2 Eylül 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memleketfen : Karacabey İngilizler, medeniyete hizmetlerini şayarlarken, atın boyunu yüz sene ça- lışarak on santim artırdıklarını söy- lerlet. Ziraat Vekili B. Muhlis Erkmen; Karacabey harasının idare merkezin- de, ziyaretçilerine ve vazifeli arka- daşlarına burada girişileri işin büyük- lüğünü izaha bu cümle ile başladiı. Karacabey kasabasının bulunduğu sirt aşilincıya kadâr etrafta yeni hiç bir şey göremiyen Bursa' yolcuları; şose üzerinde cenuba doğru! indikle- finde yer yer serğilmiş öyle bir ma- müre ile karşılaşırlar ki bu geniş o- vada büyük bir işe başlandığını his- setmemeleri mümkün değildir. “ 1931 yılına kadar burada iki katlı eski bir bina ile dağınık birkaç ahır ve samanlık varmış, bina Meşrutiyet devrinde yapılmış. Haâranın kuruluş vaziyetini Bursa valisi B. Refik Kor- altan şöyle hulâsa ediyordu: — Asırlar içinde saltanat burada bir han ve birkaç ahır yapmış. Meşru- tiyet bu harabeye şu binayı eski şek- liyle bir yama olarak eklemiş. Gördü- ğümüz yapılar —tamamen yenidir. Cümhuriyeti medeni çehresiyle şah- lanmış olarak görüyoruz. Ziraat Vekili modern küçük hâra şehrinin plânı önünde yapılanlarla ya- pılacakları birer birer anlatıyordu. İdare merkezinin balkonundan etrafa bakılınca da plânın ana hatlariyle can landığı görülüyordu. Ovaya hâkim, oldukça geriiş bir tepe üzerinde geniş havuzlariyleyer yer bâahçeler, koru- luklar, yollar, bunlar arasında merkez daireleri, lâboratuvar, memur evleri pansiyonu, manej yeri, küçük stad- yom, merkeze yakın hizmet ahırları, depolar... Bütün bunlar elimizdeki plânın sadık bir ifadesiydi. On santi- mi bir asıtda kazananların gururuna İiştirâk için işe ancak böyle esaslı ve plânlı olarak başlanabilir. Büyük bir fabrika yahüt modern yapılariyle önümüzdeki küçük hâra şehri, bir çalışma olarak herkese ko- layca bazı şeyler ifade eder, Fakat zi- raatçinin toprak üstünde kalan eme- ğini anlamak için alışkın göz lâzım - dir. Cümhuriyetin genç ziraat kadro- su Karacabey'de yüz bin dekara yakın bir saha içinde bu yapıların büyüklü- ğiyle ölçülecek derecede iş yapmış- tır. “İngiliz atını, ingiliz çayırı yetiş- tirir,, derlermiş, Burada yeni bir türk atı nesli yaratmak azminde olanlar da zaman zaman suların kapladığı birçok yerleri sazlık ve bataklık haline gel-| miş geniş bir sahada işe başlamışlar- dır. Bir hâra için damızlıklara yaz kış yetecek genişlikte yoncalık ve yırlıklar, bunları sulayacak akar su: lar, yer yer temiz içme suları, gölge yapacak ağaçlıklar lâzımdı. Bunlara bataklıklar kurutulup sıtma kovul- duktan sonra girişildi. Sazlıklar sö- küldü, muzır otlar imha edildi. An- cak ovanın bazı yerlerini fazla yağış- larda hâlâ sular basabiliyor. Daima mücadeleye Hazır olmak lâzımdır. “—Atların, ineklerin, koyunların ba- rındığı binalar bir arada yapılmış ol- sa idi plânından bahsettiğimiz merkezini oldukça kalabalık ve şimdi gördüğümüzden on misli bü: mür bir kasaba halinde bulacaktık. Fakat hayvanları otlanacakları mınta- kalara göre dağıtmak, ahırlarını, has- tanelerini, tecrit ve sıfad yerlerini, kırkım atölyelerini birbirinden ayrı hattâ biraz uzak yapmak zaruri. Biz . Otomobil ile bunları her birinde çok kalmamak şartiyle yarım gün içinde görmeğe çalıştık. Haradaki ahırlar, hacimleri ayrı ol- makla beraber tipleri birbirine yakın. Geniş cephenin tam ortasına düşen büyük kapıdan ayakkaplar bir mah- lüle batırılarak giriliyor.. Ortadaki biraz geniş şalonun sağında ve solun- da oldukça 'uzun iki koridor yar. Ko- ridorların iki yanı bölmelerle atlara ayrılmış. Her at künyesini — taşıyan levhanın altında, ziyaretçilerine bak- mağı da ihmal etmiyerek karnını do- yurmakla meşgul. Hepsi de ağustosun bu sıcak saâtini temiz ve serin yurt- larında neşe ile geçirdiklerini bildi- ren hareketler yapıyorlar. Hârada her ahır cinslere göre ay- rılmıştır. İngiliz ve arap atları, yarım- kanlar, süt tayları, erkek ve dişi tay- lar. Hepsi de birbitinden ayrı ve u- zaktır. İngiliz atlarının — ahırinda Coup de Roi kendisine daha geniş bir yer ayırtmıştır. Ona itina hepsinden fazladır. Heybetli Nonius da kırıum— daki bü genç arkadı ya- “"Tübe edildiği sahada Ziraat Vekili, | diğeri gece saat 23,30 da, yâni umumi yük ma- ULUS ha rasında.... Kemal ÜNAL rındaki rikkat ve mülâyemeti bilhassa tavırlarındaki hassasiyeti söylemek kâfi gelmez mi? Ufak, büyük taylar, ayrı ayrı birer neşe kaynağı. Atların höcrelerinden çıkıp grup grup gezdiklerini görmek, hattâ aralarında dolaşmak,'bir parça ekmek vdrerek parlak tüylerini' okşa— mak ayrı bir zevk. Hâra şüphesiz zi- yaretçilerine bu asil zevki — vermek için kurulmuş değildir. Avrupa'dan, 'dan bin bir zahmetle getirilmiş bu yığın hayvandan ve bunların ihtimamla doğurduğu taylardan bir- çok Jeyler bekliyoruz. Asırlarca ihmal edilen türk atı vücutça küçülmüş küvet ve kudretten düşmüş, ıslâha muhtaç bir haldedisı Ancak o, küçük olmasına rağmen son derece metin bir bünyededir. Meşak- katlere mahrumiyetlere katlanır, ha- va tahavvüllerine mukavemet eder. Onü islâh ederken bü iyi vasıfları muhafaza lâzım. Bu, gene şarkin en cins olan arap atlariyle temin oluna-, bilecektir. İşte hâra bir yandan yeni arap atları tedarik ediyor bir yandan da bunlardan saf ve yarımkan Kara- cabey arap cinsi yetiştiriyor. Karaca- bey hârası ayrıca bir türk yarımkanı yetiştirmek azmindedir. Ancak en Bgüç-iş bir memleketin hakiki ihtiyacı- na ceyap verecek bir yarımkan vücüu- de getirmektir. Karacabey ingiliz at- lariyle yapılacak olan bu işe de hazır- lanmiş ve tetkiklerini tamamlamış bir vaziyettedir. Karacabey hârasında iftiharla teba- rüz ettirilecek bir nokta vardır: kış- rakların gebe kalıp kalmadığını - ta- yinde tatbik olunan usul, fenni bir buluş mahiyetindedir. Sunt tohümla- malarda da isabet nisbeti çok yüksek- tir. Karatabey harası hayvan yemi ba- kımından da ilmi tecrübeler yıpmık tadır. Sulanmadan yetişecek çayır cin- sini bulmak ve üretmek, böylece hay- vanlarımızı samandan kurtarmak lâ- zım, Dünya çayır cinslerinin tec - arkadaşlarına işin ehemiyetini heye- canla ifade etti. Hâranın inek ve koyun üzerindeki çalışmalarını ayrı bir yazıya bırakıyo- ruz. — Anadolu ajansının gazelelere mahsus yeni radyo servisi Anadolu ajansı, matbuat umum müdürlüğünün kıymetli muavenetini temin ettikten sonra, bütün memle - ket gazetelerine mahsus olmak üzere yeni bir radyo servisi ihdas etmiş ve dünden itibaren tatbikına başlamış - tır. Her gün Ankara radyosü ile biri 17,30 da, yani radyonun umumi emis- yonu başlamadan yarım saat evel ve emisyon biter bötmez, iki defa veri - lecek olan bu servis bütün dünya ha- berlerini, memleketin her tarafında neşredilmekte olan gazetelerin istifa- delerini temin edecek sürette, yayma- ğa hizmet edecektir. Bu servis daki - kada 30 kelimeyi tecavüz etmemek suretiyle verileceği için Tradyonun karşısında kâğıt ve kalemle eli pek süratli olmıyanların bile zaptetmeleri kabildir. Bittabi bu ağır okuyuş alel- âde dinleyicileri izaç edici bir mahi- yettedir ve bu saatlerde radyoları ya- lınız servislerimizi zaptetmekte alâ- kadar olanların açık tutmaları ve di- ğerlerinin kapamaları şayanı temen - nidir. Servis hakkındaki ;mütalealar ve Ankara Anadolu ajansı umum müdürlüğüne gönderilirse bit- tabi islâhına hizmet edilmiş olacak - tır, bisİ Wıl kurfuluşunun yıldönümünü kütladı Uşak, 1 aa. — Uşak'ın kurtuluşu- nun 18 inci yıldönümü bugün kutlan- mıştır. Merasime bundan 18 yıl evel öncü kitaların şehrimize girdikleri saâtte bir kıta askerin Uşak'a girme$i ile başlanmış ve kahraman askerleri- mizin bu girişlerini müteakip halk so kaklara dökülmüş ve her tarafa bay - cak genişlikte bir yer sahibi. Dıhı birçok yıbı.ncı isimleri sayamıyaca- ğım. Arap atlarının bulunduğu ahırda komşu diyarın her şeyini hatırlatan isimler var: Saklavi, Zehra, Suüade, Mahsusa. Irak kızı, Sümer kızı, Mu- sül yeli, Alnazlı, Halep güzeli... Bun- ların güzelliğini tarif yeriııe bakışla- raklar çekilmiştir. “Halk türk milletini büyük günlere ulaştıran hüyüklere karşı sonsuz şük- ran ve min en içten tezahü- ratla ifade eylemektedir. Gediz'in kurtuluşu Gediz, 1 a.a. — Gediz bugün kur- 'tulüşunun yıldönümünü canlı ve em- S p 9 R Grup şampiyanıları arasında Her sene deplâsmanlı futbol maçları ynpılacak Beden Terbıyeıı genel direktörlüğü futbol federasyonu, het yıl grup hı— rinciliği 4 deplâsmanlı şampiyona müsabakaları yaptırmağı kararlaştırmıştır. Geml ktörlük, bu müsabakal, de en fazla p.ıvan alan takıma her yll bir kupa hediye edecektir. Depiâsmanlı gruplar birincileri kü- mesinin'şampiyonluk müsabakalrı iki devreli olarak yapılacak ve şampiyon takım puvan usulü ile tayin edilecek- tir. Puvanların müsaviliği takdirinde (gol avarajı) usulü tatbik olunacaktır. Bu müsabakâlartin 1940 yılında yapı. lacak olanlarına İçel grubu şampiyo- nu Mersin İdman Yurdu, Kayseri gru- bu şampiyonu Sümer Spor, Bursa gru bü şampiyonu, Eskişehir Demirspor |. ve Aydın grubu şampiyonu Aydınspor kımları iştirâk edeceklerdir, Takım- lardan birisi her hangi bir sebeple mü- sabakalara iştirâk etmezse genel di- rektörlük bunün yerine diğer bir takı, ma ikame edecektir. Bu müsabakalara iştirâk eden takım lardan her biri mütekabilen üç deplâs- man yapmak mecburiyetindedir. Dep- lâsman yapan her takım gittiği bölge- de biri cumartesi diğeri pazar olmak üzere iki müsabaka yapacaktır. Birin- ci müsabaka, o bölgenin ikincisi veyı onun yerine bölgece gösterilecek bir takımla olacak, ikinci müsabaka da grup şampiyonu ile yapılacaktır. Se- yahat edecek takımlar biri idareci ol, mak üzere 13 futboicudan mürekkep olacaktır. Maçlarda eide edilecek ha- sılât, müsabakanın yapıldığı bölgenin şampiyonu olan kuliübe verilecektir. Bu müsabakaların bir hususiyeti de, Mersin'e ve Eskişehir'e deplâsman ya- pan takımlar o mahallin müşabakalar girecekleri takımları ile birlikte cuma, tumartesi veya pazar günü sabahı po ligöna giderek ikinci vazife atışını ya: pacak olmalarıdır. Atıcılık ajanları ve- ya bölge asbaşitanlığı tatafından te- min edilecek subâay ve yahut erbaşlar, atışları yaptıracak, bilmiyenlere öğre, tecek ve atış yapanlara vesika verecek lerdir. Vesikaları ibraz etmiyenler mü sabakalara giremiyeceklerdir. Birinci hafta: (7-8 eylül 1940) Mer:- sin - Aydın'a, Kâayseri - Eskişehir'e, İkinci hafta: (14-15 eylül 1940) istira, hat. Üçüncü hafta: (21-22 eylül 1940) Aydın - Eskisehir'e, - Kayseri « Mer- sin'e. Dördüncü hafta: (28-29 eylü! 1940) Mersin , Kayseri'ye, Eskişehir'- Aydın'a, Beşinci'hafta: (5-6 L Teşrin 1940) Eskişehir - Mersin'e, Aydın - Kayseri'ye. Altıncı hafta: - (12-13 L Teşrin 1940) Mersin - Eskişehir'e, Kay seri , Aydın'a. Yedinti hafta: (19120 I. Teşrin 1940) Eskişehir - Knyıcn ye, Aydın - Mersin'e, İzmir'de Tenis maçları B. T. G. D. tenis federasyonu fuar münasebetiyle İzmirde bir tenis& tür- nuvası tertip etmiştir. Turnuva 6, 7, 8, eylül günleri yapılacaktır. Müsabaka- lara Ankara ve İstanbuldan altışar er- kekle ikişer kıdm iştirâk edecekler, dir. Tahminimize göre A : Fehs mi, Ahmet Tandoğan, Şefik Fenmen, Semih Ulutürk ve Jülide Parhan ile Kerim Bükey'in,' İstanbuldan da Ve- dat Abut, Hasan Akif, Suat, Arevyan. İbrahim Cimcoz, Faruk ve Milagore- deski müsabhakalara gireceklerdir. Türkiye'nin en kuvetli tenisçileri- nin bulutacakları bu müsabakalı 4 g” Bölge aflefizm birincilikteri Balcı çekiç atmada yeni. vekör yaptı Dün 19 mayıs staüyı da bölge ASKERİ BAHİSLER |n_giliz adalarına Alman asker çıkarması ne zaman başlıyacak ? Rahmi APAK denberi İngiltere'ye" saldırmaktadır. Ben, birkaç zaman evel (Ulus) daki bir yazımda, alman ihraç hareketinin baskın — tarzında yapılamıyatağını, |pek çok hazırlık hareketlerinin bu ih- raca takaddüm edeceğini ve bilhassa şimdiye kadar misli görülmemiş hava saldırışlarının vuku bulacağını teba- rüz ettirmiştim. Bu hava saldırışları başlıca iki gayeyi istihdaf etmektedir, ki birisi maddi ve diğeri de moraldir. Maddi gaye, İngiliz hava kuvetleri- ni tahrip etmektir. Şurası bir hakikat Alman hava küvetleri, on beş gün-| Bir İngiliz meslektaşımız vefat etti İstanbul, 1 (Teleforla) — Londra da çıkmakta olan Dai!y Telegraph gâ, inin on beş senedenberi Türkiye muhabirliğini yapmakta olan ve bu za- man zarfında çok dürüşt bir türk dos- tu olarak çalışan B. Walton dün ak- şam vefat etmiş ve cenazesi bugün aıle dostlariyle yerli ve ecnebi meslekdaş- Jarı tarafından kaldılarak Feriköy mezarlığına defnedilmiştir. ULUS: değerli mecslekdaşımızın ö- lümü dolayısiyle kederli aıleıme tazt. yelerimizi Sunarız. Bafan bir. Vunan şilebinin müreltebatı İstanbul'da * olarak kabul edilmelidir, ki almanl rın elinde yüz uçak, ingilizerin elinde ise yirmi uçak kalıncıya kadar bu ha- va doğüşü devam eylese, elde kalan yırmı ingiliz uçağı bile, bir alman atletizm birinciliklerine -başlanılmış- tır. Müsabakâalara; Ankaragücü, De - mirspor, Galatsaray, Güneş kulüpleri atletleri ı;tırak etmiştir. Mıiıahıkıhr iyi geçmiş ve çekiç da Di lu Balcı 37 10 metrelik kendi Tüxkıye rekorunu 39 metre ile kırmıştır. Mü- sabakalara bu gün saat 18 den itabaren devam edilecektir. * 'Teknik neticeler şudur: 110 engelli; 1. Hayri (D.S.) 2. Hakkı (D.S.) 3.Ali (H.O.) 100 metre: 1. Sami (D.S.) 2. Halit (H.O,) 3. Vahit (D.S.) 1500 metre: 1. Adnan (D.S.) 2. İbrahim (Gü.) 3. Osman (A.g.) 400 metre 1. Nuri (D.S.) 2, Ahmet (Gü.) 3. Galip (D.S.) 10.000 metre: 1. Mustafa (D.S.). 2. Cevat:(D.S.) Yüksek atlama: 12 Ömer (D.S.) 2. Naci (H.O0.) 3. Adil (D:S.)) Çekiç atma: 1. Balcı (D.S.) 37,10 luk kendisine âit olan eski Türkiye rekorumı 39 mejre ile kırmıştır. Tek adım: 1. Ömer (D.S.) 2. Ahmet (H.O.) 3. Vahit (D.S.) Cirit atma: . i. Üüsamettin (HO.) 2. Balcı (D.S.) .A XI00 : 1. Harp Okulu takımı 46,7,10 (Saba- hattin, Nazmi, Ahmet, Halit) 2. D.S, takımı Sırıkla yüksek atlama: 1 Celâl (Gü.y —— 2. Naci (H.O.) Keçiburlu'da pehlivan »— güreşleri. yapılatak Keçiborlu, (Husust) — Her sene ilk baharda yapılan ve oldukça nam ve şöhret kazanan yağlı güreşler bu se- ne de sonbaharda 15 eylül pazar gü- nü | spor al, da yapıla- caktır, - Yapılacak güreşin safi hasılatı genç liğin yükselmesi yolunda sarfedilecek | mesaiye ve güreş malzemesi teminine hasredilecektir. Müsabakalara iştirâk edecek bat pahlivana, başaltina, örtaya ve orta- altına, ayağa ve ayakaltına hediyeler 36,02,8 39,52,2 1,70 1,65 1,60 6,50 6,21 5,99 48,55 47,78 42,98 47,7,10 3,10 3 Türkiye birinciliği mahiyetinde ola- caktır. İlkteşrinde de Ankarada böyl: bir Si Çi a 1 verilecektir. Uzak gelip de kaza- namıyan pehlivanlara yol masrafları ödenecek ve kara güreşçiler de mem- e dir. Bolu ve Gerede kayak evleri Beden Terbiyesi genel direktörlüğü geçen yıl Bolu ve Geredede birer ka- yak evi yaptırmağa karar vermişti. Bu yıl bu iki kayak evinin inşaatı tamam- lanmıştır. Her iki ev, bu havalide ka- yak sporu ile meşgul olacaklar için her türlü tertibatı haiz birer sığınak teşkil etmektedir. Beden terbiyesi genel direktörlüğü, Bolu ve Gerede civarının kayak spo- runa olan elverişliliğinden azami isti. fade etmek karari iştir. Bu mak, nun edilecektir. Bu müsabakalara gireceklerin şim- diden Keçiborlu gençlik grupu Baş- kanı nahiye müdürü B. Ahmet Akaya bir mektupla müracaat etmeleri rica edilmektedir . Ünye'de hava kurumuna teberrular Ünye, 1 a.a. — Kazamızın bütün es- nafı 30 ağüstos gününe ait kazançla- rınt Hava Kurumuna teberrü eylemiş- lerdir. bir kıyak kursu için de tetkiklerde satla kış sporları federııyonu reisi Lâ, tif Çıkıgil yanında mütehassıs bir arkadaşı bulunduğu halde Bolu ve Ge- redeye gönderilmiştir. salsiz tezahÜratla kutlamıştır. — Federasyon reisi Bolud. Beden terbiyesi genel direktö: bul lüğü, |h | defler d ord Fransa ve Belçika kıyıla- rından kâr$ıya, İngiltere- kıyılarına nakledilmesine engel olabilecek bir tehlike teşkil eylemekte devam eder. Çünkü binlerce, on binlerce alman as- kerleriyle yüklü olan vapurlar, bu u- çakların saldırışları, atacakları bom- balarla pek kolay tahrip edilmeğe müstaittirler. On binlerce insan her saat başında denize dökülmeğe mah- küm olur. Departman vapur kafilele- ri arasında karışıklıklar hattâ panik- ler olur. Vağurlar, hava hücumlarin- dan kurtulmak için manevralarını şa- şırırlar, birbirlerine çarparlar... Çün- kü kafile çok kalabalık ve büyük bir kütledir. Vumlmuı kolıy büyiık he- bul, 1 (Telefonla) — Girit'ten fındık ve tütün yüküyle Mısıra gider- ken batırılan Rulasadındaki Yunan şi- lebinin müre*tebatı, Toros treniyle İs- tanbul'a geldi ve Yuzanistan'a hare- ket etti. İstanbul'da C. H. P. ocak kongreleri İstânbul, 1 (Telefonla) — C. H. P. ocak başlamışlardır. Haklarında tâkibat yapılan avukatlar 1 (Telefonla) — Müddeii « mmk. ıvııh!lıkmı ;ı!ınldxklın halde hâ- lâ katl ihafaza eden 11 avukat hakkındı ini Dünyanın en birinci erkânıhıxbıyeıi olan alman kurmayının, alman asker- lerinin hayatını böyle, Rus çarları- nın on binlerce mujiki kütle halinde ölüme sürer gibi, istihfaf ederek de- nize dökmeğe razı olmıyacağı pek ta- bifdir. Bu halde, ingiliz hava kuvetlerini tamamiyle zedelemek için bu alman hava saldırışları daha şiddetli ve ge- niş ölçüde devam etmek lâzımdır. Bü- tün ingiliz uçuş meydanları kalbura benzetilmek, ingiliz. bombardıman tayyarelerinin ve bunları kullanan pi- lotların ve mürettebatın hiç olmazsa yüzde seksenini saf harici çıkarmak lâzımdır. İşte maddi gaye budur. Moral gayeye gelince, bu saldıriş- lar ingiliz hava kuvetleri mensupla- rından başka, bizzat hükümetin, hal- kın maneviyatını kırmak, korkutmak, sinirleri öldürmek keyfiyetlerini he- def tutuyor. Halkın gece uykuları kaçırılır, şehirlerin mutat yaşayış tarzları bozulur, birçok evler yıkılır, hanümanlar söndürülür, — yangınlar çıkarılır. Halk | gece ve — gün- düz havadan gelecek tehlikeye karşı sinirleri gergin bir halde bekler. Bun- lar kolay şeyler değildir. Bunlara karşı ancak pek büyük bir vatan se- verlik duygusu, anlayışlı bir fedakâr- lık ve idarecilerin yüksek bir enerji ile yürütecekleri disiplin ile mukave- met edilir. Fransa, bu vasıflardan e- ser bile gösteremedi, Majino hattı gerisinde, üzerlerine yüklenen felâ- keti laubaliyâne bekledi ve tehlike üzerlerine çökünce komünist askerler silâhları yere attılar, lâubali kumatı- danlar da şaşkınlıklarından düşman- dan merhamet dilendiler. ; Fakat İngiltere'de aynı misali gör* müyoruz. On beş gündenberi, haftada bir taktik değiştirerek devam eden alman hava saldırışları henüz ingiliz hava silâhlarına karşı mühim bir te- sir yapmışa benzemiyor. Çünkü her gün gelen alman hava bombardıman akınlarının, her gün artan bir enerji ile ingiliz avcıları tarafından karşı- landığını ve ingiliz hava avcılarının Manş havalarında futbol sahalarında maç yâpar gibi şevk ve hevesle gol atmakta olduklarını görüyoruz. Yal- nız, alman resmi tebliğleri ile ingiliz resmi tebliğleri arasında o kadar fazla rakam farkı var, ki insan, bita- raf memleketlerden birer hakem he- yetinin mücadele sahasına gönderile- rek iki taraftan atılan gol miktarının yani düşürülen tayyare sayısının iş- bu bitaraf hakem heyeti marifetiyle neşir ve ilân edilmesini tavsiye ede- ceği geliyor. İngiliz hava silâhlarında mühim bir gedik açılamadığının ikinci bir delili de, ingiliz bombardıman uçaklarının her gün Almanya ve i: ltındaki memleketlere ve İtalya'ya taarruzla- ;ını ve akınlarınâ devım eylemeleri- ir. Ç Maneviyat cephesinden dahi, bu alman saldırışlarının İngiltere'de mü- him. bir tesir yapamadığını ingiliz neşriyatından — öğreniyoruz. Vakıa, son günlerde gerek Londra kenarla- rına ve gerekse diğer bazı ingiliz şe- lan hava hücum- Bolu orâmanlarından istifade ederek bu bölgede yerli kayak imâli endüs- trisinin kurulmasına ait tetkiklerde karşt yap larının insan ve bina zayıatına sebep olduğu sezilmektedir? Bilhassa ka- file halinde yapılan inigiliz deniz açılacak'b nakliyatına karşı alman hıvı kuvetle- Çankırı - Kasfamonu yolu süralle tamir ediliyor Çankırı, (Hususi) — Çarıkırı yolla- rında başlıca faaliyst, Kastamonu - Çankırı yolu üzerinde tekâsüf ettirü. mektedir. Bu yolun en bozuk kısımlarının tes- viyeleri ve silindirajları yapılmakta- dır. İstanbul'da Yeşilay'ın ferlip etliği üzüm günü İstanbul, 1 (Teletonla) — Halkalı ziraat mektebinde Yeşilay gençlik kos lu tarafından üzüm bayramı yapıldı. İçkinin sıhate zararı hakkında nutuk- lar söylendi.-Davetlilere üzüm suyu ikram edildi ve toplantıya nihayet ve-. rildi. İstanbul'da avcılar bayramı yapıldı İstanbul, i (Telefonla) — Bugüa İstanbul'da avcılar bayramı yapıldı. Bütün avcılar Gülhane parkında top. lJanarak Atatürk heykeline çelenk koy duktan sonra sabit ve müteharrik he- deflere ateş ettiler. ri ve denizaltı gemileri oldukça mü- €essir olmağa başlamıştır. Fakat buna rağmen bu nakliyat devam ediyor. Harpte, tedriçi tesir ile kati netice alınamaz, Düşman buna alışır ve mu- kabil tedbirin kıymeti gün geçtikçe artar. Mjknatıslı mayn bir sürpriz idi. Bunun tehlikesi, o zaman daha vahim ganinüyordu. Ingılızler, lııfi- le sey : daha yani 1914 - 18 harbinde alışmış ol- duklarından bu tehlikeye — karşı da gün geçtikçe daha emniyetli çareler bulacaklarında şüphe edilemez. Şimdi sözü sonlıyalım: Eğer, yapıs ; lan alman hava saldırışları, bir ihraç hâreketini hazırlamak için yapılmak-, ta ise, on beş günlük vukuat hazırlı- ğın işbu ilk safhasının almanlar he- . sabına puvan kaydettirmediğini gös- teriyor, Bu halde daha;on beş yirmi gün bu saldırışların daha — geniş ve - sert mahiyette devam etmesi ; lâzıme- - dır. Yok eğer bu hava saldırışları yal- nızca bir yıpratma ve havadan aman dedı;up: için yapılıyorsa bunun te- : sir ve kıymeti, Fransa sahillerine di- zilerek 40 kilometre uzaktaki İngiliz - sahillerini bombardıman eden toplı- rın tesiri gibi fantastik olur. Bu hava saldırışlarının akla gelen bir üçüncü hedefi de aldatma ve şa- şırtma olabilir. Yani, sonbahar başlan- gicinda- Mısır'a yapılacak - bir (AL* man - İtalyan) taarruzu için ingiliz hava ve kara ve deniz kuvetlerini İn- gilter'de mıhlamak. Eğer maksat, bütün bünlar değil de İngiltere'ye bir asker a baş- langıcı ise, işbu hava hazırlığının daha birkaç hafta devam' letmesini beklemelidir. Ancak bunun sonunda, bu hareketi almanların — yapabilip yapamıyacaklarına kati olarak hüküm vermek mümkün olur. ; İ v

Bu sayıdan diğer sayfalar: