Bir zihniyet değişikl S y S TNAKbELİ Tals y Takak ei avukatlığını esör tayin etti itiyad etmişlerdir. Hava © kac kemmel, Nil vadisinin tozuyla pud- ralanan gök öyle hafifçe gümüşlen- mnüş bir maviliktedir ki, yalnız bir v ı almak için bu bahçede biraz otur- k bile insana yaşamak saadetini Dal cukları Ber beşistanın Gençlik günden tahsil perde de veya İsviçrede gönül eğlendirmeye çidiyorl ta hallilerin çocukları da sözü geçer iği güne değişiyor. ir kaç zaman önce, zengin ço- altında, Pariste, birkaç sene dı;. or- kargşı imse temin ede- La Repüblik gazetesinde Piyer Do- minik yazıyor. Habeş macerası gitgide tehlikeli bir şekil alıyor. Demek, Makalle har- bi italyanlara yerli askerleri hesaba katmadan 400 e yakın italyan askeri- nin hayatına malolmuştur. - Halbuki B. Badogliyo'nun kurmayı / harblara daha ziyade yerli kıtaları sokmal ir. Bundan başka bize 25 zabi öldüğü ve 19 unun yaralandığı bildi İtalyanlar, habeşleri geri atmış olduklarını söyliyorlar. Pekâlâ. — Fa- kat takib etmiyorlar. Üstelik de bu “barbar” lar cepheden (Adisababa- ya göre toplar, tanklar, 100 mitral yöz) bir sürü harb malzemesi gani- met alıyorlar. Nihayet bize bu harba 10.000 habeşlinin girmiş — olduğunu bildiriyor. Yalnız on bin mi? Ya ha beş kurmayının harba 20.000 veya 50.000 asker sokacağı gün netice ne Adisababa yolu ve sosylizm yolu Graziyani bükümet merkezini asker- den mahrüm mu sanıyor. Esasen bü- radan kuş uçuşiyle 600 kilometre u- zaktadır. 2000 metrelik dağle 'tünden aşması icab edecekt Tinde topu topu ancak elli, altmış bin asker vardır. İtiraf edeyim ki italyan ol kuşkulanırdım. Daha dün bana ital- yanların ayda harb masrafı 500 milyon harcadıkları, iydan olarak ellerinde KA Gaanyar Maatda dalae e D yr ee l devimt me> | riliyor. Evvola ölülerin nisbetine dik- | olacak? altı milyar ihtiyat bulunduğu ve bunu el e öörenmek süç dddi Ka a a aar a yirinde bir sineklir | kat ediniz; bu nisbet yaralılara naz | İtalyanların şu cevabı ver — eai MA ŞU maatlerinin — kararsızlığı kenditerini | L AA lnra hemen | zaran dörtte bir kadar olmalıydı, hal- | ni biliyorum: “İşte 6 gün onları ye- | söyleniyordu. ihtiyatlı davranmaya sevkeden mesul lamları müstesna, herkes zedir. Hemen herkes zekidir, ve evlenirlerdi. Talebelerimiz. kadınlar- la pek düşüp kalkmazlar ve erken- buki yaralılardan fazla ölü var. Kay- bolan yani esir düşen zabitler mev- neceğiz. Topçumuz ve tayyarelerimiz ancak böyle yığınlar bütün hünerini gi üzerinedir. Evet, recektir. Çok muhafazakâr bujuvası olan ve Habeşistana gitmiş olduğu için orasını tanıyan muhatabı- iyi bir fransız : den ayle kurarlar. Evlendikten sonra | cud olduğuna mı inanmalı? Sonra 44 Bütün kültürlü muhitlerde konuşulan | 4, Kabil olduğu kadar az çalışarak | zabitin kavga dışı olması, 25 adama | fakat bu 50.000 on bini şura- | mi bir zabit hesabiyle, bin yüz, bin iki | da, on bini orada olarak 100 kilom — Peki, sonra, dedim. sğrenmek için tek güçlüğün iniz pek muhtelif fikirler ara- ruyorum. Milletler arası kavğalar bu kozmopolit muhitte pek soluk akis- der birakıyor. Yanımdaki bir italyan | de bulunacağı bir cümle yapmalarını du. Halbuki şimdi bu hedeften vaz bangeri bana diyor ki: söyledim. Elli ağız birden bana cevab - | seçilmişe benziyor. Negelli Doğra- | val” vakıa ile, “ verdi: “Kahrolsun İngiltere !" Ö nn İA Ha sında bir kavga demek olacaktır. ve ingiliz, istinasız herkesin sulh ta- raftarı olması ve fransız kültürünün tesiri altında bulunmasıdır. Her ömürlerini tamamlamaya Şimdi ise bambaşka yor. Bu nesil bi — Hem sonra, diye ıktırlar. Tügati baştan başa ezberlemiye ve günde 14 saat çalı maya müktedirdir. Bu gençler âdeta Hem ne Tebelerime “kahir” kelimesinin içir — Evet, Mısırın da mavi gömlekli. | — leri vardır ve bunlar tanılmaya — de- | ediyordu: lyan ban- stler var d düştüğünü tahmin ettirir. Bu hesabı - | yüz kadar neferin ölü veya yi yaparken de zabitlerin neferlere na. zaran iki muli kayıp vermiş olduğu 'nu kabül ediyoruz. Okur, bu rakam bolluğunu mazur yıblarını ehemiyetli bulmaya sevke- diyor. Vazife, ne olursa olsun, herşeyden önce vazife!”. Altmış yaş- ve üzerinde harekete geçmesi şar- üyle, Yalnız Aksum'la Makalle * 180 kilometredi Şüphesiz ki general Graziyani, c nubi bir zafer kazanmışa ben- ecek? Harrar'dan bahesdiliyor- —— —- imtiyazlar ne olursa olsur « el birliği yapan ber hi — Sonra, dedi, İtalya, elinde altın şartlar içinde, ekonomik — bakımdan sosyalist bir şekle girecek olan İtal- bütün Habeşistanı işgal ettiği ni farzedelim. Bu talyan neo - sosyalistlerini façistlerine bu adı veriyorum - ken. dilerini istemiyen bir sömürgeyi elle- rinde tutmal devam etmeleri G B e latta Kabdi Mükadderü lacına hükle S L ea G Takeoderiyere “indiri | İSde bit adumdlan e mkib ve V Künlr yibete kerli TT e |kalmil€ ha doi Tialye B ğ mesine müsaade edilmiyor, ve önü- M B eli Fo eai GÜRvE ada lrmekten başka bir tey YaPmıyor | oan kabul etmesi icab edecektir. E- B C Ler Adeten Pai e ierile müphem bir surette - Atatürkü | Yabancı işgalini kollamak, kabul K ö ÖUÜ CE te farkında misınız? Misirdaki vazi- yet, hükümetinizin son — zamanlarda cesaretle yapmaya çalıştığı şeyin kü- gük ölçüde bir smebolüdür: Fransa- min tesiri altındadır ki burada bir mil- letler. cemiyeti muhafazakâı bir faşist ve birlerine ellerini uzatmaktadırlar. seçimlerde rey müzdeki bu mevsimde temsillerine boykot yapılmaya hazı Tanıyor, fakat her şeye rağmen, genç: liği disipline etmek - fikri Mısırda (- Hareket henüz müte- vazidir, faakt çok şey vüdediyor. Eski miltiyer lerlemektedi operamızın i partinin merkezinde , merakım hatırlatır. Hafız Bey arab irkından almakla beraber herhalde damarla: rında çerkes kanı vardır, ve Mısırda, çerkes, türk veya arnavud soyundan gelmek, derhal zihinde askeri cesa ret ve irade fikrini uyandırır. Hafız Bey ramazan, bi mide vaaz veren bir imam gibi ko- z da ca- etmek demektir. Biz, istiklâl — pren- kendileri için mukaddes bir doğ- ma haline gelecek mısırlılar görmek istiyoruz. İşte benim ilk düşüncem budur. İkincisi de gençli; siplin ve fedakârlığı Aydınlarımız, 1882 denberi çekmek- te olduğumuz. bir derd olan üer bana kanunu tersine çevirmek mümkün olduğunu (Sovyetler #ine bakınız) söyliyecek — olursanız, size Sovyet Rusyanın bir bütün teşkil ettiğini ve yarınki İtalyan imparator- Tuğunda hal aynı olmiyacağını söyle- rim. Moskovada yapılması kolay olan şey Romada imkânsızdır. Esasen başka bi faraziye de ileri — Birkaç ay sonu Aynı gün öğleden son: muşüyor, yani demek istiyorum ki, be- | düşkünlüğü ve maneviyat uyuşuklu B verecek olan Misır halkı da bu daşt- | tabrik edilmiş olduğu içie, caki meüke DARTĞ parirmenin ünlantılarında l İ u içinde bulundukça bir Mısr ordu. | törebilir. ve İlalyanın sowyalileimez Tuğa iştirak ediyor mu? yetçi fırkanın merkezini siyaret e. | duğu gibi inde tesir yape aumun serekhlüeder SAT TEMA İ İ ve altı milyarını — harcar . " tim. Teşekkül Anur Bey şerefine bir daha ziyade | Sudanın tarafımızdan işgalinden cid- | "A&men Habeşistanın fcihi işinin bu. — Muzırlı ne ingilizleri, ne de ital- Te Ka el bir | mak isteğini südöteğine yi k dir. | Sünkünden fazla ilerlememiş olması BZ o gaa çay veriyordu. Yeni teşekküllere kar- | eciçli fakat monoton di olarak bahsetmek imkânsızdır. | Sünkünden aaT GN 4t soğuk davranan Vafdcılardan ma- Ben gençlerimize çok geniş ve çok u- bu arzu onda bir program olmaktan a Ş veriyor. K? n a ada bütün diğer partilerden - kimse- mumi fikirler telkin ediyorum. On. | cak? ae aa aa ae garaa | ler bu toplantıda hazır. bulunuyor: | İdeal ve politika aa alini sealeğsi ve; bedündek |? / O zzman telil Avrupüda yenihir S eee ea ea | Ça Bakçeden ahai salcamna götür | — Göbekli ve bezela'd aa eli ae İlg vT devlet mevcud olacak ve bu bunun ancak birkaç yüz bin kişiden mürekkeb olduğunu — unutmayınız. Orinin 'ne okuma, ne de yazma bilirler. Bu tekliften — sonra “senatoda azalardan başka biri ayağa kalkarak hiddetle şöyle cevab verdi: “Peygamber de okuma yazma bil /— gordü. Biz, Muhammedden daha bü- yük olmak iddiasında deği — Talebeler iz düşmanıdırlar “Karşımda vermutunu içen üniver- — Evet, fakat herşey değişiyor, | t “dün B. Edca Londrada bir. nutuk verdi. Mısırın aleyhinde bir şey söy. y fakat Mısırdan da bahset- medi. Netice ne oldu biliyor musu hui ren mermer merdivenl vi sürette talim gördüklerini gös- 'teren bir beraberlikle hep birden el lerini kaldırmak suretile selâmlıyor- lardı. Bana rehberlik eden B. Selim, bu selâmın ne romalı, ne de hitlerci bir taş de, olmadığını izah etti: Kendi kendime; mil asır gençi masırlılar memiş olmasına şükredi Büyük bizzat reis genclere nutuk söylüyor. du. Hafız Bey Ramadan ayağa kalk- zaman, bütün gençler, rını biribirine vurarak ve sağ kolla- vanı uzatarak, hep bir ağızdan söyle- dikleri sözlerle onu selâmladılar. Bu sözler aşağı yunkrı şu mânâyı - ifade — Bu, hiyeroğliflerde gördüğünüz misırliların eski — selâm Yalnız, iki el yerine biz tek elle se- lüm vermekle iktifa ediyoruz. şeki naneye say- gençler, topukla. 'nu saygı ile dinliyorlardı. Biraz son. | , kendi salonunda bana çay ikram ederken, eserinin bususi karakterini seah ediyordu. — Gençlerimize, yukarı ve aşağı Misirin çift tacını ” başında — taşıyan firavin şahinini temsil eden sembolik madalyalar verdim. Yalnız sporla meşgul olan hücum kıtalarımızı an- cak 1930 da gördüm. 1898 de talebe di. Çünkü kendi menfaatine ol Vafd partisi milli k inl partiler gibi ingilizlerle anlaştı. Biz bunu reddediyoruz, fakat hanı le böyle hareket ettiğimizi iyice anla- malısınız. Biz politikacı de; Tist teeşkkülün belki bir sıyasal programla miyeceğini biliyoruz. Diğer tarı gene biliyoruz ki, karşılğır — aldığı liz ve bu idea- hiç bir zaman fade - ettirile- 'tün programımız şu küçücük kitabm kati ara. Hakikatleri yaparsan dün- yayı batıl inanışlardan kurtarırsın. İfa edilmiş vazifenin büyüklüği için. 'de imanla ölmek, insanlık vazifesine yalan söylemekten Hareketle- imanının amelidie , Bu lisanı başka nerede - işitmi tim. Gözlerimi kapaymca, mükem- mel bir. japon bahçesini ve - japon gençliği üzerindeki tesiri pek büyük olmuş olan gençral Haraki'yi görü- yorum. Japonya kudretli bir impara torluktur, *Misir zayıf bir memleket- tir. Fakat ölçülerin ne ehemiyeti var, hakikat şudur ki yakın şarkın kapı iarında, Samuray kahramanlık ahlâ: devletin armasından yalnız kırallık, macerası sayesinde dediğim gibi, he- İtüsüzce nihayet bulm savvur olunabilir. Bunun italyanların lehine mi yoksa çok aleyhlerine mi olacağını benden başkaları söylesin. Çünkü, hâdiseler, benim yaptığım gi- ri, hiç tezadsız ele almınca, italyan- ların lehine olan nedir, aleyhine olan nedir? En yakın istikballer karanlık için- İnsanlar ve milletler, hepimiz <eye doğru ilerliyoruz, ve karanlık önümüzden sıyrıldığı zaman, gördü- #ümüz ve elle dokunacak kadar ya- kınımızda bulunan şey, hemen hiç bir zaman tahayyül eti dei z şey olmu kı gencliğin ruhlarmnı fethetmektedir. — yor. 1 — O, yeni Britanya kabinesine, Fran- , “Ba ve Belçika ile Almanya aleyhine Miş bir ittifak yapılması düşi kim olmasından korkuyordu. 2 — Kendisinde, Alsas Loren'in tekrar le geçirilmesi için yaprlacak olan herhangi bir teşebbüsün bir netice vermiyeceği ikide bir Fransa arasında ortaya çıkan güç- dükleri düzeltecek olan anahtarın, emniyet — eselesinde saklı bulunduğu kanaati doğ- Muştu, ki bunda Britanyanın çok be gerikli Berlin elçisi Lord D' Abernon'nun konuşmaları da az tesirli olmamıştır. 3 — Rur'un yeniden işgal edilmesinden / ve bir anlaşma yapılamıyacak olursa, yeni 'cri tedbirlere geçilmesinden çekiniyordu. / Stresemann, ilk tekliflerini Britanya hükü- LARAAAAARAMAAAAAAAAAAAAAAAAAAARAAARARAAAAAAAAAAAAAAR. Takamamış olsa bile, yalnız garbte değil, $ şarkda da, sınırların harbla değiştirilmesi ğ hakkında her türlü düşünceden vaz geçmeği C ÇEMBERLEYNİN HATIRALARI Türkçeye çeveren: Hikmet TUN&. hazırdır. Garbda da, her türlü değişiklik için, ayni hareket tarzını sececektir.” Numara: 22 rilirken, Almanyanın, Fransa ile sulh yolun- ınlaşmak istediği şeklini taşıyordu. Almanya şümullü bir hakem andlaşması yapmağa ve Ren'de ilgileri olan devletler arasında, karşılıklı garanti paktları ile bağ- lanmağa hazırdı. Buna benzer andlaşmalar, Almanyaya bitişik olan öbür devletlerle de yapılabilecekti. Bundan başka, Ren'deki sınırları olduğu larını, not halinde bir araya getirdim ve, her hangi bir yanlış kavrayışa meyden verme- mek için, bunları, hemen alman hükümetin verdim. Benim notlarıma - göre teklifelrin mana ve mahiyeti şu idi “Almanya, sulh andlaşmasının zoruyla bugüne kadar kabul etmiş olduğu şeyleri, yani, garbdeki Statukoyu, kendi ihtiyar ve arzusuyla tanımağa hazırdır. O, yalnız garb- gibi katilikle tasdik eden bir andlaşmayı, de değil, şarkda da, sulh andlaşması ile mey- — Bütün dünyaya şamil olacak olursa, ne Almanya reddetmiyecekti. Böyle bir anlaş- dana gelmiş olan vaziyeti değiştirmek için, yüklenilir ve ne de tatbik edilebilir bir mee S ma, Versay andlaşmasının, Ren nehrinin sağ harbı, bir çare diye kullanmaktan vaz geçme- Suliyet yerine, böyle mahdud bir maksad uğ. Metine yaptı. Fakat, Britanya hükümetinin — sahilindeki askersiz bölgeye dair olan hü- — ğe hazırda runda ve sınırları belli olan bir sahada, nef- BaerlĞi arzu üzerine, bu teklifler, o ta- kümlerini, yeniden nezareti altında bulun- — — Bundan dolayı, şarkta, dostça uzlaşmalar sini müdafaa etmel: icin, pek haklı olarak, / rihlerde başvekil ve dış bakanı bulunan #er- durabilecekti. ve karşılıklı anlaşmalarla değişiklikler yap- bir mesuliyet üzerine alabilirdi. Ş —T * “Vorivo) ya da bildirildi; bu haber ve- — — Alman tekliflerinin asıl ehen mak umudunu bırakmak istememis veva br (Sonu var) Britanya hükümeti iyi hazırlanması şar- tiyle, bu tekliflerde, Cenevre prtokoluna karşı ihmaline imkân olmıyan, mukabil bir teklif mahiyeti gördü. Hükümetin, her m v leket veya sınır için üzerine âlmak isteme- diği garanti, bizim kıyılarımıza yakın ve en büyük harblara girişmemize sebeb olan, dün yanın bir parçası için tatbik edilecelti iyetli taraf-