18 Temmuz 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bdi SLLİ L ULUS : İnönünde Hava kampından : röporlajlar ! ;-.:9:1:0:0.0 K ampta, bu sene hukuku bitirecek olan bir gençle konuşuyoruz: “— Tayyareci olmaya yalnız bile SPor yapmış. olmak için mi karar Ver diniz? “— Hem evet, hem hayır! Evet, Sünkü bugün bizde sivil pilotluğun ha- Yatı kazandıran kazanç tarafı pek mah- dud. Devlet hava yollarımn muayyen Olan kadrosundan başka nerede kolay- lkla iş bulunabilir? Hayır, çünkü bu- Tada askeri kamp hizmeti yapmış olu- Yorum ki bu da bir vazifedir. Bir de Plânörcü olmanın bir üçüncü tarafı var © da memleketin müdafaa kadrosunda Yer almaya hazırlanmış olmak Havacılığı meslek yapmak için tedbir Inönünde bir anketten çıkan neticeler F İnönünde gençlerimizle konuşurken bu sözü hatırladım. Devlet hava yolla- rımiz, her gün biraz daha gelişiyor. A- danada yeni bir hava meydanı yapıl- mıştır. İzmire seferler yapılmak üzere- dir. İstanbul - Ankara hattının taşıdığı yolcu sayısı durmadan artmaktadır. Garblr Türkiyede, her vasrtanım en modernini kullanmak bizim artık bir prensipimiz olmuştur. Bu ana davanın havacılığımızda tatbiki, Türkiyenin her köşesini demir ağla örmek kararımız kadar, Türkiyenin her tarafını hava yol- lariyle biribirine bağlamış olmak sure- tiyle tecelli edecektir. Hava servisleri- miz arttıkça ve genişledikçe değil, art- mak ve genişlemek için Hatırıma gelmiş olduğu türi Ş LA ici « zm pilotu — istiyece- için değil; fakat burada Genç Hukuk talebesine sordum: ü o St v ü v x ğiz. Bay Ali Çetinka: Çalışmakta olan bır gençlik — Eğer sivil pı'ıbduk_ , SİZE bu mesl. eği lam]. ollaralz Yi GK Yördala yığ önü ğ *örendikten sonra bir istikbal temin edecek olursa : MA rin Z el lıkta kalır mısınz?, eleman meselesi O zâ- du Ü ğ havacı b » - . tle mev- yarak ve istiyerek — çalı ” Kayıdız ve şartsız olarak evet! Buna pphe mi manbdğha kuv;eB: A Hirken gördüğüm — zaman- bu sene bitireceğim Huku- zuubahs olacak. Bu, iş danberi yerleşmiş olan bir Sual olarak; sordum: “— Eğer sivil pilotluk, Size, bu mesleki tam olarak öğrendikten —sonra bir is- tikbal temin edecek olursa havacılıkta kalır mısınız? “— Kayıdsız ve şartsız olarak evet!.. Buna şüphe mi ediyorsunuz? Hem de, bu sene bitireceğim hukukun, vereceğİ şekilleşmiş olan haklar kadar değil, bir meslek olarak tanınsa pilotluk benim ideal mesleğim olur.., Bu mevzu üzerinde, birçok gençle- rimizle konuştum. Bir öğretmen Bayan, ediyorsunuz? Hem de b kun, vereceği şekilleşmiş bir meslek olarak tanınsa pilotluk be leğim ÇErsaramrazı Yazan: GEKFETAKELARILLA olur.,, Cemal Kutay bir kanun çıkarsa size nerelerde vazife verebilir? “— Onu biz şimdiden nasıl tayin e- debiliriz? Yalnız anlaşılması lâzımgelen mesele şudur: eğer pilotluk terfih eder değil, fakat geçindirir bir devlet leki haline gelse bile gene türk Pilotluk hatırı sayılır, çalışma imkânl rı bulur ve karın doyurur bir meslek olarak teşkilâtlanıncaya kadar, hiç u- nutamıyacağım şu sözleri söyledi: “— Ben alti senelik öğretmenim. Memuriyet hayatında, altr sene bir kıy- mettir. İnanımız: bugün pilotluğun bü- tün inceliklerini öğrenmek için, en b“ Yük fedakârlıkları yaparak daha bir, iki Üç sene burada çalışmağa hazırım. Yeter ki iyi bir pilot olduktan sonra iş aramak ve bu sahada iş bulamamak domyxsîyşe ka mesleklere başvurmak mecburi- Bizim konuşmamızı dinleyen b.“ Sene Hseyi bitirmiş olan adanal bir Benç söze karıştı: — “— Yalnız bir şey daha var: pilotlu- Su yalnız para kazandırır. değil, aynı Zamanda çok şerefli ve hak ettiği kadar Şerefli bir meslek haline geldiğini ilân etmelidir. Bence bu tanınış bir kanunla olacaktır. “— Peki; fakat devlet bugün böyle gençliğindeki uçmak arzusu dolayısiy- le kendi etrafına büyük bir kalabalık toplamış olacaktır,.. Bu bir hakikattir. Fakat bir tarafı- nm izahı unutulan hakikat: iyi bir plâ- nörcü, iyi bir pilot namzedi, iyi bir tu- rizm pilotu, iyi bir harb pilotudur. Bu- gün devletlerin hava kuvevtleri hakkın- da okuduğumuz yazıların içindeki ra- kamlar, pilot sayılarını tek bir mikdar halinde gösteriyor: uçrmak sanatımı öğ- renmiş olan için, havada harb etmek, karada harb etmek gibi bir şeydir. Türk kuşunun yetiştirdiği gençler arasında güvenilir harb pilotu lisansı almış olan- lara rastlamakta hiç de güçlük çekme- dik. *ks ir gün Bayındırlık Bakamımız Ali Çetinkaya, Kamutayda devlet hava yollarınım inkişafından ve yeni vilâyet- lere istasyonlar kurulmasından bahse- derken “Bu bir eleman işidir.,, demişti. olan haklar kadar değil, nim ideal mes- birinci safhasıdır. K arabük fabrikala- rımızdan sonra bir motör fabrikasına kavuş- mamızı nihayet bir zaman meselesi olarak telakki edebiliriz: Karabük inşaatımı ü- zerine alan Brossert firmasımın direk- törü B. Brossert “— Bu anadan birçok evlâd doğacak” demişti. Bu evlâdlar- dan bir tanesi de motör endüstrisidir. Motör endüstrisi, tayyare endüstrisinin temelidir. Yurdumuzu müdafaa edecek vasıatları, memleket içinde yapmak po- litikamızın en güzel bir eseri olacak o- lan tayyare endüstrimiz, bizden hazır- lanmış bir kadro istiyecektir. Bütün dünya milletleri bu kadroyu, gençlik kütleleri arasma yerleşmiş olan havacı- lık sevgisine dayanarak kurmaktadır- lar. Bu sevgiyi de ancak, pilota daima iş bulacak ve onu mesleki içinde vazife- lendirecek olan bir kanun yaratacaktır. Bu da işin ikinci safhasıdır. lânör, motörsüz tayyaredir. Ku- manda tertibatı, tayyarenin aynı- dır. Plânörcü hassasiyetini ve bilgisini motörü olmadığından hava cereyanları- na dayanarak uçacak kadar inkişaf et- tirmiş olan tiptir. Bu tip, motörün hu- susiyetlerini de, çok Çabuk kavrıyabile- cektir ve bu hususta tecrübeler daima müspet netice vermiştir. Bu kanun, ku- rulmasma imkân vereceği yüksek sayı- l turizm pilotu kadrosiyle, harb pilotu | RADYO | ANKARA: Öğle neşriyatı: — 12.30 - 12,50 Muhtelif plâk neşriyatı. 12.50 - 13.15 Plâk: Türk musikisi ve halk şar- kıları. 13.15 - 13.30 Dahili ve harici ha- berler, Akşam neşriyatı: — 18.30 « 19.00 Plâk neşriyatı. 19,00 - 19.30 Türk musi- kisi ve halk şarkıları (Mahmud Karın- daş ve arkadaşları) 19.30 - 19.45 Saat a- yarı ve arabça neşriyat. 19.45 - 20715 Türk musikisi ve halk şarkıları (Hik- met Rıza ve arkadaşları). 20.15 - 20.45 Viyolonsel solo: Edip Sezen (Piyano- da Marsel Bi). 20.45 - 21.00 - Plâkla dans musikisi. 21.00 - 21.15 Ajans ha- berleri. 21.15 - 21.55 Stüdyo salon or- kestrası. 21.55 - 22.00 Yarınki proğ- ram ve İstiklâl marşı. Bir gencimizin Cenevre üniversitesindeki muvaffakiyeti Cenevre, 17 (A.A.) — Cenevre üni. versitesi hukuk fakültesinden mezun Hikmet Gündüz, hukuk doktorluğu te- zini üniversite jürisi önünde müdafaa etmiştir. Tez türk tabiiyeti üzerine yazılmış- tır. Hikmet Gündüzün 300 büyük say. fadan fazla olan bu tezinin müdafaası üç saatten fazla sürmüş ve nihayet ho- calarının ve jürinin takdir ve tebrikle- ri ile kabul edilerek kendisine doktor unvanı verilmiştir . : Kömür depoları İstanbul, 17 (Telefonla) — Kömür depolarının kati olarak-kuru çeşmede kurulması kararlaştırıldı. Tesisat için 2 milyon lira haracanacaktır. Projeler hazırlanmıştır. Sırt hamallığı kaldırıldı İstanbul, 17 (Telefonla) — Sırt ha- mallığı bugünden itibaren Eminönün- de ve köprü mıntakasında resmen kal- dırıldı. kadromuzun, Türkiyeden hava tehlike- sini yok edecek olan dereceyi bulmasını sağlıyacaktır. Bu da meselenin üçüncü safhasıdır. İnönündeki yüz elli genç arasında bir anket yapımız: almacak netice, bu gençlerin hemen hemen hepsiyle konuş- tuğumuz için söyliyebiliriz. böyle bir devlet tedbirinin en çabuk olarak alm- ması lüzumlu olacaktır. Türk gençliği, k alâkalıyan mevzularda kanaatkâr ve havacılık bu kanaatkârlığın değerini artıracak kadar şereflidir. İnönü kampi; hür yaşamak için göklerine de aşılmaz hududlar çizmeyi bilmiş olan bir millet çocuklarının bu gayelerine kavuştukları yerdir. İnsan oradan ancak, şu üzerinde durmaya ça- Tıştığımız tedbirin hasretiyle dönüyor. inin faatini DNT NL TT AA Çocuk Esirgeme Kurumunun yaptığı yardımlar' Çoçuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi tarafından bu ayın on altısına kadar 3731 çocuğa yardım edilmiştir. Bunlardan 360 hasta çocuk ve anne genel merkezin polikliniklerinde ba. kılmış ve tedavi edilmiştir. Ayrıca diş bakımevinde de 280 ço- cuğun dişleri bakılmış ve tedavi edil- miştir, 1197 çocuk ve anne genel merkezin banyolarımndan istifade etmiştir. Süt damlasından her gün 102 çocu- ğa süt verilmiş ve 15 günde yekün ola. rak 790 kilo bedava süt dağıtılmıştır. Genel Merkezin - bahçesindeki yüz. me havuzundan 1787 çocuk istifade et. miştir. Yardım için genel merkeze başvu- ran 6 yoksul yavruya para yardımı ya- pılmıştır. Çanakkalede batan vapura aid dava İstanbul, 17 (Telefonla) — Çanak- kalede batan vapura aid davâ bugün i- kinci ticaret mahkemesinde görüldü. Mahkeme, türk mahkemelerinin bu davâya bakabileceklerine, gemiye ko- nan haczin kaldırıl ehli vu- kufun mahallinde keşif yapmasma ka- rar verdi. Samsun ziraat bankasınır tütün ekenlere yardımı Samsun, 17 (A.A.) — Tütün kırma mevsimi girdiğinden — ziraat bankası köylüye geniş ölçüde para dağıtmaya başlamıştır. Tütün müstahsilleri müra- bahacılar elinden tamamen kurtarılmış, muamelelerini ziraat bankasiyle gör. meğe başlamışlardır. Faizin azlığı ve tütün satışının kolaylaşması — noktala- rından köylü çok sevinmektedir. Kara- deniz köylüsünün mısır ihtiyacını temir için banka şimdiden üç milyon kilodan fazla mısır satın alıp sevketmiştir. Mü. bayaaya devam edildiği için mısır fi- atları normal şekilde devam — etmekte, hem müstehlik hem müstahsil bu vazi- yetten memnun bulunmaktadır, Açık İndirme Suretiyle Ot ve odun münakasası Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden : Kurumumuz ve müessesatı için (150000) kilo kesilmiş kuru meşe odu- nu ile (35000) kilo ot alımacaktır. Mü- nakasa 22 temmuz 937 perşembe günü saat 15 de Çocuk Esirgeme Kurumu genel merkezinde yapılacaktır. Şartna- meleri görmek istiyenlerin kurum he- sab işleri direktörlüğüne müracaat et- ğ * meleri. 2—3238 Yazan: Honorâ de BALZAC Türkçeye çeviren: Nasuhi BA YDAğ i na h— Nanon, bu nasıl iş? Yedi senede ba ir kerre olsun Ş süumur'de bütüîı bu işler olup biterken harles da, Hindistanda, para kazanıy tlı-. Otürmüş olduğu ticaret eşyası 1Y? satr Mıştı. Çabucak altı bin dolar kadar bir para azîınm'ŞU. Biraz sonra eîıl î ?V'İıpa' duğu gibi bu üstüva m e ge m;îşâmanmx en iyi usulü insan alım Satımıdır, _ Bundan dolayı, Afrika kıyılarına gide- zenci ticaretine başladı; menfaatlerinin kiyle gittiği piyasalarda, insan.tıcaret!- ne diğer faydalı işleri de ilâve etti. İş âle- Mine öyle bir atıldı ki faaliyetten hiç b tişamı içinde tekrar pariste görünerek düş- müş olduğundan daha parlak bir mevki ©- dinmek düşüncesinin hükmü altında idi. Sn- sanlar ve memleketler arasında süirte sürte ve bunların biribirine zıd örf ve âdetlerât;l | göre anlaya fikirleri değişti. İnansız K Bir memlekette fazilet denilen şeye diğe- rinde cinayet adı verlidiğini görerek hak- hya ve haksıza dair kati bir mütalea sahi- bi olamadı. Menfaatle temas ede ede kalbi soğudu. Bozuldu, kurudu. ; Charles'daki Grandet'ler kanı için tak- dir ne idi ise onu ifa etmemek edemedi: Charles da sert, menfaatperest oldu: Çinli- ler, zenciler, kırlangıç yuvaları, çocuklar, artistler alıp sattı; geniş ölçüde rı_ıürabaha— cılık etti. Devlet hakkı yiye yiye insanların hakkına karsr da mübalatsız oldu. Saint - Thomas'a gidip yok pahasmma korsanlarca çalınmış eşya aldı ve bunları götürüp başka yerlerde sattı. SÜ Engönie'nin asil ve saf siması, gemileri- ne Meryemin resmini koyan ispanyol denizci- lerinin yaptıkları gibi, Charles'a ilk seya- hatinde refakat etmiş olsa, ve delikanlı da ilk muvaffakiyetlerini bu yumuşak tahiatli kızın füsunkâr tesirine atfetmiş bulunsa bile, daha sonraları, zenci, habeş, beyaz, cavalı kadınlar, mısırlı rakkaseler, ve çeşidli mem- leketlerdeki türlü sefahet ve maceralar ye- ğ_enini de, Saumur'ü de, evi de, sırayı da, ko- ridorda Eugenie'nin yanağından aldığı ö- pücüğü de zihninden sildi. Charles, yalnız eski dıvarların çerçeve- lediği bahçeyi hatırlıyordu, zira tesadüflere bağlı almyazısı orada başlamıştı; fakat ai- lesini inkâr ediyordu: Amcası onun ziynet eşyasını ucuza kapatmış bir köpekti; Eu- gönie artık ne kalbini ve ne de zihnini işgal CEKYOPdu; yalnız hesab defterlerinde, altı bin frank borçlu olduğu bir alacaklı idi. , Bu gidiş ve bu fikirler Charles Grandet- nin sükütunu izaha kâfidir. Hindistanda, Saint - Thomas'da, Afrika kıyılarında, Lizbonda ve Amerikada, bu spekülasyoncu, adını kirletmemek için, Sepherd lâkabını takınmıştı. Carl Sepherd, hiç bir tehlikeye maruz kalmaksızın, kendi- ni her yerde yorulmaz, cüretli, haris ve ser- vet sahibi olmak kararını vermiş olduğu i- çin, hayatımın geri kalan günlerinde namus- ht olarak tanınmak üzere hayasızlıkla mü- nasebetlerini bir an evel kesmek istiyen bir adam diye gösterebilirdi. Bu usul sayesinde çabucak ve çok zengin oldu. İyice- çenbher- lenmiş üç fıçı içinde tam bir milyon dokuz yüz bin franklık altına malikti ve bunlarla Pariste para bastırarak yüzde yedi ilâ se- kiz kâr temin niyetinde idi. İmdi, 1827 tarihinde, kırallık tarafdarı bir ticaret evine aid Marie - Caroline adın- daki güzel brikle Bordoya geliyordu. Bu brikte, Charles'dan başka, bir de, haşmetli Fransa kıralı onuncu Charles'ın maiyeti rükünlerinden d'Aubrion adında bir iyi yürekli ihtiyar vardı ki bütün serveti a- dalarda idi ve moda olan bir kadınla evlen- mek çılgınlığını göstermişti. Bu adamcağız, Madam d'Aubrion'un servetinde husule ge- tirmiş olduğu gedikleri kapamak üzere mülklerini satıp paraya çevirmeğe gitmişti. Son derebeği 1789 da ölmüş olan d'Aubrion de Buch ailesine mensub ve yirmi bin lira kadar bir iradla geçinmek zaruretinde bu- lunan Mösyö ve Madam d'Aubrion'un ol- dukça çirkin bir kızları vardı ve bunu anası, (Sonu var) Zaman bulamaz oldu. Büyük bir servetin ibi- —. ORMAN ÇİFLİGİ Bira Parkına Romen M .. .w?. uzığı ge lmiştir. Her gece on bir buçuğa kadar devam ediyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: