16-3- 1937 ULUS ka bahisleri Loca Aylardanberi beklenmek_le o- lan cevab, nihayet Almanya ile ıİ talya tarafından verilmiştir. Eski Locarno'nun iki desteği vardı. Bunların biri Versailles ıııua_he'ıle- si biri de Milletler Cemiyeti idi. z Bu desteklerden birincisi tari- he karışmıştır. İkincisi ise, hiç ol- mazsa Almanya ve İtalya bakı- mından, ehemiyetini — tamamen kaybetmiş bulunuyor. < ç Bu yüzden olsa gerek ki, İngıl:’ tere ile Fransa, “Yeni Lokarnoyu' imzalarken, bunun bir ucunu Mi_l- letler Cemiyeti'ne yani “kollektif barış” esasına bağlamak - istiyor- lar. Yeni Lokarno, “bölünmez ba- rış” prensipinin ilk merhalesi ol- malıdır. Ve bunun arkasından Av- rupanın diğer parçalarına aid kol- lektif barış muahedeleri gelmeli- dir. Meselâ, “Şark Lokarnosu”, “Orta Avrupa anlaşması” “Akde- niz anlaşması”. Buna karşı Almanya ile İtalya, “iki taraflı anlaşma” esasını ileri sürerek yeni Lokarno haricinde kollektif hiç bir anlaşmaya yanaş- mak istemiyorlar. Halbuki, Fran- sa'nın Orta Avrupa'da ve Şark Avrupasında, İngilterenin de Ak- deniz'de külliyetli teahhüd ve menfaatleri yatmaktadır. Bunlara dair bir teahhüdü Berlin ve Ro- ma'dan koparmadan “Yeni Lo- karno” yu imzalamak istemiyor- lar. Türkiye bakımından, “Avrupa barışımı tayin edecek prensip” çok mühimdir. Bir kere Milletler Cemiyeti'nde bulunmamız ikinci- rno.. | si de Balkan Birliği'ni kuranlar- dan biri olmamız dolayısiyle biz de, barış'ın bölünmezliği ve an- cak kollektif garantilerle ayakta tutulabileceği kanaatindeyiz. Dört büyük devletin yalnız batı Avrupası barışını güven altına a- larak Avrupanın bütün diğer par- çalarını diplomatik spekülasyon- lar için mevzu ilân eylemeleri hiç de işimize gelen bir iş değildir. Bundan başka, eski “büyük dev- let ve küçük devlet” tasnifine de taraftar değiliz. Bu itibarla, büyük Avrupa dev- letlerinin Avrupa barışı için - tes- bit edecekleri prensip'in bizi ya- kından alâkadar etmemesine im- kân yoktur. Gerçi, bu alâkamız, “Avrupa barışı” bakımından mev- cuddur. Ve gerçi, bizim kendi ba- rışımıza gelince, bunu, herkesle iyi geçinmek ve bunun fili delilleri- ni vermiş olmak suretiyle temin etmiş bulunuyoruz. Fakat bu bi- zim Avrupanın genel barışı ile meşgul olmamız zaruretinden biz- leri tenzih edemez. Çünkü avrupa- hyız. Çünkü barış, Avrupanın her tarafında güven altına alınmıya- cak olursa, bunun neticelerinden er geç bizler de zarar görebiliriz. İşte bu mütalealar sebebiyle, Avrupa barışı üzerinde devam et- mekte olan “prensip münakaşası”- nın bir an evel nihayete ererek, yeni bir güven ve çalışma devre- sinin insanlara ve bu arada bütün avrupalılara geniş bir nefes aldır- masını istemekte ve beklemekte- yiz. - B. B. Lindberg perşembeye ı d Bir İstanbul gazetesi Amerikalı tay- yareci B. Lindberg'in İstanbula ve ora- dan da şehrimize geleceğini yazmıştı. Amerika Büyük Elçiliğinden öğ- rendiğimize göre, B. Lindberg perşem- be günü İstanbulda bulunacaktır. Fakat kendisinin Ankara yolculuğu kararlaş- mış değildir. ; Lindberg, programını kendisi — ha- zırlamakta olduğundan şehrimize gelip gelmiyeceği İstanbula varmasından son. ra belli olacaktır. Tanınmış tayyareci İstanbulda Türk Hava Kurumu adına karşılanacak ve kendisine bir boket verilecektir. Ürün vermiyen Topraklardan arazi Vergisi alınmayacak Umulmadık arızalar dolayısiyle ü- Tünleri yok olan bölgelerden arazi ver. gisi alınıp alınmayacağının tesbit şek- li.hakkında Maliye vekâleti yeni bir karar almıştır. Bu karara göre : Zarar ekilen tohumun ürün verme- mesi şeklinde olursa vergi alınmıyacak fakat, tohum atılmadan önce olan arı- zalar dolayısiyle vergi alınacaktır. Za- rTar zeytin, fındık ve sair yemiş ağaçla- rının ürünleriyle alâkalı ise, arızanın ağaçların ürün vermelerine imkân bı- Takmamış olmasının anlaşılması vergi- nin silinmesine esas olacaktır. Daha ü- rün verme zamanı gelmeden olan bek- lenmedik arızalar dolayısiyle verginin düşülmesine gidebilmek için ürün za. manını beklemek ve zararın derecesini anlamak gerekecektir. Düşülecek vergi- ler ürünün alındığı mali yılr içindir. Brezilya ile ticaret an.aşmamız Müddeti 31 ibirni kânun tarihin- e , biten Türkiye - Berezilya ticaret an- laşmasının aynı tarihten itibaren bir yıl uzatılması hakkında Paris büyük elçi. mizle Berezilya büyük elçisi arasında ki görüşmeler neticelenmiştir. Anlaş- a birer nota verişilmek suretiyle müd- detin bittiği tarihten itibaren bir yıl u- zatılmıştır. —— Fransanın verdiği yeni kontenjanlar Feshi haber verilen türk - fransız Modüs - Vivendisinin müddetin bitme- sine kadar Fransa hükümeti 1937 yılı için Türkiyeye ek endüstriyel kontenjan lar vermiştir. Bunlar, şekerleme, reçel marmelât ve terlik üzerinedir. —T B SNT AEAN LAT ETEMREM 2 GERENLET L YANE ERD AT X L LA U Aan İstatistik Emekli Generallere Birer emir Milli Müdafaa Bakanlığı emir eri ve seyis erleri hakkındaki kanuna ek bir kanun projesi hazırlamıştır. Vekâlet projenin hazırlanmasını projede şöyle izah etmektedir. “Ordumuzda yüksek makam ve hiz- metlerde bulunan mareşal ve generalle- re emekliye ayrıldıklarından sonra hiç bir hizmet eri verilmemekte ve bu yüz- den ordunun çok emekli ve şerefli u. zuvları olan bu zatlar emekliliklerinde sıkıntı ve zorluğa düşmektedirler. Bütün ömürlerini ve tükenmez ça- lışmalarını ordu ve memlekete vakfet- miş ve bu sayede en ulu makam ve rüt- beyi kazanmış olan bu gibi kıymetli ve seçkin şahıslara her memlekette maddi ve manevi taltif ve terfih edilmekte ve böylece yapmış oldukları değerli ve şerefli hizmetlerinin karşılığını mektedirler . gör- Yapılan incelemelerde yabancı or- duların çoğunda emekli mareşallere birer emir zabiti ve bazılarında da kor- generallere birer emir eri verilmekte olduğu anlaşılmıştır. Bu sebebten ordumuzda yüksek ma- kamları almış zatların sosyal seviyesi- bü- yük saygı ve şükranla anrlan bu zatla- ni ve orduda adları ve hizmetleri rın seçkin şahsiyetlerini korumak ordu ve memleket için bir borç ve kadirşi- naslık olacağı için bu proje hazırlan- mıştır.,, Proje şudur : “Sin haddi ve malüllük dolayısiyle bü- yük amirallikten emekliye ayrılanlara cumhuriyet ordusu mareşallık ve bir emir subayı ile bir emir — çavuşu ve aynı suretle or generallerle or amiral- likten emekli olanlara da bir emir baş- çavuşu ve kor generallikten ve kor ami- rallikten emekli olanlara da bir emir eri verilir.,, | Enternasyonel kömür lrer sergisinin açılması eri verilecek/ 23 nisana bırakıldı Cumhuriyetin ilk enternasyonal ser- gisi olan kömür ve kömür yakan vası- talar sergisinin açılışı 23 nisana kalmış- tır. Bütün dünyada çok geniş bir alâka uyandıran sergide mamullerini göstere- cek olan yüzden fazla firmanın geniş ölçüde hazırlanmak istemeleri ve kö- mürle işleyen vasıtaları getiren vapur- ların denizlerdeki fırtınalardan dolayı gecikmeleri serginin açılış tarihinin 26 marttan 23 nisana bırakılmasına sebep olmuştur. Ekonomi bakanlığının bu kararı ile, sergimize bütün varlıklarile iştirak et- mek arzusunu gösteren memleketlerin bu isteği yerine getirilmiş ve bir taraftan da sergi hazırlıklarının bu alâka nisbet- inde genişleti'mesi mümkün olmuştur, Bu zaman farkından faydalanarak... Ekonomi bakanlığı bu zaman farkın dan faydalanarak, serginin yalnız kömür ve kömür yakan vasıtaları teşhir etmek çerçivesini aşarak, yeni Türkiyeyi bütün medeni memleketlere tanrtan bir hüviyet almasına çalışmaktadır. Sergiye - Cum- huriyet Türkiyesinin bahtiyarlık vasıf- larından biri sayılan yeraltı servetleri- mizin, bu servetlerin en iyi şekillerde iş- leten memleketlerin yirminci asır tek- nik ve bilgisini temsil eden müessesele- ri önünde bütün ihtişam ve değerile be- lirmesi, türk devrinin gerçekleştir- diği büyük var'ıklar ve nihayet kalkm- ma halinde olan memleketimizi canlan- dıran ve anlatan eserlerin bir araya top- lanmış olarak bulunmasına imkân vere- cek yeniliklerle dolu olarak hazırlan- maktadır. Serginin getireceği hareket Sergi, bir taraftan yurdun her köşe- sinden on binlerce vatandaşı, başşehre toplarken, diğer taraftan da gösterilen gelme kolaylıkları dolayısiyle yurd dı- şından yeni Türkiyeyi görmek istiyen büyük bir kalabalığım Ankaraya akın etmesine imkân verecektir. Bu bakım- Kısa hikâye Çok cimri bir vilâyeti içinde 750 adam vardı. Cimri kör erkek 834 kör kadın vardır. Bir ko- lu çolak olan erkekler 1673, kadınlar ise 376 dır. İki kolu çolak olmak üzere 143 erkek 88 kadın vardır. Sağır ve dilsiz erkekler 827, kadınlar 600 dür. 175 kambur erkek, 213 kambur kadın var- dır. Bir ayağı topal erkekler 2695, ka- dınlar ise 2140 dır. Yaşı 95 den yukarı olarılıır» Ankara vilâyetinde yaşı 95 den yu- karı 17 bekâr, 24 evli, 167 dul, 1 bo- şanmış kadın vardır. Yaşı 95 den fazla olan erkeklere gelince bunlar, 174 ü be- kâr, 71 i evli, 29 u dul, 2 si boşanmış, olmak üzere 116 dır. Bu hesabça yaşr 95 den yukarı 14 bekâr erkeğe mukabil 17 bekâr kadın isabet etmektedir. Yaşı 95 den fazla kadın dullar, ge- ne ayni yaştaki erkek dullara göre çok daha fazladır. Pamuktan yollar Şimali Amerikada yeni yolları pa- muktan yapıyorlarmış. Bir gazetenin ri- vayetine göre bu 'yeni yollar, şimdiye kadar yapılmış olanların hepsinden sağ- lam ve dayanıklı imiş. Eğer ingilizcede de türkçede olduğu gibi “pamuk gibi” tabiri olsaydı, o za- man bu yeni yolların bir faydası daha görülür, halk bu caddeleri Rolay kolay girletemezdi. Kadın köşesi Parlak eşyaları temizlemek için en fazla işe yarayan maddelerden birisi de sirkedir. Parlak eşyaları parlatmadan önce sıcak su ve sirke ile güzelce bir oğunuz. Camdan yapılmış kab kacağı silece- ğiniz suya da bir kaç damla sirke dam-< latınız. Banyolardaki kireç lekeleri ve cam- larla aynalar üzerindeki sinek izleri de böyle temizlenebilir. Çift beyinli adam Geçenlerde Avusturalyanın Sidney şehrinde yaşayan bir adamın bir anda iki işi birden başarmak kudretinde ol- duğu görülmüştür. Bu adamın iki bey- ni vardır. Onun için iki muhtelif mev- zuu ayni zamanda yazmakta veya ayrı ayrı iki tane resim çizebilmektedir. Bu acaib yahud fevkalâde insan, kü- çüklüğünde solakmış. Anababası onu bu kötü huyundan vaz geçirmek için elini sargı ile sarmak mecburiyetinde kalmış. Fakat her şeye rağmen, bugün o, ken- dine çift beyinli insan dedirtecek kadar kabiliyetini inkişaf ettirmiştir. Bu hâ- diseyi iyiden iyiye araştırmış olan ingi- liz bilginleri, bu adam hakkında tıbbi bir mucize demekten kendilerini alama- mışlardır. Bu dünyanın işlerine artık tek bey- nin yetmiyeceğini galiba tabiat da an- ladı. | Güzellik için 150 milyon türk lirası Ingiliz kadınlarının güzelleşmek ve güzelliği korumak için yılda en aşağı 150 milyon türk lirası harcadıklarını bi- liyor muydunuz? Bu, paranın büyük bir kısmı, bugün on binlerce genç kı zın çalşıp iyi bir kazanç temin eti güzellik enstitülerine verilmektedir. Bu enstitülerde elinden iyi iş gelen bir genç kız: bizim paramızla haftada kırk lira ve ayrıca hatırı sayılır bir de bah- şiş da almaktadır. Londranın şık ve bü ik salonların- da verilen bahşişin ölçüsü iki ile dört lira arasındadır. Fakat, bir ingiliz lirası bahşiş veren kadınlar da az değildir. Orta bir güzellik enstitüsü yılda va« sati olarak on on beş bin lira kazan- maktadır. Büyük güzellik salonlarında şeflik eden kadınların ceblerine yılda en aşağı üç dört bin lira girmektedir. idi, fakat o nisbette kuvvetli ve kanlı i- di. Bir gün gayet zengin bir başka a- dam fena halde hastalandı. Yatağa düş- tü: Kansızdı. Zengin adama kan lâzım- dı. Aradrlar bu cimri adamı buldular: — Bu zengindir, dediler, kan vere- cek olursan sana dehşetli para var! Cimri, para lafını işitince razı oldu. Kanından bir parçasını verdi ve buna mukabil de haylı yüklü bir para aldı. Fakat zenginin kansızlığı geçmemişti. Bir hafta sonra tekrar kan lâzım oldu. Gene cimriye baş vurdular. Cimri ka- nından verdi. Fakat huna mukabil al- dığı para evelki paradan çok azdı. Zengine üçüncü defa gene kan ve- rilmesi icabetti. Cimri gene kan verdi. Fakat hayret! bu sefer o eski eli geniş zengin cimriye çok az para vermek is- tiyordu. Cimri sordu: — Ne oldu böyle? Dedi. Cevab verdiler: — Ne olacak? Senin kanın tamamen ona geçti! Enginar fidanı! Yemeğini lokantada yemiyen, yahud aile mutfaklarından getirtmiyenler için pişirteceği yemekleri düşünmek, ger- çekten, bir gün sonra yiyecekleri ye- meğin tadını kaçıracak kadar zevksiz bir yorgunluktur. Bunun için bir gaze- tede çıkan haftalık yemek listesi hoşu- muza gitmedi desek yalan olur. Yalnız cumartesi günü pişecek ye- meklerin listesinde şu isim de var: * “zeytin yağlı enginar fidanı” Bir türkçe yanlışı en lezzetli bir ye- meği ne yenilmez, yutulmaz bir hale so- kuyor, gördünüz mü? dan, Ankara, 23 nisandan 23 mayısa kadar şimdiye kadar büyük bayram günlerinde yaşadığı normalin üstünde- ki günlere hâs olan büyük canlılık ve kaynaşma hayatını tam bir ay devamlı olarak idrak edecetkir. Ekonomi bakan- lığı, daha şimdiden halk hizmetleri için müesseselerin serginin devamı müdde- tince ihtiyaca yetmesi için tedbirler al- maktadır. Mutlu bir rastlayış Serginin bu geri bırakılışı, şu mut-< lu rastlayışları da biraraya getirmiş bu- lunuyor: 23 nisan milli hakimiyet bayramı- Bu ba kımdan o gün sergi dolayısiyle Anka- mız ve çocuk bayramımızdır. raya toplanmış olan, bilhassa yabancı dostlarımız birisi bize bugünü yaratmış olan bir büyük günün yıldönümünü bir de cumhuriyetin şen ve mesud yavru« larının bayram tezahürlerini görmüş o« lacaklardır. Sergi dolayısiyle futbol maçları da yapılacaktır. Bunun için İtalyadan bir takımın getirilmesi ihtimali vardır. Ekonomi bakanlığının serginin çok için hazırladığı zengin program, bunlardan başka daha bir çok yenilikler ve fevkalâdelikler ta- şımaktadır. Eğitmenler seçiliyor Ankara kültür direktörlüğü müfet. tişleri açılacak olan köy eğitmenleri kun su için Polatlı, Ayaş, Çubuk, Kalecik kazaları köylerinde 195 namzed seçmiş- güzel ve eşsiz olması lerdir. Direktörlük bu namzedlere aid fişleri Kültür Bakanlığına göndermiş, tir. Bunlar arasından 100 eğitmen se, çilecektir. İngiltereye ihrac Edeceğimiz kuş yemi Darı ve kuş yemi İngiltereye gönde; rilen iharç maddelerimiz arasında e- hemiyetli bir yer tutmaktadır. Yapılan bir anlaşmaya göre bundan sonra bu maddeler İngiltere ile hususi takas mev« zuu olamıyacaktır. Ekonomi bakanlığı bu vaziyeti ihracatçılarımıza - bildir- miştir. Hükümetimiz evelce gönderilen kuş yemi ve darılara aid muamelelerin likide edilmesi için lâzım gelen ingiliz makamları nezdinde teşebbüslerde bulum maktadır, Meyvelerimiz üzerinde tetkikler Yüksek Ziraat Enstitüsü meyvacı« lık, bağcılık ve bahçevanlık profesörü B. Dr. Gleisberg ve baş asistan Dr. Be Nail Orman, ziraat vekâletinin emriyle cenub vilâyetlerimizde bir tetkik gezi- sine çıkmışlardır. Bu yolculuk bilhassa meyvacılığı. mızın kalkınması plânı içinde bulunan Narenciye kültürünün ilerleme, ve gelis şimiyle alâkalanacaklar ve cenub kıyı'a- rımızda yabani bir halde bulunan zeytirni ağaçlarını ve zeytin kanununun tatbiki işi ile de uğraşacaklardır. |___ HAVA l B K 5 Dün hava yağışsız geçti Dün şehrimizde hava genelce hafif bulutlu geçmiş, ısı ise sıfırın üstünde 20 dereceye kadar yükselmiştir. Mete. oroloji işleri umum direktörlüğünden verilen bilğiye göre dün yurdun hiç bir yerinde yağış olmamış ve bütün bölge- lerde hava genelce hafif bulutlu geç- miştir. Dün yurdda en düşük ısılar sı« fırın altında olmak üzere Erzurumda 5, Karsta 15 derece idi. En yüksek ısılar sıfırım üstünde olmak üzere Adanada 27, Dörtyolda 28 dereceye kadar çık- mıştır.