Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ülkka . 8-9-1938 ÜVLÜU S Finlandiyalı güreşçilerle beraber Baraj ziyafetinde EN GÜZEL İÇKİ: AYRAN! Çoban, karnını doyurup 6 bardak ayran içtikten sonra kendine gelebildi ..: Belvü Palas'ın bahçesindeyiz, Fin- lanaryalı güreşçiler bu akşam Anka- ra'dan ayrılıp izmir'e gidıyorlar. Boş kalan bu bir günden istifade ederek şehrin muhtelif yerlerinde gezecek - ler ve öğleyin Baraj'da Spor Kurumu Güreş Federâsyonu tarafından veri- lecek ziyafette bulunacaklar. Hep- si gürbüz, sıhatli gençler, sevimli ve cana yakın yüzleri insana hiç yaban- cı gelmiyor. Bizim güreşçilerle de çabucak an- laşmışlar... Kafile reisi Leino'nun sevgi dolu bakışları altında, karşılık- lr olarak öğrendikleri /kelimeler ve işaretlerle anlaşmıya çalışıyorlar. Finlandiyalıların “merhaba” sına, bi- zimkiler “Beyve” diye mukabele edi- yorlar. **4 Sporcuları gezdirecek olan otobüs kapının önüne geldi. Finlandiyalı gençlerden bir kısmı koşarak fotoğ - raf makinelerini aldılar ve neşeli, ne- şeli, kimisi ıslık çalarak, kimisi şar - kı söyliyerek, Orman Çiftliğinin yo- hunu tuttular. Her tarafı alâka ile gezdiler. Kendilerine verilen izahatı dikkatle dinlediler. Akıllarının almadığı şey, eskiden bataklık olan bu yerde, birkaç sene içinde bir mamurenin kurulması ve güzel bir ormanın yetiştirilmesi idi. Kendilerine ayran ve bira ikram ©- lundu. Birkaç güreşçi yan gözle kafi- le reisine bakarak buğulanmış bira dublelerini dikerlerken, ötekiler de ayran içtiler. Belvü Palas'a tekrar uğradık ve oradan Baraj'a doğru yollandık. Ay- nı neşeli hava içinde, asfaltın üzerin- de süratle ilerliyoruz. Kafile reisi çok memnun. Türkiye'ye girdikleri andan itibaren gördükleri misafir- perverliği anlata anlata bitiremiyor: — Dört günlük yol yorgunjuğu- nu bu güzel kabul unutturuverdi, di- yor. B. Leino Ankara'ya üçüncü defa olarak gelmiş. Her sene gördüğü ye - niliklerden dolayı hayran: — Zaten, diyor, aradaki uzunluğuna rağmen biz Türkiye'yi çok iyi tanır ve severiz. Gazeteleri- miz sık sık memleketinizden bahse - derler. Benim sormıya hazırlanacağım su- alin cevabını da gene o verdi : — Güreş ekipiniz, eski senelere nazaran, bu sene fevkalâde... Gelecek yıl Finlandiya'da — karşılaşacağımız için ayrıca memnunum, mesafe “Ava giden avlanır,, derler. Foto muhabirimizin dalgınlığından istifade eden Çoban, makineyi eline geçirerek onun bu resmini çekti! Baraj'a geldiğimizin farkında bile olmadık, yol bize o kadar kısa gel- mişti. Gazinonun kapısında fotoğraf- lar çekileceka Fakat mersinli Ahmet bir türlü şapkasını çıkarmıyor. Biri - si bağırdı: — Yahu, çıkar şu şapkanı... Yok- sa kimse seni tanıyamıyacak! Biraz sonra da Mustafa göründü. Pansıman için hastaneye gitmiş. İki kaşının üzerinde iki ayrı pansıman var. Hatırını soranlara: — Zaten yaralı idim, diyor, eski yaralar açıldı, o kadar Kafile reisi de Mustafa'ya yaklaş- tr ve hatırini sordu. Sonra gençler hep birden Baraj'ı gezmiye hazırlanı- dılar, Fakat otelden beri karnının aç- lığından bahseden Çoban, pek - iştahlı değil (yani Baraj'ı gezmiye iştahlı değil). — Yemekten sonra gezeriz canım.. dedi, fakat ısrarlara dayanamadı. O da grupa katıldı. Baraj'ın üst kısmını dolaştıktan sonra, muazzam beton seddin altında- ki bendlere girdik. Loş dehlizler ve serin bir hava... Fakat Çoban gene ge- ride... Maamafih, serin havayı hisse- dince biraz içeriye girdi: — Oh... dedi, şurada biraz uyu- sam... Sonra gene etrafına bakındı ve manzarayı gözü pek tutmamış olmalı ki, tekrar kaprya doğruldu. Galiba Baraj'da 15 milyon metre mikâbı u bulunduğunu birisi Çoban'a fıslamış olacak. Zaten pehlivanlık başka, ka - Yemeği yiyip altı bardak ayranı devirdikten sonra Çoban'da galip bir kumandan hali var... badayılık başka.... Tekrar gazinoya döndük. Birisi sordu: — Yemek yesek mi? Çoban gene atıldı: — Vallahi fena olmaz, sabahleyin kahvaltı da etmedim, onun için “sı- kıntıdayım !” Etraftan gülüşenlere izah etti: — Ben her zaman 11 de yemek ye- rim de... * ** Sofraya oturduk. Her türk güreş- çinin yanında, bir finlandiyalı spor - cu var. Neşe yolunda, Yemekten ön - ce, aperitif yerine ayran ikram edil - di. Yanımda oturan B, Leino, bardağı eline aldı ve bu beyaz içkinin adını sordu: — Ayran... dedim, Spor teşkilâtı erkânı Türk ve Finlandiya güreşçileriyle birlikte barajda Dünkü ziyafette teati edilen samimi nutuklar Yapılan maçlar, memleketler arasındaki dostluk ve spor bağlarını kuvetlendirmiştir Acaba şu şiş kebabı denilen ye- mek nasıl şey olsa gerek? YAT İLAa 'Ağ!r siklet Mellavuo: “Şiş keba- bı da hiç fena değilmiş!,, Bardaktan bir yudum aldı, kelime- » yi bir iki defa tekrarladı: — Ayran... Ayran... Ve ilâve etti: — Çok güzel! Bizim çocukların kendisine “Ho - ca” diye hitap ettikleri ve iki buçuk sene içinde öğrendiği oldukça düz- gün türkçe ile tercümanlık vazifesini de mükemmelen başaran B. Pellinen de söze karıştı: — Bizde de yoğurt vardır, dedi. Onun için, ayranı biz de yapabiliriz. Bu sırada, tabağına muazzam bir şiş kebabı. yığını yapmakla meşgul olan Çoban atıidı: — Hele sütleri mükemmel, dedi, insan iki üç kilo içiyor da gene doy - muyor! Evet, ben de Çoban'ın yerinde ol - sam iki kilo sütü bir hamlede içer - dim! * * &* Yemek çok neşeli geçiyor. Söz ta- bit önce spora, sonra da güreşe inti - kal etti. B. Pellinen bazan kafile rei- sinden, bazan da finlandiyalı güreşçi- lere refakat eden gazeteci B. Koyu- nen'den izahat alarak anlatıyor: — Bizde spor çok müteammimdir. Federe kulüplere kayıtlı sporcuların sayısı 100.000 dir. Bunların en az 10.000 nini güreşçiler teşkil eder. Tahsil hayatında spor mecburidir. İlk mektepten itibaren haftada üç sa- at jimnastik dersi şeklinde başlar. Orta mektepte her gün spor yapılır. Türk gençleri liseyi bitirdikten sonra ekseriya sporu da terkediyor - lar. Halbuki Finlandiya'da spor üni- versitede de mecburi ve sporcu tale - beler Avrupa'daki üniversiteler arası spor müsabakalarına iştirak ediyor - lar. Vakıa ilk neticeler pek yüksek ol- mamış ama, bundan dolayı ümitleri kırık değil. Velhasıl, çocukluktan iti- baren spora alışan bir finlandiyalı genç, yaşı ilerledikten sonra da buna devam ediyor. Bunun en güzel misali, kafile rei- si B. Leino. 47 yaşında olmasına rağ- men 25 yaşında bir genç kadar dinç olan bu eski güreşçi, müsabakalara iştirâk etmediği halde hâla idmanları- na devam ediyor ve sigara, kahve, iç- ki kullanmıyor, ** * B. Pellinen izahatına devam etti: Dün en çok rağbet gören içki ayrandı. Anlaşmak için dil bilmek elzem değil, samimiyet ve sevgi kâfi... KAT Kzıkinığ Dün, Türk Spor Kurumu güreş fe- derasyonu tarafından Finlandiya ve 'Türkiye milli güreş ekiplerine veri- rilen ziyafette çok samimi nutuklar teati olunmuştur. Yemeğin sonlarına doğru söz alan Finlandiya gazeteci- lerinden B. Koyunen, Büyük Önder'e ve memleketimize karşı duyduğu de- rin hayranlığı ve iki memleket milli güreş ekiplerinin yaptıkları son te- maslar dolaysiyle hissetiği memnu - niyeti anlatmıştır. Finlandiya sporcu larının dostane selâmlarını türk arka- daşlarına bildiren ve mühim işleri a- rasında bu ziyafete iştirâk etmek lüt- fünde bulunan B. Adnan Menderes'"- le diğer zevata teşekkür eden B. Ko- yunen, gelecek sene türk milli ekipi- ni Finlandiya'da memnuniyetle bek- liyeceklerini söylemiştir. B. Adnan Menderes'in nutku B. Koyunen'in B. Pellinen tarafın- dan tercüme olunan ve şiddetle al- kışlanan bu samimi sözlerine Spor Kurumu Asbaşkanı B.: Adnan Men- deres, aşağıdaki nutukla mukabele etmiştir : — Spor Kurumu Asbaşkanı olarak ve teşkilâtımızın bağlı bulunduğu yüksek Partimizin Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya adına bu güzel top- lantıda ve aranızda bulunmaktan do- layı derin bir sevinç duymaktayım. Finlandiyalı dostlarımızı ve onların güzel memleketlerini içinizden bir - çoklarınız bir buçuk sene evel tanı- dınız. Kafilemizin orada bulunduğu esnada gördüğü misafirperverlikten, husust itinadan, kafileyi teşkil eden arkadaşlar bize, seyahatten dönüşle- rinde hassasiyet ve teşekkürle bah - settiler. Bugünkü fırsattan istifade ederek finlandiyalı dostlarımıza © seyahatin güzel hatırası için teşek- kürlerimizi tekrarlarım. Finlandiyalıların hakiki sporcu ve sporda ileri gitmiş bir memleket .ol- duklarını sporcularımız Finlandiya seyahatlerinde görmüş bulunuyorlar. Biz de burada yapılan iki karşılaşma esnasında kendilerinin spordaki yük- sek dereceleri ve spor karakterleri hakkında kuvetli kanaatler edinmiş bulunuyoruz. Yakınlık ve dostluk Finlandiyalıların aramızda bulun - dukları sırada göstermiş oldukları yakınlık ve dostluktan mütehassisiz. Bilhassa sportmenlik ve — centil - menlik vasıflarını sevgi ile müşahe- de ettik. Yapılan her iki müsabaka- da da galip gelmemize rağmen gerek güreşteki yüksek kabiliyetleri gerek- se sportmenlik ve centilmence hare- ketleri itibariyle kendilerinin örnek tutulacak bir vasıfta — olduklarını söylemek pek yerinde ölur. Finlandiya matbuatını temsilen a» ramızda bulunan sayın Bay Koyune- n'in Atatürk Türkiye'sini hayran- lıkla görmüş olduğu hakkındaki söz- lerini burada kaydederek memleket- lerine avdetlerinde bu görüşlerinin memleketlerinde de bilinmesine ve» satet suretiyle iki memleket arasın - da dostluk ve spor münasebetlerinin takviyesine yardım etmelerini kene dilerinden rica ederiz. Güreşçilerimizi tebrik 'Gene bu fırsattan faydalanarak bu- rada toplu olarak bulunan milli güreş takımımızın, dünyanın güreş üstatla- rına karşı elde ettikleri iki güzel gali- biyetten dolayı tebrike şayan olduğu« nu söylemekle beraber sporda gayenin nın ve spor vasıtasiyle fizik moral kabiliyetlerin tenmiye ve inkişafınt temin etmenin gaye olduğunu sporcu arkadaşlarımıza tekrarlamak isterim. Çalışmalariında bu gayenin daima göz önünde tutulması icap eder. Vasıta noksanlarına rağmen büyük himmet ve enerji ile çalışan milli gü- reş takımımızın bu iki galibiyetinin* ehemiyetini tekrarlarken sporcuları- mızım iyi ve dürüst çalışmalarının mü- kâfatını ;şimdiden elde etmiş olduk- larını da tebarüz ettiririm. Müsabakaların büyüklerimizin ve bilhassa sayın Başbakanımızın gözle- ri önünde cereyan etmiş olması, ve gene bilhassa sporcu büyük başbaka- nımızm güreşçilerimizin ayrı ayrı ek lerini sıkmak suretiyle kendilerini tebrik ve taltif etmiş olmalarının hâ- tırasını bu galibiyeti kazanan sporcu- larımızın hayallerinde ebediyen ifti- harla saklıyacaklar en büyük mükâfat olduğunda asla şüphe edilmemelidir. Finlandiyalı dostlarımıza Türkiye'- de bulunacakları günlerde iyi vakitler geçirmelerini temenni eyler, ve mem- leketlerine avdet için memleketimiz- den ayrılırlarken kendilerine şimdi- den hayırlı seyahatler temenni ederiz. Diğer nutuklar B. Adnan Menderes'in bu sözleri, Güreş Federasyonu umumi kâtibi B. Şinasi Özdemir tarafından ingilizce- (Sonu 8. incı sayfada) — Bizde yalnız güreşle meşgul e- Mersinli ile Kenan bir gün önce-v | Ş Finlandiyalı sporcular, Baraj gazinosunurt önünde lan kulüpler de vardır. 17 - 18 yaşın - (Sonu 8. inci sayfada) — ki maçlar ve patlıcan dolma an; hakkında “görüşüyorlar!,,