İstanbul mektubu — v İstanbul - şoförleri yıllardanberi, plâka resmi indirilsin, seyyah işleri “yoluna konsun, hususi lüks taksiler kaldırılsın, deyip dururlar. Arada sı- ada da, hususi otomobillerden vergi almmasını, taksilere şehir içinde oto- büs, tramvay gibi tarife ile yolcu ta- şımak müsaadesinin verilmesini is- terler. — Niçin isterler, nasıl isterler? ls- tedikleri şeyleri pek iyi anlatamazlar da onun için mi bir türlü başarıp üs- tesinden — gelemezler? Yoksa pek ipesapa gelir şeyler istemezler de o- mun için mi kendilerine pek kulak asan, ehemiyet veren olmaz?. Bu bana merak oldu, kendileriy- Te konuştum: — Ben gazeteciyim, belki size faydalı da olabilirim. İstediklerinizi bana anlatabilir misiniz? dedim. Ön- ce bana bir alay rakamlarla İstanbul- da taksiciliğin artık geçindirir bir iş olmaktan nasıl çıktığını ispata çalış- tılar; — Öyle şoförler - var ki yemek yiyemiyor! Dediler. Bunu — söylemeseler de biliyordum. Fakat neden olduğuna akıl erdiremiyordum. — — Belki müşteriden çok taksi “ vardır da ondan! — Hayıri dediler, — Üç sene evel İstanbulda 1200 bugün 500 taksi vardır, ve her gün vasati olarak, 250 si işsizdir. — Niçin? Beni koltukladılar; — Siz gazetecisiniz bizden da- iyi bilirsiniz! Dediler ve sonra anlattılar, biz — — Sizden bize yardımı dokuna- İstanbul / taksileriniz değil, işsiz " Büzill akülennis Hager himaye edilebileceklerini Mesela; siz anlatınız ki; büt taksilerinin İstanbul bel ödedikleri plaka resmi onların tir. Ve-nihayet İstanbulda bir ü lüks taksi usulü — vardır i belediye bu usulü İstanbula ge- « birkaç misafirini / ağırlamak İtimadsızlığımı hissettiler. — — İnanmıyorsunuz, zaten / bize inanmıyor! “Dediler ve önüme — muhtelif ta- erde belediyeye, partiye imzala- mühürleriyle verdikleri istida- ve karoserisinin yeniliğine ve zliğine bakıyor ve daima - bun- — İSTANBULDAN NOTLAR Tarı tercih ediyor, Ötekiler - bugün- kü kanuna göre fazla vergi ödedik- leri halde - mütemadiyen işsiz kalı- yorlar. Diyorlar. SEYYAH İŞLERİ İstanbula gelen seyyahlara oto- mobil bulmak ve onları şehirde oto- mobil ile gezdirmek işi yıllardanberi bir garaj sahibinin elindedir. Bu ga- zaj sahibi, bütün seyyah servislerin. de, a - Otomobilini kendi - garajına koymiyan, b - Ayrıca alacağı paradan ken- disine büyük bir pay ayırmıyan, Taksilere iş vermez. — İmkânı yok! Dedim. Garaj sahibinin ismini söylediler. Belediyeye bu iş için yap- tıkları müracaatin tarihini numarası- ı gösterdiler, — Meseleyi belediye iktisad mü- dürlüğü bile tetkik etti. Dediler. Epi eskimiş - bir kâğıd- dan karara benzer bir şeyler oku- dular. “Seyyahlar işinin cemiyet içinde (Şoförler cemiyeti) teşkil - edilecek bir kooperatif tarafından — idaresini tensib ve bu işle belediye - iktısad müdüriyetinde bir komisyon meşgul olmasını... ilh.. ilh.” Ve ilh... ilh... HUSUSİ LÜKS TAKSİLER Bunlar, İstanbula gelecek resmi misafirleri gezdirmek için ayrılmış saatsiz boyasız arabalarmış ve eski- den yalnız kendilerine tahsis edilen işlerde çalışırlarmış. - Fakat işsizlik onları da garajlarından çıkarmış, pi- “yasa taksilerinin karşısına tam ve teh- İlkeli bir rakib olarak koymuş. Şo- förler çünkü diyorlar; — Bunlar evvelâ bize yasak 0- lan bir şeyi yapabiliyorlar, pazarlık orlar, sonra da saatleri olmadı- boyaları bizimkilere benzemedi dışardan bakanlara hususi araba tesiri yaptıkları icin, müşteriler bi hassa yazıhane günlük, yarım günlük gezmelerinde bu arabaları tercih ediyorlar... Şimdi size, niçin hususi oto- mobillerden vergi alımsın, - taksilere şehir içinde tramvay, — otobüs gibi yolcu taşımak müsaadesi veril- sin onu anlatalım!.. Ayağa kalktım, beni / dinler mi- siniz? dedim. — Bunu ne bana ne başkasma anlatmayınız. Dostluğa en çok muh- taç olduğunuz bir zamanda bir tek otomobil sahibini bile kendinize düş- man etmeyiniz, ve nihayet şehir için, bir sıhat, bir emniyet ne bileyim bir birçok şeyler meselesi olan, tarife ile yolcu taşımak işinin küçücük o- tomobillerinizle size verilebileceğini ümid etmeyiniz! Bi Şoförler işini tetkik ederken eyi bir rakam geçti. Enteresan - olduğu için yazıyorum; Üç sene evel İstanbulda 1250 taksi 200 kadar da hususi otomobil varmış. Şoförler şimdi taksi sayısı- "ın beş yüze indiğini hususi otomo- sayısının da 1000 e çıktığmı söy- liyorlar. Söylenene pek inanmadım, seyrisefere sordum, biraz mübaleğa var dediler. — Hususi ve taksi arasında bu kadar büyük fark yoktur hemen he- men başabaştır! Ben İstanbulun ekoımıl. inki- 800.000 nufuslu bir şehirde, bir taraftan hususi 600 ü geçiyor, öte taraftan, 800,000 nufuslu şehir 500 taksisine ekmek Parasını çıkaracak iş veremiyor. a tara Gazeteler Prost'un İstanbul plâr n etüdlerine başlamak için nisan sonlarına doğru İstanbula geleceği- ni yazdılar. Huco Herman da, Ga- zi köprüsünün demir malzemesini aynı günlerde yola çıkaracak ve köp- Tünün inşa hazırlıklarına gene nisan sonlarında başlanacakmış. İstanbul belediyesine, ÜLÜS Vi ŞUBA L İt SALI İÇ HABERLER | 1STANBUL TELEFONLARI Bin bir direkte tetkikler İstanbul, 10 — Bugün müzeler ğin derhal tamirine Şimdi ayrıca Binbir direğin ne bina yapılıp yapılmıyacağı tet- kik ediliyor. Maliye tahkikatı İstanbul, 10 — Maliye müfet- tişleri İstanbul maliye teşkilâtında tetkiklerine devam ediyorlar. Şim- diye kadar dört memura işten el çektiril Hekimler odası Yıllık toplantısını yapıyor| Birinci mıntaka hekimler oda- sı umumi heyeti, cuma günü saat 17 de, Kızılay umumi merkezi konferans salonunda, yıllık - top- lantısını yapacaktır. Odaya, S1 doktor, 28 diş doktoru ve 6 ebe yazılıdır. Ankarada 160 doktor vardır. Bunların hususi muayeneha- neleri olmadığından hekimler o- dasına kaydedilmemişlerdir. Bu ay başında idare heyeti, kayıdlı olanların sınıflarını, kazanç vergi- si kanununa göre ayırmıştır. Çiftçi ve köy sağlam lüye bol kredi ak için Yeni ikraz formülleri bulacak olan Ziraat Bankası şube müdürleri dün toplandı Ziraat Bankasının teşkilatına bir anket açarak, bankanın köy mevze ları üzerindeki çalışmasını günür tiyaçlarına uygun ve daha verimli şekle sokacak olan esasları tesbit et ller sorduğunu ve 1 şehrimizde toplana- Eskişehir, Afyon, Mersin, Edremid, Akhisar, Dörtyol, Hendek ve Bafra gube müdürleri şehrimize - gelmişler ve ilk toplantılarını dün Banka rektörü Kemal Zaim Sunelin reisliğin- de yapmışlardır. Eldeki mevzulara göre yapılacak işler arasında, taksitlendirme kanunu çıktıktan sonra meydana gelen vazi yet dolayısiyle, bundan sonra banka 'nun zirai ikraz işlerinde dayanacağı prensiplerin iş sahasında çok tecrü- beli olan banka direktörlerine tetkik ettirilmesi ve onların tatbikat şekille- vi hakkında düşüncelerinin alınması vardır. Anket suallerine gelen cevablar, her mahsul üzerinde, bu mahsulün fazla olarak yetiştiği muhitlere göre ayrılacak ve küçük encümenler tara- fından etüd edilerek tasnif edilecek- ür. Gelen direktörler dün öğleden son- toplanmışlar ve encümenler se- izerinde konuşmuşlardır. En- cümenler bugün ayrılacaktır. Anket suallerine gelen cevabların da tetkikinden sonra prer rinde almacak kararlara göre ikraz- sul ve muhite göre hususiyetleri top- Tiyacak caktır. “Ulus,,un Dil Yazıları (Başı 1. inci sayfada) etimolojik şekillerini de (ka- den) mn etimolojik şekli ile altalta yazalım: D70) (3) (0 ak - ad 5 Kadın a kök anlamını kendinde tecelli ettiren ve doğru- dan doğruya onun yerine geçen bi ük, kudretli, hâkim, e- fendi” dir. (2) Ad, at: Sahip ve malik a: lamiyle ana kök mefhumunu kuv- vetlendiren, faaliyete malik oldu- #unu anlatan elemandır. Bu ilk iki unsurun verdiği ke- limeler (Akat), (ahat) sözleridir. Bunların birincisi, (Sümer) lerle birlikte Mezopotamyada — hâkim olan bir Türk oymağının adıdır ki kuvvet ve kudret mümessili ol- duklarını — anlatır. İkincisi ise Türkçenin Arap lehçesinde birlik ik anlamiyle (Allah) a ve- imlerden biridir. Bu iki elemanla ifade edilen kuvvet ve kudretin, büyüklü,; efendiliğin mümessi (3) In, un: Yakın muhit saha anlamlarına (. n Yökülük bal Sülin 'erkek” mefhumunu temsil eden İstanbul plânı için proje gönderen üç mütehassıstan üçü de İstanbulun ana yolları ve İstanbulun Haliç üze- rinden Beyoğlu'na bağlanması hak- kında biribirinden farklı şeyler söy- lemişlerdi. İstanbulun plânını yapacak Prost İstanbulun henüz etüdünü bile yap- mamıştır. Ya o da sonra bir şeyler söyler; meselâ; köprü burada değil de beş yüz metre sağda yahut yedi yüz elli metre solda olsun derse?. ylotanbulun plânı için, şu, bu, bin türlü mazeretle yıllarca geç kalan İstanbul belediyesi, bu plânım emni- yeti için, Gazi Köprüsünün inşaatı- nr en çok, Prost gelinciye ve avan projesini hazırlayncıya - kadar geri birakamaz mi? Neşet Halil ATAY ce anlaşılan mana da bundan iba- rettir Son “Katunğ” şeklindeki eski mürekkep konsonunu tem- len konulan (4) Üğ: bu yakın muhitteki sü- İeyi göstermeğe yarar. orlaya çıkarmaktadır. GATTİN Almanların “gattin” kelimesi de bunlardan başka bir şey değil- dir. Etimolojik şeklini yazalım: () (2) () (4) (ağ H at Hağ 4 in) Burada birinci olarak görülen (ağ) ın (ak) ve (ah) la bir oldu- ğu malümdur. İkinci (at) elemar da yukarda görülmüştür. Yal- z iki (t) den dolayı (in) den önce gelen (ağ) da (Katunğ) da dördüncü olarak görülen “uğ”- uğ”- dur. WOMAN Aynı manaya İngilizcede kul- lanılan (Woman) kelimesinin eti- molojik şekli de şudur: () (2) (3) (4) ğ * og 4 öm 4 an) Burada (W) sesi, söylenişine nazaran (2 - g) ye tahallül et- mektedir. Bunlardan: (1) Oğ: Kuvvet ve kudret an- lamma ana kök; (2) Og: Onu nefsinde tecelli temessül ettiren elemandır. (3) Om: Kuvvet ve kudret ken- disinde görünen süjeyi gösterir. Kelimenin buraya kadar olan kısmı, - tıpkı yukardaki (agat, a- hat, akat) sözleri gibi - “erkek” demektir. Fransızca “erkek” demek olan (homme) kelimesi de bunun ben- zeridir (1). (4) Ân: Kuvvet ve kudret mü- messili olan süjenin yakın muhi- tinde, ona bitişik bulunan ikir ijeyi anlatır ki (kadın) kelime- sinin aynıdır. ZEN Farsçada (kadın) anlamına ge- len (zen) kelimesi de bu seriye il olur. Kelimenin etimolojik şekli şudur: (© (2) () (eğ H ez 4 en) () Erkek anlamına olan - keli- melerin analizi de ayrıca - yapıla- caktır. (1) Eğ: Kuvvet ve kudret anla- mına ana köktür (2) Ez: Burada yakın saha gös terne (en) varken bu elemanın da uzak saha anlamına alınması doğ- HADIM Şeklen erkek olduğu halde er- keklik kudretinden mahrum ol. lara verilen bu ismin etimolojik analizi de çok dikkati çekecek mahiyettedir. Kelimenin etimolojik şekli şu- dür: (D () () (ah 4 ad 4 1m) (1) Ah: Ana kök yerine kaim olan ve onun anlamını kendinde | temessül ettiren birinci derece prensipal köktür. “Kuvvet, kud- Tet büyüklük, hâkimlik” “anlam. (2) Ad: Kök anlamının sahibi olan varlığı gösterir olduğuna göre, burada yeniden e ne lüzum olduğunu an- lımı için, (hadım) kelimesinin manasını iyice düşünmek dâzım- dır. O zaman anlaşılır ki bu (ım) elemanı erkeğin kendisinden dı- şarda ayrı bir süjeyi göstermekte- dir. Bu öyle bir süjedir ki şeklen erkek gibi görün.nektedir; fakat ondan ayrıdır, başkadır, bakiki kavvet ve küdeetin sahibi - değil- ir. İşte “Güneş - Dil” analizleri, kelimelerin manalarını bu kadar orijinal şekilde gösterebilmekte- dir (2). .N DİLMEN (2) Yine “kadın” anlarnına ge len “dame, femme hanımı, bav: mer'e” sözleriyle bunlarla ilgili kelimelerin analizi de buzdan son- raki yazılarımızda eürülerek-sir,