Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
'*. Şer B0i S TÜ < 12.8. İnsan ve külfür : Kendisine zarar veren propaganda Alman propaganda nazırı Dr. Göbbels, Venedik'te serbest mes- lekler birliğinin toplantısında bir nutuk söyliyerek, mihverin tarihi misyonundan bahsetmiştir. Dr. Göbbels'e göre, mihverin ta- rih önünde üzerine aldığı vazife, milletler arasındaki hukuk müsa- watı mücadelesini milletlerin hüri- yetini temin etmek suretiyle bitir- mektir. Geçen asırda, fransız ihti- lâli Avrupa burjuazisini hüriyetle - rine kavuşturmuş ve bunu yaptığı — jiçin, fikirler üzerinde, büyük otori- tesini kurmıya muvaffak olmuştu. Tıpkı bunun gibi, bu asırda da, Al- manya ve İtalya'da doğmuş olan hareket, Avrupa milletlerini hüri- yete kavuşturacak ve bunu yapmak istediği için de, fikirler üzerinde büyük otoritesini tesis eyliyecektir. Alman propaganda nazırı, “mil- letlerin hüriyeti,, gibi şâmil bir tâ- bir kullanmakla beraber, kastetti- ği, yalnız Avrupa milletleridir, Çünkü, aralarında hak beraberliği temini neticesinde Almanya ve İ- talya'nın liderliği altında toplana- eak olan milletler, “yeni bir Avru- pa,, yaratmış olacaklardır. O halde, Avrupa dışındaki mil - letler ne olacak? ı Fransız ihtilâli, fransız'ın hakkı için değil, insan'ın hakkı için doğdu ve döğüştü. Gerçi neticede, insan'ın hakkına yalnız avrupalı fertler ka- vuşarak Avrupa dışındaki milletle- ryin fertlerine ait olan haklardan bahsedilmez oldu. Hattâ, hür in- sanlardan mürekkep avrupalı milli câmiaların, daha doğrusu bunları idare etmekte olan devlet adamla- rının, nesilden nesile aynı hatayı işliyerek, Avrupa dışındaki despo - tik câmiaların müstebit hükümd. lakı ile menfaat birliği yaptıkları ve buralardaki geri, despotik, teok- ratik nizamların sürüp gitmesini te- min eyledikleri, muhakkaktır. Fa - kat bu, ne fransız hitilâline ne de bunu temsil etmiş olan büyük a- damlara ait bir hatadır. Haddiza- tında, fransız ihtilâlinin bütün filo- zofik ve ideolojik zemini, “hür in- san” a göre dokunmuş ve işlenmiş- tir. Dr. Göbbels'in, “liberalist” ni- zam deyip geçtiği büyük hâdisenin eğer böyle haddizatında yüksek bir gayesi ve bunu sevdirecek ifade va- sıtaları olmamış olsaydı, ne on do- kuzuncu asır hareketlerini kendi etrafında toplamıya, ne de bugün- kü çetin mücadelesini yapmıya mu- vaffak olmuş olurdu. Zira, bugün dahi, dünyadaki bütün reaksiyon- ları göğüsliyen ve onlara karşı ko- yan, gene fransız ihtilâlidir. Fakat Dr. Göbbels, bir propa- ganda nazırı ol a rağmen, bu asırda ve bütün dâvaların asgari ölçüsü heyetiumumiyesiyle bu küre ve bu insanlık olduğu halde, bir ye- ni Avrupa'dan bahsetmekte hiç bir beis görmüyor. Ve Avrupa ile Av - rupa dışındaki dünyayı, karşı kar- şıya koymaktan ne politik bir endi- şe, ne de felsefi ve ilmi bir iffet hissi duyuyor. Milletler arasında müsavattan ve milletler arasında bir hak bera- berliği olması lüzumundan bahse- debilmek için ilk şart, milletler a- rasında, bir takım istisna ve tercih- ler yapmamaktır. Kaldı ki, muhterem nazırm bah- settiği tarihi misyona, mihver, Av- rupa dahilinde dahi sadık kalma- mıştır. Çekoslovakya ile Arnavut- bundan ibarett ir. Acaba üçüncü Rayh'ın propaganda nazırı, bu ka- darcık olsun etrafını göremiyor mu? Ve nasıl oluyor da, bir yandan sulh cephesinin bir çemberleme si - yaseti olduğunu iddia ederken, bir yandan, mihverin weedi kendisini tecrit etmesi demek olan bu gibi Mmütalealarda bulunuyör. Daha ge- çenlerde, ingiliz hariciye nazırı Lort Halifaks, mihver'i hiç kimse- nin tecrit etmek istemediğini yalnız mihverin kendi kendisini, ekonomi- sinde, politikasında ve ideolojisin - de tecrit eylediğini işaret etmişti. Dr. Göbbels'in son beyanatı, bunu sarahatle teyit etmektedir. Bilmiyo- ruz, doktorun vazifesi mukabil ta- rafın devlet adamlarına hak mı verdirmektir yoksa, Venedik'e ha- reket ederken, yanına yanlışlıkla 1914 nutuklarından birini mi alıp gitmiştir. Burhan BELGE Dahiliyede tâyinler Dahiliye vekâleti bazı idare heyeti âzaları ve kaymakamlar arasında yeni den bazı tayin ve nakiller yapmıştır. Bunlar arasında Konya idare heyeti âzalığına Seyhan idare heyeti âzasın- dan Zeki Yılmaz, Seyhan idare heyti âzalığına maden kaymakamı Vakkas Ferit Sayaş, Sivas idare heyeti âzalı- ğına Seyhan idare heyeti âzası İsmail Hakkı İlder Seyhan idare heyeti âza- lığına Sivas idare heyeti âzası Vehbi Berkin,, Çidekdağı kaymakamlığına hukuk mezunlarından Fuat Arna, Sor gun kaymakamlığına Kulp eski kay - makamı Ekrem Talat Avşaroğlu, Dur sunbey kaymakamlığına yaylak kay - makamı Münir Alkan, Sungurlu kay- makamlığına Divrik kaymakamı İs » mail Hakkı Say naklen be yeniden ta- yin edilmişlerdir. İstanbul'da Eyübün imarı Eyüp, İstanbul'da tariht binaların adeta tekâsüf ettiği bir noktadır. Hu- susi bir mimarisi olan cami, etrafın - daki türbeler ve mezarlıklar, gene bu- radan kürulmuş olan çarşı ve imaret- ler, aralarındaki ahenkle bir güzel e- serler topluluğu yapmaktadır. Sanat zevki veya pitoresk merakı olan het yabancı bu güzel semti asla ihmal et- memektedir. Burasının tarihi ve bedit kıymetini korumak üzere geniş bir i- mar teşebbüsünü haber aldık. Eyüpte mezarlıklar belediyeye, ta - riht türbeler Maarif Vekâletine, cami evkafa ait olduğundan ve bunların topluca tamiri icap ettiğinden başve - kâlet her üç idareden birer zat seçile- rek bir komisyon teşkili için teşeb - büse geçilmesine ait emirleri vermiş- tir. Bilecik valiliği Bilecik valiliğine mülkiye müfet - Ortadaki hal ve manzaralar da,| . Serseri yahudiler İzmir'deki yahudi vapuru dünde hareket edemedi İzmir, 11 (Telefonla) — 600 Çek yahudisini hamil Marisa vapuru bu- gün de li dan kalk - Akdneizde aynı şekilde üç vapurun daha dolaştığı, bunlardan başka Feni- ke'ye iki vapurun geldiği, birinin ka- raya oturduğu, bilâhare yüzdürüldü- ğü, yolcuların tekrar vapura bindiril- diği söylenmektedir. Çek yahudilerine yardım cemiyeti- nin Varşova mümessili tayyare ile İs- tanbul yolundan bugün şehrimize gel- miş, alâkadarlarla temas etmiş, sonra vapura giderek musevilerle görüşmüş tür. Mümessil kendilerine itidâl tav- siye etmiş, sahillerimize çıkmalarının imkânsızlığını anlatmıştır. Yahudiler ısrarda devatln etmekte, vapurun için- de bağırıp çağırmaktadırlar. “Ekmek, Su, alkol isteriz,, yazılı büyük bir lev- ha göstermektedirler. Vapurun kö- mür, ekmek ihtiyacı tamamen temin edilmiştir. Bugün gemi kaptanına Osmanlı Bankasından 300 ingiliz li - rası gelmiştir. Bu para ile yeniden kömür alınacaktır. ? Yarın akşam geminin hareket ede- ceği söyleniyor. Vapurda ölenler bu- lunduğu hakkındaki haberler asılsız- Niğde Valisi vazifeye başladı Niğde (Hususi) — B. Faik Üstün"- ün Adana valiliğine tayiniyle inhilâl eden Niğde valiliğine tayin olunan Sümerbank idare meclisi reisi B. İs- mail Hakkı Apaydın şehrimize gel- miş ve vazifesine başlamıştır. Kendi- sine muvaffakiyetler temenni ede - biz. Ü Halayda foprak mı;hsulü hastalıklariyle mücadele! Antakya (Hususi) — Toprak mah- suüllerine arız olan hastalıkları ve |bunlara dadanan haşereleri yok et- mek için Hatay vilâyetinde mücade- leye girişilmek üzeredir. Bu işleri yakından tetkik etmek üzere Adana ziraat mücadele istasyonu müdürü B. Haydar İrkel ile asistan B. Sadri bu- günlerde Hatay'a geleceklerdir. - e AT Fi Bölge yüzme birincilikleri Beden Terbiyesi Ankara bölgesi su sporları ajanlığından: Geçen hafta başlamış olan bölge Yyüzme birinciliklerine yarın saat 15 de Karadeniz havuzunda devam edile- cektir. Bu müsabakalara kulüplerden iştirak edecek yüzücülerin behemhal Tisans ibraz etmeleri lâzımdır. Tale - lerden lisans aranmıyacaktır. Bunlar derece alırlarsa da puvana dahil değil dirler. Puvanlar onlardan sonra ge - len kulüp mensubu yüzücülere verile- cektir. Hakemler: karar hakemi su sporları ajanı, diğer hakemler: En - ver, Fuat Pura, Ziya Ozan, Namık. Program: 1 200 metre serbest 2 — 100 metre sırtüstü 3 — 50 metre sırtüstü (küçüklere). 4 — 1500 metre serbest 5 — Atlamalar (b, c, d, e, £.) tişlerinden Ali Seyfi Tülümen tayin edilmiştir. 6 — 4 X 200 bayrak yarışı Günün p;şindeiı Kiralar Şu, yeni teselliyi duymuşsunuzdur : “— Ev tutmak için acele etme- yin... Kiralar adam akıllı inecek!..” Bu kati hükmün sebeplerini me- rake diyorsunuz. İlk hatırınıza ge- len devletin yapmak kararında ol- duğu memur mahallelerinin inşala- rıma başlıyacağı müjdesidir. Fakat hatabmız, hiç akl gelmiyen mucip sebebi anlatıyor: “— Barem tatbik edilince bazı maaşlardaki tenziller dolayısiyle kiralar muhakkak ocuzlıyacak!,, Ne boş ümit! Devlet baremi de- ğişebilir, fakat Ankara'da kiralık ev baremi değişmez... Geçen gün, apartımanının üç katı birden boş o- lan rantiye bir ahbap, 70 liralık da- ireyi üç aydanberi neden 65 e ver- mediğini şöylece izah etti: “— Eğer bir daireyi 65 e versem 8 daireyi birden aynı fiyata düşür- mek lâzım... Bu da ayda 40, sene- tabii siz de .| de 480 liralık bir gelir azlığıdır. Onun için boş dursa bile gene di- ğerlerinden ucuza vermeme imkân yoktur!;, Ankara'da her sene, bilhassa bu mevsimlerde kiraların düşeceği şa- yiası çıkar. Bu, belki, kazancın va- sati üçte birini mesken parası ola- rak ödiyen kiracının kendi kendini teselli etmek için bir temenniden ibarettir. Ankara'da aynı temenni- yi birçok ileri sürenler olduğundan, arzu, bir hâdise halinde uzanır ve bir kanaat halini alır. Fakat kiralar hiç düşmez ve bu dert bir devlet müdahalesi Gcimadan devaya kavuşmıyacaktır: 9835 te Ankara'da 122.650 vatandaş, 17372 ev vardı. Bugün Ankara'nın nüfusu 180 bini aşmıştır. Ev sayısı ise daha 19 bini bulmamıştır. Arsa fiyatları ziynet eşyası sevi- yesini muhafaza ettikçe, inşa için kredi bu kadar pahalı oldukça, ba- zı malzeme meselâ İstanbul fiyatı - na göre yarı yarıya yüksek bulun- dukça ve nihayet bu şehir nüfusu, vatanın diğer bütün köşeleri için di- lediğimiz bir süratle yükseldikçe Ankara'da mesken buhranı hallo- lur mu? Derhal cevap verelim: as- lâ! Lütfen kaleye civar mahallele - re doğru bir gezinti yapınız: Ah- şap, çürük, ışıksız bir odanın içind sıkışıp kalmış olan bir ailenin dert- li haliyle, Yenişebir'in asfalt cadde- lerindeki modern yapıların pence- relerinde boyuna rastladığmız (ki- ralık) levhalarının ne kadar garip bir tezat teşkil ettiğine dikkat edi- niz. Fakat ufak memur, bütün ma- aşını verse, bu asfalt cadde üzerin- de ancak iki tavan arası odası bula- bilir. Işıksız, akar susuz, sokaksız eski Ankara'yı, gözlerimizin önün- de devama mecbur eden sebep, işte bu mesken derdi'dir. Ve tekrar e- delim, onun tasfiyesi için radikal bir devlet müdahalesine lüzum var- dır. Devlet bu ihtiyacı âcil bulduğu için üç numaralı plânda başşehirde memur mahalleleri inşasına bir yer ayırmıştı. Emlâk bankasında bütün Gümrük memurları arasında yapılan yeni terfiler Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti, merkez memurları arasında yeniden bazı terfiler yapmıştır. Vekâlet yapılan bütün bu terfi - lerde yeni barem kanunu esaslarını da göz önüne almış bulun- maktadır. Bunları sırasiyle yazıyoruz: bulutlu geçti Dün şehrimizde hava öğleyin yağ- murlu ve umumiyetle bulutlu geçmiş, rüzgâr garpten saniyede en çok 9 met re kadar hızla esmiştir. Günün en yüksek sıcaklığı 35 dereceye kadar yükselmiştir. Yurdda Egenin cenup kısımlarında hava açık, cenup bölge- lerinde bulutlu, diğer yerlerde umu- miyetle çok bulutlu ve yer yer yağ- murlu geçmiştir. 24 saat içindeki mevzii yağışların metremurabbaına bıraktığı su miktarları Edirne'de 7, Kütahya'da 6, Merzifon'da 2, Kars'ta 2 kilogramdır. Rüzgârlar orta ve doğu Anadolu bölgelerinde garpten, diğer yerlerde umumiyetle şimal istikametinden sa- niyede en çok 9 metre kadar hızla esmiştir. Yurdda en yüksek sıcaklar Balıkesirde 28, Sivasta 30, Niğde'de 32, Kayseri'de 33, Kiırşehir'de 34, Bodrumda 35, Islâhiyede 36, Nazilli- ve Adana'da 37, Diyarbakır'da 38 de- recedir. Ş. Karahisarda kuvetli bir kasırga oldu Şarkikarahisar, 11 aa. — Dün bu- rada cenup istikametinden 12.30 da başlıyarak 12.33 de nihayet bulan ku- vetli bir kasırga olmuştur. Kasırga kasabanın yüksek bir mevkiinde bu- lunan postane binasının çatısındaki saçlardan bir kısmını sökerek civara atmıştır. Başkaca zayiat yoktur. Muğla'da şiddetli sıcaklar Muğla, 11 a.a, — Burada şiddetli sıcaklar hüküm sürmektedir. Dün sı- cak gölgede 37 E_ımışm İzmirde bir vapur mendireğe çarplı İzmir, 11 aa. — Dün akşam Rodosa gitmek üzere limanımızdan hareket eden italyan bandıralı Brioni vapuru Mendireğe çatpmış ve dalga kıranda bir buçuk metre genişliğinde bir ya- rTa açmıştır. Vapur da baş tarafından ve su | i hi d yaral ve su almağa başlamıştır. Kaptan derhal gemiyi limandan çı- kararak demirlemiş ve deliği kapa - mak için tedbirler almıştır. Vapurun yarası bugün liman fen heyeti tara- fından muayene edilecek ve hareke- tinde mah görül yoluna de- etüdü bitmiş olarak duran plânl rın yakında hakikat olmasını te- menni edelim, KUTAY — Çukurova hayvan sergisi Adana (Hususi) — Çukurova hay- van sergisinin bu yıl, birinci teşri- nin ilk gününde açılması kararlaştı - rılmıştır. Karar ziraat vekâletine bil- dirilmiş ve şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. vam edecektir. Mesut bir evlenme B. Zihni Bucak kızı Bn. Yaşar Bu- cak ile Divanı Muhasebat mürakiple- rinden B. Şükrü Süleyman Duna'nın oğlu Nafıa Vekâleti mimarlarından B. Riza Dunanın nikâh törenleri evel- ki gün Beyoğlu belediyesinde iki tara fın akraba ve dostları huzurunda ya - pilmıştır. Genç evlilere mesut bir ö- mür temenni ederiz, luk, meydandadır. Eğer bunların da millet olma vasıfları tam değil idi ise, Avrupa'da dahi, mihverin meşhur misyonundan istifade ede- miyecek daha birçok milletler var demektir. Dünya istifade edemedi, Avru- palı birçok milletler de istifade e- demedi. O halde, bu harikulâde yirminci asır inkılâbı, kimler için- dir? Hak müsavatı kimler arasında teessüs edecektir? Birkaç büyük Avrupa milleti arasında mı? Fakat buna inkılâp, ihtilâl filân- demez- ler, buna dense dense, dünyayı müş- tereken kullanıp faydalanmak için kurulmuş bir “komandit şirket,, denir. Ve böyle bir şeyin, öyle Dr. Göbbels'in tevehhüm ettiği gibi, fizirler üzerinde otorite filân tesis eylemesine imkân yoktur. O kadar ki. hattâ bu şirkete girecek vasıfla- rı naiz olan büyük milletler bile, 'bu kadar acemi ve aç gözlü ortak- larla tehlikeli bir işe girişecekleri- ne, mihver tarafından millet telâk- Li olunmıyanlara millet mevkii ver- meği tercih ederek, kendilerinin bir “yeni Avrupa” değil bir “yeni dünva., peşinde olduklarını isbat e- derler ve daha insani, daha filozo- fik ve daha idealist bir görüşe ııl;ı;p olduklarını gösteri * Yahudi '!ı'ıülteciler üçıyJ Yü âvâre dolaşıp her yerde kapıları karşılarında sım- sıkı kapalı bulan ve şimdi İzmir li- manında kara hasretiyle yanıp tu- tuşarak kaptanlarına isyana kalkı - şan çek yahudilerinin hazin mace - rasını okumuşsunuzdur. Hakikaten, bu adamlar ne olacak- lar ? Göstence limanından gafil davranıp bu belâyı nasılsa başına sarmış olan gemi kumpanyasının da bu yüzden uğradığı zararı düşünün. Üç aydır, gemi liman liman müşte- rilerini dolaştırıyor, mütemadiyen kömür yakıyor ve belki de üstelik içindekileri beslemiye mecbur kalı- yor. Fakat ne yapsın, hiç bir yerde karaya çıkarılmalarına müsaade e - Uruvrmalar dir. Her kapı çalınmış ve her yerden aynı ret cevabı alınmış olduğuna göre bu mültecilerin akibeti ne ola- cak ? Nihayet bu adamlar seneler - ce böyle denizde dolaşamazlar ya!.. Hayvanları koruma cemiyetleri var. Ölüme mahküm edilen hayvan- ların eziyetsizce imha edilmeleri i- çin mücadele ediyor, tedbirler alı - yor. . dilmediği için bunları kaldırıp de- nize dökemezya. Hem böyle bir şe- ye karar verse bile denize dökülen- lerin içindeki 600 mülteci değil, ancak kırk kişiden ibaret tayfalar olacağı muhakkaktır. Medeniyet dev adımlariyle ilerli- yor, diyoruz. Fakât böyle bir hâdi- se orta çağın en karanlık zamanla - rında bile belki vukua gelmiş değil- RU. t lar için de anlaşılıyor ki ar- tık böyle bir cemiyete ihtiyaç hasıl olmuştur. Madem ki ortada nasıl ol- sa ölüme mahküm insanlar var. Bun- ların eziyetsizce imhalarını temin etmek her halde bu biçareleri ay - larca işkence içinde kıvrana kıvra- “na ölüme mahküm bırakmaktan ev- lâdır. Onun için, asırlardanberi üzerin - de yaşamış oldukları topraklardan biçare insanları koparıp atan, ve bunları kimse almıyacağı için bile bile ölüme mahküm edenler, bari biraz insaniyet gösterip arkaların - dan bir de denizaltı gönderseler, ve denizin ortasında gemiyi torpille - yip onları işkenceden kurtarsalar. Çünkü yirminci medeniyet asrın- da bu insanları kurtarmak için bun- dan daha insanca bir tedbir maale - sef hatıra gelmiyor. ee Bedava plâj Şimdi İstanbul gazeteleri be- dava plâj havadisleriyle dolup bir de baado mızıkanın halkı eğ- lendirmesine karar verilmiş. Gördünüz mü cömert belediye- yi. Bari, oldu olacak, plâja bir de bedava gazino ilâve etse de, ih- sanını tamamlasa. Yıldırım cezası Halk için bu derece cömert davranan İstanbul belediyesi o- nun sıhatı üzerinde çok titiz dav- ranıyor ve buna riayet etmiyen esnafı pek şiddetli cezalara çarp- tırıyor. Şimdi bir de “yıldırım cezası,, ihdas edilmiş. “Bu da ne demek?,, diyeceksiniz. Şu demek ki bu ceza hiç bir formaliteye tâbi değil. İtiraz kabul etmiyor. Kesildiği dakikada derhal tahsil ediliyor. taşıyor ve denize uzak ların ağızlarının suyunu al İstanbul belediyesinin Salacak'ta yaptırdığı bedava plâj büyük bir rağbet görüyormuş. Şimdi burada İ EKĞIĞK 5 a eee ik Ö Ş Ki HŞT — v STARŞ Doğrusu bazı insafsız ve lâf l esnafı yola getirmek i- '—"__. çin bundan başka çare kalmamış- tı. 70 liradan 80 liraya terfi edenler Gümrük işleri şubesi birinci müdü- rü BB. Sinan Onbulak, tarife şubesi birinci müdürü Pertev Duru, zat işle- ri müdürü Safi Dümer; ekonomik iş- leri şubesi müdürü Celâdet Barbaros- oğlu. 55 liradan 70 liraya terfi edenler Vekâlet hususi kalem müdürü Hüs- nü Özer, tetkik şubesi ikinci müdürü Raif Yurdakul, levazım müdürü E - min Ergüney, gümrük işleri şubesi i- kinci müdürü Emin Gerçin, neşir iş - leri şubesi mütercimi Süreyya Şir - van, hukuk müşavir muavini Sami Belger. 55 liradan 60 liraya terfi edenler Tarife şubesi ikinci müdürü Salâ - hattin Tenmen, tetkik müdür mua - vinlerinden Asım Özerkan ve Reşat Aras. 45 liradan 60 liraya terfi edenler Zat işleri müdür muavini Nurettin Tüzün, 45 liradan 50 liraya terfi edenler Tarife şubesi müze amiri Nail Ak- dara, tetkik amiri Ferit Atacan, güm- rük işleri kısım amiri Şeref Mecan ve Süleyman Vasfi Adıyaman. 40 liradan 50 liraya terfi edenler Ekonomik işleri şube müdür muavi- ni İhsan Pozan, tarife şubesi müdür muavini Bürhanettin Bür, tetkik mü- dürlüğü tetkik amiri Münir Kökten. 35 liradan 40 liraya terfi edenler Levazım müdür muavini Fuat Ker- kut, zat işleri kısım amiri Faham Öl- gen, zat işleri şefi Sadık Alpokay, hu« kuk müşavirliği şefi Muhtar Uluer. 30 liradan 35 liraya terfi edenler Levazım müdürlüğü — mümeyyizi Abdullah Acar, zat işleri mümeyyiz - lerinden Ekrem Nural, Naki Alay, Ab di, Özbek, hukuk müşavir mü izi Zehra Ertal. TETEĞ <40 İlrudun d0 firayu vcift aferikci Aytun, levazım müdürlüğü memurla- rından Muammer Müutlu ve Kemal Tapan, hususi kalem memurlarından Nail Ertan, ekonomik işleri memur - larından Şükrü Tümer ve Bürhahn Şar- man, zat işleri memurlarından Ziya Demirkaya, Hadiye Özbilen, Hasan Karagöz, hukuk müşavirliği memurla rından Muammer Oranlı, tetkik mü - dürlüğü memurlarından Küdret Ö « zünalp, Lütfiye Ürgen, Salâhattin Of- baz, güim-ük işleri memurlarından A- ziz Ökte. 22 liradan 25 liraya terfi edenler Hususi kalem memur namzedi Kad- ri Özmert neşir işleri memur namze - di Fethi Aşkın, tetkik müdürlüğü me murlarından Resai Barbarosoğlu tef « tiş heyeti memurlarından Nusret Ki - rişçioğulu. 20 liradan 25 liraya terfi edenler Levazım müdürlüğü memurların « dan Celâl Şahingil ve Seniye ' Altan, Salâhatin Dipçin, zat işleri memur - larından Basri Çiler, tarife şubesi me murlarından Nuriye Uluer, tetkik mü dürlüğü memurlarından Nezafettin Yapar, Edip Üstün, Hayrettin Soy - ören. 17,5 liradan 20 liraya terfi - edenler Tetkik müdürlüğü memurlarından Kemal Kumcu, Burhanettin Ünal, Kâ- zım Öztekin, Hikmet Akıncı, Hüse - yin Trakya, Remzi Yürtcan, Ali To- la, Lâika Adıyaman,, İzzettin Efeoğ - lu, Hakkı Ünal, Cafer Çetin, Naci O- zunlu, — İzmir framvay ve elektrik şirketile işçiler arasındaki ihti'3f İzmir, 11 aa. — Gazetelerin ver- dikleri malfimata göre, tramvay ve e- lektrik şirketiyle işçileri arasındaki ihtilâfı tetkik eden hakem kurulu, va- li muavininin triyasetinde üç toplantı yapmış, iki tarafın mütalea ve dilek- lerini dinlemiştir. İşçilerin on senedenberi fazla çalış- tıkları zamanlara ait ücretlerin de ve- rilmesini istedikleri haber alınmıştır. Bu para mühim bir yeküna baliğ ol- maktadır. Hakem kurulunun tetkikatı daha bir müddi d'evun decekti n 1 lli d | Ekonomik işleri şube müdürü Asaf