Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS HİK AYt mancadan çeviren ikmet TUNA — (Vak'a memleketin | Ğ";u *€rkek — Benim hiç korkumi | .ğhdn:"kn_u_o_kada_r sağlam işlere Üstünde g 1 iki dpğil âdeta bin ayak vök Uuran bir insanı andırıyorum. l bll: insan tasavvur ediniz. Tinın yirmisi kesilmiş olsa, ge- vu dim dik tutacak daha dokuz N ayak kalır. bru"kek — Benim servetim o Buh iriğğkmf ki, politika veya borsa tlgraf bi en g_elccek en korkunç bir © bile beni ürkütemez. B — cü erkek — Ben de servetimi, İt dej in, ne ekonomik buhranın ve İaşar, *i Erevlerinin veya siyasi kar- m yı;ım ufak bir zararı bile doku- Sir taraf bır_ şekilde dünyanın dört Dörd_kml._dagıttım. Eüv:ncu erkek — Ben de paraları- B b N altına almak için hiç bir ted- Süsür etmedim. h ":;l erkek — Hangimiz bunu S ki? İnsan kendini zarara h ha Uyabilmesi için, zaten bun- bir çare ve metod da kalma- ZS 0 | İkinci h:f“ Gl'_kek çe Ama ve lâkin, kadın, hi ıel.:C)'_ln tesir edemiyeceği en bü- Biri €ti bile, mahvedebilir. ya:iı:l trkek — Paramız için bu a _Pırıcik tehlike, kadındır. Ütün kCu erke_k— Arkadaşlar ! evvelâ 4 adın tipleri içinde hangisine ni "lîuğı_dan en tehlikeli kadın” sı- î Dördünîüıl“egMZi tesbit edelim. i“rizg erkek — Bunu nasıl ya- h%“c“ erkek — Gayet basit: tec- Elerimi.: n r:f';mlu ortaya koyarız; ondan 3yki Ocası tarafından çok sevilen ök tehı:]::mnda adamın serveti için ie, eli olan kadını gösterebile- B 'nm_tâfat veririz, Pai fbırden — Kabul! peki ama, at? a ıîtlncü erkek — H:'şu. Birı'—ı — Bu da kabul! " kı:q erkek — Arkadaşlar, evvelâ çaşİtyorum. Benim bahsedeceğim Baray, Sabahleyin aldığı avuç dolusu WEBmn, ," akşam olunca, nereye harcadı- t g'a bilmiyordu. Ufak tefek şey- İbrd alryordu; fakat, bunların ne- 0 _ ibaret olduğunu hatırlayamı- Kadın arkadaşlarına ödünç ve- du_uğ Önüne gelene bahşiş dağıtı- te abancı kimselerin çocuklarını h Günderek, onlara yidirip içiriyor- geçmiyordu ki, yardım ku- h “;“i para vermemiş olmasın, E- İ bami tasına her atışında sokağa bir Ot düşürüyordu. Onun, s0- z düşürdüğü paralarla, fakir ü bi Beçinebilirdi. Harcadığı para- u,.y“"zntün hesabını veremiyordu. b_ll' yıl geçtikten sonra, bu ka- b tabiatleri yüzünden mali Bir kutu Hayvana Ürn o Tehlikeli kadın Yazan: Franz MOLNAR zenginlerine mahsus bir kulübte altı erkek arasında geçer) liktir. Ve bu parmaklar, gerçekten zengin olan bir erkek tarafından yü- züklerle doldurulamıyacak derecede de uzun değildir. Tırnaklara yüzük geçirmenin henüz moda olmadığını da hesaba katabiliriz. Güzel bir kadının kuğu kuşu gibi boynu, istediği kadar büyük göğsü olsun, inci gerdanlık ve plak'lar için mahdud bir sahası vardır. Kadınlarımızın, Afrikadaki yabanile- rin modalarını alarak, burun ve dudak- larına halkalar geçirdiklerini farzede- lim. Bu takdirde de israf imkânları mahduddur. Böyle bir kadının mali bakımdan tehlikeli olmadığını söyle- mek istemiyorum ama, tepeden tırna- ğa kadar mücevherlerle süslenince, sa- kinleşir ve bu suretle kocası da rahat bir nefes alır. Devam, Dördüncü erkek — Benim karım kumara düşkündü.... Altıncı erkek (gülerek) — Başka bir kusuru yok mu idi? Hiç anlatma- yınız! kumara düşkün olan bir kadı- nın, şansı bozuk bile gitse ara sıra ka- zanabileceğini düşünmek lâzımdır, Bu itibarla, kumar oynayan bir kadın ha- kikaten o kadar tehlikeli değildiri. Devam. Beşinci- erkek — Benim sevdiğim kadın fakir bir ailedendi; fakat, çok kalabalık bir aile idi. Ailesine, akraba- larma taparcasına bağlı olduğu için, bunların her birini zengin etmek isti- yordu. Tabit benim, kesemden ! Altıncı erkek — Bu aile efradı kaç kişiden ibaretti? Beşinci erkek — Tam altmış altı ki- Altıncı erkek — Öyle ise, mesele yok demektir! çünkü bunun da bir hududu varmış. Altmış altısı da zengin olunca, rahat etmiştir. Öyle değil mi? Beşinci erkek — Evet, öyle oldu. Ne kadar yaşlı teyze dayı amca varsa, hepsi de birer villaya sahib olduktan ve yıllık mükemmel bir gelir temin et- tikten sonra, karım boynuma sarıldı, teşekkür etti. Ben ise, kendime yeni- den bir servet hazırlayabilmekliğim için, var küvvetimle çalışmaya koyul- dum, Altıncı erkek (kahkahayı koparı- yor) — Bu kadına, tehlikelidir, deme- ğe diliniz varıyor öyle mi? Birinci erkek (asabileşiyor) — Ama acaib tavırlar takınıyorsunuz | İkinci erkek (keza) — Her şeyin bir haddi, hududu vardır! Dördüncü erkek (keza) — İnsanın sabrı tükenince, hiç şaşmamalı! Beşinci erkek — Öyle ise siz daha tehlikelisini bize söyleyiniz de, bir gö- relim. Bakalım bundan tehlikelisi ne biçim şey imiş! Altıncı erkek — Arkadaşlar ,evvelâ, mükâfat olarak ortaya koyduğumuz kutudan birer cigara yakınız. Kendi- Börgüylemin * iyle bozulduğu Alten, İ ,,y"“' erkek (yaşlı) — Bunlar hiç kağ değil. Zengin bir erkek böyle üz, Tna katlanabilir. Devam buyu- İke ghe trkek — Benim anlatacağım tel .“3':! basittir. Sevdiğim kadın gü- Ş ı“lere, mantolara, şapkalara, e’_.ayakablanna ve nefis çama- Etzi üşkündü. Parisin en pahalı ! l'tiyorl““ları. hep onun dikişlerini dün ç Edi. Neler çekmiyordum: o- GççADİ ile alâkalr muhabereleri i- vaziî:]f için bir büro tesis etmek, ektgn'l sadece onun faturalarını ö- ibaret olan bir veznedar ı kyıex:ıedmriyetinde kaldım. Bu gi- Ü ki, ©€ O kadar çok para harcıyor- ak, hiş Ytt sinir hastalığına tutu- *kalgıç Yanatoriuma gitmek zorun- Alt,dnn' ö ııı;:' €rkek — İnsan buna da kat- l Cühr ’_3u da o kadar ehemiyetli de- E Viıd" , f_lihayet bunun da bir sını- lüğs ç Günde üç tuvalet yapsa, yıl- MDalç, ( alet eder; günde üç çift ço- mi, mükâfatı kazanmış Saydığım için, malım gibi size ikram ediyorum. Bu. yurunuz! Hepsi birden — İlk önce anlatınız. Bu tehlikeli kadını anlayalım da, on- dan sonra! Altıncı erkek — Tepeme bakınız; saçlarım, bir kadının yüzünden dökül- BİBLİYOGRAFYA Sıhiye mecmuası Sıhat ve İçtimaft Muavenet Vekâ- leti tarafından neşredilen aylık “srh- hiye mecmuası,, nin ağustos tarihli 87 inci sayısı şu münderecatla çık- mıştır. : Kanun, nizamname, talimat- name ve tamimler, İstatistikler, tayin ve yer değiştirmeler, sıtma hülâsalâ- rı, ecnebi devletler istatistikleri, sı- hi ve içtimat şuün. Taşpınar Afyon Halkevi tarafından neşredi- len bu aylık derginin birinciteşrin tarihli 60 ıncı sayısı şu yazılarla çık- mıştır ; Zihni Çerçel : 29 Birinci- teşrin, Edip Âli : Cumhuriyetin eşi- ğinde, Bekir Sıtkı Sencer : Cumhu- riyet bayramı, Arif Dündar Ataker : Ülkü yolunda, Sabahaddin Öz : Hür- riyet ve cumhuriyete dair, Aziz Üç- ok : Cumhuriyet köylüsüne, Fikret S. Güneşoğlu : Cumhuriyet gençliği, Şevki Berker : Türklerin devletçili- ği, Halk şairi Zülâli : Cumhuri- yet hakkında, Şemseddin Gürpınar : Cumhuriyet ve Afyon, Murad Öner : Cumhuriyet ve çıkışımız, Celil Con: Devrim ve gençlik, Muzaffer Görk- tan : “Cumhuriyet gençliğine, Fethi Kökkaya : Ormanlar, Süleyman Ü- çer : Raiden parçalar, Edip Ali : Af- yona aid fıkralar, E, A, : Afyonda eski zamanlarda yaşayış. dü. Hayatımın seyrini pek âlâ biliyorsı niz: bir zamanlar, bu memleketin en zengin adamı olduğum halde, bundan on yıl evel, beş param kalmamak şar- tiyle, bütün servetimi kaybettim. Ki- min yüzünden,! tabit, kadın yüzün- den | size en tehlikeli kadını takdim e- diyorum: karım! Birinci erkek — Karınız neye düş- kündü? Altıncı erkek — Para biriktirmeye! (gözleri yaşla doluyor,) arkadaşlar, en tehlikeli kadımn, para biriktiren ka- dındır. En tehlikeli kadın bütün para- sını tasarruf sandığına yâtıran kadın- dır. Yeni bir şapka alsın diye verdiğim parayı bankaya yatıran, boğazından keserek, biriktirdiği parayı tasarruf sandığına götüren kadın, en tehlikeli kadındır. Bir gün evelisi biriktirdiği parayı sandıktaki hesabına yatırmak için, gün doğmadan sokağa fırlayan kadın, en tehlikeli kadındır. (ağlaya- rak devam ediyor.) Çünkü arkadaşlar, har vurup har- man.savuran kadına katlanılabilir; tu. valete, kostümlere tapınan kadını bin tuvaletle tatmin etmek kabildir. Mü- cevher seven kadın, baştan aşağı mü- cevherlerle donatılabilir. Kumar oy- nayan kadın, bazan kazanır, Kendi a- ile ve taallükatına yardım eden bir ka- dın da, nihayet günün birinde yardı- mını tamamlamış olur. Fakat, dostla- rım, bir bankanın para oburluğuna sı- nır var mıdır? Hangi banka, müşteri- sine artık yeter, fazla getirme der? Banka hesabı için ,insan fantezisinde, bir had ve hududun tayin edildiği gö- rülmüş müdür? Arkadaşlar, muktesit bir kadın, bankaya girince, bir sonsuz- lukla karşılaşmaktadır. Deniz kaşıkla da boşaltılabilir; yeter ki ,insanın sab- rı tükenmesin, Ancak, bir bankanın, kendisine para yatırılmasına göşter- diği sabra nisbetle, bu sabrımm bir de- ğeri var mıdır? Bunun hududu (hıç- kırarak) sonu nerededir? Bunda ümid denilen şeyden ufak bir iz var mıdır? Allah her erkeği, para biriktirmeye omnya ç son kabine buhranı Le Temps'ın başyazısından Romanyada açılmış olan kabine buh- ranı kimseyi hayrete düşürmemiştir. B. Tataresku'nun reisliği altında bu- lunan liberal etiketli kabine bir za- manberi çok sarsılmış görünüyordu, halbuki diğer tarafdan nasyonal - köy- lü partisinin muhalefeti memlekette günden güne daha faal bir mahiyet al- maktadır. Bugünkü parlâmentonun iktidar devresi gelecek sene başında sona ereceğinden ve yeni intihabat ya- pılması icab ettiğinden, iş başında es- kimiş olmanın tesirlerini his eden ka- binenin ehemiyetli sürette tadiline ön- ceden başlamak suretiyle vaziyeti ay- dmlatmak faydalı görüldü. Daha B. Tataresku kırala kabinenin toplu isti- fasını vermeden önce, yeni hükümetin teşekkülü için müzakerelere girişildi ve hükümdar, nasyonal - köylü partisi şefi B. Mihake'ye yeni kabinenin teş- kili vazifesini tevdi etmek suretiyle kabine buhranını bizzat açmış oldu. Kıralım bu teklifi çok mantıkıydi. Gerçekten, nasyonal - köylü partisi en kudretli ve en İyi organize politik grupu teşkil etmektedir. Bu partinin eski şefi B. Maniu, tahtla aralarında çıkan ihtilâf neticesinde arzusiyle ik- tidardan ve partinin reisliğinden çe- kilmiş olmakla beraber, bu partiyi bi- rinci sınıf bir politik kuvvet halne ge- tirmiştir ve içinde nüfuzu daima ha- kim olan nasyonal - köylü kareketinin canlandırıcısı olarak kalmaktadır. A- nayasa ve parlâmento usullerine tia- yet edilmek istenirse, normal şartlar içinde bugünkü liberal kabinenin ye- rini ancak bu partinin içinden teşek- kül edecek bir hükümetin alması icab eder. Hususiyle ki memlekette halk ve köylü kütleleri üzerinde elde etmiş ol- dını haiz şahsiyetlere verilmesini ar- zu etmiş olduğü anlaşılmaktadır. Nas- yonal - köylülerin B. Vayda Voyvod'- la iş birliği yapmalarını bilnassa güç- Çinin harp kuvveti Foreign Affairs dergisinden: Çi nin harb kuvvetini tetkik ederken yalnız nefer sayısını düşünmemeli- yiz. Bu neferlerin kumandanlara sa- dık olup olmadıklarını da göz önüne getirmek gerektir. Çünkü her ne ka- dar şimdi bir hayli inkişaf olmuşsa da 1911 ihtilâlinden beri çinliler biri- birine muhalif bir takım liderlerin kı dası altında harekete alışmış- leştiren keyfiyet, bu son seneler zarfında, otoriter bir politika- ya temayül etmiş olması ve kendisine, haklı veya haksız, Hitler tarafdarlığı atfedilmesidir. Nasyonal - köylü par- tisinin demokratik programı ve de- mokratik devletlere olan sempatisi bu temayüllerle tezad teşkil etmektedir. Mihalake kombinezonu bu süretle suya düşünce, kıral Karol, Tataresku kabinesinin istifasını kabul etmekle birlikte müstafi kabine reisine, daha geniş bir politik esas Üzerinde yeni ka- bineyi kurmak vazifesini tevdi etmiş- tir. Bu kabine liberal parti mümessil- leriyle, Bratians tarafdarı liberallerle halkçı radikal grupunun mümessille- rinden mürekkeb olacaktır. B. Tata- reskunun vazifesi, bu takdirde, son de- recede güç olacaktır. Çünkü nasyo- nal - köylülerin sarsılmaz bir muhale- fetiyle karşılaşacağı muhakkaktır. Politika işlerinde büyük dirayeti ve rumen partilerinin rekabetleri arasın- da mükemmel bir manevra kabiliyeti tasdik edilen kıral ikinci Karol, nüfu- zunu, milli partilerin faaliyetlerini bir dereceye kadar müşkilâta uğrata- cak şartlar içinde icra etmeye sevke> den politik telâkkilere maliktir. B. Tatareskunun teşkil edeceği yeni ka- bine kombinezonu yalnız iç politika ü- zerinde değil ayni zamanda kırallığın diş politikasında da büyük akisler ya- Babilecek olan bir evolüsyon'un muh- temePinkişafı hususunda bizi tenvir edcektir. Kıral, bir çok defalar, teşrit nizama ve küçük anlaşma, Balkan an- lardı. Çin ordusu, harb - öncesi alman usulüne göre tanzim edilmiş tümen- lerle kolordulardan mürekebtir. Bu ordunun da muvaffak olup olmaması imkân ve ihtimali, dünyanın her ta- rafında olduğu gibi subaylarının iyi yetişmiş olup olmamalarına bağlıdır. Çinde 180 tümen kumandanın vardır ki yabancı müşahidlerin kanaatine göre bunların pek azı vasatın üstün- de bir liyakat gösterebilmektedirler. Bugün Çinde askerlerin talim ve ter- biyesiyle meşgul 80 kadar alman su- bayı askeri müşavir olarak bulunmak- tadır. Harbiye mektebi Kantondan Nankin'e nakledildikten sonra ıslâh ve tanzim edilmişse de bunun büyük bir orduya lâzımgelen bütün subayla- rı yetiştirmesine imkân tasavvur olu- namaz. Hulâsa, Çin ordusu, subayla- rı bakımından kifayetsizdir. Bum! yalnız genç subaylar için değil, eski kumandanlar ve genel kurmay heyeti için de söyliyebiliriz. Bir harb ünitesi olarak da Çin or- dusunun seviyesi aşağıdır. Çin top- cusu ile piyadeler arasında beraber hareket imkânı temin edilmemiştir. Süvari sayıca pek azdır. Kendi bay- raklarını kullanarak Çin ordusunda hizmet eden Mogol süvarilerinin de ne dereceye kadar sadık olacakları bir meseledir. Bütün kıtalarda teçhi- zat noksandır. Sahra topçusunun elinde 1900 topu vardır ki bunların ancak 1000 - tanesi duğu inkişafla g k seç in ne- ticesi hiç şüphesiz onun daha lehine olacaktır. Kıral Karol bu itibarla B. Mihalake'ye yeni kabineyi kurmak va- zifesini vermiştir, fakat bu teklifine öyle şartlar ilâve etmiştir ki nasyo- nal - köylü partisi kabul edememek 16- tırarında kalmıştır. Hükümdar, nas- yonal - köylü partisi reisinden, çok geniş bir kombinezon vücude getirme- sini ve bilhassa nasyonal - köylü parti- sinden ayrılarak iç ve dış politikada B. Maniu partisiyle uyuşması güç te- mayüller besliyen rumen cephesi adlı grupu teşkil etmiş olan eski başbakan B. Vayda Voyvod'un kabineye alınma- sınt istemiştir. Bu şartın nasyonal - köylü liderini devlet şefi tarafından kendisine tevdi edilen vazifeyi yap- maktan menedeceğini tahmin etmek kolaydı. B. Mihalake politik dostlariy- le istişare ettikten sonra, B. Vayda Voyvod'un iştirâk edeceği bir kabine kurmasına imkân olmadığını kırala bildirmiştir. Bahusus ki hükümdarın, düşkün kadından saklasın! (hüngür hüngür ağlamağa başlıyor.) iç, dış ve harb bakanlıkları gibi en mü- him cüzdanların şahsen kendi itima- Çapraz kelimeler 412 3 4 5 6 7 $© 9 vit U da 1095 çift çorabı h aığfî Ölçü yar ki, kadka bunu #şa- & tönra tibarla, azamiyi tesbit ettik- Katttlarış Yıllık büdcemizi ona göre “Yle ye Vesselâm, Zeki bir erkek, Ylerden korkmamalıdır. De- . Ş "heîî:cü €rkek — Benim karım mü- d p"h):lu'dı. Cevahircilerde ne îlı.tm ılı:ı,_" zümred görse, hep- ğ“"kek (sözünü keserek) — da bir şey değil. Önce an- an daha tehlikeli olduğunu 'H'-'_ beraber, bu tip bir ka- du, ingi di hududu vardır: bu hu- lğ ç, N vücudunun bünye teşek- düîı Bir kadın tac taşımaya ne Kü Ün olursa olsun, başı bir ta- koj Fülağ Pt'ye gelince, çok şükür ki, | a Çi? vardır, Bilezikler için iki ! T için de on parmağa ma- abuj :ıd n © A C< S S oN Soldan sağa: 1- Hava tazyikini gösteren alet. 2- Ev - Vilâyet - Beş parmağı vardır. 3- Yama - Et. 4- Gözün bir rengi - Yunanca bir harfin ismi. 5- Candan sonra gelen - Damarlarımız da dolaşan. Dahil - Kışın yağar, Ş"_ Köyün dışı - Çarmıha 4- Üçüncü şahıs - Hücum. $- Bir nota - On sırt. 6- Keder - Boyun zıddı, 7- Bir « Ayıların yurdu. 8- Erkek - Dikmek. 9- Renkler - Amcamızın yengesi, Dökülmiyen su lerdi Canbazh yapılan lar âra- AMFERAİREN LNĞÜ ĞAAT kullanılabilir bir haldedir. Hava dâfi sadakatini kti surette teyid etmişti HDALi DSN bafa Gi ğ i stratejisine daha yeni yeni girmeğe başlamıştır. Bulgil' lShn Piyadenin elindeki tüfekler muhte- - lif zamanlarda muhtelif yerlerde ya- Tarihi mesuliyetler karşısında | pılmıştır. Bütün askerler cebhanele- Mir gazetesi 13 son teşrin tarihli sa- yısında yazdığı bir başmakalede dün- yanın bugünkü karışık ve tehlikeli va- ziyetini tahlil ederek diyor ki: Enternasyonal vaziyet günden güne kötüleşmektedir. İnsan kültürünün korucusu ve taşıyıcısı olan büyük dev- letler, tepeden tırnağa kadar silâhlı olarak, iki hasım cepheye ayrılmışlar- dır, bir taraf « Almanya, İtalya ve Ja- ponya - in edil işl phesi de ve bu itibarla da mütecaviz duru- munda bulunurken, ötekiler - İngilte- re, Fransa ve belki Rusya - tatmin e- dilmişler cephesinde ve bu itibarla da sulhçudurlar. Her şey bu iki cepheyi biribirinden ayırmaktadır. Bu kadar büyük müttefik ve ideoloji tezadları karşısında bu ayrılığı devam edecek bir tezahür telâkki etmek lâzımdır. Resimde görüldüğü gibi duvara eğri a- sılmış bir aynanın karşısına üstü örtülü bir ve karagö k olan bu masa b masanın altında gizlenir, Bir çerçeve ve bir tahta parçasını ,ara- larına mantar veya tahta parçaları mihla- yarak küçük kıtada bir tiyatro sahnesi mey- saknanin Daima realist olan ingiliz politikası, enternasyonal vaziyetin gerginliğini izale için iki grup arasında telâki nok- taları bulmaya çalışmaktadır. Fakat buna muvyazi olarak süratle silâhlan- mak için pek büyük gayretler sarfet- mektedir, bu da vaziyeti ne kadar cid- di telâkki ettiğini isbat eder. Ne de olsa hğrbe yanaşılacağını san- mıyoruz. Mağlublar için kayıblar müt- hiş ve galibler için kazanç pek küçük olacaktır. Milletler bunu biliyorlar. Onların nesli muhafaza insiyakları hükümetlerin silâhlı bit kavgaya gir- melerine müsaade etmiyecektir. Küçük milletler bu vaziyete ciddi- rini beraberlerinde taşırlar ve ihti)fıt mühimmat hemen yok gibidir. Çin, her ne kadar iki buçuk milyon asker çıkarmakta güçlük çekmezse de bunun ancak bir milyonunu silahlandırabilir. Hava kuvvetine gelince bunda en mühim mesele pilotların yetiştirilme- sidir. 1927 senesine gelinceye kadar pilotlar çinliler tarafından yetiştirilir- di. Ondan sonra yabancı mütehassıslar getirilmeğe başlanmıştır. Her ne ka- dar çinliler tayyarecilik için çok k;ıbî- liyetli iseler de askeri tayyuecılşk hususundaki bilgileri fazla değildı.r. Muharebenin başlangıcında çinlilerin Şanghayda 500 tayyareleri v.ırdı; b_un- ların 100 tanesi günü geçmiş makine- lerdi, Buna mukabil japonların bin tayya- releri ile 400 deniz tayyareleri ve biri Mançukoda, ötekisi Koreada iki mü- kemmel tayyare üsleri vardır. Çin, asker almak hususunda gayet zengin kaynaklara malik olmakla be- raber, ecnebi müşahidler, Çinin şima- lin 400.000, merkezi Çinin sahil kısmı- na 350,000 ve cenuba 250.000 askerden fazlasını tahşid etmesi mümkün olma- dığını söylemektedirler, t Bundan başka nakliyat meselesi de mühimdir. Çin askerlerinin şehir dı- şında oturmaları bir âdettir. Sonra Çin, her ne kadar bir ziraat memleketi ise de hiçbir şehir fazla gı- da maddesi hasıl etmez ve bunların ya yetle bakmalıdırlar. Ve faatlerini müdafaa için veya girişilmiş teahhüd- lere riayet için bir harbe atılacak bü- yük bir devletin bulunabileceğini ak- lından çıkarmalı ve milletler cemiye- tinin fili bir müdafaasına güvenme- lidirler. d.ı'ı,'_ f;ff_hl" unıı ati ü> 8r- teini sında dolu bardakların dökülmeden başaşağı çevrilmgi de vardır. Usta garsonların da kahvel aynı bel- ki görmüşsünüzdür. n Bunu siz de yapabilirsiniz, Su ile dolu bir bardağı masa üzerindi linizle kavrı- yarak, gergin kolunuzla ona havada sürat- le bir daire r riniz. Eğer hareketi :ıjıvıffnkiiidı yapabilirseniz. suyun dö- ülmediğini göreceksiniz. Bunun için de âvvıll dağı, su içerl ğ gibi M eli ği d ÜS e SA N e Ka y aa Pa 8- Bize benzer ama cansızdır. 9- Bol değil - Lahze - Bir nota, Yukarıdan aşağı: e Bgı:mhı:;ıb.i:in;ıur Su. :: Tefrika edilir - Kışın yağar, yu ürati =ııı müh.uulı_ndımıdın' ;nirini:. ıl—?lı- t k titr ine ve l masına dikkat ediniz. İyice itiyad kazan- dıktan sonra tecrübeyi şarab dolu bir h:ı:- dakla da yapabilirsiniz, fakat ilk zamanlar- yere dökmek tehlikesini âı su ile tecrllbe etmeniz a.ıf."'a?ğ'î._*î n Teğnekleti. ni geçi Bu sahne tertib karşı: na üstü kapalı bir lâmba veya abajorlu bir elektrik ampulü yerleştiriniz. Tertibatı tam aynaya aksedecek şekilde yaparsanız, ay- nada kukla tiyatrosuna benzer; canlı bir sahne elde edebilirsiniz, Bu gölge oyunlarını yapabilirsiniz! K Bu vaziyette memleketimizde sulh- çu ve müstakil inkişafını temin için ne yapmalıyız? “Her şeyden eyvel istisnasız bütün komşularımızla iyi — münasebetlerde bul k. Dürüst sulhçuluğ di şüphe uyandırabilecek bütün hareket ve sözlerden sakınmak. Ebedi dostluk paktiyle Yugoslavya ile tesis edilmiş olan münasebetlerimizi takviye için devamlı gayretler sarfetmek. Ordu- muzu bütün münakaşa ve mücadelele- timizin üstüne çıkarmak, tâ ki bu or- du yalnız devlet emniyetinin hizme- tinde olsun, Fakat hepsinden fazla milletimizin birliğini y başka bölgelerden, yahud da dışarıdan getirilmesi icab etmektedir. Aynı müşkülât bir istilâ ordusu İ- çin de vâriddir. Fakat japonlar, elle- rinde fazla vasıtaları olduğu ,su yol- larından daha fazla istifade edecekle- ri, motörlü vasıtaları mebzul bulun- duğu için çinliler kadar güçlük çekmi- yeceklerdir. Edimede - bir kültürpark yapılıyor Edirne, (Hususi) — Edirne kültür parkının inşasına başlanmıştır. Parkın plânları gelmiş ve tatbikatına geçil- miştir. Burada bir aydanberi 50-60 mele çalışmaktadır. /