— ULUDAĞ'DA BİR GÜN En zevkli spor kayaktır: heyecan, eşsiz tabiat, temiz havu, hepsini bir araya hangi spor toplayabilmiştir? Bir gün evelki “yorgunluğumuz | Yolumuzun onların hepsine ugraması lâ- 1L ŞURAT i0ar balâ geçmemiş. Ot minderli yatak- | zım. Evelâ zirveden doğuya doğru indik. | larda rahat rahat üyürken kalkmak İ Kar toz gibi. . şede zor bilseniz!. Fakat yazdık al. Arkadaşlarımdan biri otelde kal- | — undaki küçük çalar saat çaldı. Bu | mak istedi. Bir gün evelki O insana kalk borusunu / hatırlatıyor. | ğun tesirini hâlâ geçirememiş.. Eşya. da uyuyanı rahatsız etmeden | Jarımızı ona biraktık. e kalkdım. Saat 6,15. Sabah ka- ranlığı soğuk odaya dolmuş. Giyile- | — Tekin ve ben, biz ikimiz Platonun Cek ne varsa çorap, pantalon, caket, | şark tarafındaki beli bir hamlede aş. ayakkabı hepsi soğuk. Sessizce oda- | tık. Karatepe gene karşımızda.. Ona nın sağında yatan diğer 'varmadan evel daha üç tepeyi dolaş. 20 dakika sonra he- | mamız lâzım, Fakat hep cenub tarafla rından giderek. Şimal tarafları - di iz. Çantalarımızı | ve uçurum, zaten kar kalkanları da Şerlesikriyoruz. Cundan adam Süley- | bep o tarafta. Bu kar kalakanları U. getirdi. Bu | Tudağın tuhaf bir hususiyetidir. Hep- 'me koş bir bilseniz. Üstümüzde bir | si şimale doğru sarkmış vaziyette. O- çokları halü mişil mişil in silsileyi takiben İnegöle do; ru giderken da; dan güney tarı Pürdetiyoruz. Kafamızın içinde yapa- | gitmek lâzım. — cağımız turun yar. Pençerenin | —— Saat 13 idi” silsilenin buguları arasında Bakacık — sırtları, | doğru gelmiş idik. Bir aralık Baykı Ta yanımda giderken benden ayrıldı. Sol tarkfta başlıyan flarından ve yamaçtan ile üzeri e İnegölü saat kadar Saat tam 7,30 da sıznak önünde- yi “yiz. Üç arkadaşız. Mühendis Tekin | Ü*ba yürüdüm. iki tepeye daha çık. yi N X tim. Gayeme varmıştım. Tam bi Baykara, mühendis Mücteba ve beni | 4, , LOT Durmlya u Drer ayrılıyordu, biri sağa güneye diğeri lik. Yalnız güneş daha Uludağı | sola kuzeye doğru yol gösteriyor. Ar- Kar sert. Bizi taşıyabiliyor. | kadaşım gelir diye bekledim. Gelme- iltei ükkalğri Gdi el di. Kendisi böyle turların — acemi: ö Ha gee röğeranimharrena ŞAT ka bir şeye hamletmedim. Fakat ar. 'tık dönmek, sabahın 7,30 undan be- ri yürüdüğüm geri gitmek lâ. zımdı. Çıkış izini hiç bırakmadan te- peleri birer birer aşıyorum. Kayakla. Fin niyeti fena idi. Daima aşağıya doğru dik yerlere gitmek istiyorlardı Fakat dizginleri ayağımda. İmkânı- ae TÇ Üeleyaedlyryonei aklık... Hep onu andırıyor. dışarı çıksınlar? — Üçümüzün de kafasında eski hatı- | — Piat canlanıyor Almanyada İsviçre- im — yoldan a bıraktığımız arkadaşıma geldiğim zaman saat 16 idi. Sabah kahvaltısından beri ağzıma bir şey koymamıştım. Ellerim çok üşümüştü. O bana çantadan yiyecek veriyordu. Ben ise yiyecek vaziyette değtidi irlerim — gerilmiş - asabileşmi Saat 13 denbesi benden ayrıl daş hâlâ yollarda gözükmiyordu. A. caba bir kazamı olmuştu?.. Bü, karlı dağ turlarında ekseri kazalar ürdik. Artık çap- | anide gelirler. V. yapacakları- “azlara başlamanın zamanı geldi. Kayak- Tları omuzumuzdan yere indirdik. Onları gözümüzün önüne geliyor. Gene üstündeyiz... Gene dağa doğru arka- ı yaparlar. Her şey olabilir. İ yamaca tır- manmağa başladık. Üç dört çaprazdan “sonra Cennetkaya ile Kuşaklıbel 'ara- | de acemi olmaması. Yanımda büyük Tabiatin eşsiz. güzelliklerinin arada toplanııgı Uludağ'dan — bir görünüş. ÖĞÜ et üsimderiz Kab af t | teklkelere karii kallamı b “ralda kâh sol tarafda giderek ufak te- | malzeme yoktu.. Herhalde en muva- | cpede mor kirmızı alevli yangın var. Palesi birer hirer aşıyoruz. Sağımızda ta | (i Sığmafa inmek Akşamın uzaklardaki kızıllığı oradı | Alman - Çekoslovak sını- Almanyada B e ei F ll a arallk Fdi ga | rlemeel Biran saaree ga Miedü DA Hati dasaçlar yükee | G, yeyakler da seşeiz. O güzel e İ vefer de sirvenin örkaümdan. yelane rında bir hadise Karşılıklı yardım andlaşmaları . Belli ki köylüler çoktan uyanmış- " LA Di u'" önreidler |T yükselmiş bulutlar aynı renklere Prag, 10 (A.A.) — Alman - çe- tenkid ediliyor boyanımış. Dalgalanıyorlar. Sanki bir el kuılovık sınırnda dün yeniden ları; 'Bürsa ovası, bitmek bilmiyor. Saat 18,30 | Gnları sallıyor. Biraz daha yürüdük. Bir olmuştur. Bir müfreze doğu Berlin, 10 (A.A.) — Alman sıyasa körfezi, İzmit - körfezi, ve Is- | da sığınağa ancak gelebildik. karaltı gördük.. Seslendik. İnanmak ka Bv!ıemyıdı Brunov civarmda, sınırı | mahfilleri kollektif emniyet teşkilâtı- sisleri, Arakmızda Apolyont | — Herkes gülüyor.. Hoş geldiniz diyor. | bil değil: O... geçen Rayhşvere mensub bir subay- | nn karşılıklı. yardım ” andlaşmaları Önümüzde ise he- | lar. Bin tepeden bin türlü sualle bizi Hurra... Koşakoşa yanına geldim. Kar: | İâ 3 neferi tevkif etmiştir. Bunlar, Fledağ zürvvek | baleyorlar. Fiket besim oğumm baçak gekoslevak topraklarma girmiş ve Saat onu geçe zirveye - vardık. Ya- ce sevincimiz son derece idi. Sığınağa .L'"'ş' Ka Bi bakeet | ç vap çıktık. Maksadımız turun t lardı. Tevkiflerinde yolu kaybettik- ile başarılmasını tenkid etmektedir. şımızda Baykarayı gene' sağlam görün- ler. Bu mahfiller, İngiltereyi, güçlük- açmıyor. İçlerinde böyle vaziyetleri kav- rmek istememekle itham et iyabilecek Teğmen Abdülkadir'e olan | hep beraber döndük. lerini lir mekte, andlaşmaların sayısını çoğal Kü Şind 2ös gel gağ| li ol slaın O, 4 a ö B b desi sien | Te n NN A'“"“f“:ı'_ “':':*; viymmne çe Büntleke gel Sobanın başına kurulduk. Gergin si- | Naşod civarmda sınırı geçmişlerdi. izretla dlayine baka HK ENA, B e eee el ,Diye beni teselli ediyor. Fakat gözle- | nirlerimizi ısıtarak asabiyetimizi - gi S SAa ça üK Didlakednğir Ö e öi Gerindeki uotlara gümek, Hlave kararmış Soğk çökmüytü Ha | er Nenl l gz klermela ll | — pyak Benvil öldü . — —| cizarak Avrupada korksıya sebebi .. * * n e ülle “vaziyetleri geli iyakla döğün kardeğim ve henirya kaşan Paris, 10 (A.A.) — Akademi a- | vermesini takbih etmektedirler. $ zasından, tarihçi ve tanınmış gaze- kayadı yedide eu bulduğunu birer bi- | teeiB. Jak Benvil dün öğleden soora | . ver izah ediyordu. Büyük kaza gecirip | YFAt Cimiştir. Kendisi karalaıdır. Ak- | “bU andlaşmaların hakiki kıymetici bir daha yaşamanın zevli çokctur. Elleri. | Şyon Fransez,, gazetesile Pöt Pariz l mindeki fincanlarda yudamladığımız çay | “yön, Lüberte, Ekselsiyor gazetelerine | başka devletlere düşen bir vasiledir. lir sene içinde sekiz dafa bu tepeye | yor, gaybedilen her saatin ölümle n Her türlü vaziyetini tanıyorum: | celeneceği fikri kafamı ağrıtıyordu. Fa: karsız, sisli, fırtınalı, güneşli... Her | kat artık dayanamadım. - Zirve yoluna vde de başka bir güzellik. Zirveden | doğru yürümeğe başladım. Uzaktan bi- Bi iniz Kariteyere vüdlmek ili. | riei ceçti seslendik midemizi okşuyordu. Uyku bastırmıştı. bu isimle çok haksızlık- edit — Hey arkadaş kimsin? Gene o minderlerimize kavuştuk. Vücud öti KA Cevab yabancı idi. Ormanın ilerisine | çalışmış. Tasavvur olunan iş kuvveden | muriyet, ad'ı eserlerin muhamiri e. doğru geldim Zirve gene karşımda. Bu almış idi. Uyumak hakk z idi.| Jan Benvil, akademide, Puankarenin | Söre hareket etmekle ne dereceye ka- sefer hamharka. Renga renk.... Sanki | Kâtif Osman Çilarit | yarine geçmiş bulunuyordu. dar kazanır” demiştir. Yarı resmi salâhiyetli bir makam gözden geçirmek Almanyaya - doj Milletler Cemiyeti, nazik bir zaman- da, bu andlaşmaların - hükümlerine