17 Eylül 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I7 -9 - 1938 Hitler - Çemberlâyn g_örüşmesı pek kısa sürdü (Başı 1 inci sayfada) mektedir. Muhakkak olan bir şey varsa o da B. Çemberlayn'in tekrar Almanya'ya gelerek alman dev- let reisiyle yeni bir mülâkatta bulunacağıdır. Bu arada ingiliz kabinesi toplanarak vaziyeti gö- rüşecek, ayrıca Paris ve Londra arasında istişareler yapılacaktır. BB. Hitler ve Çemberlayn arasın- daki ikinci mülâkat, Kolonya civarın- daki Godesberg'de yapılacaktır. Hit- ler'in şahsi muhafız kıtası şimdiden buraya hareket etmiş, diğer taraftan yabancı gazeteciler için apartıman- lar hazırlanmıştır. Yeni müzakerelere hazırlık Müzakerelerin şehir civarında bir şatoda yapılacağına ve bu müzakere- lere Daladiye'nin de iştirâk edeceği- ne dair şayidlar dolaşmaktadır. B. Çemberlayn bu sabah, yağmurlu bir havada Berhksgaden'den ayrılmıştır. Başvekille kendisine refakat edecek olan zatları ta;xyacak 10 otomobil £ önüne sıral i B. Çemberlayn Munıh’ hareket ediyor B. Çemberlayn, saat 9.35 de Müni- he hareket etmiştir. İngiliz Başveki- lıyle B Horas Vilson bir otomobile di. Bu bili ikinci bir otomobil takip ediyor ve bunda da B. Strang bulunuyordu. Bu iki oto- mobilin önünde siyah muhafızları ha- mil bir kaç otomobil gidiyor ve ar- kalarından keza siyah muhafızları ha- mil birçok otomobiller geliyordu. 'B. Çemberlayn, otelden çıkarken yirmi siyah muhafız selâm vaziyeti almışlardır. Halk, kollarını kaldırmak suretiy- le ingiliz Başvekilini selâmlamıştır. B. Çemberlayn gülümsiyerek ve şap- kasını çıkararak mukabelede bulun- : muştur. Kendisinin iyi bir gece ge- çirmiş olduğu görülüyordu. Vaziyet gelecek hafta aydınlanacak Royter'e göre, — B. Çemberlayn'in âzimetinden sonraki umumi intiba, dünkü müzakereler hakkında nihat bir hüküm vermenin ve yahut vaziye- tin inkişafı hakkında bir tahminde bu- daşlarımla müzakerede bul ır Sizden ricam, bu mülâkat hakkında selâhiyettar membalardan verilecekle- rin haricinde hiç bir habere en ufak itimat göstermemenizdir. Hitler B. Çemberlayn'i yormak istemiyor 1 Çimento buhranı (Başı I. inci sayfada) Bol ve ucuz çimento ile bol ve ucuz kereste, bol ve ucuz mes- ken demektir. Bugünkü küp- metre inşa fiatını süratle indir- meğe yarıyan her tedbir, halkçı ve imarcı hükümetimiz tarafın- Bu akşam, kabine kadaşi ve aralarında bilhassa Lort Runsiman bulunan diğer şahsiyetlerle, Mülâka- tımın neticesi hakkında görüşeceğim. Bilâhare ve her halde bir kaç güne ka- dar Hitler'le yeni bir mülâkat yapa - cağım. Hitler, bana ikinci mülâkatım- da istikbale geleceğini ve benim ya- şımda bir adama bu kadar uzun bir yol yaptırmamak arzusunda olduğunu be- yan etti.,, Çemberlayn yanında Hariciye nazı- rı lort Halifaks olduğu halde, doğru- ca başvekâlete gitmiştir. Fakat daha evel tayyareden iner inmez kıralın hüsüsi bir kurye ile gönderdiği mek- tubunu almıştır. Lort Runsiman Londra'ya döndü B. Çemberlayn'in daveti üzerine lort Runıımın 'la B. Gvatkin Başvekil ve arkadaşlariyle Berh d mü- zakereleri hakkında görüşmek üzere Londra'ya avdet etmişlerdir. Mumaileyhhin Prag'dan hemen he- men Çemberlayn'la ayni zamanda Hoston meydanına inmiştir. Lort Runsiman, Çekoslovakya vazi- yeti hakkında kendisine sorulan su- allere cevap vermekten imtina etmiş- tir. Runsiman, Prag'a tekrar — dönüp dönmiyeceğini de bilmediğini beyan etmiştir. Kabine toplantısı Çemberlayn Başvekâlete gelir gel- mez ark lort Runsi 'la lort Halifaks da muvasalat etmiş ve ken- dilerini orada bekliyen Con Simon, Samuel Hoar, van Sittard ve Kado- gan'la Berchtesgaden mülâkatının ne- ticesi hakkında derhal mahrem müza- kerelere başlanmıştır. Sir Samuel Hor, üç saat kadar kal- dan şüphesiz alınacaktır. Bir milli bankamıza hükümet tarafından verilmiş olan selâhi- yetten hattâ bu mevsimin işleri- ni dahi kolaylaştırmak için daha iyi istifade etmek mümkün olup olmadığını bilmiyoruz. Fakat her taraftan işittiğimiz şikâyetler ve bizim bildiklerimiz, - yukarda zikrettiklerimiz bizzat gördükle- rimizdir - umumi sıkıntının ehe- miyetini göstermektedir. Mevcut fabrikalara ve onların istihsaline rağmen çimento buh- ranı, hayre alâmettir. Görülüyor ki Türkiye'de umran hareketi bir iki sene evelki hesap ve tahmin- lerin bile ölçüsünü aşan bir inki- şaf seyri takip etmektedir. Bun- dan memnun olmalıyız ve bu in- kişaf seyrini kolaylaştıran ted - birlerimizde gecikmemeliyiz. F. R. ATAY Frankocular Barselon'u bombaladılar 30 ölü, 114 ydrolı Barselona, 16 a.a. — Sabahleyin sa- at 11 de her biri üç motörlü üç tayya- reden mürekkep üç hava filosu Ma- jork ad dan gelerek Barsel ü- inde u bbüsünde bulun- mış olduğu Başvekâlet dairesind çıkacağı sırada mezkür daireye Jlort Halifaks gelmiştir. İki devlet adamı, lunmanın mevsimsiz olar.ağı merke - zindedir. Mamafih, iyi malümat al - makta olan mahfiller, dünkü tebliğde yıkmdın aktedilecek bir — içtimadan vi inin bir ümit niş: i ola- rak tefsir edilebileceğini ehemiyetle — kaydetmektedirler . Buradaki alman mahafili, nikbinli- - ğini muhafaza etmekte ise de bir ihti- Ha ) YAĞ Tei yatlı davranmaktadır. Bu mahfiller, müzakerelerin çok uzun bir. müddet zarfında ve müttelif safhalarda yapıl- ması zarüri olduğu mütaleasındadır - lar. Burada ecnebi müşahitler arasında umumi intiba, şu kelimelerle ifade e - dilebilir : 7 “Şimdi ve yahut hiç bir zaman, önü- müzdeki hafta kati hafta olacaktır.,, Almanlar nikbin, İngilizler ketüm Havas'a göre de — B. Çemberlayn, Berhtesgaden'i terkettiği sırada va - ziyet kararsızlığını muhafaza etmek - teydi, Almanlar, daima nikbinliklerini mu- hafaza etmektedirler, İngilizler, ihtiyari olarak — ketüm davranmaktadırlar, Fakat — itimatları haledar olmuş değildir. Teessüs et - miş olan temaslar yenileşiyor, işte e - saslı hâdise, İngiliz murahhas heye - tinin sükütu Londra — kabinesiyle HElnsa Hü at ütklselarr &- halinde bir çeyrek saat Muhalefet işçi partîsî reisi Attle, Hariçiye nazırı Lort Halifaks'ın dâ- veti üzerine akşam üzeri Haricçiye ne- zaretine gitmiştir. Kabine bugün de toplanacak Nazırların Çemberlayn'ın riyaseti altındaki müzakereleri saat 19.30 a ka- dar devam etmiştir. Lort Halifaks ve Kadogan, Başve- kâletten çıktıktan sonra doğruca Ha- riciye nezaretine gitmişlerdir. Umumt intizar hınima olarak, baş- vekâletteki topl ,gazete- lere hiç bir tehlığ verilmemiştir. Yalnız, kıralın saat 21.30 da Çem- berlayn'ı kabul edeceği ve kabinenin de yarın sabah saat 11 de toplanacağı bildirilmiştir. Çin mukabil . taarruzu Japonlara pek ağıra oturdu Hong - Kong, 16 a.a. — Takviye kı- lımmadan evel mülâkatın neticesi hak- kında hiç bir şey sızdırmamak kaygu- — su ile izah edilmektedir. Müzakerelere ikinci ve hattâ üçüncü — gün dahi devam edileceği bekleniyör - ve almanların prenılbınir. kabulün - ihah et kl den i ı bir itilâfın icra tarzlarının b umüzakere- |ler sayesinde tamamiyle tayin ve tes- — bit edileceği ümit ediliyordu. B. Çemberlayn Londra'da Münih'ten tayyareye binerek İngil- — tere'ye hareket eden Başvekil Çem - berlayn, Heston tayyare meydanına indiği vakit kendisini resmi şahsiyet- lerden başka kalabalık bir halk kütle- si karşılamıştır. Başvekil, tayyareden iner inmez şu beyanatta bulunmuş - tur : — Tahmin ettiğimden daha kısa — bir vakitte geri döndüm. Eğer bu ka- dar meşgul olmasaydım, bu seyahat - tan çok zevk duyacaktım, Dün Hit - ler'le yaptığım mülâkat, açık ve dos- tane bir müsahabe olmuştur. Ve şim- di her birimizin diğerinin ne düşündü- ğünü öğrenmiş ve bilmi; olmasından — dolayı memnunum, Bu mülâkatın neti- cesi hakkında hemen şimdi bir . sey söylememi her halde bekl iz. talarının vürudu üzerine Çin küvet- leri Hsiçe'de şiddetli bir mukabil ta- muşlardır. Tayyare dafii topların sü- rekli ateşi onların bu teşebbüsüne mâ- ni olmuştür. Tayyareler limana 60 ka- dar bomba at daır. Kuvetli birçok mermi Balrk pazarma düşmüştür. Bu sırada pazar çok kalabalıktı. İlk ha- berlere göre 23 kişi ölmüş ve 60 kadar insan yaralanmştır,. Son haberlere göre dokuz tayyare tarafından şehir üzerine atılan bom- baladan 30 kişi ölmüş ve 114 kişi yara- lanmıştır. İki ingiliz vapuru hasara uğradı Londra, 16 a.a. — Röyter âjansının Barselon'dan istihbarına göre, bu li- manda bulunan iki ingiliz vapuru, bu günkü hava bombardımanında hasara uğramıştır. Povier vapurunun güver- tesi uçmuş ve tayfadan bir kişi yara- lanmıştır, B. Hemming İspanya'ya gidecek Londra, 16 a.a. — İtalya büyük elçi- si Hariciye nezaretine giderek, ademi müdahale komitesi sekreteri Hem- ming'in İspanya'daki iki muhasım ta- raf nezdine gönderilmesine hüküme- tinin muvafakat cevabını vermiştir. KÜÇÜK DIŞ HABERLER X Bern — Federal meclisi, yeniden arruz yapmışlardır. Çin kuvetleri şeh rin dörtte üçünü işgal etmişler ve se- kiz saat devam eden sokak muhare- belerinde 650 den fazla japon öldür- müşlerdir. Sağ kalmış olan japonlar, şehrin şark mahallesinde bir köşesin- de tahassün etmişlerdir. Yangtse'nin şimalinde Tapeşan'ın çinli kuvetleri, taarruza geçmişler ve japonları Şoho- nun şimal sahiline tardettikten sonra Yeişiyaşi yakınında beş mühim mev- kii biribirini müteakip işgal etmişler- dir. Bu Mmuharebelerde düşman üç binden fazla zayiat vermiş ve yirmi uzun dıya enternasyonal vaziyeti tetkik etmiş bir ihtilâf halinde a- lımması icap edecek tedbirlerin şimdi- den alınmış olduğunu bir kere daha müşahede eylemiştir. X Paris — Başvekil Daladiye ya- nında Hariciye Nazırı Bone olduğu halde, mütenekkiren Paris'te bulunan Bulgar kıralmı ziyaret etmiştir. Bu mülâkat çok uzun sürmüştür. X Londra — Prens Artür dö Ko- not'un cesedi Vindsor şatosunda Sen- Jorj kilisesinde askeri merasimle gö- mülmüştür. Kıral ve kıraliçe ile kıral mitralyöz ile iki top bırakmıştır. Kır- mızı göl yakınında demirlemiş bulu- nan japon gemileri bugünlerde Çin tayyareleri tarafından fasılasız suret- te bombardıman edilmiştir. Bunlar- dan altısına isabet vaki olmuş ve iki nakliye gemisi derhal b hanedant erkânı ve İsveç veliahtını temsil eden prens Bertil hazır bulun- muştür, X Londra — Kanterbüri başpisko- posu, dün akşam kilise mensubinine Diğer cephelerde Hong - Kong, 16 a.a. — Şantung eyaletinin garbında bulunan Çin ku- vetleri Fengşiyen'i yeniden işgal et- ım;leı.' ve Yanşan yakınına vasıl ol- dır. Hopei eyaletinin şarkında ve Şınıi'mn şımıli şarkisinde muha- beler her inden ziyade şid- Bu anda yapacağım şey, kabine arka - detini arttırmıştır. hitab y iş olduğu tahriri bir emirnamede 18 ilkteşrin gününü sulh için dua edilecek milli gün ilân etmek- tedir. Serbest kiliselerle katolik kilise- leri, Anglikan camlasının dualarma İş- tirâk edeceklerdir. X Belgrad — Naip prens Paul bu akşam, Stoyadinoviç'i kabul ederek dahili ve harici siyasi vaziyet hakkın- da mufassal izahat almıştır. Mahkeme Röportajları RADYO Tam 25 sapının hikâyesi! Dâvacı dayak yerken saymış mı ? Şahit bir yandan kucağındaki çocu- ğun vıngırtısını susturmıya çalışıyor, bir yandan da hâkimin sorduklarına cevap yetiştiriyordu. Söylediklerinin hülâsası şu: — Pazar günü bu dâvacı hanımın ka pısının önünden geçiyordum. Hanı- mın küçük çocuğu önümü kesti: — İçeride annemi dövüyorlar, de- di. Annesini de evelden tanımazdım ki... Bir kere sokakta yüzünü ya gör- müştüm, ya görmemiştim. Benim işten asıl kavgadan sonra haberim oldu. Sonra davacıya, siyah mantolu taze bayana döndü: — Bu hanımı kuyu başında gördüm. Alnında kızartı, vücüdunun şurasında burasında da bereler vardı. — Geçmiş olsun hanım dedim. Bir kaza mı atlattınız yoksa? Bu hanım da bana: — Sorma kardeş sorma, dedi, bizim kiracı dövdü behni.. Çocuk yüzündeni... Ve mantosunun yanını kaldırdı, ye- diği dayaktan kalan bereleri gösterdi. Başkaca bir malümatım yoktur. Ve gene çocuğunu pis pıslıya pis pıslıya iskemleden kalktı dıvarın di binde durdu. Kurşuni yazlık mantosunun bir ye- rinden çıkardığı yazma mendiliyle yü- zünü yelpazeleyen suçlu, şahidin lâfı bitince ayağa kalktı: — Baştan başa yalan, uydurma hâ- kim bey, dedi. Sabaha kadar bu söz- leri kim bilir kendisine kaç kere söy- lettiler de şimdi gelmiş burada bülbül gibi söyleniyor. Ne gördüğü var, ne de bildiği.. .Sonra, yuzünu ekşıtti diş- lerini gıcırdattı, d d i yüzü- süpürge — Peki güzel kızım, annen de o ha- nımı dövdü mü? Çocuk, tabif lâfının nereye gittiği- ni di di, yahut düşündü de vic- danı - kendisine doğruyu söyiemeyi emretti. Ne oldu bilmem, gayct sarih cevap verdi: — Annem de onu dövdü. — O neyle dövdü. — O da şüpheylke... Anlaşılan kavga yerinde bicden faz la süpürge varmış. Bü cevaptan sonra hâkim çocuğun peşini gene bırakmadı. — Peki seni de dövdü mü evlâdım © kadın, dedi. Çocuk boynunu büktü, yuuruğunu göozüne götürdü: — Beni de dövdü, dedı. — Ne zaman dövdü? — Yarın dövdü. Annesi hemen teshih etti. — Çocuk bu hâkim bey, yarın diyor kusuruna bakmayın.. 1'abii hâdise gü- nünü hatırında nasıl tutsun. Iddianame ve şahitler dinlenmiş, sı- ra müdafaaya gelmişti. Hâkim bu de- fa suçluya döndü: — Hanım müdafaanı yapmak için mühlet istiyor musun? 'Gene mendil sıkı sıkı avurda yapış tırılmış bir halde: — Siz bilirsiniz dedi, Bu sual kendisine iyice anlatıldı. Ni- hayet: — Bir kaç gün mühlet verirseniz fe- na olmaz hâkim bey, dedi, ne diyece- gxmı hazırlıyaymı. Ş ç lemek ve LÜ ; nü serinlettiği mendilini yüzüne bas- tırdı; — Hiç bir şeye yanmam hâkim bey hiç bir şeye yanmam da, dedi, hem da- yağı ben yıyeyım hem de başkası beni davâ etsin.. İşte işin hurasnıı çok tu- tuluyorum. Tam 25 süpürgeyi yiyen « degıl benim. 25 süpürge az da sayrîm.az “malfim ya.. Hele sap tarafı rastlarsa., Ama i- şin garip tarafı şu ki davâcı aşağı yu: karı aynı mikdar süpürgeyi kendisi- nin yemiş olduğunu iddia etmehtedır Hülâsa 25 süpürge iki kadın n —İiddia edildiği üzere — mahkümiyeti olup olmadığı araştırıl- mak üzere muhakeme başka güne bı - rakıldı. B. Ruzvelt Vaşsington'da Vaşington, 16 aa. — B. Ruzvelt, saat 1 de buraya gelmi K Ankara : Öğle Neşriyatı: , LN Dlak neşriyatı — 13.,50 Plâkla türk musikisi ve halk şarkıları — 14.15 Ajans haberleri. Akşam Neşriyatı: / ve blskla dans musikisi — 19.15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Salâhattin) — 20.00 Saat ayarı ve arapça neşriyat — 20.15 Türk musikısı ve halk şarkıları (Müzeyyen Senar, Sadi Hoşses) — 21. Şan plâkları — 21.00 Stüd yo salon orkestrası 1 - Demerssemon: Bin Fest in Aranjeuz. 2 - R&ebikoff: Walzer aüs der Christbaum. 3 - Rossini: Mosaigue No. 1. 4 - Tehaikowsky: Melodie — 22.00 Ajans haberleri ve hava raporu — 22.15 Yarınki Program ve son. İstanbul : Öğle Neşriyatı: — blakla türk musikisi — 12.50 Havadis — 13.05 Plâkla türk musikisi — 13.30 - 14 Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam Neşriyatı: ,, 4, yans müsi: kisi (Plâk) — 19.00 Konferans: Prof. Sa lih Murat Fen musahabeleri) — 19.30 Dans musikisi (Plâk) — 19.55 Borsa haber- leri — 20.00 Saat ayarı- Grenviç rasatane- sinden naklen. Nezihe Uyar ve arkadaşları tarafından ti k musikisi ve halk şarkıları — 2040 Ajans haberleri — 20.47 Ömer Rıza Doğrul tarafından arapça söylev — 21.00 Saat ayarı: Orkestra: 1 - Mallairt; Le Dra- gönes, 2 - Rimsky - Korsakoff: Sheheraza- de, 3 - Mussorgsky: Dante Persannes — 21.30 N: in Rıza ve arkadaşları tara « fından türk müsikisi ve halk şarkıları — 22.10 Hava raporu — 22.13 Karadeniz saati (Halk havaları kemençe ile) — 22.50 - 23 Son haberler ve ertesi günün programı. Sa- at ayarı: sön. Avrupa OPERA VE OPERETLER— 12 Bero - —15351 16 Frank- furt, Königsberg — 20.10 Berliıı, Ştutgart — 20.30 Paris - P. T. T. — 21 Milano, ORKESTRA KONSERLERİ VE SEN- FONiK KONSERLER: 20.30 Strazburg — 21 Post Parizyen — 21.15 Lüksemburg — 21.40 Sottens — 23 Doyçlandzender. ODA MUSİKİSİ; 18.15 Doyçlandzender — 18.30 Sarbrük, SOLO KONSERLERİ:; 14.20 Stokholm — 18.10 Kolonya, Münih — 18.30 Breslav — 20 Monte Ceneri — 21 Stokholm — 21.25 Monte Ceneri — 22.30 Doyçlandzender, NEFESLİ SAZLAR (Marş v. s.): 12 Kö- nigsberg — 19 Münih — 19.10 Frankfurt. ORG KONSERLERİ VE KOROLAR: 12. 5 Stokholm — 18.30 Hambürg — 19 Ko- lonya — 20 Beromünster. HAFIF MÜZİK: 5 Breslav — 6.10 Ham- burg — 6.30 Berlin, Breslav, Kolonya — 8.30 Alman istasyonları — 11 Hamburg 12 Alman istasyonları — 14 Laypzig — M.l. Frankfurt, Kolonya, Vlnııı — 1415 Ber- lin — 14.25 ıımnih — 15 Ştutgart — ım Hamburg — 16 Breılıv — 16.30 Paris - 'T. T. — 18 Berlin — 18.30 Frankfurt — l, Alman istasyonları — 20.10 Keza -- 20.45 Tulııı — 22.30 Viyana — 22.45 Berlin — 24 P'YALk MUSİKİSİ! 710 Kolsüya — 11.30 Ştutgart — 14 Keza — 19 Laypzig. « DANS MÜZİĞİ: 18.15 ı.ıypıı — 2110 — 22.15 Stokholm — nîr Roçester'e götüren trende B, Hul ile on beş dakika ııbrügmllqtık Amerika bir türlü paylaşılamıyor. Davâcının avukatı söz aldı; — Huzurunuzda âcizane bir teklifte bulunmak için ayaka kalkmış bulunu- yorum efendim, diye söze başladı ve dirseğini dinleyiciler arasında bir er- keğin dizine koymuş, bir davâcı baya na, bir hâkime bakan üç dört yaşların . da bir yavrucağızı göstererek devam etti: — Muvekkılımın dövülmesine se- bep olan yayru işte şurada pederinin dizleri arasında durmaktadır. Kendi - sini dinlemek lütfunda bulunursanız haklı bulunduğ dayak hâdisesinin en doğru ifadesini ve en su götürmez delillerini onun saf ve masum ağzından dinlemek mümkün o- lacaktır. Malümu saminiz sâbi yalan söylemez, İstirhamım bundan ibaret- tir. Hâkim vaziyeti teemmül etti, sonra mübaşire: — Getir çocuğu dedi. Dört yaşında sarı saçlı açık mav.: gözlü çocuk, vaziyetten tamamen bi- naber mübaşirin önüne düştü ve din- leyiciler arasından davâcılar arasına geçti. Gök mavisi kareli elbisesinden açık« ta kalan bacaklarını biribırine geçiri- yor, ellerini başının üstünde çaprazlı- yor, hülâsa yerinde bir türlü rahat durmuyordu. Hâkim sesinin tonunu değıştirerek yüzünün sert ifadesini yumuşataralk sordu: — Evlâdım anneni kim dövdü se- nin bakayım? Annesi hâkimin sualini, kendı diliy le sordu: — Bak kızım amcabeyin diyor ki se nin anneni kim dövdü, kim bağırttı. Çocuk suali daha yeni kavramıştı. Hâ- kime döndü. Burnundan çıkardığı şa- hadet parmağiyle suçluyu gösterdi: — Nah, şu kadın dövdü, dedi. Hâkim gene o tatlı sesle sordu: — Peki neyle dövdü kızım? Çocuk bu sefer ikinci bir tekrar beklemeden cevabını yapıştırdı: — Süküpeyle dövdü. (Bu her halde süpürge olacak.) Çocuğun buraya kadarki çahitliği! annesinin lehine idi. O da süpürgeyle dövüldüğünü iddia ediyordu zaten .. Fakat küçüğün bundan sonraki şaha- deti galiba onları da memnun etmedi Hâkim çıtır çıtır cevapları alınca bir daha sordu; kabinesi, bugün l B. Ruz- velt'in evelce haber verildiği gibi rad- yo ile neşredilecek bir nutuk söyliye- ceği haber verilmektedir. B. Ruzvelt'in temasları Vaşington, 16 aa. — Reisicümhur Ruzvelt, bir Avrupa ihtilâfr takdi - rinde Amerika'ca ittihaz edilecek ted birler hakkında hariciye ve maliye nazırı ile görüşmüştür. Bilhassa mali ve iktisadi tedbiri bahsol - muş, bahti veya askeri tedabir me - selesi görüşülmemiştir. Ruzvelt, kendisinin V: 'dan Rom 22.20 Münih, Brno — 22.30 Ham- burg, London - Recyonal — 23 Sarbrük, London - Recyonal, Liyon, Lüksemburg, Paris, Roma, Stokholm, Strazburg, Tuluz, Pirene — 24 Milano. Bir Romen ticaret heyeti geliyor İstanbul, 16 (Telefonla) — Türk , Romen ticaret işleri inkişafını tetkik etmek üzere maruf romen iktısatçıla- rından Slovenski'nin reisliği altında yıkmd& birromen heyeti şehrimize ktir. Heyet burada türk ithalât ayrılmasını icap ettirecek bütün te- ahhütlerini iptal etmiştir. ve ihracatçılariyle esaslr temaslarda bulunacaktır. RWOSPNATINE ÇALEREF Falyerdir. Sizler, bizler... Yani hepimiz... İyi düşünelim, çocukluğumuzda mutlaka FOSFATİN FALYER Fosfatin Falyer hiç bir tesirden bozulmadan her iklimde daima muhafaza olunabilir. Her zaman için kullanılabilir. Fransadan bü- tün dünyaya ayni şekilde gönderilen yegâne müstahzar Fosfatin Her ezcane ve bakkaliye mağazalarında en elverişli 4 fiatlarla bulunur. Yemiş yediniz mi? Ve bir çok sebeplerden buna bu- gün medyun bulıınn.ıuyor muyuz? O halde; bizim için isbatı kendi öz vücu- dumuzda duran bir haki- kati göz bebeğimiz yavru- larımıza tavsiye ve tatbik etmekte niçin tereddüt e- delim? Asri tababetin neş- vünema devresindeki ço- cuk için lüzumlu bularak tavsiye ettiği bütün gıda unsurları en bol ve en ke- sif miktarlarda FOSFATİN FALYERDE mevcuttur. 6038 Ç Ucuzluğu ile az zamanda müht- m SAKARYA Palas otelinin altındaki mağı Sayın Ankaralılara İş Bankası karşısında Vehbi Koç Müessesesi ittisalinde Meydan Ankara halkının tağbetini kazanan ECZANESİ nakletmiştir. — TI: 2018 — 5197

Bu sayıdan diğer sayfalar: