halkevleri neşriyatı. AYIN HADİSELERİ Başvekilimizin iktısat haftası açış nu- Yurd içinde — . FİKİR HAYATI Bir okuyucunun notlatı (insanların ro- Bundan başka hayvanatın muhafazası hak- TÜRKİYE ANRARA kında da bazı kararlar alınmıştır. Vesika | gyrpalanakaaAlaAAAa AAA lAA AAA aa. | Fedyosu D eZ usulü patatesle kasaplık büyük baş hay- Ğ “ — Dalga uzunluğu — van etine de teşmil edilecektir. 1648 m. 182 Kes./120 Kw. Londra; 1. a.a. — Bildirildiğine göre, U L K U 81.7 m. 9465 Kes./ 50 Kw. T. A.R fransız Kameronunun Avrupalı ve yerli 1947 m. 15195 Kes./ 20 Kiw. T. A. G. PERŞEMBE :: 2.1. 1941 8.03 Ajans Haberleri, 8.18 Müzik : Hafif Program (PI.), hitabeleri — — Şevket Aziz Kan- Santiago; 1. a.a. — Cenubi Amerika'da — » a D Ötlerde Mihalbey Z| 8-45/9.00 Ev kadını - Konuşma, bulunan ingiliz ticaret heyeti reisi Lord Z oğulları — Yordan Trifanov (Bul - E|12.30 Program ve memleket saat ayarı, Vellington ve arkadaşları bugün Santiago- |£ garcadan çeviren : Türker Acar- 12.33 Müzik : Şarkılar, 12.50 Ajans Haberleri, maddeler — Z| ,365 Müzik : Halk türküleri, geldi “şiir” — Hali- 18.00 18.03 Müzik Gştir? — rahim Özgür idaresinde), Ayna 18.40 19.15 Prof. A. çeviren — Cemal sanatkâr “hikâye” — by'nin plâkları, 19.30 Süiti, 3— C. Saint - Saens re, 4â— J. Strauss : hayvancılık ve ncıliğin inkişaf im - M. Celâl Duru) — Kaiservalser, 22.30 biyo - Nukut Borsası (Fiyat), vilâyet kongrele - Müzik : Dans müziği (P)), Yurd dışında. 22.45 Enternasyonal vaziyet Birleşik Amerika'da bulunmakadır. manda konuşmaları bahsi —, Lamar - ı tine hakkında) Nahit Sırrı. z karşısında Japonya Z BİBLİYOGRAFYA z z VH . Ö h Köra Ai 4 Z| Tokyo, 1 a.a. — Japonya başvekili | ar basve'ili tedavi Z Prof. Şevket Aziz Kansu “Türk Tarih £ ? b Buıg ' b ve ıı ' — Kurumu tarafından yapılan Etiyokuşu £ Pıîens Ko'noye, yılbaşı.?unast:betıyle .e Wi , " Z hafriyatı” (Tahsin Özgüç) —. Dr. E| Millete hitaben neşrettiği beyanname- < İçin Viyana'ya gitti E Henri Wallon “Les Origines du Ca - E| de diyor ki : Sofya, 1 aa. — (Stefani): Bulgar |— :&?î c;'c:ım"'”"l" ÇAdnan Ce & da.h—a ıî:l îâm emer."îsyona! vz.':ı.ymı: başvekili B. Filov, bugün Viyanaya |£ eeT nn y z Ka dergere içaktee Ç UĞERE gitmiştir. Orada mütehassıs doktor - |© Z| vardır. Milletin müşkülâtını karşıla - & SÜRKEKAAA KA KKO AA AAA AAA KKK AKA AAA AA KANAKAI” | mak üzere fedakârlıklara katlanma « kaç gün sonra Sofyaya dönecektir. Amiral Darlan'ın bir mesajı Vichy; 1, aa. — Bahriye nazırı amiral Darlan, yeni yıl münasebetiyle fransız do- nanmasına göndermiş olduğu birmesajda, ezcümle şu sözleri söylemiştir : *“ Mareşal Petain'in yüksek otoritesi al- tında Fransa geçirmekte olduğu bütün mi külâtı namus ve vekar dairesinde ve veci- belerine riayetkâr olarak önliyecektir. ,, bugü İçindekiler : C. H. P. Vilâyet 27 Birincikânun Münakâle işleri Hind milli liberal federasyonu bir beyanname ile Brifanya'ya karşı hayranlığını ifade etti Calcutta; 1. a.a, — Hint milli liberal fe- derasyonu, bir beyanname neşrederek, to - taliter devletlerin taarruzuna uğrıyanların zaferinden emin olduğunu bildirmiş ve Bü- yük Britanya ile müttefiklerinin göster - mekte oldukları gayretlere karşı hayran - lığını ifade etmiştir. Federasyon, Hinş milletine hitap ederek, mücadelenin devamı için bütün yardımlarda bulunmasını talebetmiştir. İtalyan siyaseti : Esmer Saffet Atabinen Mali ve iktısadi Matbuat hulâsal Hikâye Büyük bir halk Borsa v.s. Viyaaransanen "ULUS ,, un fransızca nüshası " ANKARA ,, Ruzvelt'in nutku : Falih Rıfkı Atay Büyük Millet Meclisinde Millt Korunma kanununda değişik- likler : Kemal Turan Ziraat Bankasında Türkiye ve Yunanistan Beynelmilel hayat : Harbe dair : Mümtaz Faik Fenik Lamartine'in yüz ellinci yılı ; Reşit Şeker istihsalimiz İzmir limanı ihracatı : Ercüment Ekrem Talu Neşriyat faaliyeti kette ne gibi eserler neşredilmiş? Radyo programı — Gizella, rühum, niçin bu kadar telâşa düşüyor - sun ? Dünyada her insanın arasıra hastalanması kadar tabit birşey olamaz. — Keşke, senin yerine ben hastalansaydım ! Vilmoş, şiddetle itiraz etti : . — Çok saçma bir fikir ! Hayatta, senin -bir mak - sadın, bir istikametin ve bir gayen var. Cemiyete ve ailene faydalı bir mahlüksun. Ben ... ben ise lüzum:" suz bir insanım, Kendini cereyanlara kaptırmış za - vallı bir adamım. Sen, çocuklarımızı iyi birer insan ola- rak yetiştirecek bir iktidardasın. Bana gelince; ben onlar için kötü bir misalden başka birşey değilim. — Bunlardan bahsetme Vilmoş ! — Hiçbir zaman hakikati bütün çıplaklığıyla görüp, söylemekten çekinmiyelim. Senin sıhatlı olmaklığın lâzımdır. Hastalıklara ben katlanırım. Beni üzen bu -değildir. Hastalığımın mahiyetini kati surette öğre - — nebilsem... — Biraz evel baban söyledi ya... a — Buna inandın mı ? Babam hakikati benden giz- Yazan : MIHALY FÖLDİ Türkçeye çeviren: F. ZAHİR TÖRÜUMKÜNEY l79 e liyor. Benim hastalığım ülser değıldır. Ben, midemde ne var biliyorum : Kanser ! Gizella, karyolanın üstüne kapandı. Vilmoş, sükünetle gülümsedi : — Gizella, çok rica ederim, kendini yeise kaptırma. Birlikte yaşadığımız seneleri bir gözünün önüne getir. Sen, daima benden daha ve daha iradeli bir insansın. Bu meziyetlerini bundan sonra da muhafaza et. Bu dünyada sana ihtiyaç vardır. Tasavvur et bir kere, ha- yatta senin yerine ben kalsam ne*yaparım ? Ben ki; hiçbir vakit yolumu bulamadım, çocuklarımıza doğru yolu nasıl gösterebilirim ? .. İşte asıl facia bu olur ! Allah ne yaptığını herkesten daha iyi bilir. İlâht ada- lete gittikçe daha fazla inanıyorum. — Ruhum, sevgilim, sen ne söylediğini bilmiyorsun. — Hayatımda hiçbir zaman bugünkü - kadar makul düşünmedim Gizella. Artık hakikati görüyorum ve ha- kikat îietıe;â_ö&ıümde çırılçıplak soyuyor. Geliyoruz ve gidiyoruz. Yaşarken ölümü ve günün birinde bir hiç olacağımızı asla düşünmüyoruz. Budalaca fikirlere ka- piliyor, sersemce gayeler uğrunda koşuyoruz. İşte be- nim hayatım budur. Böyle bir adamın dünya yüzünder biran evel yokolması lâzımdır. Sen, büsbütün başka - sın, Bazı insanlar nurdan halkolurlar. Bunlar, hayat - larında nura ve ışığa kavuşurlar. İşte bu gibilerin ya- şamak haklarıdır. Sende de bir nur var Gizella. Bütün kuvet ve kudretini bu nurdan alıyorsun. İşte, dünya- hın, senin gibi kadınlara ihtiyacı #ardır .. . Realite- den uzak, kafaları hayâllerle dolu erkeklerin altüst et- tikleri bu dünyayı, ancak senin gibi makul düşünceli, kalbinde sonsuz şefkat ve muhabbet taşıyan kadınlar düzelteceklerdir. Aramıza girerek, işlerimize müda - hale etmekle çok iyi yapıyorsunuz. Sizlerin, akıllı ve kuvetli kadınların, dünya hâkimiyetini erkeklerin el- lerinden almaları lâzımdır. Ancak, sizler, bu dünyanın ıztıraplarını dğ%l'rip, onu saadete kavuş hilirgini lıyız ve alsi liyiz, ... ( KaAbYoO” | 8.00 Proğram ve memleket saat ayarı, i 13.20/14.00 Müzik : Karışık Program (Pl)e ! Program ve memleket saat ayarı, : Radyo Caz Orkestrası (İb. Müzik : Kadınlardan Fasıl şarkıları; Müzik : Greta Keller ve Bing Cros- ' : Danse Macab Memleket saat ayarı, Ajans Haber- leri, Ziraat, Esham - Tahvilât, Kam- 23.25/23.30 Yarınki Program ve Kapanış. bir sebat gösterme * */| Tayyaresi, tayyarecisi bol olmı- :|| yan milletlerin hayatını ergeç tehlike saracaktır. Tehlikeyi ön- lemek için Hava kurumuna yar- dım ediniz. n çıktı kongreleri A SUGÜN Ulus Sinemasında Türkçe sözlü ve sazlı arapça şarkılı şarkın ve Mısır'ın en gü- zel sesli kadını en yüksek facia artisti Hüseyin Sami Ahmet Şükrü Fatma Rüştü'nün yarattığı Saadef Yuvası Faziletli bir genç kızın acıklı romaniı... Şehvani heveslerle ko- şan bir zenginin akibeti haberler arı : 9 ayda memle- Ayrıca son harp jurnalı 14. - 16.15 - 18.30 ve 21 de şairi : Karacaoğlan Seanslar : YekanancAnAKAK” İstikbal sizlerindir Gizella. Çocuklarımıza dikkat et, onların akıllı ve kuvetli birer insan, cemiyete faydalı birer uzuv olarak yetişmeleri için bütün gayretini sar- fet. Onlara insanları anlamayı ve affetmeyi öğret. Ba- balarını affetsinler. Ben, ne çocuklarına lâyik bir baba vt ne de karısına lâyik bir koca olabildim ... Sen de beni affet Gizella.. : daima sevdim, şimdi de seviyorum ... sevgim de ruhum gibi hastadır ... Gizella, kocasını dinlerken, yavaş yavaş itidalini topladı. Dudaklarına şefkatli Vilmoş'un ateşler içinde yanan alnını öptü. — Sözlerini kesmeden dinledim Vilmoş . . boşaltırsan, açılacağını ümit ettim , . . bir atlatalım, bir iki gün sonra vasiyetlerde bulundu - ğuna sen de güleceksin ... — Maalesef sizlere, vyasiyetten başka birşey bıraka- . Öp beni ruhum'.,. Seni sevdim, Fakat, benim bir tebessüm yayıldı. . İçini Şu ameliyatı mıyorum | Gizella, bir kahkaha attı : — Ya apartmanların, çiftliklerin ne olacak ? — Gördün mü, işte bu da benim hatamdır. adam olsaydım, bugün apartmanlarım da ölurdu, çift- liklerim de ... İ — Gece burada kalayım mı ? — Bir bu eksikti ! Yarın ameliyat olacağımı sakıu çocuklara söyleme | Eğer, (Sonu var) Memleket saat ayarı, ve Ajans Ha- l | | 3 z K z lerini tehdit eden mahiyette yazıların neş- | — sefi cereyanlar — Prof. Von Aster berleri, rettiği için Okluhaç'ların organı olan (Mag E ("]m_"""d“_? çeviren: Z.P.),. Gönülle 1945 Müzik : Radyo incesaz heyeti, yarsag) gazetesini onbeş gün müddetle ka- | — h”ı:'h"'I_ silr” — H Turlan!Dağlıoi —- |20.15 Radyo Gazetesi, ağidz Z lu, ingiliz halkevleri ve spor çalışma- —| * Ü K ; p: ştır. z E lari — Nüzhet Baba, XVI asır saz | 20'45 Müzik : Gençler mandolin' takımız | — Roma, 1 aa. — (D.N.B.): Napoli'den (e ( ( hlerinden Köroğlu — Fevziye Ab - © Sadık Talu, gelen gece eksp:'?fıi bu sabah, Cisterna ci- |— avllah — |21.00 Müzik: Dinleyici istekleri, varında diğer bir trenin üzerine bindirmiş- (Z — HABERLER Z| 21.30 Konuşma : ( Sıhat Saati ) ;:nsl;ır: ;ly: xd;)r Yîrg:ıî ğî;:rî?k;"t*ı:”m Z Namık Kemal'in yüzüncü yıldönümü E| 21.45 Müzik : Radyo Orkestrası ( Şef 1. y ç HMLESİK Z ve matbuat (Şerif Hulusi) —. Meh - H. Ferit Alnar ) : Tz Z met İzzet ihtifali (Y. M.) —. Prof. i— J. Offenbacli! : Orfeo Cehenidi ”| PN .|X Yorga'nın katli. Kuf AMERİKA HÜKÜMETİ hat erükia U HALKEVLERİ ve HALKODA - a— G. Bizet : Birinci Arlesienne | | | | | |