SAYFA 2 Montrö mektubları: 14 Château de Chillon - Tir cantonal konferansı Festival eğlenceleri arasında Mon- trö'de bir de Vaud kantonunun ter- tüb ettiği atış müsabakaları yapılıyor. üsabakalara dokuz günde tam altı bin atıcr iştirak edecek, atış mavzer ve tabanca ile yapılıyor ve atışlarda kazanılar puvanlar ordu tarafından tetkik ediliyor. İsviçre'de askerlik hizmeti - yapan bütün isviçreliler askerlik çağında bulundukları müddetçe silah ve elbi- se dahil bütün harb eşyalarmı evle- rinde saklarlar ve müsabakalara bü- 'tün bir yıl devamlı bir çalışmadan sonra bu silahlarla iştirak ederler. Kontrol heyetinin verdiği rakamlara , göre isviçreliler atışlarda yüzde 90 a “ yakm muvaffak oluyorlar. vv İsviçre'de askerlik çağında — bulu- nan ve 9o 90 silahını muvaffakı- yetle kullanan yüzbinlerce insanın her zaman silahlı bulunuşu memle- E biram öit li — kullanmıyor. Bütür diğerlerini bir tarafa birakınız! yalnız bu karşılık- / İrinanma, İsviçre'de vatandaşlık ter- bıyeı in vardığı yüksek tekâmül de- östermeğe kifayet eder. v İsviçreliler eski edebiyatta adına 'tam kendisidirler. Bayramlarda, dü- #ünlerde, pazar eğlencelerinde va- kit ve fırsat buldukça harb şarkıları söylerler, harb masalları anlatırlar, harb temsilleri yaparlar. Fakat har- bi hiç sevmezler, — Eğer mecbur olursak! eğer kü- “ çük muhteşem vatan - tehlikeye uğ- rarsal Derler. — Bir tek isviçrelinin yaşadığı İs- wicse toprağmda İsvicre bayrağı var- dir. ! Bu; son isviçreli ölmedikçe İsviç- ve istila edilemez demektir. v Atış müsabakaları isviçrelilerde harb, disiplin, nefse emniyet; mem- — lekete ve vatandaşa karşı mesuliyet — Hüslerini besliyor. Ve eli silahlt isviç- İ reli; hür İsviçre topraklarında mem- leketin müdafaa ve emniyet mesi yetini üzerine almış cephe neferine — benziyor. ven Pazar günü Vaud kantonu boğaz- — larkonferansına iştirak eden delece- ler ve gazeteciler şerefine - Chateau de Chillon'da bir çay verdi. E Chateau de Chillon' nat kiymeti, siyasi rolü cek konuşanlar bile bunların üzerinde — aymayrı onar dakikadan fazla dura- — miyorlar. En çok konuşulan, Byron'un şöh- — retlendirdiği Chillon mahpusudur. — — şte Chillon mahpusunun yedi yıl bağlı kaldığı taş sütun! işte By- Ton'un imzasr! işte Byron için konu- lan kitabe! ve sütunlar!... yontulmuş taş sütunlar gotik kemerlere bakıyoruz, meğe ve hissetmeğe çalışıyoruz Şatonun en altında kapı diye kul- lanılan dar, şekilleri taayyün etmemiş — oyuklar, kalın fena yontulmuş - taş- — lardan yapılmış duvarlar, karanlığı birkaç defa artıran kalın bir parmak- — İik ve bütün bunların arkasında şa- tonun dokuzuncu asır tarihine karı- şan yegâne eseri! On adamın yanyana ayakta dura- — mıyacağı bir boşluk, bir metre yük- — sekliğinde bir kaide, Şatonun kil vil v — Vaktiyle şatonun anbarı olarak kullanılan los bir avludan cecivarı Dar bir bölmede büyük ve eğri bir kaya, Mahküm ölümden evelki gece sini bu taşın üzerinde geçirir, sabah- leyin şu direğe asılır ve kadavrası şu kapıdan Cenevre gölüne atılırmış!.. Mahkümun son gecesi, taş yatak, tahta direk, ip, kapı, göl ve göle atı- lan kadavra!.. Bütün bunlar meşhur olmak için yeni bir Byron bekliyor. Birinci ve ikinci katta asırlar iler- liyor, 13 üncü, 14 üncü, 16 mcı, 18 - inci asırlarda yapılan ve kullanılan, yemek salonu, duvarları şatoda otu: ran ailelerin armalariyle - süslenmiş kabul salonu, mahekme salonu, za- yıf iptidai tezyinatlı yatak - odaları, büyük, sade ocaklâr, mütevazi para, silah koleksiyonları, kaba - işlemeli tahta, hiç işlenmemiş bakır ev eşya- darı. Dipte, küçük bir od kalın bir kalas yerleştirilmi; da yanyana üç delik var. Deliklerden yirmi metre aşağıdaki Cenevre gölü . Chateau de Chillon'da parlak olan gey, tarih, sanat, siyasi rol değil, biz- zat montrölülerdir. Montrölüler yıl- lardanberi Chateau de Chillon'u ta- mir ediyorlar, onu İsviçre köylerin- den, koleksiynolardan, müzelerden edindikleri eşyalarla eskiden olduğu ölüler için tarihi kıy- eti az veya çok, fakat bütün tarih e- serleri gibi şehircilik bakımından süs- liyen, terbiyecilik bakımından öğre- 'ten bir şeydir. Chateau de Chillon, Lae Löman kenarında, / Mont bir montrölülerin bir gururudur. .- Konferans bir türlü ilerlemiyor, Tevfik Rüştü Aras'ın evelki günki beyanatından sonra dün umumi toplantı yapılacaktı, yapılamadı ve bugüne bırakıldı. Talikın konferans dışında sebeb olduğu dedikodular, anlatılamıyacak kadar çoktur. Fakat biz artık menbar ne olursa / olsun, çoğunun hususi siparişlere göre ya- pıldıklarına pekâlâ inandığımız - bu haberlerin hiç birine ehemiyet ver- miyoruz, ve sükünetle, bugünkü ve yarımki toplantılarm vereceği netice, Neşet Halil ATAY Askeri terfi listesi 30 ağustosta ilân olunacak olan aske- Tt terfi listesinin hazırlığı bitmiştir. Liste bugünlerde yüksek tasdika arze- Gilmek üzere İstanbula götürülecektir, Annelere Öğüt Çocuk esirgeme kurumu genel mer- kezi; sıfır yaştan bir yaşına kadar ço- yakılacağını öğreten “An- sayısını yeniden bastırmıştır. Birinci sayı öğüt birer ay- lik yazılmış 12 tane mektubtur. İkinci sayr öğüt: Çocukların nasıl ve mamalarının nasıl ha- beslenecei Her iki öğütleri istiyenlere kurum parasız olarak gönde- rir. (Ankara: Çocuk esirgeme kurumu genel merkezi başkanlığına) bir yazı ile başvurmak ve adres bildirmek kâfidir. Havacılık ve Spor Havacılık ve Spor'un 15 temmuz sa- yısı herzamanki gibi temiz ve olgundur. İçinde şu yazılar vardır : Kanatlı nesil - Server Ziya. İnönü sırtlarında - Behçet Kemal, İnönü hava- sında - M. Nurettin. Fırtınalı havada u- çuş - Abidin Daver. Habeşistanda uça- ğın oynadığı rol, tayyarecilikte seyrü- sefer, Yıldızdan ana vatana (büyük hi- kâye), 936 Berlin olimpiyadları. Bütün okurlarımıza tavsive ederiz. Atatürkle Kıral Edvard arasında Büyük Britanya kıralına karşı tev- cih edilen suikast dolayısiyle, K. Ata- türk ile Sekizinci Edvard arasında aşa- #rdaki telgraflar teati olunmuştur Majeste Sekizinci Edvard Londra Zatı şahanelerine tevcih edilen men- fur suikastten kurtulmaları dolayı majestelerine en har tebriklerimi ve Tin sempatimi bildiririm. K. Atatürk Türkiye Reisicumuru Ankara Sempati ve tebriklerini bildiren çok mazik telgrafınızdan dolayı samimi su- Tette teşekkür ederim. Hayvanlar vergisi Yoklama işinde çalışan jandarmalara nasıl ikramiye verilecek? 2697 sayılı hayvanlar vergisi kanu- nunun 26 mncı maddesinin birinci fık- S1 yoklama işlerinde çalıştırrlan me- murlara - jandarma zabit ve küçük za- bitler dahil - ücretlerinin veya emsal le birlikte maaşlarının birer ve jandarma efradına üçer aylık ikramiye verileceği kaydedilmektedir. Bazı ma- hallerden yoklamada- çalıştırılan jan- darma, çavuş, onbaşı ve efradına veri- decek ikramiyelerin hesabında tem- did zamlarının ve iaşe bedellerinin hesaba alınıp alınmıyacağı hususun- da tereddüde düşülmüş olduğundan Ma- liye Vekâleti alâkadarlara bir tamim Bu tamime göre; A — Jandarma zabitlerine emsal ha- Silr ile birlikte ve küçük zabitlerine temdid zamlariyle beraber birer maaş nisbetinde: B — Onbaşı ve efrada, iaşe bedelleri hariç olmak üzere maaşlarının üç misli üzerinden ikramiye verilecektir. Türkiye -- Avusturya ticaret ve kiliring muka- veleleri uzatıldı 21 temmuz 936 tarihinde müddeti bi- 'ten 'Türkiye ile Avusturya arasmndaki ticaret ve kliring mukavelelerinin uza- tilması için bir müddetdenberi dış işler bakanlığı ile Avusturya elçiliği arasında cereyan eden konuşmalar neticelenerek dün yeni mukaveleler dış işler bakanı vekili B. Şükrü Saracoğlu ile Avustur- ya elçisi B. Bühberger arasında dış işler bakanlığında mutad merasimle imza e- dilmiştir. Bu yeni mukaveleler iki mem- Jeket arasındaki ticaret münasebetlı daha ziyade sıklaştıracaktır. B. Halid Nazmi Londraya gitti Londrada 27 temmuzda başlıyacak o- fan türk - ingiliz ticaret ve kliring gö- rüşmelerinde bulunmak üzere Belgrad- da Balkan ekonomik komitesinin isti. şari toplantılarında bulunmakta / olan Finans bakanlığı nakid işleri umum di sektörü B. Halid Nazmi Londraya gi miştir. Şeker fabrikalarının hazırlıkları Eskişehir, 23 ÇA.A.) — Şeker fabri- kaları ağustos'tan itibaren kampanyala rına başlamak üzere hazırlıklarını bitir. mişlerdir. Geçen sene mahsul azlığı do- Jayısiyle çalıştırılmıyan Uşak fabrikası da bu sene faaliyete geçecektir. Pancar mahsulü bu sene umumiyetle iyidir. Bu fazliyet senesiyle Şeker sanaylimiz nuncü valını doldurmus olacaktır. 24 TEMMUZ 1936 CUMA Atatürk ve inkılâb anıtları Bugüne kadar olan yapılışları muh- telif şekillerde ve kısmen kontrol edil- mekte olan Atatürk ve inkılâba aid a- mıdların inşasınt İç bakanlık yüksek bir fen heyetimin tam mürakabesine verme- yi kararlaştırmıştır. « Türk milletinin; Büyük Önder A- tatürkle devrime karşı duyduğu — hay- ranlık ve bağlılığın bir ifadesi olan bu anıdlardan bazılarında rastlanmakta o- lan sanat eksikliği ve estetik noksanlı- t yerine değerli eserlerin yer bulma- aıma imkân verecek olan bu karar şu. dür: Vilayet ve belediyeleri deri ve büyük inkılâbr tel 'yer anıdlar yapmak teşebbüsünde bu- Proje merkezce tasdikden sonra yapılacak lundukları memnuniyetle — görülmekte ve haber alınmaktadır. 1 — Herhangi bir sahaya dikilecek bir âbidenin şekil, resim ve ifade itiba rile taşıyacağı hususiyetin tayini yük- #ek fen ve ihtisas bilgisi aynr zamanda muayyen bir plânın tatbikatı ile alâka- İıdır. Bu itibarla gerek vilâyet ve ge- Tek belediye idarelerinin yaptırmak ta- Savvur ve teşebbüsünde bulunacaklarr anıdların resim ve pdânlarile keşif eve takını merkeze gönderip tasdik ettirme. den tatbikatına ve hiç bir teahhilde gi- rişmemeleri münakasaya konduktan son ra da merkezden istizan ve müsaade tihsal edilmedikçe ihalelerinin yapıl- maması tamimen tebliğ olunur. Başbakanımızla B. Karahan arasında (Başı 1. inci sayfada) olan devletler için de mühim bir emniyet unsuru teşkil etmektedir. Bi- nacnaleyh, bu keyfiyet, Sovyetler Birli; Türkiyenin, — uğrunda çalıştıklarr sulh eseri - için — kıy- metli — bir hasıladır. — Montrö Konfe- ransının nihat “muvaffakiyetine çok yardım etmiş olan Ekselansınıza kal- bi ve heyecanlı hararetli tebri imi ve derin saygıla- Karahan Ekselans Karahan , $.S.C.I. Büyük Elçisi Montrö konferansının vasıl olduğu mesud netice münasebetile Ekselansı- nızın bana göndermiş olduğu nazik tel- grafı Ankaraya avdetimde haz duyarak aldım. Ekselansınızın tebriklerini ifade için kullanmış olduğu keli Jayı çok mütehassis olduğum halde, en hararetli teşekkürlerimi takdim ederim. Montröde elde edilen netice beynelmi- Jel anlaşma sahasında yeni bir merhale teşkil etmekte ve türk - sovyet dostlu- Zunun yeni bir tezahürü olmak itiba- rile bilhassa büyük bir ehemiyet ikti- Sab etmektedir. Samimi teşekkürlerimin - kabulünü 've en güzide hislerimle en kalbi dost- Tuğumdan emin olmanızı rica ederim. İsmet İnönü ULUS: Başbakanın Ankaraya ave Getinde bulduğu bu telgrafname, oku- yucularımızın da göreceği gibi, sıcak ifadesile Ankarada çok iyi karşılan: muştır. / â telliş seyahati Eveli gün İstanbula giden Gümrük muhafaza umum kumandanı Tümgene- ral Seyfi Düzgören hafta içinde İstan- buldan Tranbzona gidecektir. General bu yolculuğu Erzurum, Beyazıt, Kara, Atdahan ve Sarıkamış mintakalarına kadar uzatarak buradaki kara ve kıyr gümrük muhafaza - teşkilâtini teftiş e- decketir. İç Bakanlıkla terfiler İç bakanlık Öörük direktörlüğüne vi. liyclkr idaresi umum — direktörlüğü $ üncü şube direktörü Ahmed, hukuk mü- gavirliği muhakemat kısmı direktör mu- avinliğine de Olti kaymakamı İzzet ta- yin edilmişlerdir. Eti Bank'ın teminat mektubları Etibank tarafından verilecek temi- 'nat mektublarının da kabul edilmesi ba- kanlar heyetince kabul olunmuştur. Hukuk talebesinin şark vilâyetleri yolculuğu Ankara hukuk fakültesi talebeleri önümüzdeki pazartesi günü kamptan dönecekler ve ağustosun başlarnda ü- çüncü umum müfettişlik mıntakası da- hilinde bir geziye çıkacaklardır. Grup 50 kişiliktir. Sekiz vilâyet gezilecek ve seyahat iki ay kadar sürecektir. Tarihteki garib | vakalar Gametemiz yakında Maz Kem merich'in bu başlık altında merak- İr olduğu kadar faydalı yazılarını neşre başlıyacaktır. seri dilimize arkadaşlarımızdan S. Ali tarafından çevrilecekt yapıyor Çanakkale, 23 (A.A.) — Vilâyetin her tarafında bir bayram hayatı devam € diyor. Elli kişilik bir heyet bugün Ana- fartaları geçerek Cesaret tepede Meh. met Çavuş Ve gitmiş, orada top- danan binlerce köylüler ve bilhassa şe- hit ayleleri huzuriyle ateşin söylevler verildikten sonra muhtelif çelenkler ko- nulmüş ve sonra ingiliz ve fransız harb ezarlıklarma da aynı suretle birer çe- lenk konulmuş ve dönülmüştü c — DİL KÖŞESİ Bir gazete, vahşi kabiylelerin ya- gayışlarına aid bir makalenin üzerine Başlık altı olarak şunları yazıyor: “Cenub adalarmın kaybolmuş cen- netlerinde yaşıyan bu adamlar ek- kavgası nedir bilmezler. Tabiat bütün ihtiyaçlarını bol bol hazırla- mış. Giyinmek, ısınmak derdleri, pa- raya lüzumları yok.” “Kaybolmuş cennet” ne demektir Gözden kaybolmuş denilmek - isteni- “yorsa bunun böylece tasrih edilmesi Tamış”. Tabiat, bütün insanların ihti- yaçlarını hazırlar ve hele medeni memleketlerde yaşıyanların daha da fazlasiyle. “Tabiat muhtaç oldukları her şeyi hazırlamış” denmek istenmiş olsa gerek. de- Eleni ile metresi Mahmud. kavga et mişler ve...” Yukardaki satırlar her hususta er- kekle eşit tezahürü olsa gerek. Öyleya erkekle kanun dışt olarak beraber yaşıyan kadına metres deniliyor, erkeğine de 'neden aynı ad verilmesin? Biz, metres tabirinin, erkek için, ancak mahalle ağzında kullanıldı nt sanıyorduk, meğerse, ağzını bu tarz ifadeye alıştırmız. gazete muh- birleri de varmıs! ik istiyen feminizmin bir