Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
1-7.-1938 —7 - Pasif müdafaada farazi bir yangın söndürülüyor Dün Ankara'da ilk defa olarak Hava taarruzlarına karşı pasif müdafaa provaları yapıldı ! Pün Ankara'da ilk defa olarak İt- faiye grüupları gaz maskeleriyle yans gın söndürme tatbikatı yaptılar, Tat- bikata itfaiyeden başka 2 can küurta- ran ekibi ve 1 gaz temizleme ekibi sefer teçhizatlariyle iştirâk ettiler, Tatbikatta Genel Kurmay, gaz ge- nel komutanı general Hüsnü Rıza ve Dahiliye Seferberlik Müdürü ve gaz komutanlığından bazı subaylar bulun Mmuş, aynı zamanda maskelerin ve ipe- rit elbiselerinin vücuda uygunluğu ve mMmalzemenin bakım keyfiyeti gaz kf)mntanhğı tarafından gözden geçi- rilmiştir. Bir hava taarruzu esnasında yan - gin bombaları her tarafta yangınlar çıkarabilir. Bu yangınlarla mücadele vazifesi bidayette ev ve mahalle it- faiyesine düşer. Ancak bunların sön- düremedikleri yangınlara şehir itfai- yesi tarafından müdahale edilir. Dünkü tatbikatta da, evvelâ Saman- pazarı'nda büyük bir yangın tasav- vur edilmiş ve itfaiye 9,5 da oraya ye- tişerek faaliyete başlamıştır. Saat 10 da Dahiliye Vekâleti binasında itfa- iyenin müdahalesini icab ettiren bir yangın çıktığı haber verilerek 2 ta- kım itfaiye oraya gönderilmiştir. Se- ferde yangın bombalariyle beraber tahrib ve gaz bombaları da atılacağın- dan itfaiye ile beraber 2 can kurta- ran ekipi ve 1 gaz temizleme ekipi Dahiliye Vekâleti binasında faaliyete geçmişlerdir. İtfaiye yangınla müca- deleıederken, can kurtaran ekipleri, ::hrıb eğdilmiş ve zehirli gazın hücu- una uğramış bir sığ sablarını kurtşımışugrx.nakmn vir ğ Diğer taraftan Vekâlet binası, ci- varına atılan gaz bombalarından bina- ya giden asfalt cadde ve civarının ipe- ritlendiği kabul olunmuş ve bu mınta- ka ip ve sarı filamalarla çevrilmiştir. İperite karşı koruyucu elbise, çizmc- ve eldiven giymiş olan gaz temizle- me ekipi asfalt caddeyi kireç kayma- Bi serpmek ve yıkamak suretiyle te- mizlemiştir, Tatbikattan iyi ve memnun oluna- e_ık netice alınmış, Dahiliye Seferber- lâk müdürü ve Gaz Genel Kumandanı tarafından efradın kabiliyet ve taham Mmül dereceleri takdir edilmiştir. $ Pasif müdafaada yaralılar naklediliyor İhraç mallarımızın kıymetlendirilmesi ve bu mallarda devlet kontrolü İç Ticaret Umum Direktörünün çok enteresan Ekonomi Bakanlığı İç Ticaret bir konferansı Umum Müdürü B. Mümtaz Erk'in ihraç mallarımızın standardizasy ve kıy lendirili i hakkın - da İstanbul'da ihracat tacirleriyle yaptığı enteresan konuşmayı haber vermiş ve B. Mümtaz Erk'in bu münasebetle verdiği konferansın ilk kısımlarını birkaç gün evelki sayılarımızda vermiştik. Konferansın, kontrolün nasıl yapılacağına, kontrolden alman netı- celere ve Türkofis'in yabancı memleketlerdeki şubelerinin bu husus- taki çalışmalarına aid kısımlarını da bugün neşrediyoruz. İstihsâlden başlanması lâzım gelen standardizasyon işi, bilhassa ziraate taallük eden kısımlarda, uzun vadeli ve meyvelerini geç veren işlerdendir. Mallarımıza en uygun standardları bulmak ancak uzun zaman, dikkatle, titizlikle sarfedilecek emeklerin mah- sulü olabilir. Bundan dolayıdır. ki, yukarıda ar- zettiğim müşahede mesaisi, işimizin mühim safhalarından birisini teşkii etmektedir. Bu mesai ile, nizamnameler, alınan neticelere göre tekâmül ettirilmekte, ve tedricen ideal standardlara doğru sevkedilmeleri temin olunmaktadır. Bu maksadla, bir nizamnamenin tat- bikatına geçildikten sonra, sık sık ih- racatçılarımızla temas etmek, dışarı- daki müşterilerimizin mütalealarını almak usulü takip edilmektedir. Nitekim, buradaki toplantılarımız nihayete erdikten sonra meri nizam- namelerin tatbikatından elde edilen neticeleri gözden geçirmek, lüzum gö- rülen kararları almak ve bilhassa mal- larımızın evsafını yükseltmeğe matut olarak nizamnamelere ilâve edilmes: mümkün yenilikler bulunup bulunma- dığını araştırmak üzere Gireson'da fındık ve İzmir'de üzüm ve palamut tacirlerimizle de toplanarak görüşe- ceğiz. Kontrol nasıl yapılıyor Biliyorsunuz ki, 3018 numaralı ka- nunun neşrine kadar, kontrol devlet teşkilâtı tarafından ifa edilmemekte idi. Alınan neticeler, bu kontrolün bizzat devlet teşkilâtı tarafından ya- pılmasını zaruri gösterdiğinden 3018 numaralı kanun ile kontrol vazifeleri odalardan vekâlet teşkilâtına intikal etmiştir. Bu işleri kendi teşkilâtına gördüren devlet, ihracatçılara hiç bir külfet yüklememekte ve bütün standardi- zasyon ve kontrol işlerinin masrafla- rını kendi büdçesinden temin etmek- tedir. Fakat, bundan dolayı hepimize mun- zam bir borç da terettüp etmektedir. Eğer kontrolü devlet idaresi yapı- yor ve alıcıların itimat ve emniyetle- rinin teminatını teşkil eden kontrol mührünü bizzat devlet memurları vu- ruyor ise, bu mühürün prestijini has. sasiyetle korumak da hepimize düşen bir borçtur. Onun içindir ki, kontrol mühürü devlet memurları tarafından daima ciddi bir kontroldan sonra vurulmak- tadır. Ve daima da aynı ciddiyet ve ti- tizlik muhafaza olunacaktır. Bazen kontrolün, eğer böyle bir ta- bir kullanmak mümkün ise; titizliğin- den şikâyet edildiği görülmüştür. Bil- mem titiz ve ciddi olmıyan bir kont- rola mevcut nazariyle bakılabilir mi? Kontroldan alınan neticeler Sayın ihracatçılar, Şimdi, tetkik edilmekte olan kont- roldan alınan neticeleri gözden geçi- rebiliriz. Geçen mahsul devresinden beri tat- bik edilen bu kontroldan ne gibi neti- celer alınmıştır? Büunu anlamak için vekâletimizin yabancı piyasalardaki ticaret mümes- anlaşılacağı üzere yeni fındık ve kü- ruüzüm nizamnamelerinin —meriyet mevkiine girdikleri tarihten bugüne kadar Hamburg'da hiç barbitraj vu- kua gelmediği bildirilmektedir. Bu iki madde ile müştagil muhtelif firmalar nezdinde yaptığımız tahki- katta aynı neticeyi vermiştir. Malü- matlarına müracaat ettiğimiz firmalar bugüne kadarki, tatbikatın kendileri- ne kontrolün iyi yapıldığı kanaatini verdiğini söylemektedirler. b) Alâkadar firmalar nezdinde yap- tığımız tetkikata nazaran nizamna- menin tatbikinden sonra PALAMU 1 hususunda hiç arbitraj vuku bulma- mıştır. Berlin mümessilimiz, Almanya'nın diğer limanlarında da aynı halin mü- şahede edildiğini ayrıca bildirmekte- dir. — TÜRKOFİS CENEVRE ŞU- BESİNİN 30.3.938 tarih ve 43 sayılı yazısından: a) ÜZÜMLERİMİZE kontrol tat- bik edilmediği tarihlerde, nümune ü- zerine yapılan alım ve satımlarda, gönderilen malın nümunesine ekseri- ya uymaması üzerine isviçreli alıcılar- la türk tacirleri arasında bir çok ihti- lâf çıkmakta iken, üzüm nizamname- sinin tatbikinden sonra bu nizalar or- tadan kalkmıştır. Kontrol keyfiyeti, diğer tarafdan, mallarımızın müstehlik piyasalarda rağbetini arttırmasına yardım etmiş- tir. (Cenevre'de üzüm ve fındık itha- lâtiyle uğraşan toptan ticaret yapan bir mü in sahibi eskidenberi Yunanistan'dan üzüm ithal ettiğini ve türk mallarının tiplere tâbi olduğu ta- rihten itibaren Yunanistan'dan sipa- rişlerini keserek İzmir'de bir türk ti- carethanesiyle temasa geçtiğini ve 1937 den tibaren türk üzümlerini al- mağa başladığını beyan etmiştir.) Kuruüzüm alıcıları üzümlerimizin, ihracı esnasında, kontrola tâbi tutul- masını iyetle karşıl: k dırlar. Müstehlik tarafından, kontrol, yukarıda işaret edildiği gibi, emniyet ve itimadı çoğaltmış ve tacirlerinin işlerini kolaylaştırmıştır. b) FINDIK alıcılarının ifadelerine nazaran bu maddenin kontrola tâbi tu- tulduğu tarihten itibaren şikâyetle- rin arkası kesilmiştir. Yukarıda izah edildiği gibi kongrol keyfiyeti alıcı- lara itimat hisselerni aşılamıştır. İsviçre'li alıcılar ihraç mallarımız üzerinde alınan bu tedbirlerden ve harici ticaretimizin inzibat altına a- l dan dolayı iyetlerini bildirmektedirler. TÜRKOFİS BRÜKSEL ŞUBE- SİNİN 5.4.1938 tarih ve 266 sayılı ya- zısından: a) İkinci derecede ihracatcıların sevkettikleri ÜZÜMLERİN kalitesi nizamnamenin tatbikinden beri mu- hakkak surette iyileşmiştir. Alâka- darlar nizamname ile anarşinin önüne geçilmiş olduğunu bildirmektedirler. b) Nizamnamenin tatbikindenberi vurgun FINDIKLARIN sağlam fın- dıklarla karıştırılmakta olduğunu ilâ- ve ederek bu hususta memnuniyetle- rini izhar etmiştir. İhraç maddelerimizin kontrolünd! sillerimiz vasıtasiyle ecnebi l ketlerdeki alıcılarımız arasında bir anket açtık. Hemen şurasını söyliyeyim ki, Hamburg, Berlin, Londra, Nevyork, Brüksetl, Cenevre, Roma, Bükreş, Varşova, gibi başlıca piyasalardan ge- len cevaplara göre geçen sezonda fın- dik, kuruüzüm, ve palamut üzerine hiç bir tarafda hiç bir arbitraj kayde- dilmemiştir. Kontrol neticeleri hakkında müsbet bir fikir vermesi itibariyle müsaade- nizle, bu ankete gelen cevapları birer birer aynen okuyayım: Senesine göre umumi üzüm ihraca- tımızın o 55 ilâ 60 nı ve fındık sev- kiyatımızın e 45 ilâ 70 ini alan ve böylelikle bu iki maddemiz ihracatı- tının yarısından fazlasına müşteri o- lan Almanya piyasası hakkında gelen cevap şudur: — TÜRKOFİS HAMBURG ŞU- BESİ'nin 23.3.938 ve 29.3.938 tarihli, 190 ve 207 numaralı yazılarından : a) FINDIK ve ÜZÜM hususunda en salâhiyettar teşekkül olan, Ham- burg kuru meyvacılar cemiyetinden aldığımız yazının bir suretini ilişik olarak sunuyoruz. Tetkikinden de maksat her şeyden evel muayyen va- sıflarda tipler tesbiti ve malın vasati standardını yükseltmek olduğundan bu neticelerin elde edilmiş bulundu- ğuna hükmedilebilir. — TÜRKOFİS BÜKREŞ ŞUBE- SİNİN 23.3.1938 tarih ve 167 sayılı ya- aısından: a) Romanya, halen, yalnız memle - ketimizden fındık ithal etmektedir. Alâkadar ihracatçılar fındıklarımızın kalite ve tiplerinden memnuniyetle bahsetmektedirler. Nizamnamenin tatbikinden sonra ithal edilen mallar- da görülen yeksanaklığın bilhassa iyeti- mucip olduğ kay- detmek icabeder, b) Memleketimizd bu im zarfında (1937/38) ehemiyetli mik- darda üzüm ithal edilmiştir. Geçen mevsim zarfında ithalât yekünu an- cak 12 tonu bulurken bu sene zarfın- da 147 ton ithalâtta bulunulmuştur. İthalât mikdarında görülen bu artış- ta diğer zarüri ve mücbir sebeplerden başka mallarımızın tiplere ayrılması kontrolü, manipülasyondaki dikkat ve itinanın ve yeknasak mal gönderme- nin de tesiri olduğu muhakkaktır. Romen alıcıları mallarımızın tip, kontrol şekillerinden memnuniyetle bahsetmektedirler. Bilhassa manipü - lâsyanda büyük farklar meydana gel- diği tebarüz ettirilmektedir. Evelce diği tebarüz ettirilmektedir. Evelce çöplü mallara sık sık tesadüf edildiği halde yeni gelen mallarda bunun önü- ne geçilmiş olduğu bildirilmektedir. TÜRKOFİS ROMA ŞUBESİNİN 29.3.938 tarih ve 420 sayılı yazısı da aynı mealdedir. a) İtalya'da fındık ithalâtı olmadı- ğından bunun hakkında bir şey söyle nemez. b) Cenevrede ticaret evlerinden Gi- yacomo Barabino, PALAMUTLARI- MIZ hakkındaki intibalarını şöyle an- latıyor : “İhracatta kontrol tatbiki hakkında ahiren Türkiye Cumhuriyeti hükü- meti tarafından ittihaz olunan isabet- li karardan sonra artık bir güna şikâ- yete mahal kalmamıştır. İhraç olun- makta olan nevilerin teftiş ve muaye- nesi alıcılar için büyük garantidir. E- velleri isim altında satılan palamutla- rın kaliteleri hakikatte tâbi olması lâ- zım gelen tip standarda tevafuk ve mutabakat etmiyordu. Yani alınan tedbirden İzmir Ticaret evleri ciddi- yet bakımından da kazanacaklardır. Türkofis Lahey şubesinin 12.5.1938 tarih ve 239 sayılı yazılarından: a) Kuruüzüm ihracatı kontroluna müteallik nizamname Holanda itha- lâtçıları tarafından — memnuniyetle karşılanmıştır. b) Piyasanın mallarımıza mütecallik ambalaj ve sair hususlarda bir arzu ve tenkidi yoktur. Türkofis Nevyork şubesinin 2.5.938 tarih ve 167 sayılı yazılarından: Fındık, üzüm ve palamut nizamna- melerinin tatbikinde Birleşik Devlet- ler piyasasında müşahede edilen neti- celer hakkında yukarıda tarih ve sa- yısı yazılı yazınızda zikredilen hu- suslar tetkik edildi. Bir müddettenberi Türkiye'den ge- len malların daha temiz olduğu alâka- dar tüccar tarafından söylenmektedir. Başından sonuna kadar çok entere- san olan bu konferans İstanbul ihra- cat tacirleri arasında derin bir alâka uyandırmıştır. İhrac mallarımızın krymetlendirilmesinde ve standardi- zasyonu işinde devletin ne gibi ted- birler almış ve almıya karar vermiş ol- duğu hakkında faydalı ve etraflı ma- lümatı ihtiva eden konferansın son kısmını da ayrıca neşredeceğiz. Terbiye bahisleri (Başı 4. üncü sayfada) karda dediğimiz gibi henüz tenkit hisleri ve anlâki duyguları tamamen kökleşmemiş olanlar üzerinde tam ak- si bir tesir yapabilir ve muharrik ro- lünü de oynıyabilir. “Bu hususta mü- him olan münderecattan ziyade teşhir ediliş şekli, arzedilenden ziyade arze- dilış tarzıdır. Aşağıdaki iki mısal bu- nu gösterirler. Her ne kadar birincisi iki kişinin ölümünü, ikincisi küçük hırsızlıkları anlatıyorsa da bunlar- dan birincisi zararsızdır, ikincisi ise zararlıdır. “Pazartesi sabahı bayan ve hizmet- çisi yataklarında öldurlmüş- olarak bulunmuşlardır, Bu çift katlin faili evi soyauktan sonra kaçımıştır.” Bu hiç bir kıymeti olmıyan, okuyu- cu üzerinde tesiri bulunmıyan alelâde bir vakadır. İkincisi ise: Uşak genç B. ücretini artırmak için hünerli bir yol tasavvur etmiştir. Ev sahibinin kış geceleri, uyumadan evel bir punç içmek adeti idi. B. bunun içine punç- la tadı kaybolan bir uyutucu jlâç dö- kerdi.(Buraya ilâcın ismi, uşağın bu ilâçtan koyduğu damlaların tam sayı- sı yazılmıştır.) İki saat sonra, ev sahi- binin uyuması üzerine uşak odaya gi- rer, efendinin yazihanesınin anahtarı- nı alır ve gürültüsüzce 20 frank çal- dıktan sonra anahtarı aynı yere bıra- kırdı. Bu küçük oyun B. nin tedbir- sizliği olmaksızın devam edecekti Bu anlatış tarzı türmün sistematik tedrisi için mükemmel bir tiptir.” (Celleriğr, bahsedilen yazı S. 92) 'Görülüyor ki gazetede ve mecmua- larda da bu nevi vakaların naklinde çok dikkatli bir lisan kullanmak lâ- zımdır. İdam edilen yahudi'nin cenaze merasimi Kudüs, 30 a.a. — Yahudi delikaniısı İbniyusuf'un dün öğleden sonra yapı- lan cenaze merasimi, mühim mikdar- da zabıta, asker ve tayyarelerin neza- reti altında yapılmış ve hiç bir hâdise olmamıştır. Bütün Filistin'de geniş bir protesto hareketi görülmektedir.