A — 2 Yeni, eski kitablara teliflere tercüme Gün geçmiyor ki posta, memle- ketin her tarafından, telif veya ter- cüme, bir iki kitab getirmesin. Yeni harflerimizle tertib olunan eserler- den, çok yakında, yeni bir kütüpha- ne teessüis etmiş oalcağına inanabi- liriz. Bu harflerle okumağa başlayıp bu yıl liseyi bitirecek olan gençlere, kendilerinden önceki nesiller, oku- yacakları kitabları hazırlamakta ha- sis davranmıyorlar. Milletlerin — de- vam ve bekasının sırrı da bunda de- ğil midir? Dayanışma göbekten gö- beğe intikal etmelidir ki milli vatan, millt tarih, kısaca milletin kendisi tekevvün etmiş olsun. Umumi harbta bir kumandan, bir nefere sormuştu: — Vatanın neresidir, senin? — Beledis köyü! Bizim çocukluğumuzda mesnur olan Emile Faguet, vatan, millet, hürriyet gibi, bazıları için böyle Be- ledis köyü kadar dar mefhumlu söz- leri, izah eden risalecikler neşreder- di. Bunlardan “Vatan” tekrar elime geçti: “Vatanım, bütün geçmislerim; tarihim; köyümün cçayırları üzerin- den esip bana onun cçiceklerinden kokular getiren rüzgâr; gece ağus- tosböceklerinin haykırışmelarımı din- lediğim dağ tepesi; sen; ben; hepi- miz vatan... vatan, konuştuğumuz dilin kendisi: büyük ninemin şimdi işitir gibi olduğum sesi; cedlerimin yazdıkları kitablar; evimde duvar- ları süsliyen levhalar, kaldırımlar ü- zerine ayaklarnın çarbışmı duydu- ğum asker kıtuı mektebe giderken önünden gectiğimi hatırladığım anıt, vıtınııııdıı' benım... 4 Vatanı böyle tarif etmek müm- kün olduğu gibi, meselâ tarihi de, şu, fars hikâyesindeki üç kelimeye irca etmek kabildir: Doğdular, muz- tarib oldular ve öldüler. Halbuki tarih bu kadar basit bir kronoloji değildir. Larousse basıne- winin neşretmekte olduğu “büyük ansiklopedik memento” da Norbert Dufourcg'un tarih ve tarihin mev- zuu hakkındaki'şu fikirlerini beğe- nir misiniz ? “— Tarih, en geniş ma- nasiyle tarif edildikte, geçmişte vu- kubulmuş her türiü hâdiselerin hikâ- ye veya sistematik izah şeklindeki i- fadesidir. O, yalnız. milletlerin ve dev- letlerin âdeta hayatlarıım dış tarafını teşkil eden siyasi ve askeri hâdisele- rin tetkikini değil, aynı zamanda her millete mahsus olan ve onun tekâ- mül ve tesirini anlatan ahlâkı ve di- ni fikirlerin, âdetlerin, artistik, ede- bi ve fenni medeniyvet sekillerinin bilgisini de ihtiva eder. Tarih, vakı- ayı hâdis olduğu andan müstakil ola- rak arayan diğer ilimlerin aksine, o- lere dair Fransızca bilenterimiz daha çok olduğu için fransız eserlerinden bir- kaç misal getirelim: on sekizinci a- sır teliflerinden Manon tercüme edil- miştir. Fakat o asrın en büyük mü- tefekkirlerinden Voltaire'den, Mon- tesgieu'den, Marivaux'dan, Buffon'- dan dilimize hemen hiç bir şey nak- ledilmemiştir. Rousseau'nun Dide- rot'nun, Stağl'in de hangi eserleri li- sanımıza kazandırılmıştır? On do- kuzuncu asır muharrirleri hakkında da aynı mütalea doğru değil midir? Thiers, Guizot, I, de Maistre, Thier- ry, Proudhon, Michelet, Tocgueville, Renan, Taine, Darwin, Ribot, hattâ Bergson, hattâ Henri Poincare, bizde eserleriyle değil, ancak - isimleriyle tanınmış büyük muharrirler değil- midirler? eri almanlar için de, ingi- iler ve veniler için rlrvabılırız gımiz, kendisine e vakı ve nasıl leri tercurhe ettmk ni duğu, geçen sene, sık sık nusu oluyordu. Gelişi güzel intihablarla yapıl- makta olan münferid tercümelerle mümkün olduğunu düşünebiliriz. Yani, Kültür Bakanlığımız dilimize çevrilmelerini muvafık gördüğü en- ternasyonal değerde eserlerin bir lis- tesini neşredecek ve: “Bunları ter- cüme ve neşrederseniz istediğim ka- darını tercihan alırırm” diyecek olur- sa, sanırız ki, iyi niyetler mükâfat- landırılmış ve önceden tasnif edil- miş büyük bir kütübhanenin teessü- süne doğru sağlam bir adım atılmış olacaktır. Geçen gün bir dost Eflatun'un “Devlet veya Cumhuriyet” ini ge- tirerek beraberce tercüme etmemizi dot'u, Omiros'u kim tercüme ede- cekti? Büyük bir binanın kurulması bek- lenirken onun bütün malzemesinin teker teker geleceğinden emin ol- mazsanız sizin getireceğiniz kum ta- nesi - bir kum tanesidir ama - o bina- nın bir gün tamamlanacağı ümidini size ne dereceye kadar verebilir? Nasuhi BAYDAR F- Gehe * bu kararı ve o niyeti telif etmenin * teklif etti. Aristofan'ı, Öripid'i, Hero- ULUS Yeni basılan sümüş paralar İstanbul, 18 (Telefonla) — bir kanunla basılmakta olan gümüş paraların mikdarı 9 milyon kuruş da- ha arttırılmıştı. Eski kanuna göre 16 milyon liralık basılacaktı. Darbhane 16 milyon liralık gümüş paranın ke- Yeni silmesini hazirana kadar bitirecek ve hazirandan sonra da 9 milyon İlira- lhık gümüş paranın basılmasına baş- lıyacak. Darbhanede 10, 5, ve 1 kuruşluk nikel paraların basılmasına devam edilmektedir. Bronz 10 paralıkların kalıbı hazırlanmıştır. Yeni on para- Irklar 25 kuruşluk gümüş paradan bir milim kadar küçüktür. Bunun bir ta- rafında on para yazılı diğer tarafın- da da ay yıldız sembolü ve Türkiye cumhuriyeti yazısı vardır. On para - Lıklara ay yıldız bayrağımızdaki gi- bi konmuştur. Maliye Vekâleti bunu kabul ederse derhal basılmasına baş- lanacaktır. On paralık!arın kenarın- da Türkiye cumhuriyeti remzi tur. yok- Yeni köy eğitmenleri Maacit ve Ziraat vekâletleri tarafın dan Eskişehir Çifteler çiftliğinde ye- tiştirilen 79 köy eğitmenine (yetiştiri- ci manâsında olmak üzere köylü erbaş- lara bu ad verilmektedir.) İlâveten Anka- ra merxsz kazasiyle Çıbuk, Polatlı ve Ayaş kazalarından yüz erbaş seçilmekte dir. Bunlar yeni açılacak kurslarda ders görecekler ve çalışmakta olanlar gibi köylerde vazife alacaklardır. || KÜÇÜK HABERLER * Halkevi, B.-Ercümend Behzadı rejisör ve Bn. Dürünev'i sahne memuru olarak angaje etmiştir. İki sanatkâr a- matör gençlerin yetiştirilmesi işlerin- de çalıştırılacaklardır. >* İkinci orta okul müdür ve mual- limleri, aralarında fakir talebelere yar- dım maksadiyle kurdukları sandıkta bi- riken paralarla, bayramda kimsesiz ço- cukları sevindirecej elbise ve ayakkabı . lâyiha 192 10W —— Eregli şirketinin satın alınma kanun projesi hazırlandı Etibank için 1.500 000Oliralık! fazla tahsisat konuyor İktisad Vekâleti Ereğli şirketinden alınan liman, demiryolu ve madenlerin Kozlu ve Kilimli demiryollarının işle- tilmesi ve havzadaki deniz işlerinin in- hisar altına alınması hakkında bir ka- nun projesi hazırlamıştır. Vekâlet 1lâ- yihanın hazırlanması sebeblerini lâyi- hada geniş ve etraflı bir şekilde izah etmekte ve “Bunların rasyonel bir şe- kilde işletilebilmesi, Karadenizin ve fırtınalı açıklarında selâmetle başa- rılması için bu taşıma ve doldurma işle- rinde ciddi bir disiplinle hareket edil- mesi zaruri görülmüş ve bu sebeble bu hazırlanmıştır.,, — demektedir. dolayısiyle aynen sert Projeyi ehemiyeti neşrediyoruz. : 1 — Hükümetle Eregli şirketi ara- sında imzalanmış 28 ikinci teşrin 1936 tarihli mukavele mucibince hükümete geçen madenlere, liman ve demiryolla- rına aid bütün haklar, menfaatler, mülk- ler, arazi, tesisiyle ve mevcudlar doğru- dan doğruya Eti Bank kanunu mucibin- ce kurulacak müesseseye devredilmiş- tir. Bu devir muamelesi tapu harcı ve diğer vergi ve resimlerden muaftır. Eti Bank'a devir: 2 — Hükümet tarafından işletil- mekte olan Kozlu ve Kilimli demiryol- ları bütün müştemilâtiyle beraber bi- rinci madde mucibince kurulan mües- seseye Eti Bank kanunu tarifleri daire- sinde devredilmiştir. 3 — Zonguldak limanındaki bütün doldurma ve boşaltma işleri ile Eregli (dahil) den Filyos (dahil)e kadar hav- za ağız ve mevkilerinden bu hududlar içinde yapılacak kömür nakil, doldur- almışlar ve dağ; dır. * Dahiliye Vekâleti yeni rine hazırlanan Köy büdce nümunele- rini vilâyetlere göndermiştir. * Çubuklu gümrük idare memurlu- ğu gümrükler umum — müdürlüğünce lağvolunmuştur. * Gümrük tarife kanununun otu- zuncu maddesi mucibince tarife tatbik- lerinden doğan anlaşmazlıkları hallet- mek üzere -1937 senesi için İstanbul ti- caret ve sanayi odasınca seçilen eks- perlerin isimleri alâkalılara bildirilmiş- tir. usul üze- ma ve Doşa ni lınmıştır. Bu ın.hısar bırmcı maddede de bahsolunan müessese! tarafından işle- tilir. 4 — Yukardaki maddelerde yazılı işleri yapmak için Eti Bank sermayesi- ne mahsuben tediye edilmek üzere Ma- liye Vekâletinin 1936 senesi büdcesine 1,500,000 lira tahsisat konulmuştur. 5 — Hükümetle Eregli şirketi ara- sında imzalanmış 28 teşrinisani 1936 ta- rihli mukavele mucibince Eregli sirke- tine hazinece ödenecek satınalam bede- nu zamanmda bulmağa ve hâdiseyi- kendi konkre muhitine yerleştirmeğe mecburdur.” Fakat kaydetmeliyiz ki postanın sık sık getirmekte olduğundan bah- settiğimiz yeni eserler arasında La- Yousse'un neşriyatı ciddiyetinde o- lanlara rastladığımız nadirdir. Bu nadir eserlerden birkaçını zikrede- lim: Remzi Kitabevi Andr& Gide'in Şerif Hulusi tarafından tercüme e- dilmiş olan İmmoralist'i ile Maksim Gorki'nin Mustafa Nihad tarafından dilimize çevrilmiş olan Stepte'sini bu yakınlarda basmıştır. Gide bugün okunan muharrirlerdendir. Gorki, tanımamız lâzımgelen üstadlardan- dır. Fakat, şahsen kendimizi de istis- na etmiyerek, itiraf etmeliyiz ki bu gelişi güzel intihablar neticesinde meydana gelmekte olan tercümeler kütübhanesi karışık, tasnifi zor, fay- dası mahdud olmağa mahkümdur. Buna karşı, münferid teşebbüs ve gayretlerin yekünu da azımsanaını- yacak kadar büyüktür. Acaba bu münferid teşebbüs ve gayretlere müşterek bir gaye göster: mek, yani tercüme edilmelerinde u- mumi menfaat görülen tanınmış ve beğenilmiş internasyonal eserlerin bir listesini hazırlayıp - ilân etmek doğru olmaz mı? 1836 senesi 31 ikinci kânunda çikan bir emirnameye istinad etmektedir. Üniversitenin açılış töreni 31 mayısta yapılmıştır. O zaman, sayısı 52 den i- baret olan talebeye ders vermeğe baş- lamadan rejime sadakat yemini eden profesörlerin sayısı 33 idi. Fakat, üni- versitenin hukuk, tababet ve edebi- yat şubelerinde her yaştan 75 kadar da dinleyicisi vardı. Bugün Atina üniversitesi talim heyeti 111 profesör ve 62 doçentten mürekkebdir. Bunlar beş yüzü kız olan dört bin gence ders vermektedir- ler. Atina, 17 nisanda yapılacak olan törene, şimdiden hararetle hazırlan- maktadır. Yüz yıllık üniversite! Elen dostla- rımızı şimdiden tebrik edelim. Şoförler olmasaydı! Amerikada yapılan bir istatistiğe göre 1936 senesinde doktorlar, şoför- lerin umumi kazancının ancak yarısı- nı kazanabilmişlerdir. Lynchburg News gazetesi bu babe- rin altına şu cümleyi ilâve ediyor: — Eğer şoförler ve otomobiller ol- masaydı bu kadar da kazanamazlar- dı! Dünkü gazetelerde Haliçte Van gölü için yapılmakta olan vapurlar- dan bahsolunurken. «,,evvelâ mon- te edilecek, sonrı demonte edilip...,, deniyordu. Turkçe bilmiyenlerin e- linden ne çekıyoruz? Monte ile dg- monteyi kullanmağa ne lüzum var? Biz türkler bu mefhumları “takmak,, ve “sökmek,, tabirleriyle karşılarız. Gemi de, iğreti lev gibi, takılır ve sö- külür. Herkes tiirkı';eıinin noksanını biz- zat türkçenin kusuru olarak kabul ettireceğini zannetmeğe başladığın- dan beri hakikaten garabetlere düş- meye başladık. Uykusuzluğun derecesi Uykusuzluktan tabit türlü şikâyet- To- peka State Journal'ın bahsettiği şu ler edildiğini duymuşsunuzdur. şikâyeti duymuş muydunuz? “Bir kadın, uykusuzluktan şikâyet ederken diyordu ki: — Uyanmak, kalkmak, işe başla- mak lâzımgeldiği saatte bile gözü- me uyku girmiyor'” Aıi_ııa_ Evlenme üniversitesi %/VI/I/Ç/İ/%/'V istatistiklerinde Atina üniversitesinin kuruluşu Nece konuşuyor? İngilterede 1935 de yapılmış olan evlenmelere dair dikkatdeğer ista- tistikler neşredilmiştir. Meselâ 2008 mukavelenamede yaşlarının zikredilmemesini istemiş- lerdir. 4356 kadın ve 10.079 erkek de 55 yaşında evlenmişlerdir. kadın, evlenirken, Büyük bir gazeteci öldü İngiliz gazetecilerinden Sir Perci- val Philips geçen gün Londrada öl- dü. Bu zat Daily Mail muhabiri olarak birkaç defa “devri- gazetesinin âlem,, yapmıştı. İki sene kadar evvel, Nortchliffe House ile bir anlaşmazlık yüzünden gazetesini bırakmış ve Daily Telegraph'a geçmişti ve bu gazete tarafından gönderilmiş olduğu Adis - 'Ababa'da meşhur petrolcu Rickettin yapmakta olduğu müzakereleri ortaya çıkarmıştı. Kıymetini bilememiş olan Daily Mail'den de, Habeşistanda bu- lunduğu sırada intikam almıştı: Bu gazete, çoktan havadissiz kaldığı mu- habirinin nerede bulunduğunu ingiliz elçiliğinden sormuş ve bunu Percival Philips öğrenince, Daily Mail'e şöyle bir telgraf çekmişti: “— Muhabiriniz burada değilse de ben buradayım..,, li taksitleri tediye yapıldıkça Eti Banli sermayesine mahsub edilir. maddede bahsolunan müessese kömür havzasındaki doldur« ma teşkilâtında çalıştırılan ve iş birli- ğinde kayıtlı bulunan kayıkları satın a« lır. 6 — Birinci Kayıklarını satmak istiyenler: A: Kayıklarını satmak isteyenler bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde arzuhal ile Zon- guldak vilâyetine müracaat ederek bu isteklerini bildirirler. Bir çok şahıslar tarafından tasarruf edilen kayık için verilecek arzuhalin bütün hisse sahibleri veya vekilleri tarafından imzalanması yahud her hissedarın ayrı ayrı arzuhal vermesi lâzımdır. B: Zonguldak vilâyetinde vâlinin reisliği altında biri kömür havzası fen heyetine dahil mühendisler arasından, biri belediyeden ve diğeri ticaret ve sa- nayi odasından olmak üzere üç azadan mürekkeb bir komisyon teşkil ve kayık« ların kıymetleri bu komisyon tarafın- dan takdir olunur. C: Komisyon kararlarını ekseriyet« le ittihaz eder. Reyler musavi olursa reisin bulunduğu tarafın reyi tercih o« lunur. Bu kararlar hususi bir deftere yazılarak komisyon reisiyle azaları ta-< rafından imzalanır. Kararların birer suretini Zonguldak vilâyeti taraflara tebliğ eder. Karara itiraz D: Tebliğ tarihinden itibaren 15 gütn İktisad Vekâletinec ararlar aley . Aleyhine itiraz edilen kararlar İk- tisad Vekâleti deniz müsteşarlığı müte« hassıslarından tayin edilen beş kişilik bir heyete tetkik ettirilir. Bu heyetin takdir ettiği kıymet kati olup Zongul« dak vilâyeti vasıtasiyle alâkalılara bil« dirilir. içinde müracatla E: Takdir edilen kıymeti beğenmiyeri kayık sahibleri kayığı satmaktan fera- ğat edebilir. Kira ile kayık kullanmak: F: Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten kıymet takdir muameleleri katileşeceği tarihe kadar birinci madde- de yazılı müessese bu kayıkları, nakle- decek beher ton kömür için 3 kuruş i- car bedeli vererek kullanabilir. 7 — İşçi birliğince vücude getiril- miş olan halen mevcud doldurma bo- şaltma işleriyle alâkalı tesisler ve vasıta: ları birinci maddede yazılı müessese- se satın alır. Bunların kıymeti altıncı madde mucibince takdir olunur. Mües- sese, kıymeti bu suretle takdir edilen tesisatın bedelini işçi birliğine öder. İşçi birliği bu bedeli deniz işçlerinden işletme masrafı olarak kesilmiş meb- lağdan sarfedilmemiş bakiye ile birlik- te irad kaydeder,. 8 — Liman, kayık, demiryolu ücret- leri ve gemilere verilecek — su bedeli birinci maddede yazılı müessese tara- fından hazırlanır. Ve İktisad Vekâle- tince tasdik edilecek tarifelere göre a- lınır. Yeni tarifelerin tasdikine kadar bu kanunun neşri tarihinde tatbik edil- mekte olan tarifelerin meriyeti devam 'eder. Su işleri malzemesi hakkında bir nizamname Dahiliye Vekâleti vilâyetlerde yapı- lan su tesislerinde kullanılacak çelik boruların taşıma işleri, boru izorasyon- larının tamiri, tranşenin tanzimi usul ve şekilleri hakkında bir talimatname Ha« zırlamıştır.