Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Üa BF SPOR İstanbulda Milli Küme maçları Istanbulda Beşiktaş, Güneşi le karşı iki İstanbul, 25 (A.A.) — Millt Küme maçlarına bugün de Şeref stadında de- vam edildi. Bugün Güneş ve Beşiktaş takımları karşılaşıyordu. Bir kaç gün- denberi yağmurlu ve bulutlu devam eden hava tamamen açılmış, futbol için çok müsaid bir şekil almıştı. 16,10 da evvelâ güneşliler, sonra be. şiktaşlılar gözüktüler. Merasim kısa ke- sildi ve oyuna süratle başlandı. Güneşlileri şu kadro ile görüyoruz : Cihad - Faruk, Reşad « Daniş, Rıza, İsmail - Refii, Salâhaddin, Necdet, Rebii İbrahim. Beşiktaş da şu şekilde sıralandı : Mehmed Ali - Faruk, Hüsnü - Fuad, Enver, Rifat « Ligor, Ridvan, Hakkı, Şeref, Eşref, Hakem Said Salâhaddin. Oyun başlıyor Oyuna, rüzgâra karşı oynıyan beşik- taşlılar başladılar. Topu derhal kapan güneşliler hemen Beşiktaş kalesinin et- rafına yerleştiler, Beşiktaş müdafaası, biribirini kovalıyan güneş — akınlarını kesmek için bütün enerjisiyle çalışıyor. Bu aralık Hüsnünün aksadığı ve İbra- himin altıncı ve on birinci dakikalarda güzel iki gol fırsatı kazandığı görülü- yor. Bu iki f:rsat, inanılmayacak kadar bozuk vuruşlarla kaçırıldı. Güneşliler sahanın hakimi olmakta devam ediyorlar. Takım, bir bütün ha- linde güzel bir oyun çıkarıyor. Top hiç durmaksızın, daima en müsaid — vazi- yette bulunan güneşliye veriliyor. Be- şiktaşlıların bu oyunu bozmak için gös- terdikleri gayret, ancak son müdafaada müessir oluyor: O da garip bir tesa. düfle nihat vuruşun isabetsiz olmasiy- le kabil olabiliyor. Beşiktaşın ilk akınlarını 25 inci da. kikadan sonra görebiliyoruz. Siyah be- yazlılar, muvaffakiyetli bir oyun oynı- yan güneş muavin hattını zorlryarak to- pu rakib kaleye kadar yanaştırabildi- ler. Fakat Reşad, uzun vuruşlarla topu tehlike sahasından daima uzaklaştırı. yor. E Dakika 31: Ligorla İsmail arasında çetin bir çekişme oldu. Top kornerde Ligor ortaladı. Bu güzel vuruşu Şeref daha güzel bir şütle kaleye havale etti. Top Golposta çarparak içeri girdi. Güneşliler hâkim oyunlarına rağ- men, bir gol yemiş oluyorlardı. Bu va. ziyeti telâfi etmek için büyük bir gay.- retle çalışmaya başladılar. Beşiktaş ka- lesi yeniden sıkı bir çenber altına almn. dı. Dakika 33; Rebii günün en iyi o- yuncusu, Topu daima en iyi şekilde kullanıyor. Nitekim müteaddid dirip- linglerle Beşiktaş müdafaasını başına topladıktan sonra demarke vaziyetinde kalan Salâhaddine pas verdi yerden ve sıkı bir şütle güneş beraberlik sayısı. nı çıkarıyor. Oyun bütün hızı ile de- vam ediyor. Hava birden bire karardı ve oldukça sıkı bir yağmur başladı. Bu. na rağmen güneşliler kusursuz ve çok güzel bir oyun çıkarar güneşlilerin ye- gâne aksayan noktasını İbrahim teşkil ediyor. Güzel inişler, Jbrahimin vofsayd olması yüzünden birkaç defa geri dön- dü. Birinci devre bu şekilde 1-1 beraber- likle bitti, İkinci devre İkinci devre başladığı vakit yağmur halâ devamediyordu. Maamafih oyuncular seri bir mukaddime gösterdiler; Top ye- niden Beşiktaş müdafaası önünde dola- şıyor. Güneşlilerin muhakkak bir galibi- yete doğru gittiği tahmin edildiği sıra- larda oyunun cereyanını değiştiren bir hâdise oldu: Hakkı orta muavin mevkiine geçmiş- ti. Topla ilerleyen Salâhaddine arkadan hatâlr bir şarj yaptı. Hakem gerçi ceza kararını verdi. Fakat Salâhaddin de sa- katlanmış ve oyun üzerindeki tesiri kaybetmiş oldu. Bundan sonra beşiktaşlılar yavaş ya- Beşiktaş takımının Ankaraya vaş Güneşin hakimiyetini bertaraf etti- ler. Onuncu dakikadan sonra oyun ta- mamen Güneş kalesi önüne intikal et- miş, beşiktaşlılar üstüste akınlarla Ciha- dın kalesini tehdide başlamışlardı. Bil- hassa Rıdvanla Hakkı çok atak oynu- yorlar ve Güneşin her iki müdafiini yıp- ranırcasına çalışmaya mecbur bırakıyor- lar. Yağmur gittikçe hızlaşarak devam e- diyor. Maamafih oyun dış şeraitten hiç müteessir olmadan, bütün zevki ve he- yecanı ile devam ediyor. Mutlaka kazan- mak ve üstün gelmek enerjisiyle çalı- şan iki takımın, oyuna hakim olan heye- canlı havaya rağmen uldukça kusursuz çıkardıkları oyun, seyircilerin azami dik katini çekmekte dvam ediyor. Beşiktaşlrların daima tazelenen hü- cumlariyle Güneşin çetin müdafaası a- rasındaki mücadele 43 üncü dakikaya kadar neticesiz devam etti. Dakika 43 de, geriden orta muhacim mevkiine ka- dar gelen Hüsnü, hiç umulmadık bir va- ziyette takımına galibiyet golünü ka- zandırdı. Oyunun neticesine iki dakika vardı. Güneşliler vaziyeti kurtarmanın imkân- sızlığını anlayarak birdenbire kesildiler ve oyun, Beşiktaşın devam eden tazyi- ki altında 2-1 siyah-beyazlılarin lehine ile yendi geldiği zaman alınmış bir resmi bitti. Oyunun umumi hulâsası şudur: Güneşliler birinci devrede, emsali az görülmüş derecede mükemmel bir oyun çıkardılar, Sahaya ve vaziyete daima hâ kimdiler. Fakat gol fırsatını hazırladık- ları halde onu kullanmakta daima bece- riksiz davrandılar. Attıkları güzel şüt- ler de, zincirleme bir talihsizlikle daima hedefini bulmadı. İkinci devrede beşiktaşlılar daha a- ğır basıyorlardı. Hücum hattında Rıd- van ve hakkı gibi iki atak oyuncu bu- lunması sonra da Hüsnünün iltihakiyle bu tehlikeli elemanların üçleşmesi, Gü- neş müdafaasını çok yoruyordu. Eğer Beşiktaş, birinci devrede Güneşin ka- zandığı fırsatları yakalasaydı Güneş mühim bir sayı farkiyle yenilecekti. Fakat Güneş müdafaası anlaşan bir oyun ve şuurlu bir tabiye ile buna im- kân bırakmadı. Son gol, Hüsnünün şahsi faaliyetinin neticesi olmakla be- raber biraz da şanslı bir vuruşun seme- resi sayılabilir. İzmirde Galatasaray Üçoku yendi İzmir, 25 (Husust muhabirimiz. den) — Bugün Galatasaray takımı İz. mirin Üçokuyla karşılaştı. Maç çok ha- raretli oldu. Neticede Galatasaray Üç- oku 2 ye karşı dörtle yendi. Siyasal bilgiler okulu ziraat enstitüsü maçı Sıyasal Bilgiler Okulu Yüksek Ziraat Enstitüsü ve Sıyasal bilgiler okulu talebeleri arasında yapı. lan maç çok heyecanlı olmuş, neticede sıyasal bilgiler okulu takımı 3-0 oyunu kazanmışlardır. Hukuklular teniste kazandılar Yüksek mektebler arasında yapılan tenis müsabakalarına dün öğleden evvel Ziraat Enstitüsü sahasında devam edil. di. Neticede: Teklerden Hukuktan Ekrem: — 61, 61 » Derviş 6-4, 64 » Bedii: 6.1, G4 Ziraatten Ahmet; YA B Çiftlerden Derviş, Adil: 6.2 6-4 galib gel. mişlerdir. Pinpong maçları Yüksek mektebler arasında yapıl. futbolcuları bir arada ması kararlaştırılan pinpong maçları gelecek haftaya bırakılmıştır. Uçak alanında uçuşlar Dün, öğleden sonra Gençlerbirliği. ne mensub 20 kişilik bir sporcu kafilesi uçak alanına giderek müteaddid uçuş. lar yapmışlardır. Gençlerbirliği sporcuları bundan böyle her hafta uçuşlara devam etmeğe kakar vermişlerdir. Türkkuşu kendile. rine bu hususta her türlü kolaylığı gös. tereceklerdir. Demirspor galib Kayseri, 25 (Hususi) — Demirspor fudbolcuları bugün Sümer fudbolcula. riyle karşılaştılar ve 31 Kayseriyi yen. diler, Demirspor fudbolcuları bu ak. şamki ekspresle Ankaraya hareket etti- ler. Hikâye Hilesinin Anadolunun büyük merkezlerden ve yollardan uzak, bu unutulmuş kasabası, ogün, günlerinin en hâdiselisini yaşı - yordu. Düşünün bir kere, kırk yılda bir, büyük adam olarak, ancak valinin yüzü- nü gören kasabaya o gün hakikaten meşhur bir şahsiyet gelmişti. Ve bu şah- siyet, Reşad Nuri gibi, romanları, köy- lere varıncaya kadar her tarafta okun- muş, sevilmiş ve sayılmış olan büyük bir romancıydı. Bir defacık resmini bile görmemiş oldukları, bu, memleketin gözdesine karşı, kasabanın halktan ve memurdan bütün ileri gelenleri, saygıda ve ağırla- makta kusur etmemek için âdeta biri - birleriyle yarış ediyorlardı. Romanlarını okumuş olanların içten gelen sevgilerine, okuma yazma bilmi- yenlerin, ziyaretçinin başkalarından işit- tikleri büyüklüğü hakkında duydukla- rı saygı katılıyor, ve kasaba, bir bay - ram telâş ve neşesi içinde çalkanıyor - du. Bilhassa orta okulun erkek ve kız genç talebeleri, kıraat kitablarında is- mini gördükleri romancının yüzünü de görürüz ümidiyle, misafir edildiği ka- zancalı'nın evi önünde küme küme bi - rikiyorlardı, Fakat işin daha enteresan olan ta - rafı, kasabaya gelen Reşad Nurinin, hakiki Reşad Nuri olmayışıydı. Bu, ömrü, daima macera içinde geçmiş bir zavallıydı ki, aylardanberi işsiz ve me- teliksiz gezmektne ve her gittiği yerde istiskale uğramaktan usandığı için bir- kaç günlük bir beğliğe kavuşmak arzu- siyle bu hileyi tasarlamış ve bu koskoca yalanı kıvırmıştı. Sonu ne olacaktı, bunu düşünmüyordu, birkaç gün şöyle yiyip içecek, ağırlanacak, herkesin et- rafında dört döndüğünü, kendisini hür- metle eteklediğini görecek ve ondan sonra, tekrar serseri ve sefil hayatına dönmek için buradan uzaklaşacaktı. Bü- tün korkusu, kıymetli romancıyı şah « san tanımış biriyle karşılaşmak ihtima- lindendi. Fakat, kasabanın belli başlı bütün kimseleriyle hâdise çıkmadan ta- nıştıktan sonra artık içi bu hususta da Dünkü bisiklet yarışları Dünkü yarışa on koşucu iştirak et- mişti. Müsabakanın tafsilâtına girişme- den önte her hafta yapılan yarışın bi- rincisinin değişmesi neticesidir ki, dün- kü koşunun ehemiyeti ve birincisi üze- rindeki bahisler, meraklılar arasında haylı münakaşayı mucib oluyordu. Nitekim on kuvvetli hem avar koşu- cu yarışın 15 inci kilometresine kadar beraber gitmişler ve yolun ilk yokuşu ©- lan bu noktada koşucular iki grupa ay- rılmışlardır. Etimesud'un inişli yokuşlu şoşesine girildiği zaman Yakub, munta- zam bir pedal çevirişle rakiblerinden 30 metre kadar ayrılmış bulunuyordu. Bu mesafeye ehemiyet vermiyen diğer ko- şucular iki grup halinde kendilerini yor mamak süretiyle gidiyorlardı. Yakub, şimdiye kadar hiç bir âerece almadığı i- çin kendisinden bekle'»miyen bir enerji ile 30 metrelik bu açıklığı yavaş yavaş çoğaltmıya başlamış ve nihayet rakih- lerini iki kilometre kadar geride birak- mak suretiyle 50 kilometreyi bir saat 25 dakika ve 51 saniyede bitirerek birinci, Erdoğan ikinci ve Nuri Kuş lâstik far- kiyle üçüncü gelmişlerdir. Bugüne kadar yapılan yarışlarda el- de edilen neticelere göre, müsabaka- ların puvan vaziyeti şöyledir. : 1 — Nuri Kuş 6 Puvan 2 — İsmail 9 Puvan 3 — Erdoğan 11 Puvan 4 — İlhami, Nuri, Faruk ve Yakub 15 şer puvan. Puvanlar her koşucuya birinci ise, bir, ikinci geldiği vakit iki, üçüncü gel- diği vakit üç puvan ilh.. verilmek su- retiyle elde edilmektedir. &44 Sürat teşvik yarışları Ankara Bisiklet Ajanlığından: 2 Mayıs pazar günü Akköprü süva. ri karakolu arasında bir kilometre as- falt yol üzerinde sürat teşvik yarışla- rı yapılacaktır. İştirak — edeceklerin mezkür gün saat dokuzda süvari kara- kolu önünde bulunmaları bildirilir. kurbanı rahatlanmıştı. İçine girdiği bu gerçek- ten garib macerayı da kazasız geçirece- ğinden emindi. Efendim o ne ikram, o ne ikramdı, Kaymakam, bir dakika yanı başından ayrılmak istemiyor, kaza doktoru, ro « manlarında daima iyi kalbli doktor tip- leri çizdiği için ona mesleki mninetini ' sunuyor, kasab eşrafı, onu kendi evle- rinde misafir etmek için biribirlerine rekabet ediyorlar, ve her gittiği yerde, kalabalık bir kafile kendisine refakat ediyordu. Öğle ziyafet, akşam ziyafet, kuzu dolmaları, rakı sofraları, baklava sini. leri biribirini kovalıyor, sahte roman- cı, entelektüel meselelere karşı alâka « larının azlığına şükrettiği karşılayıcı - larını nükteli fıkralar anlatarak, zekâ ve esprisine hayran ediyordu. Buraya gelişininin sebebini sormak kimsenin hatırına gelmemişti. Kasaba- da yeni bir sima, bahusus böyle meşhur bir sima görmenin verdiği zevk, yeni - len üzümün bağını sormayı kimsenin aklından geçirmemişti. Fakat asıl, adı- nı sormadığı bağın üzümünü yiyen de bizim muvakkat romancıydı. Bir hafta, bin türlü ikram ve izaz a- rasında tam manasiyle ense yaparak, türlü mahrumiyetler neticesi cılızlaş - mış vücuduna biraz ihtiyat yağ topladı, Bu macera, böylelikle mesud bir şekil- de sona erecekti. Eğer hiç umulmadık bir münasebetsizlik, pişmiş aşa soğuk su katmamış olsaydı. Birgün, başta kaymakam olmak üze- re yanına gelen ileri gelenlerden bir he- yet, ertesi akşam için ,orta okul salo » nunda bir konferans tertib etmiş olduk- larını ve bunu halka ilân ettiklerini söy- liyerek, üstadın, büyük ilim ve fazlın - dan kasaba gençliğini mahrum etme - mesi ricasında bulundular. Bu işte, bek- lenmedik bir darbeydi, Gelin de siz şimdi ayıklayın pirin « cin taşını, Konferans! fakat ne söyliye- bilirdi? Ne biliyordu ki, ne söylesin? İtizar etti, konferans vermek itiyadında bulunmadığını söyledi, fakat bütün bunlar boşa gitti, karşısındakiler bütün bu itizarları tevazu büyüklüğüne haml- ederek o derece ısrar ettiler ki, niha « yet iş bir emri vaki halini aldı. Sahte romancının, o gece gözüne uyku girmiyordu. Yatağında mütema - diyen dönüyor, bu beklenmedik baş be- lâsından kurtulmak için bir çare- arı - yordu. Nihayet birdenbire hatırına bir çare geldi. Konferans vermek için tabit ses lâ- zımdır. İnsanın sesi kısılırsa söz söy- liyebilir mi Söyliyemez elbette. Şu halde sesini kısmanın bir yoluna bak - malıydı. Mevsim ilkbahar olmasına rağmen, hava hatırı sayılacak derecede soğuk - tu. Bahusus o akşam, şiddetli bir poy * raz camları zangır zangır sarsıyordll- Yorganın kâlınlığından ve sıkıntıdani terlemiş göğsünü şu rüzgâra beş daki * ka tutarsa istediği neticenin hasıl ola- bileceğini düşündü ve hemen fikrini tatbik mevkiine koymak için yerindef fırladı. Pençereyi açtı, terli ve çıplak vü * cudunu, poyrazın buzlu ve dondurucü okşayışına terketti. Soğuğun, keskif bir bıçak gibi ciğerlerine — işlediğ farkeder gibi olmasına rağmen, tedbi * rin tesirsiz kalmaması için dişini sıkâ * rak on dakika sabretti. Sonra, diîı zangır zangır titriyerek yatağına Bgir Kâbuslu ve hummalı bir gece dikten sonra, sabahleyin bütün vücü: dunda ağıılar ve. teninde şiddetli bir hararetle uyandı. İlkönce hatırına geldi. Yokladı, sesi normal çıleo’d“; Bak aksi şeytana. Demek ki plânı SUX düşmüştü. Hayır, plânı suya düşmemişti. Çir kü, akşama doğru vaziyeti o derect tüledi ki, başı ucuna koşanı dokt0f; talığın tehlikeli bir mahiyet ald söyledi. Teşhis: Zatürrie. el Bu hastalık, süratli bir seyirle te romancıyı iki gün içinde öte : yaya sürükledi. Bu suretle bu düN gördüğü bir haftalık bahtiyarlığın sını fazlasiyle ödemiş oldu. * ; Fakat bu ölüm, işin foyasın halkınf dana vurunca, bütün kasaba " . ne kadar hayrete düşmüş olduğun layca tasarlıyabilirsinizi. Yi 'ai 410937 —atf