Zenaat bahisleri Milli şekercilik zenaatimize dair | İstanbulda Halkevi tarafından çıka- Yilan “Halk Tehberi” nde İstan. bul şekercilik tarihi hakkında bir tet- Kik yazısı gördüm. Bu yazı bana, tık- Tam tiklım kavanuzlarla dolu camekân- darı, bu kavanuzlar içindeki renk renk, türlü şekildeki taze şekerleri ve şekere İemeleri ve bunlar karşısında - geçirdi- iim unutulmaz zamanları hatırlattı. Hangi çocuk şeker sevmez ve han- gimiz o, İstanbulun her semtinde verli birer zenaat âbidecikleri şeklinde bu &e giye cevab veren şekerci dükkânlarını hatırlamaz? Sakızlı, findikli, şam fıstıkli Tâtilo- kumlarla gene bunların pembe renkli ve gül kokulularmı, kaymaklı, badem- sucukları nasıl unuturuz? Koku ve lezzetine göre hususi şekil- Teri bulunan tarçınlı, kahveli, güllü, fındıklı, Timonlu, rendelenmiş — porta- kallı, menekşeli.. cam gibi parlıyan tap- taze akideleri kim unutur? Şimdi, gö- Tünüzün önünde geçid resmi yapan bu Akidelerin eski çeyrek büyüklüğünde ve Üzeri şekercinin mühürleriyle mü- hürlenmiş olanlarını da tabif, hatırlar sınız, Hele, yüksek şekerci dükkânlarının bugün bilg yüksek nevi olabilmek kıy- Metini muhafaza eden ve Hindistance- vizi ile fındık, şamfıstığı ve cevizden Yapılmış enfes keşkülü fukara ne iştiha Sekici şeydir. Eskiden bu keşkülün ya- 'nında yer alan armud, portakal kabuğu, yeşil inclr, kaysı şekerlemeleriyle ağız- da dağılan yuvarlak ve üstüvani ve ya- hut baklava biçimi kesilmiş badem ez- meleri, tonra, badem şekerleri insanda takat mi birakır? “Alaturka şekerciliğimizin çeşidi bol- u. Bu zensat çocukların pek sevdiği Teblebi, fitil portakal, kişniş şekerleriy- e Tohusa şerbeti yapmak için baklava biçimi kesilmiş, karanfilli kırmızı şer bet şekeri, hastalar için möbet şekeri, #akız gibi çiğnenen iki kavrulmuş, kü- Çücük kesilmiş bembeyaz nane şekeri aameMEYİLEFİNİde yapardı ve bugün de yap- mağa çalışıyor, Akide çeşidleri ile beraber satılan beyaz bergamotlarla - sakızlı bergamot- lar ve bu beyaz bergamotların” bayatı gibi duran, gene bu şekilde yahut hal- ka şeklinde kırmızılı beyazlı peyı kerleri de hâlâ vardır. Mahalle mekteblerinde k. tafından satılan, kırmızı beyaz renkler- le alacalanmış, değnek gibi uzun şeker nevi o mekteblerle beraber tarihe karışe tı. Fakat, gene bu şekilde, fakat içi kof gibi duran kırmızı, sarı, pembe - renkli kamış ve elma şekerleriyle horoz ve çı- kırdak şekilli şekerler halk seyir yer- lerinde tek tük kalan seyyar sekerı tarafından satılmaktadır. Türk şekercilik zenaatı tatlıya da diğer bazı müstahzaratı da kendi iht rasına koymuştu. Pek bol çeşidli reçeller, şuruplar, macunlar, mü- Tabbalar onun bu müstahzaratı arasın- da idi, çocükken bir gün on'dört olarak iştiha ile saydığımı hatırlarım. Ben yaşta o- değnek ucuna bulanarak değneğine ka- dar yalanmak ve emilmek — suretiyle yendiğini tabii unutmamışdırlar, Bana bu tatlı bahsi hatırlatıp tatlr yazdırmaya sebeb “Halk- bilgis rehberi" ndeki bir yazı olmuştur, de miştim Hikmet Turhan - Dağlı, adında bit müdakkik arkadaş, İstanbulda ihti. ya bir şekerci ile konuşmuş ve zena. atının tarihini bilen bu ihtiyardan pek gok şeyler öğrenerek bize de bu rehbere le bildirmiştir. Şekercilik bizde birkaç asırdanberi Pek çok erbab yetiştirmiş köklü bir zee Maattır, İhtiyar zenaatkâr, bu zenatı #mızın İstanbulda yetmiş yıl önceye ka. dar dayanan tarihini pekâlâ hatırlat. Maktadır. Anlattığına göre İstanbula geldiği 1870 tarihinde İstanbuldaki şe- kerci dükkânlarının mevcudu yetmi Şekercilerin en ziyade tekâsüf ettiği bir semt Bahçekapı idi ve burası başe tanbaşa şekercilerle dolu — bulunuyor. du, Şekercilerin Asmaaltında odaları ve bir de kâhyaları vardı. Her şekerci buraya - senede bir lira avait verirdi. Destur almadan kimse dükkân açamazı duBu destur almanın ziyafetli merasi- ai vardı, İstanbul şekercilerinin çoğu Çankırılı idi. Balkan harbına kadar şe- kercilik İstanbulda ve hayli kâr geti- ven bir zenaattı. Yirmi, otuz kalfa ça- Jıştıran şekerciler pok çoktu. Fakat Avrupa şeker ve çikolatacılığı yörli e- kerciliğin taltini değişti Buna rağmen, bugün İstanbulda hem alafranga ve hem alaturka şekercilik yapan dükkânların yekünu beş yüzü bulmaktadır. Şekerlerimiz, şekerlemelerimiz ve Bilhassa Tokumlarımız iptidaf olmakla beraber hilesiz ve nefistirler ve işi yabancıları alâkadar et Acaba bu işi de teşkilatlandırarak bunları bir ihracat malı haline koya- mazmıyız? S. İSKİT Dünkü hava in, gölgede saat 14 rasadında en çok sıcaklık 31 idi. Eveli gün 30.6 ol- İNGİLTERE Salsburi taş ocaklarında tayyare sığınakları yapıyor. Londra, 4 (A.A.) — Hava bakanlığı 'nin Salsburi taşocakları civarında cesim mağralar satın alımış olduğu haber ve- rilmektedir. Normanların işgali devrin- den kalma olan bu mağaraların satın a- lınması keyfiyeti şimdiye kadar gizli tutulmuş idi, Bu mağaralar, Salsburi ovasında çok uzaklara kadar uzanmakta olup bir çok tayyarelerin sığınabileceği kadar ge - niştir. Methal tünellerinin genişletil - danlar ve daha eskilerde, macunun bir mesinden başka yapılacak bir iş yoktur. Bulgar kabinesi istifa etti Yeni kabineyi gene B. Köseivanof kurdu Sofya, 4 (A.A.) — Kabine istifa et miş ve başbakan Köselvanof yeni kabi. neyi teşkile memur edilmiştir. Kıral ta rafından tasdik ediliş olan yeni ka - bine gu gekilde teşekkül etmiştir. Baştmkan ve dış işleri bakanı: Köse- ivanof, İç İşler Bakanı: B. Karanovs- ky, Sü Bakanı General Cukov, Kül- tür bakanı: Profesör. Mikailov, Tüze bakanı: Karagözov, Finans bakanı: Gu- nev, Tecim bakanı: Valev, Tarım baka- 'mı: Radi Vanliev, Demiryolları bakanı Kopukarov, Bayındırlık bakanı: Ganev. Kıralın bazı tavsiyeleri Sofya, 4 (A.A.) — Kıral saat 16 da yeni kabine azâsını kabul etmiş ve son- a kıralın başkanlığında bakanlar top- Tantıst yapılmıştır. Kıral, bazı tavsiyelerde bulunmuş ve yeni kabinenin müstakbel faaliyeti hak- kında temennilerde bulunmuştur. Riyo dö Janeyro po- lis müdürünün söy- ledikleri hakkında İzvestiya ve Pravda'nın yazdıkları Moskoba, 4 (A-Â.) — Tas aa diriyor: Rio - de Janeyro polis mi Mumaileyh kendisini deniz kenarında oturmuş, — Belakan / kumandanlığında Sovyet armadasının Brezilya sahilleri- 'ne yanaşmasını beklemekte olarak gü - rüyor.” e Pravda ise diş * Polis müdürü delilik nöbeti ge- girmekte ve Sovyetler Birliği Brezilya- yi fethetmek niyetindedir diye bağır - maktadır. Vaktiyle Uruguayın yaptığı gibi şimdi de Brezilya yalnız kendi da- bi karışıktıklarına her hangi bir se - bep gösterebilmek istemekle kalmamak- ta fakat aynı zamanda - başkasının da bazt arzularını yapmaktadır.” Gerek Pravda, gerek İzvestiya Rio de - Janeyro'da söylenen bu saçma söze leri yayan bir yabancı ajansı da tenkid etektedirler. Fransada buğday ofisi kuruluyor Paris, « (A.A.) — Mebuslar meclisi, milli bir buğday ofisi kuran kanunu 215 zeye karşı 357 reyle kabul etmiştir. Bu ofis fiatların istikrarını temin maksadi- Ja buğday satışları inhisarına malik ola- caktır. Bu mesele hakkında — meclisin yapmış olduğu celse, parlamento tari - hinin en uzun celselerinden olmuştur. Filhakika meclis hemen hemen fasıla - Sız olarak 26 saat toplantı halinde 'kal - miştir. PRÖFESÖR PİKAR — Bugün otuz bir bin metre yüksekliğe çıkış tecrübesi yapaçak (Başı 1. inci sayfada) yakın bir yerde ve Belçika tayyare kulübü himayesinde yapılacak. Halk da tecrübeleri takip imkânmı bulacak. tır. Bu tecrübeden bu İki meşhur Stra tonot ne bekliyorlar? Arz yuvarlağını kaplıyan hava ta- bakasının yüksekliklerine varabilecek- derini mi tasarlıyorlar? Havada yük- seklere çıkma tecrübeleri ile alâkalı pek çok meraklılarm kendi kendilerine sordukları sual budlur? Evet.. şimdiye kadar yapılan birçok tecrübelerin ver- diği neticelere dayanan bu yeni teerü- 'be acaba nasıl bir sonuç verecek? Bir fransız gazetesi, bu hususta en Goğru izahın tecrübeyi bizzat yaparak- lar tarafından verilebileceğini düşün. müş, profesör Piccar İsviçrede oldu. Zundan arkadaşr mühendis — (Maks Cosyns) € başvurarak kozmik şuaların esrarengiz tetkikine savaşan bilgin ile bir görüşme yapmıştır. Maks Cosyns, şunları söylemiştir: “— Birim $ temmuzda yapacağımız gey bir Stratosfer uçuşu değildir. Yar pacağımız sadece balondaki gazın gü- neş harareti ile ısnma derecesinin tes- biti tecrübesinden ibarettir.” Profesör Piccar'ın asıl projesi 120.000 metremikâblık muazzam bir Stratosfer- Te 31.000 metre yüksekliğe çıkabilmek- tir. Böyle büyük bir teşebbüs elbette bazı iptidat tecrübelere ihtiyaç göster- mektedir. Mühendis Cosyns bu husus- ta da diyor ki: “Balondaki gazın güneş harareti ile ısınması birçok vahim tehlikeler doğu- rabilir. Balonun yükseliş kuvveti - çok artar ve inmek, alçalmak imkânı - kal- maz. Bu, gündüz vaki olur. Akşam ö Tunca mesele bunun tamtersidir. Balondaki gaz soğumağa / başlar ve bu da bu sefer sukutu tevlid eder. Bu tehlike karşısında balona hava / girme- sinin önüne geçmek için hava deliğini tıkamak istersiniz. Vakra o zman hava girmez.. girmez ama büsbütün büşka bir tehlike başgösterir. Soğuyan Hid- rojen gazı hacmini azaltmıştır. Bu, ba- Tonun geklini bozar ve gazın 1sınması neticesi şişkin duran balon gazın soğu- aat ile içi boşalmış gibi bir hal alır, Kök yüzünde bir bayrak gibi sağa sola sallanmağa başlar. Bir taraftan sukut. bir taraftan rüz- gârım balonu saraması, sallaması netice- #i sepet kopar, Bütün bunlar, bulondaki gazın gü- neş harareti ile ısınması neticesi fela- ketler Bizim, 5 temmuzda yapacağımız tec- Tübe, güneş harareti yoliyle yükselme imkânları için karşılaşacağı tehlikeleri önlemektir. Bu tecrübede 5 bin ile 10 bin metre arasındaki yüksekliğe cıkacağız. Balo- 'nu gazla dej Mongolfiye, havayı man yakmıştı. Bu, yangın tehtikı Burabilir. Bir garoenör kullanacağız. hareket icin Iâ-ım olan hararet esasen 21 derecedir. Biraz yükseldikten sonra srtmak vazifesi gü- balondaki havar 'neye düşecektir. Tecrübeyi 14 bin metremikâblik F, N.R. S. balonu ile yapacağız, Asıl pro: jemiz, biliyorsunuz, 120000 metremi: kablik "slon içine Tecrübemiz neticesi bize aynt za manda büyük projenin balonun - nasıl bir cesamette yapılması icab ettiği hakı kında da bir fikir verecektir.” 31000 metreye yükseliş projesi, are Za kaplıyan hava” tabakasının yüzde doksan dokuzuna yaklaşmaktadır. - Bu tabakaya yükselecek Stratonotlar koze mik şunları ölçebilmek , rasat tetkikleri —— yapmak ve bunların fotoğraflarını al- — mak imkânlarını elde edeceklerdir. Bu — 31.000 metre, yükseliş imkânmın azami haddi midir? Daha yükseklere çıkmak ümidi yok mudur? Mühendis (Cosyns) bu bususta da gunları söylemektedir: “— Eğer projemizdeki 31.000 met. Teye yükselecek ve bu yükseklikte em- niyet mevcud olduğunu göcecek olure sak daha yukarıya çıkmak imkânsız ol- maz. Ancak bu daha yukarıya - gıkışm hududu. 34.000 metreye kadardır. — aa gea (kalen) işi dalik (Pümeğ -Mübhendisin izahları burada bitmeke — tedir. Söylediklerinden — anlaşılıyor ki $ temmuz tecrübesi hazırlanmakta oları büyük projenin tatbik yekline ve güs — neşin srcaklığında yükselme için tehii — ——— Kısa dış haberler Paris — Sosyal durum tam bir iş Başr durumuna döğrü İstihale etmeke tedir. İ Şimdi yalnız Cezairde 5000 grevel — kalmıştır. N Grönoblde 50000 ameleyi alâkadar '€eden 290 kollektif anlaşma imza miştir. * Poris — Hükümet, bazı bakanlıklar — ve müsteşarlıkların kaldırılmasını başe bakanlık teşkilâtınin kuvvetlendirilme. sini kanuni şekle koyan kanun lâyihan sınt meclise vermiştir. J Lâyiha, 2.010.278 frank masrafı dere — iş etmekte ise de bilhassa Fizli tahie sisatların kaldırılması sayesinde ikl milyon S2 bin 133 frank tasarruf te- gemisinden mürekkeb bir Finlandiya filosu gayri resmi ziyaret için buraya gelmiştir. Halihazırda bütün Fransa' da grevcilerin mikdarı yüz yirmi bin üç yüz yirmi iki kişiye baliğ bulun maktadır. Varşova — Dün Leopol yakınında köylüler arasında kötü arbedeler çık mıştır. On beş kişi ölmüştür Başvekil, bu sabah Leopol'e hareke£ etmiştir. Brüksel — Ayan meelisi, 44 saatl haftaya ve Ücretli tatil günlerine olup evvelce mebuslar meetie tara dan kabul edilmiş olan kanunları kabul etmiştir. n Tefrika: No: 100 Evlilik ve Ot Yazan: JAR ŞARDON Türkçeye çeviren: Nasuhu BAYDAR Bert Andre'yi tanıyarak şaşırdı: — Böyle nereden çıktınız? — Beni henüz buralarda göreceğinizi um- muyordunuz, değil mi? Halbuk Bu sabah işte vazik'te sıcak çekilir, çünkü orada ir ve Bert bahçesindedir,” de. Onu yirmi geçe tirenine binince geldim. — İmtihanlarınız ne olacak? Ananız, ba- banız ne diyecekler? — Bakalım... şimdi doğruca istasyondan buraya geldim. Bert itab eden bir tavurla gülüm: — Siz ne haylaz şeysiniz! dedi, nle, umarım ki P: Monparnas istasyonu önünden geçiyordum... sıcaklar başlamıştı; sokakları bembeyaz eden sıcağı bilirsiniz. ya, işte o sıcaklar başlamıştı. Kendi kendime: “Nu- 'e dönersiniz. — Hayır, burada sizi nezaret altında bu- lunduracağım. Annem, Esner'i mek üzere olduğunu bildirdi. Tehlikeli adamdır o. Siz de burada yalnızsınıı Bert gülerek cevab verdi: — Beni, demek ki, tehlikede sanıyorsu- nuz! Halbuki benim makul bir kadın olduğu- esi mu bilirsiniz. — Siz kendinizi makul zannediyorsunuz ama bu kanaat pek yerinde değildir — Ne tuhaf çocuksunuz siz! Madem ki Esner'in tehlikeli bir adam olduğunu söyli- yorsunuz, anlatın bakalım tehlikesi nesinde- geldim. dir? ağaçlar dim ve — Ya Mari Brön? nü bilirsniz. siyerek: yarınki — Kadınlardan fazla hoşlanan bir adam- — Uzan zaman onun metresi de onu kendine göre sevmişti; yani türlü acı- lar çektirerek,.. Mari'nin kendini öldürdüğü- Z.. bu facia Esner'e çok tesir et- miş... kendinden iğrenerek eğlence âlemin- den çekilip Mari'ye karşı, ölümünden sonra kuvvetli bir sadakat göstermeğe başlamış. insan kendine böyle tâneder ama huy değiş- buraya gel- — ner'dir, bir ner' ye sordu: söylemeyiniz... Esner tini mez... Esner, herhalde, bildiğimiz eski Es- — Tasalanmaymnız; bana karşı eski Es- iğini hatırlamak fırsatını bulamaz, Bert sözü değiştirmiş olmak için Andre- — Emma'yı görmek iste — Hayır, şimdi gidip yemek yiyeceğim. Yarın gelirim. Beni gördüğünüzü Sonra, gürültüsüzce çayir tarafından u- zaklaşırken seslendi: — Allaha ısmarladık güzel madam! Andre bir gün Bert'i brik arabası ile evi- he götürürken Margörit'in nişanlısı kont d'Anduar'dan bahsederek: — Histen ve gençlikten ibaret böyle mü- kemdmel bir kızı, bitmiş, harab olmuş bir bu- dalaya - sadece adı kont d'Anduar olduğu için - veren ana ve babanmn düşüncesini zih- nim almıyor. Küçükken Margörit'i öpmüş- tüm, siz de bana darılmıştınız. Haksızlık et- çünkü Margörit ömründe bir kere öp- menin zevkini tatmış olacaktı. Bert cevab verdi: — Margörit öpmenizin hatırasına bu de- rece muhtaç değildi; günün birinde kocasın- dan sıkılacak olurda sonu felaket olacak 0- lan bir harekette bulunursa bunun hakiki mesulü siz olursunuz. değil mi? edilmes imseye —Si zi kendi bulundrı Andre: sunuz ki 6 Bert'in memnun olmamak icin seh: $1 onu daima — İşte sizin ahlak telakkiniz! asıl itham lâzımgelen et iken güzel bir vücu- du canlı olarak görenler mazur sayılıyor. Eğer, dediğiniz gil birinde, münasebetsiz bir hareket sa karşısında, kendisini haksız çıkaracak o- lan öyle disiplinli bir cer ki nihayet yaptığı şeyin ki rit kendi kenı de kalacaktır. o suretle hazırlayıp biçimlemiştir ki sinden af dileyenler dalma onun görenler olmuştur. bu kadımcağız, günün ulünüze bulacaktı Margi buriyetin- cemiyet kendi ulmünü inandırmak a vicdanlarımızı başkaları hakkındaki hilltimterini- 'e göre veriyorsunuz. Zannadiyore yada yalnız aşkın zevki vardır. vınır emdtâr İçtimal vazivet isyana sevketm n a ei KA dğe