29 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

29 Mart 1938 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sinema şehrinin iç yüzü Danyel Daryö Amerikada ilk filmini çevirdi Güzel fransız yıldızı Danyel Dar- yö, Holivud'da ilk filmini çevirme- ğe başlamıştır. Danyel, Holivud'a gideli yüksek bir maaş alıyor, fakat hiç bir iş görmüyordu. Üünkü Ame. rika film imalâtçıları onun için ne senaryo, ne de erkek bir partöner bulmuşlardı. Danyel ilk filmini Duglas Fer- banks Jr. ile çevirmektedir. Hesab olunduğuna göre, Danyel Daryö ça- lışmadığı zamanlarda bizim para ile 60.000 lira kadar tutan “Hava. dan” bir ücret almıştır. Politikacılar ve sinema Büyük bir amerikan firması Fransadaki mümessillerini, halkın filmlere karşı olan vaziyeti hakkın- de bir anket yapmağa memur et- miştir. İlk olarak, fransız politikacıları nezdinde bir anket yapılmış ve çok dikkate değer neticeler vermiştir: buna göre, nazır veya eski nazır gi- bi birçok maruf şahsiyetlerin yüz- de 60 1 muntazaman sinemaya git- mektedirler. Buna mukabil mebuslar ve sena- torlar daha az sinemaya gidiyorlar. Hattâ bunlardan bazılarmım, filmin mevcudiyetinden ve zamanımızda oynadığı rolden haberleri bile yok. Holivudda bir yıldız nasıl doğar, parlar ve yükselir ? Janet gaynor, ve Adolf Manju bunu bize Tali Güneşi Filminde anlatmağa çalışıyorlar Holivud'un iç yüzü, her dilde yaıı* yazan gazeteciler ve muharrirleri çok meşgul etmiş bir mevzudur. Şimdi de bir sinema filminin bu işi başarmağa çalıştığını görüyo- ruz.. Ester Blocet adında genç bir Ame- rikalı kız, taliini denemek için köyünden kalkıp Holivud'a ge- liyor. Bir alay teşebbüslerde bu- lunup acı hayal inkisarlarına uğ- radıktan sonra, tanınmış bir ak- törün dikkatini çekiyor. Bu aktör de bir şirket müdürü nezdinde nüfuzunu kullanarak, Ester'in bir tecrübe filmi çevirmesini temin ettikten sonra, filmlerinden birin- de onunla oynıyacağını söylüyor ve böylece de “bir yıldız doğu- yor.” Esasen filmin İngilizce is- mi de böyledir. Ester, servet ve şöhretin sarhoşluğu- nu tattıktan sonra genç aktörle evlenerek hayatının en büyük hulyasını da gerçekleştiriyor. Gü- zel bir balayı seyahatı esnasında genç karı koca kendilerine rek- lâm yapmayı da ihmal etmedik- ten sonra Holivud'a dönüyorlar ve filmler birbirini takip ediyor. Fakat genç kadınm yıldızı boyuna parlarken, erkeğinki kararmağa başlıyor. Kendini içkiye de kaptı- Frederik Març ran adamcağız, biraz sonra halk nezdindeki sevgiyi de kaybedi- yor ve angajman bulamaz oluyor. Daima stüdyoda olan karısını beklemekle geçirdiği boş ve uzur günlerde de, karısının kâtipliğini yapmak gibi, nankör bir iş görü- yor. Önce alaya aldığı bu vaziyet daimi- leşip yerleştikçe, adamcağızın huyu değişiyor; gittikçe hırçınla- şıp aksileşiyor. Filmin neticesi fe- cidir: Kendisini içkiden alama- yan adam, bir takım skandallar- la karısının şöhretine de nakısa vermeğe başlıyor. Ayık olduğu bir anda da bunun farkına varıp bir deniz banyosu esnasında inti- har ediyor. Uzun zamandanberi kendisi görme- diğimiz Janet Gaynor, kadın yıl- dız rolündedir. Frederik Març da koca rolündedir. Adolf Manju, ikinci derecede olmakla beraber çok güzel olan film imalâtçısı rolünü, kendine has olan büyük muvaffakiyetle — başarmaktadır. Yeni Sinemada göreceğimiz bu film, aynı zamanda Holivud ve oradaki yıldızların hayatı hak- kında kıymetli bir dokümanter- dir. Greta Garbo ile evleneceği hakkında birçok dedikoduları dolaşan meşhur Leh orkestra şefi Stakovski Böster Kiton ( Malek ) Sahne vazli oluyor Kılı kıpırdamadığı halde bir çok tu- haflıklar yaparak seyircileri kahkaha- larla güldüren ve sessiz film zamanın- da bir kaç sene müddetle beyaz perde- nin kıralı olan Böster Kiton, yani sah- ne adiyle Malek'i tabii hatırlarsınız, Malek sonradan karısiyle bozuşmuş, bunun arkasından da başına diğer felâ- ketler gelmiş, nihayet seyirciler de o- nu unutup gitmişlerdi. “Felâket yalnız gelmez” derler. Git- tikçe azalan servetini büyültmek için tehlikeli bir takrm spekülasyonlar ya- pan Malek, epeyce para kaybetmiş, ka- rısına vermek mecburiyetinde olduğu yüksek nafaka dolayısiyle de, elinde- ki bütün parayı harcayıp bitirmiş, ni- hayet, bu kadar felâket karşısında asa- bi buhranlar geçirdiği için bir akıl hastahanesine,yatırılmıştır. İyileşip hastahaneden çıktıktan son- ra Malek yeniden film çevirmek iste- miş, fakat hiç bir stüdyoda angajman bulamamıştır. Fakat nihayet, Malek'in film hakkındaki tecrübesini bilen bir şirket, onu sahne vazır olarak angaje etmiştir. Bir patinaj müsabakası Daha 11 yaşında iken, Sonja Henie memleketi olan Oslo'da ilk patinaj müsabakasına iştirâk ediyordu. Pati- najın kıraliçesi olan Sonja, Holly- wood yolunu tuttu ve iki film çevir- di. Bunlardan birisi, bu mevsimde gö- receğimiz “Beyaz İzler” adlı filmdir. Bu filmin Pariste gösterilmesi es- nasında, Fox film şirketi bir de pa- tinaj müsabakası tertib etmiştir. Bu müsabakada Raymonde du Bief adın- da ve... 6 yaşında küçücük bir kız, bü- tün seyircileri teshir etmiş ve çok al- kışlanmıştır. Müstakbel bir Sonja Henie daha.., İ 20 milyon “20 milyon ona âşık,, ... Bu güzel aktrisi Dik Povel'le birlikte Yeni Sinemada “20 milyon ona âşık l Fakat Cinger Rocers'e bütün dünya âşık. ona âşık,, filminde göreceğiz. “Musiki beni kendimden geçiriyor ve hiç bilme. diğim bir hale sokuyor. Bana öyle geliyor ki musi- kinin tesiriyle duymadığım şeyleri duyuyor, anla- madıklarımı anlıyor. ve yapamıyacağım şeyleri yapmak kudretini kendimde buluyorum. «Meselâ “Kroytzer Sonatr” nı ve ona benzeyen bir çok parçaları konserlerde veya salonlarda, de. kolte kadınların ortasında çalmak, bitirmek, alkış toplamak, sonra da başka bir parçaya başlamak doğru mu? Bu gibi parçalar yalnız mühim vesile- ler çıkınca, yahud da bu musikiye uygun bazı ha- reketlere yol açmak isteniyorsa çalınmalı...” Kroytzer Sonat'ı çok seven, onu bir romanına mevzu olarak seçen Leon Tolstay, bu parça hak. kındaki hislerini böyle ifade etmektedir. “Uykusuz Geceler” de büyük rus edibinin muh- telif eserlerinde ve bilhassa Kroytzer Sonatdan il- ham alınarak Fransız sahne vazii Jan Drevil tara. Gabi Morley, "Uykusuz geceler,,de fından yaratılmış bir eserdir. Çarlık rusyasının parlak devirlerini bize yaşa- tan bu filmin baş rolünü, ince, hisli facia aktrisi Gabi Morlay yapmaktadır. Piyer Rönuar ve Ed- mond Gi gibi tanınmış Fransız artistleri de onun ya- nt başında rol almış bulunmaktadır. Senaryo, Kroytzer Sonat'a göre epey değiştiril- miştir: Pozdnişev, genç ve güzel karısını, viyolo- nist Truhaçevski'den kısk, ktadır. Seyahata çı. kar gibi yaparak birdenbire evine dönüyor ve ka- rısını, vüöyolonistle telefonda âşıkâne bir muhavere yaparken yakalıyor. Karısını yaraladık sonra, viyolonisti de bir k de vuran Pozdnişev, beş sene h yatıyor ve tekrar ailesine kavuşuyor. Fakat bu basit mev- zuun ne güzel canlandırıldığını anlayabilmek için, Yeni Sinemaya gidip bu filmi görmek lâzım... M YEN DE — v : Ha li S —

Bu sayıdan diğer sayfalar: