16 Nisan 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS Yazan: Francis de Groisset — 35 — Çeviren: L. Karamanoğlu Anuradhapura Hollicott'dan ayrılış aat dörde kadar kalacağım o- telin önüne bizi otomobili - miz saat on birde bıraktı. Odamın pencerelerinde teli ve bir de banyosu var. Derhal soğuk su musluğuna atıldım. Suyun sesini büyük bir zevk ile dinliyorum. Musluktan akan su odanın harare- tinde ve dumanı çıkıyor. Bir de sı- cak su musluğunu tecrübe etmek is- tedim, Fakat tıkalı, su akmıyor. Su- yun içinde kendi kendime tesir yap- mak için Coue'nin usulünü tatbik e- derek mütemadiyen tekrar ediyo - rum “Bu banyo soğuktur, bu banyo soğuktur !” Fakat para etmedi. Biraz serinli- yebilmek için banyodan çıktım. Ya- tağım orada. Artık bu düşünceden vaz geçmek lâzım. Saat dörtte biraz serinlemiş ola - rak aşağıya indim. Holde kimseler yok, cinler top oynuyor. Kuru bir ingiliz, elinden sinek yelpazesi yere düşmüş, komp- le bir çoy önünde uyukluyor. Bir seylânlı, geceliğe benziyen beyaz harmanisiyle, üzerinde resimli mec- mualar dolu bir masaya eğilmiş, İs- koçya'da karlar altındaki bir şato resmine hayran hayran bakıyor. Garip bir çehre! Uzun kulaklarla çerçevelenmiş şişman bir yüz. Çin- lilerin burun deliklerine benziyen i- ki delikli bir yunani burun onun iki çıkık elmacık kemiklerini ayırıyor. Düşük göz kapakları iki tunç fin- can gibi şişkin. Tebessüm mü edi - yor, yoksa ağzının şekli mi böyle? Ben bu çehreyi acaba nerede gör - düm. — BHullo. Diye seslenenin Hollicott oldu - ğunu anladım O kadar müskitola bulanmış ki tere yağından yapılmış bir adama dönmüş. Elinde bir yığın ktup, telgraf ve sair kâğıtlar var. Çayını ismarlıyarak masanın başına otururken itizarla: — Maalesef size refakat edemi - yeceğim. Bir sürü resmi muhaberat var. Dedi, Bunu bir bezginlikle söylüyordu. Fakat halinde bir memnuniyet se - ziliyordu. Kulakları uzun seylanlı önümüzden geçerek kapıya doğru gitti. — Bunu birisine benzetiyorum a- mâ kime bir türlü bulamıyorum, de- dim, Bir defa daha hükümlerinde isa- bet gösteren Hollicott: — Budas'ye dedi. Dışarı çıkmak isterken yüzbaşı beni alıkoyarak: — Bana allaha ısmarladık demi- yecek misiniz Dü Krusett dedi. — Allaha ısmarladık mı? Akşam yemeğinde sizi görmiyecek miyim? — Hayır size söylemeği unut - tum. Bir telgraf aldım. Mutlaka bu akşam Trincomales'de bulunmalıyım ve artık allah bilir ne vakıt ğgörüşü- rüz. Samimiyetle : — Sizden ayrılmak beni çok mü- teessir ediyor. Dedim. Hollicott: — Ben de çok meyusum, dedi. Si- zinle fransızcamı ne kadar ilerleti - yordum... N Anlıyordum ki hakikaten müte - essirdi. Karşı karşıa kollarımız sar- kık bir vaziyette müteessirane du - ruyorduk. Bir an süküt içinde kaldık. Ben bu sükütu ihlâl ederek: — Kandy'den geçerek Kolombo'- ya gideceğim. Size bir hizmette bu- lunabilir miyim? Dedim, Hollicott: — Bu benim de hatırıma geldi. İşte bu mektup Ladi Laissura'ye, bu kâğıt Dorothy'ye, şu kart postal da Jeriman'a. Kolonele mektup gön- dermiyorum ona resmi şeylerden başka bir şey yazmam. Dedi. Biribirimizin ellerini sıkarken o- na sordum. — Azizim Paris'e, beni görmeğe gelecek misiniz? Sizinle orada Sey- lan'dan bahsederiz. Hollicott ani bir neşe içinde: — Hay hay, dedi. Tekrar biribi- rimizi gördüğümüz zaman artık siz bana Jeffry, ben de size Fransis di- ye hitap edeceğim. Dedi. — Ne âlâ dedim. : Kart vizitlerimizi teati ettik. Hol- licott'un kartı üzerinde Marguis of Duringham yazılı olduğunu hayretle gördüm. — Size söylemeği unutmuştum, dedi. Söylemesi ayıptır ama Marki'- yim. On beş gün evel bir ;eğenim öldü. Ailemizin içinde benden baş- ka bir erkek olmadığı için şimdi bu unvana ben varis oldum.” Düşündü, tereddüt eti ve sonra genç kızlara mahsus bir hicap ile kızararak: — Ve biraz da bu sayede yüzbaşı oldum, dedi. Sordum: — Yeğeninizi severmiydiniz ? — Sevemedim. Çünkü onu haya- tımda ancak bir kere görmek nasip oldu. Çok talihim varmış, dedi. — Öyle ise, dedim, bonşans azi - zim, Artık yerini Marguis of During- ham'a terkeden müteveffa Hollicott — Cheer up, dedi. (Sonu var) Yurttan resimler ADANA'DA MODERN BİR CADDE Çok feci bir hâdise Bir çocuk beş yaşındaki kardeşini kaza ile öldürdü İzmir, (Hususi) — Şehrimizde feci bir kaza olmuş, fotoğrafçı B. Kema- lin on beş yaşındaki oğlu Şahap, kardeşi sekiz yaşındaki Yıldırımı, kazaen tabanca ile öldürmüştür. Bu içler acısı hâdisenin tafsilâtını bildiriyorum : ! B. Kemal Mete Kemeraltı'ndaki fo - , ğ LA toğraf atelyesinde ailesi efradiyle bir - Kaş tG feCİ b'r likte kahvaltı etmekte idi.. Kal)ı]valtıyı müteakip Şahap Mete, atelyenin üst kısmındaki yatak odasında, yastığı al - tında bulunan tabancayı çıkarmış, kur- calamıya başlamıştır. Eski sistem olan bu tabanca, kurcalarken birden bire a - teş almıştır. Bu sırada ayni odaya gir- kamyon kazası' Kaş, (Hususi) — 20 yolcu ile Fini- ke'den Elmalı'ya hareket eden bir yol- cu kamyonu, Elmalı - Finike arasın- Çankırı istasyonu ve yeni büfe miş bulunan küçük Yıldırım, kendi ya- tağının yanında duruyordu. Çıkan kur şun Yıldırım'ın beynine isabet ederek, yavruyu kanlar içinde yere sermiştir. Yaralı memleket hastanesine nakle - dilmişse de iki sat sonra hayata gözle- rini yummuştur. Yavruya otopsi ya - pılarak beyninde saplanan kurşun çı - karılmıştır. Tedbirsizlikle kardeşinin ölümüne sebebiyet vermek suçundan dolayı Şa - hap asliye cezada muhakeme edilmiş- tir. Şahap hâdiseyi olduğu gibi anlatmış- tır. İfadesine müracaat edilen B. Ke - mal Mete göz yaşları içinde bildikleri- ni söylemiştir. Bn. Hadiye Mete ise, kurbanı ve suçlusu oğlu bulunan bu hâdisede şahadete muktedir olamıya- cağını beyan etmiştir. Müddeiumumi tesadüfen mücrim o - lan ve suni taksiri olmıyarak kardeşi - nin ölümüne sebebiyet veren Şahabın tabancasıni kurcaladığı sırada içeri gi- ren kardeşinin farkında — olmaksızın tabancanın ateş almasiyle kurşunun i - sabet ettiğini ve suçlunun beraetine karar verilmesini istemiştir. Asliye ceza hâkimliği, tedbirsizlikle kardeşinin ölümüne sebebiyet — veren ve tabancayı kurcalarken hiç bir ihti - yat tedbiri almıyan suçlunun türk ce - za kanununun 455 inci maddesi muci - bince bir sene müddetle hapsine ve 30 lira para cezasiyle cezalandırılmasına ancak 18 yaşını doldurmamış olduğun- dan cezanın yarısının tenziliyle altı a- ya mahkümiyetine ve kendisinin mah- kümiyet sabıkası bulunmadığından bu cezanın da teciline karar vermiştir. da yoluna devam ederken şosede vu- ku bulan bir yıkıntı yüzünden dev- rilmiş ve taşlıklara yuvarlanmıştır. Yolculardan ikisi ölmüş, 12 si yara- lanmıştır. Beş kişi ile şoför zararsız kurtulmuşlardır. Adliye işe el koy- muş ve şoför Hacı Bekir tevkif edil - miştir. Eskişehir'de kulüpler Eskişehir, (Hususi) — Avcılar ku- lübü büyük parktaki binayı kiralamak için teşebbüslere girişmiştir. Kulüp bu binayı tamir ettirerek bir de gazino vücuda getirecektir. Avcılar kulübü ayrıca bir de şehir kulübü açacak ve gençliği kış günlerinde bu çatı altıh- da toplıyacaktır. İzmir ticaret odasının şikâyeti İzmir (Hususi) — Bazı kuru mey- vacılar ticaret odasına müracaatla Melatya'dan İzmir'e getirilen kuru meyva ve sepetlerinin tozlu, topraklı ve taşl olduğunu söyliyerek şikâyet- te bulunmuşlardır. Oda, bu iddianın doğru olduğunu tespit ederek keyfi - yeti İktisat vekâletine yazmıştır. Ma- latya ticaret odası da vaziyetten ha - berdar edilmiştir. Konya'da bir elektrikçi öldü Konya (Hususi) — Elektrik şirke- ti montörlerinden Osman, şirket de- posunda elektrikli makkabla demir direk delerken makinenin içindeki tertibat bozulmuş, zavallı genç cere- yana kapılarak ölmüştür. Adliye tah- kikata başlamıştır. Trakya'da su baskınına karşı alınan tedbirler Tunca taşmış vaziyette Edirne, (Hususi) — Bosna köyünde Nafıa Vekâleti tarafından 55 bin liraya büyük bir sed inşa edildiğini evelce bildirmiştim. de de sağlık şartları bozulduğu için köy, Kızılay yardimiyle bir kilometre Meriç ve Tunca nehirleri bu sene e- piy yükseldiği halde sular Bosna Kö- yünde mecrasını bırakarak köye do- kunmadan geçmiş ve 250 evli büyük bir köy olan bu köy su baskını felâke- tinden böylece kurtarılmıştır. Bundan başka üç sene evel Ergene- nin Meriçe kavuştuğu Sarhanlı köyün- geriye kaldırılmıştı. Meriç su baskını- na uğrıyan eski köyün setleri son za- manda Nafıa vekâletinin de yardımiy- le 15.000 liraya yaptırılmaktadır. İnşa- at yakında bitecektir. Trabzon köylerinde mısır tevzii ea emaşay Başvekillikleri zamanında köylülere Ziraat Şefimiz yaptıkları bir seyahatte mıntakamız köylerindeki Bankası vasıtasiyle maliyet fiyatına mısır verilmesini emir buyurmuş- lardı. O vakittenberi mıntakamız köylülerine mısır dağıtılmaktadır. Gönderdiğim resim, Sürmene köylerinde üçüncü umumi müfettiş Tah- Trabzon (Hususi) — Milli Çankırı istasyon binasında yeni tesisler vücude getirildi Çankırı, (Hususi) — Ankara - Zonguldak hattı üzerinde en mühim bir merkez olan Çankırı istasyonunun bir çok eksiklikleri tamamlanmaktadır. Devlet demiryolları bu yıl istasyonda büfe, memurlar yatakhanesi olmak üzere iki bina yaptırmıştır. Bir deb üyük filtre tesisatı kurulmuştur. Bu hat üzerinde büfeli istasyon o- larak yalnız Çankırı vardır. İyi ter- tip ve tanzim edilen modern yapılı bü- İstasyon binasının ön kısmı, beton karelerle döşenmiş, şehri istasyona bağlıyan cadde parkelenmiştir. İstas- yon binasının depo kısmına da ilâveler yapılmış ve genişletilmiştir. Yalnız yolcuların bekleme salonu çok dardır. Filyos istasyonundaki lokomotif tâ- mir deposu kaldırılmış ve şehrimize nakledilmiştir. — Kadri KORMAN Tarsus'ta bir turfanda sebze ve meyva kooperatifi kuruldu fe törenle açılmıştır. Bu büfe yazın Ankara'dan gelen tenezzühçüler için de güzel bir istirahat köşesi olacaktır. Büfenin salonu, lokantası ve bahçesi vardır. Kooperatif Ankara, İstanbul, Samsun, Sıvas, Malatya, Konya, Diyarbakır, Niğde, Zonguldak'ta satış yeri teşkilâtı yaptı. Tarsus (Husu- si) — memeleketi- mizde ilk turfan- da sebze ve yaş ü- züm istihsâl eden # Tarsus — bağcıları © ve bahçecileri na- mina Tarsus tica - ret odasının teşeb- büsü ile bir *satış Kooperatifi kurul muştur. Koopera - tif bu sene Anka- ra İstanbul, Sam- sun, Sivas ve Ma- latya, Diyarbakır, Zonguldakta satış yerleri teşkilâtını ; ü ikmal ederal» —w sryete — geçmiştir. Devlet Ziraat İş- letmeleri kurumu- nun Tarsus çiftli- ği nümune tarlala- Kooperatiftle r d tişrilmiş B g d ::ırıı-f:ndaye sebze 'udandiıaf er ama a mahsulü Koopera- t.f. t - g. Kİ UL A' ııı k .. *. sinim açılma cöreni! Sönderiliyor allirk günü münasebetiyle An> karaya yapılan ilk sevkiyata hasredil miştir. Bu hayırlı teşebbüse Tarsu- sun münevver zenginleri fahri olarak hizmet etmekte ve idare heyetini teş kil etmektedirler. İş Bankasının Tar- sus şubesi, kooperatifin kredi ihtiya- cını tamamiyle karşılamak için mer- kezden müsade almış ve her türlü yardımı yapmıştır. Bergama, 14 (Hususi) — Ebedi Şef Atatürk'ün Bergama'ya şeref verdik - leri tarihi günün yıldönümü heyecan- lı tezahüratla kutlandı. Ebedi şefin büyük hatırası içten gelen sevgi ve i- nanla yaşatıldı. Gündüz spor alanına toplanan bergamalılar ebedi şeflerini tazimle andılar, ebedi şefin izinde mil- li şefin emrinde tek kütle olarak yü - rümeğe and içtiler. Gece halkevinde heyecanlı hitabeler biribirini takip Kooperatifin ilk faaliyete geçtiği y etti. gün, şimdiye kadar masrafının bede- lini eline geçiremiyen müstahsil bir misli fazla kazanç temin etmiştir. İs- tihlâk pazarlarına noksan sebze ve meyve gönderilmesi yüzünden hayat pahalı bir hal alıyordu. Kooperatif yapacağı muntazam sevkiyatı ile is- tihlâk pazarlarının satış fiyatlarını normal bir hadde indirecektir. İzmir'de büyük bir tütün deposu İzmir (Hususi) — İnhisarlar idare- si tarafından Alsancak'ta inşa edile - cek olan büyük tütün deposu (740) bin liraya çıkacaktır. İnşaat (940) da bitmiş olacaktır. Bir adam karısını yaraladı İzmir, (Hususi) — Kızılçullu'daki at yarışlarında Hasan adında bir adam karısı 24 yaşında Gülsüm'ün pastacı Ali adında yabancı bir adamla kolkola gezdiğini görmüş, kunduracı bıçağıy le karısını yaralamıştır. Hâdise kala- balık ortasında olmuştur. Yaralı kadın sıhi imdat otomobiliyle Memleket has- tanesine kaldırılmıştır. İzmir Ticaret Odasında Atatürk köşesi İzmir (Hususi) — Şehrimiz ticaret odası idare heyeti, oda konferans sa- lonunda bir “Atatürk köşesi” ihdası- nı kararlaştırmıştır. Buraya, ebedi şe- fin büstü ve bilhassa İzmir'e ait hatı- ralarından bir çok fotoğraflar kona - caktır. Ege'de çeltik ziraati İzmir (Hususi) — Ziraat Vekâleti namına Ege mıntakasının çeltik ziraa- tini tetkil olan müteh B; Harun Onuk ve Aydın sıtma mücade- le reisi doktor Abdurrahman şehrimi- ze gelmiş, Torbalı'ya giderek burada- ki pirinç ekimini gözden geçirmişler- dir. Netice, müspettir. Zerriyatın, hal- kın sıhatine dokunacak bir şekilde ol- madığı anlaşılmıştır. Heyet, buradan Kardeşini uykuda ağır yara'ar'ı * İzmir (Hususi) — Bandırma'da or- ta mahallede oturan İsmail oğlu Hü- seyin Deveci, eski ve ailevi bir husu - met yüzünden, kardeşi Mustafa'yı uy- kuda bastırarak muhtelif yerlerinden ağır surette yaralamış ve yakalanmış- sin Üzer'in buğday tevzii tetkik işini göstermektedir. Denizli'ye hareket etmiştir. tır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: