Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
-5.1940 HCN T S YU TATI DIŞ POLİTİKA 3: e g'enderson'un hitabı | 39 hı.rbi devam ediyor; fakat “|, “arbini doğuran sebepler, şim- v İĞ? tarihe malolmuştur. Filhaki - ;: sebeplerin meçhul Kalan bir ryokl.ur. _İngiltnre ve Fransa İ ny"'ğı' kitap neşretmişlerdir. nrıb"e?—'ıı kitabı çıkmıştır. Al- T N Ütün muhabereleri beyaz 4 i ’: inde neşrettiler. Bütün bu 4 “'Pıl_l'ı hâdiseleri yakından y: enlerin kanaatini teyit et- ıı.'"ı_meıfuliyeti Almanya'nın a TI üzerine yükletmiştir. a n"" kanaati takviye eden bir B ",eğ"dllmîşür. Müellifinin, İn- PU hadi, /manya ile harbe sürükli- :vî -"uli'”]_"de birinci derecede e- Di ü bir rol oynaması itibariy- Hfj N"îlnîı bilhassa dikkate lâyık- tedünmda, ( Pderson, 1937 senesi “Min'd "î h"_"P başlayıncıya kadar B î İngiltere'yi temsil eden m Sidir. Bu iki sene küsur ay iş €n bu buhranlı günleri 'Ra Yonun akameti” unvanlı SÜa halinde neşretmiştir. İngi- e ha tİçilerinin yüksek kültür- Yran kalmamak elden. gel- Tn ş*son da Berlin'deki mis- mitBlenn.: Müvaffakiyetsizlikle ne- ge :ı-::'iıı“lmalmn rağmen, müm- defi) ö Omat ve kültürü yüksek ee “Bir misyonun akame- ! kıymetinden ayrı yüksek Hi ©t ifade eden bir eserdir. & alan kariğ, bitirinciye ka- , istemez. Henderson, :ıg:.' T_ül'kiye'de ve Balkanlar- m-..u:ıo?düklen sonra, 1937 se- Tet _dl_ cenubi Amerika'da * Ingiliz diplomasisi için en de ı;.'_'fGYe çağrılmıştı. Bu va- v ı' tere İmparatorluğu ile ir, rasında dostluk münase- İ nak ve onu idame etmek. *İçi bu vazifeyi başarmak $mak f_ı'-f çok çalıştığını, hayır e (r tâbiri hafif kalır, çırpın- €serde anlatmaktadır. in'e bir alman dostu o- “ Nazi partisinin siya- € ve hayat telâkkisini ka- h :?emdtle beraber, bunu Al- vek dahili bir meselesi telâk- '* & bu yüzden ingiliz mat- “kat enkitlerine hedef oluyor. nderson aldırmıyor. İki aki münasebetleri dü- ?huıyor. Ancak hâdise- £ Çapiyle maküs bir tarzda te- ı’“.'- Henderson kitabını elik bir trajedi şeklinde Vaka Berlin'de cereyan ellifi bize kahramanları N :'kdîm ediyor: Hitler, Gö- Ve '._"ı Ribbentrop, Hess, Gö- Bdlen bi Te ve saire. Bu portreler g, 170 » B f e : diıi B“l B Eidiy | ı"f'lirıi d Yer şaheserdir. Bilhassa d Perde Avusturya. Sonra d T&sı bir fasıla. İkinci perde: a, Bu da Münih'le ni- . Kısa bir perde arası. n iş ©yi teşkil eden facia & da gfı'- Bir perde arasından lonye düncü ve sonuncu per- ih 'di!lm," karşı Münih'e kadar #Eli, Hinde: Politikanın başlıca â- Tson olduğu da bu ki- Mdi aj .;:ıîl_l'lııktıdır. Henderson Anyar,, | Einı itiraf etmektedir. &tmin edebileceğimize iyor, Fakat bir teselli diyor ki eğer b lmanya arasında bir İı.kçı'km." mukadderse, bu mü'hıi 1 olduğumuza asla şüp- Bm i.ğ'clk bir dâva üzerinde | Süd Yordum, Avusturya'nın Ya Veril *t mıntakasının Alman- tnr .m“lı _böyle bir dâva man- u aetmiyordu. Gerçi Al- eçi arbelerle, asıl büyük ve Odu, p ':ıî:l darbesini hazırlı- T m U darbe ininciye ka- f llıı:lh"_.'b' gibi muazzam bir ıı-h.l:“z* alamazdık, hkt.; enderson'un kitabını yle m“""l şu noktada hiç bir ı" tuu“i::"" ki, nazi Almanya- e ğ Yol mutlaka Almanya- Çünk— & ile harbe sürükliyecek- Seği ça ) Zafer, Hitler'i tatmin kil Z * Hitler'in ve etrafın- 'ı-ıhnı. *saretlerini ve iştihaları- ü 'h.e Vusturya'dân bahseder- nseı' halledilince, Çekos- :y â çıktı. Çekoslovakya anır knp_ınmıı, Polon- "f_e?_danı atıldı. Bu hal- bir qu'““" şarki — Avrupa'yı F at 'nl_l’aum dâvası ilerir v z_arıplir ki bir taraftan öl’in.g Ytlnyl.ltarken. diğer ta- € ndîyolî:ı:::",den Bi BA N Ya, esi B Siçek Zötmaza ::k' koparsak, İngiltere , dler "î:i' ;eğ“yıukhr" der. l Oğuran bu politi- le sa Aşlıca Mesullerini sıra ile hei p Nakı Rıhhent::d"ö evelâ Hitler. İ. Bu, Norveçliler kahramanca Helsinki, 8 a.a. — Norveç ajansı, DÜNYA HABERLERİ mücadeleye devam ediyor Norveç'e yeni Polonya askerleri çıkarıldı Norveç ordusu Bıgkumandanlığınm aşağıdaki bey ini neşr çünkü hak bizim tarafımızdadır.” Norveç hıralının beyannamesi Londra, 8 aa. — Londra radyosu kıral Haakonun Norveç milletine hitap eden bir beyannamesini neşretmektedir. Beyanname de ezcümle şöyle ömelkteğir, “Norveçin şimalinde kuvetli mevzilere malik bulunuyoruz. Hazırlanmakta — olan yardım sayesinde bütün memleketi yeniden fethetmiye muvaffak olacğız. Ricaatımızın sebebi, düşman kıtalarının adetçe faikiye - ti, karada ve bilhassa havada teknik Üa - tünlüğüdür. Vaziyetin değişeceğine inan « maklığımız için bir çok sebepler yardır. Almanlar şimdiye kadar Norveçte harp de- ğil kıtal yapmışlardır. Buna rağmen Nor- veç halkının maneviyatı yüksek kalmiş - tır. Hükümetim ve ben zafere kadar se- bat etmiye azmettik.,, Norveç'te Polonya askerleri Paris, 8 a.a. — Polonya resmi tebliği : “Fransada yeniden organize edilen Kar- pat avcı alaylarına mensup polonyalı kı - talar, son zamanlarda Norveçte karaya çık- mışlardır. Bu kıtalar, orada ingiliz - fran- sız - norveçli kıtaların yanı başında harbe- decektir. Yeniden organize olunan Polon- ya ordusu, istiklâl ve müttefiklerin zaferi için Jüzumu olan her yerde mücadeleye Bİ- recektir.,, Kar fırtınaları Paris, 8 a.a. — Norveçteki vaziyet hak - kında Havas ajansı, bugün şu malümatı vermektedir : Narvike çıkarılmış olan yeni kıtalar ara- sında, bu sistem arâaziye bilhassa alışkın polonyalı kıtalar da vardır. Narvik et - rafında, kar fırtınaları biribirini takip et - mekte ve her türlü geniş harekâtı çok güç- leştirmektedir. Röros mıntakasında çete harbi, norveçli- lerin muvaffakiyetli hareketleriyle devam etmektedir. Alman ileri kolları, Namsosa girmiş ve şimale doğru harekete başlamıştır. Narvik'te müttefik kuvetleri Londra, 8 aa. — İngiliz radyosu son günlerde müttefik kuvetlerin Narvikin şi- malinde karaya çıkafıldıklarını ve Namsos di N orveç - rinin müttefiklerle irtibatı tesis etmek Ü- zere şimale doğru ilerlediklerini bildirmek- tedir. Alman tebliği Berlin, 8 a.n. — Resmti tebliğ : Alman hava kuyetleri, yeniden Narvik civarında düşman deniz kuvetlerine hücum etmiştir. İki kruvazöre isabet vaki ol - muştur. Düşman mevzileri ve yürüyüş ha- lndeki düşman kolları, miülessir — surette bombardıman edilmiğtir. Narvikin şarkında bir hava muharebe - sinde" bir ingiliz avcı tayyaresi düşürül - müştür, Andalsnes mıntakasında şimdiye kadar alınan büyük miktarda ganalm — aârasında ezcümle mühimmatı ile birlikte 460 tank dafi topu, 40 tanesi ingiliz tayyare dafi topu olmak üzere 49 top, 60 havan topu, 855 makineli tüfek, 5300 tüfek, 4,5 milyon piyade silâhı kurşunu ve 800 ton mühim- mat yüklü bir tren vardır. Cenubi ve merkezi Norveçte, norveçlile- rin son mukavemetleri kirılmıştır. Finlerin Sovyetlere hıralmiı' fabrikalar fahrip mi edilmiş ? Moskova, 8 a.a. — “Pravda,, Finlan- diya hükümetini her iki tarafın mua- hede mucibince diğer tarafa terket - meğe mecbur bulunduğu malzemeyi olduğu gibi terketmesini derpiş eden sulh muahedesi ahkâmını ihlâl etmiş olmakla ittiham etmektedir. Pravda'ya göre Finlandiyalılar sul- hun akdini müteakip bilhassa Keks - holm ve Enso'daki büyük sellüloz ve kâğıt fabrikalarını işe yaramıyacak bir hale getirmişlerdir. Halbuki aynı gazeteye göre bu şehirler bombardı - mana maruz kalmamıştır. Bu gazete, mezkür fabrikaların en can alacak yerlerinde dinamit kur - şunları bulunduğunu yazmakta ve bu hareket tarzı ile Petsamo'da sulh mtı- ahedesi mucibince Finlandiyalılara fabrikaları ve malzemeyi olduğu gibi terkeden Rusların hareketi arasında bir mukayese yapmaktadır . Bir Norveç vapuru ' battı Londra, 8 aa. — Folden ismindeki küçük Norveç yolcu vapuru, alrhan tayyarelerinden atılan bombalar neti- cesinde batmıştır. Altı kişi ölmüştür. Bir çok yaralı vardır. teessirdir. Ve bu teessür eserin baş- tan aşağı her satırmda okunmakta- dır. Fakat nazi harici politikası ma- lüm olan hedefe doğru malüm olan istikamette yürüdükçe, bu âkıbet kadderdi. Hend için tâlih- sizlik, 1939 senesi eylülünde, yani harp çıktığı zaman Berlin'de vazi- fe başında bulunmasıdır. “SMile neticejal3YONUNUN — böyle N P. Üçüncüsü de Him- 'Bü’ük dçi » 'ı“'"lmdıı çok mü- » isştir: $ “Mücadeleyi bırakmıyacağız. Mücadele devam ediyor. Galip geleceğiz, Alman ekonomi heyeti reisinin Belgradda yaptığı temaslar Belgrad, 8 aa. — Alman ekonomi heyeti reisi doktor Lanfried, dün ha- riciye nazırı B. Markoviç'i ve ticâret nazırı B. Andres'i ziyaret etmiştir. Almahn - yügoslav daimi koömitesin- de esas müzakerelere, bugün saat 11 de hariciye nezaretinde başlanacak- tir. eğa Hİ L w İngiliz filo amiralliği Londra, 8 a.a. — Kıral, beş senelik hbizmet müddetini bitirmiş olan lord Chatfield'in yerine, amiral sir Char- les Forbes'i filo amirallığına tayin etmiştir. IÇemberleyn'in nülku nasıl karşılandı ? Vaşington, 8 a.a. — Royter: Burada bazı endişe ile beklenmiş olan Çemberleynin nutku, ingiliz başvekilinin, arkasında mu- azzam taraftarları ile, fırtınaya mukave - met edeceği intibamı vermiştir. Çörçile verilen yeni selâhiyetler umumiyet itiba - riyle iyi karşılanmıştır. Mamafi bu yeni selâhiyetlerin bilhassa muhalefete — karşı koymak için verilmiş olduğu — buradaki müşahitlerin kanaati cümlesindendir. Nutuk İsviçre'de nasıl karşılandı? Zürih, 8 a.a. — Royter: Norveç muha - rebelrinde İngilterenin muvaffakiyetsizli- ği hakkında B. Çemberleynin ileri sürdü - ğü esbap burada, beklenildiğinden çok da- ha az inandırıcı mahiyette telâkki edilmek- te ve İsviçre basınının ve İsviçre halkı - nın bu bahiste ileri sürdüğü ekser süalle- rin cevapsız kaldığı söylenmektedir. * Hollanda'da nutuk nasıl karşılandı? Amsterdam, 8 a.a. — Hollandada büyük bir sabırsızlıkla beklenmiş olan Çember - leynin nutku, çok büyük bir alâka ile o- kunmuştur. Resmi Hollanda — mahfilleri, şimdiye kadar her hahgi bir tefsirde bu - lunmaktan tevakki etmekle beraber, bu - radaki hissiyat, nutukta bitaraf memle - ketlerin fikirlerini radikal surette değiş - tirecek mahiyette bir şey — bulunmadığı merkezindedir. Avrupada ekser memleket- ler, kati hâdiseler arifesindedir ve bu hâ- diselerin ekserisi, İngilterenin gösterdiği teyakkuz ve kuvete bağlı bulunmaktadır. Bu bakımdan B. Çemberleynin harp mal- zemesi istihsalâtının fazlalaştırılacağı hak kındaki g&özleri iyi tesir yapmıştır. Fakat -B. Çemberleyne huüsusl mesuliyetler veri- leceği hakkındaki sözler, Hollanda mah - fillerinin tahminlerine tamamiyle tetabuk etmemektedir. Vaşington'dak i kanaate göre B. Ruzvelt yeni bir sulh teşebbüsü yapacak GİORNALE D'İTALİA yaşamağa devam Vaşington, 8 aa. — Reuter: Reisi- cümhur Ruzvelt'in Avrupa anlaşmaz- lığı ile alâkadar bir teşebbüs hazırla- gittikçe fazlalaşmaktadır. Hattâ bazı müşahitler, beyaz sarayda sulh lehin- de bir hareket hazırlanmakta olduğu ve bu harekete Vatikanın sulh lehin- de yapacağı bir daveti ile birlikte baş- lanacağı fikrindedirler. Ruzvelt bir nutuk söyliyecek Vaşington, 8 aa. — Amerika birle- şik devletleri reisi Ruzvelt, önümüz- deki cuma günü, Vaşington'da ameri- kan ilim kongresinin açılışı münase- betiyle, bir nutuk söyliyecek ve bu nutuk, Amerika'da olduğu gibi Avru- pa'da da radyolar ile neşredilecektir. Yugoslavyada endişe azaldı Belgrad, 8 aa. — Reuter: Almanya ve İtalya'nın cenubu şarki Avrupasın- da her hangi bir tecavüz hareketinde bulunmağa hiç bir niyetleri olmadığı- na dair son 24 saat zarfında alman ve italyan basınının Yugoslavya basını tarafından iktibas edilen — neşriyatı, yugoslav halkının endişelerini bir de- receye kadar azaltmıştır. Diğer taraf- tan yugoslav halkı, zimamdarlarına tam emniyetini muhafaza eylemekte- dir. ' Umumiyetle iyi haber alan yugos- lav mahfillerinde gittikçe fazlalaşan kanaat, İtalyanın bir hâreket teşebbü- sünü almak niyetinde bulunmadığı, diğer taraftan gayrimuhariplik siya- ıdetinden de dönmiyeceği merkezinde- iri İnigliz - italyan temasları mı? Roma, 8 a.a. — Bir kaç haftalık bir gaybubeti müteakip Londra'dan avdet etmiş olan Sir Percy Lorraine'in biri- biri arkasından kont Ciano ve Muso- lini tarafından kabul edildiğine dair verilen fakat teeyyüt etmiyen haber, diplomatik mahfillerde alâka uyan - dırmaktadır, ' Aynı mahfillerde hasıl olan kanaa- te göre İngiltere sefirine Musolini"- ye Londra hükümetinin mühim bir notasını tevdi etmek vazifesi veril - miştir. Hattâ bu mahfillerde Çember- lı_yn'in Musolini'ye bir mesaj gönder- diğinden de bahsedilmektedir. Diğer cihetten Sir Lorraine'nin dün kont Ciano ile görüştüğü aynı mah- fillerde tekzip edilmektedir. Misır'da alınan emniyet tedbirleri Kahire; 8, aa. — Başvekil Ali Ma- hir Paşa, harici vaziyet hakkında ga- zetecilerle yaptığı bir görüşmede, Mı- sır'da alınan emniyet tedbirlerinin mü- Kemmel olduğunu ve memleketin her- A. Ş. ESMER İmadığını söylemiştir. n hangi bir sürprizden korkusu bulun - makta olduğu kanaati, Vaşington'da” ” İtalya Balkanlarla sulh içinde edecektir ,, diyor İtalya ve Cebelüttarık Roma; 8. aa. — Giornale d'İtalia, müdürünün imzasiyle “ Cebelüttarık,, serlevhasiyle neşrettiği bir makalede sadece Cebelüttarık'ı kapamak süre - tiyle İtalya'yı iktisadlın tecrit etmek ve onu âciz bir vaziyete getirmekle tehdit e'len Paris ile Londra'nın yeni ve meşum bir hayale kapıldıklarını id- dia eylemektedir. Evelâ şurasını teba. Tüz ettirmek lâzımdır ki iyice silâh - lanmış ve çarpışmağa azmetmiş büyük bir millete karşı tatbik edilen bir ab- luka her zaman zorlanabilir ve bu ab- lukayı yapan memlekete, Norveç hâ- diselerinde görüldüğü gibi, kendisini pek müşkül ve neticesi meşkük bir maceraya atmış olur. Diğer cihetten Cebelüttarık abluka- sının İtalya için hakiki bir iktisadi muhasara teşkil edemiyeceğini tasrih etmek lâzımdır. 1939 da İtalya liman. larına Cebelüttarık'ın ilerisinde bulu- nan memleketlerden 12 milyon 300.000 ton eşya gelmiştir. Bu mühim bir rak- kamdır. Fakat bu eşyanın büyük bir kısmı, yüzde 60 1 kömür, yüzde 20 si de madeni yağ ve parafin idi. Halbuki bügün kömür İtalya'ya kara yolüyle Almanya'dan gelmektedir. Bunun için dir ki kendi milli kömürlerini de kul- lanan italya, Cebelüttarık yoliyle ec- nebi memleketlerden yaptığı ithalât- tan tamamiyle vaz geçebilir. Madeni yağ ve parafin ise Arnavutluktan ve Avrupanın cenubu şarkisindeki mem- leketlerden ithal edilebilir. İtalya Balkan memleketleriyle 'sulh içinde yaşıyacak Nihayet hububat, sellüloz, pamuk, yün ve yağılı maddeler gibi 1939 da Cbelüttarık yoliyle ithal edilen diğer maddeler ise Arnavutlukta ve ital - yan Afrikasında mevcut olduğu gibi Balkan memleketlerinden de ithal e- dilebilir. Çünkü İtalya bu memleket- lerle sulh içinde yaşamaktadır ve sulh içinde yaşamağa devam edecektir. İ- talya Balkan memleketleri ile teşriki mesaj etmek istemektedir. Bu gazete netice olarak şöyle de - mektedir ; “— Cebelüttarik ablukasının italya üzerinde Paris ve Londra tarafından ümit edilen kati tesirleri yapmıyaca- ği aşkârdır. Cebelüttarık ile Süveyş ve Fransa ile İngilterenin Akdeniz - de ihdas ettikleri diğer sistemler her halde kabili tecviz olmıyan bir hege- monyanın sarih ifadesidir. Harp ha - linde muvaffakiyetli bir taarruza he- def olan bu hegemonya sistemi bütün milletler için adalet ve hüriyet pren- sibine istinat eden bir avrupa nizamı Ü ? pi D 3 İSTANBUL Cümhuriyet Macar vaziyeti Yanas Nadi, bu başlık altında, macar başvekili kont Telekinin bir buçuk ay evel Romayı — ziya- retinden sonra, Macaristanın konşulariyle olan ih- tilâfimnin hallini âtiye talik edeceği zannedildiğini sölüyor ve diyor ki : “Fakat çok geçmeden bu Tuna — havzası siya- setinde bilhassa Macaristanın takip edeceği bare- ket hattr bakrmından bel bağlanacak bir istikrar bul diğim £ ürecek deliller k di madan kurtulamadık. İrkdaşımız olan asil macar milletinin tezadlar içinde ve harici tesirler önün. de adeta fırtımalı rüzgârların sevkine tabi bir ha- zan yaprağı gibi sağa sola ve perişan uçuşlarla yakit geçirmesi bakiki teessürle karşıladığımız acı bir vaziyet teşkil ediyor., Maharrir devam ediyor : “Kiyamet gününün kargâşalıklarım andıran bü- yük avrupa buhramı muvecehesinde Macaristanm milli bir siyaseti bulunmak lâzımdır. Ve bu siya- set her şeyden önce macar devletini bir kere şim- diki hudetlarında olsun tehlikeden masun tutmak kabiliyetini haiz olabilecek bir siyasettir.,, Muharrir umumi harpten sonra tasfiyeden za- rarlı çıkan Macaristanm o cıki kayıplarımı telâ. H edecek bir fırsatla karşı karşıya mı olduğuna soruyor ve diyor ki : “Bunu onün kulağına fıslayanlar eksik değil - dir. Fakat Avrupayı kasıp kavutan kasırga öy- le bir mükiyettedir ki eğer onun karşısında kâfi dikkat ve basiretle hareket etmezse, Macarista - nm kayıplarını telâfi etmek şöyle dursun şimdiki müstakil devlet mevcudiyetini dahi tehlikeye koy- şöyle bitiriyor : i Macaristan Tuna hkavzalı ve Balkanlı komşulariyle ve işbirliği e- den bir siyasette kendi milli siyasetinin en sağ- lam temelini bulabilir. Bizim görüşümüzde M ve Tuna havzası caminsının ileri karakoludur. Eğer Macaristan siyasete temel olarak bizlere dayan « mağı kabul ederse bu memleketin bütün hudut ve bukuku ile müdafı una hi iyle Balkanlı daki diğer milletlerin müşterek gayret ve him - metlerinde en sağlam teminatı bulur.,, Yeni Sahah Balkanlarda tabit hudut Hüseyin Cahit Yalçın, bu başlık altında diyor kiz Balkanlı “Balkanlı udafl, , T olduğu va- kit, akla ilk gelen mülâhaza Balkanlarda —tabil budut hattıdır. Balkanlı devletlerin ayrı ayrı bu- dutları yoktur. Bugün mevcut siyasi hudutlar tabif değildir. Tarihi, ırki, biraz da tesadüfi ve key- fi bir takem âmillerin yarattığı suni bir varlıktır. Meselâ Türkiyeyi, meselâ Yumanistanı ele alcak, Türkiyenin bududu Meriçte ve Tuncada, Yunanis- tanın kududu Selânik arkalarında addedebiliriz. Bulgaristanm cenup hudutları Boğazlarda, hatta burada da değil tâ cenubi Anadoludadır. Garp tarafından da budutlarımız Adriyatik denizi sahil- lerine kadar uzar. Yugoslavya doleyisiyle — gimali garbiye doğru hududumuz genişlemiştir. Osmanlı imparatorluğunun hakikati en iyi gö- rüp tatbik ettiğini kendi tabil hudutlarını karu - mak kaygasiyle tâ macar ovalarına kadar taştı- ğinı söyliyen müuharrir, din ayrılıklarının — milli bir vahdet kurnulı mani olduğu kezli N HU L L L -ıııı._- g Ü Gazeteleri (a.a.) Matbuat servisi içinde müstakil bir surette yaşıyan devletler dün- yanın aldığı vaziyet karşısında mevcudiyet ve is- tiklüllerini muhafaza etmek isterlerse osmanlı im- pi duğı hudetl; balası' stmaği bahe dileri için bir borç bilmek zarüretindedirler. Ar- tık küçük devletlere hayat bakkı pek zor temin edilebilecektir.,, sosyalizmin bugünkü istilk nazariye. sini izah eden muharrir diyor ki : “Bugün Hitler küçük milletlerin bayat hakkı olmadığını söylüyor. Bu rastgele, yabut —lakırdı sevkiyle ağırdan çıkmış manasız bir wöz değildir. Hakiki bir azmin, iman şeklini âalmış bir prensi- bin neticesidir. Tatbikatı da> başlamıştır. Avru. padaki küçük devletleri hırıstiyanlık ve Avrapalı- hk, tecavüz ve istilâdan kurtarmıyor, şimdi yalnız kevet hakimdir.,, Zahirt, lâfzi bir istiklâl altında esaretin haki- ki daha müthiş olduğ Balkanlılı riş ayrı ayrı istiklâllerini koruyacak kuvette ol- madıklarını söyliyen muharrir diyor ki “Halbuki Osmanlı imparatorluğu çok kuvetliy di. Şimdi daha küvetli olur, Çönkü yalmız müda- faa için, yalğız sulhü ve muvazeneyi tesis için vü. cut bulmuüş bir te ül olacaktır. Macaristanın da yeri bu teşekkülünü içindedir.,, TAN Berlinliler karşısında Tunalılar ve Manşlılar Aka Gündüz, bu altında, alman radyo- sunun Tuna, Balkan milletlerine karşı mütemadi- yen tekrarladığı teminatı bahis ederek di- yor ki : “Spikerlerin bu şatafatlı müjdelerindeki mânâ. yı anlamak © kadar kolaydır ki hemen ilşa edi- kebilir. Almanlar en yakın zamanın ilk f bu işe girişeceklerdir. Çünkü alman istilâ metodu yüz maddelik ise, birinci maddesi bu teranedir. Muharebe teklikesi- ne olduğu gibi karşt tarafı, beklemediği bir 2a- manda ve ummadığı bir yerden baskına uğrat « mak.. Teminat verildikten sonra tecavüze uğrıyan Â- vusturya, Çekoslovakya, Polonya ve Norveçi zik- reden muharrir diyor ki : “Dankmürkaya vürdiği ürekkebi bes nüz yapyaştır. Bu teminat sayesindedir ki dört milyonluk bir vatamı iki kere altmiş — dakikada » bitaraf iken - bertardaf ediverdi... K Muharrir Almanların Balkanlara tecavüz için hazırlandıklarımı riyazt askeri ve siyasi bakım - lardan izah ettikten sonra diyor ki : “İngilterenin girdiği harplerin tarihini okuyan lar ve İngilterenin franâa ile elele girdiği vaziye- ti görenler bilirler ki Almanya mafğlüp olacak. Fakat hiçbir hakikt ordu “sonunda mağlâp o- Jacağım,, diye harpten çekinmez. Son iki büyük misal: bir avuç fin kahramanı ile yarım avuç morveç acemi çocuğu.,, Aka Gündüz netice olarak hülüsa ediyor : “Almanya etrafındaki bütün bitaraflara gelip birer birer bertaraf etmeğe çalışıyor. Öndan son- ra büyük ve yenilmez hasımlarının karşısında he sap vermeğe çabalıyacak. Bunun böyle olmaması için şe yol vardır: bi- rer birer bertaraf olmamak için tek başına bita- raflık iddin edenler, topyekün ve silâhlı bir bi- taraflar ittifakı yapmalı idiler. —Yapmaktan mt korktular, yapmak mt istemediler, — birbirlerinin gözünü çıkarmaktan yapmağa imkân mr bulama- dılar? Bunu araştırmak politika nezaketine uymaz. Fakat bugün de aynı yol bitarafların önüne düm- düz ve apaçık duruyor. Tehlike el ile tutulacak derece otoritesini kaybetmesi yüzünden de her milletin iı!ihlıi! sevdasına düştüğünü izah ediyor ve di- yor ki « *“Bugün eski osmanlı imparatorluğu budutları kl: Artık bu yolda bir ittilak ni- zamı alıp, bir ittifak tabiyesi kurup bitarfflıkla- rımt topyekân ve silâhla müdafı k za- mant - Katedral çanı gibi gümbürdiyerek - gel B. M. Meclisinin ( Başı I. inci sayfada ) gün evel bu mevzu üÜzerinde sorduğu suali hatırlattı. Malüm olduğu üzere bu lâyiha - lar meclisin cuma günklil toplantısında ruz- nameye alınmış, ve vaki teklifler üÜzerine Büşvekilimizin hazır bulunduğu bir celse- de müzakere edilmek Üzere talik olunmuş- tu. Kürsüye gelen Başvekilimiz Dr. Refik Saydam aşağıdaki sözlerle, bazı mebusla- rın geçen celsede hükilmetten rica ettikleri izahatı verdi : “— Malümuâliniz bu gönderil- miş olan kadrolar geçen sene kabul buyurmuş olduğunuz Barem kanu- nunun ahkâmma tevfikan Heyeti celilenize takdim edilmesi lâzımge - len devlet teşkilâtına ait maaşlı ve ücretli kadrolardır. Bendeniz mese- leyi, evvelce cereyan eden zabıtları da okuyarak, tetkik ettim. Müsaade ederseniz noktai nazarımı arzede- yim. Esasen devletin daimi kadrosuna dahil memuriyetlerin maaş olması cihetini tercih ederim. Devlet kad- rosu içerisinde, ücretli memuriyet- ler de bulunacaktır, bu tabiidir. Ba- rem kanunu da buna esasen yer ver- miştir. Fakat, devletin muhtelif da- irelerinin kadrolarında daimi ola - rak bulunacak memuriyetlerin, ma- aşlı olması cihetini bendeniz de ter- cih ederim. Esasen barem kanunu- nu çıkarmaktan maksadımız doğ- rudan doğruya devlet memurlarının vaziyetlerini ve onların maaş. hadle- rini bir çerçeve içerisine almak ve normalleştirmekti. Şimdi oraya doğ- ru gidiyoruz. Bu defa takdim olu - nanları da tekrar tetkik ettim. Bir kısım ücretli memuriyetler de mev- cuttur. Bunların içerisinde daimi olarak ücrette kalması ve yahut derhal maaşa geçirilmesi lâzimge - len kısımlar da vardır. Bunları da gördüm. Bir kısım da asıl devlet teş- dünkü toplantısı Başvekilimiz ücretli memurların vaziyefi hakkında izahat verdi si âlide tasdik olunmadan evel bu meseleyi bitirmek için hükümete bir zaman veriniz. Bu zaman zarfında - ki bazı devlet daireleri henüz hali teşekkülde olup şekillerini tam ola- rak almış değillerdir - bu müddet zarfında muhtelif daireleri takip e- delim, bunları tetkik etsinler, bir şekle soksunlar, arzettiğim gibi, ya- ni daimi olarak devlet memuriyeti olan yerlerin maaş kısmına geçme- si, bunlardan ücrette kalacak kısım- ları tayin etsinler ve huzuru âlinize getirsinler. Bu suretle bize bir za- man verirseniz zannederim ki me- seleyi halletmiş oluruz. (Güzel, gü- zel muvafık sesleri). X Bu istediğimiz zaman 1941 büt- çesinden evveline aittir. Müsaade buyurursanız buna bir mesele daha ilâve edeceğim, Esasen asıl düşün- memiz lâziımgelen nokta, devlet teş- kilâtında âdetten ziyade keyfiyete ehemiyet vermektir. (Çok güzel sesleri). Bu tetkikat işi göz önünde tutarak, devlet dai- relerinde adetten ziyade, keyfiyet cephesinden işi mütalea edip ona göre devlet teşkilâtını çerçevelemek ve bu suretle huzurunuza getirmek isterim. Zannederim ki bu bir sene zarfında imkân dahiline girer. Ben- denizin noktai nazarım budur. (Gü- zel sesleri), Müstakil Grupun teşekkürü Başvekilimizden sonra kürsüye — galen Parti Müstakil Grupu mebuslarından Bay Fuad Sirmen (Rize), Başvekilimizin sözle- rinden anlaşıldığı üzere hükümetle müsta- k_n BTUp arasında tam bir noktainazar iş- tiraki bulunduğunu, arada yalnız bir za - man meselesi kaldığını söyliyerek bu izâ- hattan dolayı Başvekile gTup namına teşek- kür etti. Bundan sonra diğer maddelere geçildi. _Bı.zl konuşmalardan sonra aynen kabul o - kilâtına ait olan bütçel rdir, bunl da bütçe encümeninde tetkik olu: nuyor, zannederim, “Hükümete bir mühlet veriniz” Heyeti celilenizden bir ricada bu- Vile telif edilemiyecek bir rejimdir.,, Ka öeilidü İ lunacağım; 941 bütçesi gelip, - Yalnız, Bulgaristanla 5 milyon kiloluk odun kömürü kontenjanı verilmesi hakkındaki notaların tasdikine dair olan kâanun lâyihasının müzakeresi — sırasında Edip Ergin (Mardin) tarafından verilen bir takrir kabul edilerek hariciye encüme- Meclir yarın tonlanacaktır. Şot ü esnasında bu.