19 Şubat 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 ŞUBAT 1936 ÇARŞAMBA ULUS Türkiyede hedefi ve Mündericatımızın çokluğu do- layisiyle fazla kısaltarak verdiği- miz türk kooperatifçilik cemiyeti yıllık toplantısına ait haber ve top- lantıda söylenen sözlerin bir ter- tip yanlışlığı neticesi olarak biri- birine karışmış olduğunu gördük. Kooperatifçiliğimizin inkişafı ba- kımından ehemiyetli saydığımız, Celal Bayar adına vekâlet müste- şarı Kurdoğlu tarafından söylen- miş açılış sözleriyle, toplantının sonunda Kurdoğlu tarafından Koo- peratifç'liğe dair yapılmış husu- si müsahebeyi ana hatlariyle alı- yoruz: Açılışta söylenen sözler: “Arkadaşlar, Sayın bakanım, B. Celâl Bayar, bu sa- atte burada bulunmak maddi imkânsız- hığıyle karşılaştıkları için, adlarına sizle. ri selâmlamıya beni memur ettiler. Ta- Kimin bana verdiği bu şerefli ödevi ya- pırıl;, hepinizi sevgi ve saygğı ile selâm- kyor, toplantınızı açıyorum. Takib etmekte olduğ yadumlü ekonomi politikası, kooperatifçiliğe, hu- susi bir ehemiyet vermemizi icab ettir mektedir. Yetiştiricilerimiz arasında, şu- arlu bir kooperatif hareketini, plânlı ve İ Hi bir ek yönel çalışabilmenin bir zarureti olarak görüyoruz. Bizim, bu teşekkülleri, nasıl sadece bir ek ik kalk telâkkı etmekte olduğumuzu izaha bile lüzum bakan Celâl Bayar, muhtelif söylevlerinde bunu açıkça izah etmişleridr. Son neşredilen satış ve zirai kredi itibari birlikleri kanunları da. Türkiye cumuriyetinin, bu teşekkülleri nasıl sadece bir rasyonel ekonomik çalış- ma vasıtası telâkki ettiğini, eçikça gös- termiştir. 3i NL Ikı ras. görmem, Değerli ve genel kalkınmamızın sağlam temeli olacaktır. mermnleketimiz İlmi ve ileri tekniği bedef ve ihtiyaçlarına tatbik edeceğiz, kooperatifçilikte hiç bir şekli taklit etmeksizin, bize uyan, bizim ihtiyaçlarımızdan doğan, en rasyonel, en verimli şekilleri bulacağız. Bu fikri, bu hareketi, inandığı, benimsediği, tatbik edip, filen de fayda gördüğü, öz ve samimi malı haline geti- receğiz. Bu bakımdan, yetiştiricilerimizin sayın teşekkülünüz, e bbell h M —.. kooperatifçiliği n hususiyeti her suretle reisimiz olan, B. Münür Ço- rum'un başkanlığa seçilmesini hepiniz- den saygı ile dileyorum.” Yapıl h Te SO el KŞN “Şimdi arkadaşlar, huzurunda bulun- duğum, büyük, münevver kitlenizden, iptida şahsıma aid bir konfesyonda bu. lunmak ve sonra da, kooperatif mevzu- una ve cemiyetinizin çalışma tarzına a- id kendi şahsi fikirlerimi arzetmek için müsaadenizi rica etmek isterim. Yapacağım konfesyon şudur: Bun- dan on üç yıl evel ticaret umum müdü- rü olarak bulunuyordum. Vazifem, sık sık beni kooperatif teşkili talep ve mü- racaatlarıyla karşılaştırıyor ve vilâayet. lerden gelen bu müracatların hemen hemen heusinde, kooperatif amma nasıl işliyecek, makanizması ne olacak, bizi tenvir edin, talebi demünde- riç bulunuyordu. eKndi - şahsi bilgim, klasık malümatan ibaretti. Muhtelif dil- lerde topladığım bazı vesaik ve malümat da bana fazla bir şey öğretmedi. İçimde bir elemdi. Ticaret mümessili olarak Avrupa- ya gönderildiğim zaman, iyice ve ya- kından öğrenmeye aht ettiğim mev- zuların birisi de bu idi. Yeniden muh- telif memleketlere ait, şimdi büyük kısmını Türkofise — hediye ettiğim neşriyatı, statü tipleri ve mekaniz- mallarını ve işleyişlerini gösteren şe- maları topladım. Roşdalin tâ kendi- sine gittim ve ilk kooperatife ait ve- sayik ve neşriyatı gördüm. Garbi Av- rupa — memleketlerinden, Holanda, Belçika, İskandinav, Baltık, Fransa, İngiltere ve müteakiben Almanya ve İtalyada — kooperatif teşekküllerini gezdim ve bilhassa Belçikada Boern Bond teşkilâtını bütün detaylariyle 4 ay tetkik ettim: Beraber yumurta toplamaya gittim, süt nasıl topladık- larını görmek için kamyonlarına bi- kuracağız nerek amele gibi onlarla dolaştım, hulâsa işin içini görmek için elimden geleni yaptım. Şimdi size vardığım kanaati söyliyeceğim: Vasıl olduğum kanaat, kontinan ve ingiliz kooperatiflerinin hepsinin, sursları içtimai olduğu ve tarihi bir mücadeleden doğduğu ve hiç birisi- K lal ai a ) | ğ yerleş yaşamasına mahal ve hattâ imkân ol- madığı fikri idi. Bir dereceye kadar nın ve n- p de, gayet önemli, bir rol almış bulunu- yor, ve bundan dolayıdır ki, değerli Ce. kâl Bayar, bütün çalışmalarınızı, en bü- yük dikkatle takib etmekte olduklarını ve müsbet, fırka prog direktifleri dahilinde, mesat ve muvaffakiyetleriniz için, her türlü yardımı yapmakta hususi bir zevk duyacaklarını, sizlere söylememi, bilhassa emretmişlerdir. Derhal işlerinize başlayabilmenizi temin için, sözlerimi burada bitiriyorum, » ve ruznameye geçilebilmesi için, aramız- da bulunan sayın saylavlarımızdan bi- risinin ve münasib görürseniz, burada valarma gelince, ziraat buralarda de- vaml bir inkişaf gösteriyor. Uzun zaman aile çevresine mün- hasır kalmış olan endüstri modern bir manzara almıya başlıyor. Türkiye kendisine büyük bir endüstri kurmak istiyor ve Rusya bu hususta ona mo- dellik ediyor. Sıyasa ve ekonomi iki komşu dev heti şimdi biribirine yakımlaştırıyor. Bununla beraber Ankara hüküme- ti Moskova'nın “peşinde” niyetinde değildir. yürümek Suvyetlerin dostu olan Türkiye, Balkan anlaşmasının daha az dostu değildir. Böylece de Türkiye her za. aman avrupalı kalmaktadır. Hattâ, Boğaziçi'ne bir köprü kurmak ve es- ki Türkiyenin daima karşı gelmiş ol- duğu bir projeyi gerçekleştirmekle, daha avrupalı olması da istenmekte- dir. Ayrıca, Balkan anlaşmasından baş- ka, Türkiye, İran, Irak, Afganistan ve hattâ Arabistanı alâkadar edecek bir Asya müslüman anlaşması mey- dana getirmeye de çalışıyor. Lâikleşmiş olmakla beraber Türki- ye en kuvvetli islam devleti kalmı? ktadır. olarak FI Boeren Bond'mnı kabil görü. yordum. Rayfayzen ve Şültzdeliç mü- nakaşalarını eledim, kanaatim değiş- medi. Amerika neşriyatını getirttim: Bu bana yeni bir üfk oldu. Eğer Ame- rika kooperatifçiliğini bilmeseydim, şimdi huzurunuzda: Avrupadaki sis- temde kooperatif memleketimiz için mahalsizdir, zararlıdır diye bağıra- bilirdim. Amerikalılar, kooperatifi, konti- nan gibi, İngiltere gibi almıyor ve an- lamıyor. Amerika için kooperatif: rasyonel çalışabilmek için, zaruri, sadece ekonomik hedefli bir teşek- küldür. Bu telakki Amerikada, “on large scale” denen zincirleme teşki- lâtı doğurmuştur. Amerikalı, kooperatifleri, biribi. ve irtibatı sız, hususi menfaat kümeleri riyle alaka olmıyan, sayı- halin- den çıkarmış ve bunları milli menfa. ata hizmet eden, biribirine bağlı san- tralize teşekküller haline sokmuştur. Bu hususta da, Türkofiste gayet vasi neşriyat ve vesayik vardır, arzu eden arkadaşlar tetkik edebilirler. Bahsettiğim, şahsıma ait konfes- yon, burada bitiyor. Şimdi bizdeki vaziyete geliyorum: İptida, bence cemiyetin rolü ne olma- h sualine cevab vereceğim: Bizde herhangi şekli, herhangi sistemi taklit etmek mevzuubahs ol- madığını, resmi seans sırasında söyle- miştim. Böyle söylemek, başka mem- leketlerin geçirdikleri tecrübeleri bir tarafa atacağız demek değildir. Esas ilim, teknik meselesidir, ve bu mahi- yetteki her mesele gibi, içinde bulu. nulan muhit, muhata bulunana, şera- ite, ilmi tatbik etmek ve en ileri tek niğe uyacak yolu bulmak icab eder Türkiye en ileri tekniğin en yüksek ilmin vatanı olacaktır, büyük işareti- ni hepimiz aklımızda tutmaktayız. Hedefi ilim ve teknik olan cemiye- timiz, kooperatif yolunda bizi bu ga- yeye götüren bir kurum olmalıdır. Bunu söylemekle yalnız ilmin nazari- ye safhasında kalınız demek isteme- diğim tabiidir: bilhassa ilme daya- narak, ilmi memlekete tatbik ederek teknik ve tatbikat itibariyle, müstah- sillerimizin bilgi ufkunu daima geniş- letmeli ve fırka programının ve dev- let mevzuatındaki evolüsyonun ehe- miyetini ve müstahsile temin edebile- ceği büyük menfaatları belirtmeli ve araştırmalarınız tetkikleriniz ve eyi istifade yolları hakkındaki nızla faydalarını artırmalısinız. yazıları- Kooperatif mevzuatımızdaki evolüsyon: Cumuriyetin ilânındanberi mevzu- atımızdaki değişiklikleri bir arada göz önüne getirirseniz, büyük, son derece teknik evolüsyonu sarahaten görürsünüz. Satış kooperatifleri ve zirai itibar kredi birlikleri kanunları, her istikamette olduğu gibi, cumuri- yetin ve İsmet İnönü hükümetinin attığı en muazzam ve en ileri teknik- li adımlardan biridir. Bu kanunlar ko- operatifçilik tarihimizde gayet mü- him bir merhale, ilim ve teknik ba- kımındar birer hakiki âbidedir. Üniversitelerimiz ve sizin gibi ilmi teşekküllerimiz, bu mühim ileri hareketin, iıhn , S " ) #a -| h A lerini, “dogme” lerini telfik etmeli, bü- tün hususiyetlerini ve kıymetlerini be- lirtmelidir. « — Bunu yaptıktan prensib- sonradır ki, şu iş kooperatif mevzuu mudur, değil midir, sualine, prensibleri göz önüne getirerek sürat ve isabetle cevab vermek kabil o- kur. Hülâsa, işlenmemiş, memiş ilim, kalp akçe gibi bir şeydir. Taşıyana zararlardan başka bir şey olmaz. temessül edil- Cemiyetimiz mühim, milli bir vazife de. rulite etmiştir. İyi istik t vaffakiyetle çalışmalarını temenni ve el- p rde, mu- den gelen yardımı yapmak bir borçtur Başbetke 16 ŞUBAT (Başı 1. inci sayfada) ve yardımcı üyelerin — sayısı 281.731 e çıkmıştır. Azaların yü- kenlerinden toplnan para 1.918.943 lirayı bulmuştur. Türkkuşu'nun ilk hayat yılı çok verimli geçmiştir: Biri bayan ol- mak üzere 29 paraşütçü ve 34 plâ- nörcü yetiştirilmiş ve bunlardan biri kız olmak üzere 8 kişi Sovyet- ler Birliğindeki Koktebel mekte- bine gönderilmiştir. Türkkuşun- da iki motörlü tayyare ile biri Kayseri fabrikasında yaptırılan 13 plânör vardır. Kayseri tayya- re fabrikasında 23 plânör daha yaptırılmaktadır. Paraşütçülerin şimdiye kadar atlama sayısı 1651 i bulmuştur. Yardımcı ve faal üye- ler 334 dür. 935 yılında şehirlerimizin ve yurddaşların türk ordusuna arma- ğan ettikleri tayyare sayısı 27 dir. Bütün bunları sevinçle karşıla- makla beraber, yeter görmiyoruz. Henüz kanad kaldırma devrinde- yiz: Bunun arkasından büyük u- çuş devri gelecektir. Havamız türk kanadlarının sesi ile dolun- cıya kadar, onu rahat teneffüs edemeyiz. F. R. ATAY Tatbiki ve ameli bakrmdan, geniş bir kooperatif edebiyatına ihtiyacımız var- dır. Neşir vasıtanız olan karince, her va- £ p | $ M el A "; . Iim şeylerin bir vasıtası olmalıdır. Olgun, dolgun bilgili, ameli ve bütün makaniz- mayı teferruatlı ve mukayeseli surette anlatır yazılar, broşürler, kitablar, mem- lekette yetiştirmek ve sayılarını artırmak istediğimiz kooperatifler ve kooperatif birlikelri başına geçecek münevverler ve vatandaşlarımız için, maddi sermaye. den daha lüzumlu, daha mühim kıymet- lerdir. Gelecek yılın top bu şekilde ve 'bu istikamette vücuda getirilmiş e- karşılaşmayı N b serlerinizin HABSBURGLAR Kıralcılar vaziyeti — iyi görüyorlar —— Arşidük Ottonun şatosun- da bir toplantı olmuş (Bası 1. inci sayfada) ç rasında tahakkuk etmiş olan an- — laşma, kıralciların, kurumlarınin — içerde ve dışarda maksadlarını — serbestce takib etmelerine, artık '* müsaiddir.” demiştir. ? Von Visner, görüşmelerinde, Habsburg'ların tahta tekrar çık- — malarının Avusturya'ya aid dahili ; bir iş olduğu tezini müdafaa eden — prens Starhemberg'e teşekkür et- — miştir. Von Visner, kırallığın derhal | iadesinin karşılaşacağı güçlükler — hakkında ümide kapılmakta, fa»] kat, prens Otto'nun Paris görüş- — meleri esnasında tecrübeli bir dip- — lomat gibihareket edeceğine emin — bulunduğunu söylemiştir. 4 Von Visner: “Otto, ilk çağırı- — lışında Avusturya'ya dönmeğe ha- zır olmakla beraber, arsıulusal du- rumun güçlüklerinden dolayı sa- bırsızlığını yenmekte ve vazifesini — emeline tercih etmektedir.” de- miştir. ğ Brüksel, 18 (A.A.) — Arşidük — Ottonun oturmakta olduğu Steen- oekerzeel şatosunda, bugün macar kıralcıları arasında bir konferans kurulacağı haberi ne yalanlan- makta ne de teyit olunmaktadır. Kont Sigri ile Baron Berg ve say- lav Racovski'nin Brüksel'de bu- lundukları haberi karşısında d aynı vaziyet muhafaza edilmek- tedir. K Buna mukabil macar mahfil- leri konferans haberini kati suret- — te yalanlamakta, Kont Sigri'nin çoktan beri Belçikaya gelmediğini * ve saylav Berg ile Racovski'nin ıı'e filhakika Arşidüka tazimat için geldiklerini ve fakat çoktan ber | temenni ederim.” Macaristana dönmüş olduk! söylemektedir. MİZAH - KÖŞESİ GÜNÜN ÇOCUKLARI yi Şal KN Yukarda solda: — Küçük kardeşini uyandır VZ. sana te UU Ü nn iş fi Umyaz Yukarda sağda: bihl memiş miydim? anlamak istedimdi. Aşağıda solda: — Bayanı öpsene! .. — Anne, ben yaramazlık mı e'*tim — Ama anne ben uyuyor mu, uyumuyor mu? onu vazifeni baban yapmıştı! — Zalen onun için yirmi beşinci oldum ya! B” Aşağıda sağda: — Küçük kardeşinin otomobilini kadar çok mu kederlendirdi? ki?. — Elbette! — Nasıl; hesapta yirmi beşinci mi çıktın? Halbuki kırması seni bu '-1 Çünkü onu ben kendim kıracaktım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: