Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ON YEDİNCİ YIL. No: 5252 14 MART 1936 CUMAR'TLESİ %n haberler uçuncu* sayıfamızdadır #AAAAARARAAAAAAAAARARARARARARARI ADIMIZ, ANDIMIZDIR Heryerde 5 kur, Londra gor'wmelerınm 1kınc1 günü Dünkü toplantılarda hiç bir karar verilmedi 'lmanya Ren bölgesinde yirmi bin asker bulunduğunu bildirdi Bugün konseyde Fransa ve Belçika delegeleri tezlerini anlatacaklar iHavas ajan- sı, Lokarno devletle- rinin, top- lantılarının ilk gününde, Al - manyanın Ren'i işçgal etmesinin Versay ve Lo- karno andlaş- malarını açık- tan açığa boz- ması demek ol- duğunu resmen kabul etmiş ol- dolayı- siyle, görüşme- maları lerin ilk günü.- nün hoşnudsuz- luk verici oldu- ğunu ve bunun, salıdanberi in. giliz hükümeti- nin fikrini de- ğiştirdiğini gös- termekte oldu. ğunu — bildir - mektedir. İngiliz mahfilleri, B. Eden'in, görüşmelere hazırlık olmak üzere Al- manyanın, Ren'deki kıtaları geri çek. mesi için yaptığı teklıfe B. Hitlerin red cevabı ver h dluk rici olmadığını ve kabul edılmıyecegı- beraber, bu ve- ni söylemkte, bununla Başbetke BİR YILDÖNÜMÜNDE ATAY Tıp fakültesinin yüz dokuzun- cu yıldönümündeyiz. Tıbbı med- resenin elinden kurtarmak kolâay * olmamıştır: hattâ ilk devirde ders- ler osmanlıca yerine fransızca o- larak okutulmuştur. Türkiye - hekimliği hakkında -yüzüncü yıldönümünde o kadar yazıldı ki şimdi lüzumsuz tekrar- lara düşmek istemiyoruz. Fakat bu münasebetle iki nokta üstünde durmak istiyoruz: Yüz yılın bir milletin hayat ve tarihinde ne bü- yük ehemiyeti olduğu şüphe gö- türmez. Müstakil kalmak ve iler- lemek için garb medeniyetine uy- mak zaruretini anlayışımız bu ka- dar eski iken, Kemalizmin esaslı tasfiyelerde bulunduğu günlere kadar, medrese, üniversitenin ve liselerin asıl kafaya vücud veren tefekkür kuvvetleri üstünde hâkim kalmıştır. İlk günde herşey yapıl- mak imkânı olmadığına şüphe yoktur. Fakat biribiri arkasından gelen biri pehlivan ve cahil, biri mecnun ve cahil, biri despot ve ca- kil, biri bunak ve cahil, biri hain ve cahil beş padisahlık devir, türk milletine, cihan değer fırsatlardan birini kaybettirmiştir. En ileri ve kuvvetli devletler arasına geçmek için fazlası ile yeter olduğunu u- zak - şarktaki bir devletin tarihi i- le görmüş olduğumuz bu müdde- tin sonunda, inkıraz denen kor- kunç faciayı gördük. Kurtulmak i- çin Atatürke kavuşmak, ve onun eli ile saray ve medrese köklerin- den yıkılmak, milli egemenlik, vicdan, tefekkür, kadın ve kanun hürriyetlerini ölüm dirim pahası- na elde etmek lâzım geldi. Milli kurtulusun dokunulmaz — mukad- des'leri bunlardır. (CSonu 5. inci sayfada) Lokarno delegelerinin toplandıkları Londra şehrinden bir görünüş: Parlamento binasının gece manzarası cevabın uzlaşmaya doğru hafif bir te- mayül gösterdiğini ilâve etmektedir- Şimdilik Ingiltere tarafından yeni bir teşebbüs yapılmıyacağını da söy- liyen bu mahfiller, B. Hitlerin bazı müsaadekârlıklar göstermekte oldu- ğunu, fakat bunların Fransa ve Bel. çikanın göstereceği bazı müsaadekâr- lıklara bağlı tuttuğunu bildirmekte- dirler. Muhafazakâr partinin perşembe ak- şamı yaptığı toplantısında söz alan BB. Çemberleyn, Çurçil ve Hor, İngiltere- nin Lokarno andlaşması ve milletler ce- miyeti azalığı dolayisiyle kendisine dü- şen bütün vazifeleri çekinmeden yeri- ne getirmesi tavsiyesinde bulunmuştu. Almanyaya karşı alımacak tek durumun metanet olduğunu — söylemişlerdir. *« sözlere çok ehemiyet Hitler'in Karlsruhe'de tenkid olunmaktadır. verilmekte ve verdiği nutuk Londr: daki fransız mahfilleri, alâ- kalı devletlerin Lokarno andlaşmasının bozulduğunu tanımış — olmaları dc' siyle, karşılıklı yardım şartlarının ve de- recesinin konuşulma sırasının geldiğini söylüyorlar, Ren askerlik dışı bölgesinin kaldırıl e K e k görüş ç z mış olan Fri bu görüşmelerin (Sonu 3. üncü sayfada) Ren askerlik dışı bölgenin işgali hakkında başka bir vesika: Hava müdafaası bataryalarının Kolonya şehrine varışları BALKAN ANTANTI. HAKKINDA Havas ajansının bir haberi Cenevre, 13 (A.A.) — Havas ajan- sı bildiriyor: B. Titülesko, 11 mart tarihinde lanan küçük antant ve Balkan antantı delegeierinin tısına reislik etmiş- tır. Toplantıya Yugoslavya namına Su- lotiç, Türkiye namına Cemal Hüsnü. Çe- koslovukya namına Kayderiç ve Yunu (Sonv 3. üncü sayfada) SEÇİM DOLAYISİYLE Hitlerin yeni bir nutku Berlin, 13 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor: B. Hitler, dün akşam saat 20.15 de Karlsruhe stadyomuna gelmiş ve tah- minen yüz bin kişilik bir halk yığını ta- rafından heyecanlı alkışlarla karşılan mıştır. Hitler nutkunda demiştir ki: (Sonu 3. üncü sayfada) Ticaret odasındaki dünkü toplantı 29 şubatta çoğunluk olmadığı için yapı lamayan ticaret odası toplantısı dün li ve gündemdeki işler üzerinde yap * 8 kararlar verilmiştir (Yazısı 6. sayfada) Âfet CENEVRE TARİH VE ARKEOLOJİ CEMİYETİNDE ÇOK BEĞENİLEN BİR KONFERANS VERDİ,. Bayan Cenevrede bir konferans veren Bayan Âfet 14 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususi muhabirinden: Cenevre, Cenevre Tarih ve Arkeoloji Cemi. yeti azâları ve umumiyetle alâkadar. lar 12 mart akşamı için cemiyetin konferans sal davet edilmiş bu- lunuyorlardı, Ruzname şu idi: 1 - “Frederic Saret” nin “Etienne Dumont” a yazdığı neşredilmemiş mektublar. (1819/29), “Robinet de Clery” tarafından. 2 - Türk Tarih Cemiyetinin 1935 de Alaca Hüyükteki hafriyatı hak- kında konferans (projeksiyonla) — Türk Tarih Cemiyeti Asbaşkanı Ba- yan Âfet tarafından, 3 . Muhtelif tebliğler. Bu içtimada hazır bulundum. Sa- lon Cenevrenin üniversite, matbuat ve ilim mahfillerine mensub kadın, erkek güzide şahsiyetlerle dolu idi. Londraya hareket edecek olan türk heyeti murahhasları ve Bern elçimiz ve Cenevre konsolosluk erkânı ile Ce- nevredeki bütün türk talebe de vardı. (Sonu 5. inci sayfada) Fıkra: Mecmua kesikleri Türkiyede en iyi binalardan bir kaçını yapan büyük bir yaban- cı mimar bar> dedi ki: — Koltuğunun altında bir sü- rü mimari mecmuası ile bana mü- racaat edenler var. Bunlar, her mecmuada bir veya birkaç evin en beğendikleri taraflarını göste- rerek: “— Bunları bir araya top- layıp bana bir plân yapınız!” di- yorlar. Fakat bir çok yapılarda bu mecmua kesiklerini görmiyormusunuz? Bir zamanlar bizde fransızca bilip fransa ga- zetelerini okuyanlar için, Pariste bulunan türk muharrirlerinin Av- rupa mektuplarını okumak lü- zumsuz kopyalar üzerinde yorul- mak demekti. Bugün dahi meselâ almanca Moderne Bauformen mi- mari mecmuası ile, aynı ayarda birkaç mecmuayı gözden geçir- mekte olanlar, sokaklarımızda bu mecmuaların kesiklerini görmektedirler. Bostancı yolunda, kır ortasında, her tarafı bahçe, fakat bir yanı balkonlu, bir yanı baştan başa kapalı dıvar bir köşk göreceksiniz. Şüphe etmeyiniz hi bu ev aslında Avrupada herhangi başka bir binaya yapışıktır. Ya- hud yeni bir eve girdiğinizde, şu- rada herhangi bir bar, ötede bir o- tel, öbür tarafta bir mektep plâ- nından koparılmış parçaları tanır gibi olursunuz. Bunlar Ahmedin burnu, Mehmedin çenesi, Hasanın kulağı ile bile değil, bir insan burnu, bir kurd çenesi, bir deve sırtı ile yoğrulma şekillerdir. Bahsettiğimiz mmmualar, bi- naların resimlerini, iç taksimleri- ni, döşeme plânlarını, ve hepsinin folograflarını, hattâ bazı eşyanın inşa krokilerini bile göstermekte- dirler. Bunları kendi kâğıdları- mız, ve sonra Türkiye toprakları- nın bir parçası üstüne yapıştırmak o kadar güç değilse de, ne sanat budur, ne mimarlığımızdan istedi- ğgimiz ilerleme böyle olur. Bütün bunların önüne ise yal- nız müsabakalar ve jürilerle, yani müsabakasız ve salâhiyetli kim- selerin kontrolu olmaksızın plân kabul etmemekle geçebiliriz. ** “Ulus,, un Dil Yazıları Günes - Dil Teorisine göre Türk dilindeki Ek - Zamirlerin analizi VİL, İZ Fiillerin “katışık sıygalar” ında birinci şahsın çokluğunu gösteren “iz” eki, doğrudan doğruya uzak saha gösteren bir basit ek gibi gö- rünmektedir. “Gelmişiz, geliyo - ruz, geliriz, geleceğiz. gelmeliyiz” ve hattâ - şımdıkı “gelelim” in es- ki şekli olan - “gelevüz - geleyiz” sözlerinde bunu hep bir (V. — z) şeklinde buluyoruz. Böyle basit bir ek olarak (V. z), mefhumu ana süje veya ob- jeden uzak bir sahada tecelli etti- rir Ana süje olarak (eso ) yu alın- :a, bundan uazk sahada bulunan bir takım süjelerle birlikte bahse- dilen işi yapmıs olmamızı, bir (iz) ile ifade edehiliriz. Meselâ, “geliriz” sözünü ele ala- lim. Bunun etimolojik şekli şudur: () -X(2) () (9 (eg 4 el 4 ir 4 'iz) (1) Eg: Hareket anlamına bi « rinci derecede prensipal köktür. (2) El: Kök mefhumunun alel- ıtlak olduğunu gösteren ektir. (3) İr: Alelıtlak hareket mef « humunun herhangi bir sahada te- karrür ve temerküzünü ifade eden elemandır. (4) İz: Alelıtlak hareket mefhu « munun üzerinde tekarrür eyledi -« ği süjenin (ego) dan oldukça uzak sahada bulunduğunu anlatan ek - zamir rolünü yapar. Görüldüğü üzere (ego) yu gös « teren asıl eleman burada eksiktir. Bu Çiz) şeklinin sonradan kısal - tılmış bir teşekkül olduğu anlaşı- İryor. Bunun asıl tam şekli (ümiz) - yani (im —— iz) - olmak icap eder (Sonu 2. inci sayfada)