Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| H SAYFA 6 29 MART 1936 PAZAR Tarih ve antikite Avarlara ait yeni arkeolojik keşifler Abar - Avar ismiyle tanınmış olan büyük ve maruf türk kabiylesi etra- fında bugüne kadar hayli malümat edinmiştik. Bu büyük kabiyle Orta - (Asyada kuvvetli bir devlet kurmuş ve pek çok türk kabiylelerini de bu kud- retli devletin idaresi altında yerleş- tirmişti. Çin müverrihlerinin Juan - Juan Biribirine bir inci gerdanlıkla bağlan- maş bir çift mezar. Solda görülen bir at iskeletidir. dedikleri bu türkler muahharan (Gök türkler) tarafından tazyik görerek nü- fuzlarını onlara bıraktılar ve garba doğru hicret ettiler. Orhom kitabele- rinde rastladığımız Apar adı ve Kaf- kasya'da uzun müddet yaşadıktan sonra Hazar türkleriyle beraber bü- tün Avrupaya, İberyaya - İspanya - ve Afrika şimaline kadar giden, yayı- lan ve birleşen İber kabiyle ismi ve yirmi dört Oğuz teşkilatında gördü- ğümüz İbar - Yapar isminin de aynı kavmin adı olduğu şüphe götürmez. Bu büyük kudretli türk bölüğünün büyük bir kısmı 550 senelerine doğ- ru iki yüz bin aileden mürekkeb kuv- vııh bir .ıkııı kolu hılmdo Avrupaya yola k H denizinin çımnlmduı ve rus steplerin- den geçerek Tuna boylarına geldiler. Bütün Home bakayası da bunlara karışarak bütün Tuna boyuna, şimdi- ki Macaristan ve Almanya hududla- rına kadar merkezi Avrupaya yerleş- tiler. Bi hılarla h iki buçul asır müt diy ü bette bulun- dular ve kurdııklırı devlet nihayet Şarlman tarafından yıllarca süren büyük ve kanlı harblar sonunda do- kuzuncu asır iptidalarında mahvedil- di ve Avarlara hıristiyanlık kabul et- tirilmek suretiyle de ırki hüviyetleri mütev . lardır. zarlar arkeolojik büyük değerleri o- lan materyeller vermiştir. En son Ka- jan'da yaptığı hafriyattan Macaris- tanda yerleşmiş olan Avarlara aid 500 kadar mezarı muhtevi bir mezar- lık meydana çıkarmıştır. Mezarlığın bir kısmı şimdiye kadar hiç açılma- mış ve soyulmamış olduğu için ölüler- le beraber konmuş olan şeyler oldu- ğu gibi durmaktadırlar. Bu keşfiyat Avarların sade yarat- ma ve sanat kudreti itibariyle çok in- kişaf etmiş bir duyguya sahib olduk- larmı ispat etmekle kalmamış, fakat bu kavmin ruhi temayüllerindeki de- | rin inceliği, zarafeti de ortaya çıkar- mıştır. Bu mezarlar gösteriyor ki şim- diye kadar barbar telakki edilen (A- varlar) çok zarif ve duygulu insan- Bu —mezarların birisinde bir çift erkek ve kadın iske- leti bulunmuş- tur ki, vaziyet- leri — buniarın dudak dudağa gömülmüş ol - duklarını gös- termektedir.Bin iki yüz yıl evel buraya gümül- müş olan bu facianın ne ol- duğunu ancak Allah bilir. Ma- carlarm bir darbiıme- seli “Mezara kadar sevişti- ler” diyor. Fakat bu mezarın gösterdiği nümu- ne, darbımeselin gösterdiği hududu da aşmaktadır. Görülüyor ki bu iki Macaristanda Szentes civarında bulunmuş olan sıra mezarlar A eritildi ve bakiyeleri de o l şarktan yeni gelen türk macar camia- sı içine karışarak macarlaştı. Avrupa ve şarkı - garbi Roma dev- letleriyle asırlarca harb eden ve hattâ iranlılarla birleşerek Bizance'yi bile muhasara etmiş olan Avarlar, Avru- palılarca barbar telakki olunurlardı. Halbuki yenti arkeolojik keşfiyat bu- nun tamamiyle aksini ortaya çıkar- mış, Avarların bilakis mütemeddin bir türk urugu olduğunu ispat etmiş- tir. Macaristan'da Szentes'de Csong- râd havali müzesi müessisi ve 40 se- nelik direktörü olan B. Gabriel Csal- lâny bu civarda birçok hafriyatlar yapmış ve 4.000 den fazla eski me- zarda tetkiklerde bulunmuştur. Bü- tünm bunlarda bu havalide n&olithigue devirlerden Magyar'ların Macarista- na gelişleri zamanına kadar oturmuş olan muhtelif kabiylelere aid pek çok ve değerli eserler bulunmuştur. Bu havaliye gelmiş yerleşmiş olan muh- telif kabiyleler arasında yazyg'lar * yirmi dört Oğuzlar arasında (ya- zır - yazgır) olarak — rastladığımız (Hazar) lar ihtimal ki bu kabiyle ile aynıdırlar - ve Germain'ler, Hunlar Tuna nehriyle Tisza arasındaki saha- lara yayılmışlardı. B. Cabriel Csallâny'nin açtığı me- Avar sonra da sevişiyorlar.. Bu derin ve ince hisleri gösteren tezahürlerden birisi de, bir mezarda Szentes müzesi direktörü Gabriel Csall-ny bir kadınla atının birlikte gömülmüş olduğu mezarı tetkik ediyor. yatan karı koca bir çiftin yanlarında en sevdikleri atlarının iskeletinin de bulunmasıdır. Bu çift kollarını biri- birlerine yastık yapmışlar ve göğüs göğüse yatmışlardı. Kadıvın inci ger- danlığı da her ikisinin boynuna ta- kılmıştı. Bu mezarlarda analık şefkati ve muhabbetinin de ince tezahürlerine rastlanmıştır. Bir çocuk iskeletini ana- sının iskeleti göğsünde sıkıyordu. Bunların ölümleri herhalde biribirin- den pek kısa bir zamanda olsa ge- rektir. Bütün çocuk mezarlarında, ölünün en sevdiği oyuncaklar bulunmuştur. Ekseriyetle saplı çıngıraklar ve kuzu, köpek ve sincap gibi tercih edilen dört ayaklı hayvanların iskeletleri bulunuyor Şayanı hayrettir ki bin iki“ ıl to rakta kalmış olmaıını rug men bir çocuğun boynuna takılmış o- lan bir.küçük çınyırak tannaniyetini hâlâ kaybetmemişüi. Bu keşiflerin türk medeniyet ta- rihi üzerinde çok büyük değerlerde tesiri olacaktır. Tarsusta Gözlükule kazıları Amerikalı hafriyatçı Mıss Goldman Amerika'nın Harvard Üniversite- si adına Seyhan yöresinde Miss Gold- man tarafından 933 de yapılan araş- tırma seyahatinden sonra 934 de Gözlükule'de kazılara başl a Bu kazılara bu sene de devam edil- mektedir. Kazıların hedefi: bilhassa bu yörenin (milattan evel 1100) se- nelerinden önceki durumunu aydın- latmaktır. 934 kazısında Romen, He- len, Kıbris demir devri başlangıcı (milattan evel 500 den 1000 e kadar) kültür tabakaları bulunmuş, tek tük olarak Eti eserlerine de rastlanmıştı. Bunların içinde bir mühür baskısı ü- zerinde Eti hiyeroglifi ve çivi yazısı bulunan çok önemli bir belge ile ka- zı heyeti ne kadar övünse yeridir. Bu belgenin çivi yazısında kıral İşpu- tah.nı ıdı okunmaktadır. Zikri geçen ve mühürün ort. da bul Eti hiyeroğlif işaretleri bu kıralın tuğrası mahiyetindedir. Boğazköy tabletlerinden de Eti kıralı Telepinw'un Kızvatna ülkesi be- şehrimizde İzmit Dipsiz bataklığından Sapanca gölüne açılan kaım inci Rilometrede 5. Sıtma savaşının yeni bir zaferi En büyük sıtma bölgelerinden biri olan Kocaeli'de bataklık nisbeti %48 den 956 ya indirilmiştir. İzmit h i habi di — Nerelisin ? — İzmitli!.. — Gene, sıtma var mı ? — Öyle bir şey bilmiyorum... Bunu artık her İzmitliden duyabi- lirsiniz. Eskiden İzmit denilince hatıra sıt- ması da birlikte gelirmiş. Kocaelinin sağlık hayatının bu korkunç düşmanı ile başlıyan savaş muvaffakiyetle bitirilmiş sayılır. Bataklıkların kurutulmaya baş - landığı günleri hatırlıyorum. Tanrı - nın alabildiğine uzanan mezarlarımı, kimsenin kurutmıya gücü yetmiyece- ği kanaati ne kadar köklüydü. Altm- c oğlu, Bakırlı, Dipsiz'de yıllarca in- san enerjisi, Makina kuvveti ile bir - leşti. Ve yıllarca süren savaş sonun - da hastâlık derecesi yüzde 48 den, yüzde altıya indi, İzmitdeki — bataklıklarda bugün saban işliyor. Her türlü ürün, şaşıla- cak bir bereketle verimleniyor. hatelelrkl L M ğ reninde bulundum. Köylünün derin sevinç ve hazzının, o manalı sevgi - sinin kudretini, yazık ki, anlatmak çok güçtür. O bir şükran mıydı, bay - ram mıydı, neydi, nenin nesiydi; iti- raf etmeliyim ki, bilmiyorum. Şimdi, İzmit Sıtma Mı.ıcadele He- yeti, yeni ve büyük bir işin Saşımnda bulunuyor. Dipsiz baı;aldığl“diıı Sa - panca gölüne kadar açılan geniş ka- nal, beşinci kilometreyi bulmuştur. Bu kanalın büyüklüğünü bir lahza olsun gözlerde landırmak için T bakmak kâfidir sanırım. Bu kanalın bitmesi ile İzmit'deki savaş tam bür rand vermiş olacaktır. Adapazarı ile Akyazı ovalarında 74 köy halkınm sağlığını her an teh- kelike içinde bırakan Mudurnu suyu da sıtma mücadelesinin önemli saf - halarından — bulunmaktadır. Nisam içinde bu suyun mecrasınım değişti - rilmesine başlandığı gibi, son günler- de teşkili Kocaeli köylüsünce — genel köycüler birliği de sağlık savaşma ©- lanca hıziyle karışmak emelindedir. Bu arada ikinci bir ekskavatörün, bir. lik büdçesinden alınmak suretiyle böl gedeki diğer bataklıkların da kuru- kul g * | ktır. Sıtma mücadele heyeti doktor ve küçük sıhhat memurları aym 20 gü - nünü köylerde geçirmek suretiyle de onların sağlığıyla çok yakmdan İlgi - lenmektedirler. Kinin, kinopilazmın, hastalara bedava verildiği gihi. kü - çük birikinti sular da olanca dikkatle kurutulmaktadır. Kısa Memleket Haberleri Bir halkevimizin anıtlarımız üzreindeki çalışmaları Bartın halkevi, tarihsel bir değe- ri olan Kuşkayasında tetkikler yap- tırmaktadır. Burada iki kitabe var - dır. Gerek yüksek oluşundan, gerek- se yosunlarla kaplı bulunmasından dolayı yazıları - okunamamaktadır. Buraya hususi adamlar gönderilerek iskele kurdurulmuş ve kitabe temiz - letilmiştir. Bu yazılar okunursa, şim- diye kadar gizli kalan Kuşkaya'nın Tarsus hafiri Miss Goldman yi İşputahsu ile bir mukavele yaptığı y . Tarsusta bul ühürde- ki adın aynı şahsa aid olması çok muhtemeldiır. Bununla diğer bir me- sele daha çözülüyor. Bilindiği üzere Kızvatna ülkesinin yeri bugüne kadar iyice belli değildi. Tanınmış bilgin Forrer bu ülkeyi Ka- radeniz kıyılarında arıyor, Götze ise Kilikyada olduğunu tahmin ediyor- du. Tarsustaki keşif Götze'ye hak veriyor görünmektedir. Bu sene ka- zıda münferit Miken çağı çanakları bulunmuşsa da esaslı bir tabakaya henü $tır, (Miken eser- leri milattan önce 1100 den evelidir) ena mukabil Eti çanaklarını andıran kırmızı bazan siyah tek renkli çanak- ler bulunmuştür. Bunlar Alişar'n ikinci tabakasındaki eserlere benze- mekle beraber yerli hususiyetleri de haizdirler. Bunlarla birlikte Suriye'- den gelen yahut onun tesiri altında bulunan boyalı ve hendesi işaretlerle bezeli çanaklara da rastlanmıştır. Kazılara birkaç sene devam olu- nacaktır. Miss Goldman geçen sene Tarih Kurulu tarafından yapılan A- laca kazısında bulunan eserleri gör- mek için Ankara'ya gelmiştir. Bu ve- sile ile Yunanistanda Miken eserle- ri üzerinde ve memleketimizde İzmi- rin Değirmendere mevkiindeki Kolo- fon'da hafriyat yapmış olan tanm- mış arkeolog Miss Goldman'ın resmi- ni dercediyoruz. rastl esrarı meydana çıkacak deııflmek tedir. Bundan başka iki halkevi, Amas- ra'da şimdiye kadar meydana çıkan eserlerin yazılarını kopye ile meşgul- dürler.. Kerestecilik ve ormancılık için bir şirket kuruldu Adapazarı Türk Ticaert Bankası- nın iştiraki ile “Ormancılık ve endüs- tri limtet şirketi,, adıyle, kerestecilik ve ormancılıkla meşgul olmak üzere bir şirket kurulmuş ve şirketin iş kadrosu tamamlanmıştır. — Şirketin merkezi Bartın'dadır. Banka umuüm direktörlüğü İstanbul şubesi ikinci müdürü B. Nuri Tanberk'i Bartın'a göndererek ortaklarla birlikte idare mekani ti ettirmiştir. Şirket bir nisandan itibaren faaliyete geçecektir. Domuz mücadelesi devam ediyor Ziraat mahsullerinin en büyük düşmanlarından olan domuzların öl- dürülmesi için, Bartın'da sürekavları tertib edilmiş ve bu yil üç ay içinde 150 domuz öldürülmüştür. Bartın panayırı günleri tesbit edildi Zonguldak umumi meclisi, Bartın panayırınm her yıl, eylülün ilk haf. tası içindeki pazartesi, salı, çarşam - ba, perşembe ve cuma günleri olmak üzere beş gün devamına karar ver - miştir. Kömür havzasındaki tetkikler Prof. Granig, yanında bir topog- rafya mühendisi olduğu halde, Arit kömür mıntakasının jeolojik haritası- nı çıkarmak üzere, Zafranbolu'ya ve oradan Barun'a gitmiştir.