Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Vi ULUS ELİ ye B Ü HAK FAŞ AYA Kutludüğünden Memiş Hilmi Malik EVRENOL —3— Samanpazarı kelimesini işitince Me- m.i' Ağa biraz memnun olmuş gibi gö- Hüyordu. Demek ki, sahiden Anka - imiş... Çünkü Ankara'nın Sa - b Sbazarını ve kalesini çok iyi bilirdi. Bü istikametine yürümeye başladı. Sefer Meclis önüne geldi ve bah - Ankarapalas'ı korku ve hayretle h—ı'u i. İkisinin de ne olduklarını pek *i emiyordu. Kimseye de cesaret İ soramadı... İlerledi ve Abide'nin olduğu yere Sekdi. Beki Meclis binasının önünden Tn geçerken az kalsın otobüsle - ,_n'“tmdı kalryordu. Abide'nin önün. du 'E'Hiun bir köylüyü çevirerek sor . — Hemşeri, dedi, bu taş heykel ki - ::';lr-. Bu köylü kadın burada ne ya- Köylü amele cevap verdi : “: Bu at üstünde gördüğün Atatürk- b.n"en“ kadın da Türk askerine cep . taşryor, S Atatürk te kimdir ? — O, bizim atamızdır. Gazi Mustafa TMal'dir. — Gazi Mustafa Kemal mi ? Bizim :mhhdammnhı ! Peki, ne oldu da Ha Atatürk denmiş ? h*_Bu adı kendisine millet verdi, o Milletin kendisine verdiği bu adı ::';:a taç etti, kendisini o isimle ta - Kale yerini gene sordu ve aldığı ce- ;“" göre Anafarta caddesini tuttu. pi tn çok kalabalık olduğunu gördü.. Tiki şuna buna çarptı. Sonra tenha « " yolun ortasından yürümeyi dü - İundü Bir müddet orta yoldan yürüdü. l("“:Ihirdi'iıııııeı;ıteu kalsın bir oto. Tobile çarpıyordu.. i €na halde sinirlenen şöfor : ©— Kör müsün be adam. İnsanların dan üğü yol varken, ne diye orta yol. Bidiyorsun, diye bar bar bağırdı. Memiş ağa vaziyetten müteessir ol- :m “ Kusura bakma oğul ,, diyerek Ya yoluna geçti . Nihıım 5; ei 4, p na - bi o Ş_':ı eskiden tanıdığı ve şimdi adını ladığı Bakırcı Selim ustayı sora - Saktı. Fakat orası da değişmişti. Onun TMhanında kahvenin karşısında mezar. Şimdi aştaltlanmış bir yol var. Dizi dizi güzel ve temiz dükkânlar... Büyük 'Mnrımlın... Bir müddet düşündükten sonra kö. “Ceki temiz yüzlü dükkânlardan biri- :'“ kapısından başını içeri sokarak, Orka, korka sordu : z — Oğlum, Bakırcı Selim ustanın Tükkânr nerededir. ? — Öyle bir kimseyi tanımıyoruz, di. Cevap verdiler. » hxileye doğru çıkan çarşıya biraz da- , Merledi.. Çarşının tam ortasına gel- m?“. Burası pek yabancı gelmedi. Dükkanları ceki dükkânlara benziyor” &u. Yalnız çehreler değişikti. Dükkân. dığı Selim dört se. Bir an evel köyüne gitmeği düşün - dü, Yorgunluğuna rağmen yola revan oldu Kaleden köyüne giden yolu iyice kestirmişti. Köyünü bulmakta zorluk çekmiyecekti. Aradan saatlar geçmiş- ti. Kendisi de köyüne yaklaşmıştı. Yolda rastladığı bir kaç kişiyi pek tanıyamadı. Bu iş biraz kendisini b y. retlere düşürdü. Çünkü köyde herkesi tanırdı. Öyle ya kaç nüfuslu yer idi ki tanımaıış olsun, Yolda rastladığı a - damların giyim biçimi değişmişti. Yüz. lerinde bile değişiklik vardı. Onun za- manında köylüler sakallı ve bıyıklı idi. Şimdi ise herk sin sakalı bıyığı ke - sikti Kendisinde de saç sakal yoktu. Ama onunkini hastanede traş etmiş - lerdi, herkesinkini yaptıkları gibi. Köye varmıştı. Tanıdık simalara rasgelemiyordu. Okuldan yeni çıkmış ve etrafını almış küçük çocuklara bak- tı. Kimseyi tanryamadı. Sokak köşe - lerinden kâh kendisine havlayan, kâh kuyruğunu kısarak eve kaçan köpek - lerin arasında bile aşina çıkan olmadı,. Köy bile değişmişti. Köyün tam or- tasında yeni, büyükçe ve çok pençe . reli, taştan bir bina vardı. Onun önün- de köy boyunca uzanan yeni bir yol peyda olmuştu. Tanıyamadığı daha bir kaç şey vardı. Köyüne i suyu eskisi gibi üstü açık ağaç olç:ğu yZıunlaşımş ve küf- lenmiş kiremit olukları içinden ak- mıyordu.. Dağdan inen Elmadağ suyu- nun küçük bir kolu bir buçuk parmak kalınlığında bir boru ile taştan yapıl. MİLLETLERARASI KÖY KONGRESİ Köy yaşayışını güzelleştirme işlerinde bölge usulü Muhtelif lek delegeleri tara- fından köy yaşayışını güzelleştirme kongrelerine verilen milli raporların tetkikinden çıkan ana fikirler şöyle hulâsa edilebilir: 1 — Köy yaşayışını güzelleştirme usulleri bir ilim olarak henüz çocuk- luk çağındadır. 2 — Alınan tedbirler, birçok mem- leketlerde (şehirciliğe karşı köyü muhafaza) için yapılan teşebbüsler halinde başlamıştır. 3 — Köy yaşayışını güzelleştirme işleri için bir program, bir plân çİ- zilmelidir. 4 — Bu plânla köyler, köylüye gö- re tanzim edilmekle beraber, şehirli- nin istirahatine de bir yer ayrılma- lıdır. 5 — Köycülük ruhiyle hareket e- dilerek alınması lâzım gelen tedbir- ler için merkez büroları kurulmalı- dır. 6 — Fakat merkez kurumlarında ancak umumi ve esaslı ana hatları tespit etmeli ve diğer kısımları ma- halli karakterlere ve oralardaki iş şartlarına uydurmalıdır. 7 — Her türlü köy mahsulünün güzelleşmesi ve çoğalması bü plânda birinci şart olmalıdır. dti Köy yaşayışını güzelleştirme işlerinde bölge usulü: 1 — Köy toprakları, mahsul verme kabiliyetlerine göre bölgelere ayrıl- malıdır. 2 — Bölgelerin en çok iktısadi ve en çok verimli şekilde ayrılması için toprak kullanışının murakabesi usulü konmalıdır. Amerikan murahhaslarından (Vil- son) bölge orman ve koruları sahala- riyle ekin ve meyvelik yerlerinin ve sebze bahçelerinin, bu işler için ay- rılmamış yerlerde vücude getirilme- lerinden doğacak fenalıkları önle- mek için arazi kullanışının müraka- besi usulü yanında bir de köy mües - seselerinin murakabesi neticesini bul - muştur, İtalyan delegesi profesör (Piksina- to) bu işlende mahalli taksi i ve ma- | muş geniş bir taş vardı. Okul diye gösterdikleri binanın ya- nında iki odalı, mutfaklı ve hamamlı öğretmene mahsus bir ev ile çocukla- rın oyun oynadıkları genişçe bir mey. dan vardı. Köyün harap mezarlığı dikenden te- mizlenmiş, taşları düzeltilmiş, etrafı - na taştan bir duvar çekilmişti. Köyün aptes yerleri bile göze batmıyordu, Köyün çamurlu yolu kaldırım olmuş- tu. Biraz daha dolaşınca çok iyi bildiği kahvenin önüne geldi. Eski ahbapları göreceğim diye sevindi. Kahvenin içine baktr. Kahve, kah - h'j'ıllfılıı:ı-i ölü olduğunu oğlunun ise :':;âm kapayarak askere gittiğini öğ- 5 Memiş ağa bu habere üzülmüştü, Se. lik çıkmış. Şimdi orada oturan - mayüllerini daima göz önünde bulun- durmak kâfidir. Alman delegesi (Koster) bu işlerde daha ileri gitmiş ve köy yaşayışını güzelleştirme hakkındaki kanun hü- kümlerinde toprağın işletilmesi ve kullanışının murakabesi hususunda- ki devlet salâhiyetlerini genişletecek bir reform yapılması ve hattâ bu iş - lerle birlikte toprak sahipliğinin de bu reform içine alınması kanaatine varmıştır. Fransız murahhası (Suza) toprak işletmelerinde en iktısadi şeklin bü- yük toprak sistemi olduğu fikrinde- dir. Çekoslovak delegesi büyük toprak i ini mufavık bulmıyan memle- ların hiç birini y Köşelerin birinde muhtar oturmuş bir kişi ile be- raber iyi işidemediği,"fakat köyün iş - lerine ait bazı şeyleri konuşuyorlardı. Öbür köşesinde Halkevi'nin hediye et- ıtnııııı.yıiyı dı. Zira evindeki E::ihıkırıüın.wpılveh*rmo- İ ılm"ul . : : Şimdi ne yapabilir ve kime gidebi - B"İİ ? Düşündü, taşındı ve Kale pazar bi Çarşısına çıkmaya karar verdi. Ora. da arpacı Ahmet ağayı bulacaktı. Yo- kuşu çıkmaya başladı. Yokuşu çıkar - :n bir iki taşlarda oturdu ve dinlendi. Bu dükkânların önün - ’,;hıı gençliğini hatırlattı. O zaman- bi bir nefi Kaleye çıkınca arpacı Ahmet ağa . Tn dükkânını buldu. Buldu ama, Ah- tiği kitap sandığından çıkarılmış bir iki kitap masa üzerinde duruyordu, Kitap sandığının yamnı başında rafta kinin, iyot, sarma bezleri ve saire göze çarpıyordu. — | Kendi evinin yolunu bulmâkta ade- tâ zorluk çekti. Karısının zurna sesini işitir gibi oldu. Eski hatıralar birden canlandı. Ve heyecandan mı, yoksa korkudan mı, ne olduğunu bilmediği bir hisle olduğu yerde mıhlandı, kal- dı. (Sonu var) ağanın dükkânınd dığı bir B&nç müşterilerine arpa veriyordu. Gg'“iten Ahmet ağayı sordu : — Size sağlık, babam öldü. Hem de S sene evel öldü. Ben onun oğluyum, ı!înizi göreyim olmaz mı, ağam ? — Sağ ol, oğul, Şimdilik işim yok.. Ben bu dükkândan arpa alır satardım, 'a şimdi İzmir'den geliyorum, kö - ğhm gideceğim. Yalnız, buranın An- Ta ketler için, fazla parçalanmış toprak- ların grup halinde yerleştirilmeleri mütaleasında bulunmuşlardır. dakik Köylerde yapılacak teşekküller Köy ilerleme işlerinin, şehir işle- rinden daha geniş mikyasta olması lâzım geleceği ve köylülerin bütün sosyal ve ekonomik meselelerini ih- tiva edeceği milli raporlar da kabul olunmuştur. Bu raporlar şöyle hulâsa olunabilir: a) Köyde, muhite göre bir fikir merkezi, bir ticaret merkezi ve idare makanizması ile eğlence ve istirahat yerleri vücude getirilerek köylünün şehre gi ine lüzum kalmamalıdır. Vilâyetler Mühendis aranıyor Ha BK A * b) Her türlü ziraat makinelerinin alış ve kullanışında kooperatifler kur malıdır. €) Yapılar muhite uygun olmalı ve şehir mimarisinin köye sokulmasına mükavemet edilmelidir. d) Sanatların merkezleştirilmemesi Eskişehir belediye mühendisliği a- olduğuna hâlâ i iyorum. Bu sırada gözleri kendi köyünü arar uzaklara dalmıştı. Birden gözleri tlevlenir gibi oldu ve yavaşça gence Sordu ; Oğul, şu karşıda başka bir şehir Sörüyorum, orası neresidir ? — Orası Yenişehirdir. O gördüğün Küme küme büyük binalar hükümet konaklarıdır. Yüksek binalar apartı - ş’inkı-_ yeşillik bahçeler, karınca gibi ıı:'iye geriye gelip gidenler de Büyük illet Meclisi'nin yeni binasını yapa- Sak Türk işçileridir. Memiş ağa bir kaç saat içinde gör- erinden ve işittiklerinden sonra Rözleri adetâ sulanmağa, kafası işle . — — Tiemeğe başlamıştı. çıktır. Aylık ücret miktarı evsafrna göre Nafıa Vekâletince takdir ve ta- yin olunacaktır. Talipler tercümeihal vesikalariyle birlikte belediyemize müracaat etmelidirler. 10788 Münakasa tehiri İstanbul Nafıa Müdürlüğünden: 25 - 3..939 tarihine müsadif cu - martesi günü saat 11 de eksiltmesi ya- pılacağı ilân edilen (102871) lira (94) kuruş keşif bedelli Yeşilköy hava is- tasyonu iltisak yolu asfalt şose inşa . atı eksiltmesinin görülen üzum üzeri- ne şimdilik tehir edileceği ilân olu . nur. (1474 - 792) 10797 buri olan muhitlerde bu sanatla- rın birleştirilmesi işi evelce tetkik edilmeli ve köy hayatına uygun şe- killer bulunmalıdır. e) Köy şoseleri ve köy demiryolları etrafının doldurulması vve süslenme- si peyzajistlerin emirlerine göre ya- pılmalıdır. Köy yaşayışında sosyal işler: Köy muhitlerinde içtimat hizmetle- rin ehemiyetli derecede çoğalması ilerlemiş köy yaşayışlarında yapıla- cak işlerin en lüzumluları arasında görülmektedir. Millt raporlarda bu işlerin en başlıcaları şöyle sayılmış- tır: a) Ziraat için ve köy sanatları için elektrik kuveti. b) Çiftçi ihtiyacı için hafif yapıl- İ Yazan : Naci Kıcıman Matbuat Umum Müdürü mış yollar. €) Sulama, kalkınma ve içme sula- rı bulunması, d) Lağam şebekesi kurulması. Köy işinde idare mekani: : Köy işlerinin bir merkez bürosu ta- rafından mı, yoksa mahalli bir kuru- luş vasıtasiyle mi idaresinin daha iyi neticeler vereceği birçok memleket- lerde uzun boylu tetkik edilmiştir. talyada köy işleri: Bölge usulü ile çevrilmektedir. İ- talyanlar bu suretle muhtelif köy sa- halarında köylüye ve köye ait mese- leleri daha iyi etüd ettikleri kanaa- tindedirler. Belki ileride bu sistem köy idaresi, merkezciliğin tamamiyle aksi bir istikamet alacaktır. Şimdiki halde bölge plânları yapıl:rken bu- nun, büyük milli plânın esasını vücu- de getireceği düşünülerek çalışılmak- ta ve fakat her bölgenin kendi muhi- tine mahsus öz kuvetlerini tahakkuk ettirmekte serbest olduğu unutulma- maktadır. Amerikada köy işleri : İtalya'da olduğu gibi bölge usulü ile idare edilmektedir. Bu bölgeler (comt&) denilen idare taksiminin topraklarını ihtiva eder ve kendileri bu küçük mahalli birliklerin iyilikle- rinden memnundurlar. Büyük Britanyada köy işleri: İçin merkezin yapacağı tavsiyele- rin, müdahale mahiyetini almadan, mahalli idare makamları ile Şnlaşarak yapılması fikri hâkimdir. Burada köy işleriyle en yakından ve en çok salâhiyetle uğraşan makam, köyün bağlı olduğu (distriet) meclisidir. Bu meclisin çalışmaları da Sıhhiye Ne- zaretinin (1) murakabesi altındadır. Amerika'da olduğu gibi, İngiltere'de de (comt&) meclisleri vardır ve bun- lar (distriet) meclisleriyle ekseriya işbirliği yaparlar ve birçok kontluk topraklarını da içine alan köy işleri bölge birlikleri kurarlar. Bu şekilde geniş toprak birlikleri yapılmasına sebep de yapılacak işlerin oldukça ş ZİRAİ DÂVALARIMIZ % RASTIK VE SÜRME YÜZÜNDEN Buğdaylarımız Senede en aşağı 25.000.000 liralık bir zarar görüyor BU ZİYANI NASIL ÖNLEMEK KABİLDİR ? Yazan : Tahsin Coşkan ürk köylüsünün çocuklariy - le birlikte bütün bir yılda çalışarak elde edecekleri mahsul- ler, sürme ve rastık denilen man- tari iki hastalığın tahrip edici te. sirlerinden kurtar lacak olursa en büyük milli gelir olan buğdayları- mızda senede , 600.000 ton fazla- lıkla yirmi beş milyon liralık bir artış daha görülecektir. Çok yağmurlu yıllarda, bu has- talıkların mahsullerimiz üzerinde yaptığı zarariın nisbeti yüzde el- liyi geçtiği ve normal senelerde bile 20 - 25 den aşağı düşmediği teessürle görülmektedir. Senede yirmi beş milyon lira gibi yalnız bir mahsul üzerinde büyük bir ziyan tevlit eden bu hastalığı önlemek için icabeden tedbirlerin alınma zamanı artık gelmiştir. Nitekim dünyanın her yerinde, buğdayların büyük bir a- feti sayrlan bu hastalıkları gelme- den önlemek için, her devlet ken- di hususiyet ve iklim şartlarıma uygun kanuni ve fennt tedbirleri almıştır. Ekinler kemâle erip henüz biç- me zamanında iken başakların içe. risinde bulunan ve hastal:ktan kur tulmuş olan buğday taneleri han- gi usul ve vasıta ile biçilip har- man edilirlerse edilsin, bunların arasında kalan — hastalıklı, başak ve taneler siyah tohumlar, sağlam kalan buğdaylara srvaşır. Bundan dolayı bu buğdaylar da tohumluk bakımından tehlikelidir. Ve piya- sadaki kıymetleri de her zaman uygun, toz, ilâçları tercih etmek, ve bu işler üzerinde çalışan zirai ilim müesseselerimizin seçeceği müessir ilâçları kullanmak icap eder. Memlekctimize hariçten gelen ilâçlar, fenni bir kontrola tâbi olmadıkları için, bazan da İ- lâçlardan beklenen faydalar elde edilemiyor bunun için; 1 — Başta buğday olmak üzere, alelumum, hububat tohumlarının ekilmeden önce ilâçlanmaları, zi- rai bir prensip olarak ele alınma- lı; 2 — İlâçlanma, prensip olarak kabul edildikten sonra memlekete hariçten girecek ilâçların kontro- lü hakkında kanuni müeyyedeler konmalı; 3 — İlâçları memlekette temin edecek müessese kurulmalı; 4 — Memleket ihtiyacına yetişe- cek mikdarda ilâç imal eden mü- esseseler yapılıncıya kadar, hariç- ten ilâçlar toplu olarak ziraat ve- kâleti tarafından getirilip ehven fiyatla çifçiye verilmelidir. Halen hariçten getirilen, ilâçlar- la bir kilo tohüm için vasati yir- mi para sarfedilmektedir. Eğer bu ilâçlar memlekette yapılırsa kilo- da yirmi paralık bir masrafın on paranın da altına düşeceği yapı- lan hesaplarla anlaşılmıştır. Memlekete yetişecek kadar ilâç imal etmek için kurulacak bir fab- rikanın tesis masrafının 1,5 - 2 mil- yon arasında olacağını bu işin tek- vi Üür i n k ağır mali yük halini alması ihtimali- dir ve bunun için (distriet) meclisle- AYMEYA -: YASK 7 mtluk meclisleri işe ışmıştır. (Comt&) meclislerinin veya bunlar- dan bir kaçının bir araya gelerek kur dukları birliklerin köy işleri başar- malarında tek mahzur olarak, bu mec lislerin büyük yollar ve süratli oto- mobil şoselerini de idare etmeleri ha- sebiyle ellerine geçecek tahsisattan mühim bir kismının yol işlerine ay- rılarak hakiki köy ihtiyacının ihmal edilmesi gösterilmektedir. Çekoslavaklar : Köy ilerleme işlerinde en başta geniş bölge plânları yapılması ve iş- lerin bu plânlara göre yürütülmesi fikrindedirler. Almanyada: Bütün köy işlerinin merkez mura- kabe heyetine verilmesi fikri ileri sü rülmekle beraber, gene ilerleme plân- larının yapılması ve yürütülmesi işi bölge komitesine bırakılmazsa köy işlerinde muvaffak olmağa imkân ol- madığı kanaati vardır. ra değirmenlerinde yapılan unla- riyle pişirilen ekmekler umumi- yetle siyahtır. Hülâsa, hangi bakımdan bakılır- sa bakılsın, sürme ve rastik deni- len bu iki hastalığın memleket çiftçisine ve binnetice bütün mi- lete yaptığı ziyan mikdarı yirmi beş milyon liradan asla eksik de- ğildir. Bu hastalıkların çaresi yok mudur? elbette vardır. Hem de pek kolaydır. En aşağı altmış senedenberi bu hastalıkları önle- mek için dünyanın her yerinde tedbirler aranmış, çareler bulun- muş, iklim şartlarına göre çeşidli ilâçlar da meydana getirilmiştir. Buğdaylarımızda bu iki hasta- Irktan dolayı her sene vuka gelen en aşağı yirmi beş milyonluk za- rar işini gelişi güzel bir mütalea olsun diye yazmıyorum, Bu, yir- mi yıldan fazla bir zamandan beri () _M'ılfım olduğu Üüzere İngiltere'de mahalli !dırel_ı:r işlerine sıhiye nazareti bakar, çünkü ingiliz tarihinde ilk mahalli iş sıhat işleri olarak başl: şahede ve tetkiklerle edindi- ğim kanaatin mahsulüdür. Bu ba- kımdan, yalnız buğdaylar için değil, lel Kebed ü hastülik ' € Zayi — 5 mart 1939 gecesi yeni si. nemada düşürülen ağzı fermvarlı kah- ve rengi para çantası içinde kâğıda sa. rılı ve hiç ki in işine y yan iki küçük taşı Tüze caddesinde Ortaç mğmııqı getirene ayrıca bahşiş ve. rileceği gibi çanta ve içindeki paralar bulana hediye edilmiştir. 758 Zayi — 338 senesinde İstanbul Da. vutpaşa sultanisinin dokuzuüncü sını- fından aldığım tasdiknameyi kaybet. tim, Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur. Kırıkkale barut fabrikası memurla- rmdın' Enver Düpdüz 764 Zayi — Ank; deposundan 28 mart 341 tarihinde al. dığım 2 nt terhis $ zayi eyledim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur, Kayserinin Halaçoğlu mahallesinden Kâmil oğlu Ahmet Kalaç 765 DinrmskiE N UUD LULDLLULLL D Pek yakında E MANON ELLUD C F lar işi başlı başına, memleketin zi- rai bir dâvası olarak millet ve dev- letçe ele alınmalıdır. Hububat hastalıkları, ilim bakı- mından bütün ziraat mektepleriy- le, enstitümüzde esaslı olarak ted- ris edilmekte olduğu gibi, bu mev- zuu, tedkik eden, ziraat vekâleti- nin başta Ankara, İzmir, Adana olmak üzere muhtelif yerlerde ne- bati hastalıklarla uğraşan enstitü- leri vardır. Yurdun bazı yerlerinde tohum- ların ekilmeden önce, büyük çif- liklerle meraklı çifçiler tarafın- dan ilâçlandıklarını yakinen - bili- yorum, Ancak yedi milyon hekta- rr mü iz çeşidli hububat zira- ati yapan memleketimizde, ilâç tatbik olunan yerlerimiz nazarı dikkati celbetmiyecek kadar azdır. İşte bunun için bu mühim mevzuu cezri bir surette ele almak lâzım- dır. Hastalıklar için, dünyada bulun- muş çeşidli, bir çok müessir ilâç- lar vardır. Ancak, memleketimiz umumiyetle kurak iklimler ara- alâkalr il âm nanılır şahsiyetler söylemektedir- ler. Tohumların ilâçlanma işi esas- Ir bir mesele halinde ele alindık- tan sonra, yalnız buğdayların de- gil, bütün, arpa, yulâf gibi hubu- batın da ekilmeden önce ilâçlan- maları icap edeceğinden, senede türk köylüsünün yalnız buğday- dan en az 25 milyonluk zarar mik- darı, arpa, yulâfa da teşmil edile- cek olursa, milli servetin bu iki hastalık yüzünden kırk milyon li- radan fazla bir zararla karşılaştı- ği acı da olsa mutlaka görülecek- tir. Köylünün tez elden kalkınma- siyle, milli gelirin artmasını can- dan istiyen hükümetimizin, buğ- day dâvamızın, mühim ve esaslı prensiplerinden birini teşkil eden tohumların ilâçlanma işini eline a- lacağından eminim, Elektrik ve makine tesisatı Şuhut Belediye Reisliğinden * 1 — Şuhut kasabasınımı Nafia Vekâ. letinden ddak projesi ibi yaptırılacak elektrik ve makine tesi - satı (18963) Jira (49) kuruş bedeli keşifli kapalı zarf usuliyle eksiltme - ye konulmuştur. : 2 — Eksiltme 27-3-939 tarihine mü. sadif pazartesi günü saat 15 de Şuhut belediyesinde toplanan eacümen tara- fından yapılacaktır. 3 — Muvakkat teminat (1422) lira (26) kuruştur. 4 — Bu işe ait olan proje, hulâsai keşif, mal j şartnameleri, mukavele projesi, bayındırlık işleri ge nel şartnamesi bir lira mukabilinde Şuhut belediyesinden alınabilir. 5 — İstekli olanlar Nafia Vekâletin den alınmış enstelâtörlük vesikası, bu- na mumasil tesisat yaptığına dair a- Iımmış bonservislerle münakasa günün den en az sekiz gün evel Afyon vilâ- sında sayıldığı için, baharda ekilecek bütün hububatı tavında ve zamanında ekmek imkân hasıl olamadığından sulu ilâçlarla, ilâç- lanan tohumların çok defa fayda yerine zarar verdiği görülmekte- yetine t ederek ehliyet vesi. kası almış.olması ve bu vesaiki teklif mektubuna rapten ihale saatinden bir saat eveline kadar Şuhut belediye re- isliğine makbuz mukabilinde tevdi et- dir. Bunun için iklim şartlarına meleri veya posta ile göndermeleri İ- lân olunur. (1367.773 10759