ULUS B. Besmuazoğlu anlatıyor Türkiye akdeniz şarkının en kuvvetli devletidir Yunanistan ile Türkiye arasında bir işbirliği çok iyi neticeler verecektir Atina, — Bu yazı için istifade etti- ğim not'-r, Yunanistanın eski ekonomi bakanı mühterem Pesmazoğlu'nun ar- kadaşım Yalman ile bana söyled' ği söz- lerin hulâsalarıdır. Ve karilerime, türk - yunan dostluğu ve iktısadi teşriki me- saisi hakkında benim neler düşündüğü- mü değil, Atinada neler söylendiğini anlatmak kararında olduğum için hulâ- salar yazıda oldukları gibi bırakılmış- lardır. Pesmazoğlu'na göre; Türkiye İmparatorluğun belli başlr zaafla- rından biri olan Avrupa ve Asyadaki erazisinden ayrılıp kendi tabif ve milli hududları içinde yerleşen türk milleti- nin kudret ve hayatiyeti Türkiye istik- lâlinin dayandığı temellerden biridir. Türkiye ,tarih, coğrafya ve nüfus ba- kımından bir kültür. Türkiyenin onu komşulariyle ihtilâfa sürükliyecek kü- çük büyük meseleleri yoktur. Yabancı devletler istismar:na iktısaden ve siya- seten ebediyen kapanan memleket me- nabii Türkiyeyi tek başına refaha ha- vuşturmaya kifayet edecek kadar çe- şitli ve zengindir. Dostluklarını, itti- faklarını dilediği şekilde ve dileliği gi- bi yapan Türkiye, eğer aksini yapmak- ta fayda görürse, bütün ittifaklarından zararsızca kendini tecrid edebilir. Mil- H Türkiyeyi milli yurdunda tehdid e- debilecek ne siyasi ne askeri, ne iktısa- di hiç bir türlü tehlike mevcud değil- dir. Türkiye Şarki Akdenizin en kuv- vetli devletidir. Yunanistan: Başkaları zorla çıkarmazlarsa Yuna- nistanın da komşulariyle halledilecek meseleleri yoktur. Ne tarih, ne cağrait- ya, ne nüfus meseleleri. Fakat Yunanis- tanın komşulariyle bilhassa müttefik komşulariyle ve itimadla halledecezi bir tek iktısadi meselesi; bir ihtiyaç- lar meselesi vardır. Yunanistan.n nüfusu çok, gıda mad- deleri istihsali azdır. Yunanistan bu iktısadi meselesini kendisi ve komşuları için en faydalı şekilde nasıl halledebilir? Birkaç sene- denberi muvaffakiyetle tatbik ettiği zi- rat ıslahata devam suretiyle ihtiyaçla- rinı kendi menabiinden temin ederek mi, yoksa müttefik komşulariyle bil - hassa Türkiye ile mütekabiliyet esasla- rı üzerine anlaşarak hariçten getire- rek mi?. Ben şahsen; Balkan antantı devlet- lerinin - ihtiyaç, istihsal, turizm esas- larma göre - aralarında yapacakları ik- tısadi bir anlaşma kadar hiç bir tedbi- rin müttefiklerinin ve Yunanisıanın - müsaid hususi şartlarını nazarı dik- kate alarak isterseniz siz Türkiyeyi böyle bir mecburiyetle bağlı telâkki et- meyiniz - kolay ve seri inkişafına yar- dım edemiyeceği kanaatinde olanlar- danım. Yunan milletinin vatan mi:dafaası ehhiyetinden ve bu ehliyete istinad eden yunan siyasi ve milli vahdetinden bah- setmeksizin size, memleketim hakkır- da söylemek istediğim şeyleri anlata- bildim zannediyorum. Türk - yunan dostluğu: Ben bu doöstluağ yalnız iki millet a- rasındaki harbların iki millete istrrab- dan başka şeyler veremiyeceğine inan- dığım için değil; Türkiyenin ve Yuna- nistanın millf inkişaflarını, ancak tam bir sulh ve itimad üzerine müesses bir dostluk emniyeti içinde tamamlıyabi- leceklerine inandığım için büyük bir kıymet veriyorum. Memleketimin İhiç- bir menfaati Türkiye ile karşı karşıya gelmekte değildir. Meselâ; biz şu Asya harbını kazansaydık, bu kazançtan yu- nan milletinin elde edeceği faydalar türk - yunan dostluğunun ve iktısadi teşriki mesaisinin Yunanistana kazan- dıracağı menfaatlerden daha büyük mü olurdu?.. Harblar, harb masrafları, harbların devamı yüzünden iki tarafta artan düş- manlıklar, pazarların mütekabilen fa- kirleşmesi ve kapanması... .. Vaktiyle aksini iddia edenlere ve yapanlara karşı söylediğim gibi; kü- çük Asya harbınn askeri zaferi bile, tüccar Yunanistanı harab etmeğe kâfi gelebilirdi. Misali, Yunanistanın eski harblarmma, tarihf yunan medeniyetinin teessüs şartlarına, teessüsüne, inkişaf ve inhidam sebeblerine de teşmil edebi- lirsiniz. Sonra; türk - yunan dostluğunun bil- hassa, iki millet arasında asırlardanbe- ri devam eden kan ve tarih iştirâkine istinad eden daha derin bir sebebi de vardır. Yüzüme dikkatle bakarak: Meselâ benim bir rum olarak Yuna- nistana gelip yerleşişim ve sizin türk o- larak memleketinizde kalışmız bir tesa- düf, ama sadece bir tesadüf değil midir? Bunun tamamen aksi de olamaz mı idi? İki memleket insanları arasın- da birbirinden farklı kadın erkek tip- leri tespit edebilir misiniz? Kimbilir, muhacir olarak Yunanis- tana gelip yerleşen rumların Türkiye- de kalmış ve sizin buraya gelmiş ne kadar yakın hısımlarınız vardır! Sakınm yunanlıalrın Türkiyeyi ya- bancı bir memleket telâkki etmemele- rine ve Türkiyede yaşamak arzularını aradan geçen uzun zamanlara ve ısti- raplı hâdiselere rağmen halâ kaybetme- miş olmalarına aykırı manâlar verme- ye çalışmayınız! Bu iki millet arasın- daki tarih ve kan iştirâkinden doğan bir iç bağlılığıdır ki - her şeye rağmen - nesillerden nesillere intikal ederek böy- lece devam edip gidecektir. İmparatorluk ve federasyon: Siyasi, iktısadi ihtiyaçlar bizi, her biri kendi siyasi hududları içinde ve birbirleriyle münasebetleri tam bir mü- savat esasına göre tanzim edilmiş bir Balkan devletleri federasyonuna gütü- rebilir. İmparatorluk devrinde eğer bu ide- al tahakkuk edememiş ve imparato.lu- ğu teşkil eden milletler, tarihi, coğrafi, iktısadi zaruretlere rağmen imparator- bY DUT z Lt Romanya ile ticaret görüşmesi Romanya ile yeni ticaret anlaşması müzakerelerinde hükümetimiz adına Bükreş elçimiz B. Hamdullah Suphi Tanrıöverin reisliğinde bir heyetimiz bulunacaktır. Önümüzdeki haftanın ilk günlerinde Bükreşe hareket edecek olan heyetimiz, dış bakanlıktan B. Nizamed. din, ekonomi bakanlığı müşavirlerinden B. Sami, türkofis raportörlerinden B. Natuk ve dış bakanlık ekonomi dairesi memurlarından B. İlhamiden mürekep- tir. Kamutay Çağrıları Arzuhal encümeni 12.4.937 pazarte- si günü saat 10 da toplanacaktır. * * & Ü Divanı muhasebat encümeni 12.v. 1937 pazartesi günü saat “10” da topla- nacaktır. *& Dahiliye encümeni 12.1v.1937 pazar- tesi günü saat onda toplanacaktır. luktan kurtulmak çarelerini aramışlar- sa bunun kabahatini bu ayrılma imkân- larını arayan milletlerin hareketlerin- de değil, bizzat imparatorluğun — telif kudretsizliğinde, bir de harici nüfuz ve tesirlere mukaveme.t edemyeczı kadar Adet . ıda a- ramak lâzımdır. Bu kadar hüyux bir ü- nite ecnebi devlet nüfuzunun - impa- ratorluk kadar - hâkim olduğu bir mein- lekette elbette ki tahakkuk şartlarımı bulamazdı. Bugünkü şartlar tamamen lehimiz- dedir. Artık kendi millt hududları i- * çinde milli devletlerini kuran ve en az iki asrı telâfiye çalışan müttefik Bal- kan milletlerinden hiçbirini öteki a- leyhine tahrik etmeğe, ve Balkanlılara aid olmayan menfaatler için, Balkon milletlerini silâhlr ordular halinde komşu memleket hududlarına gönder- meğe imkân yoktur. Ben Yunanistanın, benim askerliğim çağında yaptığı harbların hepsine içi rak ettim, Ve bunların hiç birinde yap- tığım işi, Anadoluda yaptığım harb ka- dar manâsız ve ıst:raplı bulmadını. Söy lediğim bu son cümleyi Balkanlar ve Şarki Akdeniz sulhunun, Balkanlı ve Şarki Akdenizli milletlere göre bir iza- hı telâkki etmez misiniz? Boğazköy yazılı vesikaları Çivi yazısının mucidi sümerlerdi, bunlar tuzla tabletlerı yazarlamı Ankara Halkevi müze ve sergı şubesinin tertib ettiği seri konfe- ranslardan altıncısı dün Halkı evi salonunda seçkin bir dinleyici züm- resi karşısında Ankara tarih, dil ve coğrafya fakültesi etitoloji profe- sörü ve Eti çivi yazıları nıı"ıtehııusı profesör Küterbock tarafımdan ve-« rilmiştir. Zengin ve güzel bir projeksiyonla canlandırılan bu mühim konferansın hulâsası şudur: Neşet Halil ATAY Memlekette Sinan günü Büyük mimar her yerde saygı ile anıldı Edirne, 10 (A.A.) — Eşi olmryan selimiyesiyle türkün sanat ve medeni- yet kabiliyetini asırlardan beri meriç kıyılarından bütün bir dünyaya haykı. ran büyük türk mimarı koca Sinan bu sene de büyük eserinin huzurunda bin- lerce halkın ve gençliğin heyecaniyle anıldı. Törene başta umumi? müfettiş general K. Dirik baş müşavir vali ve ku- mandan olduğu halde bütün edirneli. ler iştirak etmiş bulunuyorlardı. Sanat ve medeniyet dünyasına selimiye gibi eşsiz ve ölmez bir eser bırakan yüce dahinin hayat ve eserleri hakkında öğ- retmen Osman Peremeci ve talebeler ta. rafından nutuklar söylendi. Selimiye daha gündüzden elektriklerlere donatıl- dı. Böylelikle binlerce edirneli Sinan gününü her yıldan daha parlak ve daha coşkun bir surette yaşattılar. Uşak'ta Uşak, 10 (A.A.) — Büyük sanatkâr mimar Sinan için dün halkevinde gös. teriler yapıldı. Büyük sanatkârın ha. yatı ve eserleri hakkında söylevler ve. rildi, Zonguldakta Zonguldak, 10 (A.A.) — Dün gece halkeyinde büyük sanatkâr mimar Si nan için umumi bir toplantı yapılarak hayatına ve değerli eserlerine dair kon- ferans verilmiş ve sanatkârın eserleri projeksiyonla gösterilmiştir. Akıntının azizliği, Geçen hafta sonunda, Pariste, Sen nehri üzerinde meşhur ingiliz siteleri, Kembriç ve Oksford ile iki Paris takımı arasında kayik ya: 7 yapılmış ve bunu ingilizler kazanmış- tır. Kembricliler, yarışta hazır bulu- nan fransız cumhur reisinin önüne geldikleri zaman ingiliz marşı çalın- mağa başlayınca genç üniversiteliler, usulden olduğu üzere, selâm vaziye - tinde marşı dinlemeğe başlamışlardır. Fakat nehirdeki akımtı, bu sırada ha- fif kayığı, yavaş yavaş almış, bir köp- rünün kenarma kadar götürmüslür. Bay Löbrön tebrik için elini uza- tacağı zaman karşısında yalnız Sen nehrinin hafif hafif çırpınan sularını bulmuştur. Rio-dö-Janeyro karnavalı. “iver- Son karnavalda Riyo - dö - Janey- ro'da halkm ne kadar gülmüş, oyna- mış ve... kendini kaybetmiş olduğunu anlatan hâdiseler, bazı Avrupa gaze- telerinde türlü tefsirlere yol açmıştır. Bu tefsirleri bir tarafa bırakarak hâ- diseleri anlatalım: k. lımn devamı esnasında hastanelere 1021 kişi kabul edilmiştir; bu adamlardan 93 ü kav- gada yaralanmış, 141 tanesi kalaba- hkta ezilmiş, 18 tanesi yanmış, 49 u tramvaydan düşmüş, 103 Üü şoförler tarafından döğülmüş ve 6 tanesi de kendilerini öldürmek istemiştir. Daha garibi, 40 kişi sıkılan koku- hu eterden bayılmıştır. Hele şu haber- lere bakmız: 12 kişiyi köpek ısırmış, 27 kadın da doğurmuştur. Sair Dondurulan kırmazı balıklar Bir amerikalı âlimin kırmızı ba- bklar üzerinde yaptığı bir takım aca- ip tecrübelerden bahseden bir gaze- te, şu inanılmaz haberi veriyor: Bu âlim, içinde yaşamakta bulun- dukları kavanozdan kırmızı balıkları almış ve sıfırın altında 192 derecei hararette mayi hava ile dolu bir baş- ka kavanozun içine atmıştır. Sonra, gene buradan eski kavanozlarına naklettiği balıklar derhal dirilmişler- dir. Bir kırmızı balık, bu suretle, on beş defa dondurulup canlandırılmış- tır. Yalnız balıkltardan biri kavanozu- na iade olunurken düşmüş ve cam gi- bi parça parça olmuştur. Bu hâdiseden bahseden gazetenin tarihi 1 nisandır. Vereceği vergiyi bilen adam İngilterede, bir vergi memurunun yaptığı hesab yanlışmdan dolayı 30 Hra yerine kendisinden 20 lira isteni- len bir vergi mükellefi, yaptığı hatâ- yı tasrih ederek vergi memuruna bor- cunu tam olarak yollamış ve ondan da Şşu cevabi. almıştır: “Sayın Bayım, yanlışımı bularak eksiksiz gönderdi- ğiniz para geldi, makbuzunu gönde- riyorum, Yalnız şunu ilâve edeyim ki 69 yaşındayım; beni insanların eyili- gine ilk defa siz inandırdımız; teşek- kür ederim..,, Elmas satışı artıyor Cenup Afrikası elmas madenleri- ne aid bir istatistiğe göre geçen sene yüz milyon türk lirasından fazla kıy- mette elmas satışı olmuştur. Bu sene Hatırlıyor musunuz? 1 — Birinci Viyana muhasara- sı Re zaman yapıldı ? 2 — İkinci Viyana muhasara- sı ne zaman yapıldı ? 3 — Saman oğulları devleti ne zaman kurulmuştuar ? 4 — Alp Arslan ne zaman öl- 5 — Cengizin imparator oluş tarihi nedir ? y Dünkü suallerin cevabları S — Devet tarafından demiryo- lu inşasma ne zaman başlandı ? C — I| mart 924 de. S — Medreseler ne zaman kal- dırıldı ? C — 3 mart 924 de, S — Köy kanunu ne zaman ka- bul edildi ? C — 18 mart 924 de, S — Tayyare Cemiyeti ne za- man kuruldu. ? C — 16 şubat 925 de. S — Amerikada ilk enternasyo- nal sergi ne zaman açıldı.? C — 1853 de, bu satışım artacağı umulmaktadır. Diğer taraftan, Amsterdamdaki elmas borsasında yapılan satışlar, da- ha çok ,kıratlarr düşük parçalar üze- rinden yapılmaktadır. Bu iki habere bakarak acaba hük- medebilir miyiz ki elmas satın alan- lar zenginlerden ziyade orta halliler- dir?. Ön Asyanım eski kavimleri kâ- ğrd veya deriye yazmayıp tuç'a tabletlere yazarlardı. İşte bu yüz- den Ön Asyanm eski yazı âbide- leri elimize geçmiştir. Çivi yazı- sının mucidi Sümerlerdi. Uruk da bulunan en eski tabletler: İsadan önce 3500 yıllarına aiddir. Sonra- ları teknik sadeliği dolayısiyle re- sim yazısı çivi yazısı şeklini al- mıştır. İsadan önce 200 yıllarında Asur ta- cirleri tarafından yazılmış olan tablet- ler hakkında profesör Landsberger ge- çen konteransta izalhat vermişti. Bu se- fer de Etilerin bu Astr tacir yazıları ile münascebti olmaksızın, daha sonra« lari çivi yazısını kabul ettiklerini söy- lemiştir. Boğazköy tabletleri 1906-12 yılların- da Hugo Winekler ile Makridi tarafın- | dan bulunmuştur. 1931 de alman arke- oloji enstitüsünün yaptığı kazıda ikin- ci ve daha büyük tahlet bölüntüsü elde edilmiştir. Tabletler Hattuşaş - Boğaz« köyde üç yerde büyük bir mâbedin mahzeniyle büyük kaledeki kıral hisa- Tınımn iki yapısında bulunmuştur. Etile- rimn tam manâsiyle kataloğlu, etiketli bir kütüphanesi vardı. Bu tabletlerin tahta raflar üzerinde korunulduğu ihtimal dahilindedir. Tahirsel metinlerle vekayinameler- den anladığım:za göre Eti tarihi şöyle bir şekil arzetmektedir. İsadan önce 190( yıllarında eski Eti devleti kurulmuş- tur. Bizim proto-Eti dedifimiz eski se- kene bu devletin içerisinde kaynaşmış- tır. 1750 yıllarında kıral Murşiliş I. Ba- bile sefer ederek burasmmı tahrib etmiş- tir. 1450-1200 yıllarında hüküm sürüp yeni devlet denilen kısımda Etileri kud- retlerinin zirvesinde görüyoruz. Etiler Anadolumüin şimal sahilinden cenup sa- hiline garbdan şarki Anadolunun uzak- larıma kadar olan havaliden başka Suri- yenin şimal kısmına da hakim bulunu- yorlardı. Burada Suriyenin cenubuna | tesahüb eden Mısırlılarla çarpışmışlar- dıi. Tarihsel metinlerden başka — dinsel metinlerle şiirler ve bir de kanumtuame bulunmuştur. Fakat hususi hiç bir vesi- kaya tesadüf edilmemiştir. Bu nasıl izah edilebilir? Etilerde çivi yazısından başka bir de hiyeroglif (resim) yazısı vardı. Son bir- kaç yıl içinde bu her iki yazının da ây“ nı zamanda kullanılmış olduğu anlaşıl- mıştır. Hiyeroglif yazısının bayağı bü“ . günkü yazı suretinde bir nevi kalemle yazılmış olması lâzımdır. Buna göre ele geçen taş kitabelerle mülrürlerden baş” ka yazı vesikalarının mevcud - olduğu tahmin edilmektedir. Çünkü çivi yazısı” nn metinlerinde bir “ağaç yazıcısı” 1” dan bahsedilmektedir. Bu yazıların ağâ$ levhalar üzerine yazılmış hususi vesikâ” lar olması ihtimali vardır. __.—-’r ( mavAa Havalar soğuk gidiy0f Dün şehrimizde hava yüksek bulut larla kısmen kapalı, şimal istikametir” den esen sert rüzgârlı geçmiş Ve 187 ” cak 12 dereceye kadar yük“ıe sefile tir. Meteoroloji işleri genel di” ’u,. iğünden verilen malfimata göre dÜ7 dun Trakyadan başka bütün MiP 'ıf,. rr yağışlı geçmiştir. En düşük “; dG rın altında olmak üzere Eskişehit derece olarak kaydedlm“şur En 4, Dİ* sek 1sI kkalede 13, da hrıbelıîî)nî 16, Adanada 20, M'ly' 23 derecedir.