28 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 28-3-1938 görtmi , HAYAT ve SIHAT “iynunanaaf” Hekimlerden bazıları kolleksi. yon meraklılarını iki kısma ayırır - lar: Bir kısmı akılları başlarında ao - Kolİeksiyon merakı lamıştr. Fakat zavallı kolleksiyonu tamamlamadan kendisi gitti. Güzellik, zenginlik hevesleri hep bah dir. Kolleksiyon merakında lanlar; bir kısmı da az çok çatlak o - İanlar. Bence, kolleksiyon meraliır daima| bir ruh hııtılıgıdxr. yalnız kelebek kolleksiy A BN elseğ ları yıpın ılım adamlarını istisna asıl sebeb, ruh hastalığı, onun alâ. meti olan gururdur. Kolleksiyon meraklısı toplıdıgı şeylerin yekünu (ile gururlanmak için Saat kolleksiyonu ııııkhııdan etmek şartile. Böyle kolleksiyonları | dı——)—ııherıdııhbüuk m.ı—ııııııı.ııııı—ı—ııd ' dolab ktlerinin. ö ikla berab kolleksiyon me-| k h—doinı;ıkınnk&“- rılı“,hhu—h tic a ü ne kadar güzel gösterirdi... ruh hastalığı & dili| — Meşhur kitab kolleksiyon me- varmaz.. rakhısını da bilirsiniz: Benim kitab - k sayısı yirmi bindir; filân | efendinin toplayabildiği kitablar |ancak beş bindir, diye gururlanırdı. İki üç yıl oluyor, Marsilyada vu- kan, bazılı rulan eski fransız başvekili de vasi- ran şekli, mekteb çocukl. ka. ime öldükten sonra kollek . dar yayılmış, pul i . q——ııhnılıruıhlum-btc Bir vakit, bu meraktan kendini kur -| birer ikla | macar beld sarur ULUS ŞŞ ea GÜNÜN SİYASİ. HÂDİSELERİ Anşlus Macaristan için çetin Budapeşte, 22 mart — Burada, A- vusturya bahse konuldukça, ondan;, hirölügiâıi.nniü.ı.üykkmınln— çekiy anş anlar için çetin bir darbe olmuştur. Viyanaya daima bir büyük kız kardeş göziyle bakmış olan Budapeşte, bu son günleri, şaşkınlık içinde yaşamış- tır: İşler birdenbire durmuş, tiyatro- ların hasılâtı âni surette azalmış, ve- rilmiş olan siparişler durdurulmuş, berber dükkânları ve terzi mağazala- rı tamamiyle boşalmıştır. Muhakkak ki Macaristan için- Al- matnya'nın - uzaktan - sevgilisi olmak daba kolaydı. Bu samimiyet müşte- rek hudud istemeğe kadar ileri git miyordu. Şimdi sanki Hitler'in karşı lık görmiyen muhabbeti birdenbire ızhar ederek ortadaki bölmeyi bir o- muz: darbesi ile yıkmakta tereddüd göstermiyeceğinden şüphe ediliyor. Parizet'de bana söylenilenler, eski i Buda'nın saraylariyle onları hııhttıın.ıınk gurur oldu- L lı_,&.mbmkr.!'lıkhn kalelerinin siper olduğu açık hava kahvelerinde tekrar edilenler işte bunlardır. Evet, bu zarif ve insanı sarhoş edi- ci payıtahtta keder derhal göze çarp- maz, Esasen bunun alâmetleri de H.nngaryadn veya Riç'te (*) keşfo- bir darbe :: namıştır. Macaristanda ise bu, malh- nllm—ğıâd—ımıhmnn Wr| Majeste Petrol'un saltanat devri &oiıı soldan aldığımmıız - sıkıcı içinde bul hab i hep Petrol'a irca edebili- ayaklandırabilir. Petrol çok pahalr ol-| riz: Meksika hükümeti, yabancı MMWME rol l l el | Ameri- erini düşünürken, kıraleı!arm çeııelerı'nı' de bı- çak açmıyor. Son sınırdaki alman nobe!çının çızme gü- rültülerini dinleyiniz. Jorj Lüfevr Lö Jurnal gazetesinden dairesinde tevziine teşebbüs etmemiş- tir... Macaristanda, denilebilir ki, kö- lelik henüz tamamiyle ortadan kalk- mamıştır. K Ve bund i1kbah h—,çüılerrln kolleksiy aynı g 'e n_—_mwkçogı gi- aylı ılık, gök yüzü öyle mavi, Tuna- Almanyadan ciddi bir hava cere- yanı gelmektedir. Sosyal hayat bun- dan birdenbi ü ir olabilir. Po- nmıiıdnriöyk, iktır ki burad. bi, bu türlüsüne de deva y 6. A, çahi tahayyül halini alır. Unutmıyalım ki şark yolu burada başlamakta ve Viyana fantezisi daha —mdıııbııîını-'-i—-ıı—r,ı— len melitala z indeki pulu k .L Bd ahbabınızın hatırı için mah dı: ladığıız öteki zarfa koymak zaruri olur. Kıllolıiyonınııılıllırı,mnk- İarı için gö haklir sebeb de surette coğrafya öğrendiklerini id- dia ederler, kolleksiyoncu çocuk bu. nu söylemeği kendisi akıl etmese de — rüuh hastalığı zaten pek çok defa baba ile çocukları arasmda müşte- rek olduğundan — babası söyler ve çocuğunun bununla gerçekten öğ. rendiğine kanaat getirmiştir. Halbu- ki en çok merak veren pulları çıka . ran memleketlerin coğrafyaları en az. bilinir. Bazısı güzel şeyl İ — — lanamaalara 1 BİBLİYOGRAFYA Annelere öğüdler Sıhat ve İçtimaf Miayenet vekâle- tinin yur da çocuk ölümlerini azaltmak ve annelere çocuk Bakımı hakkında gerekli hilgileri vermek maksadiyle — hazırladığı “Annelere üğüd” adir kitab 51 sayfa olmak üze- re tabolunmuştur. 50 bim nusha bas- tırılmış olan bu eser amnelerin ve dai- ma müracaat etmekte oldukları dağum ve çacuk bakım evleriyle diğer bütün mündarilarak we olarak dağıtılması bildirile- halinde topl kla zevkimi p cektir. Bundan mada köylere kadar dağı- iği l smdedir: Büzlknkü gülzel- lik kolleksiyonda değil, daha ziyade değişikliktedir. Bir kolleksiyona gi - recek, birbirine benzeyen güzel şey. ler bir araya girince insana brkedlkım - lık verir. Kimisi, meselâ para luıl'lehıyonu yapanlar, bununla zengin olacakla- rını söylerler. Vakıa benim tanıdı. ğım bir zat otuz yıldan beri eski pa- raları toplar ve onları alıp satmakla o vıkıtun bırı ;eçını' Fıkıl benim RA Bellekek yıııhıı b'!"l bır işe bağlasaydı, geçindikten başka biraz para da arttırabilir, hem de bir işe sahib o. lurdu. Bir başkası, sonunda çok zengin olmak hevesile varını, yoğunu güzel yazılmış, güzel cildlenmiş kur'an nüshalarına verirdi. Gerçi büyük bir kân içinde, yazıldıkları a - sırlara göre sıralanmış bir halde pek güzel görünür bir kolleksiyon top - tılmak üzere bütün kazalar hükümet doktorlarına ve çocuk Bakımı ile alâ- kalr makamlara da gönderilecektir. E- seri okuyanların okumalk üzere başka- larına vermeleri de tavsiye edilmek- tedir, Bu kitabın başlıca mühim mevzu- Tarı şunlardır: Gebe anne yiyeceği, bakımı ve ala- i cağı tedbirler, anne çocuğunu nerede doğurmalı?, Bir yaşına kadar bebeğin bakımı yiyecekleri, içecekleri, giye- cekleri, bebeğin dişleri, bebeğin oda- sı, yatağı, y ve oy klarr, Bebeğin başına gelebilecek kaza ve arızalara karşı almmacak tedbirler, a- çık hava - güneş ışığı, balrkyağı, bebe- ğin hayatını tehdid eden salgın has- talıklar, Bebeğin bünyesini tehdid e- den hastalıklar : Raşitizm, çocuk isha- H (yeşil ishal) bunun sebebleri, be- beği yazın ve kışın en çok öldüren hastalıklar nedir, bunlardan korun- mak, Bebeğin ölümü, YEŞİL DEFTER Yazan: Margörit Randü 35 Betti'yi tekrar gördüğü zaman ona da her şeyi itiraf edecekti. Granadada Ertesi günü, Cimmi ve Hayslop G da'nın bir da buluştular. Cimmi, ilk önce Karamaskenin lokan- tadaki suç ortağının bir garson veya kapıcı olabileceğini sanmıştı, Şimdi Granda'nın üstünde bir büro kiralamış olan Dakers hakkında malümat almak istiyordu. Bu tahkikatın çok mühim neticeler vermesi mümkündü. Bunun için de Granda'da çalışan adamlardan birini konuşturmaya çalışmak lâzım- dı. e Yemeğin sonunda öğleden sonrası i- çin bir plân hazırlamışlardı. Vestiye- rin yanına gelince Hayslop pardesösü- nü ve şapkasını alarak holde oturmaya gitti. Cimmi vestiyer memuriyle ge- vezelik etmeye kalmıştı. İyi bir yemekten gevezelik damar- ları kabarmış zengin bir sömürge tüc- çarının tıvnyle. — Çol dır buraya g iştim, dıyoıdu, bu Londrayı ve Granıdıyı görmek öyle hoşuma gidiyor kil Memura hir ciğara verdi ve devam etti: — Evelce beni bu lokantada iyi ta- nırlardı. Sinyör Domani'yi pek iyi ta- nırım, O beni hatırlamadı. Sonra yuka- rıda oturan zatı da hatırlryorum. Lo- kantanın sahibiydi, değil mi? — Yüzbaşı Beyley mi? Suni ba-> caklı zat, değil mi ? Cimmi: — Evet, galiba öyle olacak, dedi, hattâ onunla yarışlarda bahse de giri- şirdik... Yoaksa yanılıyor muyum? Adam gülmeye başladı. — Her halde yüz başı Beyley olma- yacak, dedi. Bahsettiğiniz Dakers o malı. Yazihanesi ikinci kattadır. Lo- kanta ile bir alâkası yoktur. Cimmi: — Dakers mi, dedi, her halde odur, bana tarif eder misiniz? — Şik giyinir, kısa lıoylııdu-T Eski- den cokeylik de etmişse hiç şaşmam. Dakers'in şık Rebörn'den başkası ol- madığını anlamak için Cimmiye bu ka- darı kâfiydi. — Evet, evet, dedi, ta kendııı. çok iyı hatırlıyorum, şimdiden islav nostaljisi ile biribirine karışmaktadır. Macarlar, güzel ve var kur yüzlerini çigan'ın. kemanına doğ- ru döndürerek harab edici realiteleri unutmağa çalışıyorlar. Bu realiteler ise işte şunlardır: İlL marttan: evel Macaristarım ih- litik partiler şefleri daha şimdiden “bir şeyler yapmak lâzım olduğu,, mu teslim: ediyorlar. Fakat ne? Hâdise- lcr üti kub. ediyor:. Sefalat ve haşmet bu memlekette, daha uzun « ..öy'ıd-’gh raç ettiği mallardan 94 19 u Almanya ve 94 24 ü de Avusturya tarafından: satın alınıyordu. Anşlustan beri cid- di bir müşteri olmuş olan Rayşhlok Macaristanın ekonomik politikasını 95 43 nisbetinde dikte edecektir. Şa- yet Almanya, keyfi öyle ister de, ma- car buğdayını pahalı bulursa Ham- bung yolu ile Kanadadan buğday ge- tirtir. Yahud Macaristandan satin al- lııı'ınuüluhındııçoinlıp şan çe ÇE içindedir: “Petrolu istiksal etmek Bu '—r A '(.)dl caz- | koli da el k güçtür; sar - band tekrar muhteliç üml nıçlı vapurl Meksik pet. başladı. Budapeşte'nin bütün zarifle- | rel li L öndermiyelim! ri dansingim dönen dans yerinde sa-| — Meksika'nın kararından sonra ilk baryorlar.. Mor; İr Haşg Jüşünül ölik trallbünü hei laasdur ışık. hi leri terli alml kşuyor, Macaristan'ın Zala vilâyetinde ve; | kızlardan mürekkeb bir ibeli * Macari SEL “frenç kankan” ortada şeytani bir sü- | tiyacının 9o 10 nu kuşılıyıbılecek ratle dönüyor:. Şampanya: alıryar. Ö- | kadar bir şey Fakat Vakum Oyl mürler geçiyor.. Bir skeç daha: Sa- kallr üç mojik, korkudan titriyerek, bir otomatilt tabanca ile tempo tutan saçr saltaltına karışmış: bir orkestra şe- finim idaresinde, “Volf kayıkıçıları;, şarkısr mırıldanıyor. Salon. alkaıştan kırılıyor, Bizaz sonra, bitkin mugan- nilerden biri af dileyer. Celladı. hid- detlenerek arkasına düşüyor, ve per- denin ardında sert bir kolt sesi işiti- liyor. Muganniler iki kişi kaltışlardır. Orkestra şefinin simirli hareketleri görülüyor. Şarkı, ikinci şarkıcının kı- mıldanamaz hale gelip vücudunun izalesi ile devam ediyor. Halk neşe- den Bağırıp çağırıyor. Üçüncü şarkı er karkudanm titreye titreye gırtlağın- dan bir takım boğulk sesler çıkarır- ken: silâlır zalimin elinden kapıp onu da a ortadan kaldırdıktan sonra bir diktatör şarkısı tutturuyor. Bundaki iyma sarilttir. Fakat _anıtandakı A 800 000 al- (")Mbır Küçük Dış Haberler Ldı%ı domuzların veya tuzlu domuz bisiklet veya kol saati vermeğe kal- kabilir. Şehirdek? 160:000' yahudi de ken- dilerinin istihdaf edildiklerini' his- setmektedırler Kırallık taraftarları- mıştır. X Londra — B. Baldvinile zevcesi Kot dazür'e varmışlardır. X Varşova — Salâhiyettar menba - lardan bildirildiğine göre, Polonyanın Viyana elçiliği lağvedilmiştir. ' X Berlin — B. Hitler, bugün halen | Belki Macaristanın başka kaygıla- udıvudn._mü—ıç— .h* danı general Österman'ı ka- bul etmiştir. ç X Varşava — ajansının bil- kalliy ini ge Vakıa, bunların bütün macar toprak- larına serpilmiş bir halde almaları| lacaktır. Bu memlekette sefalet büyüktür: | Köylüler zahmet çekmektedir. Hiç bir zirat politika toprağım hakkaniyet | (*) Meşhur oteller, Cimmi, memura beş şilin uzatarak i- lâve etti: — Bir gün kendisini ziyaret etmeli- yim. Bu saatte yerinde bulunur mu? — UÜmumiyetle öğleden sonraları bulunmaz. Onu bulmak içim daha ziya> de ıa.bahlan gelmelmmı Fakat kü- çük örle çıkıp ist iz bir bBa- kınız. İkinci katta yüzbaşı Beyley'in |. dairesi yanındadır. — Teşekkür ederim, başka bir gün .| uğrarım. Ve Cimmi halde Hayslopun yanına geldi. Hayslopa öğrendiklerini anlata- rak: — Dakers'in bürosuna girmeye çalı- şacağım, dedi. — Dikkat edin de herifin eline düş- meyin. Bu tehlikeli bir adama benzi: yor, — İhtiyatlr davranacağım. Yanımda bir tabanca ve bir lâstik sopa var. Hem anahtar da üstümde, — Hangi anahtar? — Ballarat'ın cüzdanında bulduğu- muz anahtar: O' akşam Ballarat buraya | geliyordu. Belki anahtar Dakers'im bü- ) Londta, 27 (ALA.) — Klustom ile Riket, İngiltere - Yeni Zelanda gidip gelme seferini'on.gün ve yirmi bir sa - atte ikmal ettikten sonra saat 17.40 da 'Kroydan'da yere inmişlerdir. Tayya - “Cimmi gazete okumaya bhaşlayam a- | dama bir göz attı. — Her halde bu Granada'nın husu- st dedektifi olacak. Lokonta hakkında hepeyce malümatı olsa gerektir.. — Belki. Fakat sizinle kantışmak is- tediğinden eminim, Tamvo lâhzada, adam. gazetesini kat: ladı, we Rezayr'a kendisini takihetme- sini _iııret ederek dışarı çıktı. Uzaklaşmadan evel Cimmi; Hayslo. Caddede adam Cimminin geli Güııklenh tayin ru Salâhaddin Tavuklu gümrük ıda. ;— Rize mMıe- şirketi sondajlara devam edecek ve macar petrollarının getireceği kâr bir “bloke hesab” da kapanıp kal - mamak için de bir macar (?) şirke. ti kuracaktır. Almanyanın Tuna'da bir filotil- lâ bulundurmak kararı Ramanya gazetclerinin şiddetli tenkidlerine sebeb olmuştur: — Macaristan, Yugoılıvyı, Bul- garistan ve Romanya Almanyaya karşı hiç bir tecavüz fikri besliye. miyeceklerine göre Tuna sularında harb gemileri bulundurmak - kararı ne ile izah edilebilir? Romanya, — güzelin. düşmanı çok.olur; denildiği gibi— güzel petvalları dolayısile tehlikedemidir 7 Bir Frankist tebliği: “Bujalaroz- un zabtı kolay olmuştur. Şiddetli topçu ve tayyare Bombardımanın- dan senra kıtalarımız; önlerinde tankilar bulunduğu halde taarruza geçerek....,, w ak G*—&M kurmay memurluğuna, muru Şükrü Gireson mul me. murluğuna, Trabzon müdürlüğü me- muru: Hüseyin Rize gümrük muhase- be memurluğuna, Trabzon gümrüğü Kimyageri Necmeddin Samsun güm- rüğü kimyagerliğine, Göllük gümrük bışmem Ahmed Nimeti Çobanbey ıllını'ül Başmemurluğuna, Diyarbakır | gümrük muayene memuruluğundan a- içıkta: İlyas ve İstanbul. muayene me> murlarından. Hasan. Çobanbey ikinci sınıf, muayene memurluklarına, Gazi- anteb muhasebe memuru Mazhar Ci. hanbeyli muhasebe memurluğuna, An |İteb muhasebe memuru Ali Riza Mar- din muhasebe memurluğuna tayin e- dilmişler ve Urfa — memurlarından Mıhmud Ayvılık muhaıebe memur- kledil şöyle diyordu: “Eski istilâ orduları- nm kıtalar M 'Mn ileri idi. Fa - kat anların geçtikleri. yollara bakı. nız: Süvari kıtalarının hayvanlarını beşliyebilecekleri vadiler, otlak yer- lerdir. Harhda sürat her asıl- dır. Bugünün istilâ: orduları da — harekette sürati temin edebilmek için — tayyare, tank, otomobil, kam. yon gibi. motörlü vasıtalar kullan- mağa mecburdur. Bunları yeni ordu- Farın atları farzedebiliriz. Ancak bu atlar otla ve arpayla değil petral ile beslenir. Asrımız istilâ orduları va. dilerden ve atlak yerlerden geçmek lüzumunu hissetmeseler petrol sa- halarına hulul zaruretindedirler...,, y d Taş devri, tunç devri ve saire gibi devrimize de — motor devri, sürat ü-ııq .üı( devni, olup bitti devri ği malümatı size bildirecekti. Yalnız konuşmamızın daha iyi olacağını dü- şündüm. — Peki'neler öğrendiniz? bekliyordu. — Siz B. Rezayr'sınız, değil mi? — Yanılıyorsunuz ben senatör Bo, — Saklamaya lüzum yoak: Müsterih — Evelâ, siz kim olduğunuzu söy- Terseniz: — Skotland - yard'danım: Polis ha> fiyesi Hevers. — Siz onu gidin de başkalarına an- 'Tatın, Ben öyle dolamaları yutacak ar dama değili | rosunda bir gözü açar. Bununla beraber herifin doğru söy- Hayslop: ilediğine Cimminin inanacağı geliyor- — Dur, dedi, şu herifi görüyor mu- du, el — Ayni işle meşgulüz. Müfettiş Ömlerinden geçen melen şapkalr iri: ,Guuıs hınhııııı_ı—kvı- yarı bir adamr gösteriyord i verdi. — Evet, ne olacak? Gulliç ismini işitince: Cimmiye em- — Bizim dikkatimizi çekmeye çalım | niyet gelmişti. İ şayor, sanırım, h — Ha,öyleyse iyi! Şimdianlıyorum, | nuz: Yazihanesinin yerini de biliyor musunuz? Cimmi kulak- kabanttı: — Asansörden çıkınca sağa sapınız. ,Solda birinci kapıdır. Peki yazihanede neler bulunduğu- — Belki sonradan buna karar ver- | — i verebilir — ve asıl sebebe mmod.dıpıuulbmdıdipbılı— petrol —Ahbiüıinuhbıımâbipohu b olanlar, husust il gâllara giremez. Fakat Gulliç anladığıma gö- rebniç'ı'ıinyıpmmdıhh—ndxzur —İıkaü— Gallıç’e-ydıym.lunu disine tarafım- dan tıqdıhk edimx. — Sizinle beraber geleceğim ve ora- da bekliyeceğim. İcabında belki size bıryıdııımdukunur Birinci katta bileceğim bir yer biliy — Mükemmel, Havers: : — Küçük asansörden çıkmak lâzım pldîğımunnmyw;&ı& i bu muh l an- İttıktan sorra ona şu diıııtı verdi: — Yarım saate kadar burayagelmez ve size haber göndermezsem, beni kur- tarmak için elinizden geleni yapmız. Allaha ısmarladık . İsi Ant yııııııghbiı: hılxylı diçıh bir dehliz- | de buldu. Bu ikinci katta kimseler gö- rünmüyordu. Etrafı gözetledikten sonra Havers'in tarif ettiği gibi sağa döndü ve soldan birinci kapıya yürü- | immi kapıya vurdu, Cevab. alama- ııuyıııqgı tokmağı çevirdi. Kapı a- gıım. 'nu Biliyor musunuz?” * İedin İA 4, Ce İAi ükinl (Sonu var) gar | Tei ! ! 4| A D ( *! 4 | ! İ â ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: