Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
' 11 MAYIS 1936 PAZARTESİ ULUS SAYFAS Nünlür Gi “Ankaragücü Gençlerbirliğini, Muhafizgücü Demirsporu yendiler Çankaya - Kırıkkale Gücü, Altınordu - Güvenç Spor berabere kaldılar. | Dün, Ankara mıntakası lik maçları- na devam edildi. Hava güzel olduğun- dan, her iki sahaya, bilhassa, Muhafız Gücü alanına, bir çok seyirci toplanmış- trı. Yarım saat kadar süren bir yağmur- la, çamurlu bir hale gelen sahalarda ya- pılan maçları sırasile yazıyoruz: , Muhafız Gücü alanında: Ankara Gücü - ” Gençler Birliği Taraftarlarının coşkun alkışlarile a. Tana çıkan bu iki ileri kulübün karşılaş- Mması, Ankara futbolcuları arasında, 'Ankara - İstanbul temasları kadar heye- &an uyandırmıştı. Dünkü yazımızda anlatmağa çalıştığımız sebeplerle iki kulüp de bu maça ehemiyet veri - yorlardı. Duyulan heyecanım tesirleri maça çıkmakta olan futbolcuların yü- zünde bariz surette okunuyordu. Seyir- ciler de merak ve heyecanın verdiği a- sabiyetle yerlerinde — duramıyorlardı. Hakem, beşiktaşlı Hakkı idi. Futbolcu- ,lar yerlerini aldıkları zaman takımları Şu şekilde gördük: Ankara Gücü: * Halil, Ali Rıza, Enyer, Orhan, Se- mih, Nazmi, Abdi, Bilal, Yaşar, Fahri, Hamdi, Gençler Birliği: ' Rahim, Asım, Mitat, Ahmed, İhsan, Halid, Salâhaddin, Niyazi, Rasim, Mü- Nür, İhsan. Ankara Gücü kalecisi Natık, Galata- saray maçında geçirdiği kazadan sonra henüz oynayacak vaziyete gelmemişti. Onun bulunmaması, ilk bakışta Ankara Gücünü zayıf gösteriyordu. Fakat Ha- i:ıi_l. vazifesinde hiç de kusur gösterme- K * . Takımın kuruluşunda başka değişik- lik yoktu. ,, Gençler birliği, Selimden mahrum- du. Onun yokluğu bütün oyun esnasm- da kendisini bariz surette gösterdi. Maça güçlüler başladı. Fakat, vu- rüuşları Gençlerin haf hatında kesildi ve ilk dakikada, Gençlerin topu, Güç kalecisinin eline kadar götüren bir a- kınlarını gördük. Bu akına güçlüler hemen cevap ver- diler, Hamdinin bir şandeline Abdi ye- tişebilseydi, Güç ilk göolünü atmış ola- caktı. Fakat akın avutla neticelendi. Güçlüler bu suretle Gençlerin kalesine iki defa daha tehlike atlattılar. Bundan sonra akın sırası Gençlere ,gecti. Dokuzuncu dakikada Enver, Ra- sinin bir akınını ancak koörnerle kese- bildi. Salâhaddin koörner atışından İsti- fade edemedi. Topu dışarı attı. On bi- rinci dakikada, Salâhaddin, İhsanın or- taladığı bir topu da kaçırdı. Oyun bu suretle mütevazin olarak ,Hzun müddet devam etti. İki tarafın da sürekli bir üstünlük kuramadıkları gö- rülüyordu. Forvedler karşılıklı olarak gol kaçırıyorlardı. On yedinci dakikada Yaşar boş ka- leye topu atamadı. Hakem, 22 inci da- kikada, ceza çizgisine çok yakın bir mesafede, Güç aleyhine bir firikik ver- di. Mithatın şütü boşa gitti. 25 inci da- kikada Gençler bir korner kazandılar. Bu da bir netice vermedi ve böylece 28 inci dakikaya kadar geldik. Gencçler Birliği bir akın yapıyordu. Niyazi ile Rasim paslaşıyorlardı. Ali Rıza bir çıkışla akını kesti ve topu Naz- miye attı. O da Hamdiye pas verdi. Gençlerin hafları ve bekleri çok ileride idiler. Hamdi topu kapınca sürdü ve Asımı geçerek sol direğe yakın bir yer- den ilk golü yaprverdi. Bu gol Güç ta- kımının açık ve güzel oynamasına vesi- le verdi. Kalecilerine güvenemiyerek geri oynayan bekler biraz ileriye çıktı- lar. Oyun canlandı. Gençler de bu gol- den sonra kendilerine geldiler. Üst üs- te, karşılıklı akınlar yapıldı. 35 inci dakikada Yaşar, karşısındaki bekin 18- kası ile topu kaptı ve sürerek kaleye kadar indi. Fakat sol taraftan dışarı at- tr. 42 inci dakikada Rasim ve Münür biribirlerine takılarak bir gol kaçırdı- lar. Son dakikalarda gene Rasim kale- ci ile karşı karşıya kaldı. Attığı topu Halil tam çizgi üzerinde yakaladı. Mu- hakkak bir gol kurtardı. İkinci devre İkinci devrenin ilk yirmi beş daki- kası maçın en heyecanlı ve zevkli za- manı oldu. Bu devrede ilk on dakika Gençler bir üstünlük kurdular. Güçlü- ler kazanılmış bir galibiyeti kaçırma- mak için müdafaa yapar gibi görünü- yorlardı. Sonra, iki takım, beraber va- ziyete geldiler. Fakat, yirminci dakika- dan sonra güçlüler yavaş yavaş daha i- yi oynamağa başladılar. Bunun semere- sini, 25 inci dakikada Hamdinin güzel bir şütü ile ikinci golü kazanarak top- ladırlar. Otuz yedinci dakikada Yaşar, son zamanlarda benzerini az gördüğü- müz bir atışla üçüncü golü yaptı. Bun- dan sonra, çok tabit olarak, Güçlüler tamamen emin bir vaziyette oynadılar ve Gençler birliğine sayı yapmak fırsa- tı vermiyerek maçı, 0-3 kazanmış olarak bitirdiler. Güçlülerin hepsi canla başla oyna- dılar. Forved hatlarının ortası ve sol tarafı, haf hattında Nazmi, Ali Rıza en çok muvaffak olanlardandır. Fener, Be- şiktaş ve Galatasaray karşılaşmalarında yüzümüzü güldüren güçlüleri şampi- yonluğa hak kazandıran dünkü maçla- rından dolayı candan kutlarız. Gençler Birliğinde yalnız Ahmed ve Rasim göze çarpıyordu. Ge- ri kalanların son dakikalara kadar sü- ren gayretlerini takdir etmemek haksız- lık olur. Fakat, futbol cemi bir spor olduğu- na göre şahsi payretler, işe yaramıyor. Gençler Birliği idarecileri umarız ki bu üçüncü mağlübiyetten sonra takımı 18- lah etmek zamarnımın geldiğini ve hattâ geçtiğini anlamıslardır. Bir vazifede, simdiye kadar kulüpleri icin dermanlas rinın son haddini sarfeden ve bugün vücudları takırmlarına faydadan cok za- rar veren futbolculara düşmektedir. Bu arkadaşlar benliği brrakarak yerlerini genelere bırakmalıdırlar. Hakkı macı çok güzel idare etti. Favulleri, kasd?t hendleri iyi pörüyor- du. Hiç ofsayd kaçırmadı. Sızıltıya meydan vermedi. Kendisini tebrik ede- riz. Altınordu - Güvençspor Büyük maçtan önce Altınordu . Gü- vençsporla karşılaştı. Başka kulüplerden alâkalarını kesmiş veya kayıdları silin- miş birkaç idmancı ile azçok kuvvetli hale gelen Gü porun bu ni takımı Altınordu ile birer sayı ile bera- bere kaldı. Nizamname alana bu suretle çıkarılan takımları yenilmiş saymakta- Halid, * SOSYALİST PARTİSİNİN , MİLLİ? KONGRESİ: — Kongre dün - Pariste açıldı Paris, 10 (A.A.) — Sosyalist parti - sinin milli kongresi, bu sabah saat 10 da açılmıştır. Kongreye eski Paris me- buslarından B. Graziani reislik etmiştir. Partinin umumi sekreteri sosyalist- lerin hükümete iştirâk etmeleri için “halkçılar cephesi” nin öteki azâlarına yapmış oldukları teklife karşı alacak - ları cevab ne olursa olsun iktıdar mev- kiinin mesuliyetlerini üzerlerine ala- caklarını bildirmiştir .Mumaileyh sos - yalist partisinin halkçıların program - larına sadık kalacağını söylemiş ve de- miştir ki: “ — Parti, dostlarımızın se- çimde halka sunmuş oldukları ve saye- sinde muzafferiyet kazanmış bulunduk ları programı hükümet başında da tat- bik edecektir. Bu program, hiç şüphe - siz fransız sıyasasında bir yenilik ola - caktır. Mebuüslardan Rube şarbayı Jan Lö- ba, halkçılar cephesi mensuplarının kâf- fesinin kı istlerin hükü gir - memek suretindeki ilk - tekliflerinden rücu edeceklerini ümid etmeke olduk- larını beyan etmiştir, Prens Pol ve B. Benes Yakında Bükreş'e gidecekler Belgrad, 10 (A. A.) — Titülesko, Yu- goslavya naibi Prens Pol ile Çekoslo- vakya cumur reisi B. Benesin Roman- ya kıralı Kafolun davetini kabul etmiş olduklarını ve yakında Bükreşe gide- ceklerini teyid etmektedir. B. Titülesko, trenle Cenevreye hare- ket etmeden önce, gazetecilere beya- natta bulunarak Balkan antantı ile Kü- çük antant konferanslarının elde et- İstanbul'daki tutbol maçları Galatasaray Beykozu, Fener Güneşi yğndî İstanbul, 10 ÇA.A.) — İstanbul fut- bol şampiyonası maçlarına bügün de de- vam edildi. Hava ruzgârlı olmakla be- raber oyuna elverişli idi.. Taksim stadında İlk maçı Altın Ordu - Fener Yılmaz takımları yaptılar ve Altın Ordu saha- dan 3 - 5 galib çıktı. İkinci maç Galatasarayla Beykoz a- rasında idi. Mütevazin hücumlarla baş- lıyan oyun biraz ilemeyince Galatasaray- kdarın ağır bastıkları görüldü. 36 ıncı dakikada yapılan ilk Galatasaray golü Beykozluların maneviyatıma eyice sars- tı ve Galatasarylıların Beykoz hatları a- rasında daha kolaylıkla sıyrılmalarına »yol. açtı 41 inci dakikadaki ikinci golle Galatasaray birinci devreyi 2 - O galib vaziyette bitirdi. İkinci devrenin 14, 21 ve 38 inci da- kıkalarında sırasiyle Necdet, Eşfak ve Gündüz birer gol yaptılar ve bu suretle Galatasaray maçı 5 - 0 kazandı. Fener - Göşteş maçı Son maç Fener ve Güneş takımları arasında idi. Oyuna fenerliler başladı- lİar ve ilk inişle beraber Güneş kalesini bir çember içine aldılar. Fenerin bu bas- kısı 20 inci dakikaya kadar devam etti. Fakat o sırada umulmadık bir hâdise o- yunun yerini değiştirdi. Fenerin tazyi- kinden kurtulan top, Kemalin 30 met- reden attığı bir şütle Fener kalesine girdi. Hâkim oynadığı halde kendisine ya« pılan bu sayı Fenerin maneviyatını kıre dı ve sinirlerini bozdu ve oyun sert bir cereyan almağa başladı. 24 ve 27 inci dakikalarda iki güneşli oyuncu sakatla- nıp dışarı çıktılar. 32 inci dakikada E- sat sert bir hareket yüzünden hakem tarafından sahadan çıkarıldı. 34 üncü dakikada Fener Ali Rızanın ayağıyla firikikten beraberlik golünü çıkardı ve oyun sertliğini kaybetmeden devre sonuna kadar sürdü. İkinci devre İki takımın eksik oyuncularla çok karışık bir oyun oynadığı ikinci devre- - nin ilk 35 dakikası içinde hiç bir mühim hâdise olmadı. Son on dakika içinde o. yunlarını biraz düzeltebilen fenerliler, derli toplu hücumlarla rakiplerini sıkış- tırmağa başladılar. 36 ıncı dakikada bir gol çıkarmak üzere ofan Niyazi, kaleci- nin sert bir şarjına uğradı. İkisi de sa- katlandılar. 38 inci dakikada Fikret bir gol fırsatı kaçırdı. 41 inci dakikada Na- ci Fikretten aldığı bir pasla Fenerin i- kinci golünü yaptı ve oyun 1-2 Fenerin galibiyetile bitti. — » ç Fenerbahçe stadında: Fenerbahçe stadında Anadolu Hilâli 1-2, İstanbulspor Süleymaniyeyi 1-2 yendiler. Selânik grevcileri yeniden polisle çarpıştılar (Başı I. inci sayfada) rin isteklerini hayırhah bir surette miş oldukları neticelerin iyete şayan olduğunu ehemiyetle kaydetmiş« tir. dır. Fakat, teşkilâtın otoritesi bakımın- dan bunu hiç doğru bulmuyoruz. Maç- tan sonra öğrendiğimize göre, mıntaka reisliği de bu vaziyet ile alâkadar ol- muştur. Külübe bir daha bu halin tek- rar edilmemesi bildirilecektir. Ankara Gücü alanında: Dün, Ankara Gücü alanında da iki maç yapıldı. Gençler Birliği>. Ankara Gücü maçı dolayısiyle bu sahada seyirci çok azdı. Çankaya - Kırıkkale gücü Kırıkkale Gücü, Çankayanın çoğu, B. ve genç takımda oynayan futbolcu« larla kurulan - takımı ile 22 berabere kaldı. İleri safa geçmiş ve sşampiyonluk almış bir kulübün bu suretle hazırlıksız bir vaziyette maça çıkmasını hiç doğru bulmadık. Kırik Kalenin aldığı netice- yi çok iyi bulüyoruz. İlerideki maçla- Tında başarılar dileriz. PDemirspor - Muhafız gücü Muhafız Gücü zayıf bir takım kar- şısında nasıl oynanıldığını gösteren gü- zel bir oyunla Demirsporu 0“7 yendi. g geçi k için grevin nihayet bulmasını bekliyeceğini bildirmiştir. Liberal mebusların Sofulis'e çektikleri telgraf Atina, 10 (A.A.) — Selanikli libe- ral mebuslar, parti reisi B. Sofulis'e telgraf çekerek vaziyetin vahimliği hakkında dikkati çekmişler ve Sela- nik'e yüksek bir subay gönderilmesini istemişlerdir. Bu yüksek subay, bir anket icrasına ve suçluları şiddetle cezalandırmağa memur edilecektir. Liberaller, polis müdürünün değişti- rilmesini tavsiye etmekte ve polislerin silâhsız grevciler karşısında soğuk kan- hılıklarını kaybetmiş olduklarını bil- dirmektedirler. B. Metaksas'ın gazetelere ir beyanatı Atina, 10 (A.A.) — Atina ajansı bil- diriyor: Başbakan B. Metaksas, gaze - telere yaptığı beyanatta, önce parla - da yaptığı bey hükümeti çoktanberi askıda kalmış olan işçilerin isteklerini gözden geçirmek niyetinde olduğunu kaydettiğine işaret ederek demiştir ki: “ — Filhakika hükümet elverişli hal tarzları bulmaya çalışmış ve fakat bu arada Selanikte bütün şiddetiyle grev başlamıştır. Belgraddan döner dönmez, tütün sanayicileri üzerinde bir baskı yaptım. Fakat grevi idare edenlerin ha- reket tarzları bunların yalnız amele sı! nıfının maddi menfaatleriyle uğraşma- dıklarını, fakat başka amaçlar gültük - lerini isbat etmiştir. Hükümetin vazi « grevcilerin istekleri — sa « kin bir hava içinde gözden geçirilebil - mek için nizamı zorla temin etmektir.,, fesi, Meelis yeniden toplanacak mı? Atina, 10 (A.A.) — Atina ajansı bik diriyor: Komünist mebusların meclisin toplanmaya çağrılması hakkındaki is- teklerinin kabul edilmiyeceği anlaşıl - maktadır Zira bu istek şimdi meri niz:; ma aykırıdır. B. Çaldaris işçilere sükün tasviye ediyor Atina, 10 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor; B. Çaldaris işçi sınıfına meyilli olmakla beraber nizam ve asa - yişin korunması için hükümete müza - haret edeceğini bildirmiş ve işçilere sükün muhafazasını tavsiye etmiştir. Demiryollar işçileri çalışmağa başladılar Atina, 10 ÇA A.) — Selanik demiryol- — lar işçilerinin işlerine tekrar başladığı ve tenvirat ve ekmek hizmetleri temin edildiği bildirilmektedir. x Teftrika: No: 54 Evlilik ve Ötesi Yazan: JAK ŞARDON Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Alber, hiç bir vakit ev düzenine alâka göstermezdi. Bert, onun böyle konuştuğunu görerek onun şahsi zevkine değil, anasımdan kendisine kalmış olan estetik prensiplerin- den birine dokunmuş olduğunu hissetti ve sinirlendirici bu yabancı tesire karşı herhan- gi bir fikri, fakat kendinin olan bir fikri ile- ri sürerek orada hüküm yürütmek hakkını teyid etmek istedi. Kati bir tavurla: — Yanılıyorsun, dedi. Bu biblolar güzel- dir ve onların, bu soğukluğu sıcaklığa tebdil ettiğini iyice görüyorum. Alber bağırdı: — Hayır! hayır! çirikn eşya çirkindir; hiç bir şeyi ısıtmaz. Bert otorite ile cevab verdi: — Bu biblolar hiç de çirkin değil., Bü- yük değerleri olduğunu iddia etmiyorum, fakat çirkin değildirler. Bunlar oraya ko- nulunca ocak daha güzelleşti. Şimdi daha az çıplak duruyor. — Çirkin değiller mi? ŞİLe Yatak odasına koşup ocağın — üstün den porselen köpeği, küçücük Buda'yı, bükük a- yaklı atları, kristal kâseyi aldı ve salone ge- tirdi. Bütün bunları lambanın altına, elleri tit- riyerek sıraladıktan sonra sordu: — Bunlar çirkin değiller mi? İddia ede- mezsin ki bu köpek... fakat asıl arilaşılması lâzım gelen sey, bu bir köpek midir ki!... — Ben sade köpeği müdafaa etmiyorum... Alber, titrek ve çekiç darbeleri gibi Sert bir sesle; — Evet, sen köpeği değil, hepsini birdeîı müdafaa ediyorsun. Sende, sahte Tanagra- ları, kâse kapaklarını, billur çiçekleri, tunç eşya kalabalığını doğurmuş olan boş sahe- den korkma hastalığı var. Sen, fransız eVİî— rinin itirazlarını biliyor musun? Duvar kâ- gıdları, iyi bir burjuva salonunun... , Bert odasına sığınmış ve bu ateşli ve rnu— tehakkim sesten yorulup bitmiş gibi bir is- kemleye oturmuştu. Bütün bu gürültü, bu katı bakışlar, bu âdeta kinli parlayış neden- di? “Bu evde hiç bir şey ba a aid değil, Bu köşe bana odamı hatırlatıyordu.. bu zavallı eşya olsun bana bırakılabilirdi... atlar gü- müşten değil... ayakları bükük... bu küçük Buda bana ilk verilen biblodur. Hâlâ hatı- rımda: kızamıktan sonra idi...” Böyle düşünen Bert, küçülmüş, zâfa uğ- ramış, terkedilmiş gibi, gözlerinin dolduğu- nı hissediyordu. Eskiden çok gururu olan, hiç ağlamıyan Bert'in gözleri şimdi kolay- ca sulanıyordu. Alber'in tuvalet odasına geçtiğini işite- rek yüzünü saklamak için ecza dolabının kapılarını açtı. Alber, yataktan dışarı sarkarak saatine baktı. — Lambayı söndürüyorum, dedi, Gece karanlığında, salonun duvar saati, ağır ve tatlı, küçük darbelerle vakti bildirdi. Alber, kolunu Bert'in omuzu altına soka- rak yorgana sarıldı. Biraz sonra, sordu: — Zannedersem yükarda ayak sesleri var. Acaba Paris'e döndüler mi? — Bu sabah gördüm. Alber, gözleri kapalı, Bert'in çıplak ko- lunu okşıyarak ve başını, ince batistin altım- daki ılık vücuda dayıyarak, yumuşak bir eda ile sözüne devam etti: — Bilirsin ki ocağın üzerini istediğin gibi düzeltmek hakkındır. Sana demin kö- tü yüreklilik ederek takıldım. Bak sana doğs| — rusunu söyliyeyim: canım sıkılmıştı, çünkü anlamamıştın... Alber'in sükütunda gizli bulduğu mana- yı bunca zaman aramış olan Bert'e izah edi- yordu; fak_at Bert, şimdi, artık onu hatırla- — mıyordu bile... onları birleştiren tertemiz — sevgi içinde her kaygı eriyip kaybolmuştu. Sustular. ba Uzak'arda bir otomobilin korna sesi işi» — tildi. Sessiz sokaktan hafif bir çıngırak sesi uzadı. — Uyuyor musun? SĞ Bert, kulağının dibinde fısıldayan bu sev- gili seste Alber'in yanında yatışını seziyor, fakat biraz korku ile yaklaştığı bu erkek cudunün temasını - karanlıkta bütün şekli. ni tahmin ve tahayyül ettiği çehreye değ yabancı bir cinsin kabalığına aidmiş gibi henüz tanımıyor, bilmiyordu. (Sonu var)