25 Ağustos 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

25 Ağustos 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gd ge 40 Derece Ateş eee Antalya'da içecek su meselesi halledildi A ntalya bu kadar sıcağına da- yanılmaz bir yer mi? Hayır! Yalnız şöhretinde bu ateş var.. Sı- cağı her yerde hissederiz. İstan - bulun bu yaz güneş altında kavrul- duğunu duymadık mı? Ankara a- kasyalar daha büyümeden, baraj a- çılmadan, bahçeler tanzim edilme- den ateşi sönmüş bir fırın külü de- ğil miydi? Antalya'nın koltuğunda kırk de- receye yükselen ve bazan bu raka- mı geçen derecenin şehrin birçok taraflarında düşütğünü hissedersi- niz. Bunun sebebini de insan eme- ğinin ve insan zevkinin tabiatı kıs- men mağlüp edebilmesinde arama- lıdır. Geçen yazımda söylediğim gibi, şehrin içinde bazı yerlerde kemik- leri sertleşmiş, adali pazulu sivrişi- nekler varken bir parça ötede de - niz kenarındaki villâlarda bunlara tesadüf edemezsiniz. Bir de bu siv- risinekler uçucu mahluklardır de- ğil mi? Hayır mücadele etmesini bildikten sonra sivrisineğin olduğu yerde iliğini kurutmak kabildir. Şehirde mermerşahi cibinliği delebilen ve ısırdığı yerde yara ya- pan sinek bir çeyrek ötede iyi bakıl- mış temiz bir evde tatarcık halinde bir eser bile değildir. Her mahluk beslenen yerde, tutulan yerde ya - şar ! Meselâ bir gün Antalya'nın ta- nınmış simalarından Mehmet kap- tanın evine misafirliğe gittik. Meh- met kaptan cidden zevk sahibi bir zattır. Antalya, sahilinde çok güzel bir ev yaptırmış ve bu evin pencerelerini bütün muhtemel rüz- gârlara göre tanzim ettirmiştir. Mehmet kaptanın evini serin tuta- bilmek için başvurduğu yegâne ça- re, bu evi, bu mıntakanın iklimine göre yaptırmak dirayetini göster - mesidir. Tasavvur edin ki evin i- çinde bir tek cibinlik bile yoktur. Bütün pencerelere tel koydurmuş, ayrıca pancurlar yaptırmıştır. Ak- şam olunca muhtemel bir iki sivri- sineğe karşı da haşerat öldüren maddelerden biri sıkılmakta, bütün mesele hallolunmaktadır. İş yaşamakta değil, yaş bilmektedir. Şehrin içinde de Meh- met kaptan gibi bazı kimseler var- dır. Fakat bunlar nedense mahal- leler arasından çıkmıyorlar ve böy- le rahat bir evde yaşamak zevkini tadamıyorlar. Şüphesiz ki, Antalya'da bu siv- risinek belâsiyle mücadele etmek belediyenin en birinci vazifeleri a- rasında yer almıştır. Nihayet biz en az kazanç sahibi vatandaşlarımızı da düşünmek mecburiyetindeyiz. Şimdi bu işe girişilmiş olduğunu görüyoruz. Su birikintileri, kanal- lar ve cetveller vasıtasiyle akıtil- maktadır. Fakat ayrıca şehrin te- mizliği işinde vatandaşların beledi- ye ile, belediyenin vatandaşlarla el ve iş birliği yapması lâzımdır. Bu- nun çok kısa bir zamanda halledi- leceğine şüphe etmiyelim. ntalya'nın esas davalarından biri de içecek suyu olma- masıdır. Gariptir; burada su bol- dur. Menba suları çok uzak değil- dir. Şehirde iskele civarında bir tek menba suyu çeşmesi vardır. İs- kele suyu diye anılan bu menba su- yunu da antalyalılar pek tavsiye etmiyorlar; buna mukabil sahrınçî larında depo ettikleri suyu içmeği tercih ediyorlar. Ne yalan söyliyeyim, ilk gittiği- miz akşam bu suyu biraz korkarak içtik. —Bu su ne suyu? diye sorduk. — Kuyu suyu, dediler. Kuyu suyu bizim bildiğimiz bir- az acı olur. Fakat bü tatlı idi. Son- radan anlattıklarına göre, bu su yağmur suyudur. Fakat yağmur su- yu ne de olsa, geçtiği olukları yıkı- yarak bu sahrınca dökülüyor. Bu- nun için, çoktan şehrin bu içme su- yu davasını halletmek gerekti, diye düşündüm. Antalya'nın kıymetli mebusu B. rasih Kaplan, bunu tabiatiyle ben- den evel düşünmüş ve icap eden te- gebbüslerde * bulunmuş. Vakıflar i- daresi tarafından tesis edilen kana- lın açıldığı gün bunu orada topla- nanlara müjdeledi. Antalya belediye reisi içme su- için Ankara'da belediyeler ban- kasından bir istikraz aktine muvaf- fak olmuştur. Yakında Antalya'nın FET p a Antalya ci Yazan : Mümlaz Faik Fenik ö -. * . 1 var(nda Kepez'de şehre serinlik i veren çamlı lân olur.... $ PTaNaN AA SAti ge git — Şey... dedim, burada hastalık filân var mı? — Pek öyle hastalık yok! Ufak tefek ishal, dizanteri, şerit fi- dedi. hattadilacektle ” Ha ü koli basilinden fena halde ürken i- çime soğuk bir su serpti. akikaten Anadoluda birçok şehirlerimizin en belli baş- l1 meselelerinden biri de su derdi- dir. Menba suyu bulunmıyan yer- lerde suyu hazmedemesek bile hiç olmazsa sıkıntısını biraz hazmede- biliriz. Fakat suyu olan yerlerde bunu anlamıya imkân yoktur. Bundan üç buçuk, dört sene e- vel, Diyarbakır'a gitmiştim. Orada “Hamravat,, suyu isminde çok gü- zel bir su vardır. Hamravat o za- manki belediye reisinin sayesinde bütün evlere ayrı ayrı borularla da- ğıtılmıştır. Hattâ Diyarbakır'da her evde tesadüf edilen havuzlar bi- le bu güzel su ile doludur. Orada anlattıklarına göre, bu su çok eskidenberi bir evden bir eve gider, her türlü hizmetlerde kulla- nılir, sonra tekrar mahalleyi dolaş- mağa çıkarmış. Hattâ bir aralık su künkleri sızmıya başlamış da çok akıllı bir zat, bunların içine, men- baından gübre attırmış. Bu gübre- ler suların cereyaniyle küngün ci- darlarından geçecek ve delikleri tıkıyacakmış. Fakat bereket versin, sonradan bu gübrelerle bu çok a- kıllı zatın kafasındaki çatlakları tı- kamışlar, ve Hamravat suyunu bu âfetten kurtarmışlar. Su derdi dedim de aklıma geldi: bu tarihlerde gene Anadolu'nun şarkında ve cenubunda dolaşıyor- dum. Yolum Darende'ye düştü. O- rada kasabanın su işleriyle çok ya- kından alâkadar olması lâzım gelen bir zatla konuşuyordum. Sordum: — Nasıl iyi suyunuz var mı? Bana : « — Görmüyor musunuz? dedi; ka- sabadan koskoca bir su akıyor. Filhakika kasabadan Tohma su- yu namında sapsarı bir su akıyor- du. — Bu suyu mu içersiniz?.. — Evet... Bazı memurlar, hâkim, müddeiumumi filân, civardan mer - kaplerle su getirtirler ama yazık paraya! Bu suyun nesi var? — Evet nesi olabilir? Sustum. Felâkete bakın ki daha evel ben de bu zatın evinde bir bar- dak su içmiştim! Olan olmuştu. Ne Galiba dik dik yüzüne bakmı- şım! gülümsedi! x — Yok, canım o sudan değil.... — Evet inşallâh değildir. Bu iki hatırayı anlatmaktan maksadım, memlekette su derdinin ve bu dertten evel, kül- tür, bilgi sahibi insanların iş başın- da bulunmasının ne kadar mühim olduğunu göstermektir. Su, dertle- rimizin biridir. Asıl büyük derdi - miz, büyük şehirlerimizin dışın - da kalan yerlere de sıhatı, görgü- yı ve asgari bir kültürü sokabil- mektir. Bunu her tarafa yayılan genç nesil başaracaktır ve çoktan- beri de birçok yerlerde başarmıya başlamıştır. 1 Sahil boyundaki güzel villâları ile, plâjlariyle, mükemmel gazino- lariyle, şehirde yeni açılmıya baş- lanan geniş ve ağaçlı caddeleriyle, sivrisineklerle yapılan mücadele- siyle, nihayet su davasını halletme- siyle Antalya buna güzel bir misal- dir. ğ SS Ankara Borsası 24 Ağustos 1939 Fiyatları ÇEKLER Açılış F. Kapanış F. sürüğğken Tgüreeikiki Londra 5.93 5.93 Nevyork 126.675 — 126.675 Paris 3.355 3.355 Milâno 6.6575 6.6575 Cenevre 28.5725 — 28.5725 Amsterdam — 68.20 68.20 Berlin 50.7275 — 50.7275 Brüksel 214475 — 21.4475 Atina 1.0825 1.0825 Sofya 1.56 1.56 Prag 4.3425 4.3425 Madrid 14.035 14,035 Varşova 23.72 23.72 Budapeşte 24455 24455 Bükreş 0.905 0.905 Belgrad 2.8925 2.8925 Yokohama — 34.62 34,62 Stokholm 30.575 30.575 Moskova 23.9025 — 23.9025 ESHAM VE TAHVİLÂT 1933 Türk Borcu I. 19.275 19.275 ( Peşin ) 1938 ©» 5 İkramiyeli 19— 19.30 “' 25 -8 - 1939 Almanya ve Savyetler (Başı 1. inci sayfada) kuna iltihak edecek olursa bu darbe, totaliter cephe için pek a- ğır olacaktı. İkinci ihtimal, an- cak müfrit bedbinler tarafından düşünülmüştür. Çünkü mihver politikasının hedefleri ne oldu- ğunu Savyet Rusya hiç olmazsa herkes kadar biliyor. Bu hedef- ler, Avrupa'nın şarkını ve cenup- şarkını totaliter cephenin hükmü altına almak, Karadeniz, Ege ve Akdeniz'de hâkim olmak, Baltık denizinden Asya ortalarına ka- dar, Rusya'yı amansız bir ihata ve tazyik çenberi içine almaktır. Totaliter cephe ile birlikte çalı - şan Japonya ise Çin'de yerleşi - yor. Daha geçen sene İspanyol demokrasisi aleyhindeki müca - deleye, totaliter cephe tarafın - dan, Savyet Rusya ve komüniz - me karşı bir haçlı sefer manzara- sı verilmiştir. Gerçi henüz ingi- liz ve fransızlarla müzakere ke- silmemiş olduğu için tamamen tahakkuk etmiş gibi telâkki edil- mek doğru olmıyan üçüncü ihti- mal, yani bitaraflık kalıyor. Aca. ba bu bitaraflığın şartları ne ola- caktır? Eğer bu şartlar mihver politikasının, Avrupa şarkında, Balkanlar ve Karadeniz'de ve U- zak - Şark'taki faaliyetlerini tah- dit eder mahiyette ise, o zaman Temps gazetesinin mütalealarına hak vermek lâzımgelir. Moskova ile Berlin'in anlaşma hâdisesini Avrupa tarihinde görülen siyasi teahhütlerin en mühimmi, akide değiştirmenin en beklenilmiyeni addeden Temps gazetesi diyor ki: “Bu paktın mevcudiyeti, za - hiren, komintern aleyhindeki paktın hükümsüz kalması, nazi rejimi akidelerinin inkâr edilme- si, ve Almanya'nın Baltık devlet- lerine, Ukranya ve Karadeniz'e doğru genişleme plânlarının ter- kedilmesi mânasını tazammun etmektedir. Öyle tahmin edilebi- lir ki müşkül bir mevkide kalan Fiiı'j: e ihdae attiği / tahliladan uza faşmak için, acele ediyor ve sahnevi mahiyette diplomatik bir muvaffakiyetle rejimin zavahiri- ni kurtararak kendine sevkulcey- 'şi bir ricat temin ediyor.,, Ne olursa olsun, hâdise İngil- tere ile Fransa'da totaliter cep - henin, tecavüz cesaretini teşvik eder mahiyette görülmüştür. İki gündenberi Londra ve Paris'teki kararlar, başlaması imkânı artan bir harbe süratle hazırlanış ted - birlerinden ibarettir. İngiltere ve Fransa teahhütlerine sadık kal - dıklarını şimdi her zamandan daha kati lisanla ilân etmekte - dirler. Eğer herhangi bir emriva- ki darbesi, Polonya'yı müdafaa - ya sevkedetek olursa, garp dev - letlerinin derhal kuvet müda- halesinde bulunacaklarına şüp- he etmemelerini, sefirler Ber- lin ve Roma'ya bildirmişlerdir. Savyet Rusya'nın, hemen ferdası günü ideolojik mücadele mütare- kesinin feshi ile tetviç edilecek o- lan bir totaliter cephe zaferine yardım edeceğini tasavvur et- mek doğru ve mantıki olduğunu zannetmiyoruz. Onun için bun- dan sonra gelecek haberlerin, bi- zi, sulhu tehlikeye koymak de- ğil, belki sulhu kurtarmak mak - sadiyle yapılmış olan bir teşeb- büsün neticeleri karşısında bıra- kacağına itimadımızı muhafaza ediyoruz. Yazımızın _ba!ın_"g" cında söylediğimiz gibi, vaziye - tin daha iyi bir tahlili, ancak ye- ni tafsilâttan sonra mümkün ola- K F.R. ATAY Yunanistanda iki sınıf daha silâh altına çağırıldı Atina, 24 a.a. — Harbiye nezareti- nin bir tebliğine göre 1936 vî'ı“îj” si- nıflarına mensup olan ve tebliğde şu- beleri göıterilmiş bulunan sahra Eop' usu, ağır topçu, cebel topçusu, süva- l ve, telgraf ihtiyatları, fırka manev- î:larmı iştirâk etmek üzere silâh al- tına çağrılmıştır. Yabancı mem.leket E lerde bulunanlar ile halen bahriyede, v Manevra kıritiği yapıldı (Başı 1. inci sayfada) geçit resmi için bütün nakil vasıtala- rı daha sabahtan tutulmuş bulunuyor- du. Bu münasebetle bugün ve bu ak- şam Edirneye Trakya'nın her tarafın- dan binlerce kişi gelmiş ve şehrin bü- tün otel,pansiyon ve evleri misafirler le dolmuştur. — KADRİ OĞUZ Mısır askeri heyeti ve ataşemili- terler dün Trakya'ya gittiler İstanbul, 24 (Telefonla) — Bir müddettenberi memleketimizde bu - lunmakta olan Kahire Topçu kuman- danı Elzeydi paşanın reisliğindeki Mısır askeri heyeti we ataşemiliterler bu akşam kalkan hüsusi bir trenle E- dirne'de yapılacak geçit resminde bu- lunmak üzere Trakya'ya gittiler. Aklı;scı—'c_l;ı ceviz kadar dolu yağdı Zarar 50.000 lira... İzmir, 24 (Telefonla) — Akhisa- |rin Apaklı köyüne 45 dakika müddet- İle yağmurla karışık olarak ceviz bü- yüklüğünde dolu yağmıştır. Dolu yü- zünden bir çok evlerin camları kırıl - mış, sıvaları dökülmüştür. Bostanlar, bağlar ve pamuk tarlalarının bu yüz- den gördüğü zarar 50.000 lira radde - sindedir. Zarar gören çiftçiler bu yıl| vergilerinin tecili ve kendilerine yar-. dımda bulunulması için alâkadar ma-l kamlara müracaat etmişlerdir. Dolu, Manisa'nın Çatalazmağı mıntakasın - da da bağları bozmuştur. Fırtına es - nasında düşen yıldırımlardan birisi, bir mandayı öldürmüştür. Üzüm piyasası dün İzmir'de törenle açıldı İzmir, 24 (Telefonla) — Üzüm pi- yasası bugün borsada vali Etem Ay - kut, ihracat tacirlerinin ve müstahsil- lerin de hazır bulunduğu bir törenle açıldı. İlk satış muamelesi, ihracat ta- sında yapıldı. Fiyat öğleden sonra bir kuruş düştü. Fakat bu düşüş normal - dir, Müstahsiller, bilhassa İngiltere - nin üzüm ve inciri takas İistesine sok mak kararından sonra, memnundur. İlk incir mahsulü vapura yüklendi Bugün gene törenle ve limandaki vapurların düdük sesleri arasında .!Şn vers'e 30 tonlul ilk kuru incir parti - si gönderildi. Borsada da satılan incir lerin miktarı 1000 çuvalı buldu, stok kalmamıştır. ——— e ——— KÜÇÜK DIŞ HABERLER X Londra — “Selâmet ordusu” yük sek meclisi Jorj Carpenter'i kendisi ne yeni reis aeçmışfır. X Sofya — Hükümet, bir takım ip- tidai maddelerin bilhassa deri, deba - ğatta kullanılan madelerin, mensu - cat ve hayvan yemlerinin ihracıhı me- netmiştir. X Londra — İngiltere bankasının iskonto fiyatı yüzde 2 den yüzde 4 de çıkarılmıştır. X Roma — Papanın bu akşam İtal- YAr sa_a'tıylcbsaat 19 da bir nutuk söy- liyeceği ve bu nutkun radyo ile neşre- dileceği haber verilmektedir. k xX .l_(alnbfrra — Başvekil B. Men zies, önümüzdeki üç sene zarfında 3000 pilotun antreman yapmaları için nakten Y"df“'fdâ bulunmak suretiyle î:_;ğ“gî:nğ;îl hava kuveti, ihdasına değzğeon:iîa c— Bü ayın 19 unda Ak- Southampton’deveıan YUDMmak. Haf brbimore v an hareket etmiş .olfın Gest ve ZiĞi Pl_lruna_ yolunu değiştir- rilmiştir. SRİZE gitmemesi emri ve- soıîaî:g;îıa— Ljoubljîn’nın büyük lille kadar geee < öylülden 11 ey X Belgrak Oi 4 rcelitin biğlüci Şıldö—"K%-ra-ı. ikinci Pierre on lacak olan te;;fllunun _yakuîı_da df tiyle bütün ldi merasim m:ı_njısebe_ - İf şenliğin fmemleket, bu büyük miL Gi için kalı ŞVkalâde muazzam olma - X Belgr. Tanmaktadır. Yunanistanatiı— Gazetelere nazaran tediyata ait e _Yu_goşlıaw:ya a.rasmda sadiyle önü yeni bıır ıtıl.af_ akti n:ak - Körclein gir!inşıızdekı.ay içinde müza - o"d"aşı ecl;înr.b akşam radyo — a bu da sulh lehinde heı;'ecanlı bir hitabe- de bulunm XL UŞtur,. müstahsillerden “Reşat Leblebici aı-'a—r FRANSA'DA ASKERİ TEDBİR! (Başı 1. inci sayfada) Bu toplantı, tamamiyle beynelmilel vaziyetin tetkikine tahsis edilmiştir. Daladiye, ittihaz edilmesi icabeden askeri tedbirlerle emniyet tedbirleri hakkında izahat vermiştir. Bone, meclise harici vaziyet hak « kında malümat vermiştir. Mumaileyh, bilhassa alman - sovyet misakını Mos- kovadan Naggiar tarafından telefon- la verilmiş olan metnine nazaran tah- lil etmiştir. Nazırlar meclisi içtimaının sonun - da nazırların bugünlerde yeniden bir takım toplantılar daha — yapacakları söylenmekte idi. Bu münasebetle ba- zı siyasi mahfillerde beynelmilel va- ziyetin vahamet kespetmesi takdirin- de bizzat Başvekilin bütün fransızları ittihada dâvet edeceği ve bu ittihadın ilk ifadesi olmak üzere bir milli bir- lik kabinesinin teşekkülü olacağı in- tibar mevcut idi. Berlin'deki fransız sefiri, dün ak- şam günün meseleleri hakkında ken- disine bazı malümat verilmek üzere hariciye müsteşarı Woermann tarafın dan kabul edilmiştir. Silâh altına çağrılanlar Paris, 24 a.a. — Yeni ihtiyat konten- janlarının silâh altına çağrılması hak- kında dün akşam verilen karar, sefer- berlik kâğıtlarının üzerinde 3 ve 4 nu- malar bulunanları istihdaf etmekte- dir. Bunlar, dün gece belediyeler önüne asılan ilânla çağrılmıştır. Üçüncü ve dördüncü sınıf efradi silâh altına davet edilmeleri ile aynı zamanda bu sabah seferberlik cüzdan- ları iki numaralı olan hudut mıntaka- ları ihtiyat efradı da silâh altına çağ- rılmıştır. Paris daima sakin Paris, 24 a.a. — İki, üç ve dört nu- maralı askeri vesikaları hamil ihtiyat sınıflarının silâh altına çağrılması, hu susi nakil vasıtalarına vaz'ıyet edil - mesi için verilmiş olan emir Paris'in sükünetini hiç bir veçhile ihlâl etme- miştir. Parislilerin çehrelerinde sü - kün ve azim niasneleri okunmakta ve hitler ve gazeteciler şahit olmaktadır- lar. “Sinir harbi” denilen şeyin iflâs etmiş olduğu bugün anlaşılıyor. Fran sızlar, sükünetini muhafaza etmekte olan hükümetin arkasında ayniyle o - nun gibi sükünet içindedir. Fransız Başvekili Daladiye, akşam üzeri general Gamelin ve general Cor- sön ile görüşmüştür. Daladiye Fransa'nın İngiltere Bü - yük elçisini de kabul etmiştir. Fransa hariciye nazırı Bone İngil - tere, Polonya, Romanya büyük elçile- rini kabul etmiştir. Fabrikalara vaz'ıyet ediliyor Paris, 24 a.a. — Resmi gazete, mil « l? müdafaa için çalışan bütün mües - esseselere cihet askeriyece vaziyet e- dilmesi hususunda yarın bir emirna - me neşredecektir. Başvekil Daladiye yarın akşam rad- yoda bir nutuk söyliyecektir. Nutkun saati henüz tesbit edilmemiştir. Bütün ingiliz ve fransız gazete mu- habirleri bu akşam Almanyadan ay- rılmıştır. Senelik atletizm programı Atletizm federasyonu bu aydan i- tibaren gelecek senenin mayıs ayı so- nuna kadar bütün yurtta yapılacak o- lan atletizm faaliyetinin programını hazırlamıştır. Bu programa görte : Eylül 1939 — İstanbulda Türkiye birincilikleri. Balkan oyunlarına ha- zırlık olmak üzere İstanbulda kamp. Macar atletlerinin teması, İlkteşrin — Balkan olimpiyatları- na iştirâk. İkinciteşrin — Kapalı salon çalış - maları. Birincikânun — Kapalı salon ça - lışmaları. Bilumum bölgelerde Ata- türk koşusu. İkincikânun 1940 — Kapalı salon - larda atmalar. Kır koşuları. Kapalı yerde pentatlon (Ankara, İzmir, İs- tanbulda),. Şubat — Bölgelerde beden terbiye- si genel direktörlüğü kır koşuları. Bütün bölgelerde kır koşuları. Mart — Türkiye kır koşusu birin- ciliği (Ankarada). Balkan kır koşusu birinciliği (İstanbulda). Nisan — Bölgelerde pist koşuları. Maraton birinciliği. Ankarada: An- kara, İstanbul, İzmir bölgeleri arasın- e (Royter) — Hükümet da üç şehir mücal arı. ÜÜNLRE L e e. AŞi Z ka e GÜĞ n

Bu sayıdan diğer sayfalar: