Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SAYFA2 ha bi AUT FEae e e YA İi üeü ha KOMÜNİSTLİK ALEYHTARLIĞI CEPHESİ, Almanya « Japonya — anlaşmasının — meydana getirdiği heyecan devam edi- — yor. Bütün hafta gazeteler bu anlaşma- — nn şümul ve mahiyetini tahlile uğraş- “tılar. Bazıları, alman - japon anlaşması- — nın vaziyeti değiştirmediğini, Japonya ve Almanya dış sıyasaları arasında iti - lâf imza edilmezden önce de bir görüş beraberliği bulunduğunu yazmak- tadır, Başta Sovyet matbuatı olmak üze- re, diğer bir takım gazeteler ise, bu an- |— laşmanın arkasımda bir askeri ittifak - mevcud olduğunu iddia etmektedir. Şümul ve m.ahıyetı ne oluxsa olsun, _tıgı gaye ile sempatisi olan devletler bile şimdilik bu kombinezona girme - — mişlerdir. Hafta içinde İtalya Mançu - — ko'nun istiklâlini ve Japonya da Habe- — şistandaki İtalya imparatorluğunu kar- — şıliklı olarak tanıdılar. Ancak İtalya doğrudan doğruya komünistlik tehlike- siyle karşılaşmadığını iddia ederek ja- - poti - alman anlaşmasına girmemiştir. — Binaenaleyh şimdilik komünistlik aleyh- — tarları cephesi yalnız iki büyük devle- _' te inhisar etmektedir. * * & — ANLAŞMA NASIL KARŞILANDI. ; Japon - alman anlaşması, her taraf - ta fena karşılanmıştır. Hiç bir devlet bunun komünistlik korkusundan mül - |- hem olduğuna inanmıyor. Bunun arka- sında başka siyasi hırsların kaynastığı ' ve komünistlik aleyhtarlığının haki - — katte Soövyet Rusyaya karşı bir cephe |- birliği olduğu bildiriliyor. Maksad ne olursa olsun, her halde şu muhakkak- tır ki alman - japon anlaşmasiyle Ja- ponya Avrupa siyaseti sahnesine giri - yor. At ya da dış siy Uzak şarka kadar uzatıyor. Yani uzak şark sı- yasası ile Avrupa sıyasası arasında sıkı bir münasebet husule geliyor. Şimdiye kadar bu iki siyaset sahnesi az çok bi - — ribirinden ayrı mihverler etrafında dön- — mekte idi. Japon -alman anlaşmasın - — dan sonra artık İngiltere'den başlayıp sıra ile Fransaya, Almanyaya, Lehista - na; Sovyet Rusyaya ve Japonyaya ka - dar uzanan ve Avrupa ve Asya krıtala « yıint garbtan şarka doğru kateden bir /| devletler silsilesinin muvazenesi mey « “dana gelmektedir. Amerikanın da er - geç buna karışması zaruret halini ala « caktır. Binaenaleyh gittikçe, bütün i b'düuyı siyaseti tek bir mihver etrafında — dönecektir. &.s* İSPANYA VE MILLETLER z CEMİYETİ. İspanyada askeri vaziyet hafta için- /— de değişmedi. Yalnız bitaraf kalacakla- /— rına dair giriştik'eri teahhüde rağmen — şimdiye kadar iki tarafa da silâh ve harb malzemesi satmakta devam eden dev - — letler zümreleri, son iki hafta içinde İs- — panyaya asker de göndermeğe başladı - — Jlar. İspanya taprakları üzerinde alman — we İtalya tebaasının alman ve İtalya si- lâhr kullanarak fransız ve Sovyet silâ- — hr kullanan fransız ve Sovyet tebaasiy - ; le muharebe ettiği bildiriliyor. — Tİspanya misakın on birinci madde - — sine dayanarak İtalya ve Almanyayı Mil- Jetler Cemıyetme şıkayet etmiştır Ma- lüre Pa. Hi '_ — eti ve devletler arasındaki vifakı boz- K gösteren” ihtilâfların —— Milletler Cemiyetine havale edilebile - — ceğine dairdir. İşte İspanya buna isti- nad ederek Milletler Cemiyetine gidi » yor, Milletler Cemiyeti bu. bulaşık işin kendisine havale edilmesinden memnun kalmamıştır. Fakat ister istemez dava- 'Lyı görmeğe mecbur olduğundan konsey — ayın onuncu günü için içtimaa çağırıl- Kımse Milletler Cemiyetinin İspan- |ya işine bir hal çaresi bulabileceğine inanmxyor Davanın nasıl tutulacağı ve »ne gibi safhalara gireceği de belli de - - ğil. Gerçi Londrada İspanya işiyle uğ- — râşan bir bitaraflık komisyonu vardır. Fakat malümdür ki bu komisyon yalnız |— - bazı Avrupa devletlerinden teşekkül e- - diyor. Hesele Milletler Cemiyetine in- tikal t lesi cenubi “—Amerika hhkumedeu de dahil olduğu halde Milletler Cemiyetine azâ olan her devletin işi olacaktır. V * d * —;' Va PAN AMERİKA KONGRESİ. - Haftanın en ehemiyetli hâdisesi, Bü- — €nos Ayres'te Amerika cumur bâşkanı z ;, Roosevelt'in de huzuriyle açılan pan a-. meriken kongresidir. Kanada hariç ol Haftalık qıyası İcmal mak üzere yirmi bir Amerika devletinin iştirakiyle açılan bu köngrede görüşü - lecek meseleler, Amerika kıtasında sulh ve müsalemetin muhafazası, Amerika devletleri arasında iktısadi sahada teş- Tiki mesai, devletler hukukunun kodifi- kasyonu gibi bahislerdir. Ancak kon « grenin ruznamesini teşkil eden bu işle- rin arkasındaki hakiki mesele, cenubi Amerika devletlerinin şimali Amerika ittihadr ile olan münasebetlerini tan - zim ve bütün Amerika hükümetlerinin Amerika dışındaki devletler ile müna - sebetlerini tayin meselesidir. Amerika ittihadı yüz küsur yıldan- beri Amerika kıtasında Moönroe kaide - sine dayanarak diğer devletler ile mü- betlerine düzen vermektedir. Bunu Caıubı Amerika hükümtlerei bir nevi tahakküm siyaseti telakki ettiklerin - den şimali Amerikaya karşı cephe bir- liği yapmak gibi yollara sapmışlardı Ro. osevelt Monroç kaidesini daha geniş tefsire tâbi tutmayı düşünüyor. Buenos - Ayres'te söylediği nutkun hulâsaları hafta içinde geldi. Fakat elde edilecek neticeyi anlamak için müzakerelerin bitmesini beklemek lâzımdır. MK oak FRANSA'DA YENİ MATBUAT KANUNU. Fransız iç bakanı tiharından çıkacak müsbet bir netice, Fransaya yeni bir matbuat kanunu ver- mek olacaktır. Demokrasilerin karşı « laştıkları en ehemiyetli mesele, mat - buat hürriyetinin ölçüsünü tayin — et- mektir. Ölçüyü bulamamak yüzünden memleketler bazan anarşsiye sürüklen - mişler, bazan ve fransız tarihinde em- saline çok defa tesadüf edildiği gibi is- tibdada doğru yürümüşlerdir. Garib tecellidir ki bugünkü fransız matbuatının hürriyetini fazla geniş bu- lan parti, matbuat hürriyetine en çok taraftar olan sosyalist partisi ve bu par- ti arasında da siyasi hayatını hürriyete vakfetmiş olan Blum'dur. Blum hükü - hazırlamak yolunda idi. Salengro'nun feci ölümü bunu tacil etti. Ve bir mat- buat kanunu projesi hazırlandı. Kanun üç gayeyi istihdaf ediyor: 1 — Fransız matbuatını bankalarım, ilânat acentelerinin ve şahıslarına âlet Salengro'nun in- olarak kulanmak isteyen — zenginlerin nüfuzlarından kurtarmak. " 2 — Asayişi ve Fransanın diğer dev- letlerle olan miinasebetlerini bozmala- rına mahal vermemek. 3 — Matbuatın şahsi şeref ve hay - siyet ile oynamasına mani olmak. Bunları temin etmek için gazetele - rin nerelerden para aldıklarını, serma. yelerinin kimler tarafından konuldu - ğunun bildirilmesi gibi bir takım ted - birler alınmaktadır ki bütün bu tedbir- lerin hedefi yukarıki üç gayeye var « maktan ibarettir. * 4 * SOVYETLER'DE DEMOKRASİ. So_vyet Rusya memleketlerinde de- mokrasinin kurulmasına doğru çok ehe- miyetli bir adım atılmıştır. Bir hafta « on gündenberi fevkalâde olarak içtima halinde bulunan Sövyetler kongresi ye- ni bir teşkilâtr esasiye kabul etmiştir. On dokuz yıldanbcrı işçiler dıktatorya— sına tâbi olan Sovyetler, bundan böyle demokrasi esaslarına dayanan bir teş - kilât ile idare edileceklerdir. Ancak Sovyet demokrasisinin ken- disine göre hususiyetleri vardır. Fran- sız ihtilâlinin demokrasi ile en çok hür- riyete ve müsavata ehemiyet vermişti. Hukuku beşer beyannamesiyle bunları insanların tabit hakkı olarak ileri sür- müştü. Sovyetler tabit hak olarak, ça- lışmak, istirahât etmek, çalışamiyacak bir vaziyete düşünce-yahud yaşa gelin- ce de yardım görmek gibi meseleler üze- rinde durmaktadırlar. Kanunu esasi ile can teminat altınaalrnıyor. İkametgâh tecavüzden masundur. Mahkeme kararı olmadan kimse tevkif edilemez. Kimse hapse atılamaz. İçtima hakkı ve matbu- at hürriyeti tanınmaktadır. Ancak bü- tün istihsal vasrtalarına sahib olan bir sosyalist cemiyet içinde matbuat hür « riyeti bizim anladığımızdan hayli fark- lr olacaktır. Teşkilâtı esasiye ile iki meclis kurulmaktadır. - Biri, doğrudan doğruya intihabla meydana gelen par« lamentoya benzer bir meclis, diğeri de - Sovyet ittihadını teşkil eden milletle » rin meclisi, Bu sistmein tatbikatta masıl tecelli edeceği malüm değildir. Fakat faşist memleketlerin devlet idarelerini dar « laştırmaya doğru yürüdükleri bir za» Ümumi müfettişler konferansı Cumartesi günü geç vakit Dahiliye Vekili Şükrü Kaya'nın başkanlığında ilk toplantısını yapan umumi müfettiş- ler, konferansının çalışma programını hazırlamışlardır. Bugün saat 10 da başlıyacak olan içtimada programdan ruznameye alınan kısımlar müzakere edilecektir. t İzmitte kurulacak elma ıslâh istasyonu hakkımda tetkikler İzmit, 6 (A.A.) — Bu sene vilâyeti- mizin meyva mıntakaları civarında bir elma islâh stasyonu kurulması Ziraat Vekâletince kararlaştırılmıştır. Bu is- tasyonun yerini tesbit etmek üzere Zira- at Vekâleti, fen müşavirlerinden profe. sör Glaysoerg yanında müavirdi B. Nail olduğu halde şehrimize gelmiştir. Pro-. fesör vâli ve merkez ziraat fen memuru ile birlikte İzmit civarında büyük Der- bent, Maşukiye, Sapanca, Arifiye ve ki- razcı köylerinde tetkikat yapmıştır. Profesör Glaysoerg tetkikleri sırasımda vilâyetimizde yetişen muhtelif elma çe- şidleri ve meyvalar hakkında notlar al. miş ve aynı zamanda meyva yetiştirici- leri ve satıcılarla da görüşmeler yap- mıştır. Çağrı Yüksek İktisad ve Ticaret Mektebi mezunları Cemiyetinden : Cemiyetimizin yıllık toplantısı 13 ilkkânun cumartesi günü saat 15 de İktisad Vekâleti könferans salonunda yapılacaktır. Bütün mezun arkadaşla. rın gelmeleri rica olunur. Hukuk Fakültesinde konferans Bugün saat 17.30 da Hukuk Fa- kültesinde Şevket Mehmed Ali Bil- gişin tarafından “Sermaye şirket- lerinde idare mesuliyeti,, l HATAY HABERLERİ Sancakta seçim,Hava sın tekzibine rağmen tazyik ve tedhiş içinde cereyan etmiştir (Başı 1. inci sayfada) Kuseyri Mustafa, kardeşi, kâhyası, ve birkaç uşağının teşkil ettiği yedi mün- tehibisaniden başka hiç kimse iştirak etmemiştir. Buna rağmen ve kanunlar hükümsüz bırakılarak mebus intihabı yapılmış ise de halk yüce komiser nez- dinde bu vaziyeti derhal protesto etmiş- tir. Ötedenberi mutad olduğu veçhile tertiblerinde mağlüb çıkan hükümet ©- toritesi bir vaka ihdas ederek memle- kette tethiş ve tazyik vesileleri yarat- ma yolunu bu defa da tutmuştur. Halk intihaba gayesi çok derin ulvit bir maksadla iştirak etmemiştir. Türkle- rin intihaba iştirak etmedikleri Men- dub'un organı olan ve başında Edvar Nun bulunan Elliva gazetesi ile ilân ve tasdik edildiği halde mütecakiben her nedense halkı intihaba iştirak et- miş şeklinde göstermeğe çalışan ve ka- nunen yapılamaması lâzımgelen mebus intihabını hile ile yapmak . suretiyle halkın hakkı çiğnenmiştir. Bu vaziyet- ten heyecana düşen halk — sükünetini muhafaza ettiği halde bir vaka ihdas e- derek Sancakta bir tethiş ve tazyik re- jimi kurmak hedefini istihsale çalış- maktan geri durmayan resmi otoriteler şimdi izah edeceğim gibi pek feci ve gülünç vaziyetler yaratmaya da muvaf- fak olmuşlardır. Ramazan geceleri her tarafta olduğu gibi Antakya'da da ço« cuklar şarkı okuyarak dolaşmakta ol- dukları bir sırada umumi cadde üzerin- den geçerken Adalr Mehmedin evinin hizasına geldikleri zaman bu evin için- den çifte ile çocukların üzerine iki el silah atılmış ve neticede biri yedi, di- ğeri de dokuz yaşmda olan iki çocuk biri alnından diğeri de göğsünden saç- malarla yaralanmışlardır. Burada naza- rt dikkati şu noktaya celbederim. Bu hâdiseye maruz kalan çocukların yaş- ları 7 - 15 dir. Bu çocuklardan taarruz beklemek mantıksız bir şeydir. Yaralı klar ve arkadaşları bağırarak kaçar- kzıı Antakya belediye reisi Hacı Et- hemin evinden de bu çocukların üstü- ne tabanca ile ateş edilmiştir. Burada da bir çocuk ayağından yaralanmıstır. Bu silah sesleri üzerine halk caddede ı;— manda Sovyetlerin on dokuz senelik diktatörlüğü bir tarafa bırakarak de- mokrasiyi tatbike teşebbüs etmeleri demokratları sevindirmelidir, x ** £ İNGİLTERE - MISIR. İngiltere ile Mısır arasındaki mua- hede önce Mısır mebusan meclisi ve kı- rallık naibi, sonra da İngiltere tarafın « dan tasdik edilmiştir, Binaenaleyh bu iki memleket arasındaki münasebetler bundan böyle şu esasa dayanıyor: 1 — Mısir ve İngiltere iki mütte-- fik devlettir. 2 — Her iki taraf ta başka bir dev « let ile bu ittifakın ruhuna uygun olma- yan münasebete girişmiyecektir 3 — Bir tehlike çıkacak olursa iki devlet biribiriyle istişare edecek. Bera- ber harb yapacaklar ve bırlıkte sulh im- za edecekler, 4— Mısirın askerf müdafaası için Mısır İngiltereye topraklarında yer vermek suretiyle kolaylık gösteriyor. İşte Mısır « İngiltere münasebetle - rini tanzim eden muahedenin ümümt ahkâmı bundan ibarettir. İnce elenecek olursa, bu muahede ile mısırın tam istik- lâline kavuşmadığı iddia edilebilir. Ve bu, doğrudur. Fakat Mısırlılar buna bakmıyorlar. Kendi kendilerini müda « faaya muktedir olmadıklarını nazari iti- bara alarak, Habeşistanın âkibetine uğ. ramamak için ingiliz yrdımını tam is - tiklâle tercih ediyorlar. Bize düşen va- zife, mısırlılara bu istiklâlin mübarek olmasını dilemekten ibarettir.. —& topl b bir sırada mesa- lihıhmnhıtıyetışerekhükumeunı- mına silah atanların tecziye edilecekle- rine dair söz vermiş ve bu söz karşısın- da halk sükünetle dağılmıştır. Salr sabahı tesadüfen beş altr kişi beraberce işlerine giderken — Kuseyri Mustafanın evinden kardeşi Fuad ağa tarafından bunların üzerine tal ile iki el ateş edilmiştir. Halk silah sesle- ©O sırada mesul bir memüur tarafından “Ne duruyorsunuz Kuseyri Mustafanın evinden halk üzerine ateş ediliyor” di- ye bağırılmak suretiyle halk tahrik e- dilmiştir. Halk bu tahrikât üzerine za- ten dünkü yaralarıma hâdisesiyle mü- heyyiç olduğundan Kuseyri Mustafanın evi istikametine doğru — toplanmağa başlamıştır. Bu sırada gene Kuseyri'nin evinden otomatik tüfekle halkm üzerine ateş açılmış ve halk arasında — bağrışmalar başlamıştır. “Otomatik tüfeğin hususf bir evde bulunmasının ve halk tarafından hiç bir teşebbüs. yapılmadan ateş açılmasının ne demek olduğunun “takdirini ajans havasa bırakırız.” Bu silah sesleri üzerine milis ve jandarmalar yetişerek süngülerle halkı dağıtmağa teşebbüs etmişlerdir. Bu sı- rada mesalihi hassa zabitinin kumanda- sında kışladan üç zırhlr otomobil ye- tişmiş ikisi halka karşı tertibat almış, biri de halkı çiğniyerek Kuseyri Mus- tafanın evine yanaşmış ve Kuseyri Mus- tafa bu zırhlı otomobilin içine alınmış- tır, müteakiben mesalihi hassa *zabiti halktan dağılmalarını istemiştir. Halk bu taleb karşısında “Adalet isteriz, verdiğiniz sözü yerine getiri- 'niz, Çocuklarımızı öldüren hainleri, canileri kaçırmayınız” diye bağırmıya başlamış ise de, mesalihi hassa zabiti- nin işareti ile zırhlı otomobiller evvelâ havaya ateş agmxşlardııı'. Bu ateş kar- şısında halk açılıp dağılmıya başlamış iken zırhlı otomobiller sebebsiz olarak halk üzerine mitralyözle ateşe başla- mışlardır. Bu ateşten tahminen elli kişi yaralı düşmüş, iki kişi ölmüştür. Bir de çok ağır yaralı vardır. Zırhlı öotomoebillerin halkı ateşle biç« meğe başladığı bir sırada Kusayri Mus tafanın bulunduğu zırhlı otomobil hala kı çiğniyerek Haleb istikametine geç- miştir. Bu sırada süvari müsellah kuv« vetler yetişerek halkı kılıçla dağıtmı« ya ve hayvanlarla çiğnemiye başlamış« lardır. Bu esnada yaralı bir genç süva- riler tarafından başı çiğnenerek öldü- rülmüştür. Bu şiddetli tazyik karşısın« da halk dağılmış ve 0 gün protesto makamında olmak üzere dükkânlar açıl mamıştır. Bu vaka sekizde başlıyarak on birde nihayet bulmuş ve o sırada Kolonel Merson idareyi eline almıştır. Halkın Tamazan olmasına Trağmen beşten sonra evlerinden çıkmaları me« nedilmiştir. Ve hükümet konağı milis« ler tarafından işgal edilmiştir. 2 İlk kânun çarşamba sabahı tahminen bir tabur kadar asker Halebden Antakya« ya getirilmiştir. Antakya sokaklarında her iki eve bir süngülü nöbetçi ikame edilmiş, gelip geçenlerin ve hattâ kadınların bile üstleri aranmıya başlanmıştır. Köy- lüler şehire bırakılmamakta ve otomo- billerin şehir haricine çıkmaları meno« Tunmaktadır. Bu mektubu yazdığım iki kânunus« evvel akşamında — Antakyada hayat meflüç bir halde idi.” Sancaklılar, neden . d . A seçime iştirak . etmemiş olduklarını . . DA 5 bildiriyorlar Antakya'dan 2 kânunuevvel tarihli ve müteaddid imzaları ihtiva edm biz mektub aldık: “Mendub ve mahalli otorite intihab esnasında türk, alevi, çerkes ve orto- doksların taşnaktan gayri bir kısım er« menilerin intihaba iştirâk etmemek su- retiyle gösterdikleri vahdetin manası - ve ulvi gayesi hakkında efkârı umümi- | yeyi tereddüde sevketmek için bir ta-' kım beyannamelerle bu harektihn âlel- ade bir intihab meselesi olduğunu ileri- sürmiye çalışmaktadırlar. Hakikat ta« mamiyle bunun aksinedir. Hajk nam- zedler üzerinde değil, prensip ve mu- Kaddes gaye üzerinde birleşmiş ve iti-: tihaba iştirâk etmemiştir. İştirâk et- memenin manasr falan veya filânin namzedliğini kabul ettirmek için de- ğgil, sancağın Suriye ile hiç bir alâkası olmadığını ve başlr başma istitklâl ise tediğini cihan efkârı umumiyesine bir kerre daha anlatmaktır. — Sancağın hakik? ve yüzde doksan evlâdlarının -bü düşüncezinin —muhte- tem gazetenizle bütün dünyaya bir kera re dıha ilânını isteriz.” ; .. . Ş Nobetçı eczaneler 1-11-936 dan 31-12-936 akşamına kadar eczaneler gece nöbet <etveli 1 — Pazar Merkez eczanesi 2 — Pazartesi Ankara eczanesi 3 — Salr Yeni ve Cebeci eczaneleri 4 — Çarşamba Halk ve Sakarya * — etzâneleri 5 — Perşembe Ege eczanesi 6 — Cuma Sebat ve Yenişehir :- eczaneleri — Cumatteııi “İstanbul cczanesi a 7 ıLKKANUN 1936 PAZARTESİ