9 Mayıs 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9-5-1939 DIŞ POLİTİKA Almanya - İtalya ittifakı Mtalya'dan verilen haberlere gö- re,Alman Hariciye Vekili Von Ri- bentrop ile İtalya Hariciye Vekili Kont Ciano arasında birkaç gün- denberi şimali İtalya'da devam e- den müzakereler iki devlet arasın - da siyasi ve askeri bir ittifak imza- l iyl ticel iştir. Bu ha- ber karşısında derhal akla gelen su- al şudur: — İtalya ile Almanya arasında bugüne kadar bir ittifak yok mu - di? Filhakika otoriter devletler ara- sında birkaç senedenberi devam e- eli bkliği' © derece sıkıdır ki ku- lağa yeni bir haber gibi gelen, bir itifakin imı.[.;n.ın.ıu değil, şimdiye kadar böyle bir ittifakın mevcut ol- mamasıdır. Hakikat şudur ki bugü- TarlEdAR A[ınınyl:yı ltılyı'ya bağ- tyaği ınlm ınlîkomintern pakt- tan ibarettir. Malümdur ki bu pakt önce, Almanya ile Japonya arasın- da imzalanmıştı. Ve İtalya buna dan i]uhı!( et'ti. Pakt lw.tlel'l.. b..,nelmılel ihtilâl teşkilâtı o- Vat lı“”'“n:_eu, ArşiI Mmüşterek ted- bi t h ile bağl het Antikomintern Ppakt, y : _,]ııılı!:iı Üüzere, in proPağandasına karsı mü ::':': edbir almak — için Dilan B Yapılmış bi ASLARİ olmakla İnı-ıher. hıkikıtıî te kominternden, hattâ Rusya'dan ziyade SâTP demokrasilerine ve mü- dafaasiz _Iıu_ç_u!_t devletlere karşı ya- pılmik VZ itilâf mahiyetini aldı. İ- talya Ve Almanyı.ı undan sonra bir eeti ŞiNivaki " politikasına başladılar- Her İ_nri zayıf buldukla- rı cepheyi - tazyik etmeğe ve her gözl erine I'ıe_slırdikleri küçük mem- leketi istilâya koyuldular. Her * ste bu devletin biri diğerine ecavüz politikasını dev- ismin- komin- dım etti. Bu b önlemek için karşılarında bir muka- , S*Phesi bulunmadıkça, iki d.vl.:î:' y:ıh: kati ve taahhütleri daha en bir anlaşma yapmı- Jüzum yoktu. Fakat son haftalar içinde tecavüz ve emrivaki politika- sınt önlemek için İngiltere'nin lider- Jiği Altında bir mukavemet cephesi ağa başlanmıştır. İngiltere e Fransa Makimünaseketlar bütün mânasiyle bir ittifak şeklini almıştır. Bu ittifakım içine Polonya da al B R ya ve Y Ti tan'a verilen garantiler bir taraflı olmakla b."_'b"ı bu devletler de ingiliz cephesine iştirâk etmiş sayı - labilirler. Sovyetlerin de — sulh cep- hesine iştirâkleri bahis mevzuudur. Hülâsa gün geçtikçe mukavemet cephesi kuveîleîmîllh_ıdir. Alman- ya'nın bu sulh hakkl Jaki Zagrep'te hâdiseler dan davet edilmiş olan milli hırvat nanın yakininde bir takım hadiseler l Binanın önünd pl olan halk arasında bir münakaşa çık - mış ve bu münakaşa bir az sonra bir arbedeye tahavvül etmiştir. Bir deli- kanlı askeri hırvat teşekkülüne men - sup birisini rüvelverle öldürmüştür. Mütecavizin yugoslav nasyonalist- lerinden mi yoksa Belgrad'ın olduğu kadar Maçek'in düşmanı olan iftirak- çı hırvatlardan mı olduğu malüm de- ğildir. Hırvat mümessiller heyetinin konferansı Zagreb, 8 aa. — Hırvat milli mü- messiller heyeti Maçek'in dâveti üze- rine bu sabah saat 9 da esnaf cemiye- ti binasında toplanmış eve 27 nisan tarihli anlaşı n Niyabet lisi tarafından reddi üzerine ortaya çıkan vaziyeti tetkik etmiştir. Bu toplantıdan evel Maçek'in evin- de, hırvat reislerinden başka müsta- kil demokrat partisi mümessilleri ile parlâmento müttehit muhalefet erkâ- nı ve milli parti reisinin iştirâkiyle bir konferans akdolunmuştur. Hırvat mümessilleri heyetinin mü - zakereleri saat 12.45 e kadar sürmüş ve öğleden sonra tekrar saat 17 de toplanılmıştır. Bu akşam veya yarın kati bir karar verilmesi muhtemel - dir. 3 Alman Silezyasında Polonya'lı_halk tefhiş ediliyor Vaşova, 8 a.a. — Gazeteler, alman silezyasında kâin Gosstrelitz'de po- lonyalı halkın şoven alman unsurlar tarafından tethiş edilmekte oldukla - rını haber vermektedirler. Polonyalılara aid evlerden bir çok- larının camları kırılmıştır. Polonya lisanile din ayini yapan Zağrep, 8 a.a. —B. Maçek tarafın- heyetinin ikamet etmekte olduğu bi - kisler uyandırıyordu. Saat sekize doğru sis şuni ve yağmurlu bir gök altında yolumuza Empress of Australia, 8 a.a. — “Royter Ajansının husüsi muhabirinden : Öğleye kadar kalın bir sis içinde yolumuza devam ettik. Ara sıra vapurumuzun çaldı- ğı düdüklere kruvazörlerin düdükleri inzimam ediyor ve bu sesler denizde korkunç â - derecede I devam ediyorur. r. Şimdi kur- (Yukarıdaki resim, Kıralı taşıyan Emprtess of Australia transatlantiğini gösteriyor). Alman çemberi karşısında Polonya Varşova, 8 aa. — Müşahitlerin söy - lediğine göre Polonya hükümeti Po- lonya'nın Almanya tarafından tama - miyle muhasara edilmesine mâni ol - mak için bir yandan Litvanya ile bir yakınlık vücuda getirmiye bir taraf - tan da Macaristanın bitaraflığını te - mine çalışmaktadır. Suüreti umumiyede zannedildiğine göre Ciano ile Fn Ribbentrop arasın - da yapılan görüşmeler esnasında bil - hassa Danzig meselesinden bahsedil - miştir. İtalya ve Polonya Öğrenildiğine göre İtalya Alman - ya'ya her cephede müzahir olacak fa - kat Almanya ile Polonya arasında çı- kacak bir harpte rol oynamıyacaktır. Buna rağmen Almanya aglebi ihtimal Macaristan.yâ Slovakya'yı taksime yahut da Romanya'dan — mütalebatta bulunmağa sevkedecektir. Polonya Macaristan'ın biralman tazyikine mukavemet etmiyeceğini bildirdiği i- çin Macaristan'ın Romanya ile dosta- polonyalıların fotografları al leri tehdit olunmaktadır. Kürjer poranny gazetesi, Gross- trelitz nahiyesinde kâin Jedyn'den al- noktai nazarı mrlü";ıd_““ TerEDA doğru yanlış bir çemberleme :l;l:':ü h .ıikk" etmektedirler. Ve hattâ İngiltere'nin çemberledikten sonra bir harbi Provoke edeceğin- ll di k,rl_ım_ıktıdırlu. Bunun İçindir ki ber 'ı'_'.'.m.h karşı hazır- dığı meal göre orada polonyalı - lara aid olan son mektebe taarruz e- dilmiş ve mektep binası yıkılmıştır. İmidInice'de 150 alman kilisesinin duvarlarına kilise papasını ve lehleri “henüz vakit varken almanyayı ter - ke,, davet eden yazılar yazmışlardır. Dzierk 'de alman -leh paktı- . :ıekı:ı:nı Askeri ittifakı doğuran p ruret budur. Bu ittifakla alman ve italyan ordulı_l'lı donanmaları ve hava kuvetleri arasında sıkı bir el- birliği kurulacaktır. Esasen böyle askeri bir ittîfık!ı tamamlanmıyan siyasi ittifakın mânası yoktur. Aske- ri ittifak ile iki otoriter devlet mu- kadderatlarımı biribiriyle bağlamış oluyorlar. Artık hfl _f!'lnıızlırm zan ve ümit ettikleri gibi İtalya'yı Almanya'dan ayırmak bahis mev- zuu olamaz. Böyle bir askeri ittifaka Japon - ya'nın da almması düşünülmüştü. Jıpull g ah | : hir C E K BUT Ç li bu ittifakın Japonya'ya temin ede- ceği faydalar ve zararlar üzerinde durmakta idiler. Ve faydalarından ziyade zararları ve tehlikeleri teba- rüz ettirilmekte idi. Anlaşılıyor ki Japonya, ikomi n poktı bir askeri ittifaka tahvil etmek isteme- miştir. Filhakika Japonya'nın böyle bir ittifaka girmesi,, Amerika'yı İngilte reye daha ziyade yaklaştıracaktı. Şu halde bir harp çıktığı zaman, Ja- ponya, yalnız Pranak ve Sovyet Rusya ile değil, Amerika ile de karşılaşacaktı. Böyle bir Vüüyek. te Almanya ve İtalya Japonya'ya yardımda bul l J y bu sebeple ittifak teklifini reddet- miş olacaktır. Ve Jıp?ııy'ı’nnı itti - faka gi iyeceği AL manya ve İtalya, aralarında iki ta- raflı ittifakı imzalamışlardır. Avrupa müvazenesi esasen sıkı bir Alman - İtalyan iş birliğine da- Jığından imzal ittifak bu müvagseneyi değiştirmi Yalnız iyeti daha ziyade vuzuhlaştı VC tanktıği A, Ş. ESMER nın feshinden sonra bir_ tebliğ neş - redilerek leh lisanile ayin yapılması menedilmiştir. Almanya'daki lehlilerin bir şikâyeti Varşova, 8 a.a, — Almanya'da mu - kim polonyalılar, alman dahiliye ne - zaretine müracaat ederek 17 mayısta yapılacak nüfus tahririnde kullanıla - cak usulleri protesto etmişlerdir. Bu usuller, polonyalıların kendi milliyet- lerini beyan etmelerine mâni olacak mahiyettedir. Filistin'li bir şef Suriye'den kaçtı Londra, 8 a.a. — Berut'tan bildiril- diğine göre, 12 nisanda fransız ma - kamları tarafından Palmir'de tevkif e- dilmiş olan Filistin araplarının eski kumandanı Arif Abdurrazak arkada - şiyle birlikte firar ederek Suriye hu - dutları haricine çıkmıya muvaffak ol- muştur. İngiltere hükümeti Abdurra- zak'ın kendisine iadesini talep etmiş - tir. —— B. Loyd Corc ve mecbur” askerlik kanunu Londra, 8 a.a. — Bugün Avam Ka - marasında mecburi askerlik kanunu - nun ikinci kıraatinde söz alan Loyd Corc kanunda derpiş edilen mecbu - ri askerliğin kâfi olmadığını söyle - miş ve demiştir ki : “— İngiltere'nin Polonya'ya, Ro - manya'ya ve Yunanistan'a verdiği Üüç garanti mesuliyet duyulmaksızın gi- rişilen taahhütlerdir. İngiltere bu te - ahhütleri hiç bir zaman yerine getire - miyecektir.,, ta, isimleri kaydedilmekte ve kendi-|- ne mü betlerini idame ini, teminen Budapeşte nezdinde ciddi te- k- İ şebbüslerde bul ya başlamış İtalya Kıralı Berlin'e mi gidecek! Berlin, 8 a.a. — İsrarla dolaşan şa - yialara göre, İtalya kıralı mayıs 1938 de Hitler'in kendisine yaptığı ziyare - ti iade maksadiyle 28 mayısta buraya gelecektir. Hitler'in doğ yıl - dönümü münasebetiyle şehirde kuru - lan taklar, kıralın gelmesine intizaren yerinde bırakılacaktır. Çinliler Nançangfı kuşattılar Çüunking, 8 aa. — Kiangsinin mer- kezi olan Nânçang Çin kuvetleri ta- rafindan tamamiyle müuhasara edil- miştir. Çok şiddetli bir muharebe ol- maktadır. Çin kıtaatt mezkür şehrin dış mahallelerinden biri olan Lientay- g1 zaptetmiştir. Han nehri cephesinde japonların Hankovun garbinde nehrin öbür sa- hiline geçmek için yaptıkları bütün teşebbüsler yeniden akim kalmıştır. Alman filosu dolaşmıya devam ediyor Madrit, 8 a.a. — Doyçlând kruva - zörü Vigo'da ve dokuzu denizaltı ol- mak üzere 22 gemi de Ferol'da demir- lemişlerdir. Laypzig gemisi Pontevedra'da ve 6 destroyer de Villa Farcia de Laroda- da bulunmaktadır, Alman filosu şerefine şenlikler ya- pılmıştır. totak Roma, 8 a.a. — İki alman destroye- ri Malaga'dan Cenova'ya gelmiştir. Danimarka açıklarında Kopenhag, 8 a.a, — Verilen malü- mata göre, 35 gemiden mürekkep bir alman filosu evelki gece Jütland'ın batı sahillerinde Gröntöj önünde de- mirlemiş ve dün bütün gün Danimar- ka kara suları içinde sahilden 8 mil mesafede manevralar yapmıştır. Filo dün akşam yeniden Gröntöj önünde demirlemiştir. D Ü Ş :00 ine, evelki , p tarzları ve elde ettikleri neticel ! Ü- $ DE A i Sahnemizin istikbali Maarif vekilliği, kongre dolayısiyle Ankara'da bulunan neşriyat üntesi, güzel bir sürpriz hazırlamıştı. Ankara Konservatuvari & onun koynunda çalışan tiyatro ve opera mekteplerinin senelerdenberi faaliyette bulunduğu malümdur. Fakat he- nüz ilk mezunlarını vermemiş olan bu sanat mü inin Ş h izin istikb liyle hiç şüph meçhul bir keyfiyet olmaktan çıkmı *Ankara kı çok yakından alâkalı olan fikir ve sanat adamları için henüz tamamiyle ış değildi. patik sal di DD 15 H ek t piyes bu gençlerle biz bir satıh yaldızını b Bu yüzdendir ki, k. ) tamamiyle bir aile muhiti içinde geçirdiğimiz hoş ve istifadeli saatlerde biz bir tiyatro ve- ya musiki müsameresiyle değil, kıymeti ondan daha büyük olan bir atöl- ye mesaisiyle karşılaştık. Bize ders vazifesi olarak üzerinde çalışmış ol- dukları parçaları çalan ve teganni eden, gene ayni şekilde hazırlamış ol- ini kendi kıyafetleriyle ve tıbkı bir dersanede ol- duğu gibi temsil eden kız ve erkek vasında varılmış olan merhale hakkında ufak bir fikir edinmeye imkân verdiği içindir ki bilhassa ehemiyetliydi. Birdenbire karar verilmiş ve hiç hazırlıksız karşımıza çıkarılmış olan lekel, ;klld da bu sanat yu- değil, doğrudan doğruya mektep ça- lışmalarının özünü ve hakiki yüzünü görmek fırsatını elde etmiş olduk. di kendilerini gösteren gençlerin çok mişlerdir. Kaşlı Gdi yalım ki h C0 . çıkarken duyduğ mem- nuniyete tam bir itimat ve iftihar hissi de eklenmiş bulunuyordu. Karşımıza çıkarılan ve ancak beş on dakikalık kısa temrinlerle bize iyi seçilmiş ve metotlu bir sanat kül- türiyle teçhiz edilmiş olduklarında o müsamereyi seyredenler ittifak et- ALal tedris elemanlarını da yetiştirmek lerde kısa da alınmış ol sanatkârlarını yetiştirmek vazifesiyle mükellef olan tiyatro ve opera mektepleri daha çok genç bi- rer müessesedirler. Henüz daha teşkilâtını tamamlamak ve bizzat kendi mevkiinde olan bu tecrübesiz mües- 'an neticeler, sahnemizin istikbali hu- susunda bize emniyet ve ümit verdiği gibi, sanatkârı, kendi mektebinde lâzım gelen kültür ve teknikle teçhiz ederek yetiştirme usulünün ne kadar isabetli bir yol olduğunda hiç şüphe bırakmamaktadır. Yaşar NABİ TAN Müspet işler Sabiha Zekeriya Sertel, ıörüıler_ sü « tunundaki fıkrasında, maarif vekğlı. Hg- san Âli Yücel'in, maarif vekâletini bü- rokrat zihniyetiri kurtardığını, Iıııı'ı- bul valisi Lütfi Kırdar'ın vilâyete ıeld_x- ği zamandanberi yaptığı işlerle hiç bir valinin teşebbüs etmediği vasıtalara baş vurduğunu hatırlatarak, icraatta paranın esas değil, bir vasıtadan ibaret olduğunu söylüyor, cümhuriyet inkılâbının impara- torluğunu yalnız siyasi bakımdan değil, iktisadi, içtimai, kültürel bakımdan da tamamiyle tasfiye ettiğini ilâveden son- ra “Şimdi bu tasfiyenin en büyük feyiz- lerini bütün sınait kuruluşta olduğu gibi bu son müspet işlerde de görüyoruz” Di- CUMHURİYET Harbi istiyen kim? Nadir Nadi bugünkü baş makalesinde, demokrasiler gibi totaliterlerin de sulh taraftarı oldukları iddiasında bulunduk- larını söyliyerek, “herkesin arzusu sulhu korümak, ona hizmet etmek ise, harbı is- tiyen kimdir?” sualini irat ediyor ve har- bi sosyal bir hâdise olarak tarif ve harbe mani olmanın milletler gibi devlet adam- larının da elinde olmadığını izah ettikten sonra, belki de samimi olarak sevdikleti sulhdan bahsederek kabahati başka tara- fa atmağa çalışmak en makül hareket tar- zı olduğunu söylüyor “İşte çekiç gürül- tüsüne karışarak kulağımıza ?arpan" sulh seslerinin asıl mânâsı budür” diyor. Elzem bir müessese Nalına mıhına muharriri, birinci neşri- yat kongretinin faydalı çalışmalarını te- barüz ettirdiği bu fıkrasında, bir neşriyat ve propaganda umum müdürlüğü kurul- mMası lüzümüunü İleri sürüyor, İkinci tabı 8 n ENLE Ti İ ü d b ve demokrat rejimlerde ayrı ayrı vasıf- lar taşıdığını izah ederek sözü türk mat- buatına getiriyor ve Türkiye'de, hükü - metin, her lek ziyade matb ve de- totali t | a.a, Matbuat Servisi pamıyacağı iddiasında bulunanlara cevap veriyor ve bu iddianın haksız olduğunu söyliyerek, devletin, kalem efendisi rü- huna ve kırtasiyeciliğe nihayet vermek, bir mühendis, bir fabriktör gibi çalışmak süretiyle muvaffak olacağımı izah ediyor ve “Devletin iktisadi teşebbüslere girme- sini sırf bu yüzden faydalı bulmıyanlar sonuna kadar haklarını muhafaza edemi- yeceklerdir” diyor. ( İkinci tâbı) Nahiye müdürünün ölümü karşısında hükümetin vazifesi M. Dalkılıç, Soğukpınar nahiyesi mü - dürünün kaçakçrlar tarafından vazife ha- linde şehit edildiğini mevzu ittihaz et- miş olduğu bu makalesinde bu gibi va - zife kurbanlarının vazife uğrundaki şa - hadet veya malüliyetlerinin arkalarında kalan çocukları ve aileleri için ebedi bir refah müeyyidesi olması lâzım gelmekte olduğu mütaleasında bulunmaktadır. SON POSTA Değişmesi elzem iki politika Muhittin Birgen “Her gün" tütunun « da, Almanya'nın hayat sahası politikası« nin, alman milletinin karnını doyurmak ve fabrikalarına ham madde temin etmek hedefini haklı bulmakla beraber, muhtaç olduğu müstemlekeleri, kendi toprakla- rırir vaktiyle elinden alan ingilizlerle fransızlardan — istemeyip de kendisiyle karşılıklı hürmet esasına müstenit an « laşmalar yapmıya taraftar balkan mem « leketlerinde aramasını ve İtalya'nın Ro« ma imparatorluğu kurmak hayaline müs«< tenit harp siyasetini tenkit ediyor ve ge- rek Führer'in, gerek Duçenin politikala« rını değiştirmiye mecbur — olduklarını, bu değişmenin de yakında vukuunu tah - min ettiğini, aksi takdirde her — ikisi de etraflarında yalnız husumet birliğini gö- receklerini ilâve ediyor. Türkiyenin dış siyaseti ve bunun doğu Avrupa muvazenesindeki rolü Emekli General H. Erkilet, hariciye irşadıma, etine muhtaç olduğ söyledikten sonra, bütün sinirlerin ger- gin olduğu şu sırada bazı gazetelerin lü- zumsuz yere ikinci tâbı çıkararak bütün hemşerilerini heyecana düşürmesini ten- kit ediyor ve buna bir nihayet vermek mecburiyetini hatırlatıyor. * Miralay Bek'in nutku Ahmet Ağaoğlu, bu başmakalede Le - histan hariciye nazırı Bek'in nutku etra- fında mütalea yürütmekte ve şimdi her şeyin Hitler'in iradesine tâbi olduğunu, Almanya, İtalya'yı sabir ve azimkâr bü- lursa iradenin bomba gibi patlıyacağını, Pulım]ıııı mesuliyetleri bııhlırmş yük- de son olduğunu söylemektedir. “VAKİT Tavassutta samimiyet ister Asım Us, İtalya'nın, Almanya ile Le - histan arasında mutavassıt rolü yaparak Danzig'den dolayı bir harp çıkması ihti- maline mani olacağı meselesine tahsis et- tiği bu başmakalesinde, italyan başveki- linin Çekoslovakya buhranında da böyle bir sulhperverlik rolü oynadığını hatır- latıyor, cihan efkârı umumiyesinin bu sa- mimi tavassut arzusu Aarkasında ikinci bir çehre gördüğünü ve itimadı sarsıldı- ğinı anlatarak İtalya hakikaten Ayvrupa sulhunu muhafazayı arzu ediyorsa bey - ir fransız gazetecisine vaki o- lan beyanatı münasebetiyle, Türkiye'nin bitaraflık siyasetinin yalnız sulha hiz - met eden mahiyetini tebarüz ettirerek türk ; yunan dostluğunun ve balkan pak- tının bu esasa istinat ettiğini, sulh atı - laşmaları yapmak tarafsızlık demek ol - madığını, söylüyor ve kuvetli, dürüst, sulhsever bir Türkiye'nin bugün Avru - pa ile Asya'nın mültekasındaki denizle - re, boğazlara ve topraklara hükmetmesi yalnız Avrupa'nın değil, bütün dünyanın barışt için güzel bir talih olduğunu ilâ - ve ettikten sonra, türkün siyaseti bita - raflık olmakla beraber, bir gün harbe gir- mek mecburiyetimde kalırza, tek başma da bırakılsa gene en şerefli bir sulh elde edinceye kadar devam ve sebat edeceği- ne itimat edilmesini söylüyor. İster inan ister inanma İmroz kazası posta ve telgraf şefinin hastalanarak tedavi edilmek üzere İstan- bul'a geldiği gündenberi ora postanesi < nin havale müamelesini tatil ettiğini, yal- nız mektup alıp verdiğini yazıyor, SON TELGRAF Türk - Sovyet dostluğu Etem İzzet Benice, bu — makalesinde Potemkin yoldaşın Ankara'daki ikameti- nin ve cümhuriyet ricâli ile mülâkat ve temaslarının iki dost ve komşu devlet a- rasındaki samimi görüş ve çalışma mev- l sağlamlı bulduğ Türki- ye ve sovyet Rusya arasındaki dostluk b k özeni — içinde nelmilel büyük bir & milletler arasında devamlı bir sulh reji- mi tesisini kabul etmesi lâzım gelece - ğini, aksi takdirde bu sulh arzusunun sa- mimiyetine inanılmıyacağını ilâve edi - yor. Devletin yapacağı işler Sadri Ertem, “İşaretler” sütununda, devletin ferdler gibi çalışmryacağı, iş ya- hüküm süren bir dostluk olmadığını, her iki memleketin kurulüş ve kurtuluş ve ilerleyiş yolları içinde ve geride bırak - tıkları kara ve karanlık günlerde birbir- lerinin candan dostluğunu kazanmış ol - duklarını yazdık sonra hükümetimi tarafından neşrolunan tebliğin ananevi türk - sovyet dostluğunun bir kere da « ha tecellisine fırsat vermiş bulunduğu « nü beyan etmektedir. Fransa'daki doğum azlığı karşısında... Paris, 8 aa. — Demokrasi meselesi lehinde Fransa'da faaliyette bulunan “milli ittihat” teşekkülünün reisi baş- vekil Daladiye'ye bir mektup gönde- rerek şimdiden lâzım gelen tedbirler alınmadığı takdirde memlekette do - ğum azlığının elli sene sonra Fransa nüfusundan altı milyon kişinin eksil- mesine sebep olacağını bildirmiş ve neticesi Fransa için pek vahim olacak olan bu halin önüne geçilmesi için süratle tedbirler alınmasını talep et- miştir. Dr. Şaht Meksika'da Vaşington, 8 a.a, — Vaşington pet- rol mahfillerinde dönen bir şayiaya göre doktor Şaht halen Meksika'da bulunmaktadır ve Almanya lehine bir anlaşma akdi için Cardenasla temasa çalışmaktadır. Bundan başka, Amerika ile Mek- sika arasındaki petrol müzakereleri Türk Amerika ficaret anlaşmasının fatbikatı İstanbul, 8 (Telefonla) — Yeni Türk - Amerika ticaret anlaşması için İstanbul gümrüklerine cumartesi günü telefonla verilen emir üzerine derhal tatbikata geçilmiştir. İstanbul gümrüklerinde yeni anlaşmanın tat - bikatı beklenerek tenzilâttan istifade edebilecek bir çok eşya ve bu arada kül liyetli miktarda otomobil, radyo ve bunlara aid parça bulunmaktadır. Bun- ların sür'atle piyasaya sevkine baş - lanmıştır. — Ziraat Enstitüsü talebeleri Edirne'de Edirne, 8 a.a. — Yüksek ziraat mek- tebinden bir sınıf muallimleriyle bir- likte otobüslerle Edirne'ye gelmiş ve tetkiklerine başlamıştır. Trâkya'da Ziraat ve Veteriner işleri Edirne, 8 a.a. — Umumi müfettiş - lik ziraat ve veteriner müşavirleri üç de nihayet bulmak üzere olduğu için, Vaşington petrol mahfilleri Şaht'ın Meksika'da bulurmasının bu müza - kerelere zarar vermesinden endişe et- mektedirler, dört gündenberi tetkiklerde idiler. Döner dönmez müşahede raporlarını çok ümitli olarak vermişlerdir. Kül- tür ve ekonomi müşavirleri de on gü sürecek tetkik seyahatleri için hare- ket etmişlerdir. n

Bu sayıdan diğer sayfalar: