Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SAYFA 2 27 MARF 15565 (.UMA — Yarı - Sıyasal — — 1918 —T936 " 1918 de muharebe bitmişti. Avus- — turya ortadan kaldırılmıştı. Alman- — ya politika ve askerlik dışı kılmmış- — ti. İngiltere ile Fransa, büyük payla- rı almıştı. İtalya tatmin edilememişti. Bugün, Avusturya'nm yerine ka- im olan memleketlerden her birinin — üzerinde bir başka büyük devletin — nüfuzu mevcuttur. Almanya politi- — ka ve ordu yapmak haklarını geri al- mıştır. İngiltere ile Fransa, aldıkları payları muhafaza etmek arzusunda- dırlar. İtalya ise, Habeşistanı, herke- —© se raâğmen ve kendi gücü ile kendine — tahsis etmek peşindedir. ç Demek oluyor ki, bir yanda İn- — giltere ile Fransa, bir yanda da Al- — manya ile İtalya, birbirlerinden, tıp- kı 1914 te olduğu gibi davacıdırlar. İtalya'nın kendine hisse istemesi ve bunu aramağa ve elde etmeğe çalış- ması ıle Almamıa nın hak beraber- suna taşıtmak kararı, 1918 muahe- —— delerinin topunu birden sarsmıştır. — Yıkılan yapmın yalnız Versailles ol- ması, Neuilly, Trianon ve Saint-Ger- — main'in selâmette kalacaklarına de- — lâlet etmez. Bilâkis, Fransa gibi bir büyük devlete ait olup “tamirat” işi gibi modern tarihin en ustalıklı ve — kârlı mali kombinezonunu ihtiva e- — den, bizzat Milletler cemiyeti'nin — kovenant'ı üzerinde müessir olan ve |— beş taraftan garantili Lokarno'yu — doğuran Versailles, arka arkaya al- — dığı rahnelerle yan yatarsa, bunun — Müzeyyelâtından başka bir şey ol- — Mmiyan diğerlerine sıra gelmemesi — mantıksız olur. Bunun içindir ki, 1918 muahede- - lerini değiştirici mahiyette olan her adım, bu muahedelerin sahiplerini * milyona yakm, fena halde sinirlendirmekte ve her defasında, Milletlre cemiyeti'nin var- lrğını, münakaşa masasmnın üzerine atmaktadır. Lokarno işinde, Fransa- nın jüridik cepheyi bir türlü bıraka- maması ve bazı devletleri bu husus- ta yanında bulması, bundan ileri gel- mektedir. 1918 muahedeleri, bazı küçük Av- rupa devletlerinin yeni vaziyetlerini tesbit etmekle beraber, esasta, bü- yük devletler arasındaki münasebet- leri 1918 deki savaş neticelerine gö- re tayin ediyordu. Bu muahedelerin bugün başta Vernı“eq olmak üzere —ıarsılmn bulunmalarr, büyük devlet- ler arasındaki bu münasebetlerin de j“_ işmekte olduğunu göstermekte- dir. 1914 te diğer büyük emperyalist devletlere karşı harbeden Almanya, 1918 de mağlüp olduktan sonra, ne- ticelere katlanmağa mecbur olmuştu. Bugün hak beraberliğini yeniden el- de etmiş gibidir. Bu hak beraberliği- nin “imperyalizmde hak beraberli- gi” olduğuna, Almanya'nın bünye- sinden büyük şahit istemez. Yetmiş teknikte son derece ileri, organizasyonda başta gelen ve yaşamak için kendi toprakları dışın- da imkânlar aramağa mecbur olan bir millet, bütün haklarını elde etmi- ye çalışırken, elbette ki en başta “ge- nişleme hakkı” nı koyacaktır. Diplomatik dedikoduların ve çe- kişmelerin arkasında yatan hakikat, budur. Büna karşı İngiltere, Fransa ve İtalya gibi diğer büyük devletle- rin aldıkları vaziyeti başka yazıları- mızda tahlil edeceğiz. BURHAN BELGE Sak - zi — başın tepesi (2). — Sak Eti dilinde de yaşamıştı. Louix delaporte Eticede saheıîar — kelimesinin müstahkem hisar ma- — nasma geldiğini kaydeder (3). — Hülâsa bu sak; çak - mak keli- — Mesinin isim ve fiil olarak her iki — Mmanasında olduğu gibi hem yük- ieldık parlaklık (şimşek çakmak, — fikren bir şey çakmak) hem kaya — (çakmak taşı) hem kuvvet ve tah- — kim (çiviyi çakmak) manalarını veren kuvvetli bir kelimedir. — İlerde de yine sak'tan bahset- “mek üzere şimdi bahsi kesip ar kelimesini tetkik edelim: Ar kelimesi Bu kelimenin Yakutçada mana- alâdır. Feleknamede mavera nasında olarak kullanılmıştır. ünkü Türkçemizde ise arka limesinde yaşıyor. Etimolojik y ını.lız şekli şudur ar — ağ - ar ç yım sabit ve kararh bir yükseklik — veyahut yüksekliğin tekarrürü. — Bu kelimede parlaklık anlamı da — vardır. Çünkü ister maddi olsun — ister manevi olsun her yüksek yer- — de bir parlaklık mündemiçtir. Sa- — bah ağardı dediğimiz zaman saba- hın ısıldığını parladığını kastet- — Miş oluruz. Netekim ağarma Ana- - dolu lehçesinde fecir demek oldu- gibi. “Artmak fiilinde aynı (ar) keli- -meıını buluruz. Örtmekteki ör de — &ynı manayı verir. Örtme oturula- şak barınılacak bir ev haline ge- — tirilmiş yer demektir. Duvar - ör- ğ ıııek, çit örmek gibi kelimelerin 'ü de aynı rolü yapar. Üreme fi- ilinin ür'ünde aynı mananın bu- lunmadığını kimse ileri süremez. — Bu ar, ör, ür kelimelerinin bir za- — man gür, kür, kur şekillerinde ya- - şadıkları muhakkaktır. Çünkü bü- yük Türk lügatine göre bugün de: Gür — çok, bol, mebzul (Garp ürkçesi) Kural — etrafı çevrilmiş, korun- yer, daire (Uysur) v — kuşak, halka, dııre (Ça- y) 21 Lal--one ptimitive de la ' 'e et 'as İdioms Touraniens Kol' —- sıra, derece, ınkkam (Uygur) Kora — avlu, ahır. vermekte olduğu gibi Ahtariye göre de: Arapça: gavr — güneşin bat- ması, çukur, nihayet Arapça: kar — tepe, kara ve bü- yük taş Arapça: kura' — geniş yer Arapça: kur — öd yakacak yer. Ferhenkişuuriye göre: Farsça: gevr — harap olmuş yer ziraata ve imara elverişli ol- mıvan yer. Farsça: gar — dağ eteklerinde oyulmuş ev gibi yer, mağara. Bütün bu muhtelif dillerin muh- telif lehçelerinde gur ve kur keli- meleri ve onların vokal farkı ile ayrılan eşleri aşağı yukarı hep ay- nı manayı vermekte olduğundan hepsini de şu üc esasa çevirebili- riz: Bir yer, yüksek bir yer, bir yanı bir dağ ve bir tas. Sakaratlarda bu anlamlar. bu- İmnduğu icin ar kelimesine yıkar- da zigurat bahsinde güur kelime- sine verdiğimiz manayı vermekte ltereddüt etmeyiz. At kelimesi (. & t) başlı başına bir kök ve bir kelimedir. Ek olduğu zamanda da yapıcılık, yaptırıcılık ve yapıl- mış olmaklık gösterir. Eski Türk- ler bu elemanın dil gövdesindeki bu büyük rolünü dikkate alarak şamil sahası için de kuvvet, kud- ret ifade eden her manayı almış- lardır. Dil bilginleri (. — t) unsurunun bu yerde il kdefa Akatlılar tara- fından kullanıldığını söylerlerse de doğru değildir. Luvilere atfe- denler de aldanmışlardır. Çünkü at Sümerce de ve prototürk lehçe- lerin hepsinde ilk kuvvet, yapıcı, asıl ve esas idi. Simdi bütün bu izahlarla zigu- rat'ın sakarat'tan farkı olmadığı- n öğrenmiş bulunuyoruz. Su hal- de Basra sahilindeki eridu'nun zisuratı ile Karadeniz kıvısındaki sakart'ın yapıcılarını etnik ve sos- yolotik hakımdan avnı milletin ve aynı kültürün çocukları savmak kadar tabii bir şey olmaz. Böyle olmakla beraber biz toponomimi- zi tamamlıyacak malümatı topla- makta devam edelim. İÇ HABERLER İSTANBUL TELEFONLARI: Deniz yolları idaresinin tarifesi İstanbul, 26 — Denizyolları idare - sinin tarifesi tesbit edildi. Fiatlara zam yapılmamıştır. İhracat maddelerinden bazılarının fiatlarında ufak bir tenzilât vardır. Bir deli, karısını öldürdü İstanbul, 26 — Ali adımda 28 yaşın. da bir adam, sabaha karşı Havva adın- da 24 yaşındaki karısını bıçakla öldür. ir. G Jerden bazıları Alinin bu cinayeti, karısını kendi babasından k s- kandığı için işlediğini yazmışlarsa da, yapılan tahkikatta Ali'nin akıl hastası olduğu, hattâ iki defa da akıl ve sinir Kaktablıi Böbel yattığı anla- şılmıştır. Alinin kızı olan 7 - yaşındaki Huriye'nin anlattığına göre, Ali gece yatağından kalkarak, kendisini denize atmak istediğini knrıunı söylemiştir. Zaten ötedenberi kendii d ata - cağını söylemekte imiş. Karısı, kocası. nın dışarıya çıkmasıma mani olmak is - temiş, o da ekmek bıçağiyle karısını öl. * dürmüştür. Ali ortada yoktur. Hava yollarına 200 bin lira Büdce encümeni hava yolları büdce. sine münakale suretiyle (200) bin lira lık fevkalâde tahsisat konulmasını kabul ştir. Bu para mefsuh Aero eksp İtalyano tayyare şirketinden mübayaa ohıııı Bnyıkdere hava ııhıyo— qn P rı hastah Bir Türk - Yunan ticaret şirketi kuruldu Yunan mevzuatı hükümlerine göre, Bir türk - yunan ticaret şir- keti kurulmuştur. Bu şirketin mer- | kezi Pire'dir. Şirket, Türkiyenin muhtelif yerlerinde şubeler aça- cak ve bu şubeler vasıtasiyle Tür- kiyeden canlı hayvanlar satın a- larak Yunanistana gönderecek- tir. Bu şirketin kurucusu geçenler- de Ankaraya gelerek Türkofisle temas etmiş ve mühim — esas- lar kararlastırılmıstır. Türkofis, bu şirkete, Türk müstahsil ve tüc- carlarını korumak bakımından, her türlü kolaylıkları gösterecek- tir. Alâkadar iç kolları ile ticaret odalarına da lâzım gelen direk- tifleri vermiştir. Bu şirket Yunanistanın en mü- him canlı hayvan idhalat firmala- rını içersine almıştır. Şirket ku- rulmadan önce, şirket ortakları olan tüccarlar, Yunanistana giren canlı hayvanların “x70-80 nini id- hal etmekte idiler. Şimdi bu mik- câarın daha artacağı umulmakta ır. Şirket, şark vilâyetlerimizden de hayvan satın almak için şimdi- den icabeden tedbirleri almış ve oraya mübayaa memurları — gön- dermiştir. Yüksek Ziraat Enstitü- sündeki konferans ııl'lll'l h-ıyle şirkete verilecek paralar k.ıqıb- ğıdır. Kızılay Genel Merkezi toplandı. Dün kızılay Genel Merkezinde Genel Merkez Heyeti toplandı. 25 nisan 1936 da davet edilecek olan kongrenin tasvibine sunul- mak üzere idare heyetince yapılan 1936 - 1937 mali senesi büdcesini ve raporun tetkik vye müzakere ederek aynen ve temamen tasvib etti ve toplantısına nihayet verdi. Hıf: hha ve bakteriyoloji daoçen - ti Dr. Süreyya Tahsin Aygün yarınki cumartesi günü saat 17 de Yüksek Zi- raat enstitüsü Baytar Fakültesi iç has- : “Hayvanlardan in. “konferans verecektir ,Konferans herke- se serbesttir. Kambiyo alım ve satımı Cumhuriyet Merkez Bankası, şu- besi bulunmıyan yer'erde kambiyo ahm muamelelerini İş ve Ziraat ban- kalarımın şube ve sandıkları tarafın- dan yapılmasına karar vermiştir. Malatya kombinası için hazırlanan proje tamamlanmak üzeredir Malatya kombinası hakkında ya- pılan etüdler tamamlanmış ve imalât programı tesbit edilerek önprojenenin tanzimine başlanmıştır. Bilindiği üzere Malatyaya tetkik- ler yapmak üzere- giden heyet, fab- rika yerini tayin etmişti. Burada fab- rikanın kuvvei muharrikesine lâzım olan kuvvetin mevcud sulardan isti- fade suretile temin edilebileceği gö- rülmüştü. Şimdi yerinde mevcud lin- yit kömürlerinden de faydalanmak kabil olup olmadığı araştırılmakta- dır. Gerek Malatya ve gerek Diyarbe- kir havalisinde, fabrikaya kâfi gele- bilecek mikdar ve vasıflarda pamuk irilebileceği z Bu havalide Malatya zifiri denilen bezler çok satılmaktadır. Fabrikanın Malat- ya zifiri ile benzerlerini ve ayrıca ja- karlı bezler yapması muvafık görül- mektedir. AEYEC S PER Vilâyet meelisinin Vilâyet umumi meclisi, dün, vali B. Tandoğan'ın reisliğinde devrenin son toplantısını yaptı. Kâtipler, B.B. Hilmi Atlıoğlu ve Rıfkı Evren idiler. Önce geçen celse zaptı okundu ve bir mütalea olmadığından reye kona- rak kabul edildi. Bundan sonra, daimi encümen a- zalığı seçimi yapıldı. B.B. Hamdi dünkü toplantısı (Kalecik), Muhlis (Ayaş,) Ahmet (Ankara), Ramiz (Keskin) ittifak- la azalıklara seçildiler. Vali Tandoğan, meclisin kendine izhar ettiği itimattan dolayı teşekkür etti ve 15 ikinci kânunda tekrar top- lanmak üzere celseyi kapadı. Umumi meclis bu yıl 15 toplantı yapmıştır. İş Bankasının hissedarlar genel heyeti dün (Başı I. inci sayfada) den biri olan İş Bankasının ne ka- dar sağlam bir tarzda idare edil- diğini göstermek itibariyle şayanı kayıd olduğu gibi müşkül vaziyet- ler içinde yapılan 726 bin İiralık kâr da Türkiye ekonomi duru- toplandı lik husule geldiğini göstermek noktasından çok mühimdir. 12 in- ci senesini dolduran bu ciddi mü- essesemiz hissedarlarına yüzde 9 gibi çok iyi addedilebilecek bir te- mettu hissesi tefrik etmiştir. Bun- dan başka müessis hisselerinin be- herine de onar lira temettu tevzi Trenlerde telgraf ve mektup kabul edilecek Posta, telgraf ve telefon ve devlet demiryolları umum direktörlüğü ara- sında trenlerde telgraf ve mektup kabul edilmesi için bir mukavele im- za edilmiştir. Bu mukavele ile hareket halinde- ki katarlarda bulnan yolcular yaza- cakları mektup ve telgraflarırı tren den inmeden göndermek imkânmı bulacaklardır. Mektup ve telgrafları posta memurları ve posta memurla- rı bulunmıyan katarlarda tren me- murları alacaklardır. Trende veri- lecek telgraflar telgraf merkezi bulu- nan ilk istasyondan mahalline çeki- lecektir. Mektuplar da gideceği yere göre trenin hareket istikametindeki istasyonlarda bırakılacaktır. Posta ve te!graf idaresi bu işin te- tahsisatı alırsa hazirandan itibaren trenlerde mektup ve telgraf kabulü- ne başlanabilecektir. Türk sancağını taşıyan gemiler Şehadetnameli kaptan ve çarkçı ların türk ğımı hamil sefinelerde dereceler ve bölgeler kullanılması DNK ile y GKS kali KF ve sefineler g i nin kurtarıcı vasıtalar faslını teskil eden 106 ilâ 132 inci maddelerinin yürürlükten kaldırılması Bakanlar Meclisince kabul edilmiştir. Kars köylüsünün topraklanmarı Kars vilâyeti dahilinde topraksız “olan yerli halk ile göçmenlerin top- raklanması için 1505 - sayılı kanun hükümlerinin Kars vilâyetine de teş- mili Bakanlar Heyetince kabul edil- miştir. Memleket saatlerinin doğru olması için Bütün memlekette saatlerin doğ- ru olarak bir yerden ayarlanabilme- sini temin için İstanbul rasathanesin- ce hazırlanan iki talimatname Ba - kanlar Meclisince kabul edılımqur . Bu talimatn lere göre O: ye telsiz merkezi muayyen tulü ııınvç üzerinden — İstanbul rasath Hi verdiği Türkiye saatini saat 11 de milletlerarası saat i;ıretleriyle neşre- decektir. Talimatı lerde millet - lerarası saat işaretleri lukkmı.'lı iza. hat da vardır. Cellad gölünün kurutul- ması İişi Bayındırlık bakanlığına gelen ha- yi faabreti çokk Herlemüştiri Denizs den itibaren Kozpmara kadar uza- “nan ana kanal tamamen açılmıştır. Bunun uzunluğu 16,5 kilometredir. (Sağlık kanalı) adını taşıyan diğer kısım hafriyatıma nisan sonlarında başlanması için yerine lâzım gelen emirler verilmistir. Bu kanal da açıl- dıktan sonra gölün suları denize akı- ne kadar biteceği hesap edilmektedir. Zonguldak gümrük teşkilâtı Zonguldak gümrüğü teskilâtı yeni gümrük teşkilât kanununa göre yapıl. ldağa bildirilmiti mış ve Zong MA Çağrı * Hairciye Encümeni bugün heyeti umumiye içtimamdan sonra toplana- caktır. * Maliye Encümeni bugün heyeti umumiye içtimaından sonra toplan