v Pa F - Te * U LUS 18-7-1939 - Maarif Şürası dün törenle açıldı (Başı 1. inci sayfada) bu türlü toplanmalara şeref vererek irfan yolcularını ayni izde yürü- meye bilfül teşvik etmişlerdir. Geç- miş yıllarda Milli Şeft'ini Vekillik makamında asil olarak görmüş bulu- nan cümhuriyet maarifi, zaman zaman topladığı ilmi heyetler ve kongreler- de lekdaşlarımızın kültür l Jerinin etrafındaki fikirlerini söyle- meye bu ruhla imkânlar hazırlamış- tır. nik) memleketteki bugünkü.durumu- nu ve yarın alması düşünülen şekille- rini ihtiva ediyor. Bu, bu öğretim me- selesinde adı söylenip bir türlü yazı- ya geçilemiyen cümhuriyet maarif plânının iptidat olmakla beraber, top- lu bir taslağı sayılabilir. Plân haline gelebilmesi için çok emek ve düşünce sarfı lâzım geldiğini bilmez değilim. Heyetinizin bir kısım mesaisini bu noktaya tevcih etmesinin yerinde ola- cağına inanacağınızı kabul etmekle Maarifimizin prensipleri Girmiş olduğumuz yepyeni medeni- yet hayatının zaruri ihtiyaçlarına gö- re yeniden kurulan ve bütün öğretim derecelerinde tahakkukunu esas vazi - fe bellediğimiz Kemalizm prensiple- Tinden hız alan maarifimizin, bu he- yetlerden elde ettiği faydaları göz ö- nünde tutan Büyük Millet Meclisi, kültür meselelerini Maarif Şürası a- diyle toplanacak salâhiyetli bir heye- te tetkik ettirmeyi kanuni bir müey- yede ile icra makamlarının mesuliye- tine bir ödev olarak tevdi etmiştir. Bugün ilk celsenin açılışında bulun- » makla müftehir olduğum Maarif Şü- rası, işte bu 10/haziran/1933 tarih, 2287 lı kanun hükümlerine gö- -re toplanmış bulunuyor. Kanunun " neşri tarihindenberi epey zaman geçti. Yeni teşkilâtlar, yeni icatlar, Maarif Şürasında daha çok kurumların, daha çok makamların temsil edilmesini za- ruri kılmaktadır. Bunu temin etmek için kanunda yeni değişiklikler yapıl- masını düşünüyoruz. Fakat bugün meri olan kanuna göre Maarif Şürası dışında kalmış olan değerli şahsiyet- lerden ancak bazılarını davete imkân bularak bu boşluğu kısmen olsun dol- durmağa çalıştı. Gelemiyen meslek- daşlarımızın evelce sorup aldığımız cevaplarında yüksek heyetinizden ne- ler bekledikleri bu dileklerin dosyala- rı olduğu gibi sizlere sunulacağı için »meçhulünüz kalmıyacaktır. İşleri da- ima işlerin sahiplerinden dinlemek ve öğrenmekte ameli faydalar olduğuna inanıyoruz. Onların buradaki yokluk- larını bu süretle telâfi edeceğimizi sa- niyorüz. Maarif teşkilâtında ahenk Muhterem arkadaşlar; Bir mühim noktaya dikkatinizi çek- »mek isterim, Kanaatımca bütün Maa- rif teşkilâtı tam ve mükemmel bir ün- siyet olabilmek için her uzvunun biri- | biriyle alâkalı, biribiriyle münasebet- Ni bir şekilde işlemesi lâzımdır. Ben, maarifimizde ahenk lesini ana yanıl ş olduğumu saniyorum. Okuma yazma bilmiyen tek adam bırakmamak.. Sayın meslekdaşlarım ; Cümhuriyet maarifinin biribirin - den mühim ve biribirinden çetin me - seleleri var. Bunların büyük bir kısmı bu içtima devresinde yüksek tetkiki - nize arzedilmiş bulunmaktadır. Güzel sanatlar okullarımızda ve bedeni - ve bedii terbiye ve iş;terbiyesi gibi hep ehemiyetli meselelerde tam hazır ol - madığınız için, bu mevzuları bundar sonraki toplanmamıza terketmek mec buriyetinde kaldık. Takdim ettiğimiz meselelerin başında memleketimizde okuma yazma öğrenmemiş tek adam bı- rakmamak için al lâzım dan duymuş gençler arasından seçip köy hayat şartlarının canlı olarak ya- şadığı öğretmen okullarında yetiştir - meyi prensip olarak ele almış bulunu- yoruz. Bu prensipe göre iki seneden- beri muhterem selefim Saffet Arıkan- in himmetiyle kurmuş olduğumuz köy öğretmen okulları; köy öğretmenliği davasını en iyi surette halletme yolun- da epeyce mesafe katetmiş bulunmak- tadır. Bu öğretmen okullarında yeti - şecek öğretmenlerimiz, köy bünyesi - nin asırlardanberi bize ibram ettiği halde ancak Cümhuriyet devrinde za - ruretini duyurduğu kalkınma hareke- tinin yorulmaz ve idealist yapıcıları olacaklardır. Açılmış ve açılacak köy okullarını beş sınıf üzerine kurmak esasını takip ediyorum. Ve bu hususta Parti prog- ramıhın emrini yerine getirmeyi Maa- rif Vekilliğinin başlıca vazifelerin - den sayıyorum. Ne kadar iyi şartlar altında kurul - muş olursa olsun bir köy okulunun, sadece üç sınıf halinde kaldıkça rolü- nü kati ifa edemiyeceğine kanaatimiz vardır. Onun için bugün mevcut üç sınıflı köy okullarını partimiz maarif programının da tesbit ettiği esaslara uygun olarak, beş sınıfa çıkarmak dü- şüncesindeyiz, gelen âcil tedbirler vardır. İlk öğretim .. Parti programının milli talim ve terbiye düsturlarının birincisinde pek doğru olarak “Maarif siyasetimizin temel taşı” diye vasıflandırılan bu me- seleyi, Maarif davâmızı ilk defa ola- rak tetkike ve programlaştırmaya da- vet edilen yüksek heyetinizin lâyik ol duğu ehemiyetle dikkate alacağından şüphe yoktur. Memleketimizde ilk öğretimin bugünkü durumu hakkında Vekilliğimizce tanzim ve neşroluna - rak takdim edilmiş olan rapor, on beş senelik cümhuriyet idaresinin şehir - lerde ilk öğretim meselesinin mühim bir kısmını gereği gibi halletmiş ol - duğunu sizlere gösterecektir. Şimdi - ye kadar geçirdiğimiz tecrübelere gö- re, şehirlerde ilk öğretim meselesinin bütün bütün halli, gene az çok normal usullerle mümkün olacaktır. Köyde ilk öğretim işine gelince; mesele bu- rada büsbütü. ba;kı bir iyet arzet- ktedir. Meml d mevcut kirk bin köyden otuz iki bininde (bu rakam, merbut okulları muhtarhk]ara bakıp idari yönden değil sırf morfolo- jik durumlarına göre söylüyorum.) nüf dört yüzden aşağı olması ımızdan. biri belliyorum. Ge- rei aarif Şürası dolayısiyle aldığı - mız raporlar, gerek şahsi görüş ve du- ışlarım ve nihayet tesadüf ettiğimiz alar bunun aksini ihsas edecek mahiyettedir. İlk öğretim mensupla - rımız, kendilerine gelen çocukların ai- le muhitlerinden şikâyet ediyorlar. Ve muvaffakiyetlerindeki eksiği okul dışına ve öncesine atfediyorlar. Orta okul öğretmenleri ilk okullardan ge- len çocukların zayıf olduklarını söy - lüyorlar, Lise muallimleri ayni şikâ- yeti, orta okula yükletiyorlar. Üniver- ve köylerin bir çoğunun biribirlerin - den uzak mesafede bulunması, köyde hayat şartlarının şehirdekilerle kıyas edilemiyecek bir manzara göstermesi ; köylerde ilk öğretim meselesinin klâ- sik usullerle halledilmesine imkân Bundan sonra kuracağımız köy o- kullarını da beş sınıflı olarak açaca- ğız. Bunu temin için köy öğretmenini başka memleketlerde olduğu gibi, beş sınıfı birden muvaffakiyetle idare e - debilecek surette yetiştirmek ve onun vazifesini başarı ile yapacak tekniği nazari ve ameli bir surette vermek za- ruüretindeyiz. Bu mesele ruznamenin en mühim maddelerinden birini teşkil stmektedir. Şimdiye kadar ancak 4638 ine öğret- men gönderebildiğimiz 40.000 köyün hepsine öğretmen okulundan çıkmış öğretmen göndermenin, ne kadar par- lak olursa olsun bugün bulunduğumuz şartlar içerisinde ancak bir hayâl ol- duğunu takdir edersiniz. Onun için nüfuslarının azlığı dolayısiyle, öğret- men okulundan çıkmış bir öğretmen göndermeye bugün için imkân bula - madığımız köyleri, eğitmenle okutma- nın zaruri olduğunu yüksek heyetiniz de teslim buyurur. Üç senedenberi memleketin muhte- îfrâ'erlerinde açmış olduğumuz kurs- yetiştirdiğimiz eği kB"yl.:lx ştirdiğimiz egıtmenîerden münlerin ve mahalli idarelerin tahsis ettikleri gelirlerle idare olunan ilk öğretim müesseselerinin, devletlerin üumumi bütçelerinden yardım görme - dikçe inkişaf edemediklerini göster - miştir. Halkçılık#prensipi garp mem - leketlerinde idareye hâkim oldukça u- müumi bütçelerin ilk öğretim işlerine yaptıkları yardımın da genişlediğini görüyoruz. Bugün ilk okullarını yal- nız hususi idareler bütçesinden idare eden memleket, hemen kalmamiş gibi- dir. Komşumuz Yunanistan gibi ilk öğretim masrafını tamamen umumi devlet bütçesine almış memleketler de vardır. Eğitmenler ve ilk öğretim masrafları Eğismen teşkilâtının kuru!duğun darberi bizde de eğitmen kursları ve eğitmen ücretleri umumi bütçeden yardım görmektedir. Diğer taraftan e- gitmenler, ziraat işleri için hükün:e - tin kendilerine ayırdığı topraklardan, ziraat vekâletinin kendilerine temin ettiği ziraf vasıtalardan istifade et - mekle beraber eğitmenli okulların faydalarını yakından gören köylümü- zün okul binası yaptırmak, okul vası- talarını hazırlamak gibi seve, seve, is- teye isteye maddi yardımları da dev- let yardımlarına munzam olmaktadır. Bir kaç senedenberi gerek Büyük Millet Meclisi parti grubunda, gerek vekilliğimizde esaslı bir tetkik mev - zuu olan ilk öğretimin masrafları me- selesi son aylarda yeniden ele alınmış- tır. Sayın Başvekilimizin yüksek tas - vipleriyle Başvekâlet müsteşarının re isliği alttında Vekillimizle beraber muhtelif vekâletlerin müessilllerin - den mürekkep bir heyet, yeniden bu meseleyi tetkike memur edilmiştir. Bu meselenin yüksek heyetinizce de ay- rıca tetkik edilmeğe değeri olduğun- dan şüphe etmiyorum. Arkadaşlar; Orta öğretim müesseselerine ait meselelerimizin en ehemiyet- lisi bu müesseselerin sayısı ıle talebesi miktarının muhtelif ba- kımlardan memleket ihtiyacı ile mütenasip bir şekilde ayarlan- masıdır. Bugün orta öğretim müesselerimizi başlıca orta okullarla liseler teşkil et- mıktedir. b SARETYORE Ği müesseselerinin sayısına ve buraya kadar devamedecek talebenin mikta- rina imkân nispetinde ayarlamak, bir yandan da dersaneleri haddinden -Böyle olduğu halde bizim ders gaat- lerimiz fazladır. Bunun neticesi şu oluyor: öğret « men ders saatini takrirle, talebe de fazla dolu olan okullarda rand kıymetten düşürmemek için yüksek heyetinizin düşüneceği tedbirleri al- mak, en âcil ve zaruri bir ihtiyaca ce- vap olacaktır. Mektep isteği ekmek ve su isteği halini almıştır Arkadaşlar; Şükranla ifade etmeliyim ki artık memleketimizde kültür ihtiyacı ve bunun neticesi ola- rak mektep isteği, ekmek ve su gibi bir insiyak kuvetiyle kendini hissettirmektedir. Or- ta okulu bulunmıyan hemen hiç bir kazamız yoktur ki bu mektebe kavuşturulmaları i - çin maarif Vekilliğini vazife- ye davet etmesin ihtiyaç tam, dilek yerindedir. Fakat eleman ve yer, bu ihtiyaca ce- vap vermekten ve bu haklı dilekleri yerine getirmekten bizi alıkoyuyor. Gerek Parti kurultayında, gerek Bü- yük Millet Meclisinde âza ve mebus arkadaşlarımın bu t ki sualleri- ne verdiğim cevaplarda sö-'ed'ğim gibi bunların bir listesini yapmak, e- hemiyetlerine göre sıraya koymak ve imkân buldukça bu siraya bakarak 0- kulları açmak bizim bulabildiğimiz tek çaredir- Vekillikçe yapılan tet - kikleri, valiliklere gönderdim. Onlar da kendi bölgeleri ve komşu valilik mıntakalarını göz Öönünde tutarak tetkiklerini yaptılar. Bütün bu işin dosyasını yüksek heyetinize sunuyo- rum., Tetkik etmenizi ve tam bir lis- te yapıp vekilliğe vermenizi bilhassa rica ederim. Bundan sonra o İisteyi esas alarak yeni orta okullar açmak kararındayız. İstiyorum ki kararını- za iktiran edecek bu liste, ilerisi için yeni mektep açmaktan maarif Vekil- liğine değişmez bir rehber olsun. Liselerimiz Lise meselesine gelince; müspet i- lim zihniyetinin milli kültürün ve milli kültür tekevvünü içinde üma- uızm nıhnnun hal ve iıukbılım bu Bu düş .n- | tedir. Köyden yetişmiş, köy kalkınma- sının hayati ehemiyetini içinden duy- muş, çalışkan ve müteşebbis gençleri, köy çocuklarını ve köy halkını yetiş- tirmek için lâzım olan bilgiler, maha- retler, teknik vasıtalar ve bilhassa i - deallerle techiz ediyoruz. Bunları, ya- yından fırlamış bir ok gibi bütün hızı ve bütün enerjisiyle vazifesi başına koşar ve leketin kendilerinden is- vermiyecek âmillerdir. Bu 1 her türlü tasavvurun üsünde olan ha- yati ehemiyetini, Milli Şef İsmet İn- önü, değişmez Genel Başkan bulun- dukları Cümhuriyet Halk Partisi'nin Beşinci Büyük Kurultayını açarken i- rat ettikleri nutuklarındaki şu söz- leriyle ortaya koymuşlardır: site ve yüksek mektepler ise lised gelen çocuklarımızın şu ve bu nokta - lardaki kuvetsizliğinde israr ediyor- lar. İlk okula giren çocuğun içinde ya- şadığı dar muhitte başlıyan bu şikâ- yet gailesi, burada kapanmış gibi gö- /— rünür. Fakat aldanmamalıdır. Çünkü üniversitenin ve yüksek mektebin ver- diği mezundan da bizzat hayat şikâyet ediyor. Ve devlet, bu şikâyetin âncak umumi hayat ve geniş muhite dayan- masiyle kapanıyor. Bu devre, bâtıl bir devir midir? Değil midir? Onu burada münakaşa etmiyeceğim. Yalnız böyle bir şikâyet halkasının mevcudiyetini “ve onun mânâsını belirteceğim. Bence bu ;ıkâyetlenn sebebi her tahsil kade- mesinin münferit ve mücerret bir hal- de bulunuşu. Kendinden önceki ve “Hükümetin icraat proğra-” “mının teferruatiyle Büyük” “Kurultayı yormak istemem.” "Fakal bir iki noktayı başlı-” “ca mesele olarak Büyük Ku-” mllayırı huzuruna ar k” # tediği ödevi canla başarır gördükçe bu milli işin az zamanda muvaffakiyetle neticeleneceğine inanımız artıyor. Köylü, kalkınmada baş rolü almıştır Binlerce senelik parlak tarihinin yüksek karakterine verdiği kudret- le bugün Cümhuriyet Türkiyesinin dayandığı en sağlam temel olan türk köylüsü, kendi elemaniyle köy kalkınmasında baş rolü almış bulu- nuyor. Şımdıye kadar enücra köy- “isterim.” “Önümüzdeki senelerde nü-” “fusumuzun çoğunu teşkil e-” “den köylümüzün gerek tah-” “sil, gerek geçim hususunda” “seviyesini yükseltmeyi baş-” “lıca hedef tutacağız. Bu hu-” “susta elde edeceğimiz neti-” “celere, çok ehemiyet ve kıy-” “met veriyoruz. Kati olarak” “inanıyoruz ki köylümüzün” sonraki kademlerle olan betin teessüs etmeyişidir. Yeni aydan beri İstanbul'da ve Ankara'da üniversite öğretim heyetinden istifade ederek bazı arkadaşları liselerde teftiş ve mü- rakabeye memur etmekliğim, bu mü - nasebetlerin teessüsüne ne kadar ihti- yaç olduğunu ve bundan ne büyük faydalar umulduğunu ortaya koymuş- tur. Bu tecrübeyi tamim etmekte bir sonraki kademe mensuplarının, bir önceki kademeden gelecek el ları seçmelerinde isabet olacağını tahmin ediyorum. Bu mesele hem maarif teş- kilâtını hem imtihan sistemimizi alâ- kadar etmektedir. Mevcut öğretim bünyesini nasıl kurmalıyız ki her par- * çası biribirinden haberli olarak işle - yebilsin? Yüksek Şüranın bu mevzu - da düşüncelerini öğrenmek, Vekilli - ğimiz için pek mühimdir. Vekâletin düşündükleri Arkadaşlar; Şüraya hazırlık olmak üzere neşre- dilen ve muhterem âzaya sunulan kü- Ş â!:m#rlerl inde Vekıllikçe m— UARoI lve b A 'daha’) yııluek bir dereceye vardırdı,, “ğımız gün milletimizin her” “ıahada kudreti, bugün güç” ftasavvur — olunacak İmdm' “yüksek ve heybetli olacak-” “tl'ı” Hakikatın en beliğ ve en veciz ifa- desi olan bu yüksek direktifi maarif sahasında tahakkuk ettirmek; sizin, bizim, hepimizin milli borcu ve milli şerefimizdir. Realiteyi olduğu gibi görmek lâzımdır.. - Arkadaşlar; İlk öğretimin köylere girmesi yo - lunda ilk yapılacak iş, realiteyi oldu- ğu gibi görmek, onu apaçık gösterdi - ği vaziyetten ümitsizliğe düşmeksizin icap eden tedbirleri almak ve tatbik lere dağ lerin bu- lundukları knylmn çocuklarına ve ergin halk , he- sap, tabiat, sağlık lıılgılerı ııbı u- mumi malü başka d lık terbiyesini ve türk inkılâp esas- larını tetkik etmek, yeni ziraat u- sullerini ameli olarak öğretmek, zi- raat ve sağlık sahalarında yapılma- sılâzım gelen işleri köylüye yap- tırmak, az masrafla köy okul bina - larını vücuda getirmek gibi hizmet- lerle köye canlı bir terakki ruhu gö- türdüklerini ve getirdiklerini mem- nuniyetle görüyoruz. Sayın meslekdaşlar; İlk öğretimin icabettiği masrafların temini, bugün hepimizin üzerinde zi- hin yormamız lâzım gelen esaslı mese- lelerimizdendir. Bugün eğitim masra- fi müstesna, ilk öğretimin bütün mas- rafları yalnız vilâyetlerin hususi büt çelerine tahmil edilmiş bulunuyor. Bu usulün en mühim mahzuru, vilâyet mahalli gelirleri tutarının vilâyetten vilâyete büyük farklar göstermesi yü- ünden yurt v şlarının zengin vilâyetlerde olduğu kadar fakir vilâ- yetlerde ma.nfm nimeletlerinden ü it olmağa imkân bul: dır. İlk dğretun maıraflannın sadece vilâyetlerin hususi bütçelerinden ve- rilmesi, asırlarca ihmal edilmiş bir memlekette duyulan âcil ve zaruri ih- tiyaçlar karşısında vilâyetlerin aynı eğit etmektir. Köy hayatının kendine mah- sus şartlarını göz önünde bulundur - madan köyde eğitim işini şehir haya- tına kıyas ederek tııızim etmenin sa- da ihtiyarına bur oldukları mütenevvi ve biribirinden mübrem bir çok masraflar yanında maarife, ihti - yaç mıpetmde tahsisat ayımağa im - kân bı larını da i hepimizi memnun edecek bir kıymet- rafta umumi hayata hazırlamakla be- raber diğer taraftan liselere ve mesle! okullarına vermektedir. İlk okuldan veya orta okuldan çıktıktan sonra ha- yata atılmıyarak tahsilini ilerletmek istiyenlerin orta okul veya lise gibi u- mumi kültür müesseselerini kendile - rine açık bulmaları ne kadar lâzım ise diğer cihetten istidat ve kabiliyetleri- ne en uygun olan mütenevvi meslek okullarından birine girmek imkânına malik olmaları da o kadar zaruridir. Halbuki memleketimizde ilk okulu bi- tirenler için de, orta okullardan mezun olanlar için de istidat ve kabiliyetleri- ni meslek okullarında inkişaf ettirmek | 5€© ıımkâm küçük bir msp:w lk okuldan çı X kabiliyet- lerine ve M;; icaplarına göre intisap edecekleri meslek için hazırla- nabilecekleri sanat, ticaret, ziraat ve daha sair meslek okullarından birinc girme imkânını bulamayınca tahsille- rini biraz daha yükseltmeyi temin e- den, fazla olarak kendileri için me - muriyet hayatına da yol açarı orta o- kula zaruri olarak baş vurmaktadır - lar. Bir orta okulun bir mesleki okü- la nazaran kıyas kabul etmiyecek de- recede az masrafla açılması ve daha az masrafla idaresi de bir yerde ilk o- kulun üstünde okul açmak istiyenle- ri meslek okulu yerine orta okul aç- mıya sevkettirmektedir. Meslek okullarının inkişafı Diğer taraftan orta okuldan çıkan- lar, tahsillerini ilerletmek için kar - şılarında çok defa liseden başka bir müessese bulamıyorlar. Bu suretle meslek okullarında kabiliyetlerini inkişaf ettirmeye imkân buldukları takdirde memlekete çok faydalı ola- rak yetişmeleri muhakkak olan bir- çok gençler, aradıkları mesleki mües- seseleri bulamamaları yüzünden ister istemez liseye baş vurmakta, tema - yüllerine ve menfaatlerine aykırı bir tahsil yolunu takip etmeğe mecbur olmaktadır. Bu, hem kendilerine za- rar veriyor, hem de liseleri iyi yetiş- tirme küdretimiz dışında talebe teha- cümü karşısında bırakıyor. Memle- ketin her sahada muhtaç olduğu un- surları mütevazin bir nispette yetiş- tirmek, içtimai ve iktısadi bir zaru - rettir. Orta okul ve bilhassa lise tale- besinin, memleketin iş bölümü icapla- rına uygun ve içtimai muvazeneyi düzgün tutarak Aartması lâzımdır. Böyle olmazsa bu okullarımızın ida- re ve disiplin meseleleri güçleşir ve ce iled 6 Meclisinde okuduğu program nut- kunda sayın Başvekil Dr. Refik Say- dam, liselerimizi keyfiyetçe yükselt- mek mecburiyetinde ve dileğinde ol- duğumuzu bilhassa tebarüz ettirmiş- lerdir. Bu itibarla yüksek tahsile te- mel olacak umumi kültürü vermek ve münevver sınıfı yetiştirmekle mü - kellef olan bü — müesseselerimizde randımanı kıymetlendirmek, israrla takip edeceğimiz bir gayedir. Bu ran- dımanın istediğimiz kiymeti alması, hem bu müesseselerden hayata atıla- cakların hem de daha yüksek müesse- selere gireceklerin hayatta ve mes - Tekte muvaffakiyetleri için en büyük "teminat olacaktır, werimini kıymetçe yükseltecek ted- birleri düşünmekte, yüksek heyeti - nizin alâkalı olmasını bilhassa rica ederim. Dersanelerde talebe miktarının ma- kül bir hadde tutülması ilmi ve mes- leki kabiliyeti yüksek öğretmenlerle öğretim heyetimizin kuvvetlendiril - mesi mevcut öğretmenlerin ilmi ve mesleki kudretlerinin arttırılması, programların maksada ve ihtiyaca uygün surette tertibi, okul kitapları- nın talebenin istifadesine en yarıya- cak bir şekle getirilmesi, okulda gös- terilen ders gruplarının ve bilhassa her derste muvaffakiyetin en birinci âmili olan ana dilimizin, talebenin hakkiyle istifad temin edecek yolda tedrisi, ve müessesenin muvaf- fakiyetle işlemesinin ve hayatta ba - şarının ilk şartı olan disiplin ruhu - nun bütün okullarımızda hâkim ol - ması, okullarımızın verimini arttıra - cak başlıca âmillerdir. Yüksek tasdikinize arzolunan pro- gramlarla talimatnamelerin bu mak- satları temin edecek noktaları üzeri- ne dikkatinizi celbetmeyi bir vazife bilirim. Ders saatlerinin çoğluğu, okuma günlerinin azlığı Arkadaşlarım; Bu vesile ile kendimce önemli bıll- duğum bir leden bahsed Diğer ileri memleketlerle mukayeıe edildiği zaman bizim bir hafta içinde orta ve lise talebesine verdiğimiz ders saatlerinin çokluğu, buna muka- bil bir sene içindeki okuma günleri - nin azlığı derhal dikkate çarpıyor. Biz haftada 29 saat ders okutuyoruz. Pek qk mcmleketlerde bu tıkışı kafasını | veya notundaki yazı- larla dolduruyor. Ekseriyetle öğret- men konferanscı ve talebe de ezber - cidir. Talebe sabahtan akşama kadar ders olarak kendisine anlatılan şey - leri dinliyor- Bunlar üzerinde zihin yoracak, çalışacak vakit bulamiyor; dersler hazmedilmeden dimağında- dır. Çalışkansa vazifelerini, tamam yapabilmek için sıhatinden kaybedi- yor. Öğretmeni konferanstan, tale « beyi ezberden kurtarmak için öğre - tim usullerimizi islâh etmek şartiyle bütün dersleri öğleden evele almak nihayet birde tedrisatı bitirmek, öğ- leden sonraları derslerini hazırlamak için müsait mekteplerde etüt saatle- ri koymak muvafık bir tedbir ola « rak hatıra gelmektedir. Bununla şu faydaları elde edeceği- mizi zannediyorum. Birincisi; mektep binası müsait ol- miyan talebesi çok olan yerlerde yaptığımız çift öğretimi ayni vahidi kıyasiye icra etmiş olmak, İkincisi: gene muallimlerinin ne - zareti altında çocuklarımıza dersle « rine çalışma, vazifelerini yapma, ve okutulan maddeleri hazmetmek imkâ- nını vermek, Bir yıl içindeki devam günlerimiz de göze çarpacak kadar azdır demiş- tim, Filhakika bu böyledir. Belçika'- da 230, Almanya'da 280, İtalya'da 216 gündür. Teşrinievelde açılan orta okul ve liselerimizde tedrisat, bayram hazırlı- ği ve ikmal imtihanları sarsıntısı do- layısiyle tam randımanla ancak ve fi« 1? olarak teşrinisanide başlıyabiliyor. Bu başlangıcı eylüle çekmek bence bir azrurettir. Bu sayede hiç değilse bir buçuk ay kazanmış olacağız ki al- tı yılda bunun tutarı 9 ay eder. Lise- lerimize bir sınıf ilâvesi teklifinde bulunacaklarımızı da bu suretle kar- şılamış, ne öğretmen kadrosunda, ne de dığer hususlarda bir değişiklik liselerimizi bu suretle ılk ve orta ile beraber 12 seneye çı- karmış olacağız. Bu mevzuda yüksek heyetinizin fikrini ve kararını bekli- yorum, Hususi türk liseleri | —Yüksek öğretime geçmeten örite orta tahsil davamız içinde bulunan hususi türk liselerinden de bahset - mek isterim. İstanbul umvemw verdiği raporda bu cihet ileri düğü gibi Parti kurultayında da ay- ni mesele hakkında istizahlarda bu- lunulmuştu. Tetkiklerimize göre hu- susi mektepler başka ileri memleket- lerde sırf sıhat, rejim ve ahlâk ba - kımından hükümetin kontrolü altın- dadır. Buna mukabil yetiştirdikleri talebelerin seçimi için resmi mek- teplerden ayrı bir üsule 1315 «atül- mazlar. Onların t-teboreriyle beraber ayni utlhan elemelerinden geçirilir- ler. Öyle saniyorum İti meseleyi kö- |künden halletmek için biz de bu u - sulü tatbik edeceğiz. İlk, orta ve lise için devlet imtihını tarzını koymak; talebe ister resmi, ister hususi mek - tepten gelsin isterse mektebe gitmek- sizin hususi tahsil görmüş olsun tek imtihan süzgecinden geçirilmek ica - betmektedir. Bu ciheti de imtihan me selesi içinde tetkik buyurmanızı ehe- miyetle rica edeceğim. Yüksek müesseselerimizi birer canlı kaynak haline getireceğiz. Arkadaşlar; Y"L k .. Biz ga her birinin Türkiye'nin her sa- hada muhtaç olduğu ihtisas a- di ını yetiştirmekle beraber milli kültürü kurmak ve yay- mak, ilmi araştırmalar yapmak için birer canlı kaynak, ilmi me- todu ögrelmek ve ilmi zihniyeti aşılamak için birer çalışma oca- gı, milli davâlarımızın hâkimi- yetini her şeyin üstünde tutacak birer kültür kurumu haline ge- tirmek için mevcut imkânlardan azami derecede istifade etmek yolunda ve kararındayız. Cüm- huriyet hükümeti, bir kaç sene- denberi bütün - fakültelerimizin maddi ve manevi ihtiyaçlarını tamamlamak için her fedakârlı- ğı ihtiyar etmekten çehınmemıg- tir. Ve çekinmiyecektir. Fakültelerimizde yüksek ilim a- damlarımız gibi yabancı otoriterlerin de ihtisasından azami derecede fayda- lanıyoruz. Yüksek kurumlarımızda gençlerimize feyiz veren yabancı mü- tehassısların türk gençlerinin istidat ve kabiliyetlerini yüksek derecelere çıkarmak için ellerinden gelen emeği sarfı du!