Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
18 — BİRİNCİ KÂNUN — 1936 CUMA F b Fize tin rüştü içtimaisiyle mütenasib bir dereceye varmasını, milletin bu tenasübü temin et- mesini temenni ederim.,, “Kızılay âzâ adedinin, mille- bütün KAMÂL ATATÜRK — HER YERDE 5 KURUŞ ARTIRIM VE YERLİ MALI HAFTASININ ALTINCI GÜNÜ İç bakanı ve C. H.P. genel sekreteri Bay Şükrü Kaya dün akşam, Ankara radyosunda bir konferans verdi Konferansta, cumhuriyet hükümetinin ekonomik ba- şarılarını kısaca anlatan B. Şükrü Kaya, hayatı ucuz- latma yolunda alınmış ve alınmakta bulunmuş olan ted- - bi Artırma ve yer- li mallar haftası dolayısiyle Eko- nomi ,ve ÂArtırma Kurumu tarafın- dan tertib edilen seri — konferans- lardan altıncısı İç Bakanı ve C.H.P. Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya ta. rafından verilmiş- tir. Büyük bir alâ- ka ile dinlenen bu değerli konuşma- Yı sütunlarımıza aynen âliyorüz: — Atatürk inkılâbırlım en sistematik ve muvaffak başarıcısı büyük Başbaka- nımız İsmet İnönü, başladığı sanayileş- rleri izâh Bay Şükrü Kaya tirme plânına 5 yıl yerine 4 yılda var- mış Bulunuyor. Tarih ve cihan huzu. runda bu muvaffakiyetle öğünürken, Başmakale ASIL DİSİPLİN Falih Rıfkı ATAY Salengro intihar ettiğindenberi, Fransız gazeteleri basın hürriyeti hak- kında parlâmentoya teklif olunan kanunu münakaşa etmektedirler. Bu kanunun iki hedefi vardır: Biri şah- si şerefi korumak, ikincisi halk hiz- meti iddiasında bulunan gazetelerin gelir kaynaklarmı teftiş edebilmek. Bu münasebetle ULUS gazetesi, bir ingiliz muharririnin İngiltere ve Fransa basın hürriyetleri arasındaki mukayeseli tetkikini neşretti. Bu mu- harririn yazdığı üzere, İngilterede bir şahsın en mukaddes malı - şerefidir. Bu şerefe dokunabilmek için, «€en ağır mesuliyetleri göze almak lâzımgeli - yor. İngiliz muharririnin bir misali var. Bir gün fransız gazetelerinden birinde şu başlığı görmüş:“ Alçak ka- til hâlâ cinayetini itiraf etmiyor.” Mahkeme bu adamım katil olduğuna hükmetmedikçe, bir ingiliz gazetesi böyle bir başlık kullanırsa © kadar ağır bir nakid cezasına uğrarmış ki; bir daha onun altımdan kalkınıp inti- şar edebilmesine pek az imkân ka - hırmış. Her hangi bir yolsuzluk hak - kında yazı yazabilmek için, bir ingi- liz muharriri âdeta bir hâkim kadar çalışır, vesika toplar ve iddiasını yüz- de yüz isbat edeceğine inanmadıkça, kaleme el dokundurmazmış. Gazeteler bir muhakeme tefsilâtı- nı neşredebilirler, fakat bunun neti- cesinde mahküm olan şahsın cürmü- nü, istikbalde, tekrar edemezlermiş. İngiliz muharriri diyor ki: —Bir a- damın cezasını gördüğü suçu boyu - na yüzüne vurulacak olursa, onun kabahatini tamir etmesine nasıl im- kâr kalabilir? Fransada böyle midir? Namus- suz, hırsız, alçak, hain sözü, bu ga- zetelerde bizim eski Said Mollanın gazetesinde olduğu kadar serbest ge- çer. Buna karşı ya Briyan gibi hiç al- dırmamak, yahut Salengro gibi inti- har etmek lâzımgeliyor. gaze - z Başbakanın bu işte muvaffakiyetli ve talihli yardımcısı Ekonomi Bakanı Ce- lâl Bayarı, onun bilgili ve çalışkan iş arkadaşlarını ve onlarla birlikte çalışan adsız şansız binlerce türk çocuklarını hürmetle ve şükranla anmak hepimiz i- çin zevkli bir borçtur. Bu arkadaşlarımızın hazırladıkları ikinci beş yıllık plânın da tatbikatına girişilmek üzeredir. Türk devleti sana- yi kuramaz, fabrika işletemez diyenle- rin yanlış görüşlerini türkün yüksek vasıflı kabiliyetlerini görmek istemi- yenlerin, bedbinliklerini ve bethahlık. larını iyi neticeli işlerimizle tashih et- miş olduk . etti Nasıl ki bizde devlet, demiryolu ku- ramaz, demiryolu işletemez diyenleri de bilfiil tekzib etmiş bulunuyorsak, osmanlı saltanatının otokrat ve teok- rat rejimi yerine cumhuriyetin demok- rat ve ekonomik devleti şimdi artık ta- mamiyle iş başına geçmiş bulunuyor. Atatürk'ün milleti ve memleketi kurtardıktan sonra kurduğu Cumhüri- yet Halk fırkasının realist programı - safha safha ve sağlam adımlarla tatbik olunuyor. Türkiye cumhuriyeti hükümetinin bu kurucu ve yapıcı faaliyeti sayesin- de iş sahalarının ve iş h geniş- lemesi yüzünden mali kaynaklarımız ve gelirlerimiz artmıştır. Dış've iç ticare. timiz yükselmiştir,. Hem bu netice, bir- çok vergilerin azaltılmış olmasına rağ- ;men; ekde edilmiştir. Demek ki, devle. * timizin büyük bir imanla ele aldığı ha- yatr ucuzlatmâ davasında yapmış oldu- ğu ilk tecrübeler müsbet neticeler ver- miştir, Hayatı ucuzlatma siyasetimize, paramızın istikrarını muhafaza bakımın- dan da devama mecburuz. Türk parası mütarekede çok düşmüştü. Senelerce (Sonu 2. inci sayfada) İskenderuna gönde rilecek müşahitler Cenevre, 17 (A.A.) — İskenderun'a gönderilecek müşahidler komitesi bir is- viçreli, bir hollandalı, ve bir noryeçliden mürekkeb olacaktır. Alâkalı hükümetler bu müşahidleri şark işlerini bilen zatlar arasından seçeceklerdir. AKDENİZE DAİR İngiliz - İtalyan mu- vakkat anlaşması hakkında Londra, (A.A.) — Havas ajansının muhabiri, Akdenize dair olan ingiliz - italyan muvakkat itilâfın bilkuvve ak- dedilmiş olduğunu, ancak bunun aşağı- daki sebeblerden dolayı tesmen ilân edilmemiş bulunduğunu istihbaratına atfen bildirmektedir: 1. — İngiltere ile İtalya Adisababa. daki elçilik meselesini halletmek arzu- (Sonu 4. üncü sayfada) .. JA «Dünya bu yıl silâh- , . lanmaya 2(0 milyar ayırdı» B. Daladiye, Fransanm iç ve dış politikasını anlattı Paris, 17 A.A.) — Radikal sosyalist partisi icra komitesinde beyanatta bu- lunan B. Daladiye, Fransanın içtimat ve harict vaziyetini gösteriri bir tablo yapmıştır. B. Daladiye, demiştir ki: — İmtiyazların herbiri, duçar olduk- larr akıbete razı olmalıdırlar, İçtimat istihsalât, çalışkan kitlelerin ümidleri- (Sonu 2. inci sayfada) ÇİN HÂDİSELERİ Nankin, 17 (A.A.) — B. Donald, Nankin hükümetinin âsilerle görüşme. leri kesmek kararına rağmen bugün Si- anfuya dönmüştür. B. Donald'ın Ma- dam Şang - Kay - Şek adına hareket et- mekte olduğu aşikârdır. Şang - Kay - Şek hayatta Şankay Şekin hşyaüa olduğu anlaşıldı Hükümet kuvvetleri Sianfuyâ doğru ilerliyorlar. rek, kendisinin serbest bırakılmış oldu- ğunu ve Şang-Kay-Şek'in şahsi bir mek- tubunu hamil olduğu halde tayyare ile buraya gelmekte bulunduğunu bildir- miştir. Çin elçiliğinin tebliği Ankara, 17 (A,A.) — Şehrimiz çin Alsiliği Masasal Caner Wawr Cab'in Glan İ ANKARA STADYOMUNDA Üç gün süren futbol turnuvası- nın neticesinde Fener Bahçe birimti ve AnkaraGücü ikin- .. ciliği kazandılar Dünkü final maçınım. tafsilâtı Fener Bahçe: 1Ankara Gütü: o0 Üçüncülük ve dördüncülük için Galatasatayla Altınordu - karşılaşmadılâr Dün, Ankara halkına güzel bir oyun Ankara futbol turnuvasının final maçı dün 15 bin kişi huzurunda Fener- bahçe ve Ankara Gücü takımları arasın- da oynandı, Hava pek soğuktu. Saha- Dünkü maçın birinci ve ikincisine veri- len kupalarla Adliye ve Gümrük ve İnhi- sarlar Vekillerimiz maçı seyrederlerken nın bir gün evveline göre daha ziyade donmuş olduğu anlaşılıyordu. İki takım mutad kadrolariyle saha. ya dizildiler. Hakem lik vazifesi fede. rasyon antrenörü Mister Booth tara- fından yapılıyordu. seyrettiren iki takım bir arada Fenerin hâkim oyunu Oyun başıar başıamaz Henerbahçenin çok sıkı bır oyun oynamak azmiyle or- taya çıktığı dikkati celbetti. Gerçekten ilk dakikadan itibaren sarı lâciverdliler çok canlı ve çok süratli bir oyun gös- termeğe başladılar. Top çok büyük bir i- sabetle ayaktan ayağa geçiyor ve hiç tutmadan verilen paslarla Ankara kalesi önünde tehlikeli vaziyetler yaratıyordu. Bu sırada çekilen şutlar ya kalenin etra- fiından geçmek ve yahud gene çok iyi bir oyun oynamak fikrinde olduğu görü- len Ankara kalecisinin ellerinde erimek suretiyle sayıya tahavvül edemiyordu. İlk bir çeyrek içindeki oyunda Fenerbah- çe merkez mühacimi Ali Rıza ingiliz profesyonel santr forvedlerine yakışan çok canlı, atılğan bir oyun gösteriyor. Sağ açık Niyazi güzel koşuşlariyle ve or- talayişlariyle dikkati çekiyor, geri hatta bilhassa Mehmet Reşad her yerde hazır ve nazır, mükemmel müdahaleleriyle Ankara gücünün tazyikten kendisini kurtarmasına mani oluyordu. 1linci da. kikada sağ açık Niyazi güzel bir akından sonra topu Âli Rızanın önüne atıverdi. Ve Fener Merkez mühacimi çok sıkı bir şutla Türkiye şampiyonunun muzaffer | tek sayısını kaydetti. ı Birinci devrenin geri kalan 34 daki- kası baştan başa Fenerin güzel, seyyal, parlak fakat tesirsiz oyunu ile geçti. Yapılan akınlar biraz da talisizlik ne- ticesi bir türlü gole tahavvül edemiyoör. du. (Sonu 3. üncü sayfada) |