Ulus 7 Şubat 1939 sayfa 6 | Gaste Arşivi

7 Şubat 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

7 Şubat 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS Bi Li e a Pa Gükellğ BiRE, £ Te Hrz | 7-2- 1939 Tarsustfa da bir kültürsever meklep yaplırıyor Mektep 30 bin liraya çıkacak ve Maarif plânına uygun olacak Geçenlerde Zonguldak'ta —Mehmet Çelikel adında kültürsever bir zengi- nimiz 100 bin liradan fazla bir para harcıyarak gençliğe ve yurda büyük ve modern bir lise binası hediye et - mişti. Memnuniyetle öğrendiğimize göre 'Tarsus'ta da Sadık Eliyeşil adında kültürsever bir vatandaşımız 30 bin li- ra kıymetinde bir mektep binası yap - tıracaktır. Bu haberi aynen “Yeni Adana” arkadaşımızdan alıyoruz: “Sevinçle öğrendiğimize nazararı Tarsus çiftçi ve fabrikatörlerinden Sadık Eliyeşil büyük bir cadde üze - rinde otuz bin lira sarfiyle ve Maarif Vekâletinin gösterdiği plân üzerinden bir ilkokul binası yaptırmıya teşebbüs etmiş ve işe başlanmıştır, Sadık Eliyeşil'in bu çok yerinde olan maarif severliğini takdir ederiz. Adana'mızdaki zenginlere de bunun bir örnek olmasını dileriz.” Mersin halkevi temsil kolu Silifke'de Mersin, (Hususi) — Halkevi tem- sil kolu bayramda Silifke'ye giderek muvaffak bir temsil vermiştir. Bayramda Çocuk Esirgeme Kuru - mu da bir balo vermiştir. Balo sabaha kadar neşeli bir hava içinde devam et- miştir. YURTTAN RESİMLER | Gaziantep'te yeni yapılan caddelerden biri Son on beş senede İzmir'de Bayındırlık işlerine 25 milyon lira harcandı Vilâyet bülçesi 2.800.000 liradır, bunun 400 bin lirası furistik yollar için harcanacak İzmir (Hususi) — Son yıllar - da İzmir'in imarı için çok çalı - şılmaktadır. İzmir'de yükselen resmi binalarla şahısların yaptır- dığı ev ve apartmanlar şehrin si- masını iyiden iyiye değiştirmiş- tir. 1923 denberi geçen 15 sene içinde şehrin bayındırlığı için 25 milyon lira değerinde inşaat yapıldığını söylemek bu inşaatın genişliği hakkında bir fikir vere- bilir. Bu sene yeniden. yapılacak olan plâj, otel, hal ve turistik yollar için de mühim mikdarda para harcanacak- tır. İnciraltı plâj ve gazinosuna ait ek siltme ilân edilmiştir. Bu tesisat 70 bin liraya yapılacaktır. Bu inşaat ha - ziran sonuna kadar ikmal edilecektir. Belediyenin Almanya'ya sipariş ettiği yeni otobüs ve trambüsler ge - lince bunlardan bir kısmı İzmir - Gü- 'zelyalı - İnciraltı hattına tahsis olu - nacaktır. İleride İnciraltına tramvay hattı ferşi de düşünülmektedir. Denizbank İzmir şubesi de İnciral- tı'nı ele almıştır. Yaz mevsimine ye - tişmek üzere İnciraltı'na küçük bir iskele yapılacak, vapur seferleri İn ciraltına kadar uzatılacaktır. Bu hatta vapur seferleri yaz günleri sık, diğer günler de aralık olacaktır. Güzelvalı, Göztepe ve Karantina - da oturan birçok kimseler Güzelyalı hattında tekrar vapur seferleri ihdası için Denizbank'a müracaatte bulun - — muüuşlardır. Denizbank İzmir şubesi bu Kozak çamlıklarından bir görünüş he Vilâyet büdçesi Vilâyet umumi meclisi hazırlıkları bitmiş gibidir, vilâyet büdçesi 2 mil - yon 800 bin liradır. Bu paranın 406.000 lirası turistik yollar tahsisatıdır. Vilâ yetin âdi varidat karşılığı 2.400.000 lira olarak tesbit edilmiştir. Sıhat büdçesinde İzmir'de büyük bir tebhir istasyonu inşası için tahsi - sat ayrılmıştır Verem pavyonu Tepecik'te bulaşıcı hastalıklar has- tanesinde inşa edilen 50 yataklı ve- rem pavyonu ilâvei inşaatı sona ermek üzeredir. Verem mücadele cemiyeti kongre- si önümüzdeki hafta toplanacaktır. Kızılay balosu İzmir'in en büyük balosu 18 şubat- ta Kızılay tarafından hükümet kona- ğında verilecektir. At _varışları İlkbahar at yarışları hazırlıklarına şimdiden başlanmıştır. Bu sene yarış- lara martın son haftasında başlanması muhtemeldir. Vilâyet büdçesine ko- nulan tahsisatla Ödemiş ve Bergama- da da at yarışları yapılacaktır. C?de > miş'teki yarışlar “İlk Kurşun” âbidesi civarında ve tören günü yapılacaktır. Bergama yarışları da Kermesin yapıl- dığı mayıs içinde yapılacaktır. Şehrin ağaçlanması Belediye önümüzdeki mevsimde şehrin muhtelif yerlerine mühim mik- tarda ağaç dikecektir. Kültür Park'ın Karaçallı köyü Bir köy manzarası Gemlik, (Hususi) — Gemliğe aşağı yukarı altı kilometre uzakta bulunan Karaçallı köyü, bu çevrede hıristiyan köylerinin bulunduğu devirlerde bile tamamiyle türk köyü olarak kalmıştı. Bu köyün selçukilerden Kılıç Asla- n'ın zamanında kurulmuş olduğu riva- yet edilmektedir. * Köy Gemlik Körfezinin garp Şima- li kısmında kurulmuştur. Evler ekse- riyetle deniz kıyasında yalı şeklinde ve kısmen içerdedir. Köy istilâda ta- mamen yıkılmış ve bugünkü haliyle yeniden teessüs etmiştir. Köyde üç dersaneli bir okul 140 ev, üç bakkal, üç kahve vardır. Köyde çevredeki bü- tün köylerde olduğu gibi fırın yoktur. Köylüler ekmeklerini ev bahçelerine yaptıkları fırınlarda pişirirler, Köy sokakları kısmen kaldırımlıdır, köyde beş pınar vardır, bu pınarların bir kıs- mı hayır sahibi köylüler tarafından yaptırılmış, yalnız büyük çarşı suyu - nu köylüler getirmiştir. Sular gayet nefis ve gür olup hepsi dağdan iner. Evler ikişer kat üzerine yapılmıştır. Damları kiremitle örtülüdür, ahırlar bazı evlerin dahilinde bazısında da ha riçte yapılmıştır. Köy çevresinde Nar- h, Ercuva, Küçük Kumla, Soğuksu köyleri vardır. Ercuva ile Soğuksu kö- yünde mektep yoktur. Diğerlerinde üçer dersaneli mektepler vardır. Karaçallı köyünde ahalinin işi çok çeşitlidir. Bunların başında, zeytinci- lik, kozacılık, odunculuk, kayıkçılık gibi esaslr meslekler vardır. Köy sa- hillerinden barbunya, lüfer, uskumru ve diğer balıklar çıkarılır. Odunculuk ve onun mütemmimi olan kömürcülük çok ileridir. Daha fazla Elmacıkdere, Zincirlipinar ormanlarından kesilen odun ve yakılan kömür kendi kayıkla- rı vasıtasiyle İstanbul pazarlarına sevk olunur. Burada odunculukla be - raber kayıkçılık da ileri bir sanat ha- line gelmiştir. Köyde zeytincilik bü- tün Marmara havzasında olduğu gibi birinci derecedeki geçim vasıtaları a - rasındadır. Bilhassa Karaçallı'nın, kaysı ve çelebi zeytinleri pek meş- hurdur. a Üç kahvesi olan Karaçallı köyünde kahvelerden - birinde ihtiyarlar topla- nıp kendi hallerinde konuşurlar. Harp menkıbeleri, ve istilâ hatıraları, çete - cilik günlerini anlatırlar. Diğer kah - velerde de gençler toplanırlar. Genç- lerin bilhassa bu kış günlerindeki top- lantıları pek zevkli olur. Hepsi uya- pık, denizde gezmiş, memleket gör- müş insanlardır. Bu delikanlılar kış oldu mu kahvelerde sıra âlemleri ter- tip ederler, Grup grup birisi yağını, birisi şekerini, birisi ununu getirir, yüzük oynarlar. Bir tarafta oyun oy- nanırken diğer tarafta helva basılır, çörek yapılır. Yüzük bittikten ve ona mahsus oyunlar yapıldıktan sonra iki kapalı atış poligonu civarında bir çam müracaatı da tetkik ettirmektedir. koruluğu yetiştirilecektir. taraf oyun esnasındaki bütün ihtilâf- ları unutur sofra başında helva ve çö- Ankara - İstanbul yolu üzerindeki Sabanca gölü Gölde 14 çeşit balık var, gölün en derin yeri S0 metre, sathı 46 kilometredir Adapazarı (Hususi) — Ankara İstanbul arasında seyahat eden- lerin sık sık gördükleri Sapanca gölü, büyük tabit güzelliğin kay- naklarından biridir. Bugün istifade edilmemekle beraber gölün etrafında yeni ve basit tesisler yapılmakta, sandala binilmekte ve balık avlanılmaktadır. Gölün bataklık sahalarının kurutulması kararlaştırılmıştır. İleride çevresi için mükemmel bir eğlence ve spro yeri olmağa müsait olan bu gölün bir kanalla denize bağ- lanması ötedenberi düşünülen bir mevzudur. Bu gölün İzmit çöküntü yerinin bir devamı olduğu halde uzun zamanla denizden ayrıldığı sanılmak- tadır. Etraftan gelen sular ve toprak yığınları bu gölü hem doldurmuş hem de zamanla yükseltmiştir. Bu - re bugün de yavaş yavaş yükselmekte - dir. Gölün Sapanca tarafı çok sığdır ve sazlıktr. Halbuki karşı sahilleri çok diktir, Gölün sathı 46 kilometre mu- rabbardır. Bu satıh zaman geçtikçe daha ziyade artmaktadır. Gölün en geniş sahili çark suyu ile Derbendüzü denilen yer arasındadır. Ve 16 kilometredir. En dar yeri Kö- lek deresi ile Dereköy arasında 6 ki- lometredir. Sapanca gölü genişliğine Trağmen çok derin değildir. En derin yeri 50 metredir. Ortalama derinliği 25 met- redir. Sapanca gölünün suyu tatlıdır. Gölde 16 çeşit balık vardır. Hele sa- zan balıklarının her cinsi gölde yaşa- maktadır. Evliya Çelebi diyor ki Sapanca gölünün denize akıtılması işi tarihin eski devirlerinden beri dü- şünülen bir meseledir. Evliye Çelebi ye göre, İskender İzmit'in şark tara- fındaki Sapanca gölünü yararak İz- mit körfezine akitmıştır. Sakarya neh ri ile Karadeniz ve İzmit körfezi ara- sında Kocaeli bir cezire gibi kalmış. Sonra Bizans tekfuru tekrar kapatmış. Eğer yine açılsa bir kantar odun beş akçeye inecekmiş, Ve cümle İzmit ge- mileri Adapazarına yanaşıp orası bir iskele olurmuş... Rivayet mahiyetini geçmiyen bu sözler Sapancayı denize bağlama dü- şüncesinin eksikliğini anlatmaktadır. Osmanlılar zamanında da bu düşünce etrafında durulmuştur. Eski zaman - larda İstanbul tersanelerinde yaprlan gemilerin tekne ve güverteleri Sa - karya civarındaki ormanlardan teda- rek yerler. Bu köy halkı temiz, uyanık, biribi- riyle anlaşmış ve kaynaşmış, misafire düşkün işlerine olduğu kadar zevkle- rine de bağlı insanlardır. — M, Enver BEŞE gün gölün seviyesi denizden Zğ_sl%_t—- - a yükeseke BUTUNMAKTAĞIr. GOİ rik edilir ve İstanbul'a getirilirmiş. Halbuki bu gemilerin Sakaryada ya - pılmasının daha uygun olacağı düşü- nülmüş. Nakil işini kolaylaştırmka i- çin Sakaryanın Sapancaya, Sapanca- nın da denize bağlanması düşünül - müş. Bu işin tatbikine de gecil—'s 9S * Pu w__,_,._—ııer'ıîte olduğu gibi bu işe de fesat karıştırılmış, ve halka za- rar vereceği ileri sürülerek bu teşeb- büsten vazgeçilmiştir. Bir kuyumcu Su içiyorum Zzannile Kezzap içti * Adana, (Hususi) — Şehrimiz ku - yuümcularından B. Abidin feci bir ka- za geçirmiştir. Hâdise şöyle olmuş - tur: | Abidin dükkânında işiyle meşgul iken susamış, her zaman masası üze - rinde bulunan su şişesine elini uzat « mıştır. Abidin şişeyi alarak ağzına gö- türmüş ve içmiştir. Fakat ağzına akar yakıcı bir mayi ağzını ve dilini bir an- da yakmış ve yara haline getirmiştir. Kuyumcu hemen tükürmüş ve elin- deki şişeyi kızgınlıkla yere çarparak parçalamıştır. Kuyumcu içtiği şeyin kezzap olduğunu anlayınca yere tükü- rerek ağzını temizlemiye çalışırken dükkânda bulunan kardeşi Şevki ve kalfası Kâzım da haykırmıya başla - mışlardır. Bu zavallılar da, şişenin yere çarpılmasiyle sıçıryan kezzapla yüzlerinden — yaralanmışlardır. Ku - yumcu Abidin'in de gözüne kezzap sıçramıştır. Abidin muhakkak bir ö « lümden kurtulmuştur. Mersin'de Bir adam fren altında öldü * Mersin, (Hususi) — Bayram mü- nasebetiyle Tarsus'tan şehrimize ge - len 17 yaşında Emin Sak, cuma günü tekrar Tarsus'a dönmek istemiştiâr. Emin istasyonda henüz trenin bulun- madığını görünce şimendüfer iskele - sine giderek denizi seyre dalmıştır. O sıada makinist Halil ve manevra- cı Abdurrahman'ın idaresindeki tre - nin kendisine doğru geldiğini görünce diğer tarafa atlamak istemiş fakat geç kalmış olduğundan rampa ile vagon- ların arasında kalarak yaralanmıştır. Emin derhal memleket hastanesine kaldırılmış ise de kurtulamamış ve ge- ce saat 22 de ölmüştür. Binsasüz haşlandı, öldü İzmir, (Hususi) — aile evinde oturan P-” sRacitim iki yaşındaki çocuğu me mangal üstünde kaynıyan suyu devir- miş ve feci şekilde haşlanmıştır. Ço - cuk hastaneye kaldırılmış ise de kur « tarılamamıştır, hâdiseye adliye el « Namazgâh'ta aa aaliidaki koymuştur. Edirne'de kır koşuları 4.000 metre üzerinde yapıldı Edirne (Hususi) — Edirne'de yapılmakta olan kır koşuların - dan dördüncüsü 4000 metre üzerinde yapılmış ve müsabaka, spor- cularla spor meraklıları tarafından büyük bir alâka ile takip edil- miştir. Bu mesafeyi 15 dakika 48 sa- niyede alan erkek muallim mek- tebinden Cevdet 17 puvanla bi- rinci, sanatlar mektebinden Hü- seyin 25 puvanla ikinci gelmiş- lerdir. Gönderdiğim resim atlet- leri müsabakadan evel bir arada göstermektedir. dikekadi

Bu sayıdan diğer sayfalar: