- | b —iİ 1 Yabancı GA n Habeşistanda Italyanları vaziyeti nedir? habeş konsoloshanesi vardır. disababa suikastı Habeşistan me- selesini tekrar aktüalitenin ön safına geçirdi, Hatıra gelen ilk sual, italyanların bu memlekete hâkim olup olmadıklarıdır. Bazı ingiliz gazeteleri bunun âksini iddia ediyorlar. Habeşis- tan 1.500.000 kilometre — murabbaında, yani Fransanın üç misli büyüklüktedir. Daha iyi anlatmak için Fransa, Alman- ya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Belçika, Hollanda ve Çekoslovakyanın mecmuu- na müsavi olduğunu söyliyelim. Adis- ababanın 30.000 kişilik garnizonüle hiç bir şeyden korkusu olmadığı söyleni- yor. Fakat Adisababa bir noktadan iba- rettir. İtalya, askerlerinin büyük bir kısmını anayurda almıştır. Orada şim- di 200.000 askeri varm.dır? Varsa bile Adisababa garnizonu hakkında bize ha- kikat söylenmiş ise - vaziyeti şöyle ta- savvur etmek mümkündür: İtalya şe- hirleri iyice muhafaza altında bulun- durmakta, memleketin geri kalan kı- sımlarını tayyarelerle kontrol etmekte ve motorlu kolonlar devriye gezmekte- dir. Fakat yerli grupları halâ hareket- lerinde devam etmektedirler. İtalya da bu hareketlere, tedhiş yoliyle, çok şid- detli mukabele etmektedir. Bu, Trab- lusta, çok dağnık bir nüfus arasında mu- vaffak olmuş bir metoddur. Habeşistan- da işgal kuvvetleri 10 milyon insan kar- şısındadırlar. İtalyanın bu işte muvaf- fak olamaması ihtimali yoktur, fakat pek çabuk fethedilmiş olan Habeşistan Onu uzun zaman işgal edecektir. İtalyanın yarın Avrupada karşılaşa- ». İtalya, askerlerinin mühim bir kısmını anayurda almıştır. Şimdi orada 200.000 askeri var mıdır? ». Habeşistanda işgal kuvvetleri 15 milyon insan karşısındadır. «4 fakat Harrarın istasyonu olan Diredaua'dan bir bölük fran- sız garnizonu alakonulmuştur. Nicin? « bundan başka hâlâ Cibutide habeş bayrağını taşıyan bir bileceği güçlükler düşünülünce, bu, dikkate alınması gereken bir nokta ol- maktadır: Çünkü Almanya, Çekoslo- vakyaya, veya Avusturya, yahud da her âki memlekete karşı bir şeyler ha- zırlıyor görünmektedir. İlk bahar Av- rupanın bu kısmında bizi sürpirizlerle karşılaştırabilir, ve eğer “Almanyanın sınırları Brenner'e kadar uzanırsa, A- daryatik tehdid altına girecektir. , İtalyan İmparatorluğuna ve Habeşis- tana sözü naklederek ilâve edelim ki, bu mevzu üzerinde fransız - italyan münasebetleri problemini kabil olduğu kadar süratle halletmek lâzımdır. A- disababadaki fransız âşgüderi ve fran- sız garnizonu geri çekilmiştir. Fakat Harrar'ın istasyonu olan Diredaua'da basında okuduklarımız ULUS 4 bir bölüklük fransız garnizonu yerinde alıkonmuştur. Niçin? Bundan başka halâ Cibuti'de habeş bayrağını taşıyan bir habeş konsolosluğu vardır.Geçen gün italyanlardan mürekkeb bir grup bura- sını hücumla zabtetmeye teşebbüs etti- ler. Gerçi, Milletler Cemiyetinin naza- rında, Habeşistan halâ müstakil bir devlet olarak mevcuddur. Fakat İtalya- nın fethi bir vakıadır. Halbuki Fransa- nın Roma elçisi halâ Pariste bulunuyor. Hukuk meselesinin ehemiyetini kim- se inkâr edemez, fakat İtalyayı Alman- yaya yakınlaşmaya sevketmekte Fran- sanın ne ehemiyeti vardır? Romada İtalya ile Almanya arasında bir nevi arazi taksimi yapılmış olduğu hakkın- daki rivayetler italyan gazeteleri tara- fından tekzib edilmiştir. Ve, İtalya, bü- yük devletlik sıfatından istifa etme- dikçe, Almanyanın Avusturya ve hattâ Çekoslovakyaya el koymasına müsaade €edemez. Fakat, İtalya, İngiltere ve F- ransanın dostluğundan emin bulunma- dıkça, Habeşistan için endişe duymaya- cak bir vaziyete gelmedikçe, Avrupa- da icraatta bulunamıyacaktır. Fakat İ- talya, ancak ilhak keyfiyeti Fransa ve İngilterece tanıldıktan sonra Habeşis- tan hususunda emniyet duyacaktır. La Tribün de Nasiyon'dan Evening Standardda vaktiyle çıkan bir karikatür: Fon Noyrat'ın Viyana ziyareti Habsburglar kimin yardımı ile tahta dönebilecekler? A iman dış bakanı Fon Noyrat'ın Viyanaya yaptığı ziyaret, resmi surette ortadan kaldırılmış, fakat haki- katte faaliyetlerine devam etmekte olan Avusturya nazilerinin bir takım gösteri- ler yapmasına vesile vermiştir. Avus- ,turya hükümeti, her ne kadar pazar gü- nü bir takım nazileri tevkif etmek su- retiyle ihtiyat tedbirleri almışsa da, Noyratı karşılama — töreni arasında “Kahrolsun hükümet!,, diye bağıranlar olmuştur. Her ne kadar Fon Noyrat'ınŞuşnig kabinesindeki nazi elemanları kuvvet- lendirmek hususunda nüfuz yapacağı beklenmekte ise de daha ehemiyetli o- lan nokta, Avusturya başvekilinin bun- dan sonra yapacağı harekettir. Bazı si- yaset kâhinlerinin haber verdiğine gö- Te Bay Şuşnig, kabinesinde bulunan iki azâyı çıkaracak ve Stirya'da başka bir ad altında kurulmuş olan nazi pro- paganda merkezini kapatacaktır. B. Şuşnig, her ne kadar nazilere karşı müsamahalı davranmakta ise de bu duru- munu geçen temmuzda imzalanan A« vusturya - alman anlaşmasından Hitle- rin ihtirasla beklediği neticeleri sağlı- yacak kadar müsaadeli değildir. Bundan başka Almanya ile İtalya arasında ö- günülerek yaprlan anlaşma da Avus- turya hakkında bir uzlaşma temin et- mMancester ı Guardien l Gazetesinden miş değildir. Son nutkunda B. Şuşnig, gayet manâlı surette, “Berlin - Roma mihveri,, mden bahsetmemiş, İtalyaya karşı çok sıcak, nmazilene karşı ise çok soğuk bir dil kullanmıştır , Avusturya başvekilinin Habsburg- ların avdeti için hükümetin bir plebisit organize edeceği hakkındaki sözlerden sönra Bay Hitler, buna müsaade edemi- yeceğini söylemişse de Romada bu fik- rin mülâyim bir surette karşılandığı ha- ber verilmektedir. Memleket içinde ufak bir müzaha- rete dayanarak diktatörlük eden Şuşnig hükümeti, Habsburgların avdeti — için, dişardan bir müzaharet teminine mec- burdur ki bunu da, ancak, İtalyadan u- mabilir. Çekoslavakyadaki Alman meselesi Roma,4 (A.A.) — Tribuna gazetesi, Çekoslovakyadaki alman partisi reisi Henlen ile yaptığı bir görüşmeyi neş- retmektedir. Henlen, Çekoslovakya İ« çin Berlin - Roma mihverinin Sovyet dostluğundan daha sağlam bir garanti olup olmadığı meselesinin tetkiki lâ. zım geldiğini söylemiş ve demiştir k “Fakat daha önce Çekoslovakyadaki al- manlar meselesinin halli lâzımdır. Av- rupada sulh ancak Almanyanın iştirâki ile kuvvetlenebilir. Çekoslovakya ile Almanya arasında iyi münasebetlerin devamında partimiz bugün her zaman- dan ziyade alâkalıdır.,, Uluslar Kurumunun bir celsesi Ham maddeler ve Alman hükümeti lman hükümeti zaten beklendiği gibi, 8 martta Cenevre'de topla- nacak olan “ham maddeler komitesi,, ne girmeyi reddetti. Bu harekete teessüt etmek gerektir. Çünkü, her ne kadar komitede japon Mmürahhaslariyle sö- mürgesi — bulunmıyan hükümetlerin murahhasları da varsa da, alman propa- gandacıları, bunun iş olsun ve mesele- nin zahiri kurtarılsın diye toplandığı- nı söyliyeceklerdir. Fakat Almaı ürgelerini geri alabileceği müddet çe, ondan başka her hangi bir şeyle tatmin edilebileceği zannını uyandır- mak bir taktik hatası olurdu. Komite- nin enteresan olan tarafı, bunun ingi- liz hükümetinin bir çocuğu oluşudur. Bu, 1935 senesi eylülünde Sir Samuel Hor tarafından ileri atılan bir teklifin neticesidir. Milletler Cemiyeti asamblesi önün- de ilk defa ham maddeler meselesini © açmıştı. 'Ondan sonra onun yerine gelen zat, nutuklarında bu bahsi hafiften mırıl- danmış, nihayet geçen sene ilk teşrinde asamblenin bir toplantısında ingiliz delegasyonu adına Bay W. S. Morri- son, bütün milletlerin müsavi ticaret şartları altında ham — madde el- de edebilmeleri meselesini tetkik et- mek üzere asamble konseyinin Millet- ler Cemiyetine dahil olmıyan milletler- den bir komite kurmasını teklif etmiş, maddelerin tayinini de bu komiteye bı- rakılmıştı. Nihayet bu teklif konseye gelmiş ve geçen ay komitenin seçilmesi karar al- tına alınmıştır. Martın sekizinde toplanacak olan, bu komiteye almanlar girmiyecekleri- ni bildiriyorlar, ingilizler ise (Lord eski sör Plapmouth'un teahhüdlerini tekrarlıya- hm) bunun sömürge meselelerinde bir 5 -3 - 1937 —— EKONOMİ ile gönderd Nn Köstence transit yolu vasıtası iğimiz mallar 1935 senesi son aylarında ticareti- / miktarı 208,354.56 kilodur. Bu miktara mize açılmış olan Köstence transit yo- lu ile şimdiye kadar yapılan işlerden alınan neticeye göre bu yol, krymetli olan ve gönderildiği yerlere süratle git- mesi lâzım gelen maddeler için faydalı olmaktadır. Almanyanın memleketimiz- den aldığı bağırsak ve yumurtanın yüz- de ellisinden fazlas:nın bu yol ile sev- kedilişi buna bir delildir. Bir tecrübe senesi olan 936 yılı içinde yapılan sevk- ten alınan müsbet neticelere göre 937 senesinde bu yoldan daha geniş ölçü- de faydalanılacağı umulmaktadır. 935, 936, ve 937 senelerinin mukayeseleri neticeleri şunlardır: Köstence transit yoliyle 935 şin son iki ayında 414,8 ton, 936 senesi içinde 16542 ton, gene 936- nın yalnız birinci ayında 144,4 ton, 937- nin birinci ayında ise 200,2 ton mal gön- derilmiştir. Haftanın piyasası: Bugday: Son hafta içinde İstanbul buğday piyasası durgunca geçmiştir. Almanyadan ufak partilere inhisar et- mek üzere gelen teklifler ton başına sertler için 80, yumuşaklar için 73-74 türk lirasıdır. Fiatlar mukayeseli ola- rak şöyledir: Geçen yıl 6.21 kuruş olan sertlerin kilosu bu sene 7-7.0 kuruştur. İzmir borsasında yeniden iş yapanlar azdır. Mersin piyasasında fiatlar geçen haftaya göre epey yükselmiştir. Dünya piyasası sağlamdır. Arpa : İstanbul piyasasında son hafta için- de az çok muameleler olmuştur. İngil- tereden istekler vardır. İzmir piyasası gevşek olmakla beraber işlerin inkişaf edeceği kuvvetle ümid edilmektedir. Mersin piyasası, Almanyadan gelen tekliflerin düşük olması dolayısiyle durgundur. Diğer tahıl maddeleri: Kuş yemi piyasası normaldir. İtal- yanlar alıcı vaziyetindedirler. Bakla pi yasası kuvvetlidir. lira üzerinden pek sazdır. Yulaf ameleler iç ihtiyaç içindir. Stok - ların — haylice azalmış olmasından dolayı vaziyetin değişmiyeceği anlaşıl- Almanlar tonu 62 alıcıdırlar. Mevcudu sağlamdır. Mu - maktadır. Antalya ve havalisi susamları 18 - 20, Rumeli susamları 18 kuruş ü- zerinden muamele görmektedirler. Pi- yasa kuvvetlidir. Keten tohumu ton ba- şına 100 - 102 lira üzerinden satılmak- tadır. Mısır piyasası biraz — gevşektir. Fazla mal gelmiştir. Üzüm : İzmir üzüm piyasası, paskalyanın yaklaşması dolayısiyle gün geçtikçe sağlamlaşmaktadır. Vaziyette henüz bir değişiklik yoksada fiatların pek yakın- da yükseleceği ümidleri çok kuvvetli- dir. Mevsim başlangıcından şubat orta- larına kadar İzmir borsasında satılan üzüm miktarı 56.754.725 kiloya varmış- tır. Tariş üzüm kurumunun mevsim ba- şından 4-2-937 tarihine kadar satın al- dığı üzüm miktarı ise 3.457.020 kilodur. İnhisarlar idaresinin aynı zaman içinde aldığı üzüm miktarı da 3.263.260 kilo- dur. Üzüm ihracı başlangıcındanberi şubat başına kadar İzmir limanından dış ülkelere ihraç edilen üzüm mikta- rı 56 bin tonu geçmiştir. İncir : B İzmir incir piyasasında hurda “ü- zerine muameleler yapılmaktadır. A- vusturya, Çekoslovakya ve Macaristan- dan alınan müsaid siparişler dolayısiy- le eldeki hurdaların kısa bir müddet içinde satılacağı anlaşılmaktadır. Bu- gün yapılmakta olan muamelelerin fi- atları; natürel incirler için beş, hur- dalar için ise 4 125 kuruştur. Mevsim başından son haftaya kadar İzmir borsasına kaydedilen incir satış yakınlaşma temin etmek hususunda faydalı olacağı kanaatir.dedirler , İngiliz hükümeti Sir Fredrik Leith Ross'u da mali müşavir olarak bu heye- te intihab ettiği için, komitenin de- ğerli işler yapabileceğini şimdiden bek- liyebiliriz. kooperatifler birliğinin satın mallar dahil değildir. Fındık, Ceviz : İstanbul, fındık piyasası durgun geçe miştir. Buna rağmen geçen senenin bu hafta piyasasının 49.50 kuruş olmasına mukabil bu senenin son hafta piyasası 65 kuruştur. Ceviz piyasası da gevşek- tir. Stoklar çok azdır. aldığı Pamuk, tiftik, yapak : İzmir pamuk piyasası normaldir, Almanyadan son günlerde ikinci nevi mallar üzerine ehemiyetli siparişler olmuştur. Almanların bu nevilere ver dikleri top fiatlar 51.5 kuruştur. Mer- sin pamuk piyasası son hafta içinde nisbeten bir gelişim göstermiştir, İhrae cat devam etmektedir. Klevland ve ia« ne cinslerinin çoğu satılmış olduğundarm borsalarda bu cinsler üzerine olan mu- ameleler azalmıştır. İstanbul tiftik piyasası son hafta i« çinde durgun geçmiştir. Piyasada mev« cud mallar azalmıştır. Mersin piyasa- sında mevcud mal kalmadığından mua- mele olmamaktadır. Samsun mıntakasıns da, Kastamonu tiftik piyasası, yolların kapalı olmasından son hafta — içinde durgun geçmiştir. Fiatlar 144 —kuruş- tur. İstanbul yapak borsasında Trakya kırkım 80, Anadolu 60 - 63 kuruştur, İzmir yapak piyasasında mal kalmadı- ği için muamele olmamaktadır. Yerli incelerin nominal fiatları 67-68: kaba malların 64 - 65 kuruştur. Yumurta, Balık : İstanbul yumurta piyasası durgun sayılmaktadır. İzmir yumurta piyasası- na az mal gelmesi dolayısiyle son hafta içinde muamele hararetli olmuştur. Ta- zelerin yüz tanesi 160 - 170, konserve- lerin ise 130 - 135 kuruştur. Samsun mıntakasında bütün yumurta piyasaları durgun ve muameleler yalnız mahalli ihtiyaçlara inhisar etmektedir. Balık piyasasına gelince; İstanbuld son hafta içinde mühim miktarda torik avlanmış- tır. İtalya ve Yunanistan balık almakta- dır. Fiatlar müsaid ve yükselmeğe eğ- ğindir. Mevlut Ölümü bizler için unutulmaz bir acı olan zevcim Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Umum Müdür Muavi- ni Hayrettin Bedirgilin ruhuna ithaf edilmek üzere Martın yedinci Pazar günü ikindi namazından sonra Hacı- bayram camiinde mevlut okunacağın- dan kendisini sevenlerin bu dini me- rasimde hazır bulunmalarını rica ede« rim, Merhum Hayrettin Bedirgil zevcesi Ehliyet Bedirgil DİL KÖŞESİ: “Haberin büründüğü ince ipham, herhalde sabah haliyle, yani bir nevi pijama haliyle oluşundan bulunsa ge- rek!, Beğendinizmi cümleyi? Bir defa bir haberdeki müphemliği, sabah kılı« ğiyle görünmeye benzetmekteki müna- sebeti bir türlü kavramıyoruz. Teşbih pek soğuk düşmüştür. Sonra “Pijama haliyle,, ne demek- tir?. “Halile oluşundan,, değil “bulunu- şundan,, gene “ince ipham.. bulunsa ge« rek,, değil “olsa gerek,, şeklinde ifade edilmek lâzımdı. Şu halde iki kelimeyi tersine çevirmek zorundayız: “Halile bulunuşundan olsa gerek!” * “Hayvanlar mürebbisi meşhur ma« carlı Hans...,, “Hayvanlar mürebbisi,, yerine “haya van terbiyecisi,, demek daha doğru 0- lur. “macarlı,, denemez. Ya “Macar,ş veya “macaristanlı,, deriz. “Bu ince meselenin inceden inceya incelenmesi lâzımdır.,, Hoşunuza gittimi?