— di ULUS 13 EYLÜL 1936 PAZAR Cumuriyetin realizasyonları n L S 8. ZN Hayvunuılığımızın islâh (Başı 1. inci sayfada) 2 — Hayvan salgmları ve koru!n"ı Mevzuları üzerinde memleketin bütün hususiyetleri en hurda teferruıu?ı kadar tetkik edilmiştir. Bu yakın bil- Biyi metinleştiren yukardaki kanun, nizamnameler ve talimatnameler ile Mmemlekete şunlar verilmiştir: Li A) Kökünü, Türkiye tarihinin kaydetmediği bir azmana kadar sa- lan sığır vebası kökünden kaldırıl- mış, imha edilmiştir. Yıllarca bu has- talığın acısını çeken köylü, her yıl e: az 20,000 baş öldüren ve gene en & bir milyon lira zarar getiren hutılıî ğm kaldırılmasiyle en geniş nefesi aldı. y 922 de 1951 hastalık ocağı dört senedenberi söndürülmüş vaziyetde- dir. K B) Bu hastalığın kaldırılması, Tür- kiye hayvancılığının inkişı_fıfu ve bilhassa hayvan ihraç işlerinin bı?- İamasına ve ıoniıluneıinı ayrıca bir sebeb teşkil etti. 922 de 300,000 baştan başlıyan ihraç hareke"'eri bugün bir milyon başı aşmış bu'unmaktadır. C) Salgınlar, yangınlara henzer. Çabuk haber verilen bir yangın el- 1 için neler yapıldı? göre Türkiyede mevcuttur. damlarının iddiasına 9, 80 nisbetinde ruam n ş Sistematik sondajlar ve mücadele bu nisbetin 96 0,5 yüzde yarım olduğu- n ı'ı;.;;:' senesine kadar hastalık ta- yama mecburiyeti yok iken bunu ta- kib eden seneden itibaren her yıl ta- raması vasati 100,000 başı bulmak- tadır. Bu çalışmaya & li hayet lîq sene sonra hastalığın k:,- künden temizlenmemesine sebeb gö- rülmemektedir. ı E) Çiçek, hummayı kulai, barbon, durin, tüberküloz gibi hastalıklarla teşkilâtın ve büdce imkinlı"rı:ım' yet- tiği kadar fakat tekniğin bütün icap- ları içinde çalışılıyor. ——— —— | z 3 — Aşı ve serom gibi bütün mü- cadele vasıtalarımızı kendimiz h?ıu'- hyoruz. Cumuriyetin ilânında nıhı: yet iki aşı ve serom çıkaran bı“ylırı bakteriyoloji enstitülerimiz bugün 30 türlü aşı ve serom yapmaktadır. Aîı ve serom için harice 10 para vermi- yoruz. Ve bilakis yakın ve komşu hü- kümetlere aşt ve serom satmağa baş- lamış bulunuyoruz. 4 — Türkiye baytarlığı Avı:upı kniğinin en ince esasları dahilinde ara verilmezse ni- bette çabuk söndürülür. Salgınlar da böyledir. i Rejimin uyandırıcı hırılııd;n, J köylünün baytar mesleğine karşı ı:- bundan on sene evve hyan itimadı, z M aa (9, 67) olan hastalık ';îı rını (9 5) e indirmiştir. , Bu,nköylünh inkişaf _Oflen iktısa- di terbiyesine misal olıbılu'.. n D) Radikal ve ıiı!em:ukı 'ıeııı;:: deleyi baş hedefi yapan devle nanların başında köylüsü bulu- n . Hastalıklara kar$şı, ç:k'ı::dın evvel tedbir alan ve evvelce hastalık karşısında bile aşıya müma- naat ederken bugün hastalık b gı halde köye zorla baytar ıoww ge kalkışan ve .m a mediği yerlerde şikâyetl: İ vasıtalarla alâkadar makamlara y.uk- selten köylümüzün bütün isteklerine cevab veremiyecek vaziyette kalındı- ğı zamanlar oluyor. ; Bilhassa insanlara da geçmesi do- layısiyle ehemiyeti bir kat daha artan Antraksa karşı vaziyet budur. ' 922 de hastalıklı köylerde telkih afır iken son yılda 400,000 başa çık- mış hastalığı önlemek için 930 sene- sine kadar hiç bir telkih yapılmaz- ken 931 de 85,000 den başlıyan ko- ruma aşının sayısı sOn senede 350,000 başı bülmuştür ! E) Gene insanlara geçmesi ve mutlaka ölümle neticelenmesi do'lı_- yısiyle sistematik mücadele hedefinin n Ruam hastalığının tığır vebası gibi memloketten “mı... men kaldırılması içi senelerce yap Tan tetkiklerden sonra 934 senesinin sonbaharında açılan savaşla: ) Dünya ilim kitablarına olan ve Türkiye îçh Pl'oplıllndfl:' rin fenasını teşkil eden bir görüş girmiş işler yalnız çalışmaktadır. Yapılan i$ş kaba bir taklit değil, birçok mevzu- larda onlara nümune olabilecek vazi- yettedir. Bunu biz değil, aşı n se- romlar üzerindeki keşif ve tetkikle- için buradan alıp götüren Avnııîı rimizi gören tetkik eden ve tatbik ilim adamları söylemektedir. FRANSADA Grev hareketi yatıştırıldı (Başı 1. inci sayfada) geçen konuşmalar gece de devam et- miştir. Röno müesseselerinde Paris, 12 (A.A.) — Röno müessese- lerinin sendikalara bağlı olan kısmı u- mumt iş konfederasyonu azâsı olan 34 bin amele, teknisyen ve memur namı- na kabul ettiği bir karar suüretinde bazı afından işçilerin zihninde heyecan doğurmak - gayt- heyecan verici ya- dişe izhar edil- gazeteler tar teşevvüş Ve siyle ortaya atılan € yıntılardan dolayı endişe mektedir. / Bu teşekküle mensub bir heyet B. Leon Blumu ziyaret ederek hılkçxh'r cephesi programını tatbik_e 'devım C“İ. ği müddetce hükümete itimadları ol- duğunu bildirmişlerdir. )"em' vakıflar tahrirat müdürü Vakıflar umum müdürlüğünde me- murin ve tahrirat müdürlüğü bir müddet- tenberi açıktı. Elli beş lira maaşla em Jâk müdürü Raşid Erten bu açık direk- törlüğe atanmştır. R. HİTLERİN YENİ BİR NUTKU (Başı 1. inci sayfada) B. Hitler bundan sonra Kostarika hususi heyetinin başkanı doktor Akos- ta'yı kabul etmiştir. Doktora Kostari- ka cumur başkanı doktor Kortez'in oğlu refakat etmekte idi. Hitlerci kıtaların geçişi — Nuremberg, 12 (A.A.) — Hitlerci gençliğe mensub dört beş bin aza ile genç alman kadınları cemiyetinin beş bin azası bu sabah Führerin huzuriyle yapılan merasime iştirak etmişlerdir. Şeref tribününde, nasyonal sosyalizm hareketinin bütün idarecilerinden baş- ka, yabancı diplomatlar, ordu mün_ıeı— silleri, hükümet azası ve iş servisi ida- recileri de hâzır bulunmuşlardır. Doyçe Algemayne Zaytung un Sovyetlerden bir suali Berlin, 12 ÇA.A.) — Doyçe Al- gemayne Zeytung gazetesi yazıyor Moskova şimdiye kadar naıyonîıl sosyalist Almanya aleyhinde hiç bir neşriyat fırsatnı ihmal gememfştır. Sovyet matbuatr herhalde bolşevizme karşı Nürenbergde meydan okunması- nı da büyük bir alâka ile karşılamıştır. Fakat şurası dikkate değer ki, gerek rosenberg ve gerek Göbbels tarafından delillere dayalı olarak ileri sürülen sı- kı yahudilik - bolşeviklik rabıtası hak- kında bütün sovyet matbuatında bir tek kelime çıkmamıştır. Bu zımni iti- rafı sened ittihaz ederiz. İngiliz gazetelerinin Nüremberg kongresinden çıkardıkları netice Londra, 12 (A.A.) — Nüremberg nasyonal soyalist konğresi çalrşması İngilterede çok büyük bir alâka ile ta- kib edilmekte ve Londra matbuatı, muhtelif nazi liderlerinin söyledikle- ri nutukları neşerederek bunlar etra- fında geniş düşünceler yürütmekte- dir. Deyli Teleğraf diyor ki: “B. Hitlerin ve B. Göbbelsin kul- landıkları lisanlar Avrupa siyasi mah- fillerini çok hayrete düşürmüştür. Al- manyanın bolşevizmi sevmemesi key- fiyeti, Avrupa kıtasını ateşe ve kana boğabilecek ve faşist devletleri, Al- manyanın hiç bir suretle korkmadı ( bir kuvvete karşı bir cihad açmağa sevy kedebilecek olan bu kabil nutukları İ« zaha kâfi değildir.,, Morning Post, diyor ki:; “Şayed, B. Hitler, sovyetlerle gere çekten alâkayı kesmek istiyorsa bunut yapmak için neden dolayı şŞu anı seç« sin? Şu sırada, iki memleket ımmd; hiç bir kavga sebebi yoktur. B. Hitlerij Sovyet Rusyaya karşı böyle bir hare« kete sevkeden şey belki de Lokarna konferansının - yaklaşmış olmasıdır, Filhakika, Sovyetlerle münasebetleria nin kesilmesi halinde, Almanya, Lo« karno koönferansında, bazı garb dev« letlerinin, bilhassa Fransanın bir şarkj garanti paktı tanzimi hususunda ileri süreceklerinden şüphelendiği — teklifi makul olmıyarak vasıflandıracaktır.,, | Deyli Herald da B. Hitlerin müza« kereye girişmeği kabul edip etmiyecce ğini ve yahudilerle bolşevikler hak< kında taşıdığı sabit fikirlerin şu nazikl anda onun düşüncelerine bu derec za« rarlı bir surette hâkim olup olmiıyas« cağını soruşturmaktadır. | Çubuk Barajı asfalt yolu On iki kilometre olan yol iki aya kadar tamamen bityior Ankaramızı bol suya kavuşturacak Çubuk Barajını şehre bağlıyan 12 ki- lometrelik asfalt yolun inşasr bitmek üzeredir. 8 kilometresi evelce maka- dam şose olan yolun bi kısmı ile son 600 metrelik ve hiç yolu olmıyan kısım da böylelikle asfalt olarak ikmal edil- miş olacaktır. Yolun 8-1100 kilometresi civarında 139 metrelik bir sahada 0.066 — meyli vardır. Yol üzerinde azami imla irtifar 8.12 metre ve azami mikdar irtifar 1.38 metredir. Bu civardaki taş ocaklarında matlüb vasıflarda taşlar bulunama- dığından taşlar civardaki — ocaklardan temin edilmiş ve iki ve üçüncü kilo» metreler arasındaki inşaatta cincin'in kalkler taşları kullanılmıştır. Sınai imalat ünd birçok menfezlerin terkedilmesi lâzım geldiği gibi bir. kısımlarında da bir ve yahut iki tarafa temdid yapmak i- tab etmiştir. T Bundan başka bu sene yağan şiddet- H yağmurların husule getirdiği seller yolun baz kısımlarını bozmuş ve sınat imalâtın suları alamıyacağ anlaşılmış olduğundan bir kısım menfezlerin ye- niden ilâvesine zaruret hasıl olmuştur. ŞOSE KISMI: Şose arzı $ metre ve banketler birer metre olmak üzere platform 7 metre olarak — yapılmıştır. Şose kısmı 0.15 metre blokaj ve üzeri- ne 015 metre kırma taş ilâvesile teşkil edilmiştir. Blokajın beher metre mikâ- bına 2.5 ton kilometrelik ve kırma ta- şen boher metre mikâbına 7 ton kila- metrelik isabet edecek şekilde silindi. Plâm ve profilin tadili yü , ÜĞN el e GÜ taj yapılmıştır. Blokajdan evel sandık Ş a ’ Yoldan ağaçlıklı bir kısrm Ankara radyosu 20, Kadın sesi sanatkârı Bn. Servet tarafından halk havaları koönserj 20.30 Ev kadınına öğüdler 20.45 Tango ve caz plâk neşriyatı 21. — Caz örkestrast 21.380 Gazetelerden haberler ve ajangı 21.50 Stüdyo salon orkestrası 22.30 Halk şarkıları ve karışık plâlf neşriyatı Yarınki program ve istiklâl marş Çankırıda zelzele Çankırı, 12 (A.A.,) — Bugün saat beşe on kala biribiri ardınca iki zelze« le oldu. Hasar ve kayıp yoktur, Sarsırı tı dün gece de olmuş, halk sarsıntıdar uyanmıştır. 2245 kalıp tatbik etmek suretiyle açılmış ve ayrıca silindiraj yapılarak — şivelmari ile tahkik edildikten sonra blokaj in« şasma müsade edilmiştir. Bu suretle yapılan şose kumlanarak grafiğe terk. edilmiştir. ASFALT İNŞAATI: İlk keşifta şose sathı; asfalt kaplama usulile kaps — — lanacaktır. Fakat bu yolda gidiş geliş çoğalacağı ve fazla sürat — yapılacağı dikkate alınarak bu sistemin iyi netice veremiyeceği, sık sık tamire ihtiyaç göstereceği ve bu yolda geçit temini pek müşkül olmasından tamirat sıra- sında birçok zorluklarla karşılanacağı göz önüne alınarak asfalt kısının tak- viyesi düşünülmüştür. Bu suretle sat- hi asfalt kaplama yerine beton asfalt inşası muvafık görülmüştür. Beton as- falt mebdeden — itibaren baş tarafta 14550 kilometrelik kısmı beher metre murabbama 65 kilo ve kalan kısmı be- her metre murabbamla 50 kilo dökül. mek süretiyle inşası kararlaşmıştır. e kökünden yıkmıştır. Avrupada ilim a- ——— TEFRİKA: No. 43 BİLİNMİYEN İ NSAN Yazan: Di ALEXİS CARREL Türkçeye çeviren: NASUHİ BAYDAR lığı, inşa edilmiş ol- 4 ”Bhı'nıidenin sağla: ve montajı:ı::l: i m“ğ:emmelliğe bnğlu'lıı':ulîıknğı bıî:h ı:ı:h b: un rıl:;tîxî:: ç:ialtiklik, sıkılık, .buzııı(lu:u duız;ıl miyerek yenilerini ıgt;ydaı.ııî g_etımı-ıe li uzviyetin intibak edici değışıklıkleı: e ıy:ı yakee yetlere karşı koyması gibi'şeylerdir. Ve0 yorgunluğa, kaygılara mukavemet, cet gaa lunma kabiliyeti, âsab muvazenesi .ınîz'irı ea üstünlüğünün ölçüleridir. Medeniyetim BŞ rucularınr bu gibi kaliteler ka_ımkter.ız.eA eb cü,;ı. Büyük beyaz ırklar muvaffakıyedğnnıı) ıı:âımı“i- lelerinin kemaline borçludurlar. ÂAsa İi nin kemali ise, pek hisli ve ml'ınlfe.mıâ n makla beraber disipline de elverişli ;:uı e Garbi Avrupa milletleriyle onl_ır ele: eeei merika ahalisine diğerleri üzerindeki aei ti temin etmiş olan bu inıanlnrı_n ınâgı ki ve şuurlarmdaki mümtaz kalitelerdir. » 4 ha asal Üüs- Bu uzvt sağlamlığın. bu dimağ ve ünlüğünün mahiyetini bilmiyoruz. Bunların :Eıel!l)ış“bizzat höcrelerin bünyelerinde, bunll::: (erekküb ettikleri şimik mlıddel_erde.u uzü. Ka mayiler ve sinirler vasıtasiyle bir 'kul h lmlin biribiri ile imtizaç etmesinde midir? Bi )’02 ruz. Bu kaliteler msidir. Bizlerde pek çok “:rn lardanberi mevcuddur. Bununla bernbe! ö büyük ve en zengin milletlerde dahı klybob ; bilirler. Geçmiş medeniyetlerin tarihi bize faı felâketin mümkün olduğunu göıter_mdne.ndi e kat nasıl olmuş olduğunu izah etmemek 2 kkaktır ki vücudun ve şuurun $28 K ğur::hafm olunmalıdır. Dimağ ve ıııa_bet;:iv- veti adali kuvvetten son derece 'elıeı_nuıy_ yor. üvük bir ırkm tereddi etmemiş nesilleri yor- g:ıı:lı:ığu ve korkuya karşı tabif bir ".'".k”âîm..ete sahibtirler. Sıhatlerini ve emniyetlerini düşün- mezler. Hekimin ne olduğunu biln.ıezlel. dîkm- yolojik şimicilerin bütün vitaminleri ve andokrin guddelerinin ifraz mahsullerini ııîf halde - bul- dukları zaman ideal çağın gelmiş .olıaiıu inanmeazlar. Böyleleri kendilerini f_ualıyettce:;ı— lunmak; düşünmek, sevmek, mucm? yedip muzaffer olmak - için dü;ey;ıyn _g.elı'ıuın;bıııhâze;ı dış âlem üzerindeki tesiri, avı! i 5:: ı:xn îah;i hayvanm hamlesi kadar basit- e Sıhat halinde olan vücud sessizce yaşar, “ ü Ü <e li ddd L dlabla — Onun işlediğini işitmez ve duymaz. Mevcudi- yetimizin âhengi, süküt ve murakabe içinde bulunduğumuz zaman şuurumuzun tâ - içini kaplıyan on altı silindirli bir motörün tatlı me- rıltısı gibi senestetik tahassüslerle tezahür eder, Uzvt fonksiyonlardaki âhenk huzur hissi verir. ir uzvun mevcudiyeti şuurun kapı eşiğine eri- şince bu uzuv kötü işlemeğe başlamıştır. Ağrı bir nevi imdad işaretidir. Birçok insanlar hasta olmadıkları halde sıhatte değillerdir. Demek ki, nesiclerinden bazılarının kalitesi fenadır. Falan güddenin veya falan muhati gışanım — ifrazları ya fazla veya çok azdır. Asabi cümlelerin tehey- yüc kudreti mübalagalıdır. Uzvi fonksiyonları- nin zaman ve mekân içindeki irtibatı iyi bir şe- kilde vuku bulmamaktadır. Nesiclerinin intana karşı mukavemeti kifayetsizdir. Vücud madun- luğunun bu halleri, sahibinin alınyazısı üzerine ağır tesir icra eder ve onu bahtsız kılar. Nesicle- rin ve uzuvların âhenkli inkişafını temin edecek vasıtaları keşfedecek olan zat, büyük bir terak- kinin âmili olacaktır. Zira, bizzat Pasteur'ün yapmış olduğundan fazla olarak, insandaki sa- adet istidadını çoğaltacaktır. Vücudun zaafa uğraması için pek çok se- bebler vardır. Bilinmektedir ki fazla zayıf veya fazla kuvvetli bir gıda; alkolizm, firengi, aynı kandan olanlar arasındaki evlenmeler. tefahı. ” * ”) ——— zevk ve safa nesiclerle uzuvların kalitesini azaltmaktadır. Bilgisizlik ve fakirlik de İi liğin verdiği neticeyi verir. Medeni insanlar üs- tüva iklimlerinde tereddi ederler. Bunlar daha çok mutedil ve soğuk iklimlerde gelişirler, Bunlar, devamlı bir cehide, maddi manevi bir d'fıipline. insanı mahrumiyetlere mecbur tutan bir yaşama tarzma muhtaçtırlar. Böyle bir hayat tarzı şartları yorgunluğa ve kagılara mukave- met etmek kudretini verir ve onları hastalıkların bir çoğundan ve hususiyle sinir rahatsızlıkların« dan korur; dış âlemi fetih ve zabtetmeğe, daya: nılmaz bir şekilde sevkeder, XV - Hastalık, fonksiyonel ve bünyevi bir teşevs —— vüşten ibarettir. Hastalığın görünüşlerindeki çe şidlilik uzvi faaliyetlerimizdeki çeşidlilik kadar çoktur. Mide hastalıkları, kalb hastalıkları, asa« bi cümle hastalıkları, ilaâhır vardır. Fakat hass —— ta vücud da normal vücud gibi vahdetini mu- — * hafaza eder, yani her tarafı hastadır. Hiç bir — hastalık yalnız bir uzva münhasır kalamaz. Can« h mahlük hakkındaki eski anatomi telakkisidir ki hekimleri her hastalıktan bir ihtisas mevzuu çıkarmağa sevketmiştir. İnsanı hem parçaları ve lı.em de bütünlüğü ile, anatomik, fiziyolujık ve —| dimaği manzaralariyle bilenlerdir ki onun hass —© ta olduğunu anlıyabilirler. (Sonu var) — n ENEN