2 Ekim 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ervyama (A ... ğ Fyvn/ı/f ' Kozak Ber( CTCi gel Bu: Bergama gençdleri nişanlılarına düdüklü çapa hediye ederler. çapalamayı unutma 2-10 - 1938 | 'Düdüğü çal ama, tarlayı ,, demektir .ııı"— Mlanisa Turgutl IKemquGw ae ae 3ai *oı—--——_ Salkli ç Gölcük Aoıdu TRLA :! 'yelırı —5 Alaş eİ—ıır ”0(—_ d Nazilli Orta tedrisat muallimleri Düzçe orta okul direktörlüğüne Yalvaç orta okulu öğretmenlerinden BB. Aptullah, Kırşehir orta okul di- rektörlüğüne Düzçe orta okul” di törü B. Ceyvdet Cingi, Gazi enstitüsü kimya asistanı - Mürüyvet Özorhon Ahtıkara erkek lisesine, Kadı- köy ikinci orta okulundan Mediha Tezcanlı Kadıköy üçüncü orta okulu- na, İsmetpaşa kız enstitüsü mezunu Betül Gülen Uşak orta okuluna, Mi- las orta okulundan Şadi Zonguldak Çelikel lisesine, Kars lisesinden Hali- de Nusret Zonguldak lisesine, Kadı-> köy birinci orta okulundan Aliye Ten- dor Davutpaşa orta okuluna, Kasta- monu sanat okulundan Tahsin Çulha- gil Kastamonu lisesine, Kırşehir orta okulundan Ali Riza Sarıkamış orta o- kuluna, Divrik orta okulundan Mesut Ekmekçi Edirne lisesine, İstanbul kız Jisesinden Nebile Dikerman Kadı ikinci orta okuluna, İstanbul kız ö retmen okulundan Fahriye Oskay Er- zincan orta okuluna, Adana erkek öğ- tetmen okulundan Malimut Soykal Adana kız İisesine, Develi orta oku- lundan Nebih Tankut İskilip orta o- kuluna, Karaman orta okulundan İb- rahim Altan Sıvas orta okuluna, Niğ- de orta okulundan Afife Baykal Ça- talca orta okuluna, Bakırköy orta o- kulundan Muzaffer Nami Kırklareli orta okuluna, lise mezunu Suat Gü- nel Gelenbevi orta okuluna, Kars lise- sinden Lütfi Tyabzon erkek öğret- men okuluna, Kütahya 'lisesi eski be- den terbiyesi muallimi Aptullâh Al- say Yozg gaç lisesine, üniversite me- zunlarından Ayşe Uğural Eskişehir lişesine, Mürüvvet Ankara Gazi lise - |sine, Nevşehir orta okulundanı Kemal Zeren İzmit orta okuluna, Kütahya lisesinden Fıtnat Beykoz orta okulu - na, İsmetpaşa kız enstitüsü resim kıs- mr mezunlarından Kadriye Tahu Biga orta okuluna, Eskişehir lisesinden Ganime Akpınar Kütahya lisesine, Galatasaray İisesi mezunu Hilmi Si- rel Cibali örta okuluna, Ankara musi- ki muallim mektebi baş yardirektörü Zuhuri Danışman munzam vazife ola- rak Ankara üçüncü orta okuluna, lise mezunu Belkis İstanbul kız muallim okuluna, Samsün lisesinden Cevat 'Tunç Davutpaşa orta okuluna, Âme- rikan kolleji tülebesinden Fikret Cey- İamn Fatih orta okuluna, Ankara kız li- sesinden Seniha İdil Ankara üçüncü orta- okuluna, Üsküdar üçüncü orta RADYO Ankara : U H0 ve ukşam neştiyatı tecrübe m yetinde olarak yeni stüdyoda yandıeıiur * ş Öğle Neşriyatr: 12,30 Alaturka plâk n iriyatı — 13 Haberler — 13.15-14 Karışı plâk neşnyau ve son Akşam neşriyatı: 18,30 İstasyon hakkır muhtelif lisanlarla izahat ve müzik (D plâkları ile) — 19 Fantezi (Skeç) — 19.3 he uzık (lnce saz ıîılı) — 20 Riyaseticüm- okul kâtibi Sara B nköy kız 1 lise mezunu Nejat Üsküdar üçüncü orta okuluna, Konya kız öğretmen o- kulundan Fakihe Edman Bursa kız öğretmen okuluna, Samsun orta okulu türkçe öğretmeni Kadir Çağal aynı o- kul yardirektörlüğüne, Bandırma or - ta okulundan Reşit Ak Develi orta o- kuluna, Bilecik orta okulundan Mu- zaffer Nami German Bakırköy orta o- kuluna, İnönü orta okulundan Seniye Özcan Karşıyaka orta okuluna, Edir- ne erkek öğretmen okulundan Hüsnü Kandilli kız lisesine, Cibali orta oku- lundan Alâettin Senbenuva lisesine, İzmir Karataş orta okulundan Rasih Sonat Niğde orta okuluna, Niğde or- ta okulundan Naciye Ekan Yozgat li- sesine, Çatalca, orta okkulundan Mah- mut Sönmez İsmetpaşa kız enstitüsü- ne, Sıvas lisesinden Rıza Apak Ayva- İrk orta okuluna, Karataş erkek lise- sinden Şakir Candoğan Karataş orta okuluna, Kars lisesinden -Hânife A- ğiş Harbin ingiliz lisesine, Karşıyaka orta okulundan Faik'Akçin İzmir kız Imesme, tıp fakültesi talebesinden ati Sevgen Davutpaşa orta okulu- Hukuk mezunu Nebil Altuğ İz- mir erkek lisesine, İzmir erkek İise- (Şef İhsan Gimçar idare: de): 1- Franz von Blon: Allzi bereit. 2- Chopin: Valse, L ven: Ouvertüre, Promâthâ Georges: Trass-Boulba. Ballet de la Bourgonde; gues — 20,45 Arapça söylev — 20.55 berler — 21 Müzik (Halk türküleri: Yıhı na gel yakına, Bahce duvarı, Karşıdan yar | güle güle) - Eski türk bestekârı unhırl lı- hak Kadıasker, Mustafa İzzet, tanburi Ce- | mil, Şevki; yeni besteler: Şerif, Muhittin | — 21.45 Musahabe — 22 Müzik (Küçük or- * kestra) — 22,45-23 Haberler ve istasyon | hakkmıln muhtelif Hisanlarla izahat ve İs- | rsı A yt rami eei ” K Ki Not: Ankara tadyosunun neştiyat | yaptığı günlerde İstanbul rady çalışmıyacaktır. (Avrupa programları gelmemiştir) BİBLİYOĞRAFYA Yurt müdafaasında | Türk gençliği Kültür Bakanlığı seferberlik di- rektörü B .Kadri Yaman, Yurt müda« faasında türk gçnçlıgi adiyle bir eser” vücuda g . Kültür Bakanlığı sinden Müveddet İzmir kız li İzmir kız lisesinden Fatma Saadet İz- mir erkek lisesine, Üüniversite tıp fa- kültesi mezunu Kerâmi Erdem Anka- ra üçüncü orta okulu direktörlüğüne, Balıkesir erkek öğretmen okulu kü- tüpane memuru Recep Balıkesir er- kek lisesine, Çorum orta okulundan Cahit Tanyolu İzmir Karatâş orta o- kuluna tayin edilmişlerdir. ' Kuracasu 1 Ğa 5_3 O J/uvas Ege'deki seayhatin haritası e v çi ğustosun sonuna tesatlüf e - den bir günün sabahı, Dr. Yazan: dili, bize bütün bunları unutturdu. Türkiye'de böyle bir öotel müdürü- nenadir tesadüf olunsa gerek. Dü- mış bir köşe de var, Âr şubesinden keman sesleri geliyor. Sinema sa- lonunda, İzmir'e gitmeğe hazırla - nan bergamalı zeybekler bize bir kilıç - kalkan oyunu gösterdiler. Şehirdeki tarihi eserleri de gerdik Çinili minareyi, Havuzlu caraiyi, 'Taşhan'ı gördükten sonra çarşıda dolaştık. Bergama'da bir çok çizme- ci dükkânı var. Ora halkı yılandan ve dikenlerden korunmak için çiz- me giyiyorlar. Başka bir hususiyet de duduklh çapalar. Şiuıdı artık yalnız protokoler bir vazifesi olan bu çapa, evlenecek bir delikanlı ta- hafriyat yapılamıyor. Bunda, istim- lâk-işlerinin güçlükleri de âmil o- luyor. Harabelerin civarındaki kü - çük evlerde oturan G bekçi, burala- rı hem muhafaza ediyorlar, hem de yabani otları söküp temizlik yapı - yorlar. Fakat saha çok geniş oldu- ğu için, meselâ kermes gibi mühim vesilelerle, ayrıca işçi tutup hara- beleri temizletmek de icap ediyor. Asklepion mabedindeki sütunları ufak bir mmihmmıw bil. Müze müdürü Osman Bayatlı, bu işin iki bin lira gibi az bir para- ya mal olacağını, maarif vekâletin- ka- F gençlık için çok faydılı ulduğu bu eserden kâfi miktarda alınarak mek - teplere tevzie karar vermiştir. Eser Devlet basımevinde' Bakanlık hesabı- na basılmaktadır. Eserde türk gençli- ğinin, Atatürk rejimine bağlılığı, mil- li kültür cepheleri Vve orduya gençli- ğin hazırlanması kisimlarını ve bu- .| günkü yürt müdafaasını modern ka - rakteri cephesinden etüd eden ve ya- bancı memleketlerdeki gençlik teşki - lâtına dair en son bilgileri ihtiva eden bu eserin diğer gençlikle alâkalı dai- relerce de satın alınacağı tahmin edil- mektedir. Ötedenberi gençliğin ye- | tiştirilmesi işleriyle yakından meşgul ve alâkadar bulunmuş olan eski mes - lektaşımız B. Kadri Yaman'ı gençli- ğe yepyeni ve faydalı bir eser kazan- dırmış olmasından dolayı tebrik ede - Şang'ı—.., »a.—.—uxhd Y d Ecnebi memleketlere yapı- lacak adli tebliğat ce tanzim olunan ve restore edile- cek harabeleri ihtivaeden Jlistede Vedat Nedim Tör ve ben İzmir'den Bergama'ya yollandık. Fakat biz Bergama'ya Aelius Aristides gibi şifa aramıya gitmiyorduk. O türis- tik tetkikler yapacak, ben de onun davetlisi olarak Ege havalisini ge- zecektim. Bizi Bergama'ya kölelerin taşr - dığı bir tahtıravan değil, İzmir vali- sinin tahsis ettiği son model bir o- tomobil götürüyordu. Aelius Aris- *tides'in yanında telmizleri bulun - kabil, bizim yanımızd şoför Muammer Ozman'dan başka, emniyet memutlarından — İsmail Vardar — vardı. “Emniyet memu- runün bu seyahatle münasebeti ne?” Diyeteksiniz. İsmail Vardar daha önce ecnebi âlimlerle ve bu a- rada profesör Mamburi'yle birlik- te Ege'de dolaştığı için yolları bi - liyor, harabeleri tanıyordu. Nite - kim, günlerce devam eden seyaha- timiz esnasında onun bu bilgilerin- den çok istifade ettik. şünün bir kere: Lütfullah Denizer darülfünunda ve Sorbon'da okumuş, Önce fransızca muallimliği, sonra ticaret yapmış. Halkevi müdürlü - ğgünde de bulunduktan sonra, oteli idareye başlamış. Lisan bilmenin ne kadar mühim olduğunu anlatmı- ya lüzüm yok., Çünkü otelin defte- Tine göre, ağustosun başından bizim uğradığımız güne kadar burada ka- lan 18 seyyahtan yalnız üçü türk, ö- ma kermesinin , yapıldığı - iyerdir. tekiler, alman, fransız, italyan, a- Şehrin hemen methalinde de, gü - — merikalı, isveçli ve arnavuttu. zel Dir otel var: Bergama palas. Rek Kaymakamı Ziyaret ettikten Sunra ötele geldik. Hör sene yüzlerce sey- yah bizim gibi Bergama yolunu tut- tuğu için, öotel misafirsiz kalınıyor. Vedat Nedim Tör her şeyden önce ötelin içinde bir “keşk” yaptı. Hu- susi idare tarafından yaptırılan bi- na ve mobilye fena değildi. Fakat bazı ihmaller de görülüyordu. Ber- gama'da garson ve ötel hizmetçisi bulmak çok güçmüş. Bereket ver - rafından nişanlısına gönderilirmiş. Bu, “düdüğü çal, fakat tarlayı ça- palamayı da ihmal etme” mânasına Asklepion'un kayıtlı olduğunu söy- gelirmiş. Başka şehirlerde de bu u- ledi. sul tatbik olunabilir ve meselâ mo- aleilee . deran gençler, nişanlılarına düdük- H Z, j lü eleîtriş: ütüsiî,aî'ııava gazı ocağı K Bergama'nin cıvînn.dı da, ?opn— veya aspiratör gönderebilirler, Ş FO F ustbn’de, bi ŞOk Fakat, Bergama kızları da deli - harabeler var. Bergama yîı 30 kilo- kanlıların tavsiyelerinin hiç birini BRME ımesafede, Yunıd daği uz_erin—' tutmak niyetinde olmasalar gerek d_c'kl Bze hambçlerı gok mi_ıhim. ki, kismetlerine razı olmıyorlar. O- Fakat YOI olın.ad_zg_;ı_ve otqmobıl bu- nun için işe cebir. karışıyor ve — KAYA BAA ARFÖ yelkze — jandarıma kumandanının söylediği- DS b“"“”)î g?remıyorlar. ne göre — Bergamada sık sık kız ; Bergima müldesi, geçel C“":'h“ K kaçınma hâdiselerine rastlanıyor. "__y" bayrapm_da açılm_ış £ hei B Ka gfu.el Lıı_— binadır. Keşif bLedeli 14 bin lira iken, 200 lirayla işe başla- nıp daha eksiğe mal edilmiş. Heykellerin çoğu Baküs'ü tem- sil ediyor. Kadın veya erkek, mo - deller çok güzel. Bunda hem Ege'"- nin ikliminin, hem de civardaki gü- zellik rlıcalarının tesiri olsa gerek. Çıplak bir vücudun bütün teferru- Yabancı memleketlerde bulunan vatandaşlara yapıhmk adli npııgn goz önüne al nin uzak bir tarihe atılması hxulıg— mıaştir. KÜÇÜK DIŞ HABERLER - X Londra — Amerika - Hamburg hattı vapur kumpanyası bu sabah in - giliz limanlarına uğrıyan vapurların tekrar 1 servise başladıklarını i- lan etmiştir. X Nevyork — Eylül ayı zarfında Amerika'nın altın stokları 600 ıııilyon' dolar kadar artmıştır.. Amerika'nın bütün altın stokları 600 milyon dolar bütün altın stokları bu suretle 13 mil- yar 700.00 doları tecavüz etmektedir. X Berlin — Hükümetin yaptırmak- ta olduğu büyük nafia işleri için 1938 senesi istikrazının üçüncü tertibi ol - Samih Tiryaktoğlu rek bir övaya giriyor. Nihayet bir virajı dönünce, solunuzda Berga - ma karşınıza çıkıveriyor. Şelire gi- rerken İlrca'yı, Şeytan bayıtrını ve" Şeytan kırmı da görüyorsunuz. Şeytan — kırı, aynı zamanda, Bergü- Müzeyi ve harabeleri gezimeden önce şehirde şöyle bir dolaşalım de- yip yola çıktık. Belediyenin büd- cesi kâfi olmudığı için yollar bo - Zuakç). Esasen şehir plânı hazırla - nınca, bir çok işler birden hallolu- nacak. Cumhuriyetin onuncu yxlnıd:ı ya- pılan halkevi yı.nı bir bina, En dik- kate şayan yı_rı kütüpanesi, Bura - Avrupa ve ir oldüğü l - Bergğama harabeleri Amerika'da çok imı çin, bu şehir turist tarafından sık sık ziyaret edilir. Bu senenin nişanında 6G00, mayısında 1.000 kişi — çoğu tenebi olmak üzere — mü- zeyi ve harabeleri ziyaret etmiş. 4 e aK İzmir'den Bergama'ya giden yol, sin, mesleklen yetişmediği halde o- telin idaresini eline almış olan Lüt- daki beş bin cilt kitaptan bir kısmı- nı saylav Rahmi Köken hediye et - Yazın sıcaklar, kışın da soğuk do- Tayısiyle ziyaretçi sayısı azalıyor. İki senedenberi harabelerde yeni atı okadar sadıkane bir şekilde can- landırılmış ki, bir çok heykellerin önünde uzun uzun durduk. mak üzere yüzde dört buçuk faizli ve ikramiyeli bir buçuk milyar marklık hazine bonoları çırkarılmıştır. bazan zeytinlikler arasından geçe- miş. Zaten kütüpanede ona ayrıl - — ——— fullah Denizer'in nezaketi ve tatlı — Tabii... Daima bılıym—dum ki bu beyhude idi... Evet, o ben.. Ancak değirmencinin oğlu olan ben ol- mıyacaktım... Tabii, bu böyle olmak lâzımdı. Ve hattâ, şu anda Burada, yarımızda bulunmağa nasıl çüret ettiğimi, beni nasıl dinlediğinizi de anlıyamı- yorum... Karşınızda ayakta, yahut şöylece ileride, yerde, diz çökmüş olmalı idim. Ancak bana vu lâ - yıktı. Halbuki ben böyle değil de.... Yıllarca uzak - larda bulunuşum bunda her halde müessir olmalı - dır, Şimdi, denilebilir ki, daha cüretliyim. Artık ço- cuk olmadığımı biliyorum; keyfiniz isteseydi beni hapse ; ği da biliy , Bunun içindir ki böyle söylemeğe cesarct edıyorum Fakat bana Odarılmayınız; yoksa derhal susardım. ğ yır, söyleyiniz. İstediğinizi söyleyiniz. Öyle mi? Nı iıwmm mi? Fakat, o halde eli - nizdeki nişan yüzüğü bile söyliyeceklerimi söyle - mekten beni ıııııodcmemek lâzımdır. Viktoria, hafifçe: — Hayir! Dedi. Hayır, yüzüğ menetmez. üm sizi hiç bir şey- h ç KDĞ M?Xmi, ©o halde? Amanri allahım, yoksa Viktoria, aldanıyor muyum ? Johannes birdenbire ayağa kalkıp Viktoria'nın çehresini tetkik için ileri doğru uzandı. — Yani, demek istediğim şudur; Bu yüzük hiç bir mâna ifade etmiyor mu? — Rica ederim, yerinize oturunuz. Johannes oturdu. —Ah! Bilseniz sizi ne kadar düşündüm! Allahım, SÖ M bundan başka küçücük bir düşünce olsun | idi! Bütün gordukleruu. bütün hxldıklen.m a- VİKT ORİA yılnız başıma, sizi düşünerek heyecandan titre- dim... Sizi son defa evde gördüğüm vakit güzeldi- niz; fakat bugün çoh daha güzelsiniz. Gözleriniz, K V| Buıı ÇARR — ne bit C l hbp.ı, siz oluı her şey guıol. Viktoria, gözleri yarı kapalı, ona lııkuık gü - lümsüyor, uzun kırplklen ıltmdı golzı mavileşi « Yazan: Knut Hamsun me tekrarlıyarak yürüyordum: “Viktoria en güzel, en fevkalâde kadındır, ve ben onu bilirim... Mudma- zel Viktoria'yı,” Diye düşünüyordum. Sizden benim kadar üzak olan kimse bilmediğimden değil. Fakat biliyordum ki siz mecvut idiniz. — Ah! bu bence ehemiyetsiz bir şay değildi — Orada yaşa: dığınızı biliyordum, ve kim bilir, belki hatırlardı - nız... Oh! Eminim ki beni düşünmüyordunuz; fakalt, kaç akşam, iskeml oturup beni tahattur edeceğinizi düşündüm. Tahmin eder misi- niz ki, Madmazel Viktoria, o vakıtlâr cennetin kapı- ları bana açılryordu; denilebilir. Size şiirler yazı- yor, bütün varım yoğumla sizin için çiçekler alıyor, bunları evime getirip saksılara koyuyordum. Bütün şiüirlerim sizin hatıranıza yazılmışlardır; başka şey- den mülhem olanlar azdır, ve bunları kimse bilmez. Fakat intişar etmiş- olanları elbett l di Şimdi de büyük bir kitaba başladım.. Allahım, size ne kadar müteşekkirim; siz beni tamamiyle hük - münüz altına aldınız: Bütün neşem sizsiniz... Her gün ve her gece bana mevcudiyetinizi hatırlatan geyler görür ve işitirim... İsminizi tavanâa yazdım; sırt üstü yatıp ona bakarım. Odamı düzelten hiz - metçi onu görmez. Onu, yalnız kendim görmek üze- el aecildliea Te 6 KKŞ Çeviren: Nasuhi BAYDAR ON VA T 10 — yordu. Son d g k tabii sevş kı ile elini ona doğru uzıtu. Viktoria öte yana döndü, ve aralayıp bir kâğıt çıkardı. Göğsünü kabartan de- rin bir nefes aldıktan sonra : i — Teşokliii Bllrim, #BLAA UKD — Bana teşekkür elıneyinîl. Viktoria. Bir şeyler söylemek, daha bir çok şeyler söylemek im, dedi. —- İşte, dedi, onu kesip sakladım. Onu ezbere bi- Hyorum; akşamları okuyorum. Babam onu bana gösterdiği l k üzere p önüne git- tim, Gazeleyi çevirerek: “Nerede? Bulamıyorum,” dedim. Halbuki bulmuş ve ok başl bi. le. Ve öyle measuttum ki. Kâğıda korsajının kokusu sinmişti. Kâğıdı açıp ona ilk şiirlerinden birini gösterdi: Kır atlı suvari kadma ittihaf olunmuş bir rubai idi, Genç bir kalbin çocukça ve şiddetli itirafları, sa- tırlardan parlıyan yıldızlar gibi fışkıran zaptolun- maz his ve heyecanlardı bunlar. Johannes: ğ — Evet, bunları çok zaman evel yazdım, dedi. Kavak yaprak! de rüzgârdan hışırdadığı bir gece yızınışum. Ah! onu gene korsa- FB ğa ! siniz; bazan hülyalara dalıy ihtiyacı ile bütün mevcudiyeti ona doğru hamle et-. ti... $ fi 'b'n." KA Fa nid.l_ y AŞ ASN Cüşk | ll. na hücum etti; sanki sersemleşmişti. — Ahi Viktoria, beni bir az sevseniz.. Bilmiyo- rum, fakat doğru olmasa bile ıoîvdıiımzı söyleyiniz. Soylıyımz, rica ederim! Oh! büyük şeyler, âdeta tasavvuru imk şeyler ıııo vadet- mek isterim, Neler yapabil imi tah di ve nti A işlerin hissediy Ba- zan bardak taşar: Öyla geı:ılenııı ohı,vuı- h hülya- larımla mest olaralı dola- şıyorum, Yandaki odada bir başkası yı&ıyoı-. uyun ö miyor, dıvara yor. Sıbıh k lığındi det- li, od giriyor. Ne ehemi ar: Onunla alay e- dıyorııın. Zira, uııokıdudi!unuymhm da öld in önüne gi- bil A he Kai e jınıza mı koyuyorsunuz? Onu orada sakl, is çin size teşekkür ederim... Sesi tatlılaşıp ağırlaşarak bağırdı: — Geldiniz, ve işte y v el ğ dip şarkı söylüyorum, Sabah nlıııığı başlıyor, ve dı- şarıda kavaklar rüzgâr altında fısıldıyor. Sökmek- te olan şafağa bakarak: “Günaydın!” Diy ; ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: