27 ŞUBAT 1936 PERŞEMBE VE. Oht Bertha kocasını - seviyordu. Elbette onu - bu çeşidi müstesna 0- larak - her türlü sevmişti. Bu sevgi- sinin başka cins bir şey olduğunu da anlamıştı. Buna dair kaç kere koca- siyle birlikte münakaşa etmişlerdi. Başlangıçta, kendini o kadar soğuk duymaktan çok üzülmüş, sonra, bir- kaç zaman geçince, artık - ehemiyet vermemişti. Biribirine karşı pek açık yürekli, iki iyi arkadaş - olmuşları Bu onların modern olmalarının nünasib şekli idi. Fakat şimdi ateşli, çok ateşli se- viyordu. Bu kelime, alevler içinde kıvranan vücuduna ıstırab veriyor- du. Bu saadet duygusunun sonu bu mu idi? Şayet öyle ise. Misters Norman Kinght — Eksiğimizi bilirsiniz. dedi: sa- atin ve tirenin esiriyiz. Hampsted'de nturuyoruz. Güzel bir gece geçirdik. Bertha; — Hole kadar geleyim, dedi. Bu- rada bulunmanızdan öyle 'num kil fakat son tireni çakırmama- hısmız; pek tatsız bir şey olur değil y bağırdı: Hareketinizden önce bir viski Bu söz üzerine Bertha, şimdi icinde bulunduğu halin bütün mev sederek, merdiven başından bağırdı — Bonsuvar, güle güle Salona döndüğü vakit de kalkıyorlardı. © halde yolun bir kısmını benim taksi ile. — Deminki korkunç tecrübeden sonra yalnız başıma başka bir vası- tayı akla getirmemek isterim. — Tam sokağın köşesindeki du- rakta bir taksi bulabilirsiniz. Birkaç adım yürümek yeter... — Pek güzel. Mantomu giyeyim. Mis Fulton hole doğru yürüdü ve Bertha ar'sasından gitmeğe hazır- lanırken Harry, âdeta onu itercesine #koştu. — Ben yardım ederim. Bertha kocasının deminki neza- ketsizliğini tamir etmek istediğini an- ladı. Ah o ne acayip bir çocuk, hep hislerine bağlı bir çocuktu! Eddie ile Bertha, ateşin başında yalnız kaldılar. —— cak kadar kuvvetli seddin kurulması zamanı gelmiştir. Tabiidir ki, İtalyan - Habeş harbı- nın hal süretine bağlanması her za- man umulabilir; yukarda zikredilen esaslar içinde bir fransız -alman anlaşması beklenebilir; - Avrupa dışı ötekiler ir; fakat Avrupanın emniyeti, yukar. da bahsi geçen müdafaa anlaşmal mın akdini gerektirmektedir. Bu un. surların başlıca beş tanesi şunlardır; İngiltere, Fransa, Sovyet Rusya, kü- çük anlaşma ve Balkan anlaşması. Bu münasebetle, fransız - in; sulhçu unsurlarıı ceki bir ve ladığını işaret Fransız - Sovyet anlaşma- e eski bir formüle dönüşt tefikiyiz. Fransa, görünüşe devamlı bir dış politikaya — Bilmem Dick'in “Tabldot,. adın. İ daki yeni şürini gördünüz mü? de di. Mükemmel bir şey! Son antoloji- de var. Acaba aldınız mıydı? Size göstermek isterdim. Şiir, güzelliği in- kâr edilemiyecek şöyle bir mısrala başlıyor: Neden her zaman domates çorbası? Bertha — Evet, diyerek salonun — kapısı karşısındaki masaya doğru — ilerledi ve Eddie de, sessizce - kayarak, onu takib etti. Bertha kitabr alıp ona ver- di. Ne biri ve ne de öteki hiç gürül tü etmemişlerdi. Eddie kitabın sayıfalarını çevirir- ken Bertha başmı hole doğru dön- dürdü. Ve gördü... Harry arkası dö- nük, başı eğik olan Mis Fulton'un mantosunu tutuyordu. Sonra, man- to ile beraber ellerini de Mis'in o- muzlarına koyarak yüzünü şiddetle çevirdi. — Ağzında; Size tapıyorum” sözleri şekilleş - ti. ve Mis Fulton, ay ışığı gibi par- maklarını Harry'nin yanaklarına do- kundurdu ve uyuklayıcı gülümseyi fiyle gülümsedi. Harry'nin burun de- kendine doğru Tikleri titredi, “yarm...” diye mırık danırken dudakları bir takallusla kıv- rildı. ve. Mis Fulton kapakları inen Eddie dedi, neden her zaman 1? Bunun — doğrulu: bir derinlik var kil his- sUNUZ: domates çorbası miz, bildiğimiz bir şey- Harry'nin holden gelen sesi şöyle diyordu: — Yahut isterseniz, telefon ede- tek kapıya kadar bir taksi / getirte- yim. Mis Fulton; — Hayır, zahmet etmeyiniz, di- yerek Bertha'ya doğru ilerledi ve o- 'a ince parmaklarını uzattı. — Allaha ısmarladık, çok teşek- kür ederim. Bertha: — Güle güle, dedi. Mis Fulton parmaklarını hemen çekmedi. - — Sizin o harikulâde armud a- #acınız... diye mırıldandı. Ve sonra, çekilip gitti. Eddie de, kül rengi dişi kedinin arkasısıra gi- den kara kedi gibi, onu takib etti. İlıkla bağırdı: — Kapıları kapayım. lâde armud ağa- .. ağacınız. cınız. Bertha, balkon kapısma — doğru koştu. — Şimdi ne olacak? Fakat armud ağacı her zaman- kinden daha harikulâde, her vakitki gibi çiçekler içinde ve her vakitki gibi sakindi. SON Kurban Bayramı Diyanet işleri reisliğinden Zilhicce ayının birinci günü 24 şubat 936 pazartesi“ olduğundan 4 mart 1936 çarşamba günü Kur- ban Bayramı olduğu ilân olunur. Bayram namazı S>.6 D. 49 ULUS T Ğİ Atıcılık Federasyonu Talimatnamesi atıcılığı geliştir mnek için Türkiye İdman C: leri İttifakı tarafından hazırlanan atıcılık talimatını neşre devam €- cıya kadar varsa şehir içinde; yok 4a gehre en yakın kenarda- atış kesine üzer. atış yer. lır. Ve atışlar bu yerlerde mahsus ölmek tiş emniyeti dr. NIŞANCI İŞARETLERİ, ATICILIK ŞEHADETNAMELERİ VE 25 — Birinci devreye mahsus tü- fekte acemi atıp smifi - vasifelerini pıp ikinci devreye 'çeçenlere bu sır fa mahsus madeni nişancı işaretleri taşımak hakkı verilir. 26 — İkinci devrede bi ya mahsus tüfekle usta atış zifelerini atan en iyi nişancı sınıfın nişancı işaretini taşımak hak- ka veril 27 — İkinci devre ikinci safhaya mahsus tüfekle keskin nişancı sınıfı vazifelerini ya da - keskir şancı işaretini taşımak hakkı verilir. 28 rilecek nişancı işaretleri mikdarı; bu atışlara iştirak edenlerin yüzde onu- dur. Acemi ve keskin nişancı sınıfı vazifelerini şartlarına uygun atımla yapanların he 'acemi ve keskin mişancı işareti verilir. 29 — Nişancı işareti kazanan; bir yukarı sınıf nişancı işaretini takar. 30 — Her nişancı işareti için atış öğretmeni tarafından bir nişancı şe- Usta sınıflarına mahsus ve- vek nişancı işaretini kazanana verilir. 31 — Nişancı işaretleri — şehadet- ile birlikte törenle sahipleri- 32 — İlkinç mahsus husu olanlara atı tensip devre ikinci safhaya işlar serkezleri muvaffak tarafından ik edilecek apor ve mü, i mükâfat ola- 23 — İkinci devreyi muvaffakıyet. le bitirenler A. B. C. derecelerine aş rılır. (A LAR İkinci devreyi bitirenlerden en nişancılara — federasyon tarafından yaptırılacak Türkiye atış birincilikle- Ki müubakalarında arnulusal ati Türkiye stş birincilikleri müsaba kalarına arsnulusal atışlara iştirak hak- kanı / kazanamıyanlardır. — Bünl> — > tertibi atıcılık / şehadetnamesi ve verilir. (Sonu var) Bir müzik dehası ANTON BRUKNER YAZAN: PROFESÖR MAKS OVER Viyana enternasyonal Brukner cemiyeti başl Cumlur Başkanlığı filarmonik orl turyalı kompozitör A. Brukner'in dördüncü senfonisini itramız geçen ay büyül muvaffakiyetle ve Türkiyede ilk defa olarak çalmıştı. Önüm pazar günü orkestramız aynı kompozitörün ikinci senfonisini halkına tanıtacaktır. Bu münasebetle tanınmış avusturyalı nakkidi Maks Aver'in, Ulus okurları için yazmış olduğu bi neşrediyoruz. filarmonik orkestrasının, A, onun, /V üncü (rex mantik) senfonisini çalması ile, Avus da girmiş oluyor. Bu vazı ile güdülen gaye, türk müzik dostlarına, Bruk. 'ner'in yaradıcı ve dehalı yüce şahsi- yetini tanıtmak, onun eserlerini an- Tatmaktır. HAYATI. Antan Brukner, 4 eylül 1824 da Ünm gekri yalmlarında Anafalila (yukarı Avusturya), bir köy hocası- n çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İik müzik derslerini, babasından alan “üçük çocukta, müzi tidadı, kendi- #i gok erhenden güntermiş, dale' b gel ü yakarı Aöastersede'dei Floriyandaki meşhur Avgustiner vak- #v olan Koralda, Koro söyleyiciler a. rasna alındığı zamanlar, bu istidadı belli olmuşiu hi, Sen Fleriyan'ın, ha Kalade erg'a de kendisinin müsiryen yelişmesinde müsesir oldu. Müzih he casına yardım etmek üzere yetiştirii. imiş el Ürahine'in el kalişini, Windhag adında hüçük tardı. Köy halla, büyük bü b b heca eriğnelll Bblelğ e Biliyetinde değildi Bi yolm telerali Üemlini Hğü Floriyan'a heca elerak neklettirme: ge muvaffak oldu; arada, org çalma- yı, üstadlık de Ve çıkardıktan sonra, 1856 de, büyük hilisenin ora'- ge uaaifesini elerek Linigekrimdı yerleşti. Lina'di maş müzik (« Viyananın çok tanın. Sehter'in idaresi rette etüd etmeğe başladı, hi 1861 de parlak bir imtihan vererek Viyana konservatuvarını bitirdi. İmtihan bittikten sonra, imtihan komisyonuna başkanlık eden meşhur dirijan Herbek, “Doğrasu, Brukner Bizi imtihan etmeliydi.,, demişti. Brukner şehrinde, tiyatro orkestra şefi Oto Kütsler'den, form ve pratik enstrümantasion dersleri al- d, O sıralarda idi ki, evvelâ Tanhoy- zerden başlayarak, kendi üzerinde 'en derin izlerini bırakan ve ona, ken- “ayandıran ses,, adını verdiği, le esaslı, fakat henüz ço- cuk denecek bir yaşta yetişmiş olan Brukner, kendi de bestelemek ce; retini gösterdi. Daha 1869 da, Nansi, Paris ve Londrada orgça Bir dünya üstadı olarak alkışlarıyordu. Ancak, Üh!biraz yahatlık: l İntalin n gemeç Ka gü ae Haa ea DN Çrlesi gün intan yorgun argın, hiç bir şey yapamıamak henitlğie kalkar Bromural -knoli- & leri yalışınır ve sökin ve sölim bir vyka daver edeni V FOU binir Knoli A-G. maddeler fabrikaları, LudwigshalenâfRitin anayurd. topraklarında, kenli tacını kazanmalı iç Daha © zamanlar, “Ben #ül, bir bestekdrum.., diyer ve retle, kendi verimine doğru yürü e sorlayan, içindeki çoğrıya uyuy d g Linz'de koro şefi olarak, “Cerr alayı” ilh, gibi bir yuğın koro besteledikten sonra tenkidcilerin hetlerini Brukner'in üzerine ruhani horolar ve birkaç tane hi havası hazırladı. Olgunlaşmış bir erkek dihten sonradır ki, kendini berdi. Fakat, senfoni şeklinin Şerçevesini genişleten, onun, bü tün yeni tarsı, © devirdeki salâl Viyana tenkidilerinin çok çeti razları ile karşılaştı. Banunla, hendisinin en büyül Pilkeyene gaa — 'en yükşek sangi verimi "y Ü. Beck senfeabi, BreRM | yük bir saygı. berlediği Rişar V ner'e ithaf etti; böylelikle, henüz n makaşa halinde olan dühinin, açığa tarafını tor Devrin Rişer Vagner'in sakmayan tenkidcileri, menfur “ eld mesihi, adını verdikleri mere çullandılar. Yanlış tanınmış, yanlış ar muztarip ve bitkin bir halde, çeken Brukner, verimlerini felc ratmadı. Brukner, talebeleri olan di kiş ve Frans Şalk'ın birer bire zeye gekardığı D senfenl Onun sanatı, sonradan tır. Bu böyle olmakla Ki ner, birçok zafer sevincinin tattı. Fakat sanatının anl Yerini, kendisinden sonra gel yadılar. j Ürealnln ven GÜĞÜ çek takdirler de gördü. 1887 de, Viyana üni, fahri doktor unvanını aldı; imp torun bizzat göğsüne taktığı, 'va Jozef nişanını aldı. Ve kendisine Belvederede i fa, hayatının akşamını bir ikametgâh verildi. , Ağır, kalp ve su hastalıkle fası hâlâ işliyen ba kuvvetli çöktürdü. 11 ilkteşrin 1896 da An Brukner öldü AAA — ANKARA RADYOSL 19,30 Hukuk ilmi yayımı 19.45 - Hafif müzik - 20.05 - Karpiç lokant kil (orkestra) 20.30 — Ajans haberleri 20.40 - Ankarapalas © ISTANBUL RADYOSI! 17.— İnkılâp dersi. Üni den ı::kil. Hikmet 18,— Opera musikisi (plâl 19— — Haberler 1915 — Mühtelif plâklar ——— 20.— Sıhhi konferans 20.30 - Stüdyo orkestralar. » 21,30 ” Son haberler Sant 22 den sonra Anadolu un gazetelere mahsus havadis verilecektir. Tashih — 22/2/1936 taril Gi ve 5234 sayısının altıncı etemizi rında (Konya Ahali) Bankası çıkan ilânda heyeti toplanmı 5 3/18 cak iken sehven 22/3/1936 © intişar etmiş olduğundar İ PES' el olunur.