Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Bleğ MA A V L r eeti ULUS M K 14 MART 1936 CUMARTESİ Alman olutu karşısmda fransız gazeteleri Almanyanın, Lokarno paktını çiğneyerek, Versay andlaşması gereğince askerlik dışt tu tulmuş olan Ren bBölgesini fili olarak askeri işgal altına almakla yaptığı olut karşısında fransız basınt büyük bir heyecan ve asabiyet göstermekte devam ediyor. Bununla gazeteler ihtiyatlı ve temkinli davranmakta ve şiddet tavsiyesinde bulı tedirler. beraber, ge L ktan ç Radikal partisinin ileri gelen şeflerinden Emil Roş La Repüblikgazetesinde yazdığı bir bet kede, B. Hitler'in şahsi otoritesine güvenerek bu kadar cür'etli bir harekete geçtiği sırada, Fransa'nın, başında kendini idareye lâyık adamları bulamaması yüzünden iç kavgalarla uğ raştığımı anlatarak diyor ki: Bir tek adamın hüküm sürmesini metettiğim mi söylenecek ? Hayır, Fransa'nın kendi tarihini hatırlryalım. Fransa ancak on birinci Lui, dördüncü Hanri, Rişliyö, Maza- ren, Robespiyer ve Sen - Jüst'ün ida- irade bulduğu zamanlar, karar ver - mek için, fr. larm aşkın ferdci - likleri dolayısiyle herhangi Iıı- ıneıe— ıde Ha isel L b * mıyan bunca adamın fikrini danış - — Maya mecbur kalmadığı zamanlar Yaklaşan ve adı harb olan - eşi- ğinde oynıyacağımız ve saflarımızı sıklaştırarak bir kere daha takdire lâyık olacağımız - hâdise karşısında bu satırlar bir ısyan haykırışıdır, harb etmiş olan kollektif gayretin kıymetini bilen ve verilecek menfi ce- vab üzerine tereddüd etmeden, o kahraman Fransa'nın 17 senedenberi kendine lâyık şefleri bulmuş olup ol- madığını soran bir neslin ısyan hay- kırışıdır. ENERJİK KARARLAR MI ? L'Eko de Paris gazetesinde Perti- nahs yazıyor: Lakarno'nun Ren hakkındaki hü- kümleri İngiltere ve İtalya tarafın - dan garanti altına alınmıştır.. Roma hükümeti, pazar günü, petrol ambar. goösu tatbik ed'İd' takdirde artık kendisi İ ğimizi bize bildirdi. Berlîn in dıplomntik mahfil- leri, İtalyanın bu tehdidi yapmakla kalmadığını ve Hitler'in faşist hükü- meti yönünden korkacak bir şeyi ol- A düür © ll-l, per bile ııııyoılıı. Eııu-. Afrika'da bir girişmiş olan İtal- yu’ı_ Avrupa'da bir harekete giriş - meye muktedir olmadığı da ortadadır. Geçerken şuna da işaret edelim ki, Lokarno gereğince, ne garantilerin, ne de ıır_li vermiş olanların and - L p Ralel '-h' ıneık milletler cemiyeti onları bu bağlarından çözebilir. Şimdi ingiliz garantisi ne olacak? Ren paktımın 4 üncü maddesi gere - ğince, İngiltere, tecavüz halinde, te - cavüze uğrayan memlekete l'ıilin kuvvetleriyle yardı miş olan devletlere, mesuliyetlerini milletler cemiyeti konseyine yükle - mek müsaadesini veriyor. Londra'da, yedi aydanberi kollektif emniyete çok ehemiyet verildi ve bu sistemin nis- beten ikinci derecede olan bir mesele üzerinde tatbiki için ellerinden geleni yaptılar ve biz bımu çok ciddiye al - bize karşı ileri sürülecek delilleri bil- miyor değiliz. Her şeye rağmen, fi - kir ihtilâfları, pek vahim olan bir va. ziyeti maskelemeye yaramamalıdır. Bundan başka, İngiltere, andlaşma - larm tek taraflı ihlâli aleyhinde 17 lan karara rey vermiştir. Bilinmesi lâzımgelen nokta, Al - , şarkta istediği gibi h etmek için, Ren'i istediği gibi tahkim etmesine müsaade edilip edilmiyece - İHTİYATLI OLMAK Piyer Bernüs, Lö Jurnal dö Deba gazetesinde ihtiyatlı ve pratik ola - lım tavsiyesinde Bulunuyor: Hâdiseler meydanda, şimdi bun - ları soğuk kanlılıkla tetkik etmek lâ- zım. İntizamsız ve şuursuz teşebbüs- lerin zamanı değildir. İlk b rupa'ya sözünü dinletmek istiyor. Hangi yeni bir andlaşma bizi, bugün inkâr edilmiş olan hükümlerden daha fazla mı emniyet altına alacaktır. AL- manyayı idare edenler, yeniden silâh- lanmaya karar verdikleri zaman Ren bölgesini işgal olduklarına pı.ımuılıklarmı söylüyorlar. Her şey onlar için oportünlük meselesidir. Onlar için hak diye bir şey yoktur. mış BECERİKSİZLİK İSTEMEZ Bütün gazeteler ihtiyat tavsiye e- diyorlar. —HEntransijar'da — Gallis şöyle yazıyor: B. Hitler, gazeteler vasıtasiyle saf halka hitab ettiği zaman bize yakınlaşmaya hazır olduğunu haykı- rıyor. Kendi bürosunda bizim elçimiz- le & şurken de bambaşka türlü söylüyor. ve gördüğümüz tek yakm- laşma, onun askeri kıtaları tarafın - dan yapılıyor. Vaziyeti tetkik için öğleyin bir ba- kanlar heyeti toplanıyor. Aynı saat - te, Hitler Rayştag önünde söz söyli. yecektir. Berlin'de beyanatının dün. yayt hayrette bırakacağı söyleniyor. Bu sözler, ne olursa olsun, Ren yo - lundaki askerlerin çizmelerinden da- ha fazla gürültü uyandıramıyacaktır. B la beraber sükütumuzu ve mu- derin düşünmeden hiç bir şey söyle - memek ve hiç bir şey yapmamaktır. Fransa ve İngiltere hükümetleri, bu- günkü hâdiseyi hazırlamış olan biri- birini kovalıyan vılıııılıı karşısında tediirei 'e BÜ tasında bulunmuşlardır. Şuursuz ka - rarlar verdikleri takdirde bu hatala - rını tamir etmiş değil ancak ağırlaş- tırmış olacaklardır. Heyecana kapıl- madan görüşsünler, en münasip ve en mantıki görülecek bir hareket tar- zını seçsinler, bugzün için söylenecek şey bundan ibarettir. ALMAN SIYASASI L'Enformasyon'da B. Leon Şavnon GNM. i görünüyor ünü : Laokarno gibi bizzat kendileri ta - rafından teklif edilmiş olan andlaş - maları paçavra telakki etmiş olııılır hakeme serbestimizi muhafaza ede- lim. Bir tek beceriksizlik Allah bilir, bizi nerelere sürükler. Halbuki, Av - rupa'nın, altı aydanberi beceriksiz - liklerden başka bir şey yaptığı yok - tur. REN'İN MÜDAFAASI B. A - E. Jön, Ren'de müdafaanın hem Fransa ve hem de İngiltere ta - rafından temin edilmesini istiyor: Başbakan Hitler'in son jesti iki de- neme teşkil eder: Evvelâ Almanya için, Avrupa'nın geri kalan — kısmını harekete getirmeden bazı andlaşma- ları çiğnemekte nereye kadar gidebi- Fransız - ingiliz birliğinde de daya- şma derecesinin d i. Birkaç ay önce, Akdeniz için, İngiltere l"ı'ı—'ılıı bazı inancalar istedi. Bu şimdi bize yeni andlaşmalar i ıııyıııil'ıfuh—ıulırhhlhıııl— lur. Ceçea talı, B. Elasden, Bi Bdi den doğrudan doğruya bir sual soru- yordu ve İngiltere'nin cevabı gelecek pazartesi için vadedilmişti. Ne yazık yırtılı gibi bir hareket, dostça bir jest sayılamaz. Pek hü - nerli bir ifade kullanılarak - farnsız enerji ve iradesini yumuşatmaya bey- hude yere uğraşılıyor. Buna muvaf - lar verildi. Genel k l Renin işgali ve ingiliz basını MUAHEDELER YIRTILDI . 8 Mart 1936 tarihli Sunday Times gazetesi “Muahedeler yırtıldı - Al- manyanın yeni hamlesi” başlığı altın-. da yazdığı bir başmakalede diyor ki: Eğer tehlıkeh hır dıınyı içinde ya- şadığ şüph ki var- sa dünkü, hödiseyi göz Gellne yelie sin. Almanların hücumu karşısında Fransa, hemen ne gibi bir emniyet tertibatı alabilecektir? Ren yöresi Versay muahedesince as- kerlik - dışı edilmişti. Bugün artık, bu vaziyet ortadan kaldırılmış bu- lunuyor. Almanya, hiç bir haber ver- medi, münakaşa etmedi, pazarlığa gi. rişmedi. Bu sahaya askerlerini gön- derdi, kestirme yoldarı işi hallediver- di. Bir işi halledebilmek için “emni- vaki” e baş vurmak ilk defa olarak yapılmıyor. B. Hitler, mecburi askerliği iade ettiği, ağır topçu bulundurmak yasa &mu kaldırdığı, alman hava ve deniz- altı kuvvetlerini muahedeye karşın olarak yeniden kurduğu zaman da böyle hareket etmişti. Alman diktatörü önce bu işleri yapmış, sonradan ilâm etmiştir. O, çok fazla ihtilâfa düşmüş ve sıkışmış olan Avrupaya muvaffakiyetli bir su- rette meydan ol kafa Onlar, bunu ya muahedelerde yahud !'- ı da silâhta ararlar. Eğer muahedeler birer kâğıd tos — marından başka bir şey degılluw“ M tada kala kala silâh kalır. Şimdi avam kamarasında kim b' yaz kitabın aleyhinde ııuım.ı..ı.ulıl* Çetin realiteler bunu d Bu bi lemiştik. “Önce vur; sonra konu$-” sözü Prusya Militarizminin eski bir .,- KF prensipi idi. Bugün de öyledir. Alman — dış bakanlığının bu sıyasası bugün milletlerarası sahneye nakledilmiştire — Bu hareketler yankılar uyandırmıya* cak mıdır? Sizi birdenbire yumruklı- yabilecek ve sersemlediğiniz n kendi şartlarımı sürebilecek bir ada“ nam yanısıra içiniz rahat olarak nıld B yürüyebilirsiniz? B. Hitlerin şartları, dün fevkım' t Reichstazd “." Büyük garb devletlerine birer nota ile bildirilen bu'karaz ilgilk deş berlili kanlıklarında herhalde sabır ve dike Bu notada şark ve garbda tecar —— vüz etmemek paktları yapılması da teklif edilmektedir. Fakat şarkta Rusya bu pakta girmiyecek, yalnız Almanya ile sınırı olan devletler gi- rebilecektiir tur. Bu sefer de ınıvıffık olıııkuı. Fakat bu çeşid zaferler, hakikatte neye mal oluyor? Bunların her taraf- ta silâhl artı yaramak- tan başka mne mânâ dır? Büyük milletler, emniyetsiz yaşayamazlar. Böylece Almınyı;ım Rusyayı ve yahud Ukranyayı istilâ edebilmek içdi bunlardan birisinin suç ortaklığı- — nr satın alması lâzım gelecektir. Rendeki askerlik - dışı bölgenin iş- gal edilmesi, şarkta'böyle bir hareke- te geçildiği takdirde Fransanm Al- hazır mıdır ? Bugün bütün mesele bundan ibarettir. Ve Almanya'nın, bazı şartlar al - tında, Cenevre'deki yerini yeniden almak hakkmdaki teklifine bu mese- le hâkimdir. Bu teklif çok hünerli h d yayı arkadan vurmasma engel o0“ labilecektir. : Alm da son larda kuv- vetli bir surette silâhlanmış olan Rus« yaya karşı duyulan derin köklü bir korku bulunduğu şüphesizdir. Bu his- lerin Hitler politikası üzerine tesirler mıştır, çünkü İngiltere'nin gizli bı dileğimni gerçekleştirmektedir. ve bu itibarla İngiltereyi uzlaşmaya meylet- tirebilir. HER TARAFTAN TEHLİKE Liberte gazetesinde B. Raul dö Nolva, her tarafta tehlikeler görüyor. Dünyaya şöyle bir bakınız. Ne gö- rüyorsunuz? Sovyet Rusya, dış Mongolistan'ı işgal ettiği takdirde Japonya ile harb edeceğini bildiriyor, ve Japon askeri mahfilleri Sovyetlere karşr daha e - nerjik bir politika temini için sek - sen büyük adamı öldürüyorlar. İngiltere İtalya'ya düşman muame- lesi yopıyor ve Milletler Cemiyeti a- zası devletleri, bir harb çıkarmayı bi. le göze alarak Musolini'nin üzerine ldırıyor. İtalya'da, zaferlerine da- görüştüler. Kara, deniz ve ıımıpıı askeri anlaşmalar yapıldı. O zaman, Cibraltar, Malta, Mısır tehlikedeydi. Fransa'nın İngiltere için yaptığı - yanarak, kanunun kendisine dikte edilmesini reddediyor ve milletler ce. miyetiyle İngiltere'ye kafa tutuyor. İşte, çok iyi seçilmiş olan bu esna- dadır ki, Almanya, bize karşı son mer'i kalan teahhüdlerini de inkâr yaşmte eldeiğu daikkederi Al da, komşuları gibi kor« k d. dolayı hareket geçiyor. Ortada daha tehlikeli hisler yoktur. B. Hitlerin yaptığı tekliflerin de« ğeri, onu alan devletlerin alman te- ahhütlerine güvenme derecelerine bağlıdır. Bu güvene diktotör bugün #Hal ş lar doğuracağı- t asöğü e İz » ".ukyi ıoğııkkıııhhklınuhıkuueeuıkhr zım ; Fakat dünkü darbeden sonra Av- r 1932 denberi içine girdiği de arttığını düşünmemek müşküldür. BU HAFTAKİ MAÇLAR Ankara Ayaktopu Kurulundan: Bu haftaki Hk maçları aşağı- ya yazılmıztır. 14/3/936 Cumartesi Demir Spor — Ankara Gücü ikinci takımları saat: 16 - Yargıç: Necdet (A, O.). ki aynı dördüncü madde, garanti ver- — fak olamıyacaklardır. Almanya Âv - ni İnsiltere de Fransa için yapmaya * ediyor. tedir.” Tefrika: No. 37 tâ on yedinci yüyıla kadar, Avrupa onun mek isteyen padişahları tahtlarından indir- larının, Napolyon muharebeleri ile kazan - ANKARA Yazan: Norbert von BİSCHOFF Türkçeye çeviren: Burhan BELGE Gerçek bir dindarlıkla verilmesi şart o- lan bu en yüksek ernri, müslümanlığın ger - çekten kılıcını kuşanmış olan ve gerçekten — hiristiyanlığa karşr cihad açan bir Selim ve /— ya Süleyman değil; devleti içine soktukları — Maceradan muvaffakiyetle çıkabilmek için zavallı bir padişahı peşlerinden sürükliyen — Talât ile Enver yani dindarlıkla hiç bir alâ- kaları olmıyan iki adam vermiş bulunuyor - du. Verilen emrin yerine getirilmemesi ise, islâm dininin harice karşı artık politik bir — tesiri kalmadığını görememek itibariyle, bu iki adamın islâm dininin içyapısına ne kadar —az vakıf olduklarını göstermiştir. ğ Fakat padişahın fikir taşıyan dini kolu- nun yanında nasıl kılıç taşıyan dünyevi ko- çik — lunun da mutlak bir felce ugradıgmı anla - mak için, osmanlı ordusuna geriye doğru bir 3-; öz atmak lâzımdır. O osmanlı ordusuna ki, ,i Ki SK karşısma bir eşini dığı halde bun- danMyılkadarwnmII. Abdülhamid za - manında ve türk askerinin bütün | bu müddet zarfında kat'iyen değişmiyen ve azalm:yan kahramanlığına ve birçok reform denemele- rine rağmen, hazin ve biçare bir kalabalığa inkılâp etmiştir. (Bischoff, burada Yeniçeri Ocağının malüm tarihçesini yapıyor. Savaşı at üstün- de idare eden padişahlardan sonra, savaşı idare eden padişahlar geldiğini; ; yeniçeriler için önce bekârlık mecburiyetinin kaldırıl - dığını daha sonra da, her türlü mesleğe in - tisab etmek hakkının verildiğini kaydedi - yor.) Mahalli sarf bulamıyan cengâverlik va - sıfları birer birer ölmüştür. Savaşta kulla - nılamıyan kuvvet, gündelik hayatm politik emelleri peşinde başıbozuklaşmıştır. Yeni - çeri için açık tutulan yüksek makam ve mansıblar, ordunun zihniyeti kadar impara- torluğun idaresini de tereddiye uğratmıştır. Yeniçeriler ile bektaşi dervişlerinin pu « lıtık müdahaleleri, devletin mukadderatına köı:)emeden hâkim olmuş, mukavemet et- miş yahud katletmiş, vezirlerin hayatına ve ölümüne tasarruf etmiş ve temsil ettiği mesuliyetsizlik ve dirayetsizlik yüzünden osmanlı devletinin inkırazını hazırlamıştır. âdeta otomatik bir presizyon ile, nasıl eski yemçenlerîlemlannmbeşmcıveonamn- cı asırlardaki kahraman bir padişahlarının m;ahşmalmdev'letıhnyük ve şaefh Öyle ki, I. Mahmud, memleketinin ha- vasımı bozan ve yaptığı reformlara mani ol- mak istiyen bu binkafalı ejderhayı boğazla- mak mecburiyetinde kalmıştır. Ve bu suretle, bu gibi kanlı sahnelere bi- Fakat tarih Mahmud'a bu başarısmdan sonra, getirttiği Prusyalı ordu muallimle- riyle beraber yeni ve kuvvetli bir ordu ya - ratmak fırsatını vermemiştir. Avrupa ordu- İşşi M SAĞ ai el ilek A YİN l dıkları mesafe çok büyüktü. İmparatorlu- ğun içerdeki müşkülâtı, devletlerin ihtiras- ları ve hıristiyan eyaletlerin kurtuluş arzu- ları, çok büyüktü. Keza, Mahmud'tan sonra gelen padişahların hafif meşreblikleri ve is- rafları ve hele Abdülhamid'in korkuları da çok büyüktü. Abdülhamid, ordusunun kuv- vetinden ziyade, emniyetini, devletler ara - sındaki kıskançlıklara emanet etmeği tercili ediyordu. — Abdülhamid zamanmda, osmanlı ordu - — su, teşkilâtsızlığın ve bakımsızlığın en son derekesine inmiştir. Donanma, Boğaza bile çıkamıyacak bir halde, Haliç'de pastutmak- tadır. Toplarım kamaları, emin olmak için, uzakça bir depoda muhafaza edilmektedir. Paytahttaki kıtalar, selâmlık alayları ve bir — de şehirde çıkabilecek ısyanları bastırmak içindir. Taşradaki kıtalarla depolar ise, her şeyden mahrumdur. Müdafaa işleri için na- diren sarfedilen paralar ise, ricalin cebine girmektedir. Fakat buna mukabil, padişah, askerlerinin tayinatımmı kendi saray ihtiyaç- larmma tahsis etmektedir. (Sonu var) j