ULUS 2-3-1957 6 Halkevinde «Venedik taciri” Shylock Balat şivesi ile konuşabilirmi? Şubatın 21 inci günü Ankara H: kevinde, Shakespeare'in “Venedik nden bir parça temsil olunmuş ğıdaki yazıda da nakledil Balatlı şivesiyle Venedik tacirinin ize, Yankılardaki mütalaaya cevab olarak bir yazı gönderdi. Bu yazıyı olduğu gibi dercediyoruz. Yankıcının yazısını da yarın, bu sü - tunlara koyacağız. Shakespeare'in temsili hakkın- daki tenkide cevab Değerli gazetenizin (Yankılar) baş- liklı bir kısımda “Ankara Halkevi amatörlerinin temsi! -.'ikleri (Vene - dikli tacir) piyesinde (Shylock) bir balatlı şivesiyle konuştu. Halbuki Ba- lat şievsi osmanlı yahudilerinin eski va- tanları İspanyadan getirmiş oldukları bir şivedir. Ve bu piyeste sadakat ve benzeyiş endişeleri âmil olsa dahi bi - linmek gerektir ki Shakespeare çağının Londralı yahüdileri bi yle konuşmazlar- dı. Bu bidati derhal kaldırmak ve bu güzel dramı bir gülünç komedi haline sokmamak gerektir. Yoksa, bu işin yoksası yoktur.,, Hükmünü hayretle o- kudum. Tiyatro sanatının bugün tadları başta Stanslavki, Meyerhold ve Reinhardt olduğu halde muhtelif vesi - lelerle derler ki: “Tiyotroda ifade en kuvvetli âmildir.,, Sanatkâr halk üze - rinde gözlerinden parmaklarının ucuna- kadar ifadedir. Bir romanı okurken şa- yet bir şey anlamamışsak döner baş ta- raftan onu okuyabiliriz; fakat tiyatro- da bu böyle değildir. Bunun için hal - kın anladığı bir tipi gene halkın anla- dığı şekilde ifade etmek gerektir.,, Hat- tâ Rusyada Hamleti oynarken Kıral Claudiüsun başına sarıklı kavuk giy - diriyorlar. Çünkü Rusyadaki halk müs- tebit fena bir hükümdarı kavuklu gö - rürse hunhar olduğunu anlıyor. Bun - dan başka şunu da muhterem muharri- re söylemek isterim ki ingiliz yahudi- leri de tıpkı bizimkiler gibi yanlış in - gilizceyle konuşurlar hattâ bu eserin muhtelif yerlerinde Shakespeare Şay - loğa yaptırdığı bir çok şive hataları a- rasında (My moneys) dedirtir. İngiliz- ce bilenler bilirler ki (Money) kelime- si cemilenmez. Sonra bu eserin Cezait Emirzadesini aslında Shakespeare tıp- kı bir Arap gibi konuşturur. — Hattâ, (Ya kâşifilhafaya) ve (Bismillâhi ya kerim) cümlelerini ingilizceye âdeta terceme etmiştir. Çünkü o aktör oldu - ğu için Interpretationa pek ehemmiyet verirdi. İfadeyi kuvvetlendirmek - tipi canlandırmak onun birinci işi idi. Bun- dan dolayıdır ki tekniğe ehemmiyet ve- ren Ben Johnsonun eserleri yalnız tip- lerle meşgul olan Shakespeare'in yazı- ları yanında unutulmuş gitmiştir. Hal- buki Shakespeare aleyhinde Ben Jhon- sonun söyledikleri herkese malümdur. Sonra Shakespeare'e yazdığı mersiye - sinde nasıl pişman olduğu da bütün Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketinden: Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi hissedarları umumi heye ti, 31 Mart 1937 tarihine müsadif çarşamba günü saat 17 de şirke- tin Ankarada Türkiye İş Bankasındaki idare merkezinde alelâde içtima edeceğinden işbu içtimaa iştirak etmek için en aşağı 10 his- Shakespeare — meraklılarına ayandır. (A Short Life of Shakespeare Abridged by Charles Williams. Oxford 933. Sa- hife 49.) Yahudi şivesinin kullanılmamasını telkin eden fikir hangi (ecole) ün fik- ridir? Şiveden maksat nedir? Bundan ben yalnız gramer ve syntaxe hususi - yetleri manasını alırım. Fakat muhar- rir zannederim (Intonation) u hattâ telâffuzu (Prononciation) u murad edi- yor. Halbuki aktörün en belli başlı ifa- de vasıtası İntonationdur. Intonation- suz aktör gözsüz ressam gibidir. Bugünkü (Ecole) ler malümdur ki pek muhteliftir. Hattâ (Shakespeare) i modern kıyâf&tlerle oynıyanlar, (Pet - rocio) yu otomobile bindirenler, ve meç- yerine browning tabancası çektirenler bile var, hangi ölçüye göre yanlış veya doğru hükmü verebilir? Bugün Sha - kespeare eserlerinde en ziyade şöhret alan Londralı sanatkâr John Gielgud Amerikanın en mükemmel tiyatro mec- muası olan (Theatre Arts Monthiy) nin Sonkânun 1937 nüshasında (Stanis- lavski) nin (Aktör hazırlanıyor) ese - rini tekrar tekrar okuduğunu ve her okuyuşta yeni bir şey öğrendiğini (Sha- kespeare) e tatbik edildiği zaman çok istifadeli olacağını söylüyor ve aynen diyor ki, “One can applythe Moscow Art theory, of living every moment of the part, to Shakespeare and it means something.,, Görülüyor ki Hamletin 285 inci temsilini başarmak suretiy'e dün- ya rekorunu kahir bır taikiyetle kuan bu yeni fakat en meşhar Shakespeare sanatkârının muvaffakiyetindeki — sır gene Moskova sanat tekniğine dayan - maktadır. Bizim fikrimizce (Construc- tivst) bir ifade bizim halkımızı daha kolay alâkadar eder, çünkü bu ifadede halk manâyı daha kolay anlar. Eğer (Intonation) ve (telâffuz alelâde ol - saydı halk bundan hoşlanmazdı. Fik - rimce bir şeye alelıtlak yanlış demek doğru değildir. Muhterem muharririn fikrinde tenvire muhtaç bir nokta daha görüyorum. “Bu güzel dramı komedi haline çevirmemeli.) Burada dramdan yunani manâda darama mr kastediliyor yoksa fransızcada bilhassa onsekizinci asırdan sonra taammüm eden facia ma- nâsı mı murad olunuyor. Halbuki bu eser melodramdır. Esasen bu tasnifler (Shakespeare) devrinden çok sonra bu şaheserlerin tetkikiyle vazedilmiş ta - birlerdir hattâ melodram kelimesi in - giliz lisanına 1802 tarihinde girmiştir. (Büyük Oxford lügati 1933 Cilt 1) (Shakespeare) in hayatını, eserlerini, ve tahrir şeraitini tetkik edenler, bu üstadın eserlerini her türlü halkı alâ - kadar etmek için yazmış olduğunu pek güzel bilirler. En ağır facianın içine en gülünç bir (farce) a sığabilecek ko- mik şahıslar karıştırmıştır. Memleketi- mizde tiyatronun tesis edilmesine ça - lışılırken hususi ve zati düşünceleri. mizle halkın kanaatini zıd istikametle- re sevketmemek daha iyi olur fikrinde olduğumu saygılarla bildiririm. Eserin Mütercimi YHUA Ankara - Bükreş Muharrir arkadaşımız Sadri Ertem, geçen yıl, Balkanlararası Basın Birliği konferansının ilk topla: “sr dolaysiyle Bükreş'e yaptığı seyahatin intibalarını bize güzel bir cild halinde sunmuş bu- lunuyor. Ankara - Bükreş altında toplamış olduğu bir seri makalelerden mürekkeb olan eserinde, muharrir, sadece seyahat müşahedelerini gelişi güzel tesbit et - mekle kalmamış, komşu hükümet mer- kezindeki ikametinden istifade ederek, Romanyanın tarihi ve bugünkü realite- leri üzerinde düşünmüş, sosyal, külti rel ve iktısadi bünyesi üzerindeki mü - şahedelerini tesbit etmiştir. Birçok faydalı görüş ve malümatı, sıkmadan okutan bu eseriyle, Sadri Er- tem, “bir vagon pençeresinden,, sonra seyahat edebiyatımıza yeni ve kıymet- li bir eser daha kazandırmıştır. Oldukça göze çarpan tertib hatala- rını istisna edersek, kitabın güzel ve temiz bir şekilde basılmış olduğunu da ilâve etmeliyiz, 140 sayfalık bu kitab 50 kuruş fiatla satrılmaktadır. üçük sanatlar sergisinde “İKazananlara madalyalar dün törenle dağıtıldı Küçük sanatlar sergisinde ma dalyalar tevzi edildikten sonra Küçük sanatlar ve elişleri sergi- sinde kazanaların madalyaları dün tö. renle ve vali muavini B. Salâhaddin ta rafından dağıtılmıştır. Törende ticaret odası adına B. Veli Necdet ile İktisad vekâleti adına alâkalı daireler mensub- r C Pporis Hırsız hizmetçi yakalandı Yenişehirde Deliler ran Bn. Leman bir gezintiden döndük- tepesinde otu- ten sonra, yatak odasında bulunan beş lira parasının, üç altın bileziğinin, iki altın kol saatinin, bir elmas ve bir kır- mızı taşlr yüzüğün ve bir fantazi kor- don altın bileziğinin ortadan kayboldu- ğunu görmüş ve polise telefon ederek hâdiseyi haber vermiştir. Polis yaptığı tahkikat hırsızlığın evde hizmetçi olarak çalışan sonunda bu Hatice tarafından yapıldığı anlaşılmış ve eşya saklanılan yerde bulunmuştur. Tahkikata devam edilmektedir. Aşçı yamağının marifeti Ticaret lisesi talebe istihlâk koopera- tifinin aş evinde yamak olarak çalış- makta olan Ali oğlu Murad, mektebe a- id, kok kömürlerini çalmakta iken suç üstü yakalanmış ve polisçe tanzim edi- len evrakla birlikte cumhuriyet müdde- iumumiliğine verilmiştir. Sarhoş ve eli bıçaklı bakkal Gece yarışına doğru nında yatmakta olan Riza ve arkadaşı Nurinin yanına giderek kendilerine hü- cum eden ve ustura ile kendilerini ya- ralamağa çalışan bakkal Ahmed yaka- lanmış ve adliyeye gönderilmiştir. Ya- pılan muayenede Ahmedin kendini bil- sarhoş olduğu — görül- Emniyet ha- miyecek kadar müştür. Çocukları döven bir adam Sümer mahallesinde oturan Hasan ve Ahmed adındaki çocuklar polise mü- racaat ederek ayni mahalleden Osman ve Abdullahın kendilerini dövdüklerini idda etmişlerdir. Zabıta Osman ve Ab- dullahı cumhuriyet müddeiumumiliğine teslim etmiştir. ları hazır bulunmuşlardır. Madalya alanlar şunlardır: B. Bn. Nafıa Hüsnü Müberra, Hayriye Vasfiye, Afife, Zehra Bayar, Muazzez Adil Cebeci, Nigar Atlar, Berra, Mehlika Eskinazi, Mehlika Uluer, M. Adnan, Nadire, Mustafa Edip, Muzaffer, Be- tul Sedat Tarım, B. Servet Mazhar, F. Eltan, Necmi Ruy, Kemalettin, Ha« cı Bekir, Semahat, Münire, Josefin İ« rot, Hanife, Fuat, Hrfzr Saraççı, Mü4 nevver, Nigar, Mürvet. Millt küme maçları içimn bir toplantı Bir kaç zamandır spor meraklıları a- rasında bahse mevzu teşkil eden milli küme işi artık tahakkuk etmek üzere- dir. Futbolun memleket spor seviyesine göre ileri bulunduğu mıntakaların bi- rinci sınıf kulüblerini bir araya topla- mak ve aralarında maçlar yaptırmak şeklinde hülâsa edilebilecek olan milli kümenin teşkili bundan çok zaman ev- vel ortaya atılmıştı. Bu teklif, türk fut- bolünun yükselmesi bakımından fayda- lt görüldüğü içindir ki nihayet türk spor kurumu maddi imkânsızlıkları ber- taraf ederek milli kümenin faaliyetini temin edecek tedbirleri almış bulun- maktadır. Bugün saat 10.30 da türk spor kurumu as başkanı Bayazid me- busu B. Halid Bayrak'ın reisliğinde bir toplantı yapılacaktır. Bu toplantıda, futbol federasyonu azaları, İzmir ve İstanbul futbol ajanları BB. Adnan ve Zeki Riza, Ankara futbol ajanı buluna- caklardır. B. Adnan şehrimize gelmiş- tir. B. Zeki Riza bugün beklenmekte- dir. Toplantıda, milli küme fikrinin tat- bik şekli ve mali hususlar tesbit oluna- caktır. Milli kümeye İstanbuldan: Fener- bahçe, Güneş, Beşiktaş ve Galatasaray; Ankaradan: Gençler birliği, Ankara gücü; İzmirden: Altay, Göztepe kulüb- leri iştirak edeceklerdir. Sekiz kulüb yekdiğerini karşılıklı ziyaret edecekler se senedine sahip olan hissedarların mezkür hisse senetlerini top- lantı gününden bir hafta evel şirket idare merkezine tevdi ederek mukabilinde duhuliye varakası almaları ticaret kanununun 370 inci maddesi mucibince ilân olunur. Müzakerat Ruznamesi: 1 — İdare Meclisi ve murakib raporlarının okunması. 2 — Bilânço ve kâr ve zarar hesaplarının kabul ve tasvibi ile verilmesi temettülerin dağıtılmasına karar tebriyesi. 3 — Şirket esas nizamnamesinin 12 inci maddesine kur'a çekilmek suretiyle çıkan İdare Meclisi azalarının yerine di- ğerlerinin intihabı. 4 — İdare Meclisine ait tahsisatın tesbiti. 5 — Murakiplerin intihap ve tahsisatlarının tayini, 6 — Şirketle muamele yapmak için İdare Meclisi azalarına me- 1—-830 İdare Meclisi zuniyet verilmesi, ve idare meclisinin Maliye Vekâletinden: 1-6-1937 tarihinden itibaren tedavül mevkiinden evvelce ilân edilmiş olan nikel 25 kuruşluklarla bronz 10 kuruşluk- ların 1 kânunu evvel 1937 tarihine kadar tedavül mevkiinde kalma- sının takarrur etmiş olduğu ilân olunur. (443) Ankara Anonim Türl Sigorta Şirketinden: Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi hissedarları umumi heye- ti, 31 mart 1937 tarihine müsadif çarşamba günü saat 15 de Şirketin Ankarada Türkiye İş Bankasındaki idare merkezinde alelâde içti - ma edeceğinden işbu içtimaa iştirak etmek için en aşağı on hisse senedine sahib olan hissedarların mezkür hisse senetlerini toplantı gününden bir hafta evvel şirket idare merkezine tevdi ederek muka- bilinde duhuliye varakası almaları ticaret kanununun 370 inci mad- desi mucibince ilân olunur. Müzakerat Ruznamesi: tevfikan 1 — İdare meclisi ve murakib raporlarının okunması. 2 — Bilânço ve kâr ve zarar hesaplarının kabul ve tasvibi ile te- mettülerin dağıtılmasına karar verilmesi ve idare meclisinin tebriesi 3 — İdare meclisine ait tahsisatın tespiti. 4 — Murakiblerin intihab ve tahsisatlarının tayini, 5 — Şirketle muamele yapmak için idare meclisi azâlarına me- zuniyet vetilmesi, Ş 1—824 İdare Meclisi kaldırrlacağı 1—813 verilir. ZAYİ 1—812 ZAYİ kulundan almış olduğum mü yoktur; 331 - 332 - 333 senelerinde İz- İzmir Sultanisi eski talebele- rinden (105) sayılı ve (1318 doğumlu İsmail oğlu Hasan Feyzi ——— diereğmeRi ğ 928 - 929 ders senesi Balmu- mucu Dumlupınar şehir yatı o- detnamemi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hük- T. Oğuz 1—823 | Şilepçilik Istanbul, (Telefonla) — İstanbul« daki salâhiyetli makam şilep sahible« rinin endişelerini gidermek için şilep« çiliğin inhisar altına almmacağı hakkın- da bir gazetede çıkan haberi yalanla- mıştır. Hariciye tayinleri Berlin konsolosluğuna Odesa kon« solosu B. Selim, Odesa konsolosluğu- na Berlin konsolosu B. Ali Rıza, Haleb konsolosluğuna merkezden B. Faik Ziha ni, Milano kançılarlığına merkezden B. Ali Rıza tayin olunmuşlar ve Haelb muavin konsolosu B. Hikmet merkeze naklolunmuştur. Hayvanlardan alrnacak seromlar Ziraat vekâleti, halk elinde bulunan ayğırların rüam ve durin bakımından bakteriyolojik muayenelerinin yapılma. sını temin için, hayvanlardan alınacak seromların yüksek ziraat ensti bay- tar fakültesi hıfzıssıhha enstitüsüne gönderilmesini vilâyetlere emir etmiş- tir. Meteoroloji Enstitüsünün yeni binası Yeni ihaas orunan meteoroloji umum müdürlüğü Ziraat enstitüsü yanındaki meteoroloji enstitüsünden Yenişehire ta- şıgmaktadır. Hukuk Fakültesinde konferans Bugün Hukuk Fakültesinde saat 17,30 da profesör Mustafa Şercf Özkan tarafından “Memurlar ve memurlar hu- kuku,, mevzulu bir konferans verilecek, tir. ——— ve bu suretle bir yıl içinde ikişer defa karşılaşmış - olacaklardır. Federasyon milli kümeye girme ve çıkma şartlarını ve diğer hususları tesbit eden bir tali- matname hazırlıyacaktır. . KARMEN sazay Lokanta ve Birahanesinin Güzel salonunda yenilecek yemekler içilecek içkiler her yerden temiz leziz ve ucuzdur. Yüzde yirmi tenzilâtlı karneleri vardır. Evlere de yemek 2—811 ZAYİ Tatbik mühürümü kaybettim. mir sultanisinden aldığım tas- | Yenisini aldım. Eskisinin hük- diknameyi kaybettim. Yenisini | mü yoktur. Düriye alacağımdan eskisinin hükmü 1—824 olmadığını ilân ederim. Çok Ucuz Kiralık Apartıman Yenişehir Okula sokak 16 No. da 3 üncü kat 4 oda, 1 hol ve banyo. 2150 No. ya telefon edil- mesi, 1—821 ——— Kiralık mobilyeli oda Işıklar caddesi Nafiz apartı Kapıcıya müracaat. 1—789 şeha-