6 TEMMUZ DÜNYA YENİDEN ÖLÇÜLECEK Bugün Hamburg'dan 1200 Em. urak- a olan La Plata boğazına hareket eden bir yolcu gemisi bu yolu ancak birkaç kilometre'hatâ ile katedebitiyor. Deniz haritalarınm yirminci asırdaki doğru- Tuğu bu derecededir. Amerika - toprar ına ilk defa olarak ayak bastan Kolum- buz, Hindistana geldiğini” zannediyor. du. Kolumbus'un yaptığı yol besapla- Tına göre düşmüş olduğu bu hatâ 20000 a. yanl dünya çevresinin yarısmı bu- Juyordu. Büyük generalin — dünyanın büyüklüğü hakkındaki malümatı bu ka- dar noksandı. Halbuki diğer taraftan, Tsanın doğumurdan 300 sene evel, İs- kenderiye'dekl Üniversitede profesör Eratorthanes'in dünyanın - büyüklüğü etrafındaki o zaman yapmış olduğu ölçmeler hakikate çok yakın bulunuyor. du. Bundan sonra başka küşifler de bu- 'a benzer ölçmeler yaptılar. Kolumbus- n yaptığı bu hatâya nazaran denilebi. dir ki ya Kolumbusun bu hususta ma- Jümatı vardı ve yahut da yoktu, çünkü onun bulunduğu asırda Geodüsie'nin eski üsülleri kaldırılmış, yeni / üsüller datbik edilmekte di Avrupa - kavimle- vi 16 anc asırda dünyayı ve bulunduk. Jarı memleketleri ölçmeye ve bu Slçü- lerle harita yapmaya başlamışlardı. 17- inci asırda da riyaziye ve tabit ilimler başlamış, 19 uncu asır başlangıcında ise €n yüksek noktaya vasıl olmuşlardı. Bugün harita ilmi o kadar terakki et- amiş ve yükselmiştir ki, mesleği” harita olmıyan kimseler bu ilimle alâkadar ol- mazlar. Buna rağmen riyariye ilminin — bir gubesi olup dal budak salan hartacı- Ü li üüti türtesilmiyen dirçok vesi- feleri meveut bulunduğundan inkişafa muhtaç bir vaziyettedir. 1915 senesinde den bire hüsüle gelen harb hartacılığı ise pek yeni ve pek mühim usullerin Keşfedilmesine yardım etti, tayyare hartacılığı ve seda fenni” bu senelerde Büyük harb sonunda —alman “ölçmecilerinin yekünu 10000 ni bulu- yordu. 'DÜNYA HENÜZ DOĞRU ÖLÇÜL. MEMİŞTİR: Türkiye ile Almanya arasındaki me- safeyi hemen herkes bilir, fakat Ameri- ka ile Avrupanın arasındaki mesafeyi hiç kimse bilmez. Amerika kıatsının yavaş yavaş Avrupa kıtasından uzak- Jaştığını şimdiki ilim adamları farzedi yorlar, Hattâ Grönland kıtasının Av. rupa'dan tedricen uzaklaştığı ispat e- dümiştir. Bizden sonra gelecek nesil ancak bu gibi büyük vazifelerle uğra gacaklardır. Üzerinde yaşadığımız bu Günyanım içerisinde büyük kuvvetler ve kiymetli maddelerin olduğu herkes- ge malümdur, biz sırf bunlar sayesinde yaşıyabiliyoruz. Amerika ile Avrupa kıtalarının arasındaki mesafenin ne su- retle ölçüldüğünü — söylemek isterim. Bu ölçme iki suretle kabildir. Birinci — Avrupa ile Amerika ve diğeri de Afri- *ka ile Amerika arasında yapılacak mü- elles ağı irtibatıdır. Okyanosa gönde- rilecek tayyareler ve gemiler bu husus- '*ta müselles zenciri noktalarını teşkil e- debilirler. Fakat bu suretle yapılacak olan Triangulation pek sahih neticeler vermiyecektir. Çünkü kurulacak olan bu Triangulation noktaları, müteharrik noktalardır. “Böyle bir Triangulation, Photogram- metrie ve Doppelbildentlernungömes- Süng üsülleriyle son senelerde - yapıl- mıştır. A Piccard'ın nezareti - altında balonlar vasıtasiyle havadan resimler çekilmiş, ve bu sayede iyi neticeler cl- de edilmiştir. Şekiller, böyle bir yapıl. np Triangulation işlerini göstermek- tedirler. Dünyaya sıkı bir irtibatı olan har- tacılık fenninden başka hiç bir teknik ““ yoktur. Bir kavim köylü olursa, tarla- Sanı, çayırını ayırmak ve sahip olduğu zama koymak il bu ise yalnız Geodüsie ile kabildir. Milat- 'tan 3000 sene evel Nil vadisinde kavim- Ter arasında birçok toprak kavgaları ol- du. Bu tarla benimdir, şu tarla senin dir diyerek çatışmalar yaptılar. Tarla sahipleri tarlalarını ayırmak istediler. Bu ise ancak tarla hudutlarını bir kâ- ğit üzerinde göstermekle kabildi. Geo- metrie ilmi de bu suretle başladı. Hannover'de son zamanlarda modern bir harta enstitüsü açıldı. Hemen deni- debilir ki bu enstitü Almanyadakilerin '€en yenisi ve en mükemmelidir. Talebe- ler enstitnün çok zengin olan Biblio- tekinde çalışmaktadırlar. Geodüsie'nin haş vazifesi memleketi ölçmek ve bu ölçüler sayesinde memle- ket hartları yapmaktır. Ölçme mikyas metre olduğundan, metrenin asıl tülü- nü ölçme aletlerine nakletmek Tâzım. dır. S metre uzunluğunda - olan ölçme sırıklarına metrenin esas tulü Kompa- rator aletiyle nakledilir. Bu intikal çok dakik olup 1/100 mm. kıymetindedir. HER HARTA NOTASININ DÜN- YA ÜZERİNDE MUAYYEN BİR MEVKİİ VARDIR: Bu mevki, sabit yıldızlar vasıtasiy- de, kozmografik ölçmelerle, tesbit edi- dir. Enstitü binası üzerinde bunün için bir Observatorium vücuda / getirilmiş- tir. Yıldızların dünyaya nazaran mev- kileri değişmekte olduğu- ici evelce 1/100 saniye kıymetinde tayin etmek lâzımdır. Bu zaman tayini modern radyo alet- deri vastıasiyle, Avrupa rasathane saat- deriyle mukayese edilerek ölçülür. ALMAN TARİHİNDE HARTA A- LETLERİNİN BİR ŞÖHRET SAY- FASI: Harta âleminde büyük bir yer kaza- 'nan Photogrammetrie, ölçme hususun- da büyük bir rol oynuyor. İstikşafı Müşkül olan topraklarda bu yeni usul büyük kolaylıklar bahşediyor. Photog- Tammetric iki kısımdır: 1. — Arzi Photogrammetrie. 2. — Havai Photogrammetrie. Havaf Photogrammetrie henüz kâmül devrelerini geçirmektedir. Buna muhkabil arzi Photogrammetrie son se. neler zarfında çok terakki etmiştir. İk- tısat noktai nazarından bir mükayese yapılırsa birinci usul diğerine nazaran yapılacak masraflarm yarısı nispetinde ucuzdur, ve hem de daha dakiktir. Havat Photogrammetrle Aletleri fiatları ise diğerine nazaran nisbetinde pahalıdır. Arzt Photogrammetrie'de esas olan Stereosutograpkı âletiyle, yüksek dağ. farda yapılan fotoğraflarla, hartalar o tomatik otarak yapılıyor. Tayyareden yapılan hartaların büyük faydaları var. dir, o da hartaların şim tamel metodlara karşı, pek kısa bir za- man zarfında - yapılmalarıdır. Havat Photogrammetric'de göze çarpan zor- duklardan biri de tayyare- ile fotoğraf çekmezden evel arz üzerinde birçok yardımcı noktaların evvelce kurulmaz Mecburiyetidir. Bu cihetten bu usulle zaman kaybediliyor. Çekilen fotoğraf. darla da harta yapmak büyük zorluklar Ja kabil oluyor. Enstitünün Şşefi olan Profesör Dr. Gast bu müşkülatr nazarı dikkate al Tak 8 sene evel inşaya/ başladığı Op- tisehe Pyramide isimli aletiyle vatanı. 'na büyük bir hizmet yapmış oluyor. Aletin ikmaline daha üç dört sene lâ- zamdir. Tayyare- vasıtasiyle” yapılan fotoğraflar üzerinde bu alet ile nirengi noktaları doğrudan doğruya intihap diliyor. Bu suretle arzi istikşafa hiç kadar müs- da düşman cephelerinin hartalarının süratli bir zaman zarfında almabilme- HANNOVER: Osman Fahri İNGİLİZLERİN YOLLARI Fölkişer Beobahter gazetesine Lon- dra'dan yazılıyor: Burada, Milletler Cemiyeti mefkü- resine kendilerini vermiş milyonlarca İtalya, doğu Afrikasındaki seferin. de gerek askeri gerekse millt ekonomi bakrmından bütün eski umud ve hesab. darı altüst etti. İngilizlerin görüşleriy. ingiliz için, bahsin mevzuunu, hakika- 'ten, istila arkasında koşan büyük - bir devletin saldırışma / karşı zayıf bir memleketin korunması teşkil ediyordu. Buna, bir de bu memleketin harba kar- $t duyduğu nefret katılıyordu. Ancak, yığın şuurunün derinlikle- Finde resmi ve profesyonel diplomatla- 'yın ise mülahazalarında, asıl rol oyna- yyan şey, yeni doğan bir Roma impara- torluğunun, Britanya imparatorluğunu tehdid edişi idi. Geçen yıl sona ermeden önce, Ro- maya meydan okunduğu zaman, İtalyı nın, Nil'de ve Ön-asya'da ve dolayısiy- le Hindistan yolu için tehlikeli” olabi deceğinden korkulmiyordu. Asıl kor- kunç görünen şey, Laval ile Musolini arasında 8 sonkânun 1905 de Romada yapılan anlaşma ile iki latin kardeş mnilletin bir Akdeniz ittifakında gizle. 'nen tehlikesi idi. Pransayı Cenevre cephesi içine ala- Yak Roma'ya karşı kullanmak, anlaş mazlığın ilk merbalesinde Britanya po- litikasının bellibaşlı gayelerinden biri oldağuna şüphe yoktu. Hor ve Laval'in ilkkânunda yaptıkları teklifler bu ba- kımdan gör önünde tutulacak olursa, ingilizlerin çevrilişi de neden ileri gel Giği anlaşılmış olur. Pransadaki vaziyetin değişmesi, ik- tidar mevküne Saşist aleyhtarlarının geçmeleri, hükümet çoğunluğunu iç politika bakımından - Moskova'ya yar de de, İtalya, o kadar küvvetli çıktr ki, her tarafta yayılmış olan Britanyarın dünyadaki irtibat yollarını - müttefik- siz olarak da en can alacak noktaların. dan tehdid edebileceğini gösterdi. İn- Eilterenin, anlaşmazlığın bitmesi üzeri- ne, ilerisi için de donanmanm siklet merkerini Akdenizde bırakmasının ve bu dehizin doğu / kavzasındaki - küçük devletlerle korunma andlaşmaları yap- masının sebebi, işte budur. Doğu - Afrikasındaki mücadelenin dünya politikasında devamlr bir tesir yapacağı neticesi, Britanyanın - Akde- nizde, donanma ve hava hareket üsleri kurmak programından da çıkarılabilir. Eğer Kıbrıs Adası Britanyanın Ak- denizdeki stratejisinin yeni siklet mer- kezi halini alacak olursa, ki- bunun böyle olacağı büyük bir ihtimal içinde- dir, bu takdirde yeni ingiliz - türk dostluğunun da, sağlam bir mücesese olması lâzımgelecektir. Bu hâdise, Bri- tanyanın Moskova ile olan münasebet- Tamazdı. Netekim, türk boğazlarının - Rusya aleyhinde olmak üzere tahkim edilmesi yasağınn kaldırılmasına, Londra'nın derhal amade bir tavur takınması bu gi- dişin bir ifadesidir, Eaki Britanya görüşlerinin - bu de- #işmesi üzerinde, araçlr olarak, doğu Asyasındaki yeni vaziyetin de tesiri ol- muştur. Eskidenberi mevcud olan in- giliz - japon dostluğu, bu yılın sonkü- keamlığ olanların teşkil etmeleri, fran- #ız - italyan ittifak tehlikesini de daha yazaklara attı. Fakat bunun yerine, doğ- rudan doğruya bir Roma tehlikesi geçti. nununda bozuldu. Bazı kimselerin ka- naatine göre, bugün Moskova, japonla- 'Tın doğu Asyasındaki / sergüzeştlerini durdurmak vazifesini üzerine almıştır. e | zmı siyırıyorlar. y dan en mühimmi ise, bir harb vukuun. | #00 mülyön çinli kazaya üğr MERAKLI ŞEYLER Karısını satan adam Eski Rusya'dan kaçıp Parise gelmiy olan bir rus bundan birkaç yıl önce, Vera adında bir kadınla tanışıyor. Çok geçmeden, eski yurdlarının hasret ve acısı her ikisini birleştiriyor ve arka- sından evleniyorlar. Birkaç yıl saadet içinde yaşadıktan sonra, erkek Verası. nn kendisini artık eskisi gibi sevme- diğini, eski anayurdlarına karşı müşte- reken besledikleri hasret de kuvvetini kaybediyor; Vera, ezeldenberi konuşu- Jan bu “Eski Rusya” laflarından artık bikiyor. Kocanın içine bir şüphe giriyor ve karısını müşahede altına alıyor. Bir de görüyor ki, Veracığı, eski rus ordusu subaylarından bir yüzbaşıya — tutkun. dur. Yüzbaşı, alle dostudur. Günün bi- rinde, düşünüp taşımdıktan sonra aklı- na bir hal çaresi geliyor. Yüzbaşıyr çağırıyor. ve kendisine, karısının tutkunlağunu açtıktan sonra, onu, 2000 franga ciro etmeğe hazır ol- duğunu söyliyor. Kadına karşı sempati besliyen yüzbaşı bu teklifin, Üçü bir araya gelerek görüşülmesini münasib görüyor. Karı, koca ve yüzbaşı” bir toplantı yapıyorlar, Koca gayet pratik bir adam olduğu için, karısı ile subayın “iki are kadaş” gibi, bir hafta müddele “birlik- te yaşıyarak” bir tecrübe devresi geçir. tekli fi karısı ile subay muvafik görerek he- men tatbik ediyorlar. Kocanı içinde bir itimadsızlık fı tmnası kopuyor ve nihayet anlıyor ki, eski aile dostu ile Vera, andlaşmaya tamamı tamamına riayet etmiyorlar. Çileden çıkan kocanın etekleri tu- tuşuyor ve nefesi poliste alıyor. Fakat, Polise başvurması kendisi için pek ha- yırlı ölmiyor. Polis işi eline alınca, 2000 franklık pazarlık ve satış muamelesini - öğreni yer, Mesele, hâkimin önüne geliyor. Hâkim karı madrabazını on üç aya hapse mahküm ediyor. Vera ile subay ise, hiç bir cezaya çarpılmadan yakala- melerini ileri sürüyor. Bu pr Altınış yıl içinde 400 milyon nin kazaya kurban gittiğini ir ce, şaşalayıp kalıyor. 400 day. Bu iddia ilm araştırmalarla tesbi edilmiş olduğu halde, rakamın büyük- Tüğünü havsala bir türlü almıyor. Geçenlerde Nankin ünivetsitesi pro- fesörlerinden Çaoçiming - Şanghayda verdiği bir konferansta bu hususta u- zun uzadıya izahlarda bulunmuştur. Malümdür ki, Çin, birçok aj ketlerle karşılaşan bir memleket tanınmıştır; aclık, bulaşık hastalıklar, kuraklık, kahatlık, su baskımları ilah felaketler Çin halkına çok büyük yaralar açmıştır. Bütün bu felaketlerin altmış yıl içii Geki kurbanları 400 milyon insanı bul- muştur, ki bunu profesör istatistik ra- kamlara istinad ettirmektedir. Maksim Gorki tenör olacaktı Geçenlerde ölen büyük edib Maksim Gorki'nin vaktiyle bir opera tenörü ol- masına remak kalmış güzel bir sesi ol- duğunu birçok kimse bilmez. Gorki gerçliğinde kendi gibi yok- sul olan Şalyapin'inle birlikte gezer, birlikte vakit geçirirdi. O yoksul gün- lerinde, daha iyi bir yaşayışa — kavuş- mak için başlarına birçok çareler arı- yorlardı Günün birinde, bir koro'da çal mak akıllarına geliyor. Fakat her ikisi- ni de bir imtihana çekmek Tâzım geli- yor. Jüri, Gorki'nin sesini işitince, mest oluyor ve onun mükemmel bir tenör ol- duğunu tesbit ederek kendisine hayran kalıyor. Buna mukabil Şalyapin'in se- sini beğenmiyor. Bunun neticesinde Şalyapin de reddediliyor. Zavallı Görki ekmek parası kazan- mek için yalnız bir meslekte veya bir âşle uğraşmıyor. / Geceleri demiryolu idaresinde de bekçilik ediyor. Bu vazi- #esini yaptığı bir gece, istasyon civa- rında un çuvallarını bekliyor. Mevsi kış; bava zehir gibi soğuk ve rüzgârlı. Bir müddet sonra, gece yarısına doğru rüzgür kar fırtmasına çevriliyor ve guvalları örten örtüyü koparıyor. Gor- ki, vazifesi icabı, örtüyü / yerleştirmek üzere çuval yığını Üzerine / tırmandığı bir anda, kasırga, kendisini yere yuvar. t liyor. Bütün bir gece kasırga ve müt- hiş soğukta sabaha kadar baygın bir halde yatan istikbalin büyük edibi, bu kazanın neticesinde sesini kaybediyor. Hattâ bir an oluyor ki, uzun müddet boğuk bir sesle konuşmak sorunda ka- liyor. Boğazındaki bu boğukduk. geçi- yer, fakat o güzelim tenör yerine kötü bir bas oluyor. Malta'daki casuslar Maltadan Noye Zürher Saytung ga- zetesine bildirildiğine göre, Malta nas- yonalisti Deliya ile tütün taciri Flores yabaner bir devlet hesabma casusluk suçundan üç yıl kürek hapsine küm edilmişlerdi mah. Japon casusluğu Los Anjelos'tan Noye Zürher Say- tung'a bildiriliyor: Müstantik, japon deniz subayı To- şiyo Miyazaki ile amerikan deniz suba- yı Harris TTomas Tompson'u, Amerika deniz işlerine aid vesikaları japon hi kümetine teslim etmelerinden — dolayı vatara ihanet suçiyle muhakeme etme e karar vermiştir. Döyçe Algemayne Saytüng gazete- sine Londradan bildiriliyor: İngiliz gazeteleri, İtalyanların Ak- denizde Pantellaria adasmı tahkim et- mekte olduklarından bahisle pek asabi bir dü kullanmaktadırlar. Bu ada Mal- 'tanın 160 mil batr şimalinde ve Sicilya adasiyle Tunus arasında ve boğazla Tu- nus'un garbına düşmektedir. Bu vazi- yeti dolayısiyle, ada, sularr derin olan yegâne yola hâkim bulunmaktadır. Bu ada, Afrikadan 50 mil, Sicilya adasından da 80 mil uzaktadır. Büyük- düğü, Malta adasının ancak üçte - ikisi kadardır. Pantellaria'nın jeolojik duru- mu vulkanik olmakla beraber küçük bir Tlmanı vardır. Morning Post gazetesinin bahriye mütehassısı, Akdenizin batr tarafı ile doğu tarafı arasını kesmek istiyen bir devlet için bu adanın çok büyük ehemi- yeti olduğuna işaret ile, denizali #nileri için mükemmel bir harekeı aa olacağını kaydetmekteç Ford, otomobillerinden ne kazandı? Ford 33 yıllık faaliyetinde 24,5 mil- yen otomobil ve kamyon imal etmiş ve buna mukabil 12.9$1,338,028 dolar al- mıştır. Bu paranın 12109321884 dola- rını, gündelik ve malzemeye vermiştir. Geriye kalan 842.016,144 - dölardan 60 milyon dolar vergiye verdikten sono1 gafi kazanç 782.016.144 dolar kalmakta. dır. Bu par da. cmlake, fabrikalara, yüksek fırıslara, makina tesisatına ka. patılmıştır. Ford fabrikaları, her otomobil veya kamyon vasati olarak 20 dolar safi ka zanç temin ettiği zaman, bunu fevkalü. de bir mazhariyet diye telakki ediyor- dar. Tik defa olarak, ekonomik, az kazanç, çok sürüm prensipini - muvaffakıyetle tatbik eden Ford olmuş ve bütün iddi; alarında haklı çıkmıştır. Komşularımızdı. IRAK Petrol ihracı Bu yılın ilk üç ayında Trak- petroz sosyetesinin memleket dışma - çıkardı. a petrol mikdarı, geçen yılın aynı ayş larına nisbetle çok yüksektir. Bu yılın ilk üç ayında 1,190,178 ton trol çıkarıldığı halde, geçen yıl aynı iddet içinde 763,196 ton ihraç edile. bilmiştir. Bu petrolların çoğu borularla Şam ve Hayfa'ya getirilerek vapura boşaltıl.. maktadır. Yukarda kaydedilen müddet içinde Şam üzerinden S06 89 ton, Hay4 fa'dan da 381.223 ton petrol sevkedil. miştir. BULGARİSTAN Döviz tahdidteri Bulgaristandan dışarı çıkacak olan bir kimsenin yanına azami 300 leva alı masına izin verilmektedir. Döviz, ne mikdarda olursa olsun, ancak - bulgar devlet bankasının müsaadesiyle çıkarır dabilir.