23 Kasım 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

23 Kasım 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS 23 -11 - 1939 ı YENİ ÇIKMIŞ BİR KİTAPTAN SAYFALAR TİMUR ğ Yazan : Herbert MELZİG Bu küçük parça Europa Verlag Zürih - etmekte bulunan “Timur,, eserimin alınmıştır. Hemen ingilizce ve fransızcaya da tercüme edi- lecek olan bu kitap Atatürk'ün aziz hatırasına ithaf edil- miştir. Bu münasebetle “Ankara Muharebesi,, adlı eserinden fay- dalandığım General Ömer Halis Bıyıktay'a ve eserimi çok mükemmel bir şekilde türkçeye çeviren Cemil Ziya Şanbey'e 4 burada teşekkür etmeği bir vazife bilirim. — Muharrir Ankara civarındaki Çubuk vâdi- sinde hilkattenberi olduğu gibi B 1502 inin.20 * Tabuç da da güneş çıplak ve kuru kaya - lıklar arasından doğuyordu. Burada ©, mat kırmızı bir safihadır ve tan- yeri ağarırken, yeri ve gökü ince a- laca bir tülle kaplamaktadır. Fakat ufkun biraz ötesine çıktı mı, kızgın nefesleriyle etrafın penbeliğini da- ğıtan bir ateş halini almakta, yük - seldikçe araziye alevler saçmakta, sıska derelerin son damlasını yala- makta, cılız yeşilliği kurutmakta, renkleri uçurtmakta ve tabiatla in- sanı göz kamaştırıcı ve ezici aydın- ığının içerisinde eritmektedir. Bu Ölü tabiat manzarasındaki hareket- sizliğin derin sükütu muharebeden evel daha esrarengiz bir tesir uyan- — diıriyorduü. Hiç bir şey nefes alma- — makta ve bu havasızlık herkesi bu- naltmaktadır. Timurun ve Beyazı- dın duaları, aşağıda vadinin boş- luklarına aynı uzaklıktan gelmekte, bunlar, sularının hemen hemen ku- ruduğu derenin sahillerindeki yeşil -— geridin sarı renkli kayalarla melân- kolik bir tezad teşkil ettiği yerlere — ve yaylanın hafif havası içersine — yayılmaktadır. Hiç bir rüzgâr dar- besi üç daireli Çağatay ve hilâlli osmanlı bayraklarını harekete getir- — memektedir. Açılan — bayrakların kırmızısı, bozkırın sarılığı içinde — yanmakta ve güneş silâhlar üzerin- parlâk bir ayna gibi akisler yap- ktadır. İşte bu içinde, artık tulüun penbe tülü dağılmış, hareket bütün ova üzerinde kendi- — ni iyice hi irmiye — başlamış | Her iki ordu biribirinden üç fersah : fedeki tepeler üzerinde karşı — karşıya hücuma hazır bir vaziyette — idiler. Osmanlıların ordusu yüz bi- ni tam dold çağataylarınki — ise iki yüz bine ancak varmıştı. İki ö DA “dolu askerinin bulunduğu sağ ce- e PR S Nevyork'ta intişar L P | Çağataylara cesaret vermek için böyle gözlerini semaya kaldırırken, her halde belli etmeden de göz u- ciyle Osmanlı ordusunun sol cena- hinin ikinci hattında yer almış Ka- ratatarları arıyordu. Rumeli ve A- nadolu muhariplerinin bu aşılmaz duvarını sarsacak Allah değil, Ka- ratatarların yardımı idi. Muharebe- nin en hararetli bir anında, onların bulunduğu yerden havaya doğru bir toz dumanıdır koptu, Karatatarlar atlarını hücuma kaldırmışlardı. Fa kat bu hücum düşmanına karşı de- ğgil, birinci Osmanlı batlarına kar- şı idi. Arkadan müthiş bir ok yağ- muriyle bu aşılmaz insan dıvarını zedelemişler ve sonra onu atlarının ayakları altına devirmişlerdi. Şim- di hepsi Timur- tarafına gelmişler ve bu hiyaneti başkumandanlarının siyaset ve propaganda sırrına nü- füz edememiş Çağataylar bir ilâhi tecelli olarak telâkki — etmişlerdi. Muharebenin hâlâ hunriz devam et- mesine ve Osmanlı merkezini teş- kil eden Yeniçerilerin arslanca dö- ğüşmelerine rağmen, düşman ce- nahlara daldığı zaman, artık bu bo- ğuşmanın hiç bir tadı hiç bit yük- sek tarafı kalmamıştı. Bu, artık ay- ni kuvetlere malik olan iki tarafın bir oyunu halinden çıkarak heye- canlı cazibesini kaybetmiş, Timurun kazanacağı besbelli bir şatranç par- tisine dönmüştü. Çünkü simdi Ana- nahta ayni hal vukubuluyor, Timur tarafından isimleriyle çağırılan Sa- ruhan, Kermiyâan, Aydın ve Mente- şe beyleri hiyanet ederek öte tara- fa geçiyorlardı. Biraz sonra Sadırâ- zam Ali Paşa da büyük rütbede ba- zı zevatla “devletin şerefini kur- tarmak kaygusiyle,, muharebe mey- danını terketmişti. Bunu Osmanlı or SA; ; ikinci — türk ordusu karşı karşıya biribirini boğazlamak için emir bekliyorlardı. Bu iki rakip pekâlâ hiristiyaniyete — karşı birleşebilirdi, fakat talihin bü- yük ve zalim kudreti beşeri faciada bu iki müthiş kardeş kuvete de Av- rupayı istilâ yerine biribirini bo - ğazlamak rolünü işti. Bu iki — orduneirk ve ne de din bakımından — ayrı idiler her ikisi de türk, her iki- si de müslümandı. Yalnız hüküm - darlarının emri bunları bulunduk - ları tepelerden aşağıya inmiye, bi- ribirinin üzerine saldırmıya ve tıp- — kı kendileri gibi Turan steplerinin — çocukları olan kardeşlerini öldür - — miye icbar ediyordu. Şimdi bu as - — kerler aynı asıldan oldukları hak - — kında Çağataylar tarafından yapı- — Jlan propagandaya göre hareket et- seler ve biribirine hücumdan vaz - — geçselerdi, Asya ile Avrupaya müş- terek hâkimiyetlerini bir kaç asır -— uzatabilirlerdi. Şimdi bu cehennem ü sıcağı altında dökecekleri kanlarını — başka bir muharebe sahasına sak - Jarlardı. Fakat kimse böyle düşün- — Mmüyordu, talih meşum hükmünü ifa edecekti. Küçük bir duadan sonra — Beyazıtla Timur atlarına biner bin- “—mez bu tepelerin üzerindeki türk - |ler, aşağıya, bu tesellisiz ovaya doğ- ru korkunç sayhalar atarak atıla- caklar, ve bu süretle bir kıtanın, hazin ve tesellisiz tarihi içersinde -büsbütün batmasına sebep olacak- — lardı. Muharebenin başında hücum eden Cağataylar, Osmanlı ordusunun her — iki cenahını teşkil eden Rumeli ve Anadolu askerleri tarafından, bü- dn adedi faikiyetlerine Trağinen, Lör çok defalar geriye püskürtüldü- — ler, Vaziyet uzun, çok uzun dakika- lar Çağataylar için o kadar tehlikeli Ali ki, Timur bile itidalini kaybet- “ geri çekilmeği teklif etmiş, padişah ğ hattında yer alan Stefan Lâzaroviç kumandasındaki Sırp askerlerinin âdeta firar edercesine vukubulan çe- kilişleri takip etti. Bu Sırp prensi olanları gördükten sonra Beyazıda muharebeyi yarıda bırakmağı ve bunu şiddetle reddetmişti. Yeniçe- riler dehşetli savletlerle muharebe- de devam ve merkezi müdafaa edi- yorlardı. Fakat diğer taraflar ümit- siz bir halde sarsılmışlardı. Beyazit, geriye çekilen ve kaçan kıtaları dur- durmak için beyhude yere uğraşı- yordu. Küheylanı üzerinde eski ma- salların dev muharipleri gibi ken- dine sadık kalmış askerleri son bir mukavemete teşvik için muharebe meydanının dört bir tarafına koşu- yordu, Fakat buna rağmen her şey bitmiş, bütün cesaret ve kahraman- lık duyguları fayda vermiyecek bir hale gelmişti. Çağatay harp makinası şimdi tam olarak harekete geçmiş ve merkezi Yozgat (. H. P. merkez kongresi Yozgat, 22 a.a, — C. H, Partisi Yoz- ğat merkez kongresi dün parti mü - fettişi, vali, vilâyet erkânının iştirâ- kiyle yapılmış ve köngreye teklif olu- nan muhtelif dilekler gözden geçiri- lerek bu meseleler üzerinde vali ve vi- lâyet idare âmirleri tarafından veri- len izahat dinlenmiştir. Vilâyetin umumi işleri ve ihtiyaçla- rını ihtiva eden bu teklifler arasıtıda bilhassa yerli malların daha ucuza malettirilmesi, köy mektepleri, buğ - day alım merkezlerindeki muamelele- rin kolaylaştırılması, vilâyetin bazı mühim yollarının bir an evel yaptırıl- ması gibi hususlar vardı. Kongre mesaisine nihayet verirken büyüklerimize karşı sonsuz minnet ve Atatürk hakkında bize vesika ve resim gönderenler Atatürk'ün yıldönümü nüshası münase - betiyle Ulus gazetesine vesika ve resim gönderen zevatın ya gelip almalarını ve yahut bildirecekleri sarih adrese gönder- memiz için bize bildirmelerini rica ede - riz, Resmi dairelerin evrak ve defterlerinde tip Devlet dairelerinde kullanılan evrak ve defterlerin tip itibariyle — birleştirilmesi ve kâğıt istihlâkinde tasarruflar - temini için bütün vekâletler delegelerinden mü - teşekkil olmak üzere İktisat Vekâletinde Pir komisyon kurulmuştur. Komiîyon ça - 1 hakt şükran hislerini, cümhuriyet hükü - metine karşı içten bağlılığını bir defa daha teyit eylemiştir. Terfi eden Gümrük Müfettişleri Gümrük ve İnhisarlar vekâleti, gümrük müfettişleri arasında yeniden bazı terfiler yapmıştır. B yazıyoruz : 80 lira maaşlı birinci sınıf gümrük mü- fettişlerinden BB. Arif Evuman ve Fet- hi Kesim 90 lira maaşlı fettişli Kıymelli readenlerden yapılmış mesmuafın gümrüklerde konfroiu Hükümet altın ve diğer kırymetli maden- lerden yapılmış masnuatin yurd dışına çı- b SAPEŞ tT ati l göre Gümrük ve İnhisarlar vekâleti, ka - çakçılığı önlemek maksadiyle yolcu ve ba- baş 70 lira maaşlı ikinci sınıf gümrük müfet- tişlerinden Tevfik Çâkır 80 lira maaşlı birinci sınıf müfettişliğe, 50 lira maaşlı ü-' çüncü sınıf müfettişlerden Reşat Giriş - man, i Bora, et Koras 60 lira ma- aşlı üçüncü smıf müfettişliğe, 40 lira ma- aşlı beşinci sınıf müfettişlerden Rükmettin Birce 50 lira maaşlı ikinci sınıf müfettiş- liğe, 35 lira maaşlı gümrük müfettiş mua- vinlerinden k Erenmen ve Lütfi Gür- üÜ 1 beşinci sınıf fettişli FA jlarda bu kabil muayene şe- killeri hakkında bir talimatname hazırla- maktadır. Türk - Romen ficaret anlaşması yürülüğe girdi üz 40 lira maaşlı ğBe terfi ettirilmişlerdir. Yurdumuzda ateşe - dayanan Tuğla fabrikası kurulacak Memleketimize her yıl dış memleket - lerden giren ateşe dayanır tuğla cinslerini dahilde imal etmek üzere İktisat Vekâleti bir fabrika tesisine karar vermiştir. Bu fabrika, son yıllarda pek ziyade artan şa- met ihtiyacını ve bilhassa Karabük fabri- klariyle, bakır izale fabrikalarının, askeri fabrikalar ve tersanelerin ihtiyacını tama- men krşılıyacak ve ayrıca hususi müesse- selerin taleplerini de yerine getirebilecek takatta olacaktır. Vekâlelinde kurulan bir komisyon Gümrük ve İnhisarlar vekâleti, muhtelif gümrük jl B şimdiye kadar yapılmış olan tamim ve ta- Himatnameleri gümrük memurlarının tat - bikatta derhal kavrıyabilecekleri bir şekle sokmak ve lüzumlu olan yeni talimatlar ha- zırlamak üzere bir komisyon teşkil etmiş- tir. Komisyon gümrük ve inhisarlar ve - kâleti gümrük işleri müdürü B. Sinan Onbulak, gümrük müfettişi Naci Selik, gümrük işleri müdür muavini — Süleyman Ayyaman ve gümrük işleri kısım :mir_ı Şe- ile hükümeti, e € dolunan ticaret ve kliring anlaşması me- riyete, girmiştir. Anlaşma dün — telgrafla gümrüklerimize bildirilmiş, Ticaret Vekâ- leti de teşkilâtını anlaşmadan haberdar et- miştir. Vilâyetler bülçelerindeki münakale feklifleri Dahiliye Vekâleti, bazı vilâyetlerin 1939 bütçelerinde yapmak teklifinde bulunduk - ları münakaleler ile munzam tahsisatları tetkik etmiş ve teklifleri yüksek tasdika arzedilmek üzere Başvekâlete vermiştir. Üçüncü Umumi Müfettişlik malt müşavirliği Üçüncü Haait Müfettişlik Maliye Mü-, yirliğine Maliye Vekâleti varidat umum "nddurlüğü üçüncü şube müdürü B. Nazım Kiper tayirr edilmiştir. Antalya'da feci bir köy yangını oldu Antalya, (Husust) — Antalyanın Ma - navgat kazasına bağlı Bolasan köyünde bir yangın olmuştur. Köyün 43 evini ya - kan bu yangın 204 yurttaşı evsiz bırak - ai . V'Iîlrl hemen çadır göndermiş ve Kızılay da para yardımı yapmıştır. Antalyanın ha- miyetli tüccarlarından Mehmet Çapacı Kııd&! _vl'ııuııigyh felâket gören zavallı ref Mocan'dan kkildir, Komisy ilk toplantılarına ve aktarma işlerinin da- ha kolay ve basit bir şekle ircar için bir Çağrı XArzuhal Enciülmeni 22-x1-930 perşembe günü saat 14 de toplanacaktır. XDivanı M: ebat Encü i 24-x1-939 köyli çuval un hediye etmiş - tir. İmtiyazlı şirketlerin muafiyet müddetleri Hükümetl T k gümrük © mü- Tart ind cuma günü 10 da toplanacaktır. Doğum Mimar B. Mehmet Ali Kunt'un evelki akşam bir oğlu dünyaya gelmiş ve adı Mu- hittin konmuştur. Büyük babası Mehmet (Sonu 6. ıncı sayfada) afiyeti kabul olunan eşyanım muafiyeti ha- iz yerlere sarfolunduğunu şirketler bir se- ne içinde isbat etmek mecburiyetinde idi- ler. Hükümet muamelelerin selâmeti nok- tasından imtimlg ş;rketlere verilen bu bir senelik müsaadeyi üç seneye iblâğ etmiş - tir. Gümrük muafiyeti kabul o! ire da sokulmuş bulunan eşya hakkında da bu üç senelik müddetin tanınması kabul o - Somer ile ailesine ve yavrunun baba ve annesine saadetler dileriz. Tunmuştur, Kızılay yardım Şehrimize gelen malümata Şimdiye kadar tesbit edilen insan zayiatı 7 ölüdür. Ayrıca 3 kişi de en- kaz altında kalmıştır. Gelen haberlere göre vilâyet dahilinde ayrıca iki ya- şında bir çocuk ölmüş, 8 kişi yaralan- mıştır. Erzincan valisi zelzele mıntakasın- na gitmiş, ilk tedbirleri almış, vilâyet merkezinden felâketzedeler için Man- si nahiyesine 100 çadır gönderilmiş- Ht binalar oturulamaz hale gelmiş, hükü- met binası'ile jandarma binası yıkıl- miş, evrak enkaz altında kal Karakulak nahiyesinde de birçok | bi Zelzelenin tahribatı AAPAAAGA CAOAD ARU DA OR UUU KUUK UKUU DORRA ADK AA KA KUKU R UAO G UGU DA AA GAS TERA Tercan'da bir çok evler yıkıldı sekiz kişi ölü, sekiz kişi yaralı var fedbirleri aldı göre evelki gün Erzincan'da vu- kua gelen zelzele hayli şiddetli olmuştur. Bu şiddetli zelzeleden Erzincan'da 3 ev maili inhidam hale gelmiş, Tercan'ın Mansi nahiyesi merkezindeki evlerin dörtte üçü yıkılmış, Başköy na- hiyesine bağlı Şepge köyü gayri kabili iskân vaziyete gelmiştir. Mareşal Voroşilof'un hediyesi merasimle tesellüm edildi İzmir, 22 aa. — Mareşal Voroşilofun İzmire hediye ettiği otobüs dün belediye bilaleci Mmatra ada ; Nü edilmiş ve pilâkası takılmıştır. Tesellüm muamelesinden sonra dâvetliler otobüse inerek Voroşilof bulv şehir dahilinde bir gezinti yapmışlardır. Belediye reisi Dr. Behçet Uz, dün ak « şam otobüsü teslime mer -sovyetlerin Nahiye merkezinde insanca zayiat ol- mamışsa da tamamen harap olan beş köyde 3 kişi çöküntü altında kalmiş- tir. Aynı zelzele Trabzon, Tokat, Ela- ziğ, Erzurum'da Hissedilmiş, yalnız Trabzon ve mülhakatında husule ge- len zelzelede Sürmene kazasının hü- kümet konağının duvarları çatlamış- Ko gü Kızılay'ın yardımları Ankara, 22 a.a, — Kızılay cemiyeti umumi merkezi Tercanda vuku bulan hareketiarz haberini alır almaz felâ - ketzedelerin iskânı için 300 çadır ile ilk iaşe yardımı olmak üzere 1500 lira göndermiştir. Cemiyet, yardım - işlerinin süratle tanzim edilebilmesi için Tercana bir |müfettiş göndermeği kararlaştırmış- ır, - * * Bayburt, Rize, Sıvas ve Giresun'"- dan aldığımız haberler dün buralarda saat 10 ile 11 arasında hiç bir zarar kaydedilmiyen yer sarsıntıları oldu - ğunu bildirmektedir. — Londra, 22 a.a. — 329 tonluk Sea Swecfere isimli ingiliz balıkçı gemi- #si.batmıştır. Tayfa sağ salimdir..... M MARELA SA çai oieeeni ” Londra, 22 a.a. — Geçen cumartesi günü İngiltere'nin şark sahili açıkla- rında Bacarina Mili isimli Yugoslav vapurunun 26 tayfası kürtarılmıştır. Buhlardan on dokuzu şimdi Londra'- da bulunmaktadır. — Millt kostümlü balo biletleri satışa çıkti Sayın Bayan İsmet İnönü'nün yük- sek himayelerinde dokuz birincikâ- nun cumartesi akşamı Ankara Palas salonlarında verilecek Çocuk Esirge- me Kurümunun Millit koöstümlü balo- sunun biletleri aşağıda yazılı mahal- lerde satışa çıkarıldığını bildiririz. İŞ BANKASI — ZİRAAT BAN- KASI — SÜMER BANK — OS- MANLI BANKASI — Ankara Ecza- nesi — Yerlimallar Pazarları — Reh- ber Ticarethanesi — Akba Piyango Gişesi — Yenişehir ÖZEN Pasta sa- lonu, K $ IlllllllllllilllllllllllllllllllllllllllllIIIlllllllllllllllllllllllllllllllIllllllllllIIIIIIIIlllIllIlllllllIIllllIIllllIlllllllIllllllllIlllllllIlIIllllllIllllIllllllllll YANKILARK Yalanlama hastalığı Arapçanın tef'il veznindeki “tek- zip,, masdarına yalanlamak gibi ga- yet güzel ve yerinde bir karşılık bulduk. Ne eski, unutulmuş lehçe - lerden geldiği, ne uydurulduğu, ne de ahenksiz olduğu iddia edilemiye- cek olan bu kelime, nedense Babiâ- li'de tüt dı. Oradaki arkadaş lar, eski âdetlerini bozmıyarak ge- birlerine ve mektep hocalarına ka- dar sirayet etti, Edebiyat öğretme- ni İsmail Habib'in gündelik bir ga- zetede uzunca bir makale serisi ile gene edebiyat öğretmeni *Mustafa Nihad'ın bir edebiyat kitabını tepe- -— miş dizleri üzerine düşerek sulhü istediğine Allahı şahit göstermişti. f£aray vak'anüvisine inanmak lâ- — zım gelirse bu, Timurun samimi dü- /— güncelerinin fevri bir hürü idi. Fakat Timurun hakikatleri değiş- /“tirmek sanatını ne kadar kullanmak — mümkünse o kadar kullandığını ge- rek Allahın ve gerekse kendisinin ' bilmesi lâzıtadı; onun için, Semer- — kandlı büyük Emirin samimi olarak — kendini yesinden dizleri üstüne at- ve Allahın yardımını dileme- di sonraki insanlar için hemen he- sen anlaşılmaz bir şeydir. Timur, ni Pa İki fransız muhartiri vardır. ki Radeka - Rodeka gibi beraber dü - şünür, beraber yazı yazar ve bera - berce imza atarlar: Jan Taro ve Je- ten sonra bağırdı: — Telgraflarda da gemi batma- sından başka havadis yok, be yahu! Heyecanlı adamın sakin ve so « ğuk kanlı arkadaşı cevap verdi: — Memleketler de batacak ama, dur, acele etme! Konuşmaya devam ettiler: — Bir gemiyi de içindeki müret- tebat batırmış! — Memleketleri de öyle olacak! Z y Te DEE FRAİR Za kadar nladığını bi- — tom Taro. Bunlardan Jan Taro, bun- ::,, ,;:;"“ tekzip Z::,' Te yalanladığı rEŞERPAE Va ea l aA y Askere alınan Polonyalılar! ç isine girmiş, dışarda kal - i: ü i ” Hoı: neyse, ister “ltoffı'p_,.— ister Onun arkasından bir başka öğ - :’ı;ıu. Bgu vızşye]:;:;n;ısındqî :tlc.lık- ıiıı!îıır;l:’ :::kî:ı::"bgf kitı:l:;:;ı'nî “yalanlı şürası ki bir ı de İsmail Habib'in edebiyat — Jarı imzanın üzerine “Fransa akade- — göre almanlar, Polonya'daki polon- y çağı, yaşıyoruz. kitabını yalanlıyan makaleler yazı- isinden,, deseler de, d! ler de — yalıları kendi ordularına askere al- Verilen sözlerin, atılan imzala - yöz. ü doğru olmuyordu. mıya başlamışlardır. ;,:v ; :g:::::,::::;:edlb:qhym bu İrtağbot gazetelerinde - çalışan Sün_ posta ile gelen fransız ga- fu ha?e'ti _d!uyunca büyük ha!p—. K n 6 muhbirler de şimdi kapı kapı, mek- — zeteleri Jerom'un da akademiye a- — te bir şairimizin yazdığı şu beyti Gazete gazeteyi YZ""Y" ; İ00 'crökteğ dol p Hizg lındığını yazıyorlar. Şu halde, hiç — Hatırladım: Ajans ajansı yalanlıyor; BAA ğ “ bir hususta biribirlerinden ayrılmı- illeti ici ; Radyo radyoyu yalanlıyor; larında yalanlanacak taraflar- araş- y:. aRledL7 MEKei yi n:îlf" ";' Ne milletin şerefiçin, ne kerui'ım T Gazete ajansı, ajans gazeteyi, rad- - tırıyorlar. birleştiler, demektir. Fedayı cen edocüksin adüvgi i yo ajansı, ajans radyoyu, diplomat Hulâsa, yalanlama hastalık gibi Acaba, akademide ikisi de bir —». Ki diplomatı, hatip hatibi, muharrir — sâri bir moda oldu. Gerçekten has- — ağızdan mı beyanatta bul! ktar? Silâhsız kızlar! muharriri yalanlamakta berdevam - E vi K talık gibi. Çünkü bulaşan ve sirayet Harp'haberleri! Bir eönebi kadını yaziyor: Yalanlamak o kadar moda oldu — “den şey, hastalıktır. _Hff_ ğliğin aA — “Kızlarımızı hayat mücadelesine ki siyaset ve propaganda sohasın - — Ve sıhatın sirayet ettiğini duydu- — — Sinirli bir havadis metaklısı ga- — silâhsız olarak terkettik!,, dan çıkarak gündelik gazete muha- L ae TöRk Ğ, nüz muz 5 * zeteyi açıp hahberlere göz gezdirdik- — ki şere- fine şehir gazinosunda vâli ve parti mü « fettişi ile İzmirde bul li Parti vilâyet idare heyeti başkanının, be« lediye ü i ve reii ini nin hazır b işti S bir ziyafet Kastamonu fidanlığı bu yıl köylüye 37.599 fidan dağıtacak Kastamonu, 22 a.a, — Milli Şefin geçen sene şehrimizi ziyaretleri sırasında verdik- leri direktif üzerine Kastamonu meyvalr ağaçlar fidanlığı faaliyetini günden güne arttırmış ve iş sahasını yeni tesisler vü - cuüde getirerek genişletmiştir. Bu yıl fidanlıkta aşısız bir milyon elma, iki yüz bin armut, yüz bin erik, beş bin vişne ve kiraz keza aşılı olarak — 590.500 elma, 89.400 armut, 12.400 erik ve 2.300 vişne ve kiraz fidanı yetiştirilmiştir. Köylüye tevzi edilmek üzere bu yil için 37,599 elma ve armut ırlanmış « tır. Bunun yirmi beş bini Kastamonu için ayrılmış geri kalan kısımı ise Ziraat Ve- kâleti emrine tahsis olunmuştur. Tevziata bugünlerde başlanacaktır. W Dün V he tarafta hava kapalı geçti Dün şehrimizde hava sabahleyin yağmurlu, sonraları ekseriyetle kapa- h geçmiştir. Rüzgâr cenubu garbiden saniyede en çok beş metre kadar hızla esmiştir. Yurdda cenup bölgelerinde hava kapalı, diğer yerlerde kapalı ve yer yer yağmurlu geçmiştir. Yağış, doğu Anadolu'da kar, diğer yerlerde umumiyetle yağmur şeklindedir. 24 saat içindeki umumi? yağışların mteremurabbaına bıraktıkları su mik- tarları Alanya'da 55, Yalova'da 25, Ba- lıkesir'de 23, Mersin'de 21, Ankara'da 17, İstanbul'da 15, Turgutlu'da 14, Af- yon'da 10, Sıvas'ta 8, Uşak'ta 7, diğer yağış gören pek çok yerlerde 1-6 ki- logramdır. i Rüzgârlar doğu bölgelerde sakin kalmış, diğer yerlerde ekseriyetle ce- nup ve şimal istikametlerinden sani- yede en çok 7 metre kadar hızla esmiş- tir. Uludağa tekrar yağan kar yüzün- den toprak üstündeki kar kalınlığı 26 santimetreyi bulmuştur. Yurdda en yüksek sıcaklıklar Di- yarbakır'da 12, Sinop'ta 14, Manisa'da 16, İzmir'de 17, Nazillide 19, Antal-. ya'da 20 dereceâir. LLLLİ Yarınki konferans Yürd içinde geniş bir - tetkik seyahatinden 'dönen arkadı Behçet Kemal Çağlar, Ankara Halkevindeki seri konuşmala - rından ikincisini yarın saat 17 de verecektir. Mevzu, bütün yurd meseleleridir. Her konferans, başlı başına müstakil bir mevzu ve mıntaka- yı ihtiva etmektedir. Konuşma - larda mıntakalara ait halk tür - külerine geniş bir yer verilmiş- tir. f "i ğillerdi. Onlara göre — “gamze", “kaş”, “kirpik”, “nigâh” hep birer silâhtı. Hem bütün dünyanın tepeden tır- nağa kadar silâhlandığı şu sırada * » k g Pa Silüm kali , T. İ. Eski zaman gairleri bu fikirde de- | (at c 4 K

Bu sayıdan diğer sayfalar: