Fransız parlamentosunda ULUS Blum şıddetle tenkid edildi ( Başı 1. inci sayfada ) lamento cephesinden önceki bir toplan. tısında İç bakanı, fransız sosyal parti- sinin ancak mahkeme karariyle kapatı- labileceğini söylemiştir. Bu partinin, eski ateşhaç birliğinin yeni bir kurulu- şu olduğu meydana çıkarsa dağıtılması Tâzımgeleceği hususunda bir anlaşmaya varılmıştır. Eğer sosyal partisinin ateş haçın yeniden kuruluşu olduğu anlaşıl- mazsa, o zaman bu partiye diğer parti- ler gibi muamele yapılacaktır. İç Bakanı Dormoy, hükümetin bü- tün partileri, umumi gösterilerden sa- kınmaya davette ısrar ettiğini söylemiş- tir. B. Grunbah bu isteği uygun bula- rak, bilhassa Paris sergisinin açık bu- lunduğu zaman içinde Fransanın sükün içinde yaşadığının ispat edilmesi lâ- zım geldiğini söylemiştir. Senato sol grupunun kararı: Senato sol taraf demokrat grupu ile radikal sosyalist grupu ittifakla kabul ettiği bir kara rsuretiyle hükümetten sokakta düzeni, iş hürriyetini, bütün cumhuriyet kanunlarına başeğmek ve vatandaşların emniyetinin sağlanmasını istemekte; bu düzeni kurmakla vazifeli olan inzıbat kuvvetlerine güvenini bil- dirmektedir. Demokrat radikal birliği parlamen- to grupu da kabul ettiği bir karar sure. tinde bütün fransızların toplantı hürri- yetini garanti etmeye davet etmekte, Klişi hâdiselerinin tahkiki için bir par- lamento komisyonunun kurulmasını is- temektedir. Çalışma hakkına lmr;ı yapılanlar Parlamentoda söz alan müstakil mebus B. Mek, hükümeti son umumi grev sırasında iş iyetine riayet edil- memiş olduğundan dolayı iztizahta bu- lunmuştur. Hiristiyan sendikalar işçi- lerinin ölümle tehdid edildiklerini, fab- rikalardan koğulduklarını ve nihayet ymumi iş federasyonuna girmeye mec- bur edildiklerini söylemiş ve demiştir- ki: “— Çalışma hakkına karşı yapılan bu şantaj müsamaha götürmez. Umumi iş konfederasyonu bir yapa «maz. Hükümetle iş birl: e hazır bulu- nan hiristiyan sendikacılar aslâ ikinci derecede bir vatandaş gibi telâkki edil- melerini kabul edemezler. ahisar Bundan sonra fransız sosyal partisi- nin parlamento grupu reisi Barnegalay, klişi hâdiseleri ve dökülen kanın m sul- leri hakkında istizahta bulunmuş ve de- miştir ki: “— Kaderin şu cilvesine ba- kınız ki kargaşalıkları bastırmak zoru size sosyalistlerin reisine, düştü.,, Sosyal parti isnadları reddediyor Barnegalay, o gün orada yağan kur şenların büyük bir şeyi: Fransanın ye- ni ümidlere kavuşmasını — vurduğunu söyledikten sonra, bu hâdiselerde gü- ya farnsız sosyal partisinin mesul oldu- ğuna dair Umanite ve Populer gazete- lerinin neşriyatını şiddetle protes. to ederek demiştir ki: “— Bir ada- mı ve bir partiyi halkın yerinde olan gazabina yem yapmak için uydurulan çirkin masalın yalan olduğunu söyle- meliyim.,, Kuvvetli alman ordusu ve Fransa B. Barneglay, fransız sosyal partisi mebuslarına karşı güya silâh kullandık- larrıa dair yapılan şiddetle Fransa içinde komünistlerin fransız sosyal par- tisine çıkardıkları hâdiseleri ve bunun neticesinde hasıl olan karışıklıklarda birçok da yaralılar olduğunu hatırlat- miş ve demistir ki: ithamları protesto etttikten sonra bütün “— Bu vaziyet devam edemez. Ko- Münistler komintern'in emri altında ça- lışrvorlar ve ondan para alıyorlar. Sizin h-"iye nazırınız ve hariciye nazırınız söylemediler mi ki, Fransanın — sulhu memle içindeki intizam ve asayişimi- ze bağlıdır? Almanya bir esrar perde- sine bürünmüş duruyor. Bildiğimiz bir şey varsa o da, Almanyanın müthiş bir ordu varattığıdır ve kendi hududların- da d'ğer bir komünist devletin kurul- mMas'na asla müsaade etmiyeceğidir.,, - Bu söz üzerine komünistler şiddet- le protestoda buluarak diye ihanet,, bağırmışlardır. - Barnesalay dış politika meselesi ü- zerinde ortaya bir suyitefehhüm çıkma- sını katiyen istemediğini söylemiştir. B. Blumun müdahalesi Başbakan Blum, müdahale ederek demiştir ki: öyle sanıyorum ki, hatib i- le meclisin çoğunluğu arasında çıkan çok vahim bir sui tefehhümü gidermek hepimiz için bir vazifedir sanıyorum: Dış bir tazyikin Fransa üzerine yapıla. bileceğini B. Barnegalay kabul ediyor mu? B. Barnegalay sözüne devam ede- rek demiştir ki: Dış politika görüşme- lerinde aldığım durum odur ki, hisset- tirmeden şüphe etmek insafsızlık olur. Kanaatim şudur ki, Fransayı tek bir tehlike tehdid etmektedir. Alman tehli- kesi. Kabine ve anlaşmazlık Bundan sonra hatib, kabinenin sağ tarafından radikallerin ve sol taraftan da komünistlerin bulunması neticesin- de doğan sui tefehhüme işaret ederek böyle bir sui tefehhüm içinde yapıla. cak her şeyin kırılmaya mahküm oldu- ğunu söylemiş ve sözlerini şöyle bitir. miştir. Bizi kamoyu şaşırtmak için faşistlik ile ittiham etmeyiniz. Faşistleri - eliyle komünist sıralarını göstererek - işte o- rada aramalısınız. Partimize karşı tat- bik edeceğinizi bildirdiğiniz sanksiyon- lara gelince onlardan pervamız yoktur. Komünistleri itham Halkçı demokrat grupundan Rele Sut, Klişi hâdiselerini umumi ve eko- nomik politika üzerindeki fena tesirle- rini anlatmış ve komünistleri hüküme- tin giriştiği kalkınma eserinde zorluk- lara uğratmakla itiham etmiş ve sonra da herkesin nizam ve asayişe riayet et- tirilmesi lüzumunda israr eylemiştir. B. Blumun cevabları Bundan sonra Başbakan B. Blum istizahlara cevab vermek için kürsüye gelerek cumhuriyet hürriyetlerinin meş- ruiyet dairesinde temin edileceğini, hü- kümetin taşkınlıklara meydan vermiye- ceğini söyledikten sönrâ asil müzakere- lerin mevzuu olan Klişi hâdiselerine geçerek demiştir ki: “— İlk tahkikattan anlaşıldığına gö- re, mukabil göstericilerin sinemadan u- zak bulundurulması kararlaşmıştı. Klişi- deki komünistler halkın sinema ile te- masa gelmesine karşı koymak için elle- rinden geleni yapmışlardır. Fakat orta- da mahiyeti şüpheli bir hâdise Halkın bir kısmı alayın şeflerini vardır. takib etmemiştir. Bilinmesi lâzım gelen şey halka bu işte kimin önayak olduğudur. Kanlı bir hâdisenin çıkarılması istenir şekilde hareket edilmiştir. Polis takvi- ye kuvvetleri görünür görünmez hücu- ma uğramışlardır. Mesuliyetleri başka- larına yüklemek bahis mevzuu olamaz. Bütün mesuliyetleri üzerimize alıyoruz. Eğer ceza verilmek lâzım gelecekse bu ceza verilecektir. Benim kanaatim şu- dur ki, polislere ateş emri verilmemiştir. Polisin kabahati Polisler, âmirleriyle bağları kesile- rek arbede içinde kalınca insiyaki bir harekette bulunmuşlardır. Ancak benim kanaatim şudur ki, kumanda altında bu- lunan bir kıta için meşru müdafaa hak- kr yoktur. Kumanda altında bulunan kıtalar emir almadan ateş demezler, in- zibat tedbirleri bu yolda alınmalıdır. Polis âmirlerini cezalandırmak ve polis- lere tüfek ve tabancadan başka vasıtalar verilmemelidir. Perşembe günkü grev Perşembe günkü umumi grev hakkın- da B. Blum demiştir ki: “— Hükümet bu grevin Fransada ve dışarda yapacağı tesirler itibariyle ol- dukça kaygı ile karşılamıştır. Grev Pa- ris mıntakasında ve ancak yarım günlük olmuştur. Ben de bu münasebetle vuku bulan bazı hâdiseleri teessüfle karşılar ve bunların yerinde olmadığını söyle- rim. Bununla beraber şurasını da kay- detmeliyim ki, cenaze töreni sükünet içinde geçmiştir ve Klişi hâdiseleri re- jim ile işçi sınıf arasında çukur açma- mıştır.,, Radikal - komünist meselesi Nihayet B. Blum meclisten güven is- tiyerek demiştir ki: “— Bazı mahfillerde hükümetin da- yandığı çoğunluktan bir başka kimse, radikalleri komünistlere ve komünistleri radikallere feda etmek zorunda kalıp kalmıyacağı bahis mevzuu olmuştur. Bu meseleler, hükümetimizin çoğunluğu gi- bi bir çoğunluk için manasızdır. Hükü- met sizden ne idiyse öyle kalmak için güven istiyor: bir milli halk cephesi ve umumi menfaat hükümeti, milletten al- dığı vekâlete ve teahhüde sadık bulu- nan ve bütün işlerini milletin kollektif menfaati uğrunda yapacak bir hükümet.,, Menfaatlerin en kıymetlisi cumhuri- yet düzeni, iç ahenk, işte ve kanuna say- gıda karşılıkı anlayışlı çalışma birliğidir öyle bir çalışma beraberliği ki politika bürriyetlerini muhafaza etsin. İktidar mevküine gelince Bütün partilere ve bilhassa çoğun- luk partilerine müracaat ediyoruz; ka- nuna riayet ettirilmesi işi yalnız bize bırakılmasın. Hazırlanmakta olduğumuz büyük bayramda, kamoyu kızdıran ve usandıran gürültülü gösterilerden sakı- nılarak partiler haklarını sükünetle kul- lansınlar. Biz iktidar mevkiine dört el- le sarılmış değiliz. Bizim vazifemiz ik- tidar mevkiini bu meclisin çoğunluğu bizde bıraktığı müddetçe ve rolümüz henüz bitmediğine kani oldukça muha- faza etmektir. Ve dünkü hâdiseler bu rolümüzün henüz bitmediğini göster- miştir. Hükümet azası aralarında gü- veninizden başka bir şey istemiyorlar. Onlara hizmetlerini yapmak kuvvetini vereceksiniz.,, Parlamento görüşmelerine garb sa- ati 23 de devam etmek üzere celseyi ta- til etmiştir. Parlamento saat 23 de tekrar topla- nacaktır. (Bizim saatimizle 2 de) Klişi kablo fabrikasında grev Paris, 23 (Hususi) — Klişi'de altı yüz işçisi olan kablo fabrikasında, mark- sist işçiler fabrikayı işgal etmişlerdir. İşçiler, geçen haftaki hâdiselerden son- ra, marksist unsurlarla, faşistlerle sem- pati gösterilerinde bulunan 43 memu- ru işten çektirilmesini istemektedirler. Fabrika direktörü, bu isteği red etti- ğinden, işçinin grevi başlamış ve fabri- kayı işgal etmişlerdir. Fakat hâdise bi- raz sonra bastırılmıştır. Sancakta silâh dağıtıyorlar Lazkiye, 23 (Hususi) — Trablus civarında dolaşmakta olan jandarmalar, İlbeğli aşiretinden ok — gençlerin şapka ile gezdiklerini görerek bunları tevkif etmişlerdir. Bu suretle tevkif e. dilenlerden 17 kişi Halebe gönderilmiş- tir, Halbeteki fransız makamları şapka giymenin bir cürüm teşkil edemiyeceği. ni bildikleri için kendileri mevkuflar hakkında bir muamele yapmamışlar ve bunları vatani polisine teslim etmişler- dir. Vatani polisi tarafından şapka gi- yenler hâlâ tazyik görmektedirler. Silâh dağıtılıyor Haleb, 23 (Hususi) — Sancakta par.- tizan adını verdikleri bazı şahıslara ma- halli hükümet ve manda memurları ta- rafından silâh tevzi olunmaktadır. Bu tüfeklerden yeniden 300 tane dağıtıl. mıştır. Silâhlardan bir kısmı türklerle meskün Kayıkhan ve asker çayırında #akin ermenilere ve araplara dağıtılmış tır. Silâhlanan halk köylere dağılmakta ve türkler aleyhine tahrikât yapmakta- dır. Başta kürt hacı Mehmet olmak ü- zere bir kısım satılmış şahislar “türkler kâfirdir,, diye aleyhlerinde - tahrikât yapmaktadırlar. Bu yüzden tecavüze uğ- rayan köylülerin mıkdarı artmaktadır. | Eskrim müsabakaları başladı genaer Eskrim müsabakalarına girenler Ankara bölgesi eskrim ajanlığı tara- fından hazırlanmış olan, bölge sınıf a- yırma müsabakalarımın birincisi pazar. tesi akşamı saat 20,30 da halkevinde ya- pıldı. Müsabakaları oldukça kalabalık bir seyirci kütlesi heyecanla takib etmiştir. Bunlar arasında Ankara sporcularına çok yardımı dokunan halkevi başkanr B. Ferit Celâl daha bir çok tanınmış zat- lar vardı. Bu müsabakanın bir hususiyeti de ilk defa Ankarada yapılmış olmasıdır. Karşılaşmalar neticesinde Ankara es- krimcileri sınıflara ayrılmış olcaklar. dır. Bu suretle her sınıfta bir birincilik müsabakası yapılacak ve çarpışma im. kânları artmış olacaktır. Teknik neticeleri yazıyoruz Flöre: Bu silâhta finale kalan sekiz es- krimci karşılaşmıştır. Neticede: Mus- tafa, Zihni, Bedevi, Mehmet birinci sınıfa seçilmişlerdir. Epe: Bu silâhta da sekiz eskrimci finale kalmıştır. Neticede; Bedevi, Mustafa Zihni, Mehmet kazanmışlardır. Kılıç — Karşılaşmalar 29 mart 937 pazartesi günü saat 20,30 da yine halkevinde yapılacaktır. İkinci katagori üzerinde bir müsa- baka da nisanın son haftasında yapıla- cak, mazeretleri dolayısiyle ve diğer se- beblerle iştirak etmemiş bulunan eskrim cilerin bu müsabakalara girmeleri te- min edilmiş olacaktır. İtalya dış bakanı ... Belgrada gidiyor (Başı I. inci sayfada) İtalya - Yugoslavya konuşmaları bir kaç ay önce başlamış ve iki memleket a- rasında devamsız bir anlaşma yapıldı- ğı, ekonomik bir anlaşma yapıldığı, hat- tâ Yugoslavyanın Roma protokollarına iştirâk ettiği hakkındaki haberler, daha © zaman yalanlanmıştı. İyi haber alan mahfiller, İtalyanın bu son günler içinde görüşmeleri tacil ettiğini söylemektedirler. Duçe, dün Libyadan döner dönmez derhal bu mesele ile uğraşmıştır. Bu görüşmeler aşağıdaki meseleler hakkında olmaktadır: 1 — İtalya hükümeti tarafından sıkı bir kontrol altına alınarak Abruzzes havalisinde ve adalarda tecrid edilmiş bir vaziyette yaşayan ustaşi denilen yu- göoslav tethişçilerinin İtalyada oturma- sı büyük harbdan sonra İtalya tabiiye. tine giren ve mülkleri yugoslav toprağı içinde bulunan İskra halkının mülkleri. 2 — Arnavutlukta italyan nüfuzu ve Yugoslavya tarafından henüz resmi o- larak tanınmamış olan Arnavutluğun fili vaziyeti. Birçok noktalar üzerinde memnun olmaya değer bir anlaşma olduğu fakat henüz bazı noktalar hakk.nda uyuşula- madığı öğrenilmiştir. Arnavutluk meselesi ayrıca görüşü- lecektir. Ekonomik görüşmelerle bu a- yın sonunda hükümsüz kalacak olan an- laşma yenilenecektir. Bu husustaki an- laşmalar, Yugoslavyanın lehinde ol- makla beraber liretin kıymetten düşme- si yugoslav menfaatlerini azaltmıştıı. Yeni anlaşmaların tekrar muvazene- yi temin edeceği ümid edilmektedir. Musolini Venedik sarayı balkonunda bir nutuk söyledi ( Başı 1. inci sayfada ) münakaşa götürmiyen, samimiyetimizle- mukabele ediyoruz. Dokuz ay süren ve bizi çevirişleri gerilemeyle neticelenen ekonomik muhasara, İtalya halkının kabiliyetini göstermiştir. Lâkin şunu da söylemelidir ki, profesyonel sulhçu- lar tarafından tertib edilen bu hücum, şimdiki anlaşmazlıkları ve karışıklıkla« rTı doğurmuştur. İtalya halkr Adua intikamını almak için 40 sene beklemiştir. Siyah gömlekliler, parolamız şudur 1 *“Unutmamak ve hazırlanmak.,, B. Musolininin dönüş sebebleri Paris, 23 (A.A.) — Ordre gazetesi, , şunları yazıyor: B. Musolininin dönmesinde âmil o« lan, bilhassa Orta Avrupa meseleleri« dir. Orta Avrupadaki karışık vaziyet ile, bu havalide henüz belirmemiş olan yeni istikametlerin Duçeyi kaygıya dü- şürdüğü, kolayca anlaşılabilir. Alman « italyan anlaşmasının zayıf olan kurulu- şu, İtalya ile tehlikelerle doludur. Da- ha şimdiden bu anlaşma yüzünden Tu. na havzasının bir kısmındaki italyan nüfuzu tehlikeye girmiştir. e Jurnal gazetesinin Roma muhabiri, pek yakında bir İtalya - Yugoslavya an- laşmasının imza edileceğini bildirmek- tedir. Londra, 23 (A.A.) — B. Musolini« nin ansızın Romaya haberini tefi sir eden Deyli Ekspres gazetesi diyor« ki: | “B. Musolini, acaba seferber edebile- ceği bütün kıtaları Frankoya gönder- meyi mi karar verecek, yoksa halen İs« panyada bulunan italyan kıtalarının gti çağrılması için karışmazlık komi« tesi nezdinde teşebbüsdemi bulunacak? Zira, bahis mevzuu olan, İtalyanın as- keri şeref ve haysiyetidir ve İspanyadar ki son muvaffakiyyetzislikler - sırasın- da B. Musolininin en iyi genera"erîn-l den bi ölmüştür. Bununla beraber Duçenin kararını bekliyerek toplaşma kampları, İspanya için gönüllü kabulü- | ne devam etmektedir. İtalya, İspanyada bir komünist cumhuriye - müsaade etmiyor — Roma, 23 (...A.) — Musolininin bu sabahki nutku birçok cihetlerden 2 teş- rinevvel 1935 de söylediği nutku ha- tırlatmaktadır. Hükümetin en salâhi- yettar ağızları birçok kereler İtalyanın İspanyada bir komünist cumhuriyeti teessüsüne asla müsaade etmiyeceğini söylemiştir. İtalyanın bu vaziyeti kati- yen değişmiş değildir. B. Benes'le B. Tataresko * arasında görüşmeler Prag, 23 (A.A.) — Cumhur rı B. Benes, dün Romanya başvekili B. Tatareskoyu kabul etmiştir. Başbakan Hodza, Romanya başbakanının şerefine bir ziyafet verimiştir. isi Siyasi mahfillere göre, Tataresko- nun Prag ziyareti ve cumhur reisi B. Benesin yakında Belgrada yapacağı yolculuğun küçük anlaşma devleteri a- rasındaki bağların ne kadar kuvvetli olduğuna bir delil teşkil etmektedir. Bu devletler, diğer Tuna devletleriyle ekonomik sahada bir iş birliği kurmak istemektedirler.