10 TEMMUZ 19386 CUMA Bir sıhat kaynağı: Çelik Palas Bu müesseseyi kuranlar, mem lekete modern kaplıca ve iyi otelciliğin güzel bir eserini vermişlerdir Bursada Çelik palas'ın bahçesi Bursa (Hususi muhabirimizden) — Bursanın kaplıca idi) bir aydanberi bursalıların ve Bursaya gelip gidenlerin çok rağbet ettikleri ve fırsat bulunca ilk uğradı! larr yer olmuş bulunuyor. Nasıl olma- #ın ki: Bir orman denizini andıran Bur- #a ovasını ayaklarınızın altına seren terasasında ve bahçesinde temiz, bol ve inanılmıyacak kadar ucuz olan ” otelin yemeğini güzel bir müzikle yiyel yorsunuz. Hele Bursa'dan Palas'a kadar yarım Saatte bir işliyen ve gece yarısına ka- dar devam eden otobüs servisi başla; Ür gündenberi Bursa halkının akın et tiği Çelik Palas bahçesi, renk renk çi Şgekler arasında oturan gene renk renk tuvaletli, elbiseli insanlarla dolup taşı” yor. Palas'ın havuzlarından - dökülen suların şırıltısı, akşamdan sonra - Ul e üztiğaliyor. Şimdi barsalılar ve Burca. ya gelenler, tam konforlu bir. otele, gok eğlenceli bir bahçeye kavuştuk di- yorlar, Tabiatin Bursa'ya verdiği güzellik- lere: onun bir lütfü mahsusu demek lâ- cennet denecek kadar zengin ve göz alrer gü- zelliklerle karşılaşırsınız.. ne çare ki: bu güzelliklerin üstünde şimdiye kadar insan eli ve büyük bir sermaye işleme- miştir. Bunun için Bursa'nın güzellik- Jeri sade, metrük ve tabit halinde kılmıştır. Görülüyor ki: bir Çelik Palas'ın a- gılmasiyle koca bir şehrin yüzü derhal değişmiştir. Su halde biz bunu kendi- mize örnek almak meeburiyetindeyiz. Dün akşam güneşin batışını Palas- an bahçesinden seyrettim. Burada gü- neş; küllenmeye başlıyan bir kor par- çası gibi solgun yüzi Mudanya dağlarının üstünde Önümüze; uçsuz bucaksız gibi - gör 'nen Bursa ovasının nefti rengi terilmiş bulunuyor. Karşı dağlar her saniye de- işen bir renk alıyor. Sağımızda: ka; ları, ihtiyar ninelerin kırık- dişlerini andıran bir çarpıklıkla Uludağ yamaç- Jarınm silvetleri yükseliyor, daha son- ra; bu yamaçların altında koyu bir ye- şilliğe boğulmuş gibi duran Bursa şeh- Buraya bir cennet demeyip de ne demeli? Sarmaşıkların örüp kaplamıya başladığı duvarlariyle, yerden fışkıran sıcak, soğuk, ılık türlü türlü sulariyle, batıyor. #esi, gazinosu ve dalları arasından ta- gan elektrik huzmeleriyle Çelik Palas sahiden bir cennete benzemiştir. Tete: bir cu şehrinin'en büyük 1f linin ve insan zekâsının karışmasiyle neler yapılabileceğini gösteren model bir âbidedir. Bittabi bu ve buna benzer ler Bursa için bir para ve bir serma- ye meselesidir. Gönül ister ki: müte- Şebbislerimiz, sermayedarlarımız - göz- lerini biraz da yurdun bu cazib köşesi. 'ne çevir Musa ATAÇ Peru ve Ekuatör arasın- daki arazi anlaşmazlığı Vaşington, 9 (ALA.) — Peru büyük eiçisi ile Ekuatör orta elçisi, hükümetle- tinin arazi anlaşmazlığında kendisini ha kem seçmeyi kabul etmiş olduklarını B. Ruzvelt'e bildirmişlerdir. Peru ve Ekuatör heyetleri, anlaşma projelerini B. Rüzvelte 30 eylülde Vaşingtona ge sunmak üzere klerdir. Bu akşam Avrupa dan dinlenebilecek seçı (Ankara saati ile) Konserler: 2040 Paris P.T.T. (Pule konseri) 22— Lüksenburg (Senfonik konser) Z1— Radyo Paris (Melodi) (Piyano, Şan) Tiyatro, Opera, Varyete: 2030 Viyana (Si €tais roi - Adam) 2110 Leipziğ (Cosi fan tutte - Morart) 2130 Liyon (Operadan nakil) 2128 İaviçre (Kabare) 2130 Paris P.T.T. (Komedi Fransez: den nakil) Roma (La divör ce€ - Foli) Strazburg (Galathte) Post Parizyen (Amatörler saati) 2140 22— 2205 Dans 2330 U—— 2415 Müziği; Varşova Leipzig, Londra Kopenhag Droitwich KISA DALGALAR Radyo Kolonyal (25m, 24 1715 Haberler 18— Konser 19.50 — Fransız masalları 2130 Tiyatro Daventri (19 m. 66) $ numaralı senfoni (Schubert) Konser ve İskoçya dans havaları ÇLa licrre bleu - gibbs) Dansing 1832 20— 2220 2305 Roma teöm. 40) Şan resitali Mandolin - Şan Varyete 1518 1601 1830 ANKARA RADYOSU Plâk yayımı ve ajans haberleri Edebiyat saati Oda müsikisi (plâk) Ajans haberle Hafif müzik 1230 19.30 19.50 2030 2040 İSTANBUL RADYOSU Muhtelif plâklar 1915 Hafif musiki rı (plâk) Halk musikisi Stüdyo orkestraları Son haberler Saat 22 den sonra Anadolu ajan- #mın gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir. Bando Konserleri Riyaseti Cumur bandosu tarafından Kamutay bahçesinde verilmekre — olan konserin programıdır.: I Kısım 1— Fon Blon — Marş Alterayt Brayt 2 — Valtoyfel — Vals — Espana 3— Masne Üvertür. Pedr TI Kışım 4— Grik T.Sült Perkent $ — Berliyo Marş Ongruvaz Not: Morsoların ve müelliflerin (- simleri Türk alfabesine göre yazılmış. (Başı 1. inci sayfada) Tünç ve tehlikeli bir adım olarak gör. mektedir. Bu gazete diyor ki: “Böyle bir tedbirin tek sebebi, Mil- detler Cemiyetinin herhangi bir anlaş. mazlığı hal ve herhangi bir tedbiri al. mak hususundaki iktidarsızlığıdır. An. daşmazlığın sebebleri hakkında Dan- zige gidip tahkikat yapmıya lüzum bile olmıyacaktır. Komisyonun çalışmaları, Paris, 9 (A.A.) — Sosyalist partisi genel sekreteri B. Pol For, fabrikala- fin İşçi tarafından işgal edilmesini mevzuubahs ederek ezcümle - şunları söylemiştir. “İşçilerin ıstırabını anlamak gerek- tir, Bütün anlaşmazlıklar, iki taraflı kısa görüşmelerle halledilmeli ve böy- le bir imkân mevcud olmadığı tak'tir. de; İş Bakanının hakemliğine tevdi o- dunmalıdır. Fabrikaların işgali kanuni olmamakla beraber hükümet, silahir kuvveti işe karıştırarak, işçilerin kanı İtalya ve olimpiyaö oyunları Roma, 9 ÇA.A.) — İtalyan olimpiyad komitesi, İtalyanın 1940 senesi olimpi- in evvelce koymuş geri alacağını bil- dirmektedir. İtalya, o seneki olimpiyad- lar için Japonyanın namzedliğine yardım edecek ve 1944 senesi olimpiyadlarının Romada yapılmasını temine çalışacaktır. Aynı komite, İtalyanın 1940 senesi olimpiyadlarmı tertibten vaz geçmesi- nin sebebi Habeşistan futuhatr dolayı. iyle halledeceği bir takım meseleler bu dunması olduğunu ve bu meselelerin 1. talyanın bütün enerjisini sarfetmesini i- cabedecek derecede mühim olduğunu i- lâve eylemektedir. Vulviç tezgâhlarında patlama Londra, 9 (A.A.) — Vulviç deniz tezgâhlarında bir infilâk olmuş ve bu sebebten beş kişi ölmüştür. Bu husus. ta fazla tafsilât alnamamıştır. Londra, 9 (A.A.) — Beş kişini Tümü ile neticelehen ve Vulviç tezgâh- rinde büyük bir tesir uyandırmıştır. Ga- zetelere göre, 15 pusluk bir obüs patla- İ mış, ve tecrübelere tahsis edilen sığınak berhava olmuştur. İnfilâk sığınağın da- mnını 30 metrelik bir mesafeye fırlatmış- Leh ıhiıkümeti Danziğ statüsü- nün tek taraflı tadilini istemi yor anlaşmazlığın inkişafı ” üzerinde tehli B. Delbos Polonya elçi Paris, 9 (A. A.) — Dış işleri bakan. B. Delbos, Polonya büyük elçisi ile u zun uzadıya bir mülâkatta- bulunmuş. 'tur, İyi haber alan mahfillerde kuvvet- le söylendiğine göre bu konuşma esna. sında Danzig meselesi mevzuu bahsedil. miştir. B. Salengronun senatodaki sözleri Sosyalist ve komünist partilerince tasvib edildi İşçi, hükümetin bu arzusunu takdir et- Komünistler bu husustaki görüşle- rini bildirmişlerdir. Komünist partisi genel sekreteri B. Thorez, çok mute- l bir hisan kullanmış, ve B. Salengro- 'nun senatodaki sözlerini tasvib etmiş- tir. B. Thorez ancak, bazı müstesna hâ- diselerde hükümetin kuvvet kullanmak mecburiyetinde olduğunu söyliyen iç bakanının sözlerini tenkid etmis ve ko. münistlerin böyle korkunç bir ihtima- li kabul edemiyeceklerini ilâve etmiş: dir. Bir japon gemisinin sov yet sularına girişinden çıkan yanlış haberler Moskova, 9 (AA.) — Japon gaze telerinin önce neşrettikleri haberlerde Japonya büyük elçisi Ohta ile dış işleri komiser muavini Stomonçakov arasında 3 haziranda yapılan görüşme esnasın- da, elçi rir testosunu bildirmiş olduğu yazılmakta n Tas ajansının salâhiyetli mahfiller- den öğrendiğine göre, gerek Domci a. Jansının, gerek japon gazetelerinin öğ tendikleri hakikata uymamaktadır. Bu mahfillerin tasrih ettiğine göre büyük elçinin, küçük japon gemilerine ci koyan sövyet hudud otoriteleri hak- kındaki mevzu protestosu, şu küçük hâ- diseden doğmuştur. Bu ayın # ünde, fırtmaya tutulan bir. iapon balıkçı gemisi sovyet sularına gir miştir. Bu girişin sebebini tahkik eden #ovyet otoriteleri japon gemisini hemer serbest bırakmışlardı «Graf Zeplin» Cenubi Amerikaya gitti Fridrihshafen, 9 ÇAA.) — Graf Zeplin balonu bu sabah saat 5.10 da Ce 'nubi Amerikaya 6 ıncı seyahatını yap mak üzere havalanmıştır. Bütün yerler tutulmuştur. Balon Bal ve Ron vadisin den geçecektir. GARRELESDE CLTDDEDEL BUGÜN “Evlilik ve ötesi,, tefrikamız 6. ıncı sayfadadır. N“/J insan yavrusu bulunduğunu öğünerek söyli- biliyordu. Hattâ şimdi, bile, Şir Han'ın ön ayakları fıçı içine sokulmuş bir adam gibi sıkışmış, kalmıştı. Baba kurt: — Kurtlar hür bir millettir, dedi, onlar kabiylelerinin Başından emir alırlar, sırtı çiz gili bir davar katilinden değil, İnsan yavru- su bizimdir; canımız isterse, onu biz öldürü- — Canmız istefse, canınız istemezse! bu nasıl lakırdı böyle? Şimdi öldürdüğüm bo- şanın başı için, bu köpek ininizi size zından ederim, sonra karışmam! karşınızda konu- şan Şir Han'dır! Kaplanın kükremesi inin içini, bir gök gürültüsü gibi, doldurmuştu. Ana kurt, yavrularının yanından, silkine- rek, ilerledi. Karanlıkta iki yeşil ay gibi pa- rıldayan gözleri, Şir Han'ın kıvılcımlanmış gözleriyle karşılaştı: , balık katili, bu küçük çıplak avcı se ni avlıyacaktır. Şimdi, buradan çekil, yoksa öldürdüğüm hind geyiğinin başı için ” söylü. yorum (ben, aç kalmış davarları yemem) ananm yanına kadar gidersin, Cengel'in ta: banr yanık, dünyaya geldiği zamandan daha topal hayvanı! git diyorum sana! Baba kurt hayretler içinde bakıyordu. Ana kurtu, beş kurtla çarpışarak elde ettiği günü hatırlamıyor gibiydi. Şir Han erkek kurtla karşılaşabilirdi. Fa kat Ana kurta karşı duramazdı. Çünkü er- keğinin yanında onun ölünceye kadar döğü şeceğini ve eşine her suretle yardım edece ğini biliyordu. Homurdanarak inin kapısın: dan çekildi ve kendini tamamiyle- sıyırdı' 'tan sonra bağırdı: — Her köpek kendi avlusunda havla: Kabiylenin bu insan yavrusu kaçakçılığı için ne diyeceğini görürüz. Yavru benimdir — Karşınızda cevab veren de Rakşa'dır, ve eninde sonunda dişlerimin arasında can dedi, insan yavrusu benimdir, topal herif, verecektir. Sizi çalı kuyruklu hırsızlar sizi., bende olan bende kalır. O, öldürülmiyecek Ana kurt, yavrularının yanıbaşında ken: tir. O, bizim sürülerimizle beraber yaşıya- dini yere attı, Baba kurt düşünceli bir sesle cak, bizim sürülerimizle birlikte avlanacak- - ona dedi kir tır. Ve sonunda, anlıyormusun kurbağa ye- yecek başka bir kurt var mıdır? Baba kurt dedi ki: — Ben, bundan önce de böyle bir şey duymuştum, fakat ne benim zamanımda, ne de bizim kabiylede. Üzerinde hiç kıl yok.. Kendisine ayağımla bir dokunsam ölecek. Fakat görüyor musun, hiç de korkmıyor. Birdenbire inin kapısından giren ay ışığı gölgelendi. Çünkü Şir Han'ın iri ve dört kö- şe başr ile omuzları delikten içeriye uzan- mıştı. Tabaki, arkasında mırıldanıyordu. — Efendimiz, efendimiz, işte buraya gir- di! Gözlerini öfke bürüyen Baba kurt: — Şir Han bize büyük bir şex lar, dedi, Şir Han ne istiyorlar? '$ir Han — Şikârımı istiyorum, dedi, anası babası kaçan bir insan yavrusu buraya girdi. Onu bana verin bakayım. Demin Baba kurtun dediği gibi Şir Han, bir oduncunun ateşine basmıştı ve şimdi fe- 'na halde sancıyan ayağından ötürü, çok öf- keli idi. Lâkin Baba kurt, in kapısının bir kaplanı geçirmiyecek kadar dar olduğunu CENGEL Yazan Rudyard KİPLİNG Ana kurt: — İnsan yavrusu mu bu? dedi, şimdiye kadar hiç görmemiştim; getir bakalım şunu içeriye. Bir kurt, kendi yavrularını, bir yumurta- yı kırmadan bir yerden bir yere götürür. gi bi, ağzında taşımaya alışıktır. Onun için Ba- ba kurt, insan yavrusunu sırtından yakaladı ve derisine bir dişini bile geçirmeksizin içeri aldı, kendi yavrularının arasına bıraktı. Âna kurt yavaşça: — Ne ufacık, ne çırılçıplak, dedi, hiç de bizi yadırgamıyor. Yavrucağız, kurt yavrularının — arasına Goğru sokularak vücudunu ısıtmağa uğraşı- yordu. — Allah allah! ötekilerle beraber yemek de yiyor. Demek insan yavrusu böyle olu- 'yor. Acaba, kendi yavrularının arasında bir Çeviren. Nurettin ARTAM veriyor- (Sonu var)