Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Bir inşa işi Ankara (Başı 1. inci sayfada) “Ankara” adına gelince, bu adın, Baykal gölünden çıkıp “Yensey”e dö- külen “Ankara” çayı kıyılarından gel- diğine şüphe yoktur. Etilerden sonra Ankaranın mukad- deratı karışık safhalar gösterdi. Firik- yalılar zamanında Ankara yaylasında Ziraat mukaddes bir sanat halini aldı. Galatlar Ankarayı büyük bir askeri mer- kez haline getirdiler ve bugünkü An- kara kalesinin esas temel plânları anla- şıldığına göre bilhassa Galatyalıların e- liyle bu son şeklini buldu. Galatya bir Roma vilâyeti haline geldikten sonra Ankara orta Anadolu- da ve Paflangonyada Romanın en bü- yük merkezi halini aldı. Ogüst zama- nında “Sebast” ve Neron zamanında “Metropol” diye anılan Ankara, Roma saltanatından, “Ankara Ogüsteum” u şeklinde o devrin en değerli âbidelerin- den birini “Oğüst vasiyetnamesi” di- ye tanılan dıvar mahkükâtı ile de Ro- ma Galatyanın en değerli tarih vesika- sını halâ saklamaktadır. Galatya ve Romadan sonra Arablar, Selçuklar ve Mogollar we bir çok iç A- nadolu beylikleri Ankarada sırasiyle yerleştiler. Selçuklar ve bu son beylik- ler zamanında Ankara zahiren şu veya bu devlete baş eğmekle beraber haki- katte şehir, korporasyonların elinde ta- mamiyle mahalli bir idare kurdu ve “A- hiler” idaresi diye anrlan bu idare An- karanın “1362” de Osmanlı türkleri ta- rafından işgaline kadar devam etti. Ankara dünyanın nasıl en eski mes- kün noktalarından biri ise ankaralı in- san da, oturduğu yurtta tarihi kıdemi en eskiye ve en derine uzanan otokton bir “Siteli” nümunesidir. Çünkü bu- günkü Anadolu türkü ile Ankaranın tarih? profilinde yer alan kavimler sil- silesi tamamiyle homojen “Homogene” bir ırklar zenciri teşkil eder. Galatya, Firikya ve Eti âlemini aşarak “Ahlatlı- bel” kampında iskeletleri bulunan “ilk Ankaralı” ya kadar uzanan bu kavim- ler silsilesi menşeini, son Anadolu türk- lerinin de geldiği ayni coğrafi kaynak- tan almıştır Kİ * Binaenaleyh her kavim kendi yur- dunda dahi bir parça muhacir sayılabil- diği halde türkler Ankara sitesinin ta- rih öncesinden beri yerlisidir. Hülâsa, Ankara yaylasında siyasi renklerin ve dinlerin daima değişmesine rağmen ta- rTih öncesinden beri bu yerin öz sahibi olan insan, şimdi bu-öz yurdunda yeni bir inşa işine girişmiş ve bu yeni inşa işinde insan neslinin bütün keşiflerini, tecrübelerini, ve fütuhatını bir araya toplamak istemiştir. sEK Bir kararın sırrı: -— » > 4 İşte yeni Ankara problemi budur. Ve görülüyor ki Anhadoluda Ankara, milletimiz için tesadüfeti seçilmiş bir devlet merkezi değil,otoktonluğun ve toprağa bağlılığın bir senbolüdür. Yur- dumuzun ortasında, yurdumuzun, en tarihi noktasında bulup onu yeni bir - devlete merkez kılmak' mefküresi, bize bu yeni devleti bağışlayan Şefimizin hayalinde daima canlı olarak yaşamış- tır. Bu itibarla yeni Ankara, Şefimizin ve Rehberimizin dimağında bütün ana hatları evelden tasarlanan büyük hare- ket ve icra plânının artık tahakkuk et- miş bir unsurudur. Halbuki bir çok yabancılar ATA- 'TÜRK'ün İstanbul ve Anadolunun gü- zel sahil bölgelerini brrakarak bu orta Anadoluya çeki!lmek kararını anlıyama- mışlar veya bu intihabta sadece bir mil- 1 müdafaa endişesinin hakim olduğu- nu sanmışlardır. Halbuki bu kararın ve bu intihabın sırrı yeni Türkiye proble- minin yalnız askeri değil, politik, sos- yal ve kültürel bir çok” esaslarını izah edecek kadar mühimdir. Bu karar bir bütün milletin gözlerini ve istikbal i- çin ümidlerini bizzat kendi özüne, biz- zat memleketin özüne çevirmek gibi başlı başına bir inkilâbın bir karar şek- Jine girişidir. Bu kararda türk milletini kendi kaynaklarına yaklaştırmak, asiı- nı, tarihini ve dilini tanımaya sevket- mek, kendi benliğine sahib kılmak gibi şümu'lü ve istikamet verici bir mahiyet vardır. Modern zihniyet ve modern teknik: Ankara mevcud olduğu zaman'arda Atina ve Roma yoktu. Alplar nahiye- sinde belki de ancak göl evleri vardı. Alpların ötesinde ise henüz mesken mevcud değildi. Ankara Avrupa kıta- siyle Anadolu yarım adasında dünyanın en eski şehridir denilebilir. Fakat Alpların ötesinde yalnız mes- kenler değil, insan hayalinin masallar- da bile tasavvur edemediği inşa muci- zeleri yaratılırken Ankara gittikçe top- raklaşan kasvetli bir yığın haline geli- yordu. Türkiye cumhuriyetinin merkezi ilân olunduğu zaman Ankara, bütün Avrupa kıtasiyle Anadolu yarımadasın- da dünvanın en harab ve kasvetli bir şehri idi. Bunun için Ankarada her şeyi ye- nidsn yapmak lâzımgeldi. Yeniden yap- mak, veniden kurmak ve bu arada hat- tâ tabh'-te dahi bağlı kalmıyarak bilâ- kis tabiatı da yeniden işlemek ve onu da insan iradesine tabi kılmak, işte An- karadaki inşa işinin esası budur. Bu itibarla yeni Ankara, milletimi- zin bir taraftan devamlılık ve yerleşme, diğer taraftan da inşa tabiatının yeni bir uyanışıdır. Bunun içindir ki yeni Ankara bir taraftan modern zihniyetin, diğer taraftan da modern tekniğin bir mucizesi şeklinde ve yeniden kurul- maktadır. Çankaya: Yeni Ankaranın plânı bu 4000 yıl- lık şehrin en hakim tarassut noktası o- lan Çankayadan çizildi (1). Zaten bütün Anadolu milletlerinin hatıralarını saklıyan eski Ankara kale- sinin önüne serilecek modern medeni- yet eserinin müstakbel siloetini Çanka- ya tepesinden olduğu kadar hiç bir noktadan daha tam ve daha güzel ta- savvur etmek kabil değildir. Ankaranın yeni dev!'etin merkezi 0- larak şekilleşmesi hareketi ATATÜRK'- ün Ankaraya 27/birinci kânun/1921 de ilk ayak basışı ile başlar. O tarihten sonra Ankara Türkiyenin ve Çankaya da Ankaranın kalbidir. O tarihten son- ra Türkiyede meydan alan her hare- kette Çankayanın, yani bizzat ATA- TÜRK'ün istikamet verici ve mahiyet tayin edici kati damgası vardır. Bu itibarla yeni Ankarada da her şey onun sezişine göre ve onun istediği ebatta çizilmiş ve sıralanmıştır. ATATÜRK bütün ulusun başı, bü- tün ulusun en büyük askeri, en büyük kültür adamı ve en büyük öğretmeni ol- duğu gibi yeni Ankaranın da en büyük mimarıdır. Bir tabiat ve ınşua mucadelesinin başlangıcı: Milli mücadelede ecnebilere göre Ankara, milli mücadele rehberleri için muvakkat bir merhale sanılıyordu. Biz- zat türk halkı için de, türk devletinin ideal ve ebedi merkezi İstanbul olarak görünüyordu. Bu sebeble ATATÜRK'ün “Anka- ra yeni Türkiyenin merkezi olacaktır.” kararı evvelâ en soğukkanlı inkilâbçıla- ra bile baş döndürücü bir karar gibi gö- ründü. En cüretli insanlar ve en salâhiyetli fen adam'arı bile Ankarada medeni bir sığınak yaprlamıyacağını, stepleşmiş Ankara yamaçlarının fidanları yakaca- ğını ve asırlardanberi susuz kalmış va- dilerin baraj sularını yutarak bentleri susuz bırakacağını, hülâsa Ankaranın yeşilden ve çiçekten ebediyen mahrum kalacağını düşünüyorlardı. ATATÜRK”- ün bu endişelere karşı bütün cevabı, An- karanın en çorak bir yamaçında bugün bir yeşil ağaç denizciğinden başka bir şey olmıyan “Gazi Orman Çiftliği” ne ilk tohumu atmak oldu. Şimdi bu çift- lik yeni Ankaranın methalinde muvaf- “ fak olmuş bir inşa işidir. Ağacın, beto- nun, asfalt ve elektriğin Anadolu ste- pinin simasını nasıl değiştirebileceğine ve nasıl değiştirebildiğine bundan canlı bir misal olamaz. Şimdi bu yeşil çiftlik yeni Ankaraya girerken nasıl güler yüzlü bir methal teşkil ediyorsa, tek gölgesi olmıyan sa- rı step ortasında bu yeşil bir orman çift- liğinin kurulması için verilen karar da yeni Ankaradaki tabiat ve inşa müca- delesinin öylece tarihi bir başlangıcıdır. ATATÜRK yeni Ankarannı yalnız en büyük mimarı değil, ayni zamanda bizzat ve filen en büyük inşacısıdır. Yeni Ankara plânı: Yeni Ankaranın teknik plânı hak- kında ilk direktif daha cephelerde mil- li mücadelenin bitmesiyle beraber ve- rildi. Bu direktif dahilinde ilk teknik plân 1927 de artık ele alınmış ve ilk ye- ni binalar meydana çıkmış bulunuyor- du. Yeni Ankara p'ânının ilk vasfı şeh- rin hem eski kısmını, hem de eski kale nüvesi etrafına kurulacak yeni şehir sa- hasını plân çerçevesi içine almasıdır. Bu eski şehir nüvesinin yeni ve modern şehir çerçevesi içinde yer almasının ma- nası ise daha evelki izahlarımızla anla- şılmış olsa gerektir. İlk plân eski şehrin bazı ana hatlariyle, eski şehrin dışında ve yeni devlet kadrosunun acele yerleş- tirilmesi için lâzım olan yeni bahçeli ev- leri ihtiva eden bir başlangıç plânı idi. Bu ilk başlangıç plânından sonra şehrin gelecekteki asıl bünyesini kül halinde verecek büyük ve hakiki plânın mey- dana getirilmesi işine girişildi Yabancı şehircilik mütehassislarının iş bir'liğiyle bu kati plânın hazırlanması da 1928/1. ci kânununda tamamlandı ve ondan son- ra Ankarada geniş bir inşa hareketi başladı. Cüumhuriyet Ankarayı 25,000 nüfus- lu harab bir provens şehri halinde bul- du, bataklıklar, sıtma ve susuz'uk vak- tiyle ve nisbeten mamur olan Ankarayı gittikçe ıssızlaştırıyordu. 1927 de bu nü- (1) ATATÜRK'ün evi Çankaya te- pesindedir ve bu tepeden bütün Arka- ra yaylası rulyefi en hak'm bir şekilde görülür. maçları Birkaç sayı önce, Ankara Gücü ku- lübümüzün birkaç Avrupa takımını, bay- ramda karşılaşmak üzere, davet ettiğini haber vermiştik. Bu takımlar Ankara sahalarının temin edemiyeceği mıkdar- da para istediklerinden getirtilmelerin den sarfınazar edilmiştir. İşittiğimize göre, bayram günlerini spor faaliyeti ile geçirmek üzere Kırık kale, Çankakaya, Demirspor Ankara Gü cü kulüplerimiz bir turnova tertibini dü: şünmektedirler, Bu turnovanın galibine verilmek üzere de Türk Spor Kurumu ikinci başkanı B. Halid Bayraktan or- taya bir kupa konulması Tica edilecek- tir Tactil günlerini heyecanlı maçlarla geçircecek olan bu turnovanın tahakkuk etmesini © İleriz, Spor teskiiâ,tında değişiklik yok Ankara ve İstanbul spor bölge baş- kanları ile ajanlarında genel merkezce değişiklik yapılacağına dair çıkan ha- vadislerin asıl ve esası olmadığı Spor Kurumu Genel Merkezince yalanlan- maktadır. fus 75,000 oldu. Bugün Ankara 130.000 nüfuslu bir şehirdir. Ankara için hede- fimiz olan nüfus mikdarı ise “300.000” dir. Binaenaleyh yeni Ankara her hu- susta bu insan kadrosuna göre hesab- landı. Her şeyden evvel, Anıkaranın i!k ba- kışta müsaid görülmiyen tabii çerçeve- sini ıslâh etmek lâzım geldi. Menba su- larının azlığı, malaryalı bataklıklar, şe- hir sahasının çıplaklığı ve sonra da mevcüud eski Ankaranın yeni yaşayış tarzları için katiyen uygun olmıyan bi- na ve kuruluş tarzı derhal genis bir mücadele mevzuu oldu. Bu inşa işinde en büyük mücadele- nin bilhassa, Ankaraya temiz ve bol su temini sahasında cereyan ettiğini has- saten kaydetmek itab eder. Bir takım iptidat kuyular istisna edilirse eski An- karada nüfus başına düşen şehir suyu günde ancak beş litereden ibarettir. Bugün Ankarada nüfus başına 100 lit- re su problemi artık halledilmiştir ve yalnız Ankara barajında 25.000.000 lit- Te su emre hazır bulunmaktadır. Şehri saran dağların suları ayrıcâ mahzenler- de toplanmakta ve bun'ar müteaddid filitre istasyonlarından geçtikten sonra şehre verilmektedir. Su mücadelesiyle beraber drenaj, batak'ıkların kurutul- ması, toprakların ıslâhiı, büyük yol'ar ve bulvarlar açılması, ağaçlandırma ilk ameliyeleri teşkil etti. Bundan sonra şehir plânında ikamet saha arı olmak üzere ayrılan yerlerde bugünkü mimarinin en yeni şartlarına göre kurulmuş yeni ve yeşil bir şehrin süratle yükseldiği görüldü. Memleketin idare kuvvetleri Anka- rada merkezleştirilmiş ve Devlet mahal- lesi, Yenişehir kısmının en salabetli mihverini teşkil etmiştir. Yeni mekteb- ler, hastahaneler, enstitüler, sosyal ve kü'türel teşekküllerin binaları sanayi sahaları bu mihver etrafına serpiştiril- miştir. Bu mimari kuruluş yeni parklar, âbideler, parklı sokaklar, umumi bah- çeler, spor yerleri, milli bir stad, ipod- rom ve uçuş meydanı ile tamam'anmak- tadır. Şimdi, eski Ankara şehrinin 15 misline müsavi olan bir sahada yeni in- şaat süratle ilerilemektedir. Arıkara sıh- hi bir şehir, bir spor şehri, bir kültür merkezi olmak üzere süratle gelişmek- tedir. Ankaranın en büyük mazhariyeti Maamafih tarihin en asil şehirlerin- den biri ve yeni Türkiyenin merkezi o- lan Ankaranın en büyük mazhariyeti, türk inkilâb ve teceddüd hareketinin en büyük yapıcısı ve milletimizin Şefi ve Atası olan ATATÜRK'ü sinesinde ya- şatmasıdır. Devletimizin Reisi olan A- TATÜRK Ankaranın hemşehrisi ve Büyük Millet Meclisinde Ankara me- busudur. Yeni Türkiyenin yaratılış hareketi- nin, milletimizin teceddüd işinde başa- rılan askeri, politik, sosyal ve kültürel hareketlerden hiç biri yoktur ki ATA- TÜRK o hareketi Ankarada düşünmüş ve hazırlamış olmasın. Bu itibarla A- TATÜRK ismi ve Ankara tarihte da- ima birbirlerine bağlı kalacaklardır. Ve bu hal Ankaranın bütün tarihi hatıra- tından daha üstün olan en büyük ve nezedilmez bir mazhariyettir. 19-2--1937 , Maraş Kurluluşu I _ Maraş kurtuluşunun on yedinci yıldönümünün memleketin her ta- safında büyük törenle kutlandığını yazmıştık Maraş muhabirimiz Maraşta yapılan törene aid resimleri gönder- miştir. Yukardaki fotograflarda merasimde bulunanları ve milli kıyafet- lerini giyinen kahramanları görüy orsunuz. Gümrük müfettişleri toplantısı bitti Bir haftadanberi devam etmekte 0- lan gümrük müfettişleri toplantısı dün sona ermiştir. Müfettişler toplantıda görüşülen tezlerine aid raporlarını ha- zırlıyarak vekâlet makamına vermişler- dir. Bu raporlar vekâlet müdürlerinin tetkikinden geçecek ve gümrüklerin tef- tiş usulleri hakkında yeni kararlar ha- zırlanacaktır. Talimatname ve umumi tahri- ratlar resmi gazete ile neşredilecek Talimatname ve umumi tahriratla - rın resmi gazete ile neşrolunması hak- kında Başvekâlet alâkalrlara bir tamim yapmıştır. Tamimi yazıyoruz- “Nizamnamelerin hükümlerini ay - dınlatmak, kanun ve tatbiklerinde memurlara yol göstermek, nizamnamelerin kanun ve nizamnamelere muvafık hü - kümleri ihtiva etmek üzere bir Vekâ - let tarafından yalnızca veya alâkalı Ve- kâletlerce beraberce veyahud İcra Ve- killeri Heyetince kaleme alınan tali - matnamelerin bundan böyle resmi ga- zeteye dercettirilmesini ve muamelele- lerdeki ehemiyeti itibariyle halkın bil- mesi lâzım gelen umumi tahrirat ve ta- limatnamelerden neşri lâzım gelenle - rin ayrılarak Başvekâlet neşriyat mü - dürlüğüne gönderilmesi rica olunur.,, HAVA Antalyada sıcaklık sıfırın üstünde 20 Meteoroloji enstitüsünden verilen malümata göre dün şehrimizde hava öğ- leye kadar bulutlu geçmişse de öğleden sonra açılmıştır. Günün en düşük sühu- neti sıfırın üstünde 1, en yüksek sühu- neti de 7 derecedir. Dün yurdun Rize, Samsun, Erzurum, Kars, Muş, Kilis ve Diyarbekir çevreleri yağışlı geçmiştir. Yağış Erzurum, Kars ve Muşta kar, di- ğer yerlerde yağmur şeklinde olmuştur. Dün yurdda en düşük sühunetler evvel- ki günden 1 - 4 derece arasında soğu- muştur. En düşük sühunetler sıfırın al- tında Malatyada 4, Boluda 5, Erzurum- da 6, derecedir. En yüksek dereceler sıfırın üstünde Nazillide 16, Adanada 17, Dörtyolda 18, Antalyada 20 derece- dir. Toprak ve taş nakli Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden : Çocuk Sarayı caddesinde kurumu- muza aid arsadan kazılacak toprak ve taşın sergievi ile istasyon arasına dö- külme işi pazarlıkla ihale edilecektir. Talib olanların kurum muhasebesine müracaat etmeleri. a