3-3-1937 £ Blum hükümetinin geçirdiği imtihan H zahların açtığı hararetli ükümetin iç ve dış politikası ü- zerinde bir takım sual ve isti- müzakere- lerden sonra Blum kabinesi iki yüz dokuz reye karşı üç yüz altmış bir rey ile yani yüzelli mad kazanmıştır. Yüz elli ir fransız hükümeti için çok etli bir zaferdir. Fakat Blum hükümetinin birkaç ay evvel, büdce- nin müzakere ve tasdiki sıralarında temin ettiği üç yüz seksen üç ekseri- yetin yarısı bile değildir. O halde bu kamlara bakılacak olursa, Blum hükümetinin birkaç ay içinde yarı ya- rıya zayıflamış olduğuna hükmedile- bilecek. Tek bir rey düşüp kalkan fransız kabinelerinin karşısında yüz- elliden fazla bir ekseriyet hiç bir za- man istisgar edilemez. Fakat acaba birkaç ay evvelki dört yüze yakın ek- seriyetle evvelki günkü reyler arasın- daki farkın sebebi nedir? Blum hü - kümeti yıpranıyor mu? Belki de yıp- ranıyor. Fakat her halde reylerin ifa- de ettiği kadar çabuk değil. Bu - se- bebledir ki iki ay evvelki vaziyetle evvelki günkü vaziyet arasındaki far- kı, Blum hükümetinin kuvvet ve zafı için bir ölçü telakki etmekten ziyade reye müracaattan evvel müzakere Mevzularının mahiyetinde aramak doğru olur. Blum hükümeti malüm - dur ki parlamentoda radikal sosya - listlerin, sosyalistlerin ve komünist - lerin yardımiyle tutunan bir halk cephesi kabinesidir. Geçen mayıstan- beri ilk defadır ki Blum hükümeti sermaye ile karşı karşıya gelmiştir. Blum şimdiye kadar milli müdafaa meselesinde, o meseleye hayli bağlı olan büdce meselesinde, — İspanyaya karşı takib edilen siyaset meselesin- de, işçi ile sermayedar arasındaki ih- tilâfları halletmeğe matuf mecburi hakem parlamentoya çıkmış ve bu meselelerin bazılarında koyu sağ cenah part ekse - ile meselesinde rin bile reyle- ini almıştır. Son müzakere hüküme- tin mali politikası etrafında cereyan etmiş ve Blum israflar yapmakla, fransız sermayesini Fransanın hudud- ları dışınma kaçırmakla ve sermaye- darlara itimad telkin edememekle it- ham edilmiştir. Flandin'in de dahil ol- duğu münekkidlere göre, hükümet, Fransayi mali buhrana ve felâkele sürüklemektedir. Blum, vaziyeti o ka- dar karanlık görmyüyor. Tenkidlere karşı verdiği cevabta başbakan, ge- çen mayıstan beri işsizlerin azaldığı- nı, şimendüfer varidatının arttığını, tasarruf bankalarındaki hesabların yükseldiğini, vergi tahsilâtının kolay- laştığını, iflâsların azaldığını bildir - miştir. Blum hükümeti on aydanberi hafif tertip bir ıoıy:liıı"'- programı tatbik İşçiyi için bir tak.m tedbirler almıştır. tada kırk saatlik mesai, etmektedir. korumak Haf- tatil günleri, mecburi hakem, Fransa ban- “eretli kasının devlet mürakabesine alınma- sı gibi işlere bu tedbirlerin sermaye yi memnun etmiyeceği aşikârdır. Fa- kat Blum hükümetinin iktıdara geldi- ği sıralardaki vaziyet hatırlanacak o- hü- kümetin ihtilâl ile karşılaşabileceğ'ni de Fr. geç alınmış tedbirlerin öğrettiği lursa, bu tedbirleri almayan bir unutmamak lâzımdır. “sız tarihi ders- lerle doludur. Blum hükümeti bilhas- sa dış politikasındaki muvaffakiyet ile öğünebilir. yaptığı gaf- lardan sonra gelen Blum hükümeti, İspanya ihtilâli gibi nazik bir meesle- yi suples ile idar eetmiştir. Bu mese- Lavai'ın lenin kötü idaresi hem Fransayı ihti- lâle, hem de Avrupayı harba sürükle- yebilirdi. A. Ş. ESMER Uydurma bir haber Ankara, (A.A.) — Halebde çıkan Le Courier de Syrie gazetesinin 11.2. 937 tarihli nüshasında birinci umumi Müfettiş B. Abidin Özmen'e atfen mün- deriç beyanat tamamen hilâfı hakikat- tir. OT OTe HAREALER.. — Toledoda harp devam ediyor Âsiler Madridi almak için yeni bir taarruz hazırlıyorlar Paris, 2 (A.A.) — Madridden gelen haberlere göre, âsiler Madridi almak için yeni bir taarruz yapmak üzeredir- ler. Ekselsiyor gazetesi, dün akşam saat 20 ile 23 arasında âsilerin âni olarak çok şiddetli bir bombardıman yaptıklarını yazıyor. ,Taarruzun aynı zamanda hem nubtan hem de batı cenubu ile üniver- site mahallesine doğru olacağı zannedil- mektedir. ce- Bir gazete muharririnin macerası Paris, 2 (A.A.) — Dün akşam ilk | defa olarak çıkmıya başlıyan Sö Suvar | gazetesi, Portekize göndermiş olduğu hususi muhabiri Jan Verteks'in orta- dan kaybolmuş olduğunu yazmaktadır. Verteks şubatın 24 ünde Luthansa- nın bir tayyaresi ile Portodan uçacak ve Marsilyaya gelecekti. Halbuki Mar- silyaya gelmemiştir. Portekiz makam- ları Verteks'in 24 şubatta Portoyu ter- ketmiş olduğunu beyan etmektedir. Porto'da tevkif edilmiş olan Jan Verteks 20 şubatta Lizbon'daki fransız elçisinin karışması üzerine serbest bı- rakılmıştır. Toledo yakınlarında harb Madrid, 2 (A.A.) — Jarama mınta- kasında cumhuriyetçiler mevzilerini kuvvetlendirmiye ve düşman hatlarına akınlar yapmağa devam etmektedirler, Oage'nin sol kıyısında şiddetli bir topçu düellosu olmuştur. Asiler, Vi- garrales'deki bombardıman etmeğe uğraşmaktadırlar. Hükümetçi. ler Toledo civarını topa tutarak kışla haline getirilen binaları ve Alkazar ci- varındaki binaları yıkmağa gayret et- mektedirler. milisleri Âsilerin bir hücumu püskürtüldü Madrid, 2 (A.A.) — Havas ajansının muhabiri, âsilerin Muento dö los Fran- sese yaptıkları taarruza, hükümetçilerin son ileri hareketleri neticesinde tehlikeye düşen üniversite mahallesindeki âsilerin iaşesini kolaylaştırmak maksadiyle te- şebbüs edildiğini bildirmektedir. Bu taarruz, tam bir bozguna uğramış ve âsilere 100 kadar ölü veyaralıya mal olmuştur. Milisler üniversite mahallesinde mu- kabil taarruza geçerek Santa Kristina hastahanesinin sol cenahını müdafaa e- den düşman siperini zaptetmişlerdir Romanyada Talebe cemiyetleri kapandı Hükümet ciddi tedbirler alıyor Bükreş, 2 (A.A.) — Üç meçhul a- dam, Yaş üniversitesi rektörü B. Brtu- rü bıçakla yaralamışlardır. Yaralının vaziyeti tehlikeli değildir. Bu sabah Başvekil reisliğinde toplanan nazırlar heyeti ba- Tatareskonun zı enerjik tedbir almıştır. Bu arada bü- tün üniversiteler ve talebe cemiyetleri muvakkat bir zaman için kapanacaktır. Üniversiteler, cemiyeti yüksek - tahsil hakkındaki yeni kanun mucibince ye- niden tanzim edilince- açılacaktır. Ta- lebenin herhangi bir siyasi partiye gir- mesi veyahut herhangi bir siyasi teza- hüre iştirâki yasaktır. Nazırlar heyeti, ayrıca, mason loca- ları ile herhangi mahiyette olursa ol- sun her türlü gizli cemiyetleri ve teşek- külleri derhal kapatıp dağıtmağa Dahi- liye nazırını memur etmiştir. v TAK eee Dr g Malaga'daki âsi asker nöbet başında İtalyanlara göre Avusturyada krallığın geri gelmesi çok tehlikelidir Roma, 2 (A.A.) — Giornale d'İtalya gazetesi Avusturyada kral- lığın iadesi hakkında neşredilen bir başyazısında diyor ki: Avusturyada kırallığın iadesi mese- lesi bugünün meselesi değildir. Bu me- sele çok tehlikeli olabilir. İtalyanın Habsburgların yeniden tahta getirilme- sini istemekte olduğunu iddia için hiç- bir diplomatik vesika, hiçbir salâhyet- tar devlet adamı beyanatı ve hattâ hiç- bir gazete makalesi gösterilemez. Eğer Fransa, açık sebebler tesiri al- tında yalnız krallığın iadesinin Avus- turya istiklâlini garanti edebileceğine herkesi” inandırmak İistiyorsa İtal - ya; buna mukabil bu iade meselesinin tamtersi Avusturyanın istiklâlini tehli- keye dahi koyabileceğini bildirmekte- dir. Paris, Berlin, Roma mihverini kır- mak istiyor. Fakat, bu plân muvaffak olmamıştır. Ve bu mihver tam manâsiy- le sağlam olarak durmaktadır. Der Angrifin bir yazısı Berlin, 2 (A.A.) — Giornale d'lta- lia'nın Avusturyada saltanatın geri gelmesi aleyhinde yazdığı makaileyi tefsir eden Der Angrif gazetesi Ha- bsburglar meselesinin halledilmiş ol- duğunu yazmaktadır. Der Angrifin bu maka zannettiğine — göre, Musolini'nin büyük faşist meclisinin toplantısında İtalyanın dış siyasetini ne suretle tarif edeceği hak- kında bazı izahları havi bulunmakta- dır. Bu gazete, İtalya siyasetinin gidişi- ni gösterimesi bakımından manalı ad- dettiği iki noktaya işaret ediyor: 1. — Büyük italyan manevraları bu Avusturya Başvekili B. Şuşnig sene Brenner'de değil, Sicilyada yapı. lacaktır. 2. — İtalya, Pantelleria adasını tah- kim etmektedir. Der Angrif, Avrupa kamoyunun ek- serisi Habsburgların dönmesine halif” olduğunu yazdıktan sonra diyor ki: “Avusturya, hükümetinin reisi kim o- lursa olsun, Otto'nun kanunsuz bir şe- kilde Avusturyaya girmek için yapa- cağı muhtemel bir teşebbüse karşı si- lâh kuvvetiyle mukabele etmek mecbu. riyetinde kalacaktır. mu- lAnkara manzaraları R esmini gördüğünüz hamalın yakın zamanlara kadar sırtında pis'bir kütfe vardı. O şimdi- yükünü güzel bir araba ile taşıyor. Yük. bu küçücük arabanın içitde bir çocuk kadar hafiflemiş ve ha- malın kılığını da yola koymuştüur. Asfalt caddeler üzerinde sıksık rastlamağa başladığımız bu çeşid nakil manzaraları Ankaramızın hususiyetlerinden biridir. Deniz yollarımız etrafında SON POSTA'DA Muhittin Birgen, deniz yollarımızdan behsederek, es- ki gemi satın almanın şimdiye kadar türk denizciliğinin en büyük derzdini teşkil etmiş olduğunu, İktısad Vekâ- letinin bundan böyle Türkiyeye an- cak yeni yaptırılmış gemilerin gire- bileceği hakkında verdiği kararla bu astarı yüzünden bahalıya mal olan usule nihayet verilmiş olduğunu, el- de mevcud gemiler çok noksan ve va- ziyetleri de bozuk olduğu için, sefer- lerin intizamı ancak bu yeni gemileri- miz geldikten sonra temin edilebile- ceğini söyledikten sonra bu gemiler gelinceye kadar yapılacak bazı işler olduğuna işaret ediyor: Evvela gemi- lerimizde temizlik ve intizama daha fazla riayet edilmek lazımdır. Bu- nun için de deniz yolları idaresi şim- diden mevcud gemilerinde mürette- batı vazifelerini müdrik bir şekilde yetiştirmeye çalışmakla birlikte hak- ka da gemileri temiz tutmak itiyadı- nı telkin etmelidir. Muharrir, bundan başka, navlun- larımızın da yüksek olduğuna işaret ederek, Avrupa servislerinde en bü- yük konfora sahib gemilerde yolcu- luğun bize nazaran ne kadar daha ucuza mal olduğunu hatırlatıyor, ve deniz yolları idaresinin, gemilerinde intizam, temizlik ve konforla birlik- te biraz ucuzluk da temin etmesini temenni ediyor. . KÜLTÜRLÜ ADAM KİME DERLER AKŞAMDA Hasan Âli Yücel “kül- türlü adam,, diye kime dineceğini raştırarak, ne sadece, hiç bir sahada derinleşmeden - ve tahlili düşünmeye erişmeden dımağını her telden bir sü- rü sathi bilgilerle dolduran adama, ne de muayyen bir biranşta derinleş- mekle beraber hayatın bütün diğer tezahürlerine karşı kayıdsız ve ala- kasız kalan adama denilemiyeceğini, kafasını ansiklöpediye — çevirmeden etrafındaki her tü şı zekâsını tecessüsle işleten ve öğ- rendiklerinden zihni inkişafı için is- tifade etmesini bilen kimsenin “kül- türlü adam,, sayılabileceğini söyliyor. . TÜRK - ALMAN TİCARET MÜNASEBETLERİ KURUN'DA Asım Uş, türk - alman iksadi münasebetlerinden behsederek, son zamanlarda bazı alman idhalat- cılarının Cumhuriyet Merkez Banka- sının açtığı kliring kredisinden istifa- de ederek, zahiren dünya piyasasın- da yükseğe fakat hakikatte markın düşük kiymeti dolayısiyle yok baha- sına satm aldıkları türk mallarını, A- eski müşterileri- merika gibi bizim mize serbest di rettiklerini anla! mızın ucuza elden çıkması, hem de eski müşterilerimizin kaybedilmesi tehlikesi karşısında memleketimizin milli ekonomisi için bu tarzda zararlı bir vaziyetin devam edemiyeceğini, Almanya ile ticaret münasebetlerimi- zi tanzim için yeni bir formül bulun- ması lüzumunu ileri sürüyor. . OTOKRİTİK KURUNDA Sadri Etem, Dahiliye Vekilinin Halkevindeki nutkunu bir otokritik örneği olarak zikrederek, inkılabçı bir rejim olan Türkiyede kendi kendimizi tenkid usulünün te- essüs etmesini lüzumlu görüyor. . RESSAMLAR VE AYLIK Açık Söz'de, Açık Sözlü imzasiyle çıkan bir yazıda Maarif Vekâletinin ka- biliyetli ressamlarımızı ayda muayyen bir maaş mukabilinde çalıştırması tasav- vurundan bahsederek, bu haber karşı- sında hayret gösteriyor, ve hiçbir türk ressamı böyle bir sadakayı kabul etmi- yecektir, diyor. Muayyen bir iş karşılığında verile- cek bir maaşı muharririn neden sadaka addettiğini anlıyamadık. Aynı gazetede sanatkârların himayesizliğinden şikâyet eden birçok yazılara da rastladığımızı hatırlıyarak biz de bu yazı karşısında hayret duyabiliriz. istihalelere kar- Ü